Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
J9 KASIM 1990 HABERLER CUMHURİYET/11
DYP'DE BUYUK KONGREYE DOGRU
'Kırat'a gençlik aşısıDYP'nin simgesi olan kıratın "iktidara doğru şahlanışı"olarakr
değerlendirilen 3. Büyük Kongre öncesinde "gençleşme",
'yenileşme", "vitrin değişikliği" tartışmaları doruğa çıktı.
Kongrede hem parti yönetiminde "gençler"e yer verilerek bir
"vitrin değişikliği"ni sağlayacak hem de partiye emeği geçen"eski"
lerin küstürülmeyeceği bir formülün çıkacağı görüşü ağır basıyor.
24-25 kasım tarihlerinde yapılacak kongrenin "olay" olmasır
amaçlanıyor. 60 bin partiliye davetiye gönderildi. Salonun dışınar
dev ekran yerleştirilerek içeri giremeyenlerin de kongreyi izlemesi
sağlanacak. Demirel ve partililer aynı anda çeşitli noktalardan
büyük konvoylarla salona gelecek. Salon Demirel'in başbakanlığı
döneminde yapılan fabrikaların ve tesislerin posterleriyle donanacak.
AVde
Tsa|
lç Politika Servisi — DYP'nin 3. büyük
kongresi 24-25 kasım tarihlerinde Ankara'da
yapılacak. Bir tür "iklidar dönemeci" olarak
değerlendirilen büyük kongre öncesi partide
"yenileşme" ve "vitrin değişikliği"
tartışmaları doruğa çıktı. Partinin simgesi
olan şaha kalkmış kır atın "iktidar yolunda
da şaha kaikması için kadrolann gençleşmesi
gerektigini" savunanlarla. "gençleşme,
yenileşme, derken parti böliınmesin" diyenler,
"gençleşme adı altında partiye bunca emeği
geçmiş dene>imli kişiler kustürülmesin"i
savunanlar kozlannı kongrede paylaşacak.
Eski Genel Başkan Hüsamettin Cindoruk
tarafından ilk kez yüksek sesle söylenen,
ancak başlangıçta genel merkezce pek hoş
bakılmayan "yeni çizgi-yenileşme" görüşü
zamanla tabanda destek gördü. Hatta Genel
Başkan Süleyman Demirel'in de son bir yılda
örgüt toplantılannda dıle getirdiği kimi
görüşler partililerce "GİK'te gençleşme
olacak" şeklinde yorumlanmıştı. Demirel'in
özellikle ekonomi konusunda yaptıkları
yorumlarla dikkat çeken Cem Boyner, Tansu
Çiller gibi "genç'Merle sürdürdüğu göruşmeler
"partideki gençleşmeye sıcak bakıldığının"
işareti olarak algılandı. Kongrede parti
yönetim kadrolarında hem tabanın isteği
doğrultusunda "gençleşme" yani "vitrin
değişikliği" yapılacağı hem de partiye emeği
geçen "eski"lerin küstürülmeyeceği bir
formülün çıkacağı görüşü ağır basıyor.
Bu arada TOBB eski Başkanı Ersin
Faralyalı'nın DYP'ye katılması kongre
öncesinin en hareketli gelişmesi olurken
Demirel'in Tansu Çiller, Cem Boyner,
CTayyar Sadıklar, Rona Yırcalı, Doğan
Kasaroğlu, Sezar Aygen, Sümer Oral, Tunç
Bilget'le de görüştüğü, ancak kimin partiye
katılacağının ve yönetimde görev alacağının
da kongre günü belli olacağı belirtiliyor.
Boyner, Demirel'le görüştüğünü ve tekliften
onur duyduğunu ancak henüz politikaya
girmeyi düşünmediğini belirtirken Aydın
Menderes de Demirel'in çağrısmı "Siyasete
dönmeme karanmda degişiklik olmadı" diye
yanıtlamıştı.
DYP'nin "Kır atTnın "iktidara doğru şaha
kalkıp kalkmayacağı" kongre sonrası belli
olacak ama partililer kongrenin bir
"şahlanış" olması için çalışmalarını
hızlandırdılar.
DYP yöneticileri kongrenin "olay" olmasını
amaçladıklannı belirtiyorlar. Kongre günü
Demirel, Güniz sokaktaki evinden
motosikletler ve yüzlerce arabadan oluşan bir
konvoyla alınacak. Aynı günün sabahı
illerden gelen araç ve otobüslerden oluşan
konvoy da şehir girişinde bekletilerek aynı
anda salona doğru harekete geçirilecek. Salon
Demirel'in başbakanhğı döneminde yapılan
Dalaman Kağıt Fabrikası, Seydişehir
Alüminyum Tesisleri, Keban ve Aliağa Termik
Santralları gibi eserlerin dev posterleriyle
süslenecek.
Yetkililer 60 bin partiliye davetiye
gönderildiğini, salonda yer kalmayacağı için
dışarıya dev bir ekran yerleştirilerek dışarda
kalanlara da kongreyi izlettireceklerini
söylüyorlar. Slogan olarak da "DYP
iktidara", "Düriist devlet, dürtıst yönetici",
"Hesap mutlaka sorulacaktır" kullanılacak.
Kongrenin salon içi dıizeni, salon dışı duzeni,
hareketlilik ve görkemin sajlanmasıyla da
oluştıırulan çeşitli komisyonlar ilgilenecek.
Kongre öncesi hareketlilik de düzenlenen
panellerle sağlanacak. Bu panellerden ilki
bugün Ankara Etap Altınel Oteli'nde
yapılıyor. Ekonomist Tansu Çiller'in
yöneteceği "Topyekûn Kalkınma" adh
panelde GtK için adlan geçen ekonomistler
görüşlerini açıklayacak. Aynı saatlerde
Dedeman Oteli'nde de DYP'li "Gönüllü
kadınlar" bir toplantı düzenleyecek. Yarın
Hilton Otel'de Prof. Dr. Bozkurt Giivenç'in
yöneteceği "Sosyal Devlet" konulu panelde
DYP'nin görüşlerini DYP Milletvekili Tevfik
Ertüzün anlatacak. 21 kasımda Büyük
Ankara Oteli'nde "lşleyen rejim, işkyen
devlet", 22 kasımda Batı Sineması'nda da
"gençlik toplantısı" yapılacak. Demirel butün
panel ve toplantılara katılarak açış
konuşmalarını yapacak.
DYP yöneticileri, kongrenin istenilen başarıya
ulaşması için çahşmalarını sürdürüyor.
Bugünden başlayarak DYP'nin çeşitli
birimlerinde görev almış kişilerin halen
görevlerini südürenlerin ve örgütlerin
görüşlerine yer veriyoruz.
O R G U T L E R D E N
Istanbul
Büyük kent
çıkmazı
İDRtS AKYÜZ
DYP 'Büyük Kongresi'ne
en çok delegeyle katılacak
olan lstanbul örgütü, partide
'imaj' ve üst yönetim kadro-
sundaki degişiklik konuların-
da farklı eğiliınler taşıyor. Es-
ki Genel Başkan Hüsamettin
Cindoruk'un ortaya attığı
'yeni çizgi' göriişleri bu ba-
kımdan, kurultay delegeleri
arasında bölünmeye yol açı-
yor. Delegeler, Genel Başkan
Süleyman Demirel'in bu ko-
nuda, büyuk kongrede vere-
ceği mesajın önemli olduğu ve
'ber şeyi çözeceği' görüşünde
birleşiyor.
Istanbul'daki îlçe ve il
kongrelerinde her ne kadar
'yeniden yapüanma' görüşü-
nü savunanlar azınlıkta kal-
mışsa da son günlerde bu gö-
rüşe sıcak bakanlann sayısı-
nın arttığı gözleniyor. Bu de-
ğişikliğe ise Süleyman Demi-
rel ile 'bu konudaki (artışma-
lan başlatan' Hüsamettin
Cindoruk arasındaki 'buz'la-
rın erimesi neden olarak gös-
teriliyor. Hatta, 'statükocu'
bazı partililer bile DYP'nin
büyük şehirlerde başanlı ola-
bilmesi için 'imaj' değiştirme
zorunluluğunda olduğunu sa-
vunuyor.
