Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/IO HAVA DURUMU IVIeteoroloji Gene! Müuürtüğü'nden alınan bilgiye göre; yundun kuzey kesimtefi parçalı tnjlutlu Marmara'nın doğusu Batı ve Orta Karadenız ıle iç Anadokı'nun kuzeybatı lesimlen sağanak ve g * giınılüliı sajjanak ya$ışiı dijef yerler az buhrUu ve açık geçecek. H « « SICAKLI&: Yağış alan yerlerden biraz aalacak Diğer yerterde Gtffc Kızey ve bat yWerten haffl ara sıra orta kuvvene esecek Denyeri ni$ uzaHıfli 1015 km yaflış anında 58 km. dolayinda olacak. misJe ricgar; Karadene, Marmara ve van Gölü nöe hava; az bulutiu ve açık geçecek. Rüzgar defiişik Kuzey Egette yıkJcdan güney Ege ve yönlerden hafit otarak esecek, Göl hafif çırpıntılı, göriış uzaMıgı Akdeniz'de fluntetısı ve lodostan 35 1015 km. dolayinda bulunacak. kuvveSnde saatte 1021 denizmil h2la esecek. DENİZ: Mutedil dalgalı tahtnini dalga yukseldiği 0 5 1 3 m. gö&*> A B A A A Y A 3e°24°Oiyartafcr 29°W°Edîme 38°23°Erancan 33° 16° Erajrum 31° 12° Esldşetıır 33° 18° Gaaantep 35°54°Giresun 3 AĞUSTOS 1989 TÜRKIYE'DE BUGÜN A 34° 19° A 38° 23° A 32° 26° A 34° 19° A 34° 17° B 32° 15° Y 27° 19° B 28° 19° A 34° 24° Gümüşhane B ş Y Z7°2O° 8°1Hiri A 33» 21° Samsun B 28°16°Hakkiri A 39° 26° 34» 16° Sıirt A 36° 18° Isparta Y 28°20° Z7°18°Sinop B 30° 15° jstanbuf B 32° 16° 33°20°Sıvas B 30° 16° izmir B 28°20° 28° 11° TekinlaO A 33° 19° Kare B 28° 19° A 32° 16° Kasömonu Y 29° 14° Trabmn A 35° 20° 33° 15° Tuncel Y 30° 15° Kayseri A 34° 17° 30° 19° Uşak B 31° 16° Kırtdaıe* A 31° 18° 33°18°Van B 29°20°Konya 8 32° 17° 32°17°Y02Bal Y 32° M° Kütslya 34° 23° Zbnguldak Y 26° 19 A 35°20°Mafatya 41» 24° Manisa 30° 19° K.Maraş 34°18°Meren 32° 10° Mu0b 31°16°Muş 38° 24° NİOde 28° 20° Orttı rv, OŞIO f(Helsinki [ ] Q J DÜNYA'DA BUGÜN AmSIBfdaiTl B 22° Amman A 36° A 32» AHna A 42° Barcelona A 32° B 25° BasH Betgrad Y 24° Berfen Y 20° Bonn Y 19° BrukstH B 23° BudapesS Y 21° Cenevre B 24° Cezayır A 38° CüMte A 44° Outayi A 43° Franki ırt Y 20° ,Sme A 34° Httsnto Y 22° Kahire A 32° Kopenhag B 21° Kö* Y 20° Lefkoşa A 35° leranorad ÜKiöta Midnd Montreal Moskova Munh Osto Paris Rlyad Roma Solya Şam lünus y 23° B 24° A 36° A 29° A 28" B 28° Y21» A W B 22° B 24° Y A A V A A A y A B 22° 43° 30° 26° 41° 30° 28° 22° 30° 20° MUSTAFA EKMEKÇİ Özker Ûzgür Anlaüyor3 ANKARA NOTLARI Türkiya, BeşOn Generalden İbaret Değil!.. önentf bir değişüdik olmayacak. RÜZ Bdu Bursa A acı> B OutuOu K lart S sst Kahire • vjyaru VlbshingtonA 19° Zürih B 24° BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Antoloji. 2/ Bir yüzey ölçüsü birimi... V'urgun yiyen bir dalgıcın iyileşebilmesi için, tekrar indirilmesi gereken aynı su derinliği. 3/ Bir hükümdarın yönetimi altındaki halk... Oy. 4/ Bebeklere iç çama$ın olarak giydirilen giysi. 5/ Psikanaliz dilinde kişinin öz benliği... Istenç. 6/ İnsanın yaradılış özelliği... Paix>la. 7/ tterbiyum elementinin simgesi.. tnanmış, kanmış. 8/ Dövülmüş sarmısak, yumurta sansı ve ze>tinyağından oluşan soğuk sos... Ayırma işareti olarak kullamlan eğik çizgi. 9/ Tiirk müziğinde bir makam. Yl/KARIDAN AŞAĞIVA: 1/ Güzel kokulu çiçekleri olan bir sıcak bölge ağacı. 2/ Yapay reçine verniği ve tutkalı üretiminde kullamlan billursu toz... Denizcilikte ana direklerin üstlerinde bulunan serenlere verilen ad. 3/ Havada beşte dört oranında bulunan element... Müstahkem yer. 4/ Osmanlılar'da Tunus ve Cezayir beylerine verilen ad... tzmir'in bir ilçesi. 5/ Kendisini beğenmiş kimseler için kullamlan bir alay sözü... Nişan. 6/ Nazi partisinin askeri polis örgütü... Uzak. 7/ Göçebe bir kuş... Yünden dövülerek yapılan kabn ve kaba kumaş. 8/ Arapça birinci tekil kişi adılı... Lib>a'nın para birimi. 9/ Yüzü yay biçiminde bir çeşit keser. Emekli Tümgeneral Süleyman Tuncer'in Org. Bedrettin DemireVin "Kıbns'a Nasıl Çıktık" dizisine ilişkin açıklaması 'Isim kanşıkhğı yok' Kıbns'a Nasıl Çıktık? Org. Bedrettin Demirel'in "Kıbns'a Nasıl Çıktık" dizisine ilişkin olarak emekli Tümgeneral Süieyman Tuncer'in gazetemize gönderdiği açıklamayı okuyucularımıza sunuycruz: Cumhuriyet Gazetesi'nde 17 Temmuz 1989 tarihinden itibaren yayımlanmakta olan Orgeneral Demirel'in anıları dizisinde; Demirel Paşa'ya göre; General Süleyman Tuncer bir isim benzerliği nedeniyle Kıbns'a gidiyordu. "Tuğgeneral Söleyman Tuncer iie Tuğgeneral Süleyman Eyüboğlu'nun isim benzerliği dolayısıyla bir yanhşlık olmuştur. Tuğgeneral Eyüboğlu daha önce Kıbns'ta bulunmuş ve bu sebeple Çakmak Tugayı'nın başında bulunması emredilmiş ise de yanlışiıkia yerine General Tuncer atannuştır" diye yazılmışl Demirel Paşa bu hususta hilafı hakikat beyanda bulunmuştur. Bunun sebebi de gazetenizdeki hatıraları okudukça anladım ki şudur: "Çakmak Özel Görev Kuvveti teşkilinde 39.uncu Tiiraen Komutaıu Muavini General Sn. Borataş dururken benim komutao olarak seçilmem ve atanmam" bir kırgınlık doğurmus ve benden hınç almak, beni kötülemek, küçömsemek için bu beyanda bulunulmuştur. Tuğgeneral Süleyman Tuncer'in Çakmak Anfibi Özel Görev Kuvveti Komutanı olarak atanması kanaatimce şöyle olmuştur: K.K.K.'ı Orgeneral Sn. Ejref Akına bir taraftan benim atanmam için kendi karargâhına emir vermişler, diğer taraftan Birinci Ordu Komutanı Orgeneral Sn. Hnseyin Dogan Özgöçmen'e telefonJa Ankara'ya K.K.K.'na gönderilmemi bildirnıişler. Ben o sıralarda Birinci Ordu Harekat Kurmay Yar. Başkanı idim. 17 Temmuz 1974 günü Orgeneral Sn. özgöçmen ile birlikte Birinci Ordu Hava Alayı helikopterlerini tkinci Ordu emrine sevk etmek üzere Tuzîa'ya gittik. Birinci kafileyi gönderdikten sonra hangarın bir köşesinde Sn. Ordu Komutanım "Herhangi bir şey geldi mi kulağına" diye bana sordular. Ben de "Hayır" diye cevap verdim. Hakikaten de biçbir şeyden haberim yoktu. " ö y l e ise K.K.K.ı size Kıbns'ta Ugiii bir vanlt verecekler" dediler. Ben de "Emrederler" dedim. Öğle yemeği sırasında Sn. Ordu Komutamıu K.K.K.'ı telefontı aradılar. Benim Ankara'ya uçakla gönderilmerni istemişler. "Haydi hazırlığını yap Ankara'ya askeri uçakla gideceksin" diye emir buyurdular. Uzatmayalım, ben bemen hazırliğımj yaptım. Eşim ve çocukJarımla vedalaştım ve uçakla Ankara'ya K.K.K.'a gittim. K.K.K.'ı Orgeneral Sn. Eşref Akıncı beni görünce "Nerde kaldın, çabok git Harekât Başkanlığı'nda seni oryante etsinler" diye emir buyurdular. Ben de "Emrinizi aidım, hemen geldim" dedim. K.K.K.'ı Org. Bedrettin Demirel'in amlart daha önce ben Kmkkale'de 61'inci Alay Komutanı iken 4'üncü Kolordu Komutanı olarak benim komutanlığımı yaptılar. Beni oradan yakınen tanırlar. Tuğgeneral Sn. Eyüboğlu da o günlerde K.K.K.'da görev yaprnakta idi. Bir orgeneral emir ve komutasındaki generalleri tanımaz mı ki isim benzerliği ile bir yaniışlık yapsın. Benim de kulağıma geldiğine göre Orgeneral Sn. Eşref Akıncı benim atanmamı emredince Personel Başkanı, emredersiniz deyip yanlanndan aynlıp makamına gidince düşünmüş: Tuğgeneral Süleyman Tuncer daha önce Kıbns'ta bulunmadı, herhangi bir görev almadı, bunda bir yaniışlık olmasın, daha önce barış zamanında Kıbns'ta görev yapmış olan Tuğgeneral Sn. Süleyman Eyüboğlu'nu mu kastettiklerini Sn. K.K.K.'a tekrar giderek sormuş. Sn. K.K.K.'nı da yaniışlık olmadığını söyleyerek Birinci Ordu Harekât Kurmay Yar. Başkanı Tuğgeneral Süleyman Tuncer'in Çakmak Anfibi Özel Görev Kuvveti Komutanı olarak atanmasını yapın diye emir vermişler. Orgeneral Sn. Hüseyin Özgöçmen'in K.K.K.'nının ikinci emirlerini beklemesinin sebebini şimdi daha iyi anlayabiliyorum. Hem Tuğgeneral Süleyman Tuncer ile Tuğgeneral Sn. Süleyman Eyüboğlu'nun soyadlan da adları gibi birbirlerinin aym veya benzeri değildir ki yaniışlık yapılmış olsun. şamı Mersin'de Deniz Çıkarma Birliği Karargâhı'nda harita ve hava fotoğraflarırun incelenmesi ve eldeki mevcut istihbarata göre yapıldı. O çalışmada bizzat ben de vardun. Üst komutanlığın bu bölgeyi seçmesinin sebebi ise şudur: Yılan Adası tarafeyninden çıkıhnca hemen karşıda güneyde Türklerin elinde bulunan Zeytinlik Köyü ve onun da güneyinde yine Türk mücahitlerin elinde bulunan Senthiloryan Kalesi ve daha güneyde Kıbns Türk Mukavemet Teşkilatı'nın karargâhınm bulunduğu Boğaz bölgesine el atılmış ve kıyı başı ile hava başı büieşmiş olacaktır. Eğer çıkarma Girne'nin hemen batısında Yılan Adası tarafeyninden yapılmış olsa idi bir defa düşmanın en kuvvetli olduğu yere çarpılmış olunurdu. Çünkü sonradan da gördüğüm, burada tahkimat ve koruganlar ile Rum kışlası mevcut idi. Bir başka husus da çıkarma başanlı olsa dahi, çok dar bir sahada sıkışıp kalınmış olacaktı. Yine de çıkarma yeri seçimine Yılan Adası tarafeyninden baslanıldı. Hava fotoğraflanna göre çıkarma gemilerinin yanaşıp kapak atacakları yerlerde sivri sivri kayalar görülmekte ve kıyı tanksavar koruganlan ile konınmakta idi. Daha batıdaki Ayayorgi bölgesi de gemilerin yanaşmasma elverişli olmadığı ve kuvvetli tutulmuş olması sebebiyle tercih edilmedi. Daha da batıdaki Platani Plajı'na gelindiğinde burada saçu ve bavan ateşlerini toplamaya başlamıştı ve böylece Ellinci Piyade Alayı Muharebe Gnıbu kıyıya plansız bir şekilde çıkmaya mecbur kalmıştı" deniliyor. 20 Temmuz 1974 sabahı oradaki, yani Çıkarma Plajı'ndaki olaylan Sn. Demirel yaşamadı. Ben ve benimle birlikte çıkan komutan ve erler yaşadı. Daha önce de söylediğim gibi Çakmak Tugay ilk dalgasından son dalgasında kadar şiddetli düşman ateşi altında karaya çıkmıştır. Sn. Demirel'in dedikleri gibi "Çakmak Tugayı karaya çıkıp saplamp kalraamışar", ilerlemiş, yeterli sahayı ele geçirmiş ve Komando Tugayı ile Zeytinlik Köyü civannda birleşmeyi geTçekleştirmiş, görevini yapmıştır. Dümenci neferinden en büyük komutamna kadar herkes görevini yapmış olmarun vicdan huzuru içindedir. 18 Temmuz 1974 öğleden sonra Adana'da Kolordu Karargâhı'nda verilen birifingde ben Çakmak Görev Kuvveti'nin muhabere irtibatının olmadığını söyledim. Komutanlar birbirlerine baktılar ve sonunda, "Harekât emrim'n 5'inci maddesinde var" denildi. Ben de "Muhabere birliği mevcol olmayan bir birliğin mnhabere irtibatı nasıl olur?" dedim. Onun üzerine "EUinci Piyade Alayı Muharebe Gntbu'nan muharebe timinden istifade edersin" denildi. Bunu niye anlatıyorum. Çünkü deniliyor ki Çakmak Tugayı'ndan haber alınamadı. Evet hiçbir raporumuzu ve hatta Ellinci Piyade Alay Komutanı'nın ve arkadaslannın şehadet haberini dahi kolorduya ve de orduya bildiremedik. Çünkü Sn. Demirel'in de dediği gibi benimle çıkan 39'uncu Tümen birlikleri, muharebe sahasında lüzumlu olanj değil lüzumsuz olan şeyleri de getirmişlerdir. Muharebede her şey olabilir. Alay komutanı değil ben de şehit olabilirdim. Bu demek değildir ki alay ve tugay başsız kalsın. Hemen en kıdemli olan şehit olamn yerine geçer. Onun için iki kurmay subay, bir piyade, bir ordu donatım, bir de personel subayından ibaret olan karargâhtan en kıdemli olan Piyade Yarbay Ali Yünel'i 50'nci Piyade Alay Komutanlığı'na verdim. Girne istikametinde taarruza devam etti. 3. gün 39. Tümen çıkarken sahilde kendilerini ben karşıladım. Düşmanın hiçbir ateş tesiri yoktu. Tank Üstteğraen Yaruz Soknlltı kıyıda vurularak şehit oldu deniliyor. Benim bildiğime göre Üstteğmen Yavuz Sokullu muharebe heyecanı ile kendi üzerindeki taarnız el bombasıru yanlışiıkia patlattı ve şehit oldu. Esasen 39'uncu Tümen çıkınca plan gereği durmadan ve topluluk yapmadan GirneBoğaz istikametinde ilerlemesi gerekirken plajın üst kısrrunda bir yığılma oldu. 6 0 YIL ONCE Cumhuriyei Trakyodaki meyvolann nakli 3 AĞUSTOS 1929 Bu sene sebze ile meyva bilhassa memleketimizin her tarafmda mebzulen yetişmiştir. Her sene ishitsalatımızda olduğu gibi vesaiti nakliye ücretlerinin fazlahğı bunlann ihtiyaç hasıl olan mahallere sevkine engel teşkil etmektedir. Bu yüzden toplancuann mahallerinde verdikleri fiatlarla vesaiti nakliye fıatları arasında büyük bir nispetsizlik olduğundan bir çok meyvalar sevkeditememiştir. Ezcümle Trakya ve havalisi mahsulatından bir çoğu tren hattı boyunca çürümeye terkedilmiştir. Şark demiryolları idaresi bunu nazan dikkate alarak ve Istanbul halkımn menfaaıini gözatarak derhal çok tenzilatlı bir tarife ile • hususi tren tahrikini depriş etmiştir. Aynca bu cihetm tacilini rica etthek üzere Trakyalılardan mürekkep bir heyet te şehrimize gelmiştir. Şark demiryolları idaresinin zaman ve ihtiyaca göre tedabir almast cidden mucibi memnuniyettir. Diğer taraftan bu mahsulattan bir çoğunun Almanyaya ihracı da tekerrilr etmiştir. Bu sene Atmanyada meyvalanmıza rağbet pek fazladır. r i l i l l TEIliKEJilJf I igiIOLMll gtHa Kiuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti, Cumhuriyetçi Türk Partisi Başkanı Özker Özgür, görüşlerini açıklamayı sürdurüyor. Çok sessiz, sakin bir adam. Şöyle diyor: ...Türkiye'de yeni yeni aydın kamuoyuna ulaşmaya çalışıyoruz... Kıbrıs'tan ayrılan Kıbrıslılar nereye gidiyorlar? İngiltere, Kanada, Avustralya'ya gidiyorlar. Türkiye'ye gelmiyorlar? Gelmiyorlar... Bulgarıstan'dakiler geliyorlar da, onlar niye gelmiyorlar? Eee, işte, nüfus politikasına aykırı yani, "Eğer kapıları açarsak, Kıbns'ta hiç Türk kalmayabılir" gerekçesiyle... Bulgaristan'da Türk kalmayacak bu sefer? Denktaş, Bu\garistan'dan gelenleri almak istiyordu... Eee, işte... Denktaş'ın amacı, görüşmeleri yokuşa sürmek... Yani, Bulgaristan'dan gelen Türklen çok sevdiğınden değil. "Bulgaristan'dan Türk getirirse, Rumlar kızar, gbruşme masasını terkeder, ben de bu isten kurtulurum" der. Kim der? Denktaş! Adamın amacı barış değil. Kıbns'a ilk yerleştirme nasıl oldu? Önce emekli askerler, daha çok tutucu kesimden. MHP'li filan? MHP'li, MSPIi, dinsel şeyi ağır basan. Kadınlar, başlarını filan örtüyorlar mı? Köylüdur bunlar daha çok: Kırsal kesimden insan ve seçimlerde filan elçilik mensupları onlara gidiyor, diyor ki: "Falan partiye oy vereceksiniz!" Bunları yaşıyoruz... Başından beri, zaten Kıbrıs'taki teşkilatı da sanıyorum ki "Özel Harp Dairesi" kurdurdu. Amblemi bozkurt! Öyle mi? TMT'nin (Türk Mukavemet Teşkilatı)? (Bir ses) Nurettin Ersin, cumhurbaşkanı seçimine mudahale etti resmen! Siz yaşadınız mı baskıları? Nasıl oldu? 81 'de geidiydi ilk, bizi topladı, yani parti başkanlarını, parti yöneticilerini Kolordu Karargâhı'nda topladı, şöyfe bir gözdağı verdi, falan... İşte, bize "Geçerli ıdeoloji Atatürkçülüktür, onun dışında ideoloji kabul etmeyiz" falan, filan... Bir de 85'te geldi. 85 seçimlerinde de geldi, işte Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti ilan edildikten sonra, 82 Anayasası baz alınarak yeni bir anayasa yapıldı, 40 kişilik Meclise 30 kişi atandı Denktaş tarafından, yani buradaki danışma meclisine benzer bir Meclis oluşturuldu Ve bu gidişata karşı çıkan biz, bugün yoğun saldırı altındayız. Türklüğe karşı, anavatana karşı insanlar olarak takdim ediliyoruz. Fakat biz deriz ki, Türkiye kontrgerılla değildir, Türkiye Anavatan Partisi değildir, Türkiye beşon generalden ibaret değildir. Türkiye halkı vardır, işçi sınıfı vardır, emekçi katmanlar vardır, Türkiye'nin yurtsever aydınları vardır. \Je Türkiye denince biz bunları anlıyoruz. Kontrgerillayı, ANAP'ı anlamıyoruz. Meramımızı Türkiye halkına, Türkiye'nin yurtsever aydınlarına anlatmaya çalışıyoruz. Ve barış savaşımının evrensel olduğuna inanıyoruz... Ne tür baskı gelirse gelsin, bu doğrultuda savaşım vermekte de kararlıyız. Kim ne derse desin, bu böytedir. Çünkü göz göre göre Kıbns Türkü eriyor, tükeniyor gidiyor ve Kıbrıs'ın kendisi bağımsız bir ülke olmaktan çıkıyor giderek. Kıbns bizim ülkemizdir, yurdumuzdur, Kıbns yurtseverleri olarak bu savaşımı sürdürmek durumundayız. Buna mecburuz. Kendi ülkemizdir... Türk basınınöa sizin bu yaklaşımınıza yakın yorumlar var mı? Eee, şimdiye kadar resmi politika savunulageldi. Anlatmaya çalıştığım odur zaten; bir resmi politika var; bağımsız, bağlantısız, iki kesimli. federal bir Kıbns, falan... O sürekli savunulmuş, amaonun gerisinde, söylenmeyen, açıklanmayan ve olmakta olan bir durum var. Onu kimse görmek istemiyor. Onu biz göstermeye çalışıyoruz. Kimse görmüyor mu? Görmek istemiyor. Ve Mümtaz Soysal'a bakacak olursanız iki tarafın anlaşmasına kesinlikle olanak yoktur. Nasıl bir sol felsefeyi benimsemiş profesördür ben onu anlayamıyorum. Çünkü Sayın Soysal. Türk ve Rum toplumlarının anlaşabileceklerine kesinlikle inanmıyor. Bizans imparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu kavgasının devam ettiğine inanıyor. Bunun böyle devam edeceğine inanıyor. Ve bu kavganın bitmeyeceğinin, Kıbns'ta ve Anadolu'da yeni kuşaklara anlatılması ve benimsetilmesi gerektiğini söylüyor. Yani sürekli kavga olacak, bu kavga bitmeyecek! Kim istiyor bunu? Mümtaz Soysal! Mümtaz Soysal böyle yazıyor; Milfiyet'teki köşesinde yazıyor bunları. "Kavga bitmeyecektir!" diyor... IJKI.EDİYELERİMİZK Çakmak Tuguyt Komutant: Emekii Tümgeneral Süleyman TUncer'e göre, Çakmak Tugayı Komutanhğı'na atanması Org. Bedrettin Demirel'in iddia ettiği gibi bir isim kanşıkhğı sonucu değil. Org. Demirel'in yorumunu kasıtlı bulan Süleyman TUncer, atamanın KK Komutanı Org. Eşref Akıncı tarafından özellikle yapıldığım belirtiyor. Tuğgeneral Sn. Süleyman Eyüboğlu 18 ve 19 Temmuz 1974 günleri Adana ve Mersin'de idi ve Ordu Komutanı Orgeneral Sn. Suat Aktulga beni yanaklarundan öperek Ertuğrul Harp Gemisi'ne bindirirken dahi, bir yaniışlık olsa orada beni gemiye bindirmez, Tuğgeneral Sn. Süleyman Eyüboğlu'nu gönderirlerdi. Benim Çakmak Anfibi Özel Görev Kuvveti Komutanlığj'na atanmamı emreden Orgeneral Sn. Eşref Akıncı, Ankara'da, atanmamı yapan Personel Başkanı Emekli Tümgeneral Sami Oytuo (Halen Giresun Valisi) hayattadırlar. Herhalde General Demirel'in hangi duygularla hatıratında bu konuyu ele aldığını bilmektedirler. General Bedrettin Demirel'in hatıratında "Çıkarma Plajı'nın yeri henuz bilinmiyordu" deniliyor. Kanımca Sn. Bedrettin Demirel'in haziran 1974 sonlan ve temmuz 1974 başiarında gönderilen yeni Kıbns Banş Harekât Planı'ndan haberi yoktu. Yeni gönderilen Kıbns Banş Harekât Planı'nda; "Çıkarma Girne'nin batısında Yılan Adası ile Karava arasına yapılacak, Girne'nin doğusuna ve Girne'ye özellikle çıkılmayacak" diye yazılıdır. Bu bölge içinde çıkarma yeri veya yerlerinin seçimi ise çıkarma yapacak kara birliği ile deniz çıkarma birliğinin müştereken kararlajtırmalan ile yapılır. Bu çahşma da 18 Temmuz 1974 günü akdece bir makineli tüfek yuvası bulunduğu soylendi. Zaten daha batısı da Karava idi. Bize çıkarma için verilen bölgenin batı sının oluyordu. Platani Plajı'na çıkmağa müttefiken karar verdik. Ben " A n kovanına çıkar gibi bir yerden çıkmak düşman ateşlerini üzerimize toplar onun için dataa başka yerlerden de çıkamaz mıyız" diye sorunca denizciler "Daba başka yerlere dağılamayız" dediler. Velhasılı çıkarma yeri de böylece seçilmiş oldu. General Bedrettin Demirel'in hatıratında "Mersin'den ngnrianan Çakmak Tugayı önce Karpuzburnu yönünde bir rota izieyip sonra Girne kıyılanna döndü. Konvoyun bu şaşırtma hareketi Rura birliklerini şaşırtn. Tiirk çıkarma birliklerinin ilk dalgasını ateşle karşılayamamıştı" deniliyor. Sn. Demirel bunda da yanılıyor. Çakmak Tugayı doğruca Çıkarma Plajı istikametinde yol aldı. Karpuzburnu istikametinde Denizcilik Bankası'nın Truva isimli yolcu gemisi boş olarak sevk edildi. Çakmak Tugayı'nın ilk dalgası da, son dalgası da şiddetli bir düşman ateşi altında karaya çıktı. İlk çıkan Deniz Piyade Alay Komutanlığı'nın tkinci Tabur Komutanı Yarbay Tahsin hangi suretle yaralandı acaba? 4 deniz subayı ve 2 deniz astsubayı neden şehit oldular? Yine, "Ancak düşman üçiincü dalgadan sonra kıyı başında top 3 0 YEL ONCE Cumhuriyet Cezayirlilerih açlık grevi 3 AĞUSTOS 1959 Fransada muhtelif hapishanelerde bulunan milliyetçi Cezayirli mahkumların grevi dün sona ermiştir. Milliyetçi mahkumlar muhafızlann kendilerine fena muamele etmeleri dolayısile 16 gün evvel açlık grevine başlamışlardı. Fransız makamları 1.500 kadar mahkumun greve katıldığını bildirmişlerdir. Cezayirli mahkumlann avukatları ise greve katılanlarm miktanmrt 5.000 civarında oiduğunu ileri sürmektedirler. Fransa sahillerinde bir adada hapiste bulunan tamnmış Cezayirli milliyetçi lider Ben Bella'mn avukatı bayan Benevillar Cezayirli mahkumlann avukatları ile Fransız Adliye Bakanlığı temsilcileri arasında dün öğleden sonra cereyan eden görüşmelerde bir anlaşmaya varıldığını ve bunun Ozerine mahkumlann greve son verdiklerini söylemiştir. Adliye Bakanlığı temsilcileri, milliyetçi siyasi mahkum muemelesi yapılmasını, milletlerarası Kızılhaç teşkilatından yardım görmelerini ve haftada üç gün gazete okumalarım kabul etmiştir. Milliyetçi mahkumlann ekserisi grev neticesinde çok zayıf düşmüşler, hatta bazıları hastaneye kaldınlmıştır. VEFAT RIDVANÇAM Görev başında, görevi uğruna... 03.04.1964 28.07.1989 T. HALK BANKASI A.Ş. MÜFETTÎŞLERİ BİRLEŞME VE DAYANIŞMA DERNEĞİ Atom ftreleri ne olacak? 1957 yılında 300 atom gemisinden mürekkep bir milletlerarası donanma kurulacak. Bunun için Amerikan Araştırmalar Mitli Konseyi ve bir çok Denizcilik müesseseleri insanlarla balıklan radyoaktiviteye karşı koruma çareleri aramaktadırlar. Şimdiden hazırlanan bir raporla radyoaktif firelerin limanlarda denize bosaltılması yasak ediimiştir. Gemiler kıyılardan en az dört kilometre açılmadıkça bunu yapamayacaklardır. Bütün atom gemilerinde limanda durduklan müddetçe mayi halindeki fıreleri muhafaza edebilecek depolar bulunacak ve ancak kara sularından uzaklaştıkıan sonra bunlâr denize dökülecektir. ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN Oodokuz Mayıs Üniversiıesi Fen Bilimleri EnstiıüsD'nün ajajıda belinilen anabilim dallanna 1989i99Od£reti(n yılı k>ş yanyıhnda sınavla yüksek lisans ve doktora öğrencisi alınacaktır. A.NABİLİM DALI VÜKSEK LİSANS DOKTORA Fizik 8 5 Kimya 10 8 Biyoloji 7 2 Maıematik 6 2 Çevre Muhendıslı^i 6 fsıaüslik 6 Tarla Bilkileri 4 4 Bahçe Bitkiieri 2 2 Zootekni 4 1 Tarım Ürünleri Tcknolojisi 4 Su Ürünleri 4 Tanmsal Mekani?asyan 2 Biıki Koruma 2 Toprak I ADAY KAVDI İÇİN GEREKLİ BELCELER VCKSEK I.İSANS İÇİN: a) Adayın Yüksek Lisans oğrenınımı görmek isledjjî anabilim dalını bclirıeceği bir dilckvi'. b> Lisans diploması, çıkış belgesi veya bunlann noıerden onaylı örncği, c) Lisans öğrenimine aıt Iranskripı, d) Onaylı nüfus cüzdanı örneği, e) 4.5 x 6 boyuiunda 2 adei Totoğraf. DOKTORA İÇİN: a) Adayın doktora ögrenimini görmek isıcdiği anabilim dalını ve sınava girmck isıedigi yabana dilini b<.lirıa.v£i bir dilckçe, b) Yiiksek lisans diploması, (ikış belgcsi veya bunlann noıerden onaylı örneği, c) Yüksek lisans ve lisans öğrcnimıne ail Iranskripı, â) Onaylı nilfus cüzdanı örnefi, e) 4,5 x 6 boyutunda 2 adeı fotoğral. BAŞVURL1 hıekli adayların 15 Eylül 1989 Cuma gunü mesai biıiminc kadar gcrcili bclgclcrlc birlikıe Fen Bilimleri UnMiıUsU Müdürlıığü'ne bajvurmalan gcrckmckıcdir. BAŞVURU ADRESİ: Ondokuz Mayıs Üniversilesi Fen Bilimleri Enslilusü. Kurupelil/SAMSUN SINAV PROTİRAMI: Dokıora Yabancı Dil Sınan 1S Eylül I98V Pa/arlcsigiinü saa( 14.W(e, Dokıora ve Vükscl Lisans giriş Bilim Sınavı 19 Eyliil I98V Salı guntı saal 14.00'le I'enEdcbiyal I akullcıindc yapılacakıır. Basın 27(W2 GEÇEN YEL BUGUN Cumhuriyet Ankara baskıya karşı 3 AĞUSTOS 1988 BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar, Körgez Savaşı'nm sona erdirilmesi için Iran ve lrak Dışisleri Bakanlan ile New York'taki temaslarmı sürdürtirken, Türkiye'nin ateşkes sağlanmasmdaki rolünü doğrudan savaşan taraflar nezdinde değil, genel sekreterin gayretleri çerçevesinde yühiteceği bildirildi. Ankara'ntn iki ülkeye olan coğrafi yakınlığı ve savaşta güttüğü tarafsızlık politikası nedeniyle genel sekreterin simgelediği "uluslararası gayretler" kapsammda yine de önemli bir konumu olduğu kaydediliyor. Öte yandan Ankara'nın 8 yılda savaş konusunda yürüttüğü tarafsız politikayı bundan böyle de sürdüreceği ve bu nedenle her iki taraftan gelecek olan "karşı tarafa baskı yapan" şeklindeki telkinleri "hoş karşılamadığı" gözleniyor. Bu arada, tran Başbakanı Siyasi tşler Yardımcısı Ali Reza Muayyeri, Ankara'daki temaslarmı tamamyalarak, savaşta tarafsız kalmış olan ülkeleri kapsayan gezi turunun geri kalan bölümünü gerçekleştirmek için Türkiye'den ayrıldı. Bir de rütbe sökme işinden bahsediliyor. Bu da denildiğı gibi Korgeneral Nurettin Ersio tarafından emredilmedi. 3. gün 39'uncu Tümen kıyıya çıkıp Sn. Demirel benden izahat alırken rütbelerimizi sökelinı düşman rütbeli olduğumuzu anlamasın dediler ve rütbe sökme işi de böyle oldu. Saatler geçtikten sonra 39. Tümen'i GirneBoğaz istikametine sevk edebildik. Daha sonra bu yığılmanın zararını biz çektik. Tabii Beşparmak Dağlan'ıun Çıkarma Plajı'na hâkim tepelerindeki düşman, bizim üzerimize ateş planlamış. Aniden düşman havan ateşine maruz kaldık. Düşmanın bir mermisi benimle Harekât Subayım Kurmay Binbaşı Temuçin Kocyiğit'in arasına düştü. Kurmay Binbaşı Temuçin gözetleme yerinde bir çukurun içinde idi. Ben de karargâhtan gözetleme yerine gidiyordum. Aramızda 200 m. kadar mesafe vardı. Ben hemen yanımdaki binaya sığmdım. Takriben yanm saat kadar sonra düşman ateşi kesildi. Bizim kobra takımımız ile ilk gün düşman tanklannı vuran geri tepmesiz topumuz ve mürettebatı saf dışı kalmış ve şehit olmuştu. Sn. Bedrettin Demirel'in hatıratından anlaşildığına göre üst komutanlar yanlış iş tutmuşlar. Bu kadar birlik ve kişiler yerine iş biien, cesur Bedrettin Demirel'i bu işe görevlendirseler kâfı olacaktı. Sn. Bedrettin Demirel'in hayal ettikleri ve bazı talimname maddeleri ile kaleme aldığı hatıratını asker kişiler daha iyi anlar, bilir ve okumuşlarsa takdir etnıişlerdir. NETİCE OLARAK: 1974 temmuzunda başlayan Kıbns Barış Harekâtı'na katılan , dümenci neferinden en büyük komutamna kadar herkes görevini başarı ile yapmıştır. Arz ederim. KAMUOYUNA 12 Eylül hukuku ile haksız yere mahkum edilen bizier, Eskişehir E Tipi Cezaevi'nde ölüm sınırına varmış açlık grevini desteklemek ve cezaevlerindeki baskı ve işkenceleri protesto etmek için daha önce 2425 temmuzda yaptığımız açlık grevine ek olarak yarından itibaren yeniden açlık grevine başlıyoruz. İnsan olmanın onurunu taşıyan herkesi cezaevlerindeki 1 Ağustos Genelgesi'nden de kaynaklanan baskı ve ölüm tehditleri karşısında sessiz kalmamaya çaöınyoruz. BARTIN ÖZEL TİP CEZAEVİ SIYASİ TUTUKLULARI ADINA. CEZAEVİ TEMSİLCİLERİ: HASAN ŞENSOY, ALAADDİN İ VURAL GUNGOR VE AHMET KAYA HALKIMIZA Eskişehir Cezaevi'nde 37. gününü dolduran haklı ve onurlu direnişi destekliyor, halkımızı bu insanlara destek vermeye çağırıyoruz. DENİZLİDEN CENGİZ SÜZÜK, OSMAN ÖLMEZOĞLU, HAKAN VURAL, ÖZCAN ÇELİK, YILDIRIM AYCAN, FATMA DEDA, ŞAKİR KAYAK, SÜLEYMAN KİRAZ, EROL MERSİN, VELİ YILDIRIM, RAMAZAN TEKTAŞ, MÜNEVVER KARCI, SERDAR SAYGIN, ELİF MEHAN, NURSEL OZANER, İLKER ELMAS, DERVİŞ ERTUĞRUL, SALİH BASMACI, LERZAN SÜZÜK, NİYAZİ OĞUZLAR, SELAHATTİN KOÇDEMİR DEVRIMCIDEMOKRAT KAMUOYUNA! Siyasi tutuklu ve hükümlülere dayattığı 1 AĞUSTOS GENELGESİ'ni ve cezaevlerindeki insanlık dışı uygulamalarını protesto ediyor, ESKİŞEHİR CEZAEVİNDEKİ DİRENİŞİ SELAMLIYORUM. İBRAHİM ÇİÇEK BERLİN