02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 AĞUSTOS 1989 DİZİ YAZI CUMHURIYET/ 7 Nedim Gürsel'in Seyîr Defteri Yirmi yaşın Paris'i değişmede Pans'te bır öğle vaktı Cadet sokağının Lamartıne sokağı>la kesıştığı >erde bır kahvenın terasındayım Bısıkletlı bır k.z durdu önumde Bacağını uzatıp ayağıyla yere dayan dı Yeşıl vanınca gıdecek Hepsı bu ışte İn cecık, guzel bır kız Kırmızıda durdu, bır an goz goze geldık Yeşıl yanınca araba selıne ka rışıp yıtecek M H 'yı anımsadım Başakları ruzgârda savrulan buğdav tarlasım Pans'te bır daha hıçbır zaman o \ılkı kadar guzel olmadı guz Arago Bulvarı'nda vapraklarını döken kestane ağaçlarının altından yururdüm, Sante hapıshanesının vuksek duvarları boyunca Duş lerımın kentıne venı gelmıştım 12 Mart muhtırasıyla başlavan "Balyoz Harekâtı" bızım kuşağın en guzel, en yeteneklı ınsanlarını tuz buz edıp parçalamadaydı Saınt Lazare Ga rı'na yakm bır sokakta, M H 'nın odasında kalmıştım bır sure Uzun tuylu, kocaman bu runlu a>ısına sarıhp uyurdu Aşağıda, çelık korkuluklann ötesınde trenler gelır, trenler gı derdı "E> trenler vapurlar benı buradan goturun!" O gunlerde Baudelaıre'ın bu dızesı Turkçede aslından daha guzeldı Hâlâ da o\ ie, ama yıllar geçtı aradan Turkçe, benım Turk çem, çarşı pazardakı sıcaklığını yıtırdı Yırmı yaşımın Parıs'ı değıştı, değişmede "Pans ı yenıden bulmak Kalabalık butvariar sınema kuyruklannı krtapçı vrtnnlennı Pans'te yuz, her ytl O'nu gebnyor bana 0 nun hıç bıtmeyen ıslak ağzmı getınyor' Pans'te ünlülenn yattığt ünlu PGrelachaıse mezarlığında îkı genç çıft ayakta Mezarlığın kara kedısını görmüyorlar 12 Ekim 1988, Paris. s Okyanusu ılk kez Deauvılle'de görmuştum SaıntLazare Gan'ndan bındığım tren benı martı çığhklanvla yankılanan falezlenn onunde genış bır kumsala bırakmıştı tlk kez de nızın alıp başını gıttığını, gerıde tortusudıbe çöken bır balçık yığınının kaldığını orada gör dum Balçığa saplanıp kalan gemılerı de Ok yanus kıvısında dunya önumde açılmış, ufkum genışlenuştı "E> knstal dalgalı kocamış okvanus! Muçolann çılelı sırtlannda gorulen mavı dovmelere benzıyorsun!". "Maldoror"un Bırıncı Şarkısı nı o yıl okumuştum, Rımbaud'nun "Sarhoş Gemı"yı okyanusu görmeden yazdığını da "E> kocamış okyanus, bırligın sımgesı! Kendme cşıtsın her zaman, selam sana koca ok>anus!" Ertesı gun yıne aynı kumsalda ıkı vaşlı kadın görmuştum Ellennyoksa ben mı 9 Bu gece eve doneceğıme Kronş dekı kocaman bıçaklarla balık temızlıyorlar tad Otelı'nde kalsam Oyle ya özgur değıl dı Açık denızde avlanmış okyanus canavar mıyım'1 Bedeli yalnızlıkla odenmış odenen larını bır ozgurluk duygusuyla gıderek yeğnıleşı vor gövdem, uçmaya başlıyorum Uzakta, ufuk çızgısınde kul rengınden yo * * * sun yeşılıne donuyordu dunya Aradan yıllar 28 Ekim 1972, Coateacc* geçecek, Portekız'de Notre Dame de Nazaİşte bu sabah bılmedığın bır kenttesın ve re'de koy kılısesının onundekı alandan, Se gızlı bır tad aiıyorsun bundan Proust'un Cosımbra'da ruzgârlı yamaca tunemış bır yelde utence'dan soz ettığını hemen unutuyorsun ğırmenının penceresınden de bakacaktım ay Dışarda yağmur yağıyor, sonra guneş açıyor nı renklere Okyanusu ılk kez görduğumde bırden Yorgunsun, ama guneşı de yağmuru >alnızca ufkum değıl, gönlum de açılmıştı da sevıyorsun Yanbşlıkla geldın bu kente, bır Oysa şımdı, buradan gorduğum tıpık bır Pa ba<>V.a kente gıdecckken Yaşamında yanlış rıs sokağı, o kadar lıJclar surup gıdıyor Yalmzlıklar da tşte ısIkı yanda dukkânlar, beyaz duvarlı yapı tasyonda yalnızsın Guneş açınca mavı bır ışık lar var Kasap, bır Çın lokantası, bakkal, bır vuruyor yuzune Belkı gokyuzu aydınlanıyor lokanta daha ve Kronştad Otelı Ne çok cağ da ondan Teperan yamacındakı katedrale ba nşıma açık bır sozcuk Oysa burada, on beş kıyorsun Öylece, kendı halınde ve sessız duyıhmı ne on beşı, daha da fazla' geçırdığım ran duvarlara Poıtıers'de de katedraller varbu kentte kalmalı belleğım Istanbul'dan da dı Yağmur ve pazar gunu ıssız sokaklar Du ha uzun sure yaşadığım Parıs kentının sokak varlar, kapalı pencereler boyunca yururdun larında dolaşmalı, burada yaşlanmalıyım Bır kahveye otururdun sonra, kendını akvar Kronştad ıkı yıldızlı tertemız bır otel, donan yumun dıbınde bırakılmış balık kadar yalnız manın Sovyet ıkttdarına karşı ayaklandığı duyardın Şımdı oturabıleceğın bır kahve bı kent değıl Odaları serındır şımdı, perdelerı İe yok bu sapa >erde ve dunya, bulvarların kapalıdır Kaldığım otel odalanna benzıyor kalabalığıyla bırlıkte akıp gıtmıyor dışarda dur tumu Ne tuhaf, Pans'e de ılk kez bır tren Az sonra bır trende olacaksın Duman rengı getırdı benı, Istanbul'a da Oysa şımdı uçak ıslak göğun altında başını alıp gıden hızlı bır larla yolculuk yapıyorum Zaman mı değıştı trende c şınıyorum. a Yaşamımın bir parçasını burada, Pariş'in çatılarına bakan iki pencereli bu çatı katında bırakarak. Gidiyorum bir daha hiç dönmemecesine. Oysa bir gece tstanbul dönüşü vaüzimi kapının önüne koyup, otomatiğin kör ışığında anahtarı çevirmeye çalışırken şöyle demiştim kendi kendime: "Uzak / Ve maîgölgeli bir beldeden cüdâ kalarak / Bu nefy ü hicre müebbedbu yerde mahkumuz..." daha fazla geçirdiğim bu kentte kalmalı belleğim. Paris kentinin sokaklarında dolaşmalı, burada yaşlanmalıyım. Ne tuhaf, Paris'e ilk kez bir tren getirdi beni, İstanbul'a da. Oysa şimdi uçaklarla yolculuk yapıyorum. Zaman mı değişti, yoksa ben mi? Bu gece Kronştad OtelVnde kalsam... Öyleya özgür değil miyim? Bedeli yalnızlıkla ödenmiş ödenen bir özgürlük duygusuyla yeğnileşiyor gövdem. Pans'te bır sokak ressamı hal gınşmı yorumluyor lalar, ağaçlar, koyler geçıp gıderdı camdan Poıtıers'de trenden ınınce yalnızlık başlardı Cıte Rabelaıs, odam Lambamın ışığında dar madağm kâğıtlar Pans'te trenden ınınce yal nızlık başlardı Karanlık bır avluya bakan daracık otel odası, duvarlar Austerlıtz Garı'nda Gece Yığınla çağrı şım, bınlerce anı Bu kez Poıtıers'ye değıl Na jac'a gidiyorum **• 2 3 ttarl 1984, R a d e z Aubrac'da, kalın taş dınarlı manastınn çan kulesını anımsıyorum Kar fırtınasında yolu nu yıtırenler ıçın sureklı çan çalınırmış, o>le yazıyordu elımdekı rehberde Bırkav ev, ses • * * sızlık Yaban domuzu avına kımse çıkmıyor muş artık Eskıden koye kurtlar ınermış se bır S Kas.ua 1974, Paris canavar kuçuk çocukları yutarmış Austerlıtz Garı'nda Gece Yığınla çağnşım, bınlerce anı Karşıdan metro geçıyor, yu kandakı çelık korkuluklann arasından Kol Espalıon'da Le Pont Vıeux Nefis bır koprü tuklar bomboş Vagonların ışığı yansıvor ır ve karşı kıyıda kalaycı evlen, ortaçağdan kal mağın kırlı suyuna Ağaçlar vapraklarını dok ma Tepelerın uzerınde şatolar gordum "Ey muş, havada yağmur sıkıntısı Ağaçlar boyun mevsımler, ey şatolar! De)in kasursuz kim ca yukarıdakı hattan hızla geçıp gıdıyor met var?" Yıkılmış, eskı şatolar Oysa Loıre şa ro tolarının gorkemı gözumun onunde hâlâ Austerlıtz Garı'nda Gece Yığınla çağrı Chambord, Chenonceaux, Azav le Rıdeau şım, bınlerce anı Poıtıers'ye ılk kez 1969 vı Ronesans Fransasfnda sureka\ları, balolar lında bu gardan gıttım Sonra 1971'de, Poı vardı, buruk şaraplar akan kan rengındeydı tıers ıle Paris arasında mekık dokudum Tar Rodez eskı bır taşra kentı Katedral, katedAydınlık, guneşlı bır gundu İstanbul'un pastırma yazındakı gunlen andıran bulutsuz, ılık bır gun Irmak boyunda, dar sokaklarda dolaştım Bahçeler evlerın arka taraflarına gızlenmıştı Katedrahn vıtraylanna baktım Bır kahvede oturup sıgara ıçtım, Notre Dame kıhsesıne gırdım sonra Gırer gırmez de Kut sal Kıtab'ı önumde açık buldum 890 sayfa "Tutkularına kapılma, ısteklerını bastır. Şchvetlı bır vaşamdan uzak dur, bo>le yaşayanlann arasına da kanşma ( .) Şarap ve kadınlar ujsal ınsanlan bıle baştan çıkanr, orospularta du^up kalkan kımse utanç duygusunu yılınr " beş B urada,ononbeşi yıhmı ne 12 Aralık 1971, Poitfers» ralın onundekı alana bakan bırkaç kahve ve kahvede bır Turk Halıl amca Adıyamanlı Bırlıkte kentı dolaştık Eskı, taş evler, yosunlu duvarlar Dukkânlar kepenklerkapalıvdı Vıtnnlerde ışıklar »önmuş, kendı valnızlığına ı,e kılmıştı kent Yıllar once Poıtıers'dekı gıbı Köprulerı yazmak ıstedım Dun uzerınden geçtığım Le Pont Vıeux'yu Ormanın derınlıklerınde unutulmuş kuçuk Ronıa koprusu nu Çatılann, kule ve taş duvarların yansıdı ğı durgun sulann uzerındekı taş köprulerı Akşam Halıl amcalarda yemek vedık Boğaz Köprusu'nu gosteren du\ ar halısının onunde New York'un, Pans'ın koprulerını de >azma lıyım ve Boğaz'ın ıkı yakasını bırleştıren, benı her >ıl Hısar'a goturen, gete pırıl pırıl ya nan ışıklanyla bır duğun alayı gıbı boşlukta asılı duran kopru>u, bızım köprumuzu * * * Parıs ı venıden bulııidK Kalabalık bulvar ları, sınema kuyruklannı, kıtap v ı \itnnlenni Pans'te guz her yıl O'nu getırı>or bana O nun hıv bıtmeyen ıslak agzını getırıvor Pont Mane Koprusu'nden Seıne nehrıne bakıvoruz Bulana durula akıyor koprtılerın altından <Mıpgoluru>or bızı Başka kentlere uzak ul kelere \c her kentte bırbırımızı yenıden bu luyoruz 4 Ekim 1979, Paris. Kaç kez gıdıp kaç kez gen donduğum Charles De Gaulle hava alanında, yıne >alnız, yıne yorgun İstanbul uçağını beklemıyorum gerçı, ama Istanbul'a gıdışlenmı düşunuyorum İstanbul gıttığım bır kentse hangı kente dönebılınm*1 Pans'e mı 9 Oysa "domış" sözcuğu ıster ıstemez tstanbul'u çağnştırıyor Balıkesır'ı, Akhısar'ı, Bandırma'yı Çocukluğumun kent ve kasabalannı Her zamankı gıbı şık gıvımlı kadınlar, hos tesler, yakışıklı pılotlar var çevrede Ve tabıı Japonlar Bır Japon ışadamı Boğaz Koprusu'nden atmış kendını, gazetede okudum Kaç kez uzerınden geçtığım kopruden Gece ışıklar ıçınde, gunduz İstanbul'un en guzel sıluetıne baktığım kopru Bır koprüdeymış gıbı mı vaşadım1 tkı kıta ıkı kent ıkı kultur ıkı kadın arasında 1 Belkı de ayakları yere sağlam basmayan bır kopruyum ben, bır geçış"' Ne orada ne burada Hem orada hem burada Ne guzel akşam u^aklan kalkıvor Saat on dokuz Glaskov ut,ağının kalkışını anons ettıler ardından da Amsterdam uçağının Glaskov 'a hıç gıtmedım Yağmur \ağıvordur mutlaka, trafik ışıkları ıslak caddelerde kırmızı sarı veşıl bır yanıp bır sonuyordur Sıvah bo\alı hurda arabalar sağdan ışleven trahkte sa bırlı karıncalar gıbıdır Doğru Glaskov'a hıç gıtmedım kohne lngılız kentierıne de, Lond ra harıç Sahı Oxford'a gıtmıştım, Cambrıdge'e de Ne çabuk unutmuşum Demek kı bazı kentler fazla ız bırakmıvor Bazı ınsanlar, baa kıtaplar gıbı Londra'vı anımsıyorum ama Natıonal Ga lery'de Turner'ın tablolanndan fışkıran ışı ğı Ucello'nun, Botıcelh'mn marıfetlerını Ve bızım Fatıh'ın mce, uzun yuzunu Bır başka vuz daha anımsıyorum, Hyde Park'a bakan otehn avnasında Ne>se unut o yuzu, bır sabah bırlıkte uyanmanın mutluluğunu, yağ murda vuruduğunuz Londra sokaklannı unut Glaskov'a hıç gıtmedım, ama avucumun ıçı gıbı bılınm Amsterdam'ın kanallannı Vıtrınlerdekı kadınlan ve guzun vaprak larını doken ağaçlan (Bu tumceden şoyle bır anlam da çıkabılır dıkkatlı okunduğunda Sankı guz bır ağaç da, ağa«,lar bıldığımız ağa v lar vapraklannı doku\or onun) Bu havaalanı \apilmadan oqce Orly'den gı derdım Istanbul'a 1981 yazında Uzun Surmuş Bir Y az hakkında sıkıyonetım mahkeme sınde dava açılınca Turkı\e'>e dönememış, Tunus'a gıtmıştım Bır başka sefer de, Arjan tın Hava Yollan'nın Rıo uçağını beklerken Turk Hava Yollan'nın u^ağı kalkmak uzerey dı Adı "Dı>arbakır"dı, yönü İstanbul *•* 3 1 TenMUz 1 9 8 7 , P a r i s Pencereden vuran ışık canevımden vurdu benı Bu evde, bu çatı katında yedı vıl yaşadım Yedı vıl karşıdakı duvara, bacalara, çatı>a konan guvercınlere baktım Bu masada vazdım, en guzel duvumlara, en "mutlu ınertebeve ' \an odada, a>nanın ıçındeymış gıbı duran genış vatakta vardım En derın yalnızlığa da Taşınıyorum Yaşamımın bır parçasını burada, Parıs ın vatılanna bakan ıkı pencereli bu çatı katında bırakarak Gıdıyo rum bır daha hıç donmemecesıne Hıç don memeıesıne Ovsa bır gece İstanbul donuşu \alız.ımı kapının onune kovup otomatiğin kor ışığında anahtarı çevirmeye valışırken şo>Ie demiştim kendı kondıme "Uzak/Ve raaigolgelı bır beldeden tudâ kalarak / Bu nefv u hure muebbıd bu verde mahkumuz..." 12 Mart 1987, Paris BITTİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear