23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
J9 KASIM 1990 HABERLER CUMHURİYET/11 DYP'DE BUYUK KONGREYE DOGRU 'Kırat'a gençlik aşısıDYP'nin simgesi olan kıratın "iktidara doğru şahlanışı"olarakr değerlendirilen 3. Büyük Kongre öncesinde "gençleşme", 'yenileşme", "vitrin değişikliği" tartışmaları doruğa çıktı. Kongrede hem parti yönetiminde "gençler"e yer verilerek bir "vitrin değişikliği"ni sağlayacak hem de partiye emeği geçen"eski" lerin küstürülmeyeceği bir formülün çıkacağı görüşü ağır basıyor. 24-25 kasım tarihlerinde yapılacak kongrenin "olay" olmasır amaçlanıyor. 60 bin partiliye davetiye gönderildi. Salonun dışınar dev ekran yerleştirilerek içeri giremeyenlerin de kongreyi izlemesi sağlanacak. Demirel ve partililer aynı anda çeşitli noktalardan büyük konvoylarla salona gelecek. Salon Demirel'in başbakanlığı döneminde yapılan fabrikaların ve tesislerin posterleriyle donanacak. AVde Tsa| lç Politika Servisi — DYP'nin 3. büyük kongresi 24-25 kasım tarihlerinde Ankara'da yapılacak. Bir tür "iklidar dönemeci" olarak değerlendirilen büyük kongre öncesi partide "yenileşme" ve "vitrin değişikliği" tartışmaları doruğa çıktı. Partinin simgesi olan şaha kalkmış kır atın "iktidar yolunda da şaha kaikması için kadrolann gençleşmesi gerektigini" savunanlarla. "gençleşme, yenileşme, derken parti böliınmesin" diyenler, "gençleşme adı altında partiye bunca emeği geçmiş dene>imli kişiler kustürülmesin"i savunanlar kozlannı kongrede paylaşacak. Eski Genel Başkan Hüsamettin Cindoruk tarafından ilk kez yüksek sesle söylenen, ancak başlangıçta genel merkezce pek hoş bakılmayan "yeni çizgi-yenileşme" görüşü zamanla tabanda destek gördü. Hatta Genel Başkan Süleyman Demirel'in de son bir yılda örgüt toplantılannda dıle getirdiği kimi görüşler partililerce "GİK'te gençleşme olacak" şeklinde yorumlanmıştı. Demirel'in özellikle ekonomi konusunda yaptıkları yorumlarla dikkat çeken Cem Boyner, Tansu Çiller gibi "genç'Merle sürdürdüğu göruşmeler "partideki gençleşmeye sıcak bakıldığının" işareti olarak algılandı. Kongrede parti yönetim kadrolarında hem tabanın isteği doğrultusunda "gençleşme" yani "vitrin değişikliği" yapılacağı hem de partiye emeği geçen "eski"lerin küstürülmeyeceği bir formülün çıkacağı görüşü ağır basıyor. Bu arada TOBB eski Başkanı Ersin Faralyalı'nın DYP'ye katılması kongre öncesinin en hareketli gelişmesi olurken Demirel'in Tansu Çiller, Cem Boyner, CTayyar Sadıklar, Rona Yırcalı, Doğan Kasaroğlu, Sezar Aygen, Sümer Oral, Tunç Bilget'le de görüştüğü, ancak kimin partiye katılacağının ve yönetimde görev alacağının da kongre günü belli olacağı belirtiliyor. Boyner, Demirel'le görüştüğünü ve tekliften onur duyduğunu ancak henüz politikaya girmeyi düşünmediğini belirtirken Aydın Menderes de Demirel'in çağrısmı "Siyasete dönmeme karanmda degişiklik olmadı" diye yanıtlamıştı. DYP'nin "Kır atTnın "iktidara doğru şaha kalkıp kalkmayacağı" kongre sonrası belli olacak ama partililer kongrenin bir "şahlanış" olması için çalışmalarını hızlandırdılar. DYP yöneticileri kongrenin "olay" olmasını amaçladıklannı belirtiyorlar. Kongre günü Demirel, Güniz sokaktaki evinden motosikletler ve yüzlerce arabadan oluşan bir konvoyla alınacak. Aynı günün sabahı illerden gelen araç ve otobüslerden oluşan konvoy da şehir girişinde bekletilerek aynı anda salona doğru harekete geçirilecek. Salon Demirel'in başbakanhğı döneminde yapılan Dalaman Kağıt Fabrikası, Seydişehir Alüminyum Tesisleri, Keban ve Aliağa Termik Santralları gibi eserlerin dev posterleriyle süslenecek. Yetkililer 60 bin partiliye davetiye gönderildiğini, salonda yer kalmayacağı için dışarıya dev bir ekran yerleştirilerek dışarda kalanlara da kongreyi izlettireceklerini söylüyorlar. Slogan olarak da "DYP iktidara", "Düriist devlet, dürtıst yönetici", "Hesap mutlaka sorulacaktır" kullanılacak. Kongrenin salon içi dıizeni, salon dışı duzeni, hareketlilik ve görkemin sajlanmasıyla da oluştıırulan çeşitli komisyonlar ilgilenecek. Kongre öncesi hareketlilik de düzenlenen panellerle sağlanacak. Bu panellerden ilki bugün Ankara Etap Altınel Oteli'nde yapılıyor. Ekonomist Tansu Çiller'in yöneteceği "Topyekûn Kalkınma" adh panelde GtK için adlan geçen ekonomistler görüşlerini açıklayacak. Aynı saatlerde Dedeman Oteli'nde de DYP'li "Gönüllü kadınlar" bir toplantı düzenleyecek. Yarın Hilton Otel'de Prof. Dr. Bozkurt Giivenç'in yöneteceği "Sosyal Devlet" konulu panelde DYP'nin görüşlerini DYP Milletvekili Tevfik Ertüzün anlatacak. 21 kasımda Büyük Ankara Oteli'nde "lşleyen rejim, işkyen devlet", 22 kasımda Batı Sineması'nda da "gençlik toplantısı" yapılacak. Demirel butün panel ve toplantılara katılarak açış konuşmalarını yapacak. DYP yöneticileri, kongrenin istenilen başarıya ulaşması için çahşmalarını sürdürüyor. Bugünden başlayarak DYP'nin çeşitli birimlerinde görev almış kişilerin halen görevlerini südürenlerin ve örgütlerin görüşlerine yer veriyoruz. O R G U T L E R D E N Istanbul Büyük kent çıkmazı İDRtS AKYÜZ DYP 'Büyük Kongresi'ne en çok delegeyle katılacak olan lstanbul örgütü, partide 'imaj' ve üst yönetim kadro- sundaki degişiklik konuların- da farklı eğiliınler taşıyor. Es- ki Genel Başkan Hüsamettin Cindoruk'un ortaya attığı 'yeni çizgi' göriişleri bu ba- kımdan, kurultay delegeleri arasında bölünmeye yol açı- yor. Delegeler, Genel Başkan Süleyman Demirel'in bu ko- nuda, büyuk kongrede vere- ceği mesajın önemli olduğu ve 'ber şeyi çözeceği' görüşünde birleşiyor. Istanbul'daki îlçe ve il kongrelerinde her ne kadar 'yeniden yapüanma' görüşü- nü savunanlar azınlıkta kal- mışsa da son günlerde bu gö- rüşe sıcak bakanlann sayısı- nın arttığı gözleniyor. Bu de- ğişikliğe ise Süleyman Demi- rel ile 'bu konudaki (artışma- lan başlatan' Hüsamettin Cindoruk arasındaki 'buz'la- rın erimesi neden olarak gös- teriliyor. Hatta, 'statükocu' bazı partililer bile DYP'nin büyük şehirlerde başanlı ola- bilmesi için 'imaj' değiştirme zorunluluğunda olduğunu sa- vunuyor. 72 delegesi olan lstanbul örgütünde, daha önce gözle görülür biçimde, 'sürtüşme' içerisinde olan İl Başkanı Or- han Keçeli ile eski Genel Baş- kan Hüsamettin Cindoruk arasında bir yakınlaşma oldu- ğu gözleniyor. Ancak yine de Keçeli ve ekibinin, partideki 'gençleşme' görüşüne çok sı- cak bakraadığı ortada. Bu ekip, üst yönetimdeki 'vitrin' değişikliğinin 'salt' genç in- sanlar yerine deneyimli olan- ların çoğunluğunda ve Genel Başkan Demirel'in önlrileri doğrultusunda, oluşması ge- reğini savunuyor. Hatta bazı- ları bu konuda Cindoruk'u eleştirereV "Saym Cindoruk, gençleşme diyordu, Çağla- yangil ve Bilgiç gibi isimleri eleştiriyordu. Ancak kendisi şimdi. Memduh Yaşa, Namık Kemal Şentürk ve Doğan Ka- saroğlu gibi isimlerle ortak hareket ediyor" diye konuşu- yorlar. İl Başkanı Orhan Ke- çeli ise bu konuda 'Biz cephe- ye asker mi gönderiyoruz?' ifadesini kullanıyor. llçe örgütlerı arasında ise 'vitrin ve imaj' değişikliğine en çok Fatih, Kadıköy, Beşik- taş, Sanyer ve Kartal ilçele- rindeki delegelerin sahip çık- tığı gözleniyor. Bunun yanm- da, kendilerine 'Genç AdaJet Partililer' (GAP) adınj veren bir grup ise tstanbul il örgü- tüne muhalefet ederek DYP'nin eski AP ruhuna ka- vuşması için genç insanlara yer verilmesini, parti üst yö- netiminin de bu doğmltuda oluşmasını istiyor. Cindoruk'un görüşlerini savunan 'azınlık'taki delege- ler ise ilçe yöneüminden genel merkez yönetimine kadar 'te- peden inmeci' atamalara ya da göreve getirilmelere şiddet- le karşı çıkıyorlar. Adının açıklanmasını istemeyen bir delege bu konudaki görüşünü açıklarken 'Ersin Faralyalı, Tansu Çiller, Cem Boyner gi- bi isimler aramıza katılsın, ancak bu degerli arkadaşlara üst yönetimde görev vermek, tabandaki beyecanı olumsnz yönde etkifcr' diyor. Aynı de- lege, partide belirli yerlere ge- lebilmek için bazı kademeler- den geçilmesi gerektigini, 'vitrin' değişikliğinin de 'an- cak bu yöntemle' sağlıklı ola- bileceğini ifade ediyor. lstanbul il kongresinde, it- tifakla Orhan Keçeli'yi il baş- kanhğına aday gösteren 24 il- çe başkanı arasından, şu sıra- lar Keçeli'ye muhalefet eden- ler de var. Bunun altında ya- tan neden ise il yönetim ku- rulunun oluşturulması arife- sinde verilen sözlerin, sonra- dan yerine getirilmemesi. Bu nedenle önce Keçeli'nin ya- nında yer alan ve Cindoruk'- un görüşlerine karşı olan ba- zı büyük kongre delegeleri- nin, şimdi 'saF değiştirdiği belirtiliyor. Bu nedenle de GİK ve MKK (Merkez Karar Kurulu) üyeliklerine kongre- de lstanbul'dan aday göster- me konusunda görüş ayrılık- lan olduğu söyleniyor. lstanbul örgütü ve kongre delegelerindeki en önemli or- tak noktayi, 'özellikle büyük şehirlere yönelik' partide bir 'imaj' değişikliği yapılması oluşruruyor. Buna örnek ola- rak DYP'nin 26 Mart 1989 seçimlerinde tstanbul, Anka- ra ve Izmir dışındaki illerde il genel meclisi bazında alınan oy oranı kanıt olarak göste- rüiyor. Partililer, bu konuda, "DYP bu üç büyük il dışın- da Türkiye'de birinci parti konumundadır. Demek Iri büyük şehir yaşayanına ulaş- raada bir sıkıntı var. Burada bir yenilik gerekiyor" görüşü- nü savunuyor. Ancak bu de- gişiklik yapılırken partinin te- mel ilkelerinde ve programın- da degişiklik yapılması yeri- ne, ayrıntılara yer verilmesi- nin yanı sıra somut 'sapta- ma'lar yapılması isteniyor. Büyük kongre arifesinde İstanbul delegesi ve örgütü, DYP'nin 'iktidara aday bir parti' olarak kamuoyuna me- saj vermesi, bunu gerçekleş- tirecek bir kadro kurması gö- rüşünü taşıyor. Delegelerin, partinin GIK (Genel Idare Kurulu) üyelerinin hangi *yaş' grubundan ve isimlerden oluşmasına ilişkin karannın da Genel Başkan Süleyman Demirel'in, kongredeki tav- nyla ve vereceği mesajla iç içe olacağı anlaşılıyor. DYP'DE BUGÜN • "Topyekûn Kalkınma" konulu panel bugün saat 10.00'da Ankara Etap Altınel Oteli, Tandoğan Meydanı'nda DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel'in açış konuşmasıyla başlayacak. Kalkınmamızın sorunları ve kalkınma politikamızın esasları, sanayileşme, tarım, ulaştırma ve haberleşme, alt yapı hizmetleri, ormancılık, madencilik, mali politikalar ve kaynak politikalan konulannda konuşmacıların görüşlerini dile getirmelerinin ardından Prof. Dr. Tansu Çiller'in yöneteceği panele geçilecek. Panele Prof. Dr. Emre Gönensay, Prof. Dr. Akın tlkin, Prof. Dr. Mehmet Çubukçu, Doç. Dr. Gökhan Çapoglu ve gazetemiz yazarlarından Osman Ulagay katılacak. DUNOEN BUGUNE DYP 'NEREDE KALMIŞTIK' — Hüsamettin Cindoruk, 19 Aralık 1983 tarihinde tstanbul'da düzenlenen bir törenle DYP'.ve katı lırken, sözlerine "Nerede kalmıştık" diyebaşladı. Çiğnenen bahçeye ilk tohumİç Politika Servisi — 'BTP' parlamentonun feshi, siyasi partilerin kapatılması, parti liderleri ve milletvekillerinin gözaltında tutulmasının ardından yeni siyasi dönemde kurulan AP'nin devamı olarak BTP uzun süre yaşayamadı. Siyasilerin açıklama yapmasının yasak olduğu bu dönemde kulislerde, AP çizgisini Türk siyaset bahçesine taşıyacak BTP'nin tohumunun atıldığı, ancak filizlenmesine izin verilmediği konuşuluyordu. MGK, 31 Mayıs 1983 günü partiyi bir daha açılmamak üzere kapattı. Kurucuları AP ve CHP'lilerle birlikte Çanakkale'de zorunlu ikamete tabi tutuldular. Kısa süre sonra Milletvekilleri Seçim Yasası yürürlüğe girdi. 23 haziran 1983 gunü de bu kez AP ve BTP'nin devamı olan Doğru Yol Partisi (DYP) kuruldu. Ancak MGK engeli sürüyordu. İlk 34 kurucu üyeden-30'u veto edildi. Veto edilenler arasında DYP'nin kurucu Genel Başkanı Ahmet Nusret Tuna da vardı. Vetolar birbirini izledi. Her vetonun ardından DYP'liler bir liste çıkardı, her listenin ardından da yeni vetolar geldi. Kuruluşundan sonra iki ay içinde DYP toplam 98 kurucu üye çıkarttı, MGK bunlardan 54'ünü veto etti. 24 Ağustos 1983 günü ilk genel seçimlere katılabilmek için siyasi partilerin kuruluşlannı resmen tamamlayacakları 'son gun'dü, ancak olmadı, DYP, 12 Eylül 1980'den sonra yapılacak ilk genel seçimlere giremedi. Çünkü verdiği kurucular listesinden de üç kişi veto edilmişti. Şimdi yeni hedef, ilk genel yerel seçimlere kadar partiye katılımı arttırmak ve zaman içinde yasağı kalkacak siyasetçilerle siyaset sahnesinde yer alabilmekti... StİRECEK Milletvekilliğinden istifa eden DYP'li Murat Sökmenoğlu: Ifenileşme îhtiyaçtırANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Turgnt Özal'ın Cum- hurbaşkanı seçUmesini protesto için milletvekilliğinden istifa eden DYP'li Murat Sökmenoğ- lu, büyük kongre öncesinde ye- nileşme tartışmalannın başını çekenler arasında yer alıyor. DYP'nin büyük şehirlerde oyla- nnın düşmesi ve aydın kesime hitap edememesi nedeniyle yeni- Ieşmenin bir ihtiyaç olarak or- taya çıktığını savunan Sökme- noğlu, partinin daha başanh ol- ması için Demirerin bir yanın- da Hüsamettin Ctadonık'un bir yanında da Aydın Menderes'in yer almasını istiyor. Eski DYP Genel Başkanı Cin- donık'a yakınhğı ile bilinen Sökmenoğlu, milletvekilliğinden istifası nedeniyle, yenileşme gi- rişimine karşı çıkanlann hedefi de olmuş durumda. Sökmenoğ- lu'nun yeni yönetimde yer alma- sına karşı çıkanlar, "O, millet- Sökmenoğlu'na göre partinin en önemli eksikliklerinden birisi ikinci adam sıkıntısı. Eski Genel Başkan Cindoruk'un DYP'de ikinci adam konumuna getirilmesi görüşünü savunuyor Sökmenoğlu. vekilliginden istifa ederek parti disiplinise aykın davrandı. Bu nedenle disipün kuruluoa verfl- meyerek kendisi için gereken za- ten yapıldı. Yönetimde yer almamah" görüşünü savunu- yorlar. Sokmenoğlo, DYP büyük kongresi öncesinde Cnmhuri- yet'in sonılannı yanıtlarken, ye- nileşme tartışmalannı 1988 kongresinden sonra başlatukla- nnı anımsatarak nedenkrini şöyle smdıyor: "Büyük senMerde oylanmızın düşük olması ve DYP'nin aydın kesime hitap edememesi bir ye- nileşme ihtiyacını ortaya çıkar- nuşnr. Ancak bana göre gcnçks- menin kafa yapısından kaynak- buunası gerekiyor. Siyasetçiyi, nüfus kâğıdına bakarak ayır- mak mnmkiin değil. Birikimi DYP Genel Başkan Yardımcısı Kılıç Çankaya'dalale devri yaşanıyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — DYP Ge- nel Başkan Yardımcısı Selabattin Kılıç, Cumhur- başkanı Turgut Özal'ı Irak Devlet Başkanı Sad- dam Hüseyin'e benzetti. Kılıç, Türkiye'de "sah- te demokrasi rengine boyanmış bir tek adam rejimi" bulunduğunu öne sürdü, "Çankaya sa- kinleri bir lale devri yasryor" dedi. Kılıç, dün düzenlediği basın toplantısında, özal'ın AGİK zirvesine katılmasını eleştirdi ve "Onun seyahat tutkusu Türkiyr'nin başına iş aca- cak gibi görünnyor" dedi. Kılıç, Akbulut'un Pa- ris'e "herhaMe göriintünün tamamlanması için gittiğini" kaydetti, Özal'ın demokrasiyi içte ve dışta yıprattığı görüşünu savundu ve şunları söyledi: "özal 'Saddam'ın yerinde olsam kendimi mil- letime feda ederdim' diyor. Sayın Özal, tıpa tıp Saddam'ın yerindedir. Saddam da Irak'taki Çan- kaya'da otunıyor. Bir iyüik yapıp çekip gidiniz. Eğer bunu yapmazsanız, 'Halka verir talkını, kendi yutar salkımı' durumunda olacaksınız. Bu- radaki salkım üzün değil, Çankaya tepesidir. olan insanıo kafası da gençse yaşından dolayı onu siyaset dı- sında bırakmak yanlışUr. Lide- rin etrafında birdenbire çok genç, deneyimsiz insanlar topia- nırsa o parti hedefine çabuk ula- şamaz. Siyasette yenilerie eski- lerin kaynaşması bir tür meslek içi egitimdir. DYP içinde sağla- nacak bir kadro uzlaşması, par- tinin yarının umudu olmasını sağlayacaktır." Sökmenoğlu'na göre partinin en önemli eksikliklerinden biri- si de ikinci adam sıkıntısı. Eski Genel Başkan Cindoruk'un DYP'de ikinci adam konumuna getiriimesi görüşünü taşıyan Sökmenoğlu, "Partinin daha başanlı olması ve kitlelerin is- tekJerine yanıt vermek için Sa- yın Demirerin bir yanında Hü- samettin Cindoruk'un, bir ya- nında Sayın Menderes'in yer al- ması gerekir" diyor. Yeni yönetimde işçi ve sendi- ka temsilcilerinin de yer alması gerektigini belirten Sökmenoğ- lu, yenileşme ile birlikte, "20001i yıDarda nasıl bir Türkiye istiyo- rozT" sorusuna yanıt verebilecek bir kadro oluşturulması gerek- tigini dile getiriyor. Sökmenof- lu'nun bu konudaki görüşü, "Yeni yönetim, dünya dengele- rinin degiştiği gunümüzde Türkiye'nin geiecegini tartısa- rak, bunlan kamnoyuna en uy- gun biçimde yansıtmaiı. Bu so- runlar, cagdaş partilerin ürete- cekleri politikalarla aşüabillr" biçiminde. GUNLERİN KOPUĞU AHMET TAN Süper Zirve PARİŞ — Süleyman Demirel'in başladıklarını sürdürmek, Turgut Özal'ın kısmeti. Avrupa Ekonomik Topluluğu'nun aday üyeliği ile ilgili ön anlaşmalara imzasını alan Demi- rel'di. 15-16 yıl sonra tam üyelik başvurusunu Özal yaptı. 15 yıl önce dönemin Başbakanı Demirel'in imzasıyla baş- layan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği sürecini yeni bir aşama- ya Cumhurbaşkanı Özal ulaştırıyor. Dünya, 34 ülke lideri- nin atacağı imzalarla iki kutuplu soğuk savaş dönemine son verirken, Türkiye'de bir başka dönem başlıyor. Artık Paris^ teki bu zirveden sonra Türkiye uluslararası ilişkilerinde de başkanlık sistemini fiilen tescil ettirmiş oluyor. Türk-ABD ilişkilerinde kendini gösteren ve Körfez krizi sü- resince belirgınleşen ve Özal eliyte yürütülen başkanlık sis- temine dayalı Türk dış politikası, bu tarihsel toplantı ile dün- yanın önde gelen bütün ülkelerine gösterilmiş olacak. Gerçi ev sahibi Fransa'da da Mitterrand'ın yanı sıra başbakan da toplantıda yer alacak. Ama bu Mitterrand'ın anayasadaki konumuna gölge düşürmeyecek. Çünkü, hükümet Mitter- rand'ın hükümeti. Bu durumu Özal da fark etmiş olmalı ki dün gece Paris Büyükelçiliği'ndeki resepsiyonda, anlaşma- ya Başbakan Akbulut'un da imza atacağını açıkladı. Böylece, Türkiye'de iç poli- tikada ortaya çıkan tartışma- ların uluslararası platforma sıçraması önlenmiş oldu... Toplantının bitiminde ya- yımlanacak olan deklarasyo- na ise, Türkiye adına ımzayı Cumhurbaşkanı'nın kendisi koyacak... Bu ikili yapıyı düzeltmek için iki yol var: Ya anayasa de- ğişikliğiyle bu duruma hukuk- sallık ve siyasallık kazandır- mak ya da bir genel seçim ile ortaya çıkacak yeni iktidarın, Avrupa'ya yeni biçimini vermek üzere bir araya gelecek olan 34 ülkenin lideri, Avrupa güvenliği ve işbirliğinden çok Körfez krizini ve Saddam Hüseyin'i konuşacaklar. ABD Başkanı Bush'un Körfez'e yapacağı gezi ve bu konuda Fransa Cumhurbaşkanı başbakanın anayasadaki yet- Mitterrand, Almanya kisme sahip çıkması Bbkisme sahip çıkması. Başbakanı Kohl de çok, Körfez krizi konuşulacak. ABD Başkanı'nm görüşeceği 6-7 ülke liderinden birisi de Özal. Turgut Özal'ın Paris'e gelme karannın ve genel olarak uluslararası dış politikaya ağırlığını uzere toplantılaradayansıyacak. Bu u a f '««"«*« yapacağı ikilik, Türkiye'deki siyasal ya- '*'" görüşmelerde "yeni pıyı öteki ülkeler gözünde tar- Avrupa düzenj'nden tışılır hale gelirecek. Bu konu- daki tereddüt bizzat Başba- kan Akbulut'ta da egemen. Dün Paris'e doğru uçarken gazetecilere, Paris'teki anlaş- maya imzayı kimin atacağı ko- nusunda açık bir ifade kullan- mak yerine, "Televizyonda görürsünüz" demesi, bunun kanıtı... Türkiye'nin, bu ikinci savaş koymasının nedeni bu. sonrasının en önemli toplan- ABD Başkanı'nm tısında neden hem Cumhur- görüşeceği liderlerden başkanı, hem de Başbakan £//•/$/ olmak tarafından temsil edıldığini ya- '" bancılara anlatmak kolay ol- mayacak. Gerçi Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, bundan bir- kaç hafta evvel benzeri katılımın başka ülkelerde de oldu- ğunu belirtmiş, ancak Romanya dışında bir örnek bulmak- ta güçlüğe düşmüştü. Avrupa'ya yeni biçimini vermek üzere bir araya gelecek olan 34 ülkenin lideri, Avrupa güvenliği ve işbirliğinden çok Körfez krizini ve Saddam Hüseyin'i konuşacaklar. ABD Baş- kanı Bush'un Körfez'e yapacağı gezi ve bu konuda Fransa Cumhurbaşkanı Mitterrand, Almanya Başbakanı Kohl de aralarında olmak üzere bazı liderlerle yapacağı ikili görüş- melerde "yeni Avrupa düzeni"nden çok, Körfez krizi konu- şulacak. Yükselen yıldız parlayacak... ~ ABD Başkanı'nm görüşeceği 6-7 ülke liderinden birisi de Özal. Turgut Özal'ın Paris'e gelme karannın ve genel ola- rak uluslararası dış politikaya ağırlığını koymasının nedeni bu. ABD Başkanı'nm görüşeceği liderlerden birisi olmak.. Nitekim, bu görüşme yarın gerçekleşeçek. Çankaya'ya çok yakın bir kaynak da Özal'ın bu toplantı- ya katılmaktaki ısrarını şöyle açıklıyordu: "AGİK tarihinde ilk kez, bütün ülkelerin katılacağı birde- ğerlendirme toplantısı yapılması kararlaştırıldı. Daha önce, her ülkenin lideri, delegasyon başkanı önceden hazırianıp, yazılı hale getirilmiş bir konuşma yapar ve toplantı tamam- lanırdı. Bu kez, ilk defa kapalı bir değerlendirme toplantısı yapılması nedeniyle bir başkan seçılmesi gerekiyordu. Ku- ra ile yapılan bu başkanlık seçimini Türkiye kazandı." Çankaya'ya yakın kaynağa göre, bütün eleştirilere karşın Özal'ı Paris'e getirten de bu kurayı Türkiye'nin kazanması olmalıydı. özal, bu tarihi fırsatı değerlendırerek aralarında ABD Baş- kanı Bush ve Sovyet lideri Gorbaçov'un da bulunduğu 33 ülke liderinin katıldığı tarihi toplantıyı yönetme olanağı el- de etmişti. Körfez kriziyle birlikte dünya liderleri arasında yükselen ytldızını daha da partatma olanağma kavuşacaktı... Özal'ın Japonya yolunda İran Cumhurbaşkanı Rafsancani ile yedi saatlik bir görüşme yapması, 34 ülke lideri arasın- da kendisine önemli bir "ayrıcalık" kazandırmış durumda. Başkan Bush, Mitterrand, Kohl ve ingiltere Başbakanı Thatcher ile de görüşrneler yapması beklenen Özal'dan, Rafsancani'nin Amerika hakkında söyledikleri konusunda da bilgi alacak. Paris süper zirvesiyle atılacak adımlar Türkiye'nin Orta- doğu'daki güvenliğini, Avrupa ile ilişkilerini, NATO'daki ko- numunu çok yakjndan etkileyecek. Türkiye, savunma alanında yapacağı harcamaları, ala- cağı silahları imzalanacak bu anlaşmaya göre saptamak du- rumunda... Bu anlamda, yakın tarihimizde ilk kez çifte imza ile katıl- dığımız bu anlaşma, Avrupa için olduğu kadar Türkiye için de yeni bir dönem başlatacak... COMPUTERVVORLD Monitör
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear