23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sahıbı Cumhunvrt Matbaacılık ve Gazetecılık Turk Anonım Şırketı adına Nadır Nadı 0 Gencl Yavın Muduru Hssan Cemml, Muessese Muduru Emine Ijmklıpl. Ymı t^len Muduru Ok«? GoMiıaa, 0 Habcr Merkezı Muduru >alçın B«>cr, Savfa Duzenı }ön«mem Ab V»r 0 Temsılcıier, ANkMtA Ahmtı Tm. 1ZM1R Hikmei Çelınkan. ADAVA K Polıtıka CeM Ba^la^ıc. Dış Habcfler bf|m M n . Ekonfifflı Ce^lı Tnfftu. !* Sendıka. ŞafcfM Kcmrı, kuJıur CcM l'flef. Utanbul Hahtricn b a l KaçıL. F.fmrn C n Şnta. H»bo Instırnu İ M lerku, Vurt HlbCTkn •>«*< l k | K Spor D»nı>manı AMaikadir Yacstaaa. Dtti Yuılar KrffH ÇafcşfcM. ATCttmp- Şlfcfai Mpmf. Duzritme tkbâmHmk VliKt 0 KoordınatOr U w < ILonlsM 0 MaJj l»ier Enrf Ertal 0 Muhtabe MmitıH Vemer 0 Butçe Planlanu Sc*p O M u b r f n f l ı 0 tollam 4y* Ibrva 0 £k Yjvmlat H U » U n l 0 IHare Hamia C.mm 0 Ijlsımc ÖMcr ÇH» # Bılg. Iskn. Sııl l u l 0 Ptnoncl Vvfi Bomacıotla Yavtn Kumlu B«Un Nafcr Nadı OL|*> Akbai, YalçM Botr, Huuı Ceaal HıkaM («iaksn. OU» \boM1 T M &iMfj tf Yayon. Curohunytt Matbaacmk ve OueuoJık T A-£ Türk O o * C«d 39'41 Cljaklflu 34334 Iıı PK 2U, Isunbul Td 512 05 05 (20 hall, Tde* 22246. F u (1) 52* 60 72 0 Burolar ( ı L n Zıyj Gökalp Bl. tnkılap S. No 19 4. Td 133 II 41-47 Teta 42344. Fu. 14) 133 0: 65 0 fzadr H Zı>I Blv 1352 S. 2/3. Td. 13 12 30. Ttta 52359. F u (51) 19 53 «0 0 U n s luönu Cad. 119 S. No I Klt ! Td 19 31 52 (4 r.al). Tela 62155. Fa» Pl) 19 23 71 TAKVtM: 3 KASIM 1990 lmsak: 5.03 Güneş: 6.29 öğle: 11.52 lkindi: 14.39 Akşam: 17.06 Yatsı: 18.26 'Devlet betonlaşmaya hız veriyor' Prof. Necati Dedeoğlu, Türkiye'de çevre ile ilgili 80 adet yasarun ve bir o kadar da tüzüğün bulunduğunu söyledi. Buna karşın çevre korumasındaki en büyük engelleri, bu güçleri ellerinde tutan yetkililerin oluşturduğunu anlattı. ANTALYA (Cumhuriyet BÜTOSU) — "Çevreyj en çok devlet kirietiyor. 1980 öncesi iç kanşıklıkJar çevreye yonelnıe- mizi önJedi. O dönemde Bo|az Yasası çıktı, kıyı yağmalandı. 80 sonrasında ise toplumsal •aklar kısıtlandı ve insanlar kendi haklaruu savunmak, va- roluşiannı duyurmak için çev- reye sanldılar." Türkiye Tabiatını Koruma Demeği'nin Antalya Şubesi'- nin düzenJediğj toplantıda ko- nuşan Akdeniz Üniversitesi öğretim üyesi Prol. Necati De- deoğlu "Türkiye'de çevre taa- reketi"ni anlattı. Dedeoğlu, Türkiye'de çevre ile ilgili 80 adet yasanın ve bir o kadar da tüzüğün bulunduğunu, buna karşın çevre korumasındaki en büyük engelleri, bu güçleri el- lerinde tutan yetkililerin oluş- turduğunu söyledi. Prof. Dede- oğlu, "Çıkanlan kannnlaria çevreye zarer verlmeye baslan- dı, örnefin bir Orman Yasa- a'ndan sonra ormantar yagma- lanmaya başlandı. Beiediyeler iyi niyeüe, tabiat konunaya ça- hşılıyor, devlet kendi etiyle be- ledlyeleri engelleyerek beton- laşmaya hız veriyor. Yapdan 5 yıîiık planlarda çevre ile ilgili bir sörii amaç saptanıyor, ama hiçbiri uygulannuyor. Devlet dinden sonra çevre, bizier ta- rafındaıı da kirietiliyor" diye konuştu. 1983 yılında çıkartılan Çev- re Yasası'nın geniş olanaklar tanıdığı halde aynı yasadaki, "çevre sağlıgı sanayi gelişimi- ni etkilemez" şeklindeki mad- denin, bu yasayı işlemez duru- ma getirdiğini anlatan Prof. Necati Dedeoğlu yoksulluğun da çevre kirlenmesinde, tabia- tın yok olmasında önemli bir etken olduğunu ifade etti. De- deoğlu şöyle konuştu: "Çevre konusundaki atüım- lar demokrasi ile de ilgilidir. Fişlenme, gozaltıoa alınma ve işten çıkanlma korkusuyla va- tandaşımız hiçbir şe> yapamı- yor. İ lkemiz, etimizin aiöndan kaçıp gidiyor >e geri dönölmez adımlar atılıyor. BizJer Türk insanı olarak atak ve cesur dav- ranmak zorundayu." Toplantıya konuşmacı ola- rak katılan Prof. Asil Nerip Berksan, "tktidar adayı parti- ler, bep çevre ile ilgili vaatler verirler ve koltnğa otnrdnkla- nnda bepsini unuturiar. Bu ik- tidarlar politik ve parasal çıkar- lan hiçbir zaman yenemediler. Devletin bir kuruluşu olan TÜ- BtTAK'a aynlan bütçe, Vatan Caddesi'nin kaldınmlan için harcanan paradan fazia dejil- dir. Bu da devtethaizia çerreyi ve bilimael araştmulan wt ka- dar önemsedtgfad gösterk" de- di. Berksan, Finike karayolu için kesilmesi planlanan 11 bin portakal ağacını gündeme ge- tirdi, çevrecilerin etkin eylem- lerle, bu ağaçlan kurtarması gerektiğinı söyledi. Turkiye Tabiatını Koruma Derneği Antalya Şubesi Başkan Yardımcısı Ethem Sel binlerce ağaan kesilmesini önlemek için Finikeli ve Antalyalı çevreciler olarak eylemler düzenleyecek- lerini belirtirken tüm çevrecileri ve Akdeniz insanını duyarlı ol- maya çağırdı. PsikiyatriveNörolojikBilimlerKongresL' 4 Büyük aile'ye geri dönüş ERDAL ATABEK IZMtR — 26. Ulusal Psiki- yatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi sürüyor. Ruh sağlığı- nın en önemli konulanndan bi- ri olan "aile tedarisi", bir grup çalışmasında ele alındı. Konnyla Ugüi şu görüşler beHr- Üldi: Prof. Engin Eker Aile ıçi so- runlardan yaşlılar çok etkileni- yor. Bir zamanlar 'balucf olan kişilerin rolleri değişiyor ve 'ba- kılacak kişi' durumuna geliyor- lar. Sosyal rollerini kaybediyor- lar. Bu da onları rahatsız edi- yor. Eşin kaybı, evin kaybı (hu- zurevine gidiş), ekonomik kayıp (enflasyon en çok yaşlılan etki- ler) onlan huzursuz ediyor. özellikle yaşlı kadınlar ken- di yaşıtları ile değil, aile içinde- ki kuşaklarla ilişkisini sürdür- mek istiyor. (Horizontal ilişki yerine vertikal ilişkinin seçimi.) Ailede en yalnız kişi, sosyal ro- lünü kaybeden büyükbabadır. Hele eşini kaybederse çok yal- nız kabyor. Yeniden evlenmek istediği zaman da aile karşı çı- kıyor. Prof. Oya Tuncer Son yıllarda yeniden büyük aileye geri dön- me eğilimi oldu. Çalışan anne- nin çocuğu, büyükanne- büyükbaba yanında büyüyor. Prof. Günsel Koptagel: Eko- nomik koşullar bunu getiriyor, ancak bu durumda çocuk bü- tün gücünü TV-video karşısın- da geçiriyor, toplumsal iletişi- mi koruyor. Doç. Arşaluys Kayır: Aile içi cinsel sorunlar, evlenmeden ön- ce ailede ensest (aile içi cinsel yakınlık), gençlerde de sevgi >B- kınlığı kurmada sorunlar ola- rak geliyor. Erişkin cinselliğin- de ise Batı'daki cinsel isteksiz- lik, orgazm olamama bizde pek sorun değil, ancak evliliği boz- ma noktasuıa gelirse sorun olu- yor. Prof. Ömer Tuncel: Evliliğin geüşmesiyle eşler de gelişiyor ve ilk rollerinin dışuıa çıkıyorlar. Rol değişimi de yeni sorunlara yol açıyor. Kadın çalışmak is- tiyor, erkek karşı çıkıyor. Aile içinde yeni sorunlar doğuyor. Prof. Oya Itoncer Erkekler, özünde kadının çalışmasına karşılar. Bakanlığın yeni *aile projesi' de kadmı yeniden eve kapatma amacına yönelik. Prof. Günsel Koptagel: Ben kadınlann sıkuıtılarımn meno- poza bağlanmasına karşıyım. Kadınlar, aslında sosyal rolle- rinden memnun değiller. Ço- cuklan büyüyünce, 'ben ne ya- pıyornm ' diye kendilerine so- ruyorlar, yeni sosyal roller isti- yorlar. Bedensel rahatsızlıklar da bundan doğuyor. Ya da içki içiyorlar, bunu yapamayanlar da depresyona giriyor. Yani ka- dın mutsuz oluyor. Prof. Ömer Tuncel: Farklı erkekler de var. Kimileri de ço- cuk rolüne giriyor, eşlerinden annelik bekliyor, arkadan da yoğun cinsel sorunlar geliyor. Çalışma grubunda "ailenin sonınlannın" göründüğünden daha yaygın olduğu, doktora getirilen kişinin arkasındaki ai- le içi bozuklukların göriilmesi gerektiği ve ailenin tedavi edil- mesi gereği belirtildi. "Aile tedavisi", aile içi ilişki- leri saptayan, aile içindeki dav- ranışları değiştirip yeni ve sağ- lıklı bir ilişkiler dengesi kuran tedavi olarak acıklandı. Rumlar IndianapolisMahkemesi'nde 'masum'rolü oynayıp başarıh oldular Kaııakarya valaıılarıÖZGEN ACAR NEW YORK — Yenilen peh- Iivan güreşe doymazmış... Kıb- ns'tan kaçınlan Kanakarya mo- zaiklerini mahkemede ve Yargı- tay'da kaybeden Amerikalı sa- nat eserleri tüccarı bayan Peg Goldberg. Yugoslav kökenli bir "beklenmeyen tanık" olayı ya- ratıp Rumlann yalancılığını or- taya koymaya çalışıyor. Bence geç kalnuş bu yasal girişimi doğ- rulayan bazı veriler var. Şurası açık bir gerçek ki 20 milyon dolara (yaklaşık 56 mil- yar liraya) bu mozaikleri pazar- lama hayali ile Konyalı davulcu, kaçakçı ve sahtekâr Aydın Dik- men'den 1.2 milyon dolara satın alan Indianapolisli sanat eserleri tüccarı Bayan Peg Goldberg ve avukatlan, Rumlann Indiana- polis mahkemesinde yalan söy- lediğini göremedi ve karşı tara- fın bu yasal taktiğini, mahkeme manevrasını algılayamadı. Kanakarya mozaiklerinin Rum Kilisesi'ne iadesi davasında en önemli kilit tanık Konstantin Levantis, mahkemede Aydın Dikmen'in varlığından son dakikada yani 1988 sonbaharında haberdar olduğunu söylemişti. Amerikalı antika tüccarı ve Kanakarya mozaiklerini elinde bulunduran Bayan Peg Goldberg'in yeni Yygoslav tanığına göre Rum tarafı Kanakarya mozaiklerini kaçıran Aydın Dikmen'i ilk günden beri biliyordu. Davanın en önemli kilit tanı- ğı Büyükelçi Konstantin Leven- tis, mahkemede Aydın Dikmen^ in varlığından son dakikada, ya- ni 1988 sonbaharında haberdar olduğunu söylemişti. Goldberg- in yeni tanığına göre Rum Bü- yükelçisi yalan söylemişti. Rumlar, Indianapolis mahke- mesinde "masum" rolünü oyna- mış ve bunda da her zamanki gi- bi başan kazanmışlardı. Her şey olup bittikten sonra "Goldberg kampı" bu oyunu anlamış, ama iş işten geçmişti. Goldberg'in "beklenmeyen taruğı" Kujundic'in iddialannın doğru ya da eğri olduğunu bil- miyorum. Ancak Rumlann, Ay- dın Dikmen'in varbğını son da- kikada öğrendikleri yolundaki iddialann gerçekleri yansıtmadı- ğına kesinlikle eminim. Anımsanacağı üzere Dik- men'in yakın arkadası ve hatta bazı konularda ortağı Kujundic, Levantis ile Dikmen'in 1983 yı- lında Londra'da Sotheby's Mü- zayede Salonu'nda, ailesi Istan- bul kökenli yazar ve antikacı Yannis Petsopoulos ve bir baş- ka Yunanh antikacı, Mihailari- as'ın da bulunduklan bir ortam- da birlikte olduklarım, kendisi dışında öteki kişilerin birbirle- rini önceden tamdıkları için ta- mştınlmadıklannı ve aynca Le- ventis ile Dikmen'in daha son- ra çeşitli kereler Londra'da bu- luştuklarını bildirmişti. Petsopoulos, Lysi'deki küçük bir kilisenin kubbesi ile mihra- bından sökülen duvar resimleri- nin, Münih ve Konya'daki evin- de görüştüğu Aydın Dikmen- U o U a ı n M a c ü n a n mî-nîABD'niıı moda baş- gün vapılan iki ayn defilede modaseverler, Anne Klein ve Isaac D a n a r m a s u p e r n u n ı k e n t i N e H Y o r k t a ıvfi2 râiıi'nin 1991 uımodaseverler çok meşgul bugunlerde Bir hafta sürecek olan 'Mo- da Günleri' kapsamında, art arda duzenlenen defilelerde, birbi- rinden çekici giysiler sunuluyor izleyicilere. New Yorkta onceki ilkbahar-^z kreasyonlanyla tanıştılar. Anne Klein, triko kazaklar ve penve mini eteklerle capcanlı bir kreas- yon sunarken Isaac Mizrahi'nin ipek ve satenlerden oluşan mo- delleri, farklı bir şıklığı sergüiyordu. (Fotoğraf: Reuter) Frankfurîer Allgemeine gazetesindeyayımlanan bir ilan: 'Hayallerimin kadınını anyorum' 6O'h yıllarda doğmuş, çekici ve sportmen olduğunu öne süren bir erkek, hayallerinin kadını olmak isteyecek kadınlarda 39 şartın gerçekleşmesini istiyor. Dış Haberler Servisi — Al- man Frankfurter Allgemeine ga- zetesinin 27 ekim tarihli sayısın- da "eş arayanlar" köşesinde "Hayallerimin Kadınını Anyorum" baslıklı bir ilan ya- yınlandı. İlan 14xl6cm. ölçülerinde verilmiş. Aslan burcunda, 6O'lı yıllar- da doğmuş, çekici ve sportmen olduğunu ileri süren bu erkek kişi aday kadınlara 39 şart koş- muş. Şartlar sırasıyla şöyle: • Kot giydiği gibi şık gece el- biseleri ile de dolaşabilenler • Paranın önemi olmadığına ina- nan, zamanının çoğunu benim- le geçirecek olan • Sportif gö- rünümlü • Mali açıdan bağım- sız • Hayvansever • fnce ve uzun (en az 172 cm) • Güzel bir semtte ailesine ait evi olan • tçten kahkahalar atan • Kayak kaymayı seven, yelken- cilikten ve uçmaktan hoşlanan • Siyah atlan seven, sabahlan ata binen • 30*una basmamış in- ce, uzun bacaklı • öpülmeye la- yık muhteşem kırmızı dudaklı • Yaşamaktan zevk alan • Tam yetişkin olmayan • Çocukları seven • Yaramaz köpeklerden hoşlanan • Romantizmi sırur ta- nımayan • Mum ışığmda 12 farklı mönünün sunulduğu ak- şam yemeklerinden hoşlanan - ama benim tarafımdan pişiril- miş parçalan da reddetmeyecek olan • Deli gibi kıskanan ve kıs- kanılmaktan hoşlanan • Sada- katsizlikten nefret eden •- Şefkati sınır tammayan • 560 Mercedes-Coupe'de kendini Volkswagen'da olduğu gibi rahat hisseden • Burnu kafdağında olmayan, bilakis kendine güve- nen ve kozmopolit • Yellow- press yayınlanndan ve Hennann Hesse şiirlerinden hoşlanan • Günboyu erotizmi sönmeyen • Papa'ya tahammül edemeyen, ancak inandığı değerleri olan • Parlak beyaz dişli • Kolay bronzlaşan • Yatakta kahvaitı etmeyi seven- hele benim tara- fımdan servis yapılıyorsa • Yabancı ülkeleri gezmekten hoşlanan • Bacardi-TV reklam- larını seven • Önce Concorde ile uçmayı sonra da Paris ve Lond- ra sokaklannda sürtmeyi seven • Hesap-kitaptan anlayan • Kara mizah seven, • Çubuk- larla yiyebilen • Sıcak şarap iç- mekten zevk alan • Hayallerinin erkeğini arayan • Sonsuza dek hayallerimin kadını kalacak olan. Bu özelükte bir kadın ara- yan erkek, adaylann fotoğraflan ile birlikte başvuru mektuplan- nı gazeteye göndermelerini de is- tiyor. den, Houston'da Menill kolek- siyonuna satın almmasında rol oynamış ve aynca Kanakarya mozaikleri konusunda da bazı temaslar yapmıştı. Kilisenin ve Rum yönetiminin avukatlan, olaylann içyüzünü bilen Dr. Vassos Karayeorgis, Yannis Petsopoulos, Aydın Dik- men ve Michael Van Rijn gibi kişileri "masum" rolü çerçeve- sinde mahkemeden özellikle uzak tutmak için özen göster- mişti. Dünyaca ünlü, başanlı bir ar- keolog olan Dr. Karayeorgis, Kıbns Rum yönetiminin Eski Eserler Dairesi Başkanı idi. Dünyada hemen hemen tanıma- dığı arkeolog, Avrupalı ve Ame- rikalı antika tüccan ve Kıbnsh Türk, Rum ve Yunanlı kaçakçı yoktu. Goldberg'in avukatlan ifade- sine başvurmak üzere mahke- meye çıkanlmasını istediklerinin hemen ardından emekliye aynl- mış ve Cumhurbaşkanı Yeorgi- os Vassiliyu'nun damşmanı ve aynca Levantis Vakfı'nın da yö- neticisi olmuştu. Mahkemeye gelebilseydi, ede- ceği yeminden dolayı Karayeor- gis gerçeği söylemek zorunda kalabilirdi. Aydın Dikmen'i bel- ki yüz yüze görmemiş olabilir- di, ancak Dikmen'in marifetle- rini en azından 10 yıldır biliyor- du. Mahkemede yemin altında bu gerçeği elbette inkâr edeme- yecekti. Değerli bir bilim adamı olan ve ilk kez 1973'te Ankara'da ta- nıdığım Karayeorgis ile, emekli- ye aynlmadan ve Indianapolis'te dava açümadan kısa bir süre ön- ce ve 16 Mart 1989 tarihinde Lefkoşa'daki makamında ko- nuşmuştum. Kendisiyle özellikle Magosa yakımndaki Lysi'den kaçınlan freskler üzerine konuşmaya git- miştim. Amerikan dergilerinde bu fresklerin Houston'daki Me- nill koleksiyona satılmasında "bir Türk beyefendisi" ile Pet- sopoulos'un aracılık yaptığı ya- zılmıştı. Ancak daha sonra Amerikan temyiz mahkemesinde "aşağıla- natak" bu "Türk beyefendisi" nin adı bu dergilende açıkJanma- mıştı. O zaman sadece mozaik- lerin Kanakarya Kilisesi'nden sökülüp satılmaya çalışıldığını duymuştum. Fazlaca bir bilgim yoktu. Aydın Dikmen'in bu mozaik- leri pek çok Amerikalı ve Avru- palı eski eser tüccanna önerdi- ği biliniyordu. Bunlardan biri de Amerikalı eski eser tüccan Ro- bert Hecht idi. Bir sohbetimiz sırasında Hecht, bana Aydın Dikmen'in satmaya çalıştığı bu mozaikleri kendisine Münih'te gösterdiğini söyleyecek ve hatta Paris'ten ba- na bunların orijinal durumdaki resimlerinin fotokopilerini bile gönderecekti. 16 Mart 1989 günü Dr. Kara- yeorgis, Bizans sanatı uzmam ve halefi Athanasios Papagheorg- hiou ile konuştuğumda, gerek fresklerin ve gerek mozaiklerin kimler tarafından kaçınldığım sordum. îki yetkili birbirine ba- kıp güldüler. Açıklama yerine sustular. Kendilerine "bildiğim kadarı ile bu kişinin Aydın Dikmen olduğunu" söylediğimde Dr. Karayeorgis, "Siz gerçekten çok iyi biliyoi5unuz" denuş ve zama- nı gelince bana bazı belgeler göndereceğini söylemişti. Nite- kim gönderdi de. Şimdi bu verilerin ışığı altın- da bir kronolojik sıralama yapa- lım: 1979.. Mozaiklerin Kana- karya Kilisesi'nden bu tarihte söküldüğü sanılıyor. 1982.. Kıbns Türk gazetele- rinden "Ortam"da, Kanakarya mozaikleri ile Aydın Dikmen'in, bir yargıcın banka hesabına pa- ra yatırdığı haberi çıktı. Bu ha- ber anında Rum Enformasyon Bürosu'nca Yunancaya ve lngi- Iizceye çevrildi. Daha önceden olmasa bile Rumlar, Dikmen'in adını en azından bu haberle öğ- renmişlerdi. 1982.. Kanakarya mozaikleri- nin çalındığını Rum yönetimi fotoğraflan ile dünyaya duyur- du. Ancak "Ortam"ın haberine dayanarak Rumlar, Dikmen hakkında uluslararası alanda herhangi bir işlem yapmadı. 1983.. Kujindic'e göre Lond- ra'da (SothebyVde) Rum Büyü- keJçisi Levantis ile Dikmen kar- şılaştı. Birbirlerini daha önceden tamdıkları anlaşılıyordu. 1983.. Dikmen, Petsopoulos aracılığı ile Lysi Kilisesi'ndeki freskleri Houston'da Menill ko- leksiyona sattığında Dr. Karaye- orghis'in "bir Türk beyefendi- sinden" haberi vardı. Indianapolis'te dava açılma- dan üç beş gün önce kendisiyle Londra'da konuştuğumda Pet- sopoulos, bana (bir Türk gaze- tecisine bile) Lysi freskleri ile mozaikleri kaçıran kişinin Aydın Dikmen olduğunu açıklamıştı. Bu sırrı bana, daha Indianapo- lis mahkemesi ortada yokken açıklayan bir kişinin, çıkan ol- duğu Rum yönetimine açıkla- maması asla düşünülemez. (Arkası 19. Sayfada) MurdochTV rekabetinden vazgeçti • LONDRA (Cumhuriyet) — lngiltere*deki iki uydu televizyon şirketi birleşti. BSB ve Sky Chanel televizyonlarının mali nedenlerle birleşerek British Sky Broadcasting ismini aldıkları acıklandı. Robert Murdoch'un Sky televizyon kanalı İngiltere'de geçen yıl hizmete girmiş, ancak sürekli zarar etmişti. Bir konsorsiyum tarafından işletilen BSB ise umulan abone hedefine ulaşamamıştı. Bu arada Murdoch'un sahip olduğu Sky Chanel'ın 3 kanalının yayınlarının TV 3'ten verilmesi için halen görüşmeler sürüyor. Birleşmenin, TRT ile Sky Chanel arasındaki ön anlaşmayı ne oranda etkileyeceğinin önumuzdeki gunlerde belli olacak. 'Gökova fîltresiz çalışmayacak' • MUĞLA (AA) — Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fahrettin Kurt, "Montajı tamamlanmak üzere olan Gökova Santralının bacalanna, çevreyi kirletmesine engel olmak için gerekli filtreler takılmadıkça, üretime geçmesine izin vermeyeceğiz" dedi. Muğla ve yöresinde incelemeler yapan Kurt, Yatağan ve Yenikoy termik santrallannı gezerek yetkililerden bilgi aldı. Fahrettin Kurt, Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallarının bacalanndan çıkan kükürt dioksit gazlarının havayı büyük ölçüde kirletitğini kaydederek, "Bu konuda Alman ve Japon hükümetleri ile temas halindeyiz. Bu hükumetlerle baca gazlarının zararlannı önleyici yeni teknolojinin geliştirilmesi için 250 milyon dolarhk bir bağlantı yaptık" dedi. 'Bilgi Toplıımu' ödülleri • ANKARA (AA) — Kültür Bakanlığı'nca düzenlenen "Bilgi Toplumu" konulu araştırma eser yarışması sonuçlandı. Prof. Dr. Cihan Dura'nm "Bilgi Toplumu" adlı eseri birinciliği kazandı. Eserler üzerinde yapılan değerlendirme sonucu Prof. Dr. Cihan Dura'nın Bilgi Toplumu adlı eseri birinciliği kazanırken, ikinciliği ve iıçüncülüğe layık eser bulunamadı. Meral Alakuş'un "Bilgi Toplumu", Cengiz Anık'ın "Bilgi Fabrikalan ve Müşteriler", Haluk Cengiz'in "Bilgi Toplumu ve Çağdaslaşma" ve Dr. Mustafa Temiz'in "Bilgi Toplumu" eserleri mansiyonla ödüllendirildi. Ikonomidis fahri doktor • ANKARA (AA) — Girit Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Elizabeth Zahariadu Ikonomidis'e, Yünan tarihinde Türk folklorunu işleyen bilimsel çalışmalan nedeniyle fahri doktorluk unvanı verildi. Girit Universitesi Tarih ve Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Ikonomidis için dün Ankara Üniversitesi'nde bir tören düzenlendi. Törende konuşan Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Necdet Serin, bilimsel çalışmalarında Türk-Yunan ilişkilerine katkıları ve Yunan tarihinde Türk folklorunun önemli yerini ortaya çıkaran tezleri nedeniyle Prof. Dr. Ikonomidis'e fahri doktorluk unvanı verilmesinin kararlaştırıldığım söyledi. FocusOn Turkey • Haber Merkezi — "Focns On Tnrkey", yurtdışı turizm etkinliklerinde bulunmayı sürdurüyor. Son sayısı 26-30 kasım tarihlerinde Londra'da yapılacak WTM- World Travel Market'te dağıtılacak olan derginin yıl sonundaki Kış/90 sayısı da 1991 yılının ilk aylannda gerçekleşecek olan Milano, BIT, Paris SMTV ve Berlin ITB uluslararası turizm ve borsa fuarlannda dağıtılacak. Focus On j Turkey'in yöneticileri, Körfez krizi sonucu oluşan turizmimize dönük oiumsuz etkiye karşı, Türkiye'nin tamtımına daha çok ağırlık ^'e^Tnek gerektiğini vurguladılar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear