23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 ŞUBAT 1990 HABERLER CUMHURİYET/11 Kuvvet Başanr topraga verildi • tstanbul Haber Servisi — Beyin damarlarında meydana gelen tıkanma sonucu kaldınldığı Haydarpaşa Nuraune Hastanesi'nde önceki gün ölen ANKA Ajansı tstanbul Temsilcisi ve Yönetim Kurulu üyesi gazeteci Kuvvet Başanr'ın cenazesi, diin Erenköy Galip Paşa Camisi'nde kılınan öğlen namazından sonra Karacaahmet Mezarhğı'nda toprağa verildi. Cenaze törenine, Gazeteciler Cemiyeti ve TGS yöneticileri, eski ve yeni meslektaşlan, TKT mensuplan, eski parlamenterler ve iş çevrelerinden dostlanyla yakınları katıldı. "Türkiye'de idama hayır" • LONDRA (Cumhuriyet) — Uluslararası Af örgiitü, Türkiye'de idam cezasının kaldırılması amacıyla dünya çapında bir kampanya başlattı. örgüt, Türkiye'de idam cezasının kaldırılması ve onay bekleyen idam cezalarının başka cezaya çevrilmesi amacıyla tüm üyelerinin Türkiye hükümeti nezdinde uluslararası nitelikte bir başvunı yapmasını istiyor. Örgütün Londra'da bulunan Uluslararası Eşgüdüm Merkezi tarafından yayımlanan raporda "Türkiye, ölüm cezası uygulayan Avrupa Konseyi üyesi tek ülkedir. Beş yıl infazsız geçtikten sonra şimdi ölüm cezasının kaldırılması zamanı gelmiştir" denildi. Raporda Türkiye'deki yargı yöntemi, özellikle askeri mahkeme anlayışı da eleştirildi. AIHK'ya yeni bir başvuru • Haber Merkezi — Avrupa Insan Haklan Komisyonu'na (AİHK) bireysel başvuruda yeni bir asamaya geçildi. 1982 yılında Istanbul Siyasi Şubesi'nde işkenceyle öldürülen TKP Merkez Komitesi üyesi Mustafa Asım Hayrullahoglu'nun ailesinin yaptığı başvuru, komisyonda incelenmeye başlandı. Hayrullahoglu'nun işkenceyle öldürüldüğü savıyla görülmeye başlanan davada, yargılanan 5 siyasi polis hakkında son olarak Askeri Yargıtay Daireler Kurulu'nun beraat karan vermesi, AİHK yolunu acmıştı. 14 Kasım 1982'de gözaltına alındıktan iki gün sonra lstanbul Siyasi Polisi'nde yaşamını yitiren Mustafa Hayrullahoglu'nun ailesi başvuruyu avukatları Ergin Cinmen ve Bahri B. Belen aracıhğı ile yaptılar. AIHK'da kayda geçirilen ve incelemeye alınan başvuruda, 7.5.1984'te tstanbtil Askeri Mahkemesî'nde başlayan davanın gelişimi özetleniyor. YÖK için görevsizlik karan • ANKARA (AA) — Ankara Cumhuriyet Savcılığı, YÖK Başkanı ve üyeleri hakkında yapılan suç duyurusunda görevsizlik karan verdi. Ankara Cumhuriyet Başsavcıhğı'ndan alınan bilgiye göre YÖK Başkanı Ihsan Doğramacı hakkındaki dosya, Milli Eğitim Bakanlığı'na, üyeler hakkındaki dosya ise YÖK Başkanlığı'na gönderildi. Savcılık, görevsizlik karanna gerekçe olarak, YÖK Kanunu'nun ceza soruşturmasıyla ilgili hükmünü gösterdi. Aktam'ın mahkftmiyeti • tstanbul Haber Servisi — Erzıncan 1 No'lu Askeri Mahkemesi'nce silahlı çete üyesi olduğu savıyla 5 yıl ağır hapis cezasına carptırılan Mehmet Aktam'ın, lehte kanıtlar dikkate ahnmadan yasalara aykın olarak mahkûm edildiği ileri sürüldü. Yargılamanın yenilenmesi için Askeri Yargıtay'a yapılan başvuruda yaklaşık 9 yılda mahkûmiyet kararı 3 kez bozulan Mehmet Aktam'a verilen hapis cezasının, Askeri Yargıtay'ca hiçbir aleyhte gelişme olmadan onaylandığı savunuldu. Avukat Hüseyin Gökçearslan, yargılamanın yenilenmesi istemiyle askeri Yargıtay Başkanlığına verdiği dilekçede, müvekkili Mehmet Aktam'la ilgili onama karan gerekçesinin yuvarlak sözleri içeren 8 satırdan oluştuğunu belirtti. Ozçelik'e 12 yıl hapis • tstanbul Haber Servisi — Medya Güneşi Dergisi sahibi ve eski Yazı Işleri Müdürü Cemal Özçelik, yayın yoluyla milli duyguları zayıflatıcı propaganda yapmaktan 12 yıl 6 ay ağır hapis, 684 bin lira para cezasına çarptınldı. Cemal Özçelik'in tstanbul DGM'de geçen pazartesi günü sonuçlandırılan davada, dergilerinin toplatılan Nisan 1988, Haziran 1988 ve Temmuz-Ağustos 1988 tarihli sayılannda yer alan bazı yazılaıda TCK'nın 142/3-6. maddelerine aykın davranmaktan suçlu bulunduğu bildirildi. Konuyla ilgili olarak derginin Yazı İşleri Müdürü Yakup Karademir tarafmdan yapılan açıklamada, "Demokrasiden, düşünce özgürlüğünden de vurulduğu, 141, 142. maddelerinin kaldınlacağı tartışmalannın sürdürüldüğü bir dönemde bu cezanın verilmiş olması, demokrasinin de, düşünce özgürlüğünün de yanlızca egemen güçler için geçerli olduğu sosutlanmaktadır" denildi. Şevket Kazan'a soruşturma • ANKARA (LBA) — Ankara Barosu'nun, Adalet eski bakanlanndan Avukat Şevket Kazan hakkında baro karanna aykın davranmaktan soruşturma açacağı öğrenildi. Ankara Barosu Başkanı Erzan Erzurumluoğlu, baronun DGM savcılarının avukatlara karşı tutumunu protesto amacıyla alınan bir hafta dıruşmalara girmeme karanna uymayarak duruşmalara kaılan Kazan hakkında disiplin soruşturması açılacağını bidirdi. Erzurumluoğlu, "Kazan'm adalet eski bakanı oinası, yasalara aykın davranma hakkını ona vermez. I-ferkes meslek yasalanna ve baro kurallanna uymak zcrundadır. Ya bu kurallara uyulur ya da avukatlık yşılmaz" dedi. Boşanan öğrenciler I ANKARA (ANKA) — Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Nerkezi, boşanan ya da ilginç ve gülünmesi nedeniyle sıyadlarını değiştiren kişilerin bu değişikliği en kısa zananda merkeze bildirmeleri gerektiğini açıkladı. (SYM Başkanı Dr. Fethi Toker, soyadı değişikliği yapan kşilerin, yeni soyadlarını gösterir resmi evrakın frtokopilerini onaylı göndermeleri gerektiğini bildirdi. Prof.Aksoy öldürüldüANKARA (Cumhuriyet Biiro- su) — Türk Hukuk Kururnu ve Atatürkçü Düşünce Derneği Baş- kanı, eski milletvekili, 1961'deki Kurucu Meclis üyesi Prof. Dr. Muammer Aksoy (73) dün saat 19.05'te evinin önünde silahlı bir saldırı sonucu öldürüldü. Olaydan sonra bazı gazete ve ajanslara te- lefon eden bir şahıs, Aksoy'un öl- dürülmesini, "lslami Hareket" adına Ustlenerek, "Tesettür konu- sunda tslama karşı takındığı tavır nedeniyle Müsliimanlar tarafm- dan cezalandınldığını" söyledi. Aksoy'a Bahçelievler 2. Cadde 24 numaralı apartmandaki dairesine gireceği sırada kimliği belirlene- meyen kişi ya da kişilerce saat 19.05'te üç el ateş edildi. Aksoy, sağ şakağı ile sağ göğsünden al- dığı iki kurşun sonucu olay yerin- de yaşamını yitirdi. Polis yetkilileri, saldırganın pro- fesyonelce davrandığını belirledik- lerini kaydederek, Aksoy'un "Çok isabetii atıslar sonucu yaşamını yitirdigini" ifade ettiler. Saldırgan- larm, Aksoy'un dairesinin bulun- duğu apartmanın arka bölümün- deki karanlıkta kalan alandan ya- rarlanarak olay yerinden kaçtık- ları sanılıyor. Emniyet yetkilileri, saldırgan ya da saldırganların, ci- nayetin işleniş biçıminden Ak- soy'u uzun süre izledikleri kanısın- da olduklarmı bildirdiler. Aksoy'un evini ilk önce SHP Genel Başkanı Erdal lnönü, da- ha sonra Genel Sekreter Deniz Baykal giderek başsağlığı diledi- ler ve saldınyı kınadılar. Içişleri ve Adalet Bakanları da, Aksoy'un evine giderek bilgi aldılar. Aksoy, yeni kurulan Atatürkçü Düşünce Derneği adına hazırla- nan broşürün matbaadan gelen prova baskılan üzerinde düzelt- meler yaptıktan sonra Bahçeliev- ler 2. Cadde 55/5 numaradaki bü- rosundan çıkarak, evinin bulun- duğu 24 numaralı apartmana gel- di. Saat 19.05'te apartmana gire- rek 4 numaralı evinin kapısına yö- nelen Aksoy'a, apartmanın içinde 7.65 mm çapında bir tabanca ile üç el ateş edildi. Yapılan ilk balis- tik inceleme sonucunda Aksoy'a önden ateş eden saldırganın ta- bancasından çıkan üç kurşundan ikisi isabet ettiği anlaşıldı. Mermi- lerden biri sağ şakağına, diğeri ise sağ göğsüne (sağ meme yanına) isabet eden Aksoy, merdivenin di- bine düştü. Aksoy, aldığı kurşun yaraları sonucu olay yerinde he- men can verdi. Cinayet nasıl islendi Olay yerinde yapılan ilk incele- melere göre, katilin ya da katille- rın Aksoy'u bürosundan çıkışın- dan itibaren izledikleri sanılıyor. Katilin Aksoy'un hemen ardından apartmana girdiği ve ateş etmeden önce de Aksoy ile yüz yüze geldi- ği tahmin ediliyor. Polis yetkilile- ri, Aksoy'a isabet eden kurşunla- rın acısının bu olasılığı güçlendir- diğini ifade ediyorlar. Emniyet yetkilileri, katilin apartmanın ar- ka tarafının karanlık olmasından yararlanarak kaçtığı, böylece gör- gü tanığı bırakmadığını sanıyor- lar. Apartmanın arka tarafında iki katlı evin bahçesine açılan denıir bir kapının da açık olduğu, iki katlı evin dikenli tellerle çevrili bahçesinin dip kısmındaki tellerin telefon kabloları ile sanlarak olası bir kaçış için işaretlendiği saptan- dı. Yetkililer, bu bulguyu, cinaye- PORTRE PROF. MUAMMER AKSOY Ödünsüz AtatürkçüAtatürkçü düşüncenin ödün vermez savunucusu Prof. Dr. Muammer Aksoy 1917 yılında Antalya'da doğdu. Ankara Hukuk Fakültesi'ni hemen tüm derslerinden tam not alarak 1939 yılında bitirdikten sonra Zürih'e Hukuk ve Devlet Bilimleri Fakültesi'nde doktorasını yaptı. Yurda döndükten sonra tstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde ticaret hukuku asistanı olarak görev aldı. Daha sonra Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde Medeni Hukuk kürsüsüne geçti. Prof. Dr. Turhan Feyzioğlu'nun üniversiteden atılması üzerine, "özerkliğin zedelendiği" gerekçesiyle 1957 yılında öğretim üyeliği görevinden istifa ettr. 1958 yılında CHP'ye girdi, aynı yıl Türk Hukuk Kurumu Başkanlığı'na geldi. 27 Mayıs 1960'dan sonra üniversiteye girdi. Temsilciler Meclisi üyeliğine seçildi. 1961 Anayasası'nı hazırlayan komisyonun sözcülüğünü yaptı. 1960 sonrasında Sanayi Bakanlığı görevi yapan Fethi Çelikbaş'ın hukuka ve ülke çıkarlarına aykın tutumunu sergilemek için uzun mücadele verdi ve bu konuda bir de kitap yazdı. 1964 yılında profesör oldu ve Anayasa Hukuku kürsüsüne geçti. CHP Parti Meclisi üyeliğine seçildi. CHP'li Ihsan Topaloğlu'nun Enerji Bakanlığı döneminde "ulusal petrol" davasının savunuculuğunu yaptı. 12 Mart 1971 muhtırasından sonra Dev- Genç davasından tutuklandı, yargılama sonucu beraat etti. 1975 yılında yeniden CHP'ye girdi. 1977'de tstanbul'dan milletvekili seçildi. Türkiye'yi Avrupa Konseyi'nde temsil etti. Anayasa Komisyonu Başkanhğı'nı yürüttü. Bu görevini 12 Eylül 1980'e dek sürdürdü. 1981 yılında Ankara Barosu Başkanlığı'na seçildi. Türk Hukuk Kurumu Başkanlığı görevini yürütürken, geçtiğimiz günlerde kurulan "Atatürkçü Düşünce DernegT'nin başkanlığına seçildi. Horzum davasında da müdahil avukat olarak katıldı. Süper emeklilerin avukatlığını üstlendi. SHP'de Anayasa Komisyonu başkanlığında bir süre bulundu. Aksoy, yaşamı boyunca Atatürkçü düşünce ve özellikle laiklik konusunda ödünsüz çabalar harcadı. "Laiklik ilkesinin cumhuriyetin temeli, demokrasinin vazgeçilmez koşu|u" olduğunu vurgulayan Aksoy, YÖK'ün türban konusundaki son kararını eleştirirken, "1982 Anayasası oldukca Atatürk devrimlerinin bir parçası olan 'uygar ve çağdaş kıyafet ilke ve devrimine' aykın giyinişlere, bir devlet kuruluşu olan üniversitelerde göz yumulması açıkça anayasaya aykın bir tutumu oluşturmaktadır" ifadesini kullanmıştı. Aksoy, 15 Temmuz 1956'da Forum Dergisi'ne yazdığı yazıda hukukçulann manevi sorumluluğunu şöyle vurguluyordu: "Hukukçulann bir kısmı, hayatlannı, hak ve hakikal peşinde koşup bunlan ilan etmeye ve savunmaya adamakta; bir kısmı hak ve hakikata karşı kayıtsız kalmaktadır. Nihayet bir kısmının ise ömrii -ne yazık ki- hak ve hakikatın gizlenmesine ve baltalanmasına hizmet etmekle geçmekledir (...) Bir ülkede hukuk devleti tehlikeye düşerse, isler hâkim yahut profesör, ister savcı veya yönetici olsun -meslekten atılmak, ya da daha ağır sonuçlara katlanmak tehlikesini göze alarak- hukuk cephesine katılmak (hukuk devleti için mücadele etmek) her hukukçu için bir meslek ve vicdan, hatta yurt ve insanlık borcu olur. Hukukçu olmak, ne kadar onurlu ise o kadar da zor ve mesuliyetli bir mesleğe intisap etmek demektir. Hukuk fakültelerine kabul edilmek için mümkün olup da bir karakter ve medeni cesaret sınavı icat edilse, bundan biitün insanlık ne kadar kârlı çıkardı." Aksoy, idari yargılamada son yapılan değişiklikleri eleştirirken de bunun "uygulamada hukuk devletinin varlığına yönelmiş bir suikast niteliği alacağı endişesini" dile getiriyordu. Atatürkçülüğün ödünsüz savunucusu hunharca bir suikasta kurban oldu. Yapıtlan: Partizan Radyo ve DP (1960), Türkiye'nin Petrol Faciası ve Çıkar Vol (1965), Devrimci Öğretmenin Kıyımı ve Mücadelesi (1975, 2 cilt), Sosyalist Enternasyonal ve CHP (19~7). tin önceden planlanmış olabilece- ğinin işareti olarak değerlendirdi- ler. Bu arada, iki katlı müstakil evin boş olması da dikkat çekti. "İslami Hareket" Saat 21.30 sıralannda bazı ga- zetelere ve Anadolu Ajansı'na te- lefon eden bir şahıs, olayı "lsla- mi Hareket" adına ustlenerek şun- ları söyledi: "Tesettur konusunda tslama karşı takındığı tavır nedeniyle Müsliimanlar tarafından cezalan- dırıldı. Olay, İslami Hareket adı- na üstkniliyor. 7.65 Baretta ile ce- zalandınlmıştır." Olayı üstlenmek için gazete ve ajansları arayan şahsın Türkçesi- nin düzgün olmadığı ve jetonlu bir telefonu kullandığı belirlendi. Te- lefon eden kişinin genç bir erkek olduğu tahmin ediliyor. Aynı şah- sın başka bir telefonunda da "Olay.tslami IntikamÖrgütü adı- na üstleniliyor. Muammer Aksoy tesettüre karşı takındığı düşman- ca tavırdan dolayı öldürüldü, Müslümanlar tarafından öldürüldü" dediği öğrenildi. Saat 24.00 sıralannda îzmir büromuza telefon eden bir kişi de Aksoy'un "Müslüman Kardeşler" örgütün- ce öldürüldüğünü söyledi. 12 Eylül öncesinde Ülkücü ke- simin güçlü olduğu Bahçelievler semtinde meydana gelen bu cina- yetin ilk aşamada herhangi bir görgü tanığı bulunamaması dik- kat çekti. Olaydan sonra, Muam- mer Aksoy'un öldürüldüğü apart- man ile çevresindeki apartmanlar- da oturanların olayın ardından ev- lerinin ışıklarını söndürdükleri, sokaktaki hareketüliği perdelerin arkasından izlemeye çalıştıkları görüldü. Bu arada, cinayetin işlen- diği apartmanın caddeye bakan bölümündeki dükkânda çiçekcilik yapan Sedat Altıntaş, kendisinin olay sırasında dükkânda buluıı- madığını, ancak yanında çahşan çocuğun üç el silah sesi duyduğu- nu, ama kaçan herhangi bir kişi görmediğini söyledi. Çiçekçinin yanında bulunan ka- feteryada, olay sırasında bulunan bazı kişiler de silah sesi duyma- dıklarını ancak, Aksoy'un yere düşerken çıkardığı sesin kafeter- yaya kadar ulaştığmı dile getirdi- ler. Kaçan herhangi bir kişi ya da kişileri görmediklerini söylediler. Bu sırada olayda kullanılan sila- hın susturuculu olduğu iddia edil- di. Ancak bu iddiayı yetkililer doğrulamadı. Aksoy'un vuruldu- ğu apartmanın karşısındaki apart- manda 3. katta oturan bir kişinin silah sesi duyduğunu söylediği öğ- renildi. İki kurşun Aksoy'un öldürülmesi olayına Ankara Cumhuriyet Savcılığı el koydu. Ankara Cumhuriyet Sav- cısı Akın Öncül ile Suçüstü Sav- cısı Kenan Özer olay yerine gele- rek ilk soruşturmayı başlattılar. Olay yerinde, gazetecilere bilgi ve- ren Akın Öncül, şunları söyledi: "Saat tahminen 19.00 sıralann- da Bahçelievler 2. Cadde'de bulu- nan 24 numaralı eve girdiğinde olay meydana gelmiş. Şu anda te- spitlerimize göre, sağ şakakta ve sağ meme hizasında olmak üzere iki kurşun girişi >nr. Ancak kesin >nra ve diger izler >-apılacak otop- siden sonra belli olacak. Şu anda diyeceklerim bu kadar. Kaç kişi oldukları hiç belli değil. Mermi- leri laboratuvara gönderdik. Eide edilen boş kovanlar >'ar. Nasıl bir tabanca ile ateş edikligine dair hiç- bir tespit yok. Gözalüna alınan da şu anda yok." lkj saat kadar apartman girişin- de tutulan Aksoy'un cesedi, saat 21.05'te bir ambülans ile Adli Tip Kurumu morguna götürüldü. Adli Tıp Kurumu'nda görevli adli tabip Talat Yortman, Aksoy'un cesedi- ne otopsinin bugün sabah yapıla- cağını söyledi. Tepkiler Olay yerine ilk olarak saat 20.2O"de Ankara Valisi Saffet An- kan Bedük ile Ankara Emniyet Müdürü Mehmet Ağar geldiler. Gazeteciler ve merakhlar ta.afın- dan çepe çevre kuşatılan apart- man girişinden güçlükle içeri gi- rerek, olay yerinde incelemelerde bulunan ve Akso>''un ailesine baş- sağlığı dileyen Bedük, "Değerli hocanuz Prof. Muammer Aksoy'a karşı yapılan bu menfur cinayeti üzüntü ile karşıhyonız" dedi ve şunları söyledi: "Türkiye'de mevcut olan huzur ve güveni bozmak, provokasyon çahşmalanna girmek isteyenlerin mevcudiyetinin gözden uzak tutul- maması gerekir. Metanetle mese- lelere yaklaşımda bnlunarak, her türlü ihtimali hesaba katmak su- retiyle güvenlik kuvvetlerimiz ça- lışmalannı sürdürüyorlar. Sonu- cu alacağımm ütm'l ediyorum." Vali Bedük, Aksoy'un daha ön- ce herhangi bir şekilde tehdit edi- lip edilmediği sorusuna, "Hayır, bazı şeyler var. Herhangi bir şey söyleyemeyiz. Onlan arkadaşlar değerlendirecek" karşılığını verdi. Bedük, saldırganların kaç kişi ol- dukları yolundaki bir soruya da şimdilik herhangi bir şey söylene- meyeceği yanıtını verdi. Ağar'dan üç ihtimal Ankara Emniyet Müdürü Meh- met Ağar, Prof. Dr. Muammer Aksoy'un nasıl öldürüldüğüne ilişkin şu anda herhangi bir bilgi ya da ipucuna sahip olmadıkları- nı söyledi. Bu nedenle cinayetin nedenine ilişkin tahminde bulun- manın şu an için erken olduğunu kaydeden Ağar, olayı tüm yönle- riyle araştırdıklannı ifade etti. Ağar araştırmalannın özellikle üç yönde yoğunlaştınldığını kaydede- rek, "Kendisi bir avukaltır. tş iliş- kikri var. Ajııı zamanda siyasi bir kişiliği vardır. Bu yönde de çeşitli iliskileri vardır. İ'çıincü olarak da kendisi bir bilim adamıdır. Olayı her üç acıyı da göz önünde bulun- durarak araştnyoruz" dedi. Ağar. "Ne olursa olsun biz bu olayı ay- dınlatmak zorundayız" diye konuştu. Telefondaki ses Muammer Aksoy'un bürosun- da çalışan stajyer avukat, olaydan sonra yaptığı açıklamada, Âksoy- un bürosunun dün öğleden sonra üç kez telefonla arandığını, ancak telefonlann Aksoy'a bağlanmasın- dan sonra konuşmadan kapandı- ğını söyledi. Aksoy'un, dün öğle- den sonra gazeteci-yazar Emin Çölaşan ile biraraya geldiği ve Çö- laşan'ın "Pazar Sohbeti" için yö- nelttiği soruları yanıtladığı kay- dedildi. Çölaşan, görüşme ile ilgili ola- rak şunları söyledi: "Aksoy, görüşmemizde, TCK'nın 141,142 ve 163. raadde- sinin kaldınlmasına karşı çıktı. Bunu kaldırmak iste>enleri eleştir- di. Gelecekte böyle bir durum olursa, Türkiye'yi büyük bir bu- nalımın beklediğini söyledi. Şeri- at (ehlikesinden söz etti. Atatürk- ün büyüldüğünü, ömekler vererek anlattı. Son derece inançlı bir da- va adamıydı. Haysiyeti, şerefi ve namusundan hiçbir zaman ödün verraemişti. Benim için de çok acı bir anı oldu." Şaşkınlıkve büyüktepkiANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — Prof. Muammer Aksoy'un öldürülmesi büyük tepki uyandır- dı.Cumhurbaşkanı Özal, Aksoy'- un öldürülmesini, lstanbul AKM'de Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı yararına veri- len "Çardaş Fürstin" operetini iz- lerken öğrendi. Cumhurbaşkanlığı basın sözcü- sü Kaya Toperi, konuyla ilgili ola- rak yaptığı açıklamada, "Cum- hnrbaşkanı Özal'ın olayın içeriği ve kim tarafından yapıldıgı hak- kında bilgi almaya çalıştığını, sal- dırıdan dolayı iizgün olduğunu, olayı şiddetle kınadıklannı" bil- dirdi. Toperi, "Sebebi ne olursa okuB bir bilim adamına karşı ger- çekleştirilen bn saldınyı kınıyoruz" dedi. TBMM Başkanı Kaya Erdem, Prof. Muammer Aksoy'un kay- bı nedeniyle yayınladığı mesajda, Prof. Aksoy'un demokratik par- lamenter sistemlimize unutulmaz katkıları olduğunu bildirdi. Er- dem mesajında "Üniversite öğre- tim üyesi ve siyaset adamı olarak, gerek hukuk hayatımıza, gerekse parlamenter sisteme unutulmaz katkılan olmuştur" dedi. Başbakan Akbulut, Prof. Ak- soy'un öldürüldüğü haberini Ba- kanlar Kurulu toplantısı sırasın- da öğrendi. Akbulut, bunun üze- rine bir mesaj yayımlayarak sal- dından büyük üzüntü duyduğunu ve şiddetle kınadığını bildirdi. SHP Genel Başkanı Erdal lnö- nü, Prof. Aksoy'un evinden ay- rılırken gazetecilere yaptığı açık- lamada şunları söyledi: "Büyük hukukçu arkadaşımız, dünyaca tanınmış bilim adamı Muammer Aksoy'un böyle feci bir şekilde öldüriilmesinden en büyük üzüntüyü dııydum. Böyle bir vahşi cinayetle Türkiye'nin ye- tiştirdigi. hayatını halkımızın mutluluğuna adamış bir insan aramızdan aynlıtıış bulunuyor. Ailesine başsağlığı, kendisine rah- mel diliyorum. Bir an önce bu olayın aydınlanmasını bekliyo- rum. Nedir arkasındaki sebep? Bir terör olayı mı, bir mafya ola- yı raı, bir kişisel mesele mi? Se- bep neyse aydınlanmasını bekliyo- ruz. Böyle vahşel olaylarıyla ül- kemizin sağlığını, halkımızın mut- lulugunu, deraokrasiyi tehlikeye atmak isteyenler varsa bunlann bir an önce meydana çıkanlma- sını bekliyonız. Boyle vahşet olay- larıyla Türkiye'nin selametinin tehlikeye düşürüleraeyeceğini de ifade ediyonız. Herkesi bir an ön- ce bu vahşi cinayeti bulacak olan güvenlik güçlerine yardıma çağı- nyoruz." DYP Genel Başkanı Süleyman DemireJ, konuyla ilgili olarak AA muhabirine şunlan söyledi: "Olaydan fevkalade üzüntü duydum. Bu adi cinayete teşebbüs edenlerde kalp diye hiçbir şey ol- maması lazım. Aksoy'un ölümü Türkiye için çok büyük bir kayıp- tır." Ferit tlsever (Sosyalist Parti Genel Başkanı): "Yurtsever pro- fesör Muammer Aksoy, anti emperyalist ve laik kişiliğiyle top- lumda saygınlık kazanmış bir isimdir. Kaybı ülkede şok yarata- cak halkı acıya boğacak bir olay- dır. Cinayeti işleyen karanlık gü- cün bu noktaları göz önünde tul- tuğu anlaşılıyor. Tıpkı Cavit Or- han Tütengil. Bedri Karafakiog- lu, Bedrettin Cömert ve Abdi tpekçi gibi. Bu cinayetin şovenizm dalgasının yükseldiği günlere rast- lamasına özellikle dikkat çekiyo- ruz." RP Genel Sekreteri Oguzhan Asiltürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Bu olay eger ideo- lojik bir olaysa çok feci bir şey. Birçok sebeplerle birçok cinayet- ler işleniyor, bunlar kabul edile- meyen şeyler. Ancak bir fikir yö- nünden böyle bir şey yapılması çok daha feci" dedi. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velide- deoğlu: "1934'ten beri kendisiııi tanırım. Hukuk Fakültesi birinci sınıfından son sınıfına kadar öğ- rencimdi. Küçük yaşından beri dürüst, namuslu, çahşkan, vatansever bir insandı. tnanmış bir Ata- türkçüydü. Büyük bir hukukçuydu. Ülke- miz için gerçekten çok büyük bir kayıptır. Terör yeniden başladı. Dikka- ti çekmek için namuslu insanları öldürüyorlar. Daha önce hatırla- yacaksınız, Bedrettin Cömert, Bedri Karafakioğlu, Ümit Doğa- nay, Cavit Orhan Tütengil böyle öldürüldü. Ve failleri bulunama- dı. Umarım bu kez bulunur. Ba- na göre, bu aşağı yukan 10-15 se- ne önceki aynı oyunlar yineleni- yor. Terörün yükselmesinden, tır- manmasından ve ülkemizin yeni bir karanlığa gömülmesinden en- dişe ediyorum. Umarım, buendi- şelerimde haksız çıkarım. Üzün- tüm sonsuzdur. Şu anda bir evlat acısı çekiyorum." Prof. Dr. Tank Zafer Tunaya: "Bilhassa 1961 Anayasası'run ya- pıldığı zaman kendisini yakından tanıdığım ve takdir ettiğim bir ar- kadaşımdı. Geniş hukuk bilgisi bu memleketin bilim hayatma çok şey kazandırmıştır. Bundan dola- yı fevkalade üzgünüm." Prof. Dr. Bahri Savcı: "Çok üzüldüm. Aksoy, içten bir de- mokrasi, özgürlük ve ahla>v örne- ğiydi. Türkiye için bir kayıptır." Prof. Sadun Aren: "Çok üzül- dük. Fakat niçin bunun yapıldı- ğını merak ediyorum. Kendisinin özel düşmanhğı olabileceğini dü- şünmüyorum. Siyasi bir yanı var mı diye düşünüyorum." Anayasa Mahkemesi Başkan- vekili Yekta Güngör Özden, Ak- soy'un ölümünün, ülke ve ulus için çok büyük bir kayıp olduğu- nu belirterek, "Prof. Dr. Aksoy, Atatürk ilkelerine sıkı sıkıya bağ- lı. cesur ve çok seçkin bir hukukçuydu" dedi. Yargıtay Başkanı tsmet Ocak- çıoglu, Prof. Aksoy'un memleke- te büyük hizmetleri geçmiş bir ilim ve irfan adamı olduğunu söyledi. Danıştay Başkanvekili Şafak Sancar da Dr. Aksoy'un öldürül- mesinden çok büyük üzüntü duy- duğunu söyledi. Nevzat Helvacı (tnsan Haklan Derneği Başkanı): "Bu son gün- lerde terörün yeniden tırmanmak- ta olduğu görülüyor. Terör olay- larırun bir sonuç getirmediği ya- şanarak belirlenmiştir. Terör olaylannın sonucunda gelen yö- netimlerin de acıklı günler yaşat- tığı yine yaşanan deneyimler so- nucu somuttur. Bu törer olayları nereden geliyorsa onları akılları- nı başlarına almaya çağırıyorum ve bu olayı şiddetle kınıyorunı. Sorunları çözmenin demokratik yolları vardır." Av. Halit Çelenk: "Kendisi Türkiye'de anayasa hukuku üze- rinde gerçekten uzman ve ön saf- ta gelen hocamızdı. Türk Hukuk Kurumu'nda, 25 yıldan beri bir- likte çalıştık ve Türk Hukuk Ku- rumu Başkanlığıru yapmayı bugü- ne kadar sürdürdü. Acımız son- suzdur. Kurum olarak durumu ayrıca değerlendireceğiz." Avukat Emin Defer: "Hem bi- limsel yönden hem politik açıdan ülkemizde yerinin çok zor doldu- rulacağına tanık olduğumuz bir insan. Özellikle Türk Hukuk Ku- rumu çalışmaları ile hukuk, insan haklarının yerleşmesi yolundaki çabalan unutulmayacaktır." Şevket Yılmaz (Türk-tş Genel Başkanı): Türkiye nereye gidiyor? Ne olacak? Artık yarın evden ve- dalaşarak çıkmak gerekiyor. Çok üzüldüm. Üzüntümü şu anda an- latacak kelime bulamıyorum." Necat Çeiik (Hak-İş Genel Baş- kanı): "Fevklade üzücü bir olay. Terörün yeniden başlaması üzün- tü verici. Umarım bu vahim ola- yın arkasında bir kısım kuruluş- lar ve kişiler olmasın. Siyasi ikti- dar, devlet ciddiyetiyle hareket ederek bu tür olaylan önleyici ted- birleri alması gerekir." Nusret Fişek (Türkiye Tabipier Biıiiği Başkanı): "Muammer Ak- soy'un öldürülüşünü Türk hekim- leri adına nefretle kınıyorum. Sa- yın Aksoy Türkiye'nin yetiştirdi- ği en büyük ilim adamlanndan bi- riydi. Eşsiz bir Atatürkçü ve Türkiye'de demokrasinin yerleş mesi için mücadele veren bir in- sandı. Saldırıyı onun fikirlerine yönelik bir saldırı görüyorum." Eğitimciler Derneği: "Bu olay, Türkiye'yi bilerek bu kaosa sü- rüklemek isteyen ve özellikle Türkiye'nin gündeminde bulunan insan haklan ve demokrasi süre- cini engellemek istediklerinden dolayı bizzat son olarak bu mi- tinglerle ortaya çıkan ırkçı ve şo- ven ilişkileri örgütleyen ve buna göz yuman kişiler yüzünden ol- muştur. Olayı şiddetle kınıyo- ruz^ _ ^ Tehlikeli eylem Mülkiyeliler Birliği lstanbul Şu- besi'nde bir toplantı için bulunan çeşitli üniversitelerden kalabalık bir öğretim üyesi grubu, saldınyı şiddetle kınadı. Dün gece yayım- lanan bildiride şöyle denildi: "Bir yaşam boyu demokrasi, hukuk devleti ve laikliğin savunu- culuğunu yapmış bulunan Prof. Aksoy'un uğradığı insanlık dışı saldınyı şiddetle kınıyor, bunu öz- gür düşünceye ve ulusurnuzun bu- tünlügune yöneltilen çok tehlike- li biı eylem olarak görüyoruz. La- ik, demokratik hukuk devletinin savunmasını yapan herkesin can güvenliğinin saglanmasının devle- tin temel yükümlülüğü olduğunu önemle dile getiriyoruz." .Açıklamada, öğretim üyelerinin bugün saat 11.00'de lstanbul Üni- versitesi avlusunda anma toplan- tısı yapacakları belirtildi. Aksoy'un öldürülmesinin ilk ta- nığının apartmanın giriş katındaki 1 numaralı dairede oturan ailenin oğlu Ahmet Köseler olduğu belir- lendi. Köseler, polise verdiği ifa- desinde, şunlan söyledi: "Olay sırasında evde yalmzdım. Bir ara girişteki ara kapının açı- lıp kapandığını duydum. Daha sonra çat çat çat diye üç ses duy- dum. Daha sonra bu seslerin he- men ardından, ara kapının yine açılıp kapandığını işittim. Kapıya geiip mercekten araya baktıgımda ışığın yanık olduğunu, ancak kim- senin bulunraadıgım gördüm. Bu- nun üzerine kapıyı açıp dışan baktım. Bu sırada 4 numaralı da- irede oturan Muammer Aksoy be- yi kanlar içinde merdivenin basa- maklan üzerinde düşmuş şekilde gördüm. Hemen eve giderek apartmanın arka bohımünü gören mutfak penceresine koştum, bak- tığımda kimseyi göremedim. Bu- nun üzerine 055 den polis imdatı aradım. Bildiklerim bundan iba- rettir." Bu sırada Ahmet Köseler'in an- nesi de olay sırasında evde olma- dıklannı, olaydan sonra oğlunun polisler tarafından ifadesi alınmak üzere götürüldüğünü belirtti. Polis yetkililerince gerçekleşti- rilen olay yeri keşfinde saldırga- nın Muammer Aksoy'dan önce apartmana gırerek L biçimindeki giriş holünün posta kutusu ve rad- yatör kısmının bulunduğu köşede saklandığını, Muammer Aksoy 1 un merdivenden çıkmak üzere ha- reket ettiğinde, silahını yaklaşık 1 metreden ateşledigj yönünde bul- gular elde edildi. Öte yandan gazete ve ajanslara telefon ederek olayın sorumlulu- ğunu üstlenen İslami Intikam ör- gütü'nün araştırılmasma da baş- landı. Emniyet yetkilileri örgütün adının ilk kez duyulduğunu, an- cak örgütle ve bağlantıları üzeri- ne geniş kapsamlı bir araştırma- ya gittiklerini belirttiler. Polis araştırmasında önceliği lslami te- rör örgütleri alıyor. Bakanlar olay yerinde Bakanlar Kurulu'nun dün ak- şamki toplantısından sonra bir açıklama yapan Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Mehmet Yazar, bir gün önce de polis memuru Mehmet Çakmakçı'nın öldürüldü- ğünü ammsatarak, "Her iki olay- da da benzer taraflar var, bunnn bir terörist mahiyeti arzetmesi intibaıdır" diye ekledi. Adalet Ba- kanı Oltan Sungurin ile tçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu. Bakan- lar Kurulu'ndan ayrılarak olay ye- rinde incelemelerde bulundular ve Aksoy'un ailesine başsağlığı di- lediler. Içişleri Bakanı Aksu, 22.30'da Bakanlar Kurulu toplantısına tek- rar girerken yaptığı açıklamada, olay yerinde 7.65 çapında üç tane boş kovan bulunduğunu belirte- rek, saldırganların kaç kişi oldu- ğunun henüz belirlenemediğini söyledi. Olayın çok yönlü olarak araştınldığını kaydeden Aksu, Dev-Sol'un son günlerdeki eylem- lerine dikkat çekerek, şu açıkla- mayı yaptı: "Şu anda olay yerinden geliyo- ruz. Üç tane boş kovan var. 7.65 çapında. Kaç kişi olduklan belli değil. Biliyorsunuz dün (önceki gün) öldürülen trafik polisinden önce borsayı bombalamak isteyen bir örgüt mensubu bomba elinde patlayarak ölmüştıi. Buradan ha- reketle polis bu örgütü ortaya çı- kardı. O örgütün işlediği geçmiş iki yıla. gerisine dayanan birtakım suçlar ortaya çıkanldı. tşte kara- kol bombalamalar, soygunlar. Tam o sıra yine bir kuyumcu soy- gununa teşebbüs, silahlı çatışma ve orada da yine bir terörist mii- sademe souucu ölü olarak ele geç- mişti. Tabii bu son olaylar ve dün- kü (önceki günkü) polis öldünne olayı aynı örgüte, Dev-Sol'a aitti. Çünkü oraya bildiri de bırakmış- ü. Ama arkadaşlar o konu üzerin- de de çalışıyorlar." "Pis mektuplar" Ülke Aksoy, eşinin vurulmasın- dan sonraki gelişmeleri AA'ya şöyle anlattı: "Bana haber verilince hemen aşağov indim. Enfarktüs geçirdi- ğini zannettim. Kulagından ve ag- zuıdan kan getiyordu. Hemen suni teneffüs yaptırmaya çalıştım. Kan- lar benim ağzıma da doldu. Son- ra, beni alıp yukanya çıkardılar. Silah seslerini duymadım. Ancak bir güriiltü geldi kulagıma. Bun- lan egzoz patlaması sandım." Ülke Aksoy, eşinin yakın za- manlarda tehdit alıp almadığı yo- lundaki bir soruya da "Hayır, böyle bir şey olduğunu bilmiyo- rum. Ancak, bize hayatımız bo- yunca pis pis mektuplar gelirdi. Fakat Muammer bana bunlan söylemez ve göstermezdi. Bütün endişesi bizlerdik." Daha sonra Aksoy'un Etimes- gut'ta askerlik yapan oğlu Ann Aksoy odaya girdi ve "Hayatta hiçbir şey olmayan alçak insanlar bunlar. Bunlara cesaret vermemek için aglama" diye konuştu. KALBINIZI KORUYUN • Aşırı yorgunluktan • İçki ve sigaradan • Ruhsal gerilimder kaçının Muayene, Teşhis, T Kontrol, Laboratc Röntgen 175 12 44/45 - 1
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear