Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
Sabıbı: Cumhunytt Matbaacılık vc Gazetecilik Törk Anonım Şirketı adına
Nadir N»tf 0 Gcnd Yayın MOdorü. H*s» C c u l , Mûesesc MSduru.
Emimt UpMıgil, Yazı Işleri Mudûni: Ok«r G t a t n n , 9 Haber Merken'
Mudün) Yllçn B«w, Sayfa Duzctu YOnclmeni: Aü ılar 9 Temvlctler
ANKARA. \JuM T—, İZMİR: HifcaH Çctafcsjn, ADANA Çni. Yfenragfcı
D» H»berto Eqaa Ma, Ekaaomı: Cacn Tvtaa. Ij-Sendılu Şikna Kmci. Ksker CcW Üıttt.
Isantol Habrrfen & M fec*k. E(ırifn Gtaa; Şvfca. >»ırt Hıbafcn 1SCC4H Dofıa, SpOf Dvmmıu. AHriadir I l a M >
Duı Yjzılır foıı ÇalçUı. Anjurm» ŞaMa Ai#«v Dıueltmc- A U ı U Ibna 0 Koorfnuıör A1M Konü» A Mall
llte Eıol Erl.ı 9 « u u ı * H m Ytvr 0 Bulse Plilüuaa Sftfl O-illı |l »tl» 0 Brktam A»je loraa 0 Ek ttyinkr
Hiln Akjol 9 !4ur Hi»ri> &mr 0 Itkrmc. ÜWtr Çrftt 0 &!« Ijlm Srfl Inl 0 Pmond S»ıl
Ctaal, Hikafl Çrlttkvs. OU>
Sdrık, Al Skm, AlnM H.
Bcscn
34334 l ı pt w Isunbul. Td 312 03 03 (20 hu), Tto. 22246, F»l (I) ! » « 72 #
Btmlar A d n Zıya Gsbip Blv lnbbp S. No: 19/4, t l U3 II 41-47. U d 42344, Fu: (4) I»
03 «5 • bak: H Zr» Btv 1352 S 2/3. K U K M Woc 523». Fte (51) I* 5) «
BUOd IH&No I Ka I. TÜ 19 37 52 (4 hn). Tttet 62133. Fta: (71) I» 25 7»
TAKVİM: 15 KASIM 1990 İmsak: 5.16 Güneş: 6.44 öğle: 11.53 lkindi: 14.29 Akşam: 16.53 Yatsı: 18.16
Gorbaçov'dan uyarı
'Çin Ktiltür
Devruni'nden
beter oluruz'Sovyet Devlet Başkanı Gorbaçov, Yeltsin ile
uzlaşma sağlanamazsa ve ŞSCB ile Rusya
Federasyonu iktidar için birbirine düşerse,
"Çin Kültür Devrimi'nden daha kötü
sonuçlar doğabileceğini" söyledi.
Dış Haberler Servisi —
SSCB Başkanı Mihail Sergeye-
viç Gorbaçov, Rusya Federas-
yonu Devlet Başkanı Boris Yell-
sin'Ie sürdürdüğü uzlaşma ça-
balarının sonuç vermemesi du-
rumunda bunun Çin Kültür
Devrimi'nden daha İcötü sonuç-
lar doğuracağım söyledi.
Gorbaçov, kötü sonuçları
"katliam" olarak nitelendirdi.
SSCB lideri, zorunlu askerlik
hizmetini de savunarak ordu-
nun "daima" haJkın yanında
yer alacağını belirtti.
Gorbaçov'un daruşmanlann-
dan Mareşal Sergei Akhrome-
yev, radikal politikacıları ve ay-
nhkçılan sert bir dille uyardı,
Genelkurmay eski başkanlann-
dan Akhromeyey, "Sosyalizm
ve ülkenin birliği için ordu, sa-
vaşmaya hazırdır. Anayasanın
ilkeleri doğnıltusunda, sosyalist
devletin korunmasının zamanı
gelmiştir"
Gorbaçov ve Yeltsin, geçen
pazar günü bir araya gelerek
Rusya Federasyonu ile merkez
arasındaki ilişkileri ele almışlar-
dı. Yeltsin, önceki gün Rusya
Parlamentosu'nda yaptığı ko-
nuşmada, merkezle iktidann
paylaşılması konusunda Gor-
baçov'la "ilke" anlaşmasına
vardıklannı söylemişti. Gorba-
çov ve Yeltsin; vergiler, ekono-
mik ilişkiler, savunma gibi ko-
nularda da komisyonlar kurui-
masını kararlaştırmışlardı.
Sovyet iktidannın merkezi
yönetim ile Rusya Federasyonu
arasmda paylaşılacağının açık-
lanması, Basbakan Nikolay
Rijkov'un istifası tartışmalan-
nı yeniden gündeme getirdi.
Ajanslar, Rusya Federasyonu
1
nun Rijkov'un istifa etmesi yö-
nündeki çabalanna hız verece-
gini belirtiyorlar. Rusya Parla-
mentosu, Rijkov'u istifaya ça-
gıran bir karan kabul etmişti.
Gorbaçov ise Rijkov'un göre-
vinde kalmasından yana bir tu-
tum izlemişti. Siyasi gözlemci-
ler, iktidarın paylaşılmasında
en önemli pürüzün Rijkov ve
kabinesi olduğunu belirtiyorlar.
Sovyetler Birliği Başkanı
Gorbaçov, önceki gün de asker
milletvekilleriyle beş saate ya-
kın bir görüşme yaptı. AP'nin
TASS'a dayanarak bildirdiğine
göre Gorbaçov, görüşmç sıra-
sında yaptığı konuşmada Boris
Yeltsin'le sürdürülen görüşme-
lere değindi. SSCB Başkanı,
"Sovyetler Biriigi'nin bütünliı-
ğii sağlanamazsa, bu dunım
Çin Kültür Devrimi sırasında
yaşanan trajik olaylardan daba
kötü sonuçlar dogunır" dedi.
Gorbaçov, ülkenin karşılaşaca-
ğı bu kötü sonınlan "katliam"
olarak nitelendirdi.
Ülkenin giderek bir parça-
lanma sürecine girdiğini vurgu-
layan Gorbaçov, cumhuriyetler-
le sürdürülen yeni birlik anlaş-
masına atfen de SSCB'nin an-
laşmadan sonra, "Egemen
Cumhuriyetierin Birliği" adını
LONDRA
Thatcher'a
rakip:
Heseltîne
EDİP EMİL ÖYMEN ~
LONDRA — Muhafazakâr
Parti liderliği için eski Savunma
Bakanı Mkhad Heseitine, aday-
üğını resmen açıkladı. Heselti-
ne'i partide "100'den fazla mil-
lervekiiioin desteklediği" bildi-
riljyor. Geçen yıldan beri parti
içinde sürüp giden huzursuzlu-
ğun şimdi 20 kasun salı günü ya-
pılacak oylama ile bir sonuca
bağlanması öngörülüyor.
Muhafazakâr Parti'nin 372
üyesinden 187'sinin ilk turda
Heseltine'a oy vermesi duru-
munda eski bakan Iider seçil-
miş olacak. Ilk turda gerekli oy
sağlanamazsa ikinci turda baş-
bakana 243 oy çıkması lazım.
Muhafazakâr Parti'den
1959'da Londra'nın "Finchley"
seçim bölgesinden milletvekili
seçilen Margaret Thatcher,
1975'te Muhafazakâr Partili
Basbakan Edvvard Heath'in se-
çimi kaybetmesi üzerine liderli-
ğe aday olmuş ve seçılmişti.
Thatcher hükümetinde önce
Çevre Bakanı olan Heseitine ise
1983'te Savunma Bakanlığı'na
atanmış, 1986'da Basbakan
Thatcher ile Avrupa Topluluğu
ile ilişkiler konusunda çıkan bir
tartışma sonucu, toplantı halin-
deki Bakanlar Kurulu'nu terk
edip giderek istifa etmişti.
alacağını söyledi. SSCB'nin
varhğını sürdürmesinin önce-
likli koşulunun ordu olduğunu
belirten Gorbaçov, şunları söy-
Jedi:
"Bazı cumhuriyetierin kendi
ordulannı oluşturmaJan yolun-
daki çabaları birer politik
oyundur. Askerlik hizmetinin
zorunlu olması ve ordunun bir-
liği, SSCB için >-azgecilmez ko-
şuilardır. Çokuluslu bir iüke,
güce ve kuvvetli bir orduya sa-
hip olmak zorundadır. Bu,
böyle bir ülkenin savunması
için gereldidir."
Gorbaçov, ordunun darbe
yapacağına ilişkin söylentiler
için de "Böyle bir şey olmaz.
Ordu, halka karşı değildir, da-
ima balkın yanında yer
alacaktır" dedi. SSCB'nin ser-
best piyasa ekonomisine geçi-
şiyle ilgili ekonomik planlann
tartışmaya açılmasıyla darbe
söylentileri ayyuka çıkmıştı.
Gorbaçov da geçen ay içinde
yaptığı bir konuşmada darbe
imasında bulunmuştu.
Bu arada Moskova ve Le-
ningrad'da, kış nedeniyle yiye-
cek maddelerinde karne uygu-
lamasına gidüecek.
Sovyet ekonomik reformuna destek çıkan Berlin, Batfyı dayardıma çağırıyor
Gorbfye Alman yardıımDtLEK Z\PTÇIOĞLU
BERLİ.N — Birleşik Alman-
ya, ekonomik gücünü siyasal
nüfus ile birleştirmeye hazırla-
nıyor. Geçen hafta sonu SSCB
Başkanı Mihail Gorbaçov'u
ağırlayan Basbakan Kohî, bu
hafta sonunda ABD Başkanı
George Bush'a evsahipliği yapa-
cak. Kohl ve Bush'un Almanya
1
daki buluşmada, Sovyetler Bir-
liği'ne yardım için bir plan ha-
zırlayacakları öne sürülüyor.
Almanya ve Sovyetler Birliği
ilişkilerinde savaştan beri en sı-
cak ve yakın döneme girildi. Al-
man birliğinin onündeki engel-
]eri kaldıran Gorbaçov'a Al-
manlar şimdi yüklü ekonomik
yardıma hazırlanıyor.
Bunun ilk kalemini çeşitii Al-
man bankalarından oluşan bir
konsorsiyumun Moskova'ya
devlet teminatı altında verdiği 5
milyar marklık kredi oluştur-
muştu. Bankalann koşulsuz ver-
diği kredinin ardından Bonn
Sovyetler'e, "Doğu Almanya'da-
ki askerlerini geri çekme
masrafı" adı altında 12 milyar
mark daha verdi.
Bu nakit yardımların ötesin-
de iki ülke arasında çok geniş
ekonomik işbirliği anlaşmaları
yapıldı. Bonn Moskova'ya, Do-
ğu Almanya'dan yapmakta ol-
duğu ithalatı hemen döviz (ya-
ni Deutsche Mark) olarak öde-
raerae kolayhğını getirdi. Buna
karşılık Doğu Almanya'nın
SSCB'den yaptığı ithalat döviz
olarak ödenmeye başlandı.
Öte yandan Almanya, Sovyet-
ler'den yaptığı ithalatı arttıraca-
ğını, özellikle daha çok doğal
gaz ve petrol alımına gideceğini
de bildirdi. Almanva. Sovvet
GORBAÇOV— Almanya, kendini Gorbaçov'a
'borçlu' hisediyor.
Birleşmeden sonra Almanya,
dünya politikasında daha
aktif rol oynamaya başladı.
Geçen hafta Almanya'yı
ziyaret eden Gorbaçov'a
yüklü bir ekonomik yardım
paketi vaat edildi. Bu hafta
sonu Almanya'ya gelecek
ABD Başkanı Bush ile
Kohl'ün Sovyetler'e
yardımı ele alacağı öne
sürülüyor.
Doğu Ayrupa ülkelerini
kendisi için dev bir pazar ve
ekonomik yayılmasına alan
olarak gören Almanya,
buradaki 'reform'
çabalarının aktif olarak
desteklenmesi gerektiği
görüsünde.
ekonomisine uzman ve malzeme
sevkıyatıyla katkıda bulunacak.
Gorbaçov Bonn'a yaptığı zı-
yarette Almanya'nın tavrını öv-
dü ve "diğer Batı ülkelerinin
SSCB'ye yardım konusunda
gösterdigi tereddûderi dogru
bulmadığını" söyledi. Gorba-
çov'un Sovyet ekonomisinin
"reforme" edilmesi konusunda
Almanya'ya bir "umut faktörü"
olarak baktığı ve iki Almanya-
nın birleşmesine biraz da bu ne-
denle yeşil ışık yaktığı kaydedi-
liyor.
SSCB Başkanı Mihail Gorba»
çov'un Almanya ziyaretinin ar-
dından Basbakan Helmut Kohl
ve Dışişleri Bakanı Hans-
Dietrich Genscher de Batı ülke-
lerini Sovyetler'e yardıma çağır-
dılar. Genscher, "Almanya'nın
Sovyetler Birliği'ndeki reformla-
n mali olarak desteklemeye ka-
rarlı olduğunu ve Gorbaçov'un
reform politikasııun başansının
bu yardımlara baglı gelişece-
ğini" vurguladı.
Batı'ya "Sovyetler'e yardım"
çağnsı yapan Alman politikacı-
lar kervanına ülkenin en yüksek
otoritesi Cumhurbaşkanı Ric-
hard von VVeizsaecker de katıl-
dı.
Weizsaecker, Japon Impara-
toru'nun taç giyme törenine ka-
tılmak için gittiği Tokyo'da Ja-
ponya'yı "Dünya politikasında
daha aktif rol oynamaya" davet
etti ve "Almanya, Japonya ve
SSCB arasındaki ilişkileri dik-
katle izleyecektir" dedi.
Almanya, Sovyetler BirliğTne
destek konusunda şımdiye ka-
dar Batı dünyası tarafından yal-
nız bırakıldı. Hatırlanacağı gi-
bi yaz başında Houston'da ya-
pılan Dünya Ekonomi Zirvesi'n-
de Kohl'ün bu yöndeki çağrı-
lan yankı bulmamıştı.
Aİnerika Birleşik Devletleri ve
Ingiltere, Gorbaçov'un kalıcılı-
ğından kuşku duyuyor ve Sov-
yetler'in tümüyle kapitalizme
geçmeden yapılacak yardımları
"dipsiz kuyuya akıülmış" olarak
görüyorlar. Bazı siyasi gözlem-
cilerin "Almanya beklenen yar-
dımı yapmıyor" şeklindeki yo-
rumuna karşı Batılı dostlannca
hareket aJanı kısıtlanan Alman-
ya, Moskova'ya yardımm bütün
imkânlarmı zorluyor.
Almanya bir yandan diğer
Batı ülkeleriyle uyum içinde ha-
reket etmesine karşın Avrupa
1
da Sovyetler Birliği'ne karşı ken-
di görece bağımsız politikasını
izlemek amaanda.
Doğu Avrupa ülkelerini ken-
disi için dev bir pazar ve ekono-
mik yayılmasına alan olarak gö-
ren Almanya, buradaki "re-
form" çabalarının aktif olarak
desteklenmesi gerektiği görü-
şünde. Almanya, birleşmesinde
olumlu tutumuyla başrolü oyna-
yan Mihail Görbaçov'a kendini
"borçlu" da hissediyor.
Alman hükümetine danış-
manlık yapan "Alman Ekonomi
Araştırmalan Enstitüsü" adlı
kuruluş, KohJ'ün yaklaşımına
zemin oluşturuyor. Enstitünün
hazırladığı son rapora göre "Bo
kış, Doğu Avrupa ülkeleri için
savaştan sonra en ağır günleri
getirecek."
Bunun kuşkusuz bilincinde
olan Gorbaçov, Bonn ziyaretin-
de "yardım dilenen" bir tavra
düşmekten kaçındı ve "iki ülke
arasında imzalanan anlaşmala-
nn Sovyetler Birligi'ne oldugu
kadar Almanlara da \arayaca-
gını" vurguladı.
Nihayet Gorbaçov SSCB'nin
içine duştüğü krizin nedenleri-
ni gösterirken Almanlara imalı
bir mesaj vermeden edemedi:
"SSCB geçmiste silablanmaya
çok para barcamak zorunda bı-
rakıldıgı için bugünkü ekono-
mik krizi yaşamaktadır. Sovyet
halkı, Almanlara karşı yüriittü-
ğıi savaşın büvük yıkımına rag-
men kendi çabasıyla bugünlere
gelebildiği için de guruıiudur."
BRAHtMOVA— Acoustic Version üçfüsüyle söyleyen Türk asıllı Bulgar vatandaşıibrahimova,12 yıldırcaz mürifiyle yaşıyor.(Fotograf:MuharremAydın)
Caz yıldızı soydaş Ibrahimova
Bulgaristan
Türklerinden
Ibrahimova'nın sesi
dört oktav. 'Acoustic
Version' eşliğinde
gerektiğinde sesini
küçük küçük
çıkarmaya başlıyor,
çıkıyor, çıkıyor,
çıktıkça çıkıyor, şarkı
bitmese daha da
çıkacakmış gibi.
Fazlası var eksiği yok.
SADETTİN DAVRAıN
Biz biraz geç gittik. Ama ye-
ni başlamışlardı. Yıldız İbrahi-
mova ve Acoustic Version. Yıl-
dız, bildiğiniz Yıldız, İbrahimo-
va da hiç yabancısı olmadığmız
îbrahimova. Ama gerisi hiç de
bildiğiniz, yabancısı olmadığınız
gibi değil.
Naima'da Acoustic Version
adlı üçlü önünde bir haftadır
söyleyen Ibrahimova'nın kar-
tında "Jazz Singer" (Caz şarkı-
cısı) yazıyor. Fazlası var eksiği
hiç yok. En az iki caz şarkıcısı-
nı daha rahat rahat idare edecek
genişlikte bir sesi var Yıldız Ib-
rahimova'nın. Tahmin edilece-
ği gibi Bulgaristan Türklerin-
den. Kendisi ile ilgili notlarda
sesinin dört oktav olduğu yazı-
1).
Sofya'da oturduğu Rakovski
Caddesi'ndeki apartman kom-
şulan dörde dört katabilir. Ama
sesini çok iyi saklayabiliyor Ib-
rahimova; gerektiğinde küçük
küçük çıkarmaya başlıyor, çıkı-
yor, çıkıyor, çıktıkça çıkıyor,
şarkı bitmese daha da çıkacak-
mış gibi. Sofya Devlet Konser-
vatuvan'nı bitirmiş. Son yaptı-
ğı albümun adı "ülusory Eter-
nity". Geçen yıldan bu yana
Fransız caz müzisyenleriyle de
çalışıyor. Kendisine Paris'te
Abidin Dino'nun evinde rastla-
nılabilir.
GENÇ CAZCI NE DİYOR?
Parasız sanat olmazKültür Servisi — Bir süredir Naima Caz
Kulubü'nde Acoustic VersiOn uçlüsüyle
söyleyen Türk asıllı Bulgar vatandaşı Yıldız
tbrabimova, kendi deyişiyle 'Bulgaristan'ın
caz müziğinden para kazanan tek
müzisyeni'. Sofya'da doğan ve 12 yıldır caz
müziğiyle yaşayan Ibrahimova, her yıl
Doğu ve Batı Avrupa'da toplam 150'ye
yakın konser veriyor. Sofya Devlet
Konservatuvan'nın Opera Bölümü'nden
mezun olan ancak cazı öğrencilik
yıllarındayken seçen sanatçı, "Opera beni
fazla çekmiyordu" diyor.
Yakınlannın bü>1ik bir bölümü geçen
yıllarda Türkiye'ye göç eden Yıldız
İbrahimova ilk kez Türkiye'de bulunuyor.
1985 yılında Batı'ya açrian ve Belçika'da bir
konser veren sanatçı, İstanbul'a ilişkin
görüşlerini söyle belirtiyor: "Burası benim
için bir sürpriz. Çünkü Bulgaristan'da
Türkiye'yle ilgili bep kötü şeyler
duyuyorduk. Şimdilerde durum biraz
değişse de diğer ülkeler hakkında bilgi
edinmek çok zor Bulgaristan'da. Ama
benim gördüğüm kadanyla İstanbul,
Avrupa kentlerine benziyor. Tabii 'orient'
taraflan da var. Avrupa ile Asya arasında
bir köprii. Ancak ister istemez
Bulgaristan la bir karşılaştırma yaptığımda
buradaki dükkânlann hep dolu olduğunu
göriiyonun. Bulgaristan'ın ekonomik
dunımu ortada; dükkânlar bomboş. Bu
durumun daha ne kadar surecegi de belli
değil."
Yıldız İbrahimova, müzik çalışmaları
nedeniyle yılın büyük bir bölümünü Sofya
dışında geçiriyor. İstanbul'dan sonra
Almanya'ya gidecek olan İbrahimova,
Bulgaristan'da uzun süre bulurunadığı için
politikadan da uzak kaldığını vurguluyor.
Son olarak Bulgaristan'da devletin caz
muziğine yaklaşımı, destek verip vermediği
konularına değindiğimizde İbrahimova, "Bu
müzik genellikle kültür evlerinde destek
görüyor. Her kentte kültür evleri tarafından
konserler organize ediliyor" diyor ve
ekliyor: "Ben Bulgar Televizyonu'nun Big
Band'iyle birlikte de şarkı söyledim. Bu
müzik Bulgaristan'da destek görüyor, caz
festivalleri vapılıvor. İlgi de çok büyük.
Özellikle gençler bizi dinliyor. Son
zamanlarda devletin desteği biraz azaldı.
Çünkü ekonomik zorluklar sanata da
yansıyor. Para olmadı mı, sanat olmuyor."
O akşam Nüket Ruacan da
kulüpte idi, henüz tanışmamış-
lardı, uzaktan Ruacan'ı göste-
rip caz şarkıcısı olduğunu söy-
lediğimde Yıldız şaşırdı, Tür-
kiye'de bir caz şarkıcısı ile kar-
şıiaştığına... Bu tepki karşılık-
İı. Türkiye'de de Bulgaristan'-
da değil Jbrahimova gibi bir caz
şarkıcısı yaşadığına, cazın var-
İığına bile hayret edenler hiç az
değil. Oysa sadece Bulgaristan'-
da değil bütiin "eski blok" ül-
kelerinde çok sayıda uluslarara-
sı yıldızın yetiştiği küçük, ama
muzisyen fışkırtan caz seraları
var. Caz bütün türleri ile bu ül-
kelerde de yaşadı, yaşatıldı bu-
gune kadar.
Ortamın çok yüreklendirici
olduğu hiçbir zaman söylene-
mezdi, hâlâ da değil. Ama ana-
yurdunda bile bir "karşı
müzik" olarak gelişmiş olan ca-
za böyle ortamlar yarar. Yara-
dı da. İhtişamlı müzik gelenek-
leri olan Polonya'dan, Macaris-
tan'dan ve Çekoslovakya'dan
özellikle telli çalgılarda yıldız
miizisyenler çıktı.
Parmağınızı soksanız yeşere-
cek müzikalitede topraklara sa-
hip bu ülkelerde caz doğal or-
tamındaki koşulların fazlasını
bile buldu. Yüzlerce yıllık mü-
zik gecmişleri, yüzlerce yıllık
müzik kurumları, yüzlerce yıl-
lık altyapı. Caz bir güzel yerleşti
buralara. Kunt yapılı konserva-
tuvarlann asırlık meşe kaplama-
larına sırtını dayadı, nadide pi-
yanoların cuşlanna, en yumuşak
göğüslü kontrbaslann kollanna
kendini bırakıverdi. Yerleşik ile-
tişim geleneği, uluslararası caz
festivalleri, yerel caz etkinlikle-
ri, sanata olan doğal ilgiyle bir-
leşti ve sonu iak, wich, az diye
biten adlar blokun öbür yanın-
da da duyulmaya başlandı.
Hele müzikal coğrafyanın uç-
suz bucaksız anakarasr Sovyet-
ler Birliği'nde olup bitenler da-
ha da meraklıdır. Orneğin Stra-
vinsky'yi Hollywood'a kaptıran
Sovyetler, özellikle s,üper güçlü
Ganelin Trio'ya fazlasıyla sahip
çıkarak onların Batı'da yılda
üçten çok konser vermelerini
yasaklamışlardı. Ama caz Ulke-
yi sarmış, Vilnius'ta, Tallinn'-
de almış yürumüştü. Batılı ya-
pımalar Sovyet caz müzisyenle-
rinin peşinde çok dolaştılar,
ama Gorbaçov öncesi tanntanı-
maz bürokrasi, yurtdışma bant
uçurmuyordu. Buna ABD'li caz
kritiklerinin en sözü geçenlerden
bazılannın olumsuz tavırlan ek-
lenince Sovyet cazı uluslararası
caz tüketicisine çok güç ve geç
ulaştı.
Ama sonunda özellikle Gane-
lin Üçlüsü'nün üyeleri, sakso-
foncu Vladimir Chekasin, da-
vulcu Vladimir Tarasov ve el-
bette piyanist, multi-
enstrümantalist Vyacheslav Ga-
nelin Batı'da tek tek ün kazan-
dılar. Ancak ne yazık ki bugun
bile her plak satılan yerde Sov-
yet cazı bulmak olanaksız. Ser-
gey Kuryokhin, Boris Grebens-
hchikov, Anatoli Vapirov ve/ia-
ha pek çok parlak Sovyet mü-
zisyeni dinleyebilmek için ol-
dukça uğraşmak gerekiyor.
Yoksa Alma Ata'dan Arkhan-
gelsk'e, Novosibirsk'ten Vladi-
vostok'a, Sovyetler Birliği'nde
caz üç defa kırmızı.
Sarışın, yeşil gözlü gayet gü-
zel Türkçe konuşan Yıldız İbra-
himova sağ kolunu piyanoya
yasladı "Satin Doll" söylüyor.
Hiç rastlanmadık bir "seat"
tekniği geliştirmiş. "One Note
Samba"yı ağız içi akustiğini ya-
ratıcı biçimde zorlayarak daha
önce en azından benim hiç duy-
madığım zenginlikte söyledi.
Acoustic Version bir piyano,
bas, davul üçlüsü. Piyanoda
Anthony Donchev, basta Geor-
ge Donchev, davulda Christo
Yetzov. Müziklerinden yer yer
bazı bölümler son yılların çok
satan trio albümlerinin bazı bö-
lümierine monte edilebilir, kim-
senin ruhu biie duymaz. Ant-
hony Donchev ve Christo Yet-
zov 1983'te İstanbul'da ilk ve
son kez yapılan BaJkan Caz Fes-
tivali'ne katılmışlardı. Naima'-
daki programları 18 kasımda bi-
tiyor. Yıldız İbrahimova ile Nü-
ket Ruacan programın sonunda
tanıştılar, Türkçe konuştular.
90'lı Yıllarda
Habercilik:
'Gazetecilikte
önemli olan,
hakça
davranmak'
IiEYLA TAVŞANOĞLU
VVASHINGTON — Ulusla-
rarası Kadın Gazeteciliği Vak-
fı'mn "901ı Ydarda Habercilik"
konferansının ikinci gününde
genç kuşağın gazete okumaya
ozendirilmesi gereği ve "yansız"
gazetecilik (objective journa-
lism) kavramı tartışıldı. Tartış-
malar aslında "yansız" gazete-
cilik kavramının bir iefsane"den
öte>'e gitmediğini, sadece "hak-
ça" gazetecilik yapılabileceği gö-
rüşünü savundular.
"Haberin değişen yüzü, gaze-
tecilik meslegi ve kitlelerin
bilgikndirilmesi" konulu panel-
de konuşan "Wall Street
Journal" gazetesinin Yazı İşleri
Müdürü Nonnan Pearlstine,
"Zaman degişti. ABD'de artık
çocuklann ve yeni yetişen genç-
ligin 0%40'ından fazlası okumak
yerine elektronik araçlan seyret-
meyi yegliyor. Bu da vazılı ba-
sını olumsuz yönde etkileyecek-
tir. Yakın bir gelecekte bu
olumsuz etkileri hissedeceğiz"
dedi. Geniş bir halk kitlesinin
bugün bilgilenmenin yanı sıra
eğlenmek de istediğine işaret
eden Pearlstine, "Biz ABD'nin
en etkili gazetesi olmamıza kar-
şın bizi nüfusun %1'i bile oku-
muyor" diye konuştu. Pearlsti-
ne gençlere yönelmeyi istedikle-
rini, bu nedenle de yakında lise
öğrencileri için liselerde satacak-
lan bir gazetenin hazırhkları
içinde olduklarını da açıkladı.
Aynı panelin konuşmacılann-
dan N'ieaman Foundation kuru-
luşu danışmanlanndan gazete-
ci Bill Kovach, "ABD'de yeni
kuşak, eski kuşağa kıyasla ga-
zete okumaya daha az özen, da-
ha az ilgi gösteriyor. Sıcak ha-
berciliğin de hızı kesildi. Bugün
artık sorun, neyin baberi oluş-
turduğu kavramıdır. Gazeteci-
lik bu yüzden tıkandı. Haberi
neyin oluşturduğu 1830 yılında
tarif edümişti. Herhalde neyin
baber olduğu kavramını bugü-
ne kadar geliştiremediğimizden
de bugünkü durgunluğu yaşıyo-
ruz. Zaten gündelik yasamda
sokaktaki adama baktığınızda,
bugün ne yapsam düşüncesiyle
uyandıgını fark ediyorsunuz. tş
bu noktaya gelince ve insanlar
kendilerine bu soruyu sormaya
başlayınca tıkanıklık bundan
dogar" görüşüne yer verdi.
"Yansız gazetecilik ne anla-
ma geliyor?" konulu panelde
konuşan "VVashington Post"
gazetesinden Mey Greenfield,
"Gazeteciliğin sübjektif oldufu-
na inanıyorum. Yazılanmızda
kendi değeıierimizi, inançlan-
mızı getiriyoruz. Bence gazete-
cilikte yansız değil, hakça
olunabilir" dedi.
ABC News National Public-
Radio'dan Cokie Roberts'in gö-
rüşleri şöyleydi.
"Esas konu yansızlık değil.
Hakça davranmaktır zorunlu ve
önemli olan. Üstelik yansızlık
adına pek çok kez olaylar tah-
rif edilmiştir."
Saraylara
gezi ticreti
• ANKARA (AA) —
Türkiye Büyük Miilet
Meclisi'ne (TBMM) bağlı
saray, köşk ve kasırlarda
1991 yıhnda uygulanacak
gezi ücretleri belirlendi.
Yılbaşından itibaren
uygulanacak yeni tarifeye
göre Dolmabahçe
Sarayı'ndaki selamlık-
harem, kuşluk galerisi,
sanat galerisi, camlı köşk,
kuşluk bahçesi, kuşhane,
hareket köşkleri, sera ve
bahçeyi görmek isteyen
vatandaşlar toplam 29 bin
lira ödeyecekler.
Baston
ustasına ödtil
• ZONGULDAK (AA) —
Ünlü "baston ustası"
Münteka Çelebi'ye,
Geleneksel Türk El
Sanatları Vakfı (GESAV)
tarafından hizmet ödülü
verildi. Çelebi bu ödüle,
Devrek bastonlanrun
günümüzde de yaşatılmasını
sağladığı, bu alanda yeni
ustalann yetişmesi için
eğitim ve üretim konusunda
çahşmalarda bulunduğu
için layık göruldü.
5 bin öğrenciye
burs
• ANKARA (ANKA) —
Devlet Bakanlığı'nca bu yıl
5 bin öğrenciye verilecek
karşılıksız yükseköğretim
bursundan yararlanmak
isteyenlerin başvurulan
yarın sona erecek. Devlet
Bakanlığı'ndan yapılan
açıklamaya göre yüksek
öğrenim bursları için
hazırlanan başvunı
kılavuzu, üniversite vc
yüksekokulların bulunduğu
il ve ilçelerdeki sosyal
yardımlaşma ve dayanışma .
vakıflarından edınilebilecek.
Türklerin
standardı
• İZMİR (ANKA) —
Türk Standartları Enstitüsü
(TSE) Başkanı Mehmet
Yılmaz Arıyörük,
standarttan yoksun olan
Türk insanına 1992 yılına
kadar standart
eetireceklerini bildirdi.
ızmir'de iki gündür süren
dünya ambalaj kongresine
ev sahipliği yapan TSE
Başkanı Arıyörük, "Bugün
Türk ayakkabılannın
standardı ile Avrupa
ayakkabılannın standardı
birbirini tutmaz,
Avrupalının gömleği,
pantolonu ile Türkün lci
birbirine uymaz" dedi.
Kertenkele de
tükeniyor
• ANKARA (ANKA) —
Orta Amerika ülkelerinden El
Salvador'da, halkın aşırı
boyutlara varan
yoksulluktan dolayı
kertenkele yemesi nedeniyle
"iguana" adlı kertenkele
cinsi tükenme tehlikesiyle
karşı karşıya kaidı.
Fransa'da yayırnlanan
Science et Vie dergisinde
yer alan haberde Orta
Amerika'ya özgü iguana
kertenkele cinsinin, El
Salvador'da en çok
tüketilen cins olduğu
belirtildi.
Hayvan
sahiplerine ceza
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — Başıboş gezen
ve yasak bölgelere giren
hayvanların sahiplerine,
koruma kurulunca her
küçükbaş hayvan için
ikibin lira, her büyükbaş
hayvan için de 10 bin lira
para cezası verilecek.
TBMM, Adalet
Komisyonu'nda dün
yapılan görüşmeler
sonucunda "çiftçi
mallarının korunması
hakkındaki" yasa tasansı
ve yasa önerisi
birleştirilerek kabul edildi.
Tasanya göre, çiftçi
mallanna zarar verenlere
koruma kurulları
tarafından 20 bin lira para
cezası verilecek.
Kalp krizinin
nedeni
• ANKARA (ANKA) —
Fransız bilim adamlan,
sadece sinir gerginliğinin
değil kafa yorgunluğunun
da kalp krizine yol açtığıni
saptadılar. Science et Vie
dergisinde yer alan haberde,
bugüne kadar sinir
bozukluğu ve stresin kalp
krizine yol açtığı görüşünün
geçerli olduğu belirtilerek
yapılan son çalışmalarla
aşırı kafa yorgunluğunun
da kalp krizlerine ve
koroner rahatsızhklara bağlı
kalp ağnlanna yol açtığının
saptandığı kaydedildi.