Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
27 KASIM 1990 CUMHURİYET/17
HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN
Devlet Meteoroloji Işlen Genel
Müdürtüğü'nderı alınan bilgrye gö-
re, yurdun doğusu parçalı bulut-
lu, Doğu Anadolu'nun doğusu,
yağmurtt dığer yerter az bulutlu
ve açık geçecek. Rûzgâr gûney ve
batı. yurdun doğusunda kuzey ve
baD yönlerden hafif arası orta kuv-
vette esecek. Denizterimızoe Rûz-
gâr: Akdeniz'de gûnbatısı ve to-
dos Marmara ve Ege'de kıble ve
lodos Karadenız'de kıble ve keşiş-
lemeden 3-5 kuvvetinde. saatte
10-21 deniz mifi hızfa esecek, tah-
mını dalga yüksekliği 0.5-1.5 met-
re, görûş uzaklığı 10 km. dolaymda bulunacak. Van Gö-
lü'nde hava: Çok buluBu ve yağmuriu geçecek. Rûzgâr
kuzey ve doğu yönlerden hafif olarak esecek. Göl hafif
çırpıntlı, görûş uzaklığı 10 km. dolayında bulunacak.
ACana
Acapazarı
Acıyaman
Afyon
AOr
Ankara
Antatcya
Antalya
Artvın
Ajdın
Balıtesr
BHeak
Bıngöl
snfis
BCKJ
BtrSJ
Canakkale
ÇoAim
Oemztı
A 26° 13° Dıyartatar
A 22° 11° Edırne
A 19° 8°Ercncan
A 18° 5°Erzunım
Y 10° -3° Estoşetm
A 18° 4°Gazıanto
A 25° 10° Gıresun
A 23°11°Gümü5»uneA
A 15° 7°Hakldn Y
A 24°13°tsparta A
A 19° 5°jsOr*ul A
A 18° 6°fomr A
Y 15° 3°Kars
Y 14° 4°Kastamonu A
A 18° 3°Kaysen A
A 21° 10° Kırtlardı A
A 19" 12° Konya A
A 20° 3°Kûtafıya A
A 22° 10° Malatya B
20° 5°Manısa
20° 10° K Maras
18° 2°Mesn
8° -S° Mujb
19" 4°Mu$
19" 7°*0de
2T
>
12°0rdu
18° «°Rı»
12° 3°Samsun
19° 5°S»rt
20° 12° Smop
24° 11° Sıvas
9°-4° 181011)30
17° 2°Trateon
18° 2°Tuncet
19° 10° üşak
18° 3°Van
19° 6°Vtagat
12° 2°Zonguldal<
A 22° 9°
A 20° 8°
A 25° 15°
A 20° 9°
Y io° r>
A 18° 2°
A 21° 12°
A 22° 12°
A 19° 11°
A 18° 10°
A 20° 12°
A 16° 1°
A 18° 11°
A 22° 12°
B H " 3°
A 20° 6°
Y 11° 2°
A 17° 2°
A 20° 12°
j f açık < g j ^ bulutJu * yaOmııflu g j sısiı M u r t A-açık 8 butuHu G-güneşk K-karlı S-sst V^aOmurtu
DÜNYA'DA BUGÜN
Mostoa
Munıtı
NmYorfc
Oslo
Pans
Pıag
Riyad
Roma
Sotya
Sam
TelAm
lunus
Wasl»nglonB 10°
Zflntı Y 5°
BULMACA
SOLDAN SAGA:
1/ Bir çeşit Italyan
peyniri. 2/ Anado-
lu'da, özellikle Doğu
Karadeniz dağları-
nın yüksek kesimle-
rinde yaygın geçici
kırsal yerleşme... Ça-
tı, dam. 3/ Mucize...
Uzaklık anlatmakta
kullanılan sözcük.
4/ Avı çekmek için
dökülen yem. 5/
Ünsüzle biten bir
sözcüğün ünlüyle
başlayan bir sözcüğe
bağlanarak okun-
ması... Oylumlu. 6/ Eski Mısır'da
güneş tanrısı... Yümaz Güney'in bir
fılmi. 7/ Eski dilde yanak... Kilime
benzer, motifli uzun yolluk. 8/
Renksiz ve kokusuz bir gaz... Trab-
zon'un doğusunda oturan halka ve-
rilen ad. 9/ Eğreti, ödünç... Tulyum
elementinin simgesi.
YUKARIDAN AŞAGlYA:
1/ Sevilen müzik yapıtlanndan seçil-
miş bölümlerin sıralanmasıyla olu-
şan müzik parçası. 2/ Bir tür kalın ve kaba kumaş... Çağdaş
teknolojide kullanılan bir tür ışık kaynağı. 3/ Gemilerin miza-
na direğinin gerisindeki yelken... Gelecek. 4/ Derebeylik Japon-
yası'nda savaşçı. 5/ Hamam... Hangi şey. 6/ Gösteriş, fiyaka...
Eli işe yatkın, becerikli. 7/ Birrenk... lçine yün ya da pamuk
doldurulan beyaz yastık ya da yorgan kılıfı. 8/ Kadmlar hama-
mında hizmet eden ve müşterileri yıkayan kadın... Islamhktan
önce Kâbe'de duran üç puttan biri. 9/ Bedene eziyeti ruhun kur-
tuluşu ve mutluluğu için gerekli gören Hint çileciliği.
60 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Yıldız sarayı açılıyor
27 KASIM 1930
Yıldız sarayı vaktile senede 30 bin liraya belediyeye
kiralanmış belediye de burasını Maryosera'ya icar etmişti.
Mar>'osera'nın mukavelesi feshedildikten sonra belediye
bu kadar icar bedelini veremiyeceğini ileri sürerek
mukavelenin feshini talep
etmişti. Maliye Vekâleti buna
muvafakat etmiş ve
mukavele fesholunmuştur.
Fakat Maliye Vekâleti
bilâhare burasını senevî 2
bin liraya tekrar belediyeye
kiralamağa razı olmuştur.
Belediye de icar bedeli az
oltfuğundan burasını tekrar
kiralamağa karar vermiştir.
Bunun için bir kaç güne
kadar defterdarlıkla belediye
arasında tekrar bir mukavele
aktedilecek ve Yıldız sarayı
ile bahçesi de devrolunacaktır.
Belediye burasını umumun istifadesi için park haline
koymağa karar vermiştir. Esasen buradan başka türlü
istifadeye imkân görülememektedir.
Maamafih bahçenin saray kısmının da otel ve gazino
ittihaz olunması muvafık görülmektedir.
îran hududu
Türk-Iran hududunun tashihine başlanmak üzere
hükûmetimizin noktai nazarını muhtevi son muhtıra
Tahran'a gönderilmiştir. Buna nazaran lran dahilinde
bulunan Küçük Ağrı ve Aybey dağlarının hududumuz
içine alınarak ona mukabil tran'a daha aşağüarda arazi
verilmesi istenilmektedir. Tahdidi hudut heyeti mesaisine
devam ediyor. Hudut hattı düzeltildikten sonra diğer
kısımlara geçilecektir.
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
7700 öğrenciye yurt
27 KASIM 1960
1960-1961 ders yüında >-üksek okul
talebelerinin yurt ihtiyaçlaruıı
karşılamak üzere yapılan
çalışmalara dair bugün Milli Birlik
Komitesi Basın sozcüsü bir açıklama
yapmışür.
Başbakan Yardıması ve Devlet
j, Bakanı Fahri özdilek'in
Fahn Ozdılek başkanlığındaki bir komisyon halen
bu mevzuun üzerinde çalışmaktadır. Komisyonun bugüne
kadar tesbit ettiği ihtiyaca göre, Ankara'da 500 kız, 2000
erkek, İstanbul'da 750 kız, 3800 erkek, Izmir'de ise 150
kız ve 500 erkek öğrenciye yurt temin edilecektir. Halen
mevcut ihtiyaç 7700 civanndadır. Gelecek ders yılında
talebelerin hepsinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere plâıüı
bir çabşma yapılacakto. Cebeci'deki yurt 1961 yümda
tamamlanacaktır. Manisa Talebe Yurdunun ikmali için de
gerekli maddi yardım yapılmaktadır..
îkinci Şehir Galerisi
Belediyece, Harbiyede Spor ve Sergi Sarayı civarmda yeniden
tesis olunan ikinci Şehir Galerisi dün saat 16 da Istanbul vali ve
Belediye Reis Vekili Tümgeneral Refik Tulga tarafından törenle
açılmıştır. Törende Vali Tümgeneral Refik Tulga, Vilâyet ve Be-
lediye erkânı ile sanatçılar, basın mensuplan hazır bulunmuş-
tur. Vali ve Belediye Reis Vekili Tümgeneral Refik Tulga, îstan-
bul'un ikinci galeriye kavuşması karşısında duyulan memnun-
luğu belirten bir konuşma yapmıştır. İkinci galerideki ilk ser-
gide, sanatçılardan Nihat Akyunak, Şemsi Arel, Şadan Beze-
yiş, Zerrin Bölükbası, Adnan Çoker, Sadi Çalak, Bedri Rahmi
Eyüboğlu, Nevin Göker, Sadi Guneş, Altan Gurman, Ercüment
Kalmık ve Sevim Saruhanlı'mn resim ve heykelleri bulunmak-
tadır. Sergi, 17 aralıka kadar devam edecektir.
GEÇEN YIL BUGÜN CumJ^î
Fettullahçı gösteri
27 KASIM 1989
ibiami hareketlerin icinde "Fettullahçılar" diye adlandırılan
grubun önderi Fettullah Gülen (Fettullah Hoca) "lslamda
Birlik" vaazlarını sürdürüyor. Geçen hafta îstanbul Süley-
maniye Camü'ndeki vaazından sonra dün de İzmir'deki Hi-
sarönü Camii'nde binlerce kişiye hitap eden Fettullah Hoca,
türban eylemlerine tepki göstererek "Sokağa dökühnekle hiç-
bir şey çözülmez. Anarşi bizim işimiz değildir" dedi.
TARTISMA
'Bana Paşa Deme^iniz'
Atatürk devrimi, yuvarlak masalar çevresinde bu devrimin
ilkelerini anlatmakla, anayasalara bu ilkelerin korunacakları
maddeleri koymakla gerçekleştirilemez.
Başlıktaki sözler, cumhuriyetimizi kura-
rak ulusumuzun alınyazısını değiştiren Ala-
türk'ündür. Unvan ve iakapları kaldıran
2590 sayılı yasanın yürürluğe girmesinden
sonra kendisine, "Paşa Hazretleri" diyen
bir bakana yaptığı uyandır. (F.R.ATAY-
Çankaya).
Yazının dar çerçevesi içinde, toplumsal
önemi çok buyuk olan bu yasanın günü-
müzdeki durumu irdelenecektir. Yasa, ki-
şiier arasındaki seslenişlere (hitaplara) bir
düzen vermek, kişilerin devlet karşısında
eşit olduğunu gostermek ana amacıyla 26
Kasım 1934 yılında benimsenmiştir. Aga,
Hacı. Hafız, Hoca. Molla, Efendi, Bev, Be-
yefendi, Paşa, Hanımefendi, Hazretleri,
sözcuklerini devlet dilinden kaldırmıştır.
Atatürk'ün bu yasa karşısındaki tutumu,
örnek aimacak bir tutumdur.
Topluma bir düzen vermek için benim-
senmiş olan bu yasaya gereken ilgiyi gös-
terdiğirniz söylenemez. Hiçbiri doğru olma-
yan değişik nedenlerle bu yasa yaygın bir
uygulama kazanamamıştır. Nedenlere ay-
nntıh biçimde değinmeden, ilgi eksikliğini,
göze batan uzücü birkaç örnekle belirtmek-
te yarar var.
1- Yasa yapıcıların ve üst düzey yöneti-
cilerinin, "hanımefendi, beyefendi" söz-
cuklerini kullanmakta sakınca görmemele-
ri; Sayın İmren Aykut'un bir bayanlar top-
luluğunda, "analanmız, bacılanmız" yeri-
ne "hanunefendiler" denilmesini önermesi.
2- TRT yayınlannda konuşmaalann, su-
nucuların, kişilere; hanımefendi, beyefen-
di bey, hanım diye seslenmeleri. Daha acı-
sı, TRT ve Ulusal Egitim Bakanlığı ile bir-
likte hazırlandığı du>-urulan Okul Saati,
Halk Saati, benzeri yayınlarda, yasaklan-
mış olan unvanların kullanılması.
3- Kimi aydınların, "Odacrya bey derse-
niz, genel müdiire, mttsteşara ne
diyeceksiniz" düşüncesinde olmalan; bayan
ve bay sozcüklerinin ayakyolu kapılanndan
başka yerlerde kullanılmadığını savunur
durumda olmalan.
4- 7. Cumhurbaşkanı Sayın Kenan Ev-
ren'in herhalde bu yasayı unutarak yüce gö-
revinden aynldıktan sonra halka, "Bana
Evren Paşa diyebilirsiniz" demeleri.
5- Yeni Turk toplumu için büyük değer
taşıyan öğretmen sözcüğünün, bir türlü il-
kokulu bitirip de daha yüksek öğretim ku-
rumlarına girememesi, buralarda "hoca"
sözcüğünün egemenliği.
Bütün bu davranışlarda suçun büyük bo-
lumünün kişilerde değil, devlette olduğunu
düşünmeye hakkımız yok mudur? Yöne-
timler, uygulamaya geçildiği dönemlerde ti-
tizlik gösterselerdi, büyük bir engel olustu-
ran "ahşkanlık" etmeni kırılmış olmaz
mıydı?
2. Cumhurbaşkanı tnönii'nün, 6. Cum-
hurbaşkanı Komtürk'ün bu alışkanhğı kı-
rabildiklerini gösteren birer örnek sunmak-
ta yarar görüyorum. Birincisi sayın eşinden,
Bayan Inönü diye söz etmiştir; 1947 yılın-
da yayımladığı 12 Temmuz bildirisinde Sa-
yın Celal Bayara, "Bay Celal Bayar, Bay
Bayar" demiştir. Sayın Korutürk de bir
söyleşide Atatürk'ü anlatırken Mustafa Ke-
mal demekle yetinmiş, Paşa sözcüğünü kul-
lanmamıştır.
Cumhuriyet dönemi Türkünün, yenilik-
leri hemen benimseyen, uygulamaya koyan,
bir yapıda olduğunu dünyaya benimsetme-
liyiz. Atatürk devrimi, yuvarlak masalar
çevresinde bu devrimin ilkelerini anlatmak-
la anayasalara, bu ilkelerin korunacakları
maddeleri koymakla gerçekleştirilemez.
Herkesin, hiçbir ayncahk, kişisel yorum
yapmadan bu ilkeleri uygulaması, uygulat-
maya çahşması ile gerçekleşebilir.
RÜŞTÜ ERGUN
Işınbilimci (Radyolog)
İstanbul
Çoeuğa Se\gi, Çocuğa Saygı
Bu çocuklar 18 yaşını doldurup yurttan ayrıldığında
yaşayacağı hayattan endişe duyuyor. Yeteri kadar sevgi
görmedikleri gibi eğitim, sağlık, yaşam düzeyi gerekenin çok
altında. Yani hiçbir beklentileri karşılanmıyor.
Yetiştirme yurtlarıyla ilgili sorunlar yıl-
lardır konuşulur. Ancak çocuklann mutlu-
luğunun dışında bir şeyler ön planda tutul-
duğundan, çözüme kaNTJsabilmiş değil. Son
günlerdeki gelişmeler de daha uzunca bir
süre sağlıklı sonuca ulaşılaraayacağını gös-
teriyor.
Konu, bizce görundüğünden çok daha
önemli. Bu kapsama giren yüzlerce çocuk
var. Ve bu çocuklar yıllardır kendilerini se-
vecek, koruyacak, eğitimlerini sağlayacak,
güvenecekleri birer "aile" bekliyorlar. Bek-
lediklerinin iyi bir dini eğitim almak oldu-
ğunu sanmıyoruz.
Düzenlemeler yapılırken en önemJi ger-
çek olan "çocuklann ne istejebileceği" göz-
önüne alınmıyor. Onlann geleceği için is-
tememiz gereken kendine güvenen, kendi
kararlarını verebilen, mutlu ve dünyayla
banşık birer insan olmalandlr. Bunun öte-
sinde hayatlanyla ilgili karar veremeyiz.
Sağlıklı bir yetişkin ise nelere inanıp inan-
mayacağma, kendi doğrulannın neler oldu-
ğuna kendisi zaten karar verecektir. Kalkıp,
yüzlerce çocuk için "Size iyi bir dini eği-
tim verebilecek. camiye giden (imamın ta-
nıması gerektiğine göre) inançlan kuvvetli
aileler bulacagız" diyemezsiniz. Bir ailenin,
bir bireyin, bir çocuğu ya da diğer bir in-
sanı sevebilmesi için dini inançlan olması
şart değildir. Kişilik ayn şeydir, inanç ayn
şey. Inanmak her zaman insanca yaşama-
yı beraber getirmez. O halde ölçü bu olma-
malıdır.
Yurtlarda hâlâ yeterli sayı ve kapasitede
eleman yok. Araştırma sonuçları, yetiştir-
me yurtlarında kalan çocuklann zihinsel ve
sosyal gelişmelerinin aile ortamında yetişen-
lere göre düşük olduğunu gösteriyor. Bu ço-
cuklar 18 yaşını doldurup yurttan aynldı-
ğında yaşayacağı hayattan endişe duyuyor.
Yeteri kadar sevgi görmedikleri gibi eğitim,
sağlık, yaşam düzeyi gerekenin çok altın-
da. Yani hiçbir beklentileri karşılanmıyor...
Halledilmesi gereken daha birçok sorun
var. Mesleğimizin ötesinde, insan olarak
bunca soruna duyarsız kalınmasını hayretle
karşıhyoruz.
Yetiştirme yurtlarında kalan çocuklardan
ve geleceklerinden toplum olarak hepimiz
sorumluyuz. Bugün acıyıp üzülmekle, ya-
rın onlara cevap veremeyiz.
GÜLŞEN PEKŞEN
Psikolog/İstanbul
GÜNÜMÜZTÜRKİYESİNDE
KİM KİMDİR
WHO'S WH0 İN TURKEY
1990-1992
KIM
KIMDIR
90/92
150ydbk dünya geteneği 13 bini aşkn biyografi
Süleyman Nazif Sok. 14/4 Nişantası istanbul 140 7026
D U Y U R U
Mümessilter-Distribütöfter
rehberiniz yayınkınıyor katılınl
Gayrrt Sokık Yılduım Apartmanı NoJ Dairc 7 Meddiyeköy
iıtanbul Tel: (1) 174 81 33-174 81 37 Fax: 174 81 41
ANKARA NOTLARI
T.C HAVRAN SULH CEZA MAHKEMESİ
HÜKÜMÖZETİ
Sayı: 1990/7 — Esas 1990/169 Karar
Havran Sulh Ceza Mahkemesi'nin 21.9.1990 tarih ve 1990/7 Esas
ve 1990/169 Karar sayıh kesinleşmiş Uamı ile Havran Mescit Mahal-
lesi nüfusuna kayıtL ohıp halen aynı mahallede olurur, Muharrem
ve Kadriyeden ol'ma 1961 D.lu RİFAT GÜNYILDIZ hakkmda GI-
DA MADDELERİ TÜZÜĞÜ'NÜN 332/A maddeleri delaletiyle1
TCK'nun 3%'ncı 647 Sayüı Yasanın 4/1'nci maddesi gereğince DöifT
YÜZ YETMİŞ BİN LİRA AĞIR PARA CEZASI İLE CEZALAN-
DIRILMASINA ve aynca TCK'nun 402'nci maddesi uyannca sanık
Rifat Gunyıldız'ın CtJRME VASITA KILDIĞIMESLEK VE TİCA-
RETlNİN ÜÇ AY SÜRE İLE TATtLlNE. YEDİ GÜN SÜRE İLE
IŞYERİNİN KAPATILMASINA dair karar kesinleşmiştir. 6.11.1990
Basın: 39563
BEYOĞLU 3. ASLtYE HUKUK
MAHKEMESİ
. 990/533
Davacı Maliye ve Gümrük Bakanlığı tarafından açılao gaiplik da-
vasında Beyoğlu Pürtelaş Mah. Günesli Sok. 136 pafta, 39 ada, 25
parsel Sayılı 2 kat no.lu bağımsız bölüm 4/15 arsa payü 2 no.lu mes-
kenin malıki 1888 doğumlu Yunan tabâlı Flori oğlu PETRO FLORİ
ölü veya diri olduğu bilinmediğinden gaipliğine karar .verilmesi iste-
nilmiştir.
Yukarıda açık kimligi yaalı PETRO FLORİ'yi tanıyan veva bilen-
lerin mahkememizin 990/533 sayüı dosyasına bildirmeleri rica olunur.
MUSTAFA EKMEKg
Tepelerde Olup Bitenleıi..
Ziya Paşa'nın şiirleri arasında "terkib-i benf'leri ne ilginç-
tir. Birkaçım yazmak istedim bugün şöyle:
"Her şahsı harim-i hakka mahrem mi sanırsın / Her taç
giyen çulsuzu Ethem mi sanırsın? / Dehri arasan binde bir
adem bulamazsın / Adem görülen harlan adem mi sanırsın?"
(Har; eşek demek.)
"Pek rengine aldanma, felek eski felektir / Zira feleğin
meşreb-i nasazı dönektir."
"Allah'a sığın şahs-ı halimin gazabından / Zira yumuşak
huylu atın çiftesi pektir."
"iman ile din akçedir erbab-ı gınada / Namus-ü hamiyyet
sözü kaldı fukarada" (Erbab-ı gına: Zenginler arasında an-
lamına).
"Bed asla necabet mi verir hiç üniforma / Zerdüş palan
vursan eşek yine esektir." (Üniforma hiç, kötü soyluya soy-
luluk mu verir, altın kakmalı palan vursan, eşek yine esektir.)
"İkbal için ahbabı siyaset yeni çıktı / Asiyab-ı devleti bir
har da olsa çevirir." (BüyükJük arkasında koşmak için, eşi dos-
tu koruma yeni çıktı / Devlet çarkını bir eşek de olsa çevirir...
Ziya Paşa da bir "eşek" diyor, bir "har" diyor. Şunu halkın
diliyle söylese ya!)
Adalet Bakanlığı'nm üst düzeyinde bürokratlar arasındaki
kapışmalarla, çekişmelerin kamuoyunda geniş yankı uyan-
dıracağını sanıyorum. Bunun bir ölümle sonuçlanması, ay-
rıca düşündürücüdür. Ceza ve Tevkif Evferi Genel Müdür
yardımcılarından Muammer Coşkun'un ölümünün yankıları
sürüyor. Bakanhkta, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Atila
Bengü'nün tutumu, davranışı izlenmeye değer.
Adalet Bakanı Oltan Sungurlu'yla müsteşan Arif Yüksel-
in arası doğrusu hiç iyi değil. Sürekli sürtüşme halindeler.
Oltan Sungurlu, gazetecilere verdiği yemekte şöyle demişti:
— Bakanhkta ben hiçbir şey yapamıyorum. Bakanlar Ku-
rulu'na da sözüm geçmiyor. Ne desem aksini yapıyorlar!
Bir gazeteci takıldı:
— Efendim, o zaman siz "141-141 kalkmasın" deyin, belki
kaldırırlar! (Kahkahalar)
Bakan öyle diyor, ama bakanın etkisızliği öncedendi, şim-
dilerde Müsteşar Arif Yüksel'in sözünün geçmediği söyleni-
yor. Müsteşar Arif Yüksel yokken Ceza ve Tevkif Evleri Genel
Müdürü Atila Bengü'nün kararnamesi çıktı. Müsteşar Arif
Yüksel, Köşk'e, Çankaya'ya koştu. Yetişemedi. Atila Bengü:
nün APK kurulundan, yani kızaktan Ceza ve Tevkif Evleri Ge-
nel Müdürlüğü'ne atanması için üçlü karamame gerekiyordu.
Müsteşar yokken bu hazırlandı. Durumu öğrenen Müsteşar
Arif Yüksel, Hacı Turgut Bey'e vardığında iş işten geçmişti.
Turgut Bey:
— Geç kaldın, imzaladım gitti! dedi. Ne bileyim Arif? -
Üzüntüsünden öldüğü söylenen Ceza ve Tevkif Evleri Ge-
nel Müdür Yardımcısı Muammer Coşkun, bakanhkta dürüst-
lüğüyle tanınırdı. Cezaevlerine personel alınacağında sınava
girenlere din soruları sorulmasına ıçerlemiş eşine:
— Biz, laik bir ülkeyiz. Böyle sorular naşıl sorulur? diye
dert yanmıştı. Sınavı yapan kurulda Ceza İşleri Genel Mü-
dür yardımcılarından Hüseyin Bey de (Turgut) vardı. O, imam
hatip okulu kökenliydi, hukuk fakültesini sonradan bitirmiş-
ti. Kurulda bir de Mutlu Bey vardı. Hüseyin Bey, sınava giren
memur adayına soruyordu:
— İkindi namazı kaç rekattır?
Mutlu Bey de (Aksoy) şöyle soruyordu:
— Atatürk devrimlerini say.
Sınav kurulunda sınavı yapanlar çelişkiye düşünce Mutlu
Aksoy doğruca Oltan Sungurlu'ya gitti.
— Bakan Bey, ben bu durumda bu komisyonda kalamam.
Adaylara dini sorular soruluyor, bana ters geliyor...
— İşine gelmiyorsa ayrıl, çık komisyondan! yanıtını verdi
Bakan Bey!
Atila Bengü, aslında "dinci" filan değildi; kimilerinin ileri
sürdüklerine göre bunları gösteriş.için" yapmaktaydı. Atüa
Bengü, özellikle imam hatipUeri mi cezaevi müdürlüklerifıei
atamak istiyordu? ' ' )
Atila Bengü'nün teröristlerden çok korktuğu söyleniyordu.
Arabasına ayna mı yaptırmıştı? Personel Genel Müdürü'yken
valilikten "çelik yelek" istemişti. Vali:
— Arif Yüksel'e bir sorun dedi, böyle bir konu var mı? İsti-
yor mu?
Arif Yüksel kızmıştı:
— Bu adam deli mi? Çelik yeleği ne yapacak? Bizi bakan-
lıkta rezil mi edecek? Kaç dilekçesi vardı?
Şoförüne tabanca istediğine ilişkin dilekçesi valilikte du-
ruyor muydu?
Personel işlerinde genel müdür yardımcılarından Celal
Paksoy vardı, Atilla Bengü, onun da emekli olmasına mı ne-
den oldu? Celal Paksoy, şimdi Kahramanmaraş'ta savunman-
lık mı yapmakta? Emekliliğini isteyip Kahramanmaraş'a mı
yerleşmiş?
Muammer Coskun, öldüğü için konuşamıyor, Adalet Ba-
kanlığı'nda çektiklerıni anlatamıyor. Muammer Coşkun'un
onurlu bir kişi olduğu söyleniyordu tanıdıklarınca. Kırıkkale
Cumhuriyet Savcısı'yken Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdür-
lüğü'nde "tetkik hâkimi" oldu. Srvas'ın Suşehri'ndendi. 1941
doğumluydu. Eşi Gül Hanım, eczacıydı. İki yıl önce adli sici-
le genel müdür yardımcısı oldu. Adalet Bakanı Sungurlu'ya,
Atila Bengü'nün "Gümüşhane dayısı" dediği günler, baka-
nın bakanlıktan ayrıldığı sıralara rastlıyordu.
Oltan Sungurlu, yeniden bakanlığa dönünce seçimden
sonra herkesin imza yetkisini aldı. Müsteşarın, tüm genel mü-
dürlerin. Atila Bengü'yü de Personel İşleri Genel Müdürlü-
ğü'nden kızağa APK Başkanlığı'na. ANAP'lı milletvekilleri,
Atila Bengü'nün imdadına koşacaklar, onu genel müdürlü-
ğe getirmesi için bakana baskı yapacaklardı...
Atila Bengü'nün, Muammer Coşkun'un odasının kapısınıni
kilidini kjrdırtması, odasını iki kez değiştirtmesi, Muammer
Coşkun'u çok üzmüştü. Bu üzüntüler, Muammer Coşkun1
un yaşamının sonu oldu.
Cezaevlerinde açlık grevi yapanlar, sözüm sizedir: Alt kat
hücrelerde yatıp açlık grevlerini sürdürürken tepenizde olup
bitenleri bilin diye yazdım bunları. Boşu boşunaölmeyın. Biz-
leri, sizleri kimlerin yönettiğini anlayın. Bırakın açlık grevini,
yaşay(n! Gelecek için yaşayın...
MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI
PERSONEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
1—Maliye ve Gümrük Bakanlığı Gümriikler Genel Müdürlüğü'-
nün merkez ve taşra teşkilatında boş bulunan memur kadrolanna sı-
navla eleman alınacakur.
2—Sınava katılacak adaylarda aranan şartlar;
a) 657 sayıh Devlet Memurlan Kanunu'nun değişik 48'inci mad-
desinde belirtilen nitelikleri taşımak,
b) Trakya Üniversitesi Edirne Meslek Yüksek Okulu Gümrük
tşletmeciliği Bölümü ile Gazi Üniversitesi Iktisadi ldari Bilimler Fa-
kültesi Maliye Meslek Yüksek Okulu Gümrük Bölümü mezunu ol-
mak,
c) Sınav tarihi itibanyla 30 yaşını doldurmamış olmak,
d) Askerlik görevini yapmıs ve>a tecilli olmak,
e) Adaylann daha önce Devlet Memurlan Kanunu'na tabi gö-
revlerde bulunmamış olmalan (sonradan bu yasaya tabi görevde ça-
lıştıkları tespit edilenlcrin atamalan cıhetine gidilmeyecektir)
gerekmektedir.
3— Sınava katılmak isteyenlerin en geç 5.12.1990 Çarsamba günü
saat 17.30'a kadar 2 fotoğraf ile birlikte Maİiye ve Gümrük Bakan-
lığı, Personel Genel Müdürlüğü'ne şahsen başvurmalan gerekmek-
tedir. (Başvunı formları Personel Genel Müdürlüğü'nden alınacak-
ür.)
Başvuruda bulunanlann 4asdikli öğrenim belgelerini ibraz etmele-
ri gerekmektedir.
4—Sınav Konulan:
a) Atatürk ilkeleri ve inkılap tarihi
b) Temel yurttaşhk bilgisi
c) Türkiye coğrafyası
d) Türk kültür ve medeniyetleri
e) Türkçe-kompozisyon
f) Matematik
g) Gümrük mevzuatı.
5—Sınav tarihi ve yeri:
Yaalı sınav 10 Aralık 1990 Pazartesi günü saat 9.30'da Maliye ve
Gümrük BakanlığVnda (tlkadım Caddesi Kara Harp Okulu yani Dik-
men) yapılacaktır.
Du>Tirulur.
Basın: 39351