Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
Sahlbl Cumhumet Malbaacıhk ve Gazetecıllk Turk. ^Omm Şırken adtna K Pol-ıka IHri Ba$tın|>ıç. Dh Haberle- tt%u* Balcı Ekonomı Ctnşja Tnri
Nadır Nsdl £ Genel ^a\ın Muduru Hasan Ctmai. Mue-sS«se Muduru Hdbfrl?r krm»l Ka*uk ESîîım Gmcat ^avlan Habet \raş!ırma Innei
Emıne Lşakhgll, \azı işlerı Muduru Oka> Conensın, £ Haber Merkezı Abdulkulır tucrtnin. Dw Yajılar b n n (afekın A,raşsıtma Şakın 4lpa*.
Muduru \alçın B»*r, Savta D ızen \oneTnenı All Acar 0 Temsılaler Q Maı 1> e-r Lrol LrkM 0 Mı.na^t* Bafe»! Vn« 0 BuKePara
ASKARA Ahim-I Tan. IZVİR Hlkmfl ÇFlınba)*, \D\SA Çflın \l£tnoglıı YiMrtlir Hoha Ak.ol 0 ıdaıe H..0.1. Garer # I)»-™ Oadct I.H.I.
M. 4ı Sendıka Şakrın kcirncı Ku.ıu
Btrfcıa. Wt HaDcrk Ntcdct Do
uzdıroi: \bdultsfc \»ncı 0 k^ircl
B.lg ,!- \.,l lul
C riıl l swr. Utanbnl
BB ir^r Damsman-
aıor Akrorl
Vw Toron 0
Pt-vrol V»tı Bouıacıotta
>""i kurvlu fta>kar. Nadır Nadı
Ofclat \kM. >ılrifl Brar H».SM
(MMI Hıkmcl <.rliRkayı. Oia>
Goflfnsııt. liur MMKB. llhıMt
SHcık \lı Mrmn Uıacl Tmn
ito.ı» » >o»«/ı Cumhunyn Maıbucılık >5 <ıirotcılık TA^ Tilrt Ocajı Cad 39/41
U]1J Is Pk 2« Isunhul Td «12 0! 05 (20 haı), Tdou 22246 Fax (1) S26 «0 12 0
Buroiar \akjn. ZiiaOokalp BU Inkılap S No 19/4. Td 133 1] 41-4" Tela 42344. Fax (4)133
0* 6* 0 bmır H 7ıva BU 13*2 S 2.3 Tcl 13 12 *0. Teto 52359 Fas (51) 19 53 60
# U m lnc.ru Cad 119 S N.ı kjn I Tri 19 37 52 (4 ball. Tdeı 621«5 FUL Tl) 19 25 78
TAKVİM: 1 KASIM 1990 Imsak: 5.01 Guneş: 6.27 Öğle: 11.53 İkindi: 14.41 Akşam: 17.08 Yatsı: 18.29
Bölgeye Yeşil rapor
Yumurtahk
yok oluyor
Adana Yumurtalık bölgesindeki antik kent,
artan inşaatlar nedeniyle hızla tahrip oluyor.
Yeşiller Partisi'nce hazırlanan raporda,
Akdeniz'de antik deriizciliğin en özgün
örneklerini sunan bu kentin yok olmasının
Türkiye için büyük kayıp olduğu vurgulandı.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosn) — Yüzyıllardır Akdeniz-
in en büyük deniz ticaret mer-
kezi ve askeri deniz üsstt olan
Adana'nın Yumurtalık bölgesi
kıyı şeridi boyundaki konutlar
ve endüstri artıklan nedeniyle
giderek yok oluyor. Yöredeki
iki plajda yumurtlayan caretta
caretta türü denizkaplumbağa-
lan ise sahildeki ışıklara alda-
narak bu yöne gitmeleri nede-
niyle ölüyor.
Yeşiller Partisi Yönetim Ku-
rulu üyesi yüksek mimar Erdo-
gan Bata'nın konuyla ilgili ha-
zırladığı rapora göre kasabada-
ki antik ana limanın doğusun-
da sıralanıruş limanlar ve deniz-
cilik üniteleri, nhtımlan, çekek
yerleri, tersaneler, anfora ima-
lathaneleri, çok yakında toprak
altında kalacak.
Antik denizciliğin en iyi ör-
neklerini günumüze sunan an-
fora tepecikleri de ruzgâr eroz-
yonları nedeniyle yok oluyor.
Raporda, yöredeki en büyük
tahribatın ise akarsulara ve
Ceyhan nehrine yapıldığı vur-
gulanarak tanm ilaçlarının bu
nehirlere boşaltdması yüzün-
den toplu balık ölümlerinin
meydana geldiği kaydediliyor.
Raporda aynca deniz trafiğı-
nin giderek artmasının, bölge-
ye yumurtlamaya gelen kuşla-
n, balıklan ve kaplumbağalan
giderek azalttığına da dikkat
çekiliyor.
Arkaik dönemlerde inşa edil-
miş birçok eserin giderek yok
olduğunun da vurgulandığı ra-
porda, Yumurtalık şöyle anla-
tılıyor:
"Yumurtalık kasabasında
Kanuni Sultan SüJeyman kule-
sinin altında arkaik dönemler-
de inşa edilmiş yenütı silolan
bulunuyor. Yenütı depolanna
tahıi ve baklivat, yer üstünde-
ki kesme Uştan inşa edilmiş
ağızlardan dökülerek depolanı-
yor. Bu yeraltı depolannın de-
nlze bakan yttzlerinde yere pa-
ralel geniş havalandırma pence-
releri yer alıyor.
Tahıl, bakliyat limanının sa-
ğında yer alan balık limanının
nhtunlan arkasında, her bahkçı
teknesine tahsis edilmiş balık
yaşatma havuzlan bulunuyor.
Eldeki tek ornek olan bu ya-
pıtlann kaybolmalan insanlık
için büyük kayıptır. Denizdeki
tabribata ise sintine sulan, de-
nize atüan katı ve sıvı atıklar ve
uskuriann sudaki vibrasyonlan
neden oluyor.
Kanufaüd yspdaşmalann yok
olmalannın nedeni ise çevrede-
id arkeolojik alanlara yayüan
büyük bir kısmı kaçak, yüksek
katlı yapıiaşnuüar ve bu inşaat-
lara malzeme taşıyan agır vuk
kaımonlarının çevrede yarattı-
ğı sarsıntılardır.
Yollann yapımında ve bazı
binalann temel atmalannda yer
mazoikleri de yok edilmiştir.
Kanuni Sultan Süleyman'ın
Mimar Sinan'a yaptırdıgı deniz
gözetleme kulesi de agır kam-
yonlann yarattığı sarsmtılar-
dan, yenütı silolanndaki çök-
meler nedeniyle tehlike altın-
da."
Yeşiller Partisi'nin hazırladığı
raporda, bölgede acil ve detay-
lı araştırmalar yapılarak yeni
bir SİT planlamasırun yapılma-
sı gerektiği belirtilerek bölgenin
kurtarılmasına ilişkin şunlar
öneriliyor:
• Bölgedeki arkeolojik eser-
ler, defineciler tarafından dina-
mitle yok edilmiştir. Halen
ayakta bulunan çifte hamam,
medrese ile diğer ünite binala-
n Vakıflar Genel Müdürluğü'n-
ce restore edilerek kurtanlma-
L.
• Antik Elgae şehrini kurta-
rabilmek amacıyla kasabanın
etrafı büyük yeşil bantla çevril-
meli, kasaba da tarihi Elgae
kentinin uzerinden kaldınlıp
2-3 kilometre içerisindeki arke-
olojik yönden temiz bir tepenin
üzerine nakledilmeli. Bu neden-
le kasabadaki tüm inşaat ruh-
satları iptal edilmeli.
•Yumurtalık'taki antik liman
içerisindeki bahkçı bannağı an-
tik limanı katletmekte, bu ne-
denle yerinden kaldırılarak
kaplumbağaların yumurtladık-
ları bölgenin dışına yapılmalı.
SAĞL1K BAKANUĞI
'Türkiye
sahte Uaca
karışmadı'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — Sağlık Bakanlığı,
Newsweek Dergisi'nde yer
alan sahte ilaç yapan uluslara-
rası şebekelere hammadde sağ-
layan ülkeler arasında Türki-
ye'nin de yer aldığına ilişkin
haberleri yalanladı.
Türk basınına da "Türki-
ye'den Avrupa'ya sahte ilaç",
"Üaçta büyük korsanhk" baş-
lıkh haberlerle yansıyan olay-
la ilgili olarak Sağlık Bakan-
lığı İlaç ve Eçzacılık Genel
Müdürü Rıfat Öktem dün bir
açıklama yaptı. Açıklamada
Zantac adlı ülser ilacınm bü-
tün dünyada satıldığı, ülke-
mizde de Glaxo tarafından
hammaddesinin üretildiğine
işaret edilerek şöyle denildi:
"Aynı hammadde ülkemiz-
de değişik ilaç hammaddesi
üreten firmalarca üretilmekte
olup Yunanistan'a ihraç edil-
memektedir. Ancak ilaç ihraç
edDse bile ülkeınizde üretilen
bu hammaddeler uluslararası
farmakopelere uygunluk arz
ettiginden herhangi bir soru-
nun çıkması da söz konusu de-
gildir."
Olayla Türkiye'nin hiçbir
bağlantısının bulunmadığına
işaret edilen açıklamada,
Türkiye'de üretilen ilaç ham-
maddelerinin de bakanlığın
kontrolünde olup sürekli de-
netlendiği kaydedildi. Açıkla-
mada, "ilaç hammaddesi ih-
racında da Türkiye, Dünya
Sağlık Örgütü'nün sertifikas-
yon sistemjnedahildir"denil-
di.
Büyük kentlerin sıkışık trafıği ve stresliyaşamı insanlan iki tekerleğe itiyor
Bisiklet sevdasıSERPİL GÜNDÜZ
"Bin gjt!"
"DegU mi ki bisikletm var, bi-
sikletinie bambaşka bir algı
dünyasında, bambaşka bir sev-
gi boyutu içindesin..."
"Başka bir bisikletle mi kar-
şılaştın, -ne güzel. Tanımıyor-
sun, ama ne çıkar, tıngırdatıver
önündeki zili. Birbirleriyle kar-
şılaşan bisikktter açık deniz tek-
nelerine benzerler!"
"tstersen türkii söyle, hafif-
ten. Yorulunca yolu elverişli mi
buldun, tek elle git, dilersen allı
yeşilli bir tutam erik dalı götür
bir elinde. Aşağılardaki denizi,
uzaklardaki yeikenlivi seyretmek
için bir tümseciğin yanında azı-
cık durdun mu, ister oturdugun
yerden seyret dört bir vanı. ister
bir ayağını yere dayayıp seyret."
"Yaşama Felsefesi'nde Nermi
Uygur bisıklete binmenin keyfı-
ni böyle dile getiriyor.
DUnyada bugün yaklaşık 50
milyon kişi düzenli olarak bisik-
let kullanıyor. 1932'lerde yılbk
bisiklet satışı 200 bin. 1980'lerde
bu sayı 10 milyona yükselmiş.
Küçük kentlerin ulaşırn aracı
bisiklet, büyük kentlerin karma-
şık trafîği içinde yerini almaya
başladı. Hafta sonlan Istanbul-
un sahil yollannda Ankara'nın
Or-An ya da Eymir Gölü çevre-
sinde bisikletiyle turlayan insan-
lar göze çarpıyor artık. Kimisi
için bisiklete binmek çocukça
bir duygu ve keyif... Oyun, eğ-
lence ve spor bir arada. Kimisi
için özgürlük. Kimileri için bir
karşı koyuş. Trafiğe, egzoza ve
bunun gibi birçok seye karşı
durmak...
Hemen herkesin çocukluk
anılan arasında bisikletin yeri
var. Çocukluğunda istediği bi-
siklete sahip olamayanlar, bu
özlemlerini sonraki yaşlarda çı-
kartıyorlar. "Tunı 25"e kirala-
dıkları bisikletleri hiç unutmu-
yorlar.
4 Şubat 1645'te ilk tasarırnı
gerçekleştirilmiş bisikletin.
"mucidi" olarak îskoç demirci
ustası Kirkpatrick MacMillan
kabul edilse de temel ilkesi gu-
nümüze dek değişmeden ilk kul-
lanımlı mekanizmayı bulan
Fransız Pierre Michaux ile oğlu
Ernest. Baba oğul Michaux'Ia-
nn yaptığı bisiklete tahta ve de-
mirden oluşan şasisi nedeniyle
"kemik titreten" adı verilmiş.
Baba ve oğul, 1862'de 142 bisik-
let üretip piyasaya satmışlar.
Michaux'lar, vitesli, olağa-
nüstü ve hafif modelleriyle dağ-
lara ve bayırlara tırmanan bu-
günkü bisikletleri görmüş olsa-
lar herhalde çok şaşırırlardı.
Istanbul 1890'larda tanışıyor
bisikletle... 1893'te "Tepebaşı
Bahcesi"nde ilk bisiklet yanşlan
düzenleniyor. 1897'de Osmanh
döneminde Selanik'te ilk bisik-
let yarışı yapüıyor. Istanbul'da
1908 öncesi yarışlann ünlüleri
Mustafa Bey, Nobile ve Medya-
no Efendiler...
Mustafa Bey, Enver Pasa'nın
oğlu. Ikinci bisiklet yanşlannda
madalya kazanmış... Ancak o
günden bugüne, "rahmetli bisik-
leti de çok severdi" diyebilece-
ğimiz bir başka devlet büyüğü-
müz yok.
Ahrnet Rasim yüzyıhmızın
a'fta sonlan İstanbul'un sahil yollannda, Ankara'nın
Oran ya da Eymir Gölü çevresinde bisikletiyle turlayan
insanların sayısı giderek artıyor. Kimisi için bisiklete binmek
çocukça bir keyif, kimisi için özgürlük arayışı.
X ürkiye'de her 100 kişiye bir bisiklet düşüyor. Bu oran
Japonya'da 55, Tayvan'da 45, ABD'de 30, İran'da 17,
Almanya'da 16, İtalya'da 14, Avrupa'da bisiklet 'sağhklı
yaşam' imajıyla birleşince dernekler kuruldu.
ÂŞIKLARA BİSİKLET— Almanja'da yeni üretilen bu 'Âşıklar Bisikleti' yanlardan çifte pedallı.
ancak iki gidonlu. 12 vitesli bisiklet, çifte pedallı ancak arka arkaya olurulan bisikletlerden farklı
olarak iki ki^inin (ozellikle âşıkların) birbirine baka baka gilmesini sağlıyor. Tabii âşıkların kilola-
rının birbirine yakın ve aralarındaki ilişkinin "dengeli" olması şartıyla. (Fotoğraf: AP)
başındaki Istanbul'u anlattığı
"Şebir Mektuplan"nda bisiklet
sürücülerini "gırgıra" alıyor. O
dönemde bisiklet denmiyor el-
bette. Fransızca
M
Velodpede"nin
bozuk söylenişi "velospid" olu-
yor. Ahmet Rasim "cin arabası"
dediği velosipid için şunları
yazıyor:
"Tornistan mıdır, tornhayt
mıdır nedir? Geriye dönüş ha-
reketi asla yok. İcat edildigi yer
geiişmiş memleketlerin en birin-
cilerinden oldugu için geriye dö-
nüşle delalet edecek belirtilerin
hepsi yok edilmiş imiş!"
Ahmet Rasim "iki ayaklı, iki
tekeriekli gezici mahluk" dedi-
ği "velospid" "asap düzelmesi-
ne, deniz hamamlarından daha
fazla hizmet geliyormuş" diyor.
Bisikleti zamanın gazete "mü-
vezzileri"ne öneriyor.
Belki de bisikletin ilkel ka-
vimlerde bile benimsenmesinüı
anlam ve kökeni, Dante'nin
"Tekerlegin daire üzerindeki ge-
ometride Tanrıca bir şey vardı,
tiirn zamanlar toplaşır" sözün-
de saklı olabilir diyor Nermı Uy-
gur bisikletle ilgili düşünceleri-
ni yazıya aktarırken.
Günümüzün en büytik bisik-
let üreticisi Çin. Çinliler o kadar
pirinç tüketip "tiğ" gibi olma-
îarını bisiklete borçlular. Bisik-
let artık onlann bedenlerinin bir
parçası olmuş.
Kuzey Avnıpa ülkelerinde bi-
siklet o kadar yaygın ki, parla-
menterleri, meclis başkanını ve
başbakaru bisiklet üzerinde gör-
mek kimseyi şaşırtmıyor. Bu ül-
kelerdeki bisiklet parklan bisik-
letin çok az kullamldığı ülkeler-
den gelenleri şaşırtıyor.
Türkiye'de her 100 kişiye bir
bisiklet düşüyor. Bu oran Ja-
ponya'da 55, Taiwan'da 45,
ABD'de 30, Iran'da 17, Alman-
ya'da 16, Italya'da 14.
Avrupa'da bisikletin sağlığa
yararlı olduğu görüşu yaygınlaş-
maya başlayınca bisiklet tur ve
kulupleri de çoğalmış. özellik-
le Fransa, Belçika, Italya ve ln-
gütere'de eğlence amaçlı turlar
düzenleniyor. Parklarda, kent
caddelerinde bisiklet yolları ay-
nhyor.
Oysa Istanbul'da hafta sonla-
n ya da günlük ulaşım aracı ola-
rak bisiklet kullanmak isteyen-
leri oldukça "zor yoltar" bekli-
yor. Bir kere trafıkten anndınl-
tnış cadde ve sokak bulmak ol-
dukça zor. Bisiklet için ayrılnuş
özel birkaç yola ya arabalar
park ediyor ya da molozlar dö-
külüyor. Araba surücüleri ise
"bu bisikletler de nereden çıkü"
der gibi sürüyorlar arabalannı.
Bisiklet surücüleri "Bisiklete
binmek nasıl bir duygu veri-
yor?" diye sorunca ilginç duşun-
celer aktarıyorlar. "Tekerlekler
üzerinde uçuyormuş gibi hisse-
diyorsun kendini" diyor bir ta-
nesı. "Ruzgâr yüzünde. özgur
ve hafifsin. Teknoloji ürünü ol-
masına karşın doğaya yabancı-
laşmıyorsun. Çocukça bir duy-
gu bu..;'
Bir başkası, "bisiklete binmek
unutulmaz"diyor. Çocukluğuna
dönerek anlatıyor:
"Balon lastikli bir bisikletim
vardı. Lastikleri patlamıştı. tçi-
nekâğıt doldurup iple bağlıyor-
dum ve yokuş aşagı iniyordum."
Diş hekimi Mehmet Yıldız
için bisiklete binmek bir karşı
koyuş. "Ben bisiklete binmeye
başladığım zaman insanlar kos-
koca diş hekimi oldun bisiklet-
le dolaşıyorsun diyorlar. Bisik-
let çocuklara ait görülüyor. Top-
lumda yerini aldıktan sonra du-
zene uyumsuz bir şey yaptığınız-
da fark ediliyorsunuz. Bu du-
rumda bisiklet kullanmak bir
tür anarşi oluyor. Çevre sorun-
lannın ayyuka çıktığı dönemde,
bisiklete binmek bence bir kar-
şı koyuş. Kentte her şey otomo-
billere göre düzenlenmiş, ben
buna da karşı koyuyorum!'
Bisikletiyle kurduğu Uişkiyi
bir dostla kurduğu ilişki gibi ta-
nımhyor Mehmet Yıldız. Bisik-
let surücüleri, bisikletin bulun-
duğu yere yeni bir yaşama üslu-
bu getirdiği konusunda birleşi-
yorlar.
Belki de, "Yaşamaya az bulu-
nur bir katkı bisiklet. Bisikletin
kendisi bir yaşama simgesi..."
"Bin git!"
ABD'de temyiz, mozaiklerin Rum Kilisesi'ne iadesi karannı onayladı
Kanakarya'ya yeşil ışıkTemyiz Mahkemesi mozaikleri söküp satan
Aydın Dikmen hakkında "bayağının bayağısı,
alçak, aşağılık" deyimlerini kullandı.
Mahkemenin kararında aynca Lord Byron'un
1715'te Osmanh ordusunun Korint'i işgaline
değinen bir şiiri ile 1974 Kıbrıs olaylarına
çağrışım yaptırılıyor.
Mozaikleri satın alan Bayan Pet Goldberg
Kanakarya mozaikleri olayında henüz havlu
atmıyor.
lardan / Zamanın uzerinden /
Kalacak sonsuza değin, geçmiş
ve gelecekten / Yeterincesi hü-
zünlenmek için / Şimdiye kadar
olan ve olacaklardan / Gördük-
lerimizi, çocuklanmız da göre-
ÖZGEN ACAR
NEW YORK — ABD'nin ll-
linois eyaleti temyiz mahkeme-
sinin üç yargıcı verdikleri bir ka-
rarda bir Türkten "aşağılık",
"alçak" ve "bayağmın bayagaa"
diye söz etti. Bu "aşağılık",
"alcak" ve "bayagının bayağısı"
Türk, "Kanakarya Mozaikleri"-
ni Kuzey Kıbrıs'taki bir kih'se-
den söktürüp önce Avnıpa'ya
kaçıran ve sonra Amerikah bir
sanat eserleri tüccarına satan
Konyah Aydın Dikmen'den baş-
kası değildi.
Üç yargıçh temyiz mahkeme-
si bu "aşağılık", "aJçak" ve "ba-
yağınm bayağısı" Aydın Dikmen
adlı Türkten dolayı tüm Türk-
ler için benzer çağnşımlar yapan
39 sayfahk kararını ünlü tngiliz
şairi Lord Byron'ın 12 mısralık
şu şiiri ile açıklamaya başladı:
KORİNT KUŞATMASI
"Yıkmtılar arasında ayaktaki
tapınak çoktan unutulmuş eller-
ce yapılmış / İki ya da üç sütun
ve çokçası taş / mermer ve gra-
nit, üzerlerini ot bürümüş / za-
manın uzerinden / Kalacak da-
ha fazlası şimdiye değin kalmış-
cek / Gelip geçenlerin kalıntıla-
rını / Ve de çamurdan yaratılan-
lann diktiği taş parçalarını.
Federal Temyiz Mahkemesi-
nin Kıdemli Başyargıcı WilHam
J. Bauer şiiri aktardıktan sonra-
ki ilk cümlesinde "Byron'ın,
1715'te Türklerin Korint isüla-
sını anJatmak için yazdığı bu şi-
ir, bugün Akdeniz'in doğu kö-
şesinde savaşm parçaladığı kü-
çük bir ada olan Kıbrıs'taki ka-
lıntılar arasında yer alan pek
çok kiliseyi tasvir amacıyla da
kuHamlabilir" diyor.
Bir başka deyimle yargıç Ba-
uer "Aşağılık, alçak ve bayagı-
nın bayağısı bir Türk'ün bir ki-
liseyi yağmalaması" olayı hak-
kında Yunan hayranı ve Osman-
lılara karşı Yunanistan'da ba-
ğımsızlık savaşını başlatmış ünlu
Ingiliz şairi Lord Byron'ın şiirin-
den yararlanarak gerek bu şiir ve
gerek bu yargısıyla şu çağrışımı
yaptınyor:
"1715'te Türkler Korint'teki
antik kentte ne yapmışlarsa
1974'te Kıbns'ın işgaUnde de ay-
nı vandalizmi, barbariığı ve yağ-
mayı yapmışlardır."
39 sayfalık temyiz kararı bu
şiir ve yargıyla başladıktan sonra
öteki yargıç Wilbur F.Pell'in ay-
nen ve Richard D.Cuhady adlı
yargıcın "çekince"si olmakla
birlikte yine de katıldığı için oy-
birliğiyle ve şöyle sonuçlanıyor:
Kuzey Kıbns'taki Kanakarya
Kilisesi'nden sökülen 6. yyîdan
kalma Bizans mozaiklerinden
dört tanesini 1.08 milyon dola-
ra (yaklaşık 2.8 milyar lira) Ay-
dın Dikmen'den satın alan Indi-
anapolis'te sanat eserleri tüccar-
hğı yapan Bayan Peg Goldberg-
in bunları Kıbrıs Ortodoks kili-
sesi ile Rum yönetimine geri ver-
mesini öngören Indianapolis Fe-
deral Yargıcı James E.Noland'uı
bu karan geçirlidir ve doğrudur.
Yargıç Bauer kararında özet-
le şu yargıya da yer verdi:
"Savaş, Lord Byron'ın şiirin-
deki ağıt gibi en yüce, en kutsai
tapmaklarunızı 'taş parçası'na
döniiştürebilmektedir. Sadece
bayağının bayağası, aşağılık ki-
şiler toplumun bu kaybından
kendileri için özel çıkar sağla-
maya teşebbüs ederler. Savaşın
parçaladığı Kıbns'ta kiliseler ile
tapınaklan yağmalayan bu kişi-
ler, bu kalıntılan isiifleyip, ka-
çınp ve yüksek paralar kazan-
mak isteyen kişilerdir ki bunla-
ra sadece alçak denilir."
Indianapolis'e komşu Illino-
is eyaletinin Şikago'daki 7. Fe-
deral Temyiz Mahkemesi'nin bu
karan şu noktalardan alt mah-
kemenin kararını teyid ediyor:
1. Peg Goldberg'e göre Ka-
nakarya mozaiklerinin söküldü-
ğü 1979 yılından bu yana olayın
üzerinde 10 yü geçmişti ve Indi-
anapolis eyalet hukukuna göre
6 yılhk zaman aşımı süresi aşü-
mıştı.
Temyiz, bu iddiayı reddeder-
ken üç yargıçtan biri çekincesin-
de Türkiye'nin New York Fede-
ral Mahİcemesi'nde Metropoli-
tan Sanat Müzesi'ne karşı açtı-
ğı davada müzenin aym iddiası-
nı mahkemenin aradan 24 yıl
geçmiş olmasına karşm reddet-
tiğini anımsattı.
2. Temyiz, mozaiklerin satış
işleminin Isviçre'de yapıldığı için
o ülkenin yasalann geçerli ola-
cağı iddiasını da kabul etmedi.
3. Goldberg, "iymiyet"le bun-
ları satın almamış, eserler hak-
kında yeterince ve sebatle bir
araştırma yapmamıştı.
Bu karar tüm taraflar için
beklenen bir karardı. Kanımca,
Bayan Goldberg ve avukatlan
da ilk mahkemenin karannı
temyiz etmiş olmak için temyiz
etmişlerdi.
Ağustos 1989'daki Indiana-
polis Federal Mahkemesi'nden
bu yana temyizin 39 sayfalık ve
şiirli bu karanna ulaşması için
yaklaşık bir yıl geçmişti. Bu olu-
şum içinde Bayan Goldberg'in
avukatları daha bu temyiz kara-
nnı almadan yerel federal mah-
kemeye oldukça ilginç yeni bir
iddia getirdiler. Goldberg kam-
pının ringe havlu atmaya niyeti
yoktu.
Omzuna güvenen New York'ta 1991 Bataar
modasına ilişkin kreasyon-
larını sergileyen ünlü modacı Mary An Restivo'nun kolsuz kru-
vaze elbisesi büyük beğeni topladı. Deri düğmeler ve iri tokalı
gosterişli bir kemerin suslediği giysi, omuzlanna güvenen hanım-
ların giyebileceği turden. (Fotoğraf: AP)
SSCB TV'sinde
reklam kavgası
• MOSKOVA (AA) —
Sovyetler Birliği'nde günün
"moda" düşuoüş biçimi
olan piyasa ekonomisine
geçiş mantığı, devletin
televizyonuyla devletin
gazetesi arasında "reklam
telif hakkı" tartışması
başlattı. Izvestia gazetesinde
dün akşam okuyuculara
hitaben yayımlanan bir
makalede, gazetenin yazı
işlerine bir süre önce Sovyet
Radyo Televizyon Kurumu
"Gosteleradyo"dan bir yazı
geldiği ve yazıda "piyasa
ekonomisine geçiş
koşullarına uygun olarak"
gazeteden para istendiği
açıklandı.
Asya-Afrika
toplantısı
• Külcür Servisi —
Türkiye Yazarlar
Sendikası'nın girişimiyle
Asya-Afrika Yazarlar
Birliği'nin 'Yazarlar
Toplantısı' 5-12 aralık
tarihlerinde tstanbul'da
yapılacak. 'Değişen
Dünyamızda Yazar' ve 'Telif
Hakları' konularının
tartışılacağı toplantıya
örgütün üye
kuruluşlarmdan birçok
yazar çağrıldı. Birçok Türk
yazarımn da çağnlı olduğu
toplantıya konuk olarak
kırk beş yazar davet edildi.
Berlin'de
Truva sergisi
• BERLİN (AA — Berün
Devlet Müzeleri ile Atina
Ulusal Arkeoloji Müzesi,
Alman arkeoloğu ve
Truva'nın kâşifi Heinrich
Schliemann'ın ölümünün
100. yıldönümü nedeniyle
ortaklaşa "Truva sergisi"
duzenlediler. Berlin'in Doğu
kesimindeki "eski müze"de
düzenlenen sergiye, Berlin
müzeleri ağırlıklı olarak
Truva kazılanyla katılırken,
Atina Ulusal Arkeoloji
Müzesi de Schliemann'ın
Miken uygarlıklarına ait
elde ettiği parçalarla
katkıda bulunuyor. Toplam
400 eserin bulunduğu sergi
13 ocağa kadar açık olacak.
Açıköğretiın
kayıtlan
• ANKARA (AA) —
Anadolu Üniversitesi
Açıköğretim Fakültesi'nde
kayıt yenileme işlemleri 12
kasımda başlayacak, 27
kasıma kadar devam
edecek. Açıköğretim
Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Semih Büker'den alınan
bilgiye göre öğrencinin,
öğrenime devam edip
etmeyeceğini belirlemek
amacıyla ^pılan kayıt
işlemleriyle ilgili dosyalar
da postalanmaya başlandı.
21 yerleşim merkezinde
yapılacak kayıtlar sırasında
öğiencilere, yeni öğretim
yılı ders kitaplarının birinci
setleriyle kimlik kartları da
verilecek. öğrencilerin kayıt
yeniletmek için şahsen baglı
bulunduklan bürolara
başvurmalan gerekiyor.
MidiUiPaşa
konagı yıkıldı
• ATtNA (AA) —
Yunanistan'da, Osmanh
egemenliği izlerini yok etme
politikası çerçevesinde, o
dönemden kalma tarihi
eserler kaderlerine terk
edildikleri için ya zamanın
etkisiyle ya da bazı
fırsatçılar tarafından
yıkılıyorlar. Son olarak
Midilli adasında "Paşa
Konağı" olarak bilinen
Osmanh zamanından kalma
tarihi bir yapı da "tarihi
eser" olarak kabul
edilmediği için sahibi
tarafından yıkıldı. Edinilen
bilgilere göre adadaki yerel
yetkililer söz konusu
binanın tarihi eser olarak
kabul edilmesi için geçen
yıl eylül ayında Ege
Bakanlığı'na başvurdular.
•
Iıımarsat
yörüngede
• CAPE CANAVERAL
(AA) — Bir Amerikan
Delta roketi, uluslararası
haberlesme uvdusu
Inmarsat'ı önceki gece
dünya çevresindeki
yörüngesine oturttu.
Inmarsat uydusunun uçak,
gemi ve trenlerde telefon ve
faksla uluslararası
haberleşme şebekesini
geliştireceği belirtildi.
Yörüngeye oturtulan
uydunun, 62 ülkeyi çatısı
altında toplayan bir kunıluş
olan İnmarsat tarafından
gerçekleştirilen ve 1991 yılı
sonuna kadar dünyanın
35.680 kilometre uzağına
yerleştirilecek olan 4
uydudan biri olduğu
kaydediliyor.