Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 AĞUSTOS 1989 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Palme davasında karara temyiz STOCKHOLM (AA) İsveç Başbakanı Olof Palme'yi öldürmekten suçlu bulunarak geçen ha/ta ömür boyu hapse mahkum edilen Christer Pettersson, mahkeme karartm temyiz etti. tsveç Haber Ajansı TT, temyiz mahkemesinin, davayı muhtemelen 7 eylülde ele alacağını bildirdi. Temyiz mahkemesinde, heyetin 4 yargtç ve 2 jüri üyesinden oluşacağı ve Pettersson'un muhtemelen beraat edeceği belirtiliyor. Ifeni 'glasnost' yasalam "Ithal Doktor" A1JSIRMEN Yüksek Sovyet'in onayladığı ve bu ay ortalanndan itibaren yürürlüğe girecek biryasayla da rejim aleyhtarı Sovyet yazarlann kitaplârının ülkeye sokulmasına izin veriliyor. Dış Haberler Servisi Sovyetler Birliği'nde Yüksek Sovyet, hükümeti eleştirmeyi serbest bırakan ve bu tür eleştirileri "Sovye! aleyhtan kışkırtma" olarak nitelemeyen bir yasayı onayladı. Stalin karşıtı görüşleriyle tanınan tarihçi Roy Medvedev de geçen hafta Sovyet Halk Temsilcileri Meclisi'nde oluşturulan •'muhalefet grubn"nu "aşın hız"a karşı uyardı. AP'nin Moskova kaynaklı haberine göre, Sovyet resmi haber ajansı TASS, "Sovyel aleyhtarı luşkırtmalar"la ilgili yasanın yerine geçen yasarun, 8 nisanda Yüksek Sovyet Prezidyumu (Başkanhk Divaru) tarafından kabul edilmiş olduğunu, ancak yasa gereği Yüksek Sovyet tarafından da onaylanması gerektiğini anımsattığı yasa kıldı. nın önceki gun yapılan oylamada onaylaStalin aleyhtan görüşleriyle tanınan tarihçi Roy Medvedev. Sovyet Halk Temsilnarak yürürlüğe girdiğini duyurdu. Yeni yasa, Sovyet hükümetine yönelik cileri Meclisi'nde oluşturulan 200*den fazla olarak eleştiri yapılmasını serbest bırakı üyeli muhalefet grubunu, "aşın hızlı reyor. TASS, söz konusu yasanın orijinalin form istekleri"ne karşı uyardı. Önceki gün, de hükümete ve hükümet üyelerine haka kendisine beş kişilik bir yönetim kurulu ret edilmesini yasaklayan bir maddenin de seçmesinden sonra tartışmaların odağı haonaylanan metinden çıkartıldığını bildirdi. line gelen muhalefet grubunu ülkedeki "evÖte yandan, Sovyetler Birliği'nde bu ay rim süredni" zorlamaması konusunda uyaortalanndan itibaren yürurlüğe girecek bir ran Medvedev, "Sovyetler Birliği'nin ameyasayla, Sovyet rejim aleyhtan yazarlann liyata değil, uznn siireli yoğun bakıma gekitaplârının ülkeye sokulması serbest bıra reksinimi var" dedi. Sovyetler Birliği'nde hükümeti eleştirme serbest bırakıldı DUNYADA BUGUN Bir yandan Özal'ın tutkusu politika gündemini belirlerken, bir yandan da yaşam sürüyor. Ne var ki, toplumsal dikkat öylesine Çankaya konusuna yoğunlaşmış ki, bir çok önemli ve anlamlı olay ayırdına varılmadan geçip gidiyor. Geçen hafta sonunda Sağlık Bakanı Halil Şıvgın'ın düzenlediği basın toplantısı da gazetelerde fazlaca yer almadı. Oysa Bakan'ın açıklamalan yaşamsal konularla ilgiliydi. Sağlık sigortası kapsamı drşında kalan kişilerin durumlannı da ele alıyor ve yeni düzenlemenin ana çizgıleri konusunda bilgiler veriyordu. Sağlık sorunlarını içeren bu açıklamaların uzman kişilerce entne boyuna ele alınmasını beklerken, Sayın Bakan'ın kuşkusuz iyiniyetle ortaya attığı, ama aynı zamanda ANAP'ın düşünce biçimini ortaya koyan bir noktaya değinmek istiyorum bugün. Saglık Bakanı Halil Şrvgın, sözü edilen basın toplantısında kendi deyişiyle "ithal doktor" konusunu da gündeme getirmiş bulunuyor. Bakınız ne diyor Sayın Şıvgın: "Şimdi yurtdışına çok sayıda insanımız tedavi olmak için gidiyor. Yurtdışında ledaviyi ortadan kaldırabilmek amacıyla yıllar önce başlatılmış teşebbüsler var. Bunlardan biri Çınar Oteli bıtışiğindeki tesisler... Biz Türkiye'ye getireceğimiz doktorlarta ilgili çalışma yapıp Meclise sevkettik. Yurtdışında harcanan paralar Türkiye'de kalacak..." Sayın Bakan, konuşması sırasında, dünyaca ünlü beyin cerrahı Gazi Yaşargil örneğini de vererek, bilgisi ve hüneri kanrtlanmış kişilerin, yabancı doktorlann gelip Türkiye'de çalışmalarına olanak sağlayacak önlemler peşinde olduklarını da vurguluyor ve "Türkiye'de sağlık hizmetlerini çok üst düzeye çıkarabilmek için birtakım şeyiere ihtiyacımız var. Türkten başka kimse çalışamaz dersek, o zaman bir çok kişi yurtdışına gider, orada ameliyat olur" diyor. Bakan'ın yepyeni bir sağlık kurumu meydana getirme ve burada gerekli koşulları oluşturma çabası saygıyla karşılanmalıdır. Ancak "ithal doktor" formülünü de içeren bu girişimin Turkiye'nin sağlık sorununa tam sağlıklı bir yaklaşım olmadığını da belirtmek isteriz. Çağdaş tıpta, çok önemli bir öğe olmasına karşın, tek başına doktor pek fazla anlam taşımıyor. Artık sağlık hizmetleri, iyi organize olmuş, araç gereci tamam, doktorundan, hemşiresinden, hastane yöneticisine ve hademesine, yardımcı elemanlarına kadar tum personeli iyi eğitilmış bir hastane çerçevesinde verilebiliyor. Bu hizmetleri ve ekip çalışmasını sağlayamadığınız zaman "ithal doktor" da bir anlam taşımayacaktır. Bugün Türkiyemizde, dünyanın hemen her ülkesinde çalışa bilecek, hatta isim yapabilecek birçok yetenekli, becerili doktor ve operatörümüz var. Bunların örneklerini yalnızca eşimizden dostumuzdan duymakla kalmıyor, zaman zaman kendimiz de yaşayarak görüyoruz. 1.5 yıl kadar önce geçirdiğim bir herniediscal ameliyatı sırasında ülkemizde, operatöründen narkozcusuna kadar çok iyi yetişmiş kişiler bulunduğunu, olayı yaşayarak gördüm. Üstelik ameliyatı olduğum Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin, hiç değilse nöroşırürji bolümünde ciddi, özenli bir organizasyonun varlığına da tanık oldum. Ama açık yüreklilikle söylemek gerekir ki, birkaç kişinin olağanüstü çabasıyla oluşturulmuş bu organizasyon, başka benzerleri de olmakla birlikte, yine de ülkemiz için istisna sayılır. Genellikle hastanelerimiz gerekli araç gerecten, düzenli bir organizasyondan, uzmanlaşmış yöneticilerden, hizmetin gerektirdiği düzeyde yetişmiş yardımcı personelden yoksun olduğu ve talebi karşılayacak boyutta olmadığı için, seçkin tıp adamları akıntıya kürek çekmek zorunda kalmaktadırlar. Kimi zaman kateter yapmak i<in kullanılmış aygıtlar bulmaya çalışan, kimi zaman sekreterin ışlerini yüklenmek, hatta getir götür işlerine bıle koşturmak zorunda kalan kalp uzmanlannın dramına da tanık olmaktayız. Bu koşullar düzeltilemediği sürece, dünyanın en iyi doktorlarını ithal etseniz bile (ki gelirlerse eğer) hiçbir sonuç alamazsınız. jşin kötüsü, büyük paralar karşılığında çok iyiniyetle bile gelmiş olsalar, bu doktorları ülkemizde tutmak olanağı bulunmayacak, halisane emellerle gelmiş bu kişiler kısa bir süre sonra geldikleri yere dönmek zorunlugunu duyacaklardır. Evet, belki Çınar Oteli yanında oluşturulması düşünülen kurum bir ölçüde bu noktalar da göz önünde bulundurularak meydana getirilecek ve yine bir ölçüde hizmet verebilecektir. Ama böyle bir girişim dahi yurttaş çoğunluğunun temel sağlık sorunlarını çözmekte çok yetersiz kalacaktır. YÛK döneminde, her alanda olduğu gibi. tıp alanında da hızla düşen eğitim düzeyini düzeltmeden, YOK öncesi dönemde yetişmiş bilgili ve yetenekli doktorlarımıza hizmetin gerektirdiği olanaklan sağlayacak hastaneler oluşturmadan "ithal doktor" yoluyla sağlık hizmetlerinin çözüleceğini sanmak büyük bir yanlıştır. Tıp hizmetlerinde dünyaya açılmak, ithal doktor yoluyla değil, çağdaş tıp organizasyonu ülkemizde gerçekleştirilerek sağlanabilir. Una, partiden özür diledi TOKYO (AA) Japonya da, senato yenileme seçimlerinde ağır bir hezimete uğrayan iktidardaki Liberal Demokratik Parti'nin (LDP) lideri ve Başbakan Sosuke Uno, yenilgiden dolayı özür diledi ve halkm güvenini yeniden kazanacaklarım söyledi. Adı borsa skandaltna karışan eski Başbakan Noboru Takeşita'dan görevi devralan Uno'nun, iki ay gibi kısa bir süre sonra, geyşalar ile para karştlığında cinsel ilişkiye girdiği ortaya çıkmıs ve LDP'nin oy tabam giderek erimeye başlamıştı. öie yandan, LDP'nin yeni başkammn seçilmesi için adaylarm belirlenmesi işlemlerine başlandı. Polonya'da gıda maddelerine hücum Rakowski hükümetinin giderayak gıda maddeleri üzerindeki fiyat kontrolünü kaldırması Dayamşma ve bazı Marksistler tarafından şiddetle eleştiriliyor. Gıda maddeleri üzerindekifıyat kontrolünün kaldınlması panik yarattı KabiVde bombalama KABİL (AA) Afganistan başkenü Kabil'in önceki gün roketlerle bombalanması sonucu resmi kaynağa göre en az 24 kişi öldü, 58 kişi de yaralandı. Hastane kaynaklan ise ölü sayısının 30'u aştığını bildirdiler. Hükümet sözcüsü, bu arada hükümet güçlerinin son 24 saat içinde Celalabad çevresinde 73 mücahidi öldürdüklerini ve büyük çapta cephane ele geçirdiklerini duyurdu. Thş Haberler Serrisi Polonya'da Millet Meclisi yeni hükümeti kurmak üzere göreve gelecek başbakanı belirleme çalışmalarını sürdürürken, KP Genel Sekreterliği'ne getirilen MieczysUro Rakowski hükümetinin giderayak gıda maddeleri üzerindeki fiyat kontrolünü ve etin karneyle satışıru durdurma kararı halkın dükkânlara hücum etmesine yol açYeni uygulamayla fiyatlan yüzde 300400 dolayında artması beklenen et, şeker ve benzeri gıda maddeleri alabilmek için dükkânlar önünde uzun kuyruklar oluşturan Polonyahlar saatler boyu tedirgin bir bekleyiş icerisine girdiler. AP'nin haberine göre Wroclaw kentinde dükkân sahiplerinden biri "Çok biiyük bir karmaşa yaşanıvor. neler olacağını dnşünmekten korkuyorum" şeklinde konuştu. Fiyatlar yükselmeden önce ahşveriş yapmak amacıyla halkın 1. kg. şeker (izin verilen tniktar) alabilmek için iki saat ve geçerliğini yitirecek et karnelerini kullanmak için ise daha uzun süreler bekledikleri bildirildi. Ekonomik reformlar çerçeve Serbest fiyat uygulamasına geçilen Polonya'da halk fiyat artışları gerçekleşmeden önce alışvenş yapabılmek için gıda maddesı saîar. :,* •r a hücum etti. Tezgâhların öğleden sonra boşalması uzerine kuyrukta bekleyenlenn buyük bir kısmı eli boş döndu. (Fotoğraf: Reuter) sinde mal darhğıru ortadan kaldırmaya yönelik olarak başvurulan uygulama ile serbest piyasa ekonomisi mekanizmalannın harekete geçirilmesi hedefleniyor. özel tanm işletmeleri gıda maddeleri fiyaünın pazarda arz ve talebe göre belirlenmesini isterken, Dayamşma ve bazı ekonomistler uygulamaya karşı çıkıyorlaı. Kusal Dayamşma Sendikası, serbest fiyat uygulaması için uygun zemin oluşmadığını ve fıyatlann serbest bırakılmasının zaten yüksek olan gıda maddesi fiyatlarım daha da arttıracağını ve sosyal gerginliği tırmandırarak, grevlere yol açabileceğini belirtiyor. Komünist Parti Merkez Komitesi üyelerinden W ladysla» Baka da serbest fiyat uygulamasına karşı çıkıyor. Baka, uygulamanın gıda maddesi fiyatlarım yüzde 300400 dolayında arttıracağını ve halkta reformlara karşı hoşnutsuzluk yaratacağını savunuyor. Başbakan Dayamşma Sendikası lideri Lech Walesa, muhalefet milletvekillerine çağnda bulunarak, Başbakanlık için Içişleri Bakanı General Czeslaw Kiszczak'a oy vermemelerini istedi. Walesa, dün Gdar.ik'ta AFP'ye yaptığı açıklamada, sabah Dayanışma Parlamento Grubu Başkanı Bronislaw Gereroek ile bir telefon konuşması yaptığını ve kendisinin Kiszczak'ın başbakan olarak secilmesine karşı çıktığım söylediğini bildirdi. Kiszczak'ı devlet başkanı olarak desteklediğlni bildiren Walesa, Kiszczak'ın başbakanlığını neden istemediği konusunda bir açıklamada bulunmadı. G.Afrika'ya yaptırımlar CANBERRA (ANKA) tngiliz Milletler Topluluğu, ırkçı Güney Afrika rejimine f karşı uygulanan •yaptınmlann arttırılması '•konusunda çalışmalar ]yapıyor. tngiliz Milletler ; Topluluğu 'nun, dokuz '• üyeden oluşan Dışişleri '. Bakanlan Komitesi'nin, 7 .ağustosta Canberra'da •yapacağı toplantıda, ,'. tvpluluğun Irkçı Güney ! Afrika yönetimine karşı ; uyguladığı ekonomik • yaptınmlann etkinliği ve \ topluluğun bu konudaki ; stratejisi gözden geçirilecek. \Komitede Avustralya, • Kanada, Hindistan, Tanzanya, Nijerya, Zambia, Zimbabve ve Guyana'mn temsilcileri de yer alıyor. DlSBASINT\ME Şamir ve Arafat'tan çifte dil Yahudi devletinin tarihsel ve coğrafi sınırları, Şeria Nehri'nin her iki yakasını da kapsıyor. Filistin'in 1947'de bölünmesi ve Israil devletinin kuruluşu, geçen zamana rağmen tamamen yasadışıdır. Herut Partisi'nin kuruluş bildirgesinden, Haziran 1948 Filistin Kuruluş Yasası, madde 19, Haziran 1968 Rafsancani'nin ilk konuğu Şevardnadze Sovyet Dışişleri Bakanı Şevardnadze, Afganistan 'daki değişik gruplann birbirlerine yaklaştınlmaları için çaba harcanacağını söyledi. Dış Haberler Servisi Tahran, Rafsancani'nin cumhurbaşkanlığına seçilmesinden sonra ilk yabancı konuğunu ağırladı. SSCB Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze, önceki akşam geldiği Tahran'da temaslanm tamamladıktan sonra dün bu ülkeden ayrıldı. İRNA Ajansı, Şevardnadze'nin Tahran'da İranlı liderlerle ikili ilişkiler, Afganistan sorunu, İranIrak banş gorüşmeleri, Orta Doğu ve uluslararası sorunlan ele aldığını bildirdi. IRNA'ya gore Şevardnadze, Afganistan konusunun da her zaman olduğu gibi IranSSCB göruşmelerinin gündeminde yer aldıgım belirtti, değişik Afgan gruplanmn birbirlerine yaklaştınlmaları için daha fazla çaba harcanmasını kararlaştırdıklarım söyledi. Iran Dışişleri Bakanı Velayeti de Tahran'daki gorüşmeleri "verimli" olarak nitelendirdi ve Sovyet meslektaşı ile ozel ve genel dort tur göruşme yaptığını bildirdi. Velayeti, gorüşmelerde, Iran ve SSCB arasındaki ilişkilerde kaydedilen ilerlemelerin gözden geçirildiğini ve BM Guvenlik Konseyi'nin 598 sayılı kararının uyguianmasının da ayrıntılı olarak ele alındığını belirtti. Şevardnadze'nin gelişi nedeniyle önceki gün Tahran'da bir basın toplantısı düzenleyen Velayeti Afganistan'da Necibullah hükümetinin gelecekteki hükümete katılmasını kabul edip etmeyecekleri yolundaki bir sonıyu yamtlarken şöyle dedi: "Birkaç aydır ve ÖzelÛkle askerlerini Afganistan'dan çekmelerinden sonra SSCB ile çok aktif gönışmeler başlattık. Biz Afgan halkının kendi geleceğini Vendisinin tayin ettnesini istiyoruz. Gelecekteki hükümetin şekli Afgan halkının elindedir ve bizimle ilgisi yok." Velayeti, Şevardnadze ile gorüşmelerde, ikili konular ve halen kitlenmiş bulunan IranIrak banş görüşmelerinin de ele alınacağım bildirdi. Silah satışı dışında Sovyetler ve İran arasındaki diğer anlaşmalar, Sovyetler'in 8 yıllık savaş boyunca harap olan İran ekonomik altyapısımn yeniden inşasında bu ülkeye yardım etmesini, barajlar ve güç santralleri yapımını öngörüyor. Anımsanacağı gibi Batıya karşı katı bir politika izleyen İran "ne Bab, ne Doğu" şeklinde özetlenebilecek dış politikasına rağmen Sovyetlere yakınlaşmaya başlamıştı. IRAN ! SSCB'de seUer j MOSKOVA (A A) ' Sovyetler Birliği'nin doğu i kıyısında, Vladivostok ! kenti yakınındaki bölgeleri i etkisi altına alan tayfunun • ardından gelen seller, 7 j kişinin ölümüne yol açtı. j Sendika gazetesi Trud'un ı verdiği habere göre seller, \ 150 yerleşim biriminin j çevreyle bağlantısının ; kesilmesine, kasabalann ! içme suyundan yoksun kalmasına ve yüzlerce kilometreyi bulan enerji i nakil hatlanmn i devrilmesine neden oldu. Şamir'in sözleri DUNYAYA "Batı Şeria ve Gazze'de yaşayan Araplara sesleniyorum: Biz, sizlerle banş içinde birlikte yaşamanın koşullannı sağlamaya hazınz. Bu, siz ve çocuklannız için özgiiriüğün ve mtıtluluğun garantisi olacaktır." lsrail Parlamentosu'nda yaptığı konuşmadan, 22 Aralık 1988 "Bizim önerilerimiz, Camp David formüliinün ardından, iki tarafa da durumlannı ortaya koyma ve tnüzakere etme konusnnda eşit şans verecektir." VVashington'daki konuşması ndan, 6 Nisan 1989 "İki tarafın da ustesinden gelmesi ve ödüıı vermesi gereken konular vardır." tsrail Teftvizyonu'na verdiği bir demeçten, 26 Mart 1989 "Size söz veriyorura; tekrar karşmıza geleceğiz." Beyaz Saray'daki mütalaalarından, 6 Nisan 1989 "FKÖ ile bağlantısı olmayan Arap liderler de bulunabilir." Ma'ariv Gazetesi'yle söyleşisinden, 24 Mart 198Ç "Asıl gerçek şudur ki; Araplar da, Yahudiler de ülkenin çok kiiçiik bir bölümünu kullanabiliyorlar. Her iki gnıp da banş içinde birlikte yaşamayı öğrenmeli." New York'taki konuşma sından, 4 Nisan 1989 Arafat'ın sözleri DUNYAYA "Gelin, banşalım." Paris'teki basın toplantısından, 3 Mayıs 1989 HALKENA "Onlara hicbirşev vermeyeceğiz.'" Muhalif Likud Partisi üyelerine yapııgı konuşmadan, 17 Mayıs 1989 HALKENA "Hiç kimsc ve hiçbir şey, FKÖ'yu, asıl duşmanı olan İsrail'e saldtrınaktan alıkoyamaz." AP'nin haberınden, 8 Haziran 1989 Banş için ön an 1 ası ııa SABETAY VAROL PARİS Kampuçya'da banş sağlanması için Paris'te yapılan uluslararası konferansm birinci asaması dün akşam üstü sona erdi. Toplantı sonunda katılan tuın taraflarm kabul ettiği bir sonuç belgesi benimsendi. Pazar gününden beri devam eden konferansa 17 ülke dışişleri bakanı, Kampuçyalı birbirine düşman taraflar, BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar ve Bağlantısız Ülkeler Örgütü'nün bir tenısilcisi katıldı. Konferansın bu ilk aşamasında benimsenen belge, bundan sonraki bir ay zarfında bir araya gelecek çalışma gruplann ın çalışma yönetmelerini saptamayı amaçhyor. Teknik içeriği ağır basmakla birlikte, uyuşmazlık noktalannın surmesi halinde bu belgenin bile benimsenmemesi ihtimal dahilinde olduğundan, ev sahibi Fransa Dışişleri Bakanı Roiand Dumas sonucun "başan" olduğunu ifade etti. Konferansa Endonezya ile birlikte başkanlık eden Fransa'nın Dışişleri Bakanı Dumas, "Orlaya çıkan belge sanıldığı gibi teknik bir belge değildir. Siyasal içeriği olan bir anlasma metni mahiyetindedir" dedi. Aralannda BM Guvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesinin de bulunduğu 17 dışişleri bakanı ve diğer taraflar 2830 ağustos tarihlerinde tekrar bir araya gelerek, çalışma gruplanmn vardığı sonuçları tekrar gözden geçirecekler. Eğer o zamana kadar, üç günlük çaiısmalarda saptanan ilkelere uygun sotnut çözümler sağlamrsa, 20 yıldan beri bu Çin Hindi ülkesinde devam eden savaş hali son bulacak. Konferaııs boyunca, Kampuçyalı çatışan taraflar bırbirleriyle uzlaşmaz bir tavır içinde gözüktüler. 197579 arası ülkeye egemen olan Çin yanlısı Kızıl Kmerler'in temsilcisi Kieu Samphan ile 1979'dan sonra Kampuçya'ya askeri birlik göndererek Kıal Kmer rejimine son veren Vietnamhlann yerleştirdiği komünist rejimi temsilen konferansa katılan Başbakan Hun Sen söz düellosu esnasında birbirlerini "nazi*Tikle suçladılar. Kızıl KmeTİer, Batı yanlısı milliyetçi Son Sann ve Prens Norodom Sihanuk kâğıl üstünde"de olsa bir cephe teşkil ederken, Vietnamlılar ve Kampuçyalı müttefıkleri karşı cepheyi teşkil etti. Kızıl Kmerler, diğer "müttefikler"i gibi saldın hedefı olarak Vietnamhlan seçmekle birlikte Kieu Samphan vanlacak uzlaşma konusunda hayli "ılımh" bir tavır takındılar. Prens Sihanuk ise vanlacak nihai anlaşma sonunda Kampuçya'ya lider olarak dönecek adam olarak gözüktü. ABD, Çin ve SSCB'nin uzlaşma eğiliminde olmaları sonuca doğru hızla yaklaşıldığı izlenimini veriyor. Önceki gün akşam üstü, Çin'in Kızıl Kmerler'e yakın geçmişe kadar verdiği desteği kesmeye hazır olduğunun anlaşılması, uzlaşma umutlarını iyice güçlendirdi. Prens Sihanuk ise, Kızıl Kmerler'i saf dışı bıraksa, Vietnam yanlısı rejimle başbaşa kalacak, büyük olasıhkla, anlaşma sonrası askeri planda üstünlüğü PnomPenh'de halen iktidarda olan rejim yanlılanna kapnracak. Bu yüzden Prens, komünist eğilirnli düşman kardeşler arasında "denge oyunu" oynamayı tercih etti. Uluslararası kontrol mekanizması, ulusal uzlaşma hükümeti kurulması ve genel seçime varılması beklenen anlaşmanın bel kemiğini teşkil edecek. KAMPUCYÂ ABDmdiplomat \casus i fVASHINGTON (AA) • ABD Adalet Bakanlığı'nın, i Sovyetler lehine casusluk \ yaptığı iddia edilen, ancak \ henüz resmen suçlanmayan \ Amerikalı diplomat Felix ' S.Bloch'la ilgili haberlerin '. basına eYken yansımasından ' rahatsız olduğu bildirildi. Bakanlık sözcüsü David Runkel, önceki gün \ gazetecilere yaptığı 'açıklamada, Bloch'la ilgili ' iddiaların basın yayın ', organlarında erken ortaya \ atılmasımn soruşturmaya > zarar verdiğini ve yeni '. kamtlar elde edilmesi üzerinde olumsuz etkisi olduğunu söyledi. "Veto elmck, elimizde." Likud Panisi'ne yaptığı konuşmadan, 17 Mayıs 1989 "Terörün ber türiinü, tamamen ve kesinlikle reddediyoruz." Cenova'daki basın toplantısından, 14 Aralık 1988 "Terorizmi taraamen reddetmedim. 1985'te kahirede soylcdiUlerime hâlâ baglıyım." 098S'te. İsrail'e ve işgal topraklarına saldın hakkını ilan Viyana Televizvonu'yla söyleşisınden 19 Aralık 1988 "Vaat edilmüj lopraklar. İsrail de\letine aiıtir. Bunun dışında bir ş«y duşunulemez." Likud Panisi'ne yaptığt konuşmadan, 5 Şubat 1989 "Benim babkılara karşı hagışıklığım vardır." Likud Partisi'ne yaptığı konuşmadan, 17 Mayıs 1989 "Biı Arap, yalmzca bir Araptır." t^raıl Otelciter Birîiğı'ndc yaptı6ı konuşmadan, 24 Ocak 1989 "Bu küçuk iılke. yalnı/ca Yabudi halkına aittir. Burası, butm ulkcmi/.; adalet bunu gerektirir." Batı Şeria'daki Ariel kenlinde, Yahudi yerleşimcilere yaptığı konuşmadan. 20 Haziran 1989 "tsrail devlelini yasadışı ilan eden Filistin Kuruluş Yasası için Fransızcada, kadük (zaman aşımına uğramış) diye bir terim vardır." Paris'teki demecinden, 2 Mayıs 1989 "Filisiin Kuruluş Yasası'nda yapılacak değişiklikl«ri tek basıma etkileme yelkisine sahip değilim." Le Figaro Gazetesi'nin habcrinden, 29 Nisan 1989 Hindistan'ın savaş masrafi YENİ DELHİ (UBA) Hindistan, Sri Lanka hükümetinin isteği üzerine, Sri Lanka'da bulunan birliklerini geri çekmeye başlarken Hindistan Savunma Bakanı Baitha, 1987 yılı ekim aymdan bu \ yana çaiısmalarda 961 Hint askennin '• öldüğünü ve bu savaşm ; Hint hükumetine 140 milyon dolara mal olduğunu açıkladı. "Filisiin Ulusal Konseyi'nin önerdiği çözümler, tartışmalara, açık ve kesin yanıtlar getiriyor." Cenova'da BM'ye yaptığı konuşmadan, 13 Arahk 1988 "Her an Hlistin Llusal Konscyı'ne donebiltr >e ılımlılıgın işe yaramadığını açıklayabilirim." Cezayir'deKi zırvedcıı, İS Kasım 1988 "Diişiince ozgıirlüğü üzerine kurulacak bir demokratik parlamenler sislem hıikiimelinde, (Filistinlilerin) insan onuru da güvenceye alınmış olacaktır." BM Genel Assamblesi'nden, 13 Aralık 1988 "Hedefine varmadan intifadayı durdurmayı düşunenin karnına kurşunları doldururum." Rıyad'daki konuşmasından, l Ocak 1989