Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CVMHURİYET/12 DÎZİ YAZI 6 AĞUSTOS 1989 Isveç'te tüm temel ihtiyaçları karşılanan insanlar ekonomik büyüme uğruna kalitedenfedakârlıkyapmak istemiyorlar Hedef , daha kaliteli yaşam Isveç Notlan 3 Osman Ulagay Isveç 'te şimdi daha sağhklı bir çevrede yaşamak, yaşamlarıyla daha iyi bütünleşen bir iş ortamında çahşmak, karar alma süreçlerinde daha fazla rol almak istiyor insanlar. tsveç'te çok sık duyulan "h«y" sözcüğü sanınm dostça bir selamı, samimi bir "meriıaba"yı ya da "ne haber'M ifade etmek için kullamlıyor. Japonya'da aynı zamanda "evet" anlamına geldiği için daha da sık kullamlan "hay"ı anımsıyonım, "hey"i duydukça. tsveçîte resmi daireleri, çeşitli konumlardaki biirokralları ziyaret ederken de ister istemez geçen yil Japonya'da edindiğim izlenimler geftyor aklıma, bir karşılastırma yapma ihtiyacını duyuyorum. lsveç'te resmi bürolar genellikle çok sade ve modern döşenmiş. Açık renk ağacın kullanüdığı raflar ve masalar, fonksiyonel koltuklar ve sandalyeler, dinlendirici renkler. Genç bir bürokrat sizi gayri resmi bir kıya*etle, örneğin bir blucinle karşüayabiliyor. Kahve istiyorsanız birlikte çıkıp koridordaki otonıattan alıyorsunuz. Japonya'dakine göre daha rahat, daha "gayri resmi" bir hava seziliyor Isveçlilerin yaklaşımında. '2/3 toplumu' Böyle rahat bir ortamda "geiecek etüdleri" ile ilgilenen bir araştırma görevlisiyle konuşuyoruz. tsveç Geiecek Etüdleri Enstitüsü Araştırma Direktörü Staffan Laestadius, "ge lişmeye ayak uydurma çabası, eğitim ve tek veç'in özellikle sanayi firmalannın uluslaranoloji konulannı ister istemez ön plana çıkar rası rekabete ayak uydurmadan, leknolojidetıyor lsveç'te de. İnsanların yeni teknolojilere ki atılımlan izlemeden ayakta durmaları olauyum sağlayarak kendilerini geliştirebilmele naksız. Aynca modern teknolojiler, yaşam kari, yaslanan kuşakların yeni kuşaklara ayak litesini geliştirme açısından da önemli" diyor. uydurabilmeleri için eğitim ve yeniden eğitim tsveç'in uluslararası alanda en başarılı firbüyük önem kazanıyor. Tıpkı Japonya'da ol malarından Electrolux'un deneyimli başkanı duğu gibi tsveç'te de eğitimin artık yaşamın Hans Werthen, "bürokrasinin egemen oldubelli bir dönemine özgü bir olay olmadığı, eği ğa bu düzen değişmediği sürece bizim en iyi timin insan yaşanıınjn sürekli bir parçası ha elemanlanmızı, en iyi beyinlerimizi kaçınnaline geldiği anlayışı yaygınlaşıyor. Yeniden eği mız kaçımlmaz. tsveç'te hiç bir degisiklik hızlı tilen insanların topluma ve çalışma hayatına olmaz, onun için çok iyimser degilim" diyekazanılmasıyla hem onlar için daha aniamlı rek kaygılarını dile getirirken Maliye Bakaru lecege bakarktn en önertıli sorunfanmızdan Wbir yaşam olanağı yaratılacağı hem de çeşitli Feldt'in özel danışmanı Urban Karlström de rinin '2/3 loplumu' haline gelme tehlikesi olalanlardaki işgucü açığının kapatılabileceği tsveç sanayiinin rekabet gücünün büyük öldugunu düşüniiyorura" diyor. tsveç'in, gelişdüşünülüyor. Geiecek etüdleriyle uğraşan S. çüde insana yapılan yatırıma ve eğitim süremiş bir kapitalist üretim düzeniyle gelişmiş bir Laestadius, ileri teknolojilerin gelişimiyle eği cindeki başarıya bağlı olduğunu vurguluyor. sosyal refah modelini kombine etme başarıtimin iç içe geçtiğini belirterek şunları "Ancak" diyor Karlström, "çok önemli bir sosını gösterdiğini anlatan Mr. Laestadius, işsizsöylüyor: nın da gönüllü tasamıflann yetersizliği. Taliğin sorün oimaktan çıkmasını ve sosyal refahın artmasını da buna bağlıyor. "Ancak", "Yeni teknolojiler pek çok işin örgütlenme sarlanan vergi reformunun da katkısıyla bu diyor Mr. Laestadius, "şimdi önıimuze yeni bir İsveç emekJileri insanca yaşayabilen şanslı bir kesimi oluşturuyor, bol tunstik gezi yapıyorlar. biçimini de degiştiriyor ve çok daha i>i eğitil sorunu aşmak zonındayız, yoksa uzun vadesonın çıkıyor, sanayi ötesi topluma geçerken ce 'yaşamm kalitesi'yle ilgileniyoriar, ekono şılanan tsveçli, şimdi artık daha da iyi bir çev miş, daha üstun nileliklere sahip elemanlara de dıişiik işsizlik oranını korumakta ve enftoplumdaki insanlann bir bölümünün gelişi mik büyüme ugruna kalitesinden fedakârhk rede, daha da iyi bir çalışma ortamında çalış ihtiyaç gösteriyor. Öte yandan iyi egitilmiş lasyonu kontrol etmekte zorlanabiliriz." me ayak uyduramaması, marjinalize olması ta bulunmak istemiyorlar. Bu nedenle çevre mak istiyor. Özel yaşamında olduğu gibi iş ya Rençler de eski teknolojilerin ve eski hiyerartsveç sorunsuz bir ülke değil ama sorunlatehlikesi var. Toplumun üçle ikisi yeni tekno ve sağlık sorunlan giderek ön plana çıkıyor, samında da daha fazla özgürlük, kararlara da şik iş ilişkilerinin geçerli oldugu alanlarda ça nnı uzlaşma geleneği içinde, akılcı yöntemlerle lojilere, yeni yaşama ve külture adapte olur araştırmageliştirme çalışmaları da daha çok ha fazla katılma olanağı istiyor. Isyerindeki lışmak istemiyor, onlar için yeni alanlarda ye çözıimleme alışkanlığınj kazanmış, bu sayede, ken geri kalan üçte birin marjinalleşmesi teh bu alanlara yöneliyor." kimilerine göre "salyangoz hızıyla" da olsa, karar alma mekanizmalanrun daha da demok ni lıir işler yaratmak gerekiyor." likesi var. tşte, bunu önleraenin yollannı arasürekli ilerlemeyi başartnış bir ülke. Kalkıp da Enflasyon; makul bir ekonomik büyüme hı ratikleşmesini istiyor. Çalışanlar, smai mülkimaJıyız." İsveç gibi temel sorunlarının pek çoğunu çözzının tutturulması; sanayinin uluslararası re yet düzeninin daha demokratikieşmesini talep müş bir ülkenin sorunlanndan söz etmek, hele Jsveç*te özel sektörde ve kamu kesiminde ça kabet gücünü koruması; kamu hizmetlerinde ediyor. Hemen her alanda ademi merkeziyettsveç'te sosyal demokrat duzenin dayanaklışan "beyaz yakalılar"ın yüzde 85'ini temsil verimliliğin arttırılmasr, vergi reformuyla ve çiliğin geliştirilmesi ve bireysel inisiyatife da lanndan birini oluşturan sendikalar teknolo Türkiye'de belki biraz garipsenebiür ama emin eden TCO (İsveç Profesyonel Görevliler Kon bazı diğer önlemlerle insanların daha verimli ha fazla önem verilmesi isteniyor. Maddi re jik gelişmeye karşı değüler. Stockholm'e en hâ olun ki suç tamamen bende değil. tsveç'te, "biı federasyonu)'nun ekonomisti Stig Tegle de ay çalışmaya motive edilmesi. Bütün bunlar ts fahın ötesinde, sosyal dayanışma ve kültürel kim noktadaki görkemli binasıyla ülkedeki gü çağ atladık, her seyimiz var, ber sonınu çözenı nokta üzerinde duruyor, "Biz '2/3 toplumu' veç'in gündemindeki sorunlar, konular. Tabii tatmin arayışı yaygınlaşıyor. Uluslararası da cü arasında belki bir paralellik kurulabilecek riı", diye böbürlenen kimseye rastlamadım. haiine gelme tehlikesini atlatmak istiyoruz, bn bunlara çözürn aranıyor ve aranacak. Ancak yanışmanın önemi giderek daha fazla vurgu olan tsveç tşçi Sendikalan Konfederasyonu Tersine hemen herkes, bundan sonra ortaya çınun için de egitimin ve yeniden eğitimin çok bugünden yarına doğru bakarken tsveç top lanıyor. Eşitliğc ve toplumsal dayanışmaya (LO)nun başekonomisti P.O. Edin, "biz yeni kabilecek sorunlardan, yannın ikilemlerinden ve yeni arayışlardan söz etti bana. önemli olduğuna inanıyonız" diyor. lumunda bunlardan farklı sonmlann, farklı önem veren anlayısla, bireyin rolünün daha teknolojilerin yeni iş aianlan yaratacağına inaGelişmişliğin önemli bir göstergesi de bu Başbakanlığa bağlı Araştırma Koordinas taleplerin ön saflara çıkacağını, belki de be fazla önem kazandığı bir yaşam tarzımn na nıyonız, bu yöndeki gelismeleri destekliyoruz", sıl bağdaştırılacağı tartışılıyor. yon Grubu'nu yöneten Björn von Sydow ise lirleyici olacağını görebiliyorsunuz. derken memurlann ve diğer "beyaz yakaular" galiba. şöyle konusuyor: Bir yandan daha kaliteli ve aniamlı bir ya ın sendikal konfederasyonu TCO'nun ekono'Refah devfeti'nin tüm avantajlarından ya"lsveçliler artık ekonomik büyiimeden ön rarlanan, nerdeyse tüm temel ihtiyaçları kar şam özlemi, diğer yandan dünyadaki hızlı ge misti Stig Tigle de aynı görüşü paylaşıyor, "!» Teknoloji ve sendikalar BlTTİ \aşar Kemal Mitterrand'm özel konuğuydtı Mitterrand'la ilişkim, Î977yılına dayanıyor. Oyıldan sonra ilişkimiz kesilmedi, sıcak bir dostluğa dönüştü. 21 temmuzdaki sabah kahvaltısında da destanroman ilişkisi ve Çukurova üstüne birbuçuk saat konuştu. Sözlü gelenekle yazılı edebiyat da söz konusuydu. CELAL USTER FRANSIZ DEVRİMİ'NİN200. YILI Mitterrand'la kahvaltı Başkan yazık ki halkın içinde değil tribünlerdeydim. Halksokaklan doldurmuştu. Paris adam almıyordu. İğne atsan yere düşmez. Heryer kırmızh beyaz mavi bayraklarla donatılmış, rengârenk. Işıklar şehri Paris bu sefer iyice ışığa batmış. Eyfel, bir ışıltı direği gibi göğe ağmış gitmişti. Törenler ve ışıklar Törenlerde ne ya çıkacağız? Neyle kendimizi olursak... dı: Manjuez, Wiesel, Soyinka. Ye dünyaya tanıtacağız? YAŞAR KEMAL Türkçeye dimiz araçlara bindiriliyor, koruFransız Devrirni'nin 200. yıldö Duyduğumuz kadanyla, gelince, Atatürk'ün bilinçle kendi malar konıyuculuğunda otelden nümü Paris'te görkemli bir biçim Comhnrbaşkanı Mitterrand tara mize, kendi kültürümüze, dilimi toren yerıne her sabah taşınıde kutlandı. Yeryüzünün dört bir fından bir de kahvaltıya çagnldı ze dönüşünden sonra biz yepyeni, yorduk. yöresinden insanlar, kendinden nız. Biraz anlatır mısınız, neter ko zengin, işlenmiş bir şiir, bir des Ama belki de o koşnllarda sonraki birçok düşünce ve eylem nuşuldu kahvaltıda? tan diliyle karşılaştık. Büyük bir daha da rahat izleme olanağı bulakımını derinden etkileraiş olan mussunuzdur... YAŞAR KEMAL Başkan roman ya da küçük bir roman Fransız Devrimi'nin coskusunu YAŞAR KEMAL Görebildiyazdık demiyorum, ama ozgün Mitterrand çağımızın büyük liderParis sokaklarında Fransızlarla lerinden biri olduğu kadar büyük romanımızı dilimizin yapısı, özel ğim kadannı anlatayım. Halk soyeniden paylaştılar. Bu amaçla bir kültür adamıdır da. Kültür ve liği yaratmıştır. Ben sözlü gelene kaklan doldurmuştu. Paris sokakTürkiye"den de birçok kişi gitti Pasanat üstüne birçok kitabı vardır. ği yaşamış bir kişiyim. Sözlü ge lan adam almıyordu. tğne atsan ris'e. Ama bunlardan bir tanesinin Kitaplanndan bir ikisi dilimize de leneğin, sözlü anlatımın birçok yere düşmez. Bir ağırbaşlılık, bir bir özelliği vardı. lnce Memet'in, çevrilmistir. Benim onunla ilişkim olanağı var. Sözlü gelenek ustalan saygı. Bununla birlikte de büyük Ver Oemir Gök Bakır'ın, Ortadi1977'de, onun bir televizyon ko dilimizi inanılmaz bir anlatım dü bir coşku. Devrimin sembolü kırrek'in, Ölmezotu'nun yazan Yaşar nuşmasıyla başlar. Fransız Televiz zeyine, inceliğine ulaştırmışlardır. mızı, beyaz, mavi renkler bütün Kemal, Fransız Devrimi kutlamayonu'nda bir kültür programmda Şimdi elimizde çok fazla yapıt ol Paris'i sarmıştı. Her sey bu renklarına Cumhurbaşkanı Mitterbenden söz etmesiyle. O yıldan madığı söylenebilir. Ama gereğin lerle başlıyor, bu renklerle bitiyorrand'ın özel çağrıhsı olarak katılsonra ilişkimiz kesilmedi ve sıcak ce de var. Dede Korkul destanı, du. Paris'i kiminegöre 1.5, kimidı. Yaşar Kemal, kutlama törenbir dostluğa dönüştü. 21 temmuz masallar, türkülü hikâyeler... Biz ne göre 2.5 milyon insan doldurlerini Nobel Barış Ödülü sahibi daki sabah kahvaltısında ise des yeni bir roman dili kurarken, bir muştu. Konuştuğum gazeteciler, Elie VViesel, Nobel Edebiyat Ödütan roman ilişkisi, benim topra elimiz sözlü gelenekte, büyük an Paris Paris olalı böyle görkemli lü sahibi Gabriel Garcia Marquğım Çukurova üstüne bir buçuk latıcı ustalarda. Dede Korkut'ta, bir kalabalık görmedi dediler. Töez, Nobel Edebiyat ödülü'ne desaate yakın konuştuk. Sözlü gele Köroglu'nda, masallarda. türkü renin kutlandığı iki günde, onca ğer görülen ilk Afrikalı yazar Wonekle yazılı edebiyat da söz ko lerde, bir elimiz de Homeros'lar insanın ayağa kalküğı Paris'te, büle Soyinka, tspanya Kültür Bakatün Fransa'da hiçbir olay nusuydu. da, Stendhal'lerde, Tolsloy'larda olmamış. nı ve ünlü romancı Jorge Sempolmalıydı. Yeni bir roman dünyarun'la birlikte izledi. Destanroman ilişkisi, sözlü Sanınm, tören TV'den de sı kurarken yeryüzünün bütun anve yazılı edebiyatlar dcyince... Siz latım olanaklanndan faydalanma naklen veriMi. Üstelik bütün diin Yaşar Kemal, Devrira kutlanasıl yaklaşıyorsunuz bu ilişkiye? Iıydık. Ne kadar çaba harcarsak ya ülkeleri de yayınladı bunu. malarına Türkiye'den sizden başHerhalde Mitlerrand'la sobbetiharcayalım, ne kadar ve nereden Ama biz burada, TRT Televizyoka kimse çağnlmadı. Bu da polinizde de bunlardan söz ettiniz... öğrenirsek öğrenelim, bir roman nu'ndan izleyemedik.« t tika kalında kırgınlıklara yol açYAŞAR KEMAL Roman bi dilini romancının kişiliği yaralır. . tı. Nasıl yorumluyorsunuz? YAŞAR KEMAL Bütün YAŞAR KEMAL Evet, Bü çimlerini dillerin özellikleri, kisi Yalnız o kişilik kendi diliyle kry dünya televizyonları töreni uydu yük Fransız Devrimi kutlamaları liklerı, yapılan yaratıyor. 19. yüz naşmış, kendi dilinin ıncığını cın aracılığıyla dakikası dakikasına verdi. Büyük Devrim'in 200. yıl na ne yazık ki resmi olarak ben yılda yeni bir Rus romanı doğar cığını bilmiş olacak. törenlerini 700 milyon insan izleden başka çağnlı yoktu. Bunun da ken, Rus romancıları yepyeni ro Yeniden Paris'e dönelim is di. Doğaldır ki, Türkiye bunların türlü sebepleri olsa gerek. Bizden man biçimlerı. içerikleri yaratırbaşka bu kutlamalara kraliıkla yö ken, bu şaşkınlık verici bir olay terseniz. Devrim kutlamalannda dışında kaldı. netilen ülkeler de çağnlmamıştı. dı. Gogol, Puşkin, Dostoyevski, sokaklarda dolaştınız mı? Hani Fransız Devrimi'nden etkitngiltere Başbakanı'yla Japonya Tolstoy gökten düşmemişlerdi. Ye "Yediğin içtiğin senin olsun, görlenmiş olan Namık Kemal'lerin, Başbakanı da doğrudan kutlama ni, hemen hemen hiç işlenmemiş düklerini anlat" derler... Mustafa Kemal'in çocuklan, totörenlerine çağrılmamışlar, 7'ler bir dille roman yazıyorlar, bu taYAŞAR KEMAL Törenler runlan olarak 200. yıl kutlamasıtoplantısı kutlama günlerine denk ze dil kendine özgü romanı, yeni nı TV'den de olsa izlemek hoş geldiği için onlar da kutlamalar biçimler, yeni içeriklerle yaratıyor de yazık ki halkın içinde değil de du. İngiliz, Alman, Fransız roma konuklar arasındaydım. Olanı bi olurdu. Gösterdiği her önemli filda bulunmuşlardı. Bir de diktatörmi makaslaj'an TRT bunu da esirlükle yönetilen ülkeler çağnlma nını da o dillerin özellikleri. yapı teni hep tribünlerden seyretmek zorunda kalıyorduk. Dünyadan 7 gedi bizden. Paris'len dönenler mıştı. Sanatçılar, kültür ve bilim lan yaratmıştı. kadar yazar çağrılmıştı. Bunların anlatıyor, tören epey görkemadamlan bunun dışında. Örneğin, Türk romanına bakacak içinde üç Nobel'li arkadaş da var liymiş. Ispanya'dan Jorge Semprun çağnlmıştı. Ama resmi bir kişi olarak değil, romancı olarak. Törende 30'dan fazla devlet başkanı, bir o kadar da başbakan, ülke temsilcisi vardı. Bizim yöneticilerimizin böyle büyük bir lörene çağrılmamasının sebebi elbette belli. TürkiYılmaz Şipal Tutuklu ve hükümlülerin haklı direnişlerini ye bir gün o sebepleri de aşacaktır. 2000 lira (KDV içinde) destekliyor, 1 Ağustos kanlı genelgesini Peki, kutlamalara Türkiye^ Çağdaş Yaymlan Türkocağı lanetliyoruz. den yönetici düzeyinde kimsenin Cad. 3941 Cağaloğlutstanbul Açlık grevlerinin ve başlayan ölümlerin baş çağnlmamasına gösterilen lepkileri nasıl karşılıyorsunuz? sorumlusu siyasal iktidardır. YAŞAR KElvİAL TepkilerİHD TUNCELİ ŞUBESİ, SAĞLIK VE den birisi de SHP Genel SekreteBELEDJYE ÇALIŞANLARI, YURTSEVERri Deniz Baykal'dan geldi. Baykal DEVRİMCİLER ADINA HASAN DEMİR sözlerine, dünyada Türkiye'nin itibarı sıfır, diye başlıyor ve 200. yıldönümü kutlamalarına bizden SÜRÜCÜ BELGESİ hiçbir ciddi kişi çağnlmadı diyorVERİÜR du. Buna alındım, üzüldüm dersem doğru söylemiş olmam. SHP OKUL Genel Sekreteri de olsa, bu, benim ÜSKÜDAR 343 67 81 Türkiye'deki politikacılardan bekCezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülere karşı uygulanan KOZYATAĞI 362 47 33 lediğim bir davranıştır. Bizim pove insanlık onuru ile bağdaşmayan antidemokratik 1 MALTEPE 352 21 21 litikacılarımız külture, sanata olAğustos Genelgesi'ni kınıyor, tutuklu ve hükümlülerin TARABYA 162 08 18 dum olası sırt çevirmişler, kültühaklı direnışınde yanlarında ojduğumuzu bildiriyoruz. ÇAĞLAYAN 146 88 30 rü, sanatı ciddiye almamışlardır. SHP EMİNÖNÜ İLÇESİ Onların kültürle, sanatla ilişkileYÖNETİM KURULU ri yabanıl bir kabile başkamndan Her düzeyde İngilizce BAŞKAN: SABRİ KjUNÇ daha aşağı düzeydedir. Bir koca sorunlarınızın çözümü için SEKRETER: M. ŞÜKRÜ ENGJN ulusun, Atatürk günleri dışında, gramer ve pratik dersleri ile SAYMAN: AHMET KÜREKLİ daha bir kültür politikası yok. bütünlemelilere ders verilir. SADIK YİĞJT, HASAN FIRAT, HÜSEYİN KAYAKIRAN, Yeryüzüne çıkacağız, kendimizi Tel: 368 42 61 tanıtacağız diyorlar. Neyle dünyaHÜSEYİN KARADAŞ, SADİK AKAY Legkm d'Hooneurlu dörtlü Yaşar Kemal 1984 yılında Legion d'Honneur nişamnı Başkan François Mitterrand'ın elınden almıştı. Aynı törende Yaşar Kemal'le birlikte bu nişar» aian diğer uç ünliı, (soldan sağa) Amenkalı yazar Elie VViesel, ölen Hollandalı belgesel sinema ustası Joris Ivens ve İtalyan yönetmen Federico Fellini. YAŞAR KEMAL Törenlerin görkemini anlatmak için bir şey anlatacağım. Töreni son gece bir baikondan seyrediyorduk. Işıklar şehri Paris bu sefer bir iyice ışığa batmış çıkmıştı. Eyfel, bir ışıktan kuleydi. Bir ışıltı direği gibi göğe ağmış gitmişti. Yapılar, sular, ağaçlar, evler, apartmanlar hep ışığa kesmişti. Büyük, geniş caddelerde geçit törenleri başladı. Mızıkalarla, çalgılarla, davullarla. Davullar, insanlar, çalgılar tepeden tırnağa ışığa kesmişlerdi. Bir ışık selidir caddelerden Concorde Alanı'na akıyordu. Akıp geliyorlar, Concorde Alanı'na yığılıyorlardı. Alan ışıktan kaynıyordu. İnsanlar nasıl bOyle tepeden tırnağa ışıklandırılmışlardı? Bunu merak ettim. Hani pilli el fenerleri var ya, işte o teknikle. Havaifışeklerle gökyüzüne çizilen, gökyüzünde açılan renk renk çiçeklerden, tşıklarla gerilen perdelerden, gökyüzüne ağdınlan sulardan söz etmekle bu görkemi bitiremeyiz. Bu törenler, bu saygı, bu ağırbaşlılık Fransız halkının devrimine sonuna kadar bağlı kalacağının bir anıtı gibiydi. Peki, siz bugün 1789 Fransız Devrimi'ni nasıl değerlendiriyorsunuz? Fransız Devrimi'nin Türkiye'deki etkileri konusunda ne düşünüyorsunuz? YAŞAR KEMAL Fransız Devrimi hakkında konuşmak benim için biraz fazla olur. Ben tarihçi değilim. Bir genellcme yaparsak, Fransız Devrimi kendinden sonra gelen bütün devrimlere analık etmiştir. Ona "Devriınlerin Anası" diyebiliriz. tnsan Hakları Bildirgesi geçerliliğini hâlâ sürdürüyor. Daha sonra yazılan bütün insan haklan bildirgeleri de ondan çıkmıştır. Bize gelince, Fransız Devrimi Osmanlıları da, Cumhuriyeti de çok etkilemiştir. Tarihimize şöyle bir bakarsak, bütün ilerici hareketlerimizin altında onu görürüz. Büyük Sovyet Devrimi ateşini Fransız Devrimi'nden almamış mıdır? Bu aralar herhalde yeni bir şeyler yazıyorsunuz... YAŞAR KEMAL Yazıyorum, ama çok ağır gidiyor. Istaııbul'da geçen 3 küçük roman tasanm var. Birisine başladım, 6 ay önce. Çok çok ağır gidiyor. Belki Istanbul romanı da kendine özgü bir roman dili istiyor. Çukurovanın destan diliyle tstanbul çöplüğünü anlatmak olur mu? Torosun dili Toros gibi, Marmara Denizi'nin dili Marmara Denizi gibi... Doğadaki her öğe kendi anlatım biçimini belki de kendi getirir. Yakınlarda dışanda yayımlanacak yeni kitaplannız var mı? YAŞAR KEMAL Al Göziim Se>re>le Salih adlı romanım bu yıl içinde Fransa'da Gallimard tarafından yayımlanacak. Kale Kapısı ve Kanın Sesi için de Gallimard Yaymevi'yle anlaştım. İkisi de 1991 yılı içinde yayımlanacak. ÇAIJŞAIVLARIN SORULARI SORUNLARI TUNCELI'DEN AÇIKLAMA KAMUOYUNA 1 Ağustos Genelgesi'ne dayanılarak oluşturulan insanlık dışı uygulamaları şiddetle kınıyoruz! Bu uygulamaları ölümleri pahasına proteşto eden MEHMET YALÇINKAYA ve HÜSEYİN HÜSNÜ EROGLU'nu saygıyla anıyoruz. İnsanlık onuru işkenceyi yenecektir. KAMUOYUNA Eskişehir'dekı açlık dırenışmi kırmak için 35. günde yapılan sürgün vahşetı MEHMET YALÇINKAYA ve HUSEYİN EROĞLU arkadaşJarın canını aldı. Açlık grevındeKilere, aılelere karşı takınılan gayri insani uygulamaları kınamak, ölümlerin sorumlularım proteşto etmek, dırenışleri destekıemek ve kaynağını 1 Ağustos Genelgesi'nden alan yeni tertıplerin Bursa Ozel Tip Cezaevi'nde de sergılenmek uzere tezgâhlanmaya çalışıldığını vurgulayarak 4 ağustostan itibaren açlık grevıne başladık. Eylemimizin süresi gelışmelere göre belırlenecektir. Kanlı 1 Ağustos Genelgesı nepımıze kefen olmadan kaldınlmalıdır! Ölümlerin sorumlusu Adalet Bakanı istifa elmelidir! Kamuoyunu yeni ölüm ve sakatlanmaiara seyirci kalmamaya çağırıyoruz' BURSA ÖZEL TİP CEZAEVİ. DEVRİMCİ YOL DAVALARI TUTUKLU VE HÜKÜMLÜLERİ ADINA NURETTİN AZMAN ÖZEL BORA SÜRÜCÜ KURSU KAŞTAN BİR GRUP DEVRİMCİ ADINA NAZMİ ERTUĞRUL, ORHAN GÜNER, KÂMİL KIRCA, ZEKİ KIRDEMİR HALKIMIZA HALKIMIZA Cezaevlerinde insanhk dışı uygulamalara karşı açlık grevlerinde direnenleri destekliyoruz. 1 Ağustos Genelgesi'nin geri çekilmesini ve tüm cezaevlerinde insanlık onuruna yaraşır uygulamaların yürürlüğe konmasını istiyor, açlık grevinde ölen iki arkadaşımızı saygıyla anıyoruz. GÜMÜŞHACIKÖY VE MERZİFON DAN BİR GRUP DEVRİMCİLER ADINA LÜTFİ ÖZPOLAT, ALİ ALICI^ İLHAN YENİLER, DURMUŞ ÖZDEMIROĞLU, KAZIM CERİT KAMUOYUNA Eskişehir Cezaevi'nde başlayan onurlu direnişi destekliyoruz. Onur mücadelesi verenlerin ölume terk edilmesini proteşto etmek ve yaşamlarını yitiren kardeşlerimız MEHMET YALÇINKAYAyı. HÜSEYİN EROĞLU nu anmak için cumartesi günü bir günlük açlık grevi yapıyoruz. Onur mücadelesinde düşenler ölümsüzdür. BAYRAMPAŞA DEVLET HASTANESİ'NDE YATAN SİYASİ TUTUKLULAR ADINA MLSPB DAVASI TUTUKLU: İBRAHİM YİRİK PKK DAVASI TUTUKLU: HÜSEYİN BOZKURT ADLİ TUTUKLULAR ADINA: TURAN KARAKAŞ