72 delegesi olan lstanbul
örgütünde, daha önce gözle
görülür biçimde, 'sürtüşme'
içerisinde olan İl Başkanı Or-
han Keçeli ile eski Genel Baş-
kan Hüsamettin Cindoruk
arasında bir yakınlaşma oldu-
ğu gözleniyor. Ancak yine de
Keçeli ve ekibinin, partideki
'gençleşme' görüşüne çok sı-
cak bakraadığı ortada. Bu
ekip, üst yönetimdeki 'vitrin'
değişikliğinin 'salt' genç in-
sanlar yerine deneyimli olan-
ların çoğunluğunda ve Genel
Başkan Demirel'in önlrileri
doğrultusunda, oluşması ge-
reğini savunuyor. Hatta bazı-
ları bu konuda Cindoruk'u
eleştirereV "Saym Cindoruk,
gençleşme diyordu, Çağla-
yangil ve Bilgiç gibi isimleri
eleştiriyordu. Ancak kendisi
şimdi. Memduh Yaşa, Namık
Kemal Şentürk ve Doğan Ka-
saroğlu gibi isimlerle ortak
hareket ediyor" diye konuşu-
yorlar. İl Başkanı Orhan Ke-
çeli ise bu konuda 'Biz cephe-
ye asker mi gönderiyoruz?'
ifadesini kullanıyor.
llçe örgütlerı arasında ise
'vitrin ve imaj' değişikliğine
en çok Fatih, Kadıköy, Beşik-
taş, Sanyer ve Kartal ilçele-
rindeki delegelerin sahip çık-
tığı gözleniyor. Bunun yanm-
da, kendilerine 'Genç AdaJet
Partililer' (GAP) adınj veren
bir grup ise tstanbul il örgü-
tüne muhalefet ederek
DYP'nin eski AP ruhuna ka-
vuşması için genç insanlara
yer verilmesini, parti üst yö-
netiminin de bu doğmltuda
oluşmasını istiyor.
Cindoruk'un görüşlerini
savunan 'azınlık'taki delege-
ler ise ilçe yöneüminden genel
merkez yönetimine kadar 'te-
peden inmeci' atamalara ya
da göreve getirilmelere şiddet-
le karşı çıkıyorlar. Adının
açıklanmasını istemeyen bir
delege bu konudaki görüşünü
açıklarken 'Ersin Faralyalı,
Tansu Çiller, Cem Boyner gi-
bi isimler aramıza katılsın,
ancak bu degerli arkadaşlara
üst yönetimde görev vermek,
tabandaki beyecanı olumsnz
yönde etkifcr' diyor. Aynı de-
lege, partide belirli yerlere ge-
lebilmek için bazı kademeler-
den geçilmesi gerektigini,
'vitrin' değişikliğinin de 'an-
cak bu yöntemle' sağlıklı ola-
bileceğini ifade ediyor.
lstanbul il kongresinde, it-
tifakla Orhan Keçeli'yi il baş-
kanhğına aday gösteren 24 il-
çe başkanı arasından, şu sıra-
lar Keçeli'ye muhalefet eden-
ler de var. Bunun altında ya-
tan neden ise il yönetim ku-
rulunun oluşturulması arife-
sinde verilen sözlerin, sonra-
dan yerine getirilmemesi. Bu
nedenle önce Keçeli'nin ya-
nında yer alan ve Cindoruk'-
un görüşlerine karşı olan ba-
zı büyük kongre delegeleri-
nin, şimdi 'saF değiştirdiği
belirtiliyor. Bu nedenle de
GİK ve MKK (Merkez Karar
Kurulu) üyeliklerine kongre-
de lstanbul'dan aday göster-
me konusunda görüş ayrılık-
lan olduğu söyleniyor.
lstanbul örgütü ve kongre
delegelerindeki en önemli or-
tak noktayi, 'özellikle büyük
şehirlere yönelik' partide bir
'imaj' değişikliği yapılması
oluşruruyor. Buna örnek ola-
rak DYP'nin 26 Mart 1989
seçimlerinde tstanbul, Anka-
ra ve Izmir dışındaki illerde il
genel meclisi bazında alınan
oy oranı kanıt olarak göste-
rüiyor. Partililer, bu konuda,
"DYP bu üç büyük il dışın-
da Türkiye'de birinci parti
konumundadır. Demek Iri
büyük şehir yaşayanına ulaş-
raada bir sıkıntı var. Burada
bir yenilik gerekiyor" görüşü-
nü savunuyor. Ancak bu de-
gişiklik yapılırken partinin te-
mel ilkelerinde ve programın-
da degişiklik yapılması yeri-
ne, ayrıntılara yer verilmesi-
nin yanı sıra somut 'sapta-
ma'lar yapılması isteniyor.
Büyük kongre arifesinde
İstanbul delegesi ve örgütü,
DYP'nin 'iktidara aday bir
parti' olarak kamuoyuna me-
saj vermesi, bunu gerçekleş-
tirecek bir kadro kurması gö-
rüşünü taşıyor. Delegelerin,
partinin GIK (Genel Idare
Kurulu) üyelerinin hangi *yaş'
grubundan ve isimlerden
oluşmasına ilişkin karannın
da Genel Başkan Süleyman
Demirel'in, kongredeki tav-
nyla ve vereceği mesajla iç içe
olacağı anlaşılıyor.
DYP'DE BUGÜN
• "Topyekûn Kalkınma" konulu panel bugün saat
10.00'da Ankara Etap Altınel Oteli, Tandoğan
Meydanı'nda DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel'in
açış konuşmasıyla başlayacak. Kalkınmamızın sorunları
ve kalkınma politikamızın esasları, sanayileşme, tarım,
ulaştırma ve haberleşme, alt yapı hizmetleri, ormancılık,
madencilik, mali politikalar ve kaynak politikalan
konulannda konuşmacıların görüşlerini dile
getirmelerinin ardından Prof. Dr. Tansu Çiller'in
yöneteceği panele geçilecek. Panele Prof. Dr. Emre
Gönensay, Prof. Dr. Akın tlkin, Prof. Dr. Mehmet
Çubukçu, Doç. Dr. Gökhan Çapoglu ve gazetemiz
yazarlarından Osman Ulagay katılacak.
DUNOEN BUGUNE DYP
'NEREDE KALMIŞTIK' — Hüsamettin Cindoruk, 19 Aralık 1983 tarihinde tstanbul'da düzenlenen bir törenle DYP'.ve katı
lırken, sözlerine "Nerede kalmıştık" diyebaşladı.
Çiğnenen bahçeye ilk tohumİç Politika Servisi — 'BTP'
parlamentonun feshi, siyasi partilerin
kapatılması, parti liderleri ve
milletvekillerinin gözaltında tutulmasının
ardından yeni siyasi dönemde kurulan
AP'nin devamı olarak BTP uzun süre
yaşayamadı. Siyasilerin açıklama
yapmasının yasak olduğu bu dönemde
kulislerde, AP çizgisini Türk siyaset
bahçesine taşıyacak BTP'nin tohumunun
atıldığı, ancak filizlenmesine izin
verilmediği konuşuluyordu. MGK, 31
Mayıs 1983 günü partiyi bir daha
açılmamak üzere kapattı. Kurucuları AP
ve CHP'lilerle birlikte Çanakkale'de
zorunlu ikamete tabi tutuldular. Kısa
süre sonra Milletvekilleri Seçim Yasası
yürürlüğe girdi. 23 haziran 1983 gunü de
bu kez AP ve BTP'nin devamı olan
Doğru Yol Partisi (DYP) kuruldu.
Ancak MGK engeli sürüyordu. İlk 34
kurucu üyeden-30'u veto edildi. Veto
edilenler arasında DYP'nin kurucu
Genel Başkanı Ahmet Nusret Tuna da
vardı. Vetolar birbirini izledi. Her
vetonun ardından DYP'liler bir liste
çıkardı, her listenin ardından da yeni
vetolar geldi. Kuruluşundan sonra iki ay
içinde DYP toplam 98 kurucu üye
çıkarttı, MGK bunlardan 54'ünü veto
etti. 24 Ağustos 1983 günü ilk genel
seçimlere katılabilmek için siyasi
partilerin kuruluşlannı resmen
tamamlayacakları 'son gun'dü, ancak
olmadı, DYP, 12 Eylül 1980'den sonra
yapılacak ilk genel seçimlere giremedi.
Çünkü verdiği kurucular listesinden de
üç kişi veto edilmişti. Şimdi yeni hedef,
ilk genel yerel seçimlere kadar partiye
katılımı arttırmak ve zaman içinde
yasağı kalkacak siyasetçilerle siyaset
sahnesinde yer alabilmekti...
StİRECEK
Milletvekilliğinden istifa eden DYP'li Murat Sökmenoğlu:
Ifenileşme îhtiyaçtırANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Turgnt Özal'ın Cum-
hurbaşkanı seçUmesini protesto
için milletvekilliğinden istifa
eden DYP'li Murat Sökmenoğ-
lu, büyük kongre öncesinde ye-
nileşme tartışmalannın başını
çekenler arasında yer alıyor.
DYP'nin büyük şehirlerde oyla-
nnın düşmesi ve aydın kesime
hitap edememesi nedeniyle yeni-
Ieşmenin bir ihtiyaç olarak or-
taya çıktığını savunan Sökme-
noğlu, partinin daha başanh ol-
ması için Demirerin bir yanın-
da Hüsamettin Ctadonık'un bir
yanında da Aydın Menderes'in
yer almasını istiyor.
Eski DYP Genel Başkanı Cin-
donık'a yakınhğı ile bilinen
Sökmenoğlu, milletvekilliğinden
istifası nedeniyle, yenileşme gi-
rişimine karşı çıkanlann hedefi
de olmuş durumda. Sökmenoğ-
lu'nun yeni yönetimde yer alma-
sına karşı çıkanlar, "O, millet-
Sökmenoğlu'na göre
partinin en önemli
eksikliklerinden birisi
ikinci adam sıkıntısı.
Eski Genel Başkan
Cindoruk'un DYP'de
ikinci adam
konumuna getirilmesi
görüşünü savunuyor
Sökmenoğlu.
vekilliginden istifa ederek parti
disiplinise aykın davrandı. Bu
nedenle disipün kuruluoa verfl-
meyerek kendisi için gereken za-
ten yapıldı. Yönetimde yer
almamah" görüşünü savunu-
yorlar.
Sokmenoğlo, DYP büyük
kongresi öncesinde Cnmhuri-
yet'in sonılannı yanıtlarken, ye-
nileşme tartışmalannı 1988
kongresinden sonra başlatukla-
nnı anımsatarak nedenkrini
şöyle smdıyor:
"Büyük senMerde oylanmızın
düşük olması ve DYP'nin aydın
kesime hitap edememesi bir ye-
nileşme ihtiyacını ortaya çıkar-
nuşnr. Ancak bana göre gcnçks-
menin kafa yapısından kaynak-
buunası gerekiyor. Siyasetçiyi,
nüfus kâğıdına bakarak ayır-
mak mnmkiin değil. Birikimi
DYP Genel Başkan Yardımcısı Kılıç
Çankaya'dalale devri yaşanıyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — DYP Ge-
nel Başkan Yardımcısı Selabattin Kılıç, Cumhur-
başkanı Turgut Özal'ı Irak Devlet Başkanı Sad-
dam Hüseyin'e benzetti. Kılıç, Türkiye'de "sah-
te demokrasi rengine boyanmış bir tek adam
rejimi" bulunduğunu öne sürdü, "Çankaya sa-
kinleri bir lale devri yasryor" dedi.
Kılıç, dün düzenlediği basın toplantısında,
özal'ın AGİK zirvesine katılmasını eleştirdi ve
"Onun seyahat tutkusu Türkiyr'nin başına iş aca-
cak gibi görünnyor" dedi. Kılıç, Akbulut'un Pa-
ris'e "herhaMe göriintünün tamamlanması için
gittiğini" kaydetti, Özal'ın demokrasiyi içte ve
dışta yıprattığı görüşünu savundu ve şunları
söyledi:
"özal 'Saddam'ın yerinde olsam kendimi mil-
letime feda ederdim' diyor. Sayın Özal, tıpa tıp
Saddam'ın yerindedir. Saddam da Irak'taki Çan-
kaya'da otunıyor. Bir iyüik yapıp çekip gidiniz.
Eğer bunu yapmazsanız, 'Halka verir talkını,
kendi yutar salkımı' durumunda olacaksınız. Bu-
radaki salkım üzün değil, Çankaya tepesidir.
olan insanıo kafası da gençse
yaşından dolayı onu siyaset dı-
sında bırakmak yanlışUr. Lide-
rin etrafında birdenbire çok
genç, deneyimsiz insanlar topia-
nırsa o parti hedefine çabuk ula-
şamaz. Siyasette yenilerie eski-
lerin kaynaşması bir tür meslek
içi egitimdir. DYP içinde sağla-
nacak bir kadro uzlaşması, par-
tinin yarının umudu olmasını
sağlayacaktır."
Sökmenoğlu'na göre partinin
en önemli eksikliklerinden biri-
si de ikinci adam sıkıntısı. Eski
Genel Başkan Cindoruk'un
DYP'de ikinci adam konumuna
getiriimesi görüşünü taşıyan
Sökmenoğlu, "Partinin daha
başanlı olması ve kitlelerin is-
tekJerine yanıt vermek için Sa-
yın Demirerin bir yanında Hü-
samettin Cindoruk'un, bir ya-
nında Sayın Menderes'in yer al-
ması gerekir" diyor.
Yeni yönetimde işçi ve sendi-
ka temsilcilerinin de yer alması
gerektigini belirten Sökmenoğ-
lu, yenileşme ile birlikte, "20001i
yıDarda nasıl bir Türkiye istiyo-
rozT" sorusuna yanıt verebilecek
bir kadro oluşturulması gerek-
tigini dile getiriyor. Sökmenof-
lu'nun bu konudaki görüşü,
"Yeni yönetim, dünya dengele-
rinin degiştiği gunümüzde
Türkiye'nin geiecegini tartısa-
rak, bunlan kamnoyuna en uy-
gun biçimde yansıtmaiı. Bu so-
runlar, cagdaş partilerin ürete-
cekleri politikalarla aşüabillr"
biçiminde.
GUNLERİN KOPUĞU
AHMET TAN
Süper Zirve
PARİŞ — Süleyman Demirel'in başladıklarını sürdürmek,
Turgut Özal'ın kısmeti. Avrupa Ekonomik Topluluğu'nun
aday üyeliği ile ilgili ön anlaşmalara imzasını alan Demi-
rel'di. 15-16 yıl sonra tam üyelik başvurusunu Özal yaptı.
15 yıl önce dönemin Başbakanı Demirel'in imzasıyla baş-
layan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği sürecini yeni bir aşama-
ya Cumhurbaşkanı Özal ulaştırıyor. Dünya, 34 ülke lideri-
nin atacağı imzalarla iki kutuplu soğuk savaş dönemine son
verirken, Türkiye'de bir başka dönem başlıyor. Artık Paris^
teki bu zirveden sonra Türkiye uluslararası ilişkilerinde de
başkanlık sistemini fiilen tescil ettirmiş oluyor.
Türk-ABD ilişkilerinde kendini gösteren ve Körfez krizi sü-
resince belirgınleşen ve Özal eliyte yürütülen başkanlık sis-
temine dayalı Türk dış politikası, bu tarihsel toplantı ile dün-
yanın önde gelen bütün ülkelerine gösterilmiş olacak. Gerçi
ev sahibi Fransa'da da Mitterrand'ın yanı sıra başbakan da
toplantıda yer alacak. Ama bu Mitterrand'ın anayasadaki
konumuna gölge düşürmeyecek. Çünkü, hükümet Mitter-
rand'ın hükümeti. Bu durumu Özal da fark etmiş olmalı ki
dün gece Paris Büyükelçiliği'ndeki resepsiyonda, anlaşma-
ya Başbakan Akbulut'un da imza atacağını açıkladı.
Böylece, Türkiye'de iç poli-
tikada ortaya çıkan tartışma-
ların uluslararası platforma
sıçraması önlenmiş oldu...
Toplantının bitiminde ya-
yımlanacak olan deklarasyo-
na ise, Türkiye adına ımzayı
Cumhurbaşkanı'nın kendisi
koyacak...
Bu ikili yapıyı düzeltmek
için iki yol var: Ya anayasa de-
ğişikliğiyle bu duruma hukuk-
sallık ve siyasallık kazandır-
mak ya da bir genel seçim ile
ortaya çıkacak yeni iktidarın,
Avrupa'ya yeni
biçimini vermek üzere
bir araya gelecek olan
34 ülkenin lideri,
Avrupa güvenliği ve
işbirliğinden çok Körfez
krizini ve Saddam
Hüseyin'i konuşacaklar.
ABD Başkanı Bush'un
Körfez'e yapacağı gezi
ve bu konuda Fransa
Cumhurbaşkanı
başbakanın anayasadaki yet- Mitterrand, Almanya
kisme sahip çıkması Bbkisme sahip çıkması. Başbakanı Kohl de
çok, Körfez krizi
konuşulacak. ABD
Başkanı'nm görüşeceği
6-7 ülke liderinden birisi
de Özal. Turgut Özal'ın
Paris'e gelme karannın
ve genel olarak
uluslararası dış
politikaya ağırlığını
uzere
toplantılaradayansıyacak. Bu u a
f '««"«*« yapacağı
ikilik, Türkiye'deki siyasal ya- '*'" görüşmelerde "yeni
pıyı öteki ülkeler gözünde tar- Avrupa düzenj'nden
tışılır hale gelirecek. Bu konu-
daki tereddüt bizzat Başba-
kan Akbulut'ta da egemen.
Dün Paris'e doğru uçarken
gazetecilere, Paris'teki anlaş-
maya imzayı kimin atacağı ko-
nusunda açık bir ifade kullan-
mak yerine, "Televizyonda
görürsünüz" demesi, bunun
kanıtı...
Türkiye'nin, bu ikinci savaş koymasının nedeni bu.
sonrasının en önemli toplan- ABD Başkanı'nm
tısında neden hem Cumhur- görüşeceği liderlerden
başkanı, hem de Başbakan £//•/$/ olmak
tarafından temsil edıldığini ya- '"
bancılara anlatmak kolay ol-
mayacak. Gerçi Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, bundan bir-
kaç hafta evvel benzeri katılımın başka ülkelerde de oldu-
ğunu belirtmiş, ancak Romanya dışında bir örnek bulmak-
ta güçlüğe düşmüştü.
Avrupa'ya yeni biçimini vermek üzere bir araya gelecek
olan 34 ülkenin lideri, Avrupa güvenliği ve işbirliğinden çok
Körfez krizini ve Saddam Hüseyin'i konuşacaklar. ABD Baş-
kanı Bush'un Körfez'e yapacağı gezi ve bu konuda Fransa
Cumhurbaşkanı Mitterrand, Almanya Başbakanı Kohl de
aralarında olmak üzere bazı liderlerle yapacağı ikili görüş-
melerde "yeni Avrupa düzeni"nden çok, Körfez krizi konu-
şulacak.
Yükselen yıldız parlayacak... ~
ABD Başkanı'nm görüşeceği 6-7 ülke liderinden birisi de
Özal. Turgut Özal'ın Paris'e gelme karannın ve genel ola-
rak uluslararası dış politikaya ağırlığını koymasının nedeni
bu. ABD Başkanı'nm görüşeceği liderlerden birisi olmak..
Nitekim, bu görüşme yarın gerçekleşeçek.
Çankaya'ya çok yakın bir kaynak da Özal'ın bu toplantı-
ya katılmaktaki ısrarını şöyle açıklıyordu:
"AGİK tarihinde ilk kez, bütün ülkelerin katılacağı birde-
ğerlendirme toplantısı yapılması kararlaştırıldı. Daha önce,
her ülkenin lideri, delegasyon başkanı önceden hazırianıp,
yazılı hale getirilmiş bir konuşma yapar ve toplantı tamam-
lanırdı. Bu kez, ilk defa kapalı bir değerlendirme toplantısı
yapılması nedeniyle bir başkan seçılmesi gerekiyordu. Ku-
ra ile yapılan bu başkanlık seçimini Türkiye kazandı."
Çankaya'ya yakın kaynağa göre, bütün eleştirilere karşın
Özal'ı Paris'e getirten de bu kurayı Türkiye'nin kazanması
olmalıydı.
özal, bu tarihi fırsatı değerlendırerek aralarında ABD Baş-
kanı Bush ve Sovyet lideri Gorbaçov'un da bulunduğu 33
ülke liderinin katıldığı tarihi toplantıyı yönetme olanağı el-
de etmişti. Körfez kriziyle birlikte dünya liderleri arasında
yükselen ytldızını daha da partatma olanağma kavuşacaktı...
Özal'ın Japonya yolunda İran Cumhurbaşkanı Rafsancani
ile yedi saatlik bir görüşme yapması, 34 ülke lideri arasın-
da kendisine önemli bir "ayrıcalık" kazandırmış durumda.
Başkan Bush, Mitterrand, Kohl ve ingiltere Başbakanı
Thatcher ile de görüşrneler yapması beklenen Özal'dan,
Rafsancani'nin Amerika hakkında söyledikleri konusunda
da bilgi alacak.
Paris süper zirvesiyle atılacak adımlar Türkiye'nin Orta-
doğu'daki güvenliğini, Avrupa ile ilişkilerini, NATO'daki ko-
numunu çok yakjndan etkileyecek.
Türkiye, savunma alanında yapacağı harcamaları, ala-
cağı silahları imzalanacak bu anlaşmaya göre saptamak du-
rumunda...
Bu anlamda, yakın tarihimizde ilk kez çifte imza ile katıl-
dığımız bu anlaşma, Avrupa için olduğu kadar Türkiye için
de yeni bir dönem başlatacak...
COMPUTERVVORLD
Monitör