26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/10 HAVA DL'Rl'Ml' TURKIYEDE BUGUN 37° 19° Msrasa 30° 19° K Maraş 31° 13° Mereın 28° 4°Muj)B 32°W°Muş 37°21°NiOcle 27°19°0n)u A 31° 19° A 37° 21° A 30°24° A 31° 18° A 36° 19° A 32° 16° A 27° 21° A 27° 19° 30°13°«B 32° 15° Samsun A 28°21° A 37° 22° 3t° M"»S8rt 28°19°Snop Y 23° 21° 3T>19°S«as B 28° 17° 29° 8°Won)aO Y 2B°20° 30° 14° •Jabffln A 27° 20° 32° 16° Tüncelı A 36° 18° 29°19°Uşak B 26° 17° 32°1<°VSn A 27° 13° 32° 15° Ytasat A 32° 16° 33° 14° Zonouldak Y 27° 20° 6 EYLÜL 1989 DUNYA'DA BUGUN AmstefiJani B 22° LHiıngrad Y S B 20° Amman A 41° Londra A 30° Atna B 31° Madrid A 27° A 40° Mlano Brakına A 28° Montreal B 22° A 25° Moston Y 19° A 24° Mur* A 23° B 22° Ne«1W( B 28° B 22° Osto Y 2ΰ B 22° Pans B 22° Brttsel A 24° A 21° A 25° S ^ d A 44° B 32° Roma A 29° Coyir A 39° Sofya OUa Y 28° A 43° Şam B 26° Oufcyi B 30° Rankfurt B 22° WAm A38° B 31° Snw Inıe Y 19° Y 19° B 21° Venedik A 27° B 26° Kbpenhag B 21° Viyaıa B 22° KUn B A 36° VtestnngtOft A 28° Zunfı 24° Lsfloşa 0 A 34° 2T° Dıyartakır Y 31°19°E*me meteorotoji Genel Müdürtuğü'nL <~> A 37° 20° Erancan den alınan bilgjye göre, yurdun 4 * 5 C ^ " V A 32° 159 Enunım A 28° S°Esloşet»r kuzeybatı kesimieri parçalı bukıtlu, v ^ • " A 33° 18° Gazankp Trakya, Marmara ve Baö Karade ^ L B 28°ie°Gıresun niz sajjanak ve gökgörültülü sa •• : ~ Q ' ; J A < . » ^ A 31°19°GümüşftaneA A 30°ie°Ha«dn Öanak yağışlı, öteki yerter az bu " ^ *••" A 3<°20°lsparta lutlu ve açık geçecek HAVA SlB 31° 17° tslanbui CAKLIĞI: Yağış alan yerlerde bıB 31° 16° Innır A 38°19°K« raz azalacak öteki yerlerde değişg A 34° 18° Kastamonu Y meyecek. RÜZGÂR. Yurdun kuzey gunbatısı Akdeniz'de yıldız ve karayelden, 46 kuvvetin Brtfs A Bofeı kesimlerinde kuzey ve bat, guney de saatte 1621 deniz mili hızia esecek Deniz hafif çal Burea Y 30° 17° KırMarct Y B 31° 18° Konya A kesimlente ise guney ve batı ymı kantlı olacak, daiga yuksekliğı 13 metre dolayında bu CanaUole A 33° 14° Kutadya A Çorum lerden hafif, ara sıra orta kuvvet lunacak. Van Gölu'nde hava: Az bulutlu ve açık geçecek. A 32°M°Matatya A Omizf POUTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Belalı Şiirler... Amerikalı şair VValth VVhitrnan avarenin biriydi. Yazılarını kendi yazıyor, el tezgâhı makinesinde kendi basıyordu. Amerikai nın başına buyruk yılları. Milli Eğitim Bakanlığı'nın çıkardığı Tercüme Dergisi'nde ilk şiirini görmüştüm, Behice Boran çevirmişti. Birbirine ekli uzun uzun dizeler... Şair çıkardığı gazetede şöyle diyordu: "Benimle birlikte, benım gibi siz de konuşuyorsunuz. Ben SH zin dilinizim, sizin ağzınızda düğümlenip kalan sözler, benim agzımda çözülüyor." Böyledir şairler, toplum sustuğunda her kördüğümü başlan derde girse de çözerler. Öyle oldu ki uzun dizeli şiirleri kimi şairlerimizi etkiledi, kimi dergilerde uzun uzun dizeler görmeye başladık. uzellikle İlhan Berk öykundü. Çimen Yaprakları adlı kitabı birkaç kez dilimize çevrildi. Memet Fuat, çevirenlerdendir. Humeyni olayları sırasında ülkemize sığınıp sonra da Amerika'ya giden İranlı bir şairie konuşuyorduk. "Bize de, şimdi size olduğu gibi. şaka geliyordu. Bir sabah uyandık ki kelleierimiz mollaların elinde" dedi. Olağanüstü her olayda suç şairlere yükfenir, suçfusu şairler olur. Bizim gibi tek parti yonetimini görmüş olanlar şairlerin neler çektiğini çok iyi bilir. Divan şiirini bırakalım, Namık Kemal'ler dönemini de geride koyalım. Sonra gelen şairler çok çekmişlerdir. Nâzım Hikmet'i alalım. Birkaç dizesiyle bir şair bir orduyu isyana yönlendirebilir mi? Hem kara ordusunu, hem deniz ordusunu ayağa kaldıracak, isyan ettirecek! Bu da kimsenin kımıldayamayacağı tek parti döneminde olacak! Buna kargalar güler. Kargalar güler, ama omzu yıldızlarla donatılmış generaller gülmemışti. Yenilikçi şairler her dönemde suçlanmışlardı. Suçlama yöneticilerin alışkanhğı olmuştur. Mareşal buyurmuştu: "Madem orduya, harbokuluna değin girmtş, yatacaktı." Nâzım'ı yıllarca yatırdılar. Suçsuzluğunu Atatürk'e duyurmak istedilerse de Dolmabahçe'de hasta yatıyordu, duyuramadılar. Partinin ileri gelenleri 'Yazık oldu çocuğa' diyorlar, ellerinden bir şey gelmedi. Nâzım suçsuzluğunun içine gömülerek yıllarca yattı. Ancak bir genel afla çıkabildi. Çıkınca da rahat komadılar. Askere alırız dediler; bir gürültüye getiririz dediler, peşini bırakmadılar. Şairlerin çoğunluğu solcudur. Geçen yıl ölen Oktay Rifat bir konuşmasında: "Ben sosyalistim" demiyor muydu? Şairler kendi dünyalarını kendileri yaratıriar. Şiir, bir dünya kurma demek değil midir? Bekle ki soğanlar salatalar yağsın. Nisan yağmuru yeşersin. Bakın nisan yağmuruna yeşersin diyor, salatalara yağın. Oysa biri yağacak, öteki yeşerecek. Ama ayrı ayrı yerlere koyuyor. Bir başka şiirine bakalım: Kızlar vardır kıvırcıksalata gibi. Ağızları burunları kıvır kıvır. Bacak bacak üstüne vapurlarda Rüzgâr eser oraları buraları görünür Baktıkça fık fık eder adamın içi. VValth VVhitman'dan yıllarca sonra Amerikalı Allen Ginsberg, şiirlerini seymeyenler, bilgiçlik taslayanlar için şöyle diyordu: Kendini bilmez bir yığın cahıl, cühela/korkak ve cansıkıcı herif kalkıp şiire saldırıyorlar/Şiirin nasıl yaratıldığını bilmeden/Bu düdüklerin yoluna bir şiır çıksa/Onu tanımadan geçip giderler/Geçip gitseler gene iyi/Güpegündüz ırzına geçerler şiirin. Şairler her dönemde belalı olmuşlar, belaya da uğramışlardır. Dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar... Gercek şiirin yolu dikeniidir. Ttbrn Tunus Kahıre • te esecek. Denizlenmızde ruzgâr: Akdenız ve guney Egede todcs ve »şam J • yaC"v BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Suya, yapmın üst katlanna çıkacak basıncı veren depo. 2/ Kraliçe... Kızlık zan. 3/ Tttrk müziğinde bir dizinin işleniş biçimine verilen ad... Birmanya'nın eski başkenti. 4/ Molekülünde flç atom bulunan oksijenden oluşan, ağır kokulu ve gaz durumundaki element... Kira. 5/ Bankacılıkta, bir hesaptan diğer bir hesaba para aktanlmasına verilen ad. 6/ Güven... Terbiyesiz kimse. 7/ Şehzadelerin özel eğitmenleri... Ukel benlik. 8/ Kalın bükülmüş sicim... Güney Amerika'run tropikal ormanlannda yaşayan tavuğa benzer bir kuş. 9/ Koroner damarları genişletici ilaç. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Karun pıhtılaşm&ındaki bir bozukluğa bağlı kalıtımsal kanama hastalığı. 2/ Az sözle çok şey anlatma... Kumarda kâr ve zarar olmadığını anlatmakta kullanılan sözcük. 3/ Küçük demiryolu. 4/ Bir parçanın canlı çalınacağını anlatan müzik terimi. 5/ Elektrik direnç birimi... Eski Mısır'da güneş tannsı... Vilayet. 6/ Eski ve bilinmeyen bir tarihi anlatmakta kullanılan deyim sözü... Kaçınraa, sakınma. 7/ Asma kütiip... Iskambilde bir kâğıt. 8/ Yumurta ve irmikle yapılan bir tür tatlı... Bir nota. 9/ Bir meyve... Veba hastaiığına verilen bir başka ad. Prof. Kocaman'a göre, yabancı dihanadil öğrenmede destekleyici araç olmalı ç >züm, nitelikli dil öğrethni Çocuk Olmak Anadilinde Anadil gelişimi belli bir olgunluğa eriştiğinde ikinci dilde daha çok başarıya ulaşılabilir; çiinkü kişi, insan dilinin düzeneğini, işleyişini anadil ile kavrar. Bir anadilin aracılıgıyla 'dilin niteliğine' ilişkin önbilgileri oluşmamış bir kişiye ikinci dilin güçlükleri yüklenirse ülkemizde çoğu zaman olduğu gibi insanlar iki dilli değil 'yarım dilli' olurlar. rine çeviri yoluyla yabancı kaynaklardan yararlanmak söz konusu olabilir. Önemli sorulardan biri şudur: Yabancı dille öğretim yapan okullarda yabancı dile ayrılan süre yabancı dil öğretimine aynlsa sonuç ne olacaktır? Birinci tür okullara çeşitli sınavlar sonucu seçilen nitelikli öğrencilerin gittiğini de düşünürsek iki dilli öğretimin başansımn salt dilsel nedenlerle açıklanamayacağını kolayca anlayabiliriz. Bu okulların öğrencilerinin üniversite hazırlık kurslanna özellikle ana dilde test kavrayış yeteneklerini geliştirmek için gittikleri de anımsanması gereken gerçeklerdendir. Temel sorun şudur: Devlet okullannda çeşitli nedenlerle yabana dil öğretilememektedir. Ancak bu, yukarıda sözünü ettiğimiz çeşitli öğelerin karmaşık ilişkilerinin bir sonucudur, başarısızlık yalmzca öğretmen ya da öğrenciye yuklenemez. Üstelik ülkemizde beğenilmeyen bu sistemle yabancı dil öğrenmiş binlerce aydın vardır. Bunun yanında yabancı dille öğretim yapan okulların büyük bir bölümünde okuldaki derslere ek olarak özel ders almayan kaç öğrenci vardır dersiniz? Çözüm nitelikh dil öğretimidir. Anlamlı, işlevsel, kısa erimde yararlan görülen bir izlence ile yabancı dil öğretilebilir. Belki yabancı dilde öğretimin tek olumlu yanı yabancı dille daha çok haşır neşir olunmasıdır. Oysa yaklaşık aynı sürede, öğrencinin katılımını sağlayan, öğrenciyi dil kullanmaya yönelten bir yöntemle yabancı dil bir araç dil olarak anadili geriletmeden daha kalıcı bir biçimde öğretilebilir. Bu yöntenıde yabancı dil bütünüyle içerik bağımlı izlencelerle değil, ama bir amaca yönelik izlencelerle öğretilir. Universiteye gelen öğrencilere 'Ba bir kitapdr. O bir erkek ögrencidir' türünden gülünç tümcelerle yabancı dil öğretmek yerine, aynı tümce düzeneği kullanılarak, 'Fizik bir bilimdir. Bilim adamı yanstzdır' türünden anlamlı tümceler sunulursa öğrencinin bilişsel düzeyine uygun örnekler sağlanmış olur. Bu yöntem küçük sınıflarda yapılan zoraki, ezberci öğretimin de seçeneği olabilir. Hiçbir şey anadilde öğretimin yerini alamaz. Anadilde öğretim isteği kimilerinin sandığı gibi şovenlik değil, ulusal dilin gücüne inancın bir göstergesidir. Çünkü anadilimiz yüzyıllardır ortak bilincini ve aydınlığıru geleceğe taşır. Dil ile düşünce arasmdaki ayrılmaz bağ düşünüldüğünde konunun önemi daha da iyi anlaşılabilir. Yabancı dil ancak anadili öğretimini destekleyici bir araç olduğunda işe yarayabilir. Araç olmaktan çıkıp bir amaç olduğu zaman öğretirae köst»k olup çıkar. Değerli dilbilimci Herder'in şu sözleri konuyu özlü bir biçimde özetlemektedir: 'Ben öbiir dilleri kendi dilimi unutmak için öğrenmem, egitimimden edindiğim töreleri değiştinnek için yabana uluslar arasında dolaşmam; ben vatanımın yurttaşlık hakkını yitirmek için başka nyruga geçen bir yabancı olurum o zaman, kazanmaktan çok yitiririm. Tam tersine, >abancı babçelerden, kendi dilime, düşünce biçiminin bir nişanhsı gibi, çiçekler dermek için geçerim." Günümüzde yabancı dillerin sağlayacağı yararlardan vazgeçilemez, ancak bu anadilimizi geriletecek yöntemlere başvurulmadan başarılmalıdır. Başanlabilir de. Yeter ki bilimsel gerçeklerin yaşamdaki gerçeklerden çıktığı unutulmasın. Gazetemizde 3031 Temmuz 1989 öğeden söz edilebilir: Dil, eğitinı, tarihlerinde çıkan'AnadilindeÇo ekonomi, toplumbilim, nıhbilim, cuk Olmak' başhklı diziröportaja din, kültür, siyasa, coğrafya vb. bir açıklama daha gelmistir. Ay Bu öğelerin karşılıklı iliskileri ve dil öğretimini nasıl etkiledikleri nen sunuyoruz. Lncelenmeden iki dilliliğin biliş Prof. AHMET KOCAMAN üzerinde salt olumlu katkılan olduğunu öne sürmek bilimin kapHaceltepe Ümversıtesı Edebiyat sayıcılık (comprehensiveness) Faküllesı uğretun Uyesı özelliği ile bağdasmaz. Günümüzde yabancı dil öğrenDaha ileri gidilip şöyle de söymenin çağdaşlaşmamn vazgeçil lenebilir: Anadil gelişimi belli bir mez öğelerinden biri olduğu, bü olgunluğa eriştiğinde ikinci dilde tün ulkelerde olduğu gibi ülkemiz daha çok başarıya ulaşılabilir, de de kabul edilmiş durumdadır. çünkü kişi insan dilinin düzeneğiBu amaçla her düzeydeki özel ke ni, işleyişini anadili ile kavrar. Bir sirn okullannda ve yurl ölçeğin anadılinin aracılığı ile 'dil'itı flaiide yaygınlaştınlan Anadolu lise gage) niteliğine ilişkin ön bilgilelerinde yoğun çabalar harcan ri oluşmamış bir kişiye ikinci bir maktadır. Ancak anadilimizin ve dilin güçlükleri yüklenirse ülkekültür yaşantımızın geleceği açı mizde çoğu zaman olduğu gibi insından Cumhuriyet Gazetesi'nde sanlar iki dilli değil 'yanm dilli' bir süredir tartışılan 'yabancı dille olurlar. egitinı' konusu üzerinde, ülkemiz Yabancı dil öğretimindeki şaşgerçekleri açısından özenle durulkınlık 'NiçİD yabancı dil ögretiyomasi gerekmektedir. ruz?' sorusuna açık seçik yanıt veKonuya bilimsel çerçevede bir rememekten kaynaklanmaktadır. Paşa Hazreıleri tarafından 6 EYLÜL 1929 yanıt arayışı icinde olan kimi tar Akademik yönelimli okullarda tetkik edilmiştir. Yunan hükümetinin son Gümülcünedeki tali mübadele tışmacılar, iki dilliliğin anadili ge yabancı dil öğrenmenin ereği bilriletmeyeceği, tam tersine dillerin gi kaynaklarına ulaşmak ve belli cevabının alakadar mehafilde komisyonu Türk delegesi etkileşiminin hem anadil hem de ölçülerde yabancı dille iletişimde iyi tesir bırakmadığı Cevdet Kudret Bey mezunen yabancı dilin gelismesine katkıları bulunmaktır. Özellikle ortaokul görülmektedir. Yunan şehrimize gelmiş ve Garbi Trakyadaki Türklehn vaziyeti olacağını belirtmektedirler. Bu ve liselerde yeterli kaynak buluııcevabma gore biz vaziyet görüşte gerçeklik payı bulunmak duğuna göre yabancı dille öğretihakkında dün muhtelit ettiğimiz emlaki iade la birlikte konunun bu ölçüde ke min amacı ne olabilir? Bu düşünkomisyondaki heyetimiz edeceğiz. fakat onlar iadeye sinlemeü, yalın ve tek boyutlu bir ce üniversitedeki çoğu bilim dalriyasetine izahat vermiştir. tabi Türk emlakini iade yaklaşımla açıklanamayacağını lan için geçerlidir. Bu kurumlarGarbi Trakyadaki Türklerin etmeyeceklerdir. Sonra, belirtmek gerekiyor. Bir kez eli da yabancı dilden daha yoğun bir vaziyeti hakkında heyetimiz, mukaddema tediyesini kabul mizde iki dilli konuşmacılann ana biçimde yararlanmak gerekebilir, komisyon nezdinde yeni bir ettikleri parayı da dilde de başarılı olduklarını gös ancak bilginin kişiye mal edilebilvermeyeceklerdir. Nihayet, teşebbüsatta bulunacaktır. Bu terecek yeterli araştırmalar yok mesi için mutlaka anadilde dzümmeyanda komisyon, Garbi bitaraf mübadele azasınm tur. Bu tür araştırmalar 1960' senmesi gerekir. Melih Cevdet Trakya'ya nakli kararının hakemliğine havale edilecek lardan sonra başlamıştır ve henüz Anday'ın belirttiği gibi, 'bir yameseleler de cevapta tasrih tatbiki de istenecektir. kesin bir sonuca ulasabilmiş de bana dille elde edilen bilgi anaLağvedilen takdiri kıymet ğildir. edilmiş değildir. Bu şerait dile mal edilmedikçe, o dilin koheyetleri azası şehrimize avdet dahiünde Yunan cevabı, Ashnda bu konudaki yanlışlık. nuşulduğu ulkedegerçek bir ileretmektedirler. Muhtelit sürtinceme siyasetisinin leme, bir kalkınma gerçekleştirikomisyonun alakadar bürosu, konuyu salt dilsel ya da ruhbilim lemez.' Bu bakımdan kaynak buyenibir tezahürü sel çerçevede ele almaktan kayyeni teşkil edilmekte olan addedilmektedir. naklanrnaktadır. Oysa dil öğreti lunmayan durumlarda üniversiteCevap, dün Tevfik Kamil ve dört takdiri kıymet mini kuşatan büyük ölçekli birçok lerde de yabancı dille öğretim yekomisyonunun mesaisine ait Hariciye Müsteşan Numan bir nizamname hazır/amıstır. Beylerin huzuru ile Ismet 6 0 YIL ÖNCE Cumhuriyet TürkYunan müzekeratı CALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL "En Üst Dereceden" SORU: Halen bir kamu kuruluşunda 657 sayılı yasaya bağlı sözleşmeli personel olarak çalışan \e yakınım olan bir kadın sigortalının sosyal güvenligi ile ilgili sorulannı Uetiyonım. Kendisi 1954 doğumlu Emekli Sandığı ve Sosyal Sigortalar Knrumu'nda geçmiş toplam çalışma süresi 11 yıl 2 aydır, 1 657 sayılı yasaya göre ne zaman emekli olabüir? 2 lstifa ederek memuriyelten aynlıp, primlerini SSK'ya bagJı olarak istege bağlı sigortadan yararlanarak dışandan odemesi dunımunda, SSK'dan yaşlılık aylıgı almaya hangi taribte hak kazanır? (İlk kez 11.7.1972de işürakçi oldu.) 3 En üst dereceden ve SSK'dan yaşlılık aylıgı almak istiyorsa, hangi dereceden prira odemeye başlamalıdır? Derece arttınmı ne kadar surede yapılabilmektedir? 4 Bu durumda, 657 sayılı yasaya bağlı sürenin ikramiyesi nasıl ve nc zaman ve hangi kurumdan alınabilecektir? &A. 11 Ocak 1989'dan sonra fiili hizmet süresi 20 yılı dolduran kadın iştirakçiler, ancak 45 yaşını da doldurduklarında istekleri üzerine emekli olabilmekte ve kendilerine emekli aylığı bağlanabilmektedir. 1989 yılında 11 yıl fiili çalışması olan ve 35 yaşında kadın iştirakçi 20 çalışma yılmı 1998'de, 45 yaşını ise 1999'da doldurabilecektir. Bu iştirakçi kadın ancak 45 yaşını doldurduğu 1999 yılında emekliliğini isteyebilir. 2 10 Ocak 1971 ve daha önce sigortaya tescil edilmiş kadın sigortalılar, 20 >ıllık sigortalıhk süresi icinde 5.000 gün prim ödediklerinde, yaş sınırı ile bağımlı olmaksızın yaşlılık ayhğından yararlanabilmektedir. 11.7.1972'de ilk kez herhangi bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında çalışmaya başlayan kadın sigortahlar ise, 20 yıllık sigortalıhk süresi icinde 5.000 gün prim ödemiş olsalar bile 41 yaşını doldurmadan önce kendilerine yaşlılık aylığı bağlanamamaktadır. 11 Temmuz 1972'de giriş yapmış ve 1954 doğumlu bir kadın sigortalı 20 yıllık süreyi 1992'de dolduracaktır. Bu kadm sigortalı 1992'de 5.000 gün prim ödemiş olsa bile 41 yaşını dolduracağı 1995 yılını beklemek zorundadır. Ancak kendisine 41 yaşım doldurduğu 1995 yılında yaşlılık aylığı bağlanabilir. 3 En yüksek yaşlılık ayiığını alabilmek için 5 tam yıl en yüksek gösterge olan 6.400'den malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalan primi ödemek gerekir. Derece artürımı bir dereceden fazla olmamak koşulu ile yılda bir kez ve yılbaşında yapılabilmektedir. 4 Yaşlılık aylığı SSK'ca bağlananlara, emekli ikramiyesi ödenebilmesi söz konusu değildir. Gakuasarayhlar avdet etti kulübünden diğer bir oyuncu Zongutdaktaki futbolcu kardeşlerile bir spor teması ile takviye edilmiş olmasma yapmak üzere geçen perşembe rağmen 40 mağlup olmuştur. Zonguldakta Galatasaray günü mezkur şehire gitmiş olan Galatasaray futbolcuları oyunculanna fevkalade misafirperverlik gösterilmiştir. dün muzafferen şehrimize avdet etmişlerdir. Galatasaray Zonguldakta yaptığı ilk maçta Şik iki ikiye berabere kalmış. Bu EFENDİLERİN maçta Galatasaraym birinci takımmdan yalnız iki oyuncu ile takviye edilmiş olan üçüncü takım oyunculan iyi oynayamamışlardır. tkinci maçta Zonguldak takımı Fenerli Sabih Beyle takviye edilmiş olmasma rağmen 50 mağlup olmuştur. Salı günü yapılan rövanş maçında, Zonguldak takımı gene Sabih Bey ve Süleymaniye 30 YIL ONCE Cumhuriyet İskendenuı yasak değil Hu Karardan sonra artık 6 EYLÜL 1959 tskenderunda yabancıların Geçen yıl çıkan Irak isyanmı kalması mümkün olacaktır. müteakip yasak bölge haline "Yasak Bölge" zamamnda ise getirilen Iskenderun bölgesi yabancıların Hatay dahilinde dünden itibaren Askeri bölge geceyi geçirmelerine müsaade olmaktan çıkanlmıştır. edilmemekteydi. Turizm Bakanlar Kurulunun kararı bakımından bölgenin tekrar Hatay Vatiliğine bildirilmistir. canlanması beklenmektedir. ^ Bize r Danışın.* • E|er, bünyenizde ulusal veya uluslararası bir toplantı, fuar, kongre, seminer tertiplenecekse, • Eger, bir'bayii toplantınız olacaksa, • Eger, bir acenteler toplantınız yapılacaksa, • Eger, bir defileniz gerçekleşecekse, • Eger, yeni bir ürününüz tanıtüacaksa, • Eger bünyenizde bir üst düzey yöneticiler toplantısı düşünülüyorsa, • Eger, bir ödül töreni düzenlenecekse, • Eger,... Bize Danışın . Sizi "Biz" agırlamak istiyoruz. Töm orgsunzasyonlarınızda sahıp oldugumuz ve işlettigimiz kendi otellerimiz olan Abant Palac«, Iberotel 81de Falaee, Abant Köşkü, B.Truva Otell (Çanakkale), Sapanca Otell'nde ve diger tüm otellerde en uygun koşullarla, en uygıin imkânları biz svınvıyoruz. En iyisini istiyorsanız önce bizi araymız, sundugum\ız seçenekleri inceleyinlz. Âjrrıntıh Bilgi İçin İstıklâl Cad Mısır Apt No 311 K2 D 5 80050 Beyoğlu/ISTANBUL Tel: 151 837172 Fax: 151 94 93 TAKStVI OTELCIÜK A.S SEYAHAT ACENTASI TunalıHılmiCad Bestekâr Sok. 65/9 KavaklKtefe/ANKARA Tel: 167550506 Işçüerin zam talepieri tşçi sendikaları tarafından kendilerine bağlı işçilerin ücretlerini arttırmak, sosyal haklarını sağlamak üzere yapılan müracaatlar iş uyuşmazlıkları Yüksek Hakem Kurulunda, bugünlerde sık sık karara bağlanmaktadır. Yüksek Hakem Kurulunun kendisine intikal eden iş uyuşmazlıkları hakkında verdiği kararlar, hemen daima ekseriyetle çıkmaktadır. Son günlerde Yüksek Hakem Kurulu, ücret taleplerini müspet karşılamakta ve ekseriye ücretlere zam yapmaktadır. Ancak bu zam, talep edîlen yüzde 100 veya 200 zamma karşın seyyanen yüzde yirmi civarında olmaktadır. ADANA 3. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN ÖDEME EMRİNİN İLANEN TEBLİOL Dosya No: 1989/1583 Selim Sunguray'ya 7.720.000. TL asd 7.560.000. %54 işlemi faizi toplam 14.760.000. TL alacak üzerinden hakkımzda yapılmakta olan 21.7.1987 vade tarihli, 7.200.000. TL.lik senede dayanan müdürlüğümüzde 989/1583 dosya ile işlem gören icra takibinde borçlu olan SÜLEYMAN BARBOROS; Sucuzade Mah. 52/3 Sk. No 16 adresinize tebligat yapılamadığı gibi, emniyetçe de adresiniz tespit edilemediğinden iş bu ödeme emrinin tarafınıza İLANEN TEBLİĞİNE karar verilmiştir. Kambiyo takiplerine mahsus yol ile açüan icra takibinde iş bu ödeme emrinin gazetede ya\ın tarihinden itibaren 25 gün icinde borcu ödemeniz taJcibin dayanağı senet kambiyo senedi niteliğine haiz değilse 20 gün icinde Mercii Hâkimliği'ne şikâyet etmeniz takip dayanağı senet altındaki imza size ait değilse, yine yayın tarihinden itibaren 20 gün icinde aynca ve açıkça bir dilekçe ile lcra Tetkik Mercii Hâkimliği'ne bildirmeniz aksi takdirde icra takibindeki kambiyo senedi altındaki imzanın sizden sadır sayılacağr imzanızı haksız yere inkâr ederseniz, alacağın < < 0 oramnda para cezasına raahkum edileceğiV1 niz borçlu olmadığmız veya borcun itfa veya imhal edildiği veya alacağın zaman aşıraına uğradığı veya yetki itirazlarım sebepleri ile birlikte yine yayın tarihinden itibaren 20 gün icinde tetkik merciine bir dilekçe ile bildirerek merciden itirazın kabulune dair bir karar getirmediginiz takdirde cebri icraya devam olunacağı itiraz edilmediği ve borç ödenmediği takdirde gazetede ilanın yayın tarihinden itibaren 25 gün icinde I.l.K.nun 74. mad. gereğince mal beyanında bulunmanız bulunmadığınız takdirde, hapisle tazyik olunacagmız hiç mal beyanında bulunmaz veya hakikate aykırı beyanda bulunursanız, hapisle cezalandırılacağınız ihtar olunmakla iş bu kambiyo senetlerine mahsus yolla yapılmakta oian takibe konu ödeme emri tarafınıza İLANEN TEBLİĞ OLUNUR. 18.8.1989 GEÇEN YflL BUGUN Cumhuriyet SEKA işçisi bugün grevde 6 EYLÜL 1988 SEKA'ya bağlı tzmit, Aksu, Çaycuma, Kastamonu, Silifke, Balıkesir, Afyon, Dalaman tesisleri ile İstanbul, Ankara, Izmir alım satım müdürlüklerinde çalışan 10 bin 200 işçi bu saoah saat 8'de grev uygulamasına başlıyorlar. Selülozlş Sendikası Başkanı tsmail önay grevle SEKA'nın günde 11.5 milyar lirahk bir üretim kaybına uğrayacağına işaret etti. Kâğıt ithal edilmesinin bu değerin yurtdışına gitmesi anlamına geldiğini belirterek, "İşçilerin haklı taleplerini kabul etmeyenler, bö'yle kayıplara yol açacaklardır" dedi. tsmail Önay hükümetin ithal edilecek gazete kâğtdının vergi, harçlardan muaf tutulmasına ilişkin kararının Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girmesinin kendilerni yıldırmayacağını söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear