13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29 TEMMUZ 1989 CUMHURİYET/H HAFTANIN KARSILAMAS1 Perşembe günü, eskı Başbakanlık. Adalet ve Milli Eğitim bakanlıkları ile Yargıtay bınalarının bulunduğu "vekâletler Sokağı"ndan geçenler, alınan olağanüstü güvenlik önlemlerını gorunce, "herhalde çok önemli bir karşılama ' var dıye duşundüler. Uzun bır bekleyişten sonra, guvenlık guçlerındekı hareketlenmeyle beraber gözler Adalet Bakanlığı'nın kapısına yöneldı. Bır de ne görsünler? Kapıdan çıka cıka çocuklarıyla birlikte dört kadın çıktı. Papatyaya fılan da benzemıyorlardı. izleyıcıler doğal olarak şaşırdılar Kapıdan çıkanlardan biri, oğlu Ankara Merkez Kapalı Ürküten adalet Cezaevı'nde tutuklu olan Nursen Mertç adlı hanımdı. Merıç, duygularını şöyle aktardı? "Çocuklanmızın cezaevinde karşılaştığı sorunları anlatmak için hayatımda ilk kez Adalet Bakanlığı'na gittim. Dört kadındık. Kimliğimizi istediler, verdik. Bakanla görüşmek istediğimizi söyledik. Sessizce bekledik. 10 polis gelip bizi dışarı çıkardı. Sonra da biri elindeki telsiz ite dağıtîık, takviye kuvvete ıhtıyaç yok' diye anons yaptı. 45 yaşındaytm, o kadar devlet dairesine gittim. Böyle karşılama görmedim. Bir daha Adalet Bakanlığı'na gitmem. Gitsem bile içim ürpererek giderim." ANKARA Cumhuriyet Ankara GÜLGEC SHP, Ûzal'ı cumhurbaşkant seçtirmenın yollarını arıyor HAVASI Bürosu İnönü'den Özal'a: "Sosuke'yı ornek a/." İş, bir geyşa bulmaya kaldı! • * * Gazefede başlık: "Lozan'ı unuttuk." Lozan'ın lafı mı olur? Ataturk'ü bile unuttuk!.. • * * 500 bin çocuğumuz sokaklarda sürünüyormuş Soruyorlar: "Devlet Baba bu çocuklan neden koruma altına almıyor?" Devlet Baba Özal'ı korumakla meşgul!.. * * * 'CEK GİT' SARKISI SHP VE SILAHLANMA Bır zamanlar sen de bana acımadın. Istenmryorsun artık Kapı açık, arkanı dön ve çtkj (rotoğraflar: Hasan Aydın/AA) Ulusal Günler DIPLOMASI HAFTANIN SOYGUNU saatlerinde vermeyi yeğledi. Resepsiyonda hükümetı Enerji ve Tabıi Kaynaklar Bakanı Fahrertin Kurt temsıl etti. Dışişlerı'nden ise nıhayet perşembe günü koltuğuna oturabilen yeni Dışişleri Müsteşarı Tugay Özçeri ve çok sayıda diplomat vardı. Kutlamada, ABD'nın yeni Ankara Büyukelçisi Morton Abramovvitz konuşuldu. Abramovvitz, Cumhurbaşkanı Kenan Evren'e 1 ağustos salı günü "guven mektubu"nu su.nduktan sonra hızla ise gırışecektı. Ayrıca Abramovvitz'ın, Evren tarafından kabul edıldiği günün gecesı buyükelçilikte bir resepsiyon vermeye hazırlandığı ve ardından yurtiçinde gezilere çıkmaya hazırlandığı kulaktan kulağa fısıldanıyordu. Oiplomasi çevrelenndeki "nabız yoklamalan" resepsıyonlarla süredursun, bazı büyükelçiler tatıllerını geçırmek üzere Ankara'dan ayrılmaya başladılar. Suudi Arabistan Büyükelçısı Abdülaziz Khojan da bunlardan. Büyükelçi, tatilınin ilk yarısını ülkesinde, ikincı yarısını ise ABO'de geçirecek. Tatildeki diplomatların çoğunun önümüzdeki ay ortasında Ankara'ya dönmelerı beklenıyor. Tatil dönüşü çok terleyecekler. Çünkü cumhurbaşkanlığı, meclis başkanlığı ve erken seçimle ılgili tartışmaları gün oe gün ülkelerine biidirmeye çalışacaklar. Başkent diplomasisi yaz sıcağına karşın hareketli günler geçırıyor. Polonya ve Mısır'ın "ulusal günleri ' bu hareketliliği daha da arttırdı. Polonya Ulusal Günü, Büyukelçı Miroslaw Palasz ve eşınin "başkentin en güzel elçlllk bahçesi" olarak nitelenen sefaret bahçesinde kutiandı. Kutlama, Türkiye'den ayrılan Polonya'nın Askeri Ataşesi Kazimierz Kolasa ve eşinın "vedası" ile yerine gelen Ryszard Palezak ve eşinin başkent diplomatik çevrelerine tanıtılmasına vesile oldu. Döner kebap da servis edilen resepsiyonda, havanın oldukça serin olması, başkentin gündüz sıcağına aldanan yeni konukları için tam bır sürpriz oldu. Resepsiyonda Anayasa Mahkemesi Başkanı Mahmut Çuhruk başta gelmek üzere Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi üyelerinin hayli kalabalık olduğu dıkkat çekti Orkestra şefi ve devlet sanatçısı Hikmet Şimşek ve Türk Kalkınma Vakfı Başkanı Necmi Sönmez'in yanı sıra, başkenttekı büyükelçi ve mısyon şeflerinin büyük çoğunluğu resepsiyona katıldılar. Geceyı esprileriyle renklendiren kişi ise emekli büyükelçi Semih Günver oldu. Diğer ulusal gün resepsiyonu ise Mısır Büyükelçilığı'nde verıldı. Büyükelçi Mohammad Eissa, resepsiyonu öğle Hırsızlar taktik değiştirdi Bundan sonra evimizde, ışyerimizde ve de üzerimızde belediyeye ait otobüs bileti, bol mıktarda yerli ve yabancı sıgara ile alkollü ıçkı bulundurmamaya dikkat edin. Çünkü hırsızların gözü bu "değerli" maddelere yönelmiş durumda. Son günlerde belediye otobüs bileti ile tekel maddelerine yapılan zamlar, hırsızların taktik değiştırmesine neden oldu. Hırsızlar, elektronık alet yerine, saydığımız bu maddelere daha çok rağbet eder oldu. Emnıyet yetkilileri de sürümü ve elden çıkarması daha kolay olduğu için hırsızların alan değıştirdiklerinı kaydedıyorlar. Bu tip soyguna son örnek Ankara'da yaşandı. Koskoca markete sabaha karşı gıren soyguncular 700 EGO bileti, 6 kılo yerlı ve yabancı sıgara, bol mıktarda alkollü ıçkiyi alırken, viskılerın yanına çıkolata almayı da unutmayarak kayıplara karıştılar. DYPIı Esat Kıratlıoğlu: "Asgarı ücret 140 bin lira ile Başbakan kendıni ve Semra Hanımı geçındirsin de görelim." Bırakın onları, 140 bin lira ile küçük Turgut bile geçinemez." • *• Eskı müftu. din sohbetleri yazan, TRT prodüktörlerinden Turan Dansun: "Televızyondaki Inanç Dünyası' programı bır anlamda şeriat propagandasıdır." Bizce tam anlamda!.. •k * * Bır haber. "Ekonomıde sancılı yaz. Bakalım ne doğuracak!" • * * Ûzal aday olmaz ise, ANAP cumhurbaşkanlığma "her şeyı ile uygun" bır kışi bulacakmış... Yengesinin peyıni de unutmasınlar ban!.. * •• Özal: "Refah her tarafa yayılıyor." Ve bır haber izmir'de Yamanlar dağındaki "Aerium"da bakım altına alınan veremlı aileterın yüzlerce çocuğu burada etı ilk kez tadıyorlar!.. • • • Başkentin SHP'lı belediye başkanlan göreve geldiklerinden bu yana çeşitli tehdit ve saldırılarla karşılaştılar. Keçiören Beledıyesi'ne bıçaklı ve muştalı saldırıda bulunuldu. Belediye Başkanı Kırmızı, ev ve makam telefonlarından defalarca ölümle tehdit edildi. Sincan Belediye Başkanı Aziz Gürsoy, başbakanın korumaları tarafından gözaitına alındı. Sonunda başkanlar çareyi "silahlanma"da gördüler. Anakent Belediye Başkanı Murat Karayalçın "olanca Karadenizliliğine karşın" sılaha bulaşmayı tercih etmezken, Kırmızı ve Gürsoy başta gelmek üzere Çankaya Belediye Başkanı Doğan Tasdelen ve Altındağ Belediye Başkanı Ali Rıza Koç, içişleri Bakanlığı'na "silah taşıma ruhsatı" almak için başvurdular. Yenimahalle Belediye Başkanı Abdurrahman Oğultürk ile Mamak Belediye Başkanı Selahattin Öcal'ın ise eski milletvekılı olmalarından dolayı, zaten silahları olduğu için başvurmalanna gerek ypktu. Başkanların dilekçeleri içişleri Bakanı Abdülkadlr Aksu'nun önüne geldi. Bakan "nasıl takdlr ettiyse" sadece Gürsoy'a ruhsat verdi. Diğer başkanlar ise havasını aldı. Gürsoy'a sorduk' Ayrıcalığınız nereden geliyor? Sayın Aksu Diyarbakırlı Benim baba tarafım da öyle. Aramtz gayet iyidir Herhalde ondan olacak. Silahın size yaran ne olacak? Herhalde ilk önce başbakanın korumalarından korunmama yarayacak. Bilıyorsunuz son olarak yolumu çevtrip önce beni tartaklamışlar sonra da karakola götürmüşlerdi. Sosyal demokrasinin simgesi gül ve zeytln dalı. Sosyal demokratltk İle silahlanmayı nasıl bağdaştı nyorsunuz? Ne yapalım? Bizimki Türkiye'ye özgü sosyal demokrasi! Türk usulü sosyal demokrasi MARDİN ANKARA HATTI ANAPVECİITESTANDAFrr Muhalefetten beter olduk Defteri dürülecekler HEPHALKOLACAKDEĞİLYA Şili'nin 73'lük dıktatörü Augusto Plnochet, bir sabah "kasıklan ateş içinde"uyandı. Sonraki gelişmeler de Santiago'nun siyası kulislerini altüst etti. DoktoMar hemen Pinochefyi incelemeye aldılar. Ağrının nedenıni buldular Ancak diktatöre "gerçeğl söylemek kolay değildi. Birkaç ilaç verip kasıklardakl ateşi ve ağnyı azaltmayı denediler. Ama nafile." Pınochet, "Kesin çareyi bulun" deyince. "Efendlm fıtık olmuşsunuz, çare ameliyat" yanıtını aldı. Operasyon sonrası ünlü cerrah Henrl Oliva'nın ilk sözü "çok büyükmüş" oldu. Bu söz, hemen yayılarak, çeşitli dediKodulara neden oldu. Santiago'nun siyası kulislerinde bir diktatörün niçin fıtık olacağı sorusuna yanıt arandı. Kimı "süresinln dolduğu", kımi de "diktatörlüğünün çoktüğü" gibi nedenlere dayandırdı Pinochet'nin fıtığını. Bunun üzerine resmi bir açıklama yapıldı. Diktatörün rahatsızlığı halter çaJışmalarından kaynaklanmıştı dığer varsayımlar komünist ve sosyalıstlerin uydurmacasıydı. de fıtık olur BİZİM DEMOKRASİMİZ Cezanın en korkuncu içişleri Bakanı Abdülkadlr Aksu, Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nin ikinci kuruluş yıldönümünde Diyarbakır'da düzenlediğı basın toplantısında, "işinin ehlı" olduğunu bir kez daha gösterdi. Bakan Aksu, son iki yılda 596 kişinın ölümüyle sonuçlanan oiayları hükümetın başarılı iç güvenlik polıtikasımn sonucu olarak gösterdi. ve konuşmasının bır yerınde, izleyenlerin ve dinleyenlerin gözlüklerini •ırlatacak bir yaklaşımda bulundu. PKK eylemcilerinın sonlarının iyi olmadığını söylerken, "YaptıMannın cezasını en korkunç bir sekilde çekmeye ve güvenlik kuvvetlerimizin pençesine düşmeye mecbur olacaklardır' dedi Bu açıklamadan sonra, gazete telefonlan birbiri ardına çaldı. "En korkunç biçlmde ceza çekmenin" infaz hukukumuzdakı yerı soruldu. Yanıt "Bilen bllir, yaşayan anlar" oldu. Aslında "güvenlik kuvvetlerinin pençesine düsmek ' cezanın en korkunç şekikte çekılmesi" anlamına geliyordu. 26 Martta ANAP'tan Mardinidil Belediye Başkanlığına seçilen Abdurrahmaı Abay'ı bir sürpriz bekJiyordu. Öncekı DYP'I başkan, belediyenın bütün gayri menkullerini satmış, son olarak da belediye binasını satışa çıkarmıştı. "Makamını çadıra taşıma" paniğine kapılan Abay, ilk iş olarak valiliğe başvurup, binanın satışını önledi. Abay ile konuştuk: 27 mart sabahını anlatır mısınız? Ben 80den önce de başkandım. Yaptırdığım 62 dükkânın satıldığını öğrendim. Gelir getiren gayri menkul kalmamıştı. DYP'li başkan , bu da yetmiyormuş gibi belediye binasını satışa çıkarmıştı. İlk önce bu satışı durdurdum. Peki şimdi ekonomik durumunuz nasıl? Çok zordur. 17 aydır işçilerim maaş alamıyor. 1 milyar 256 milyon lira borcumuz var. Eski başkan İller Bankası'ndan avans aldığı tçin, 1991'de kadar istihkakımız yoktur. Sız maaş alabıliyor musunuz? Ne gezer, göreve geldiğimden beri tek kuruş alamadım. Yok kl para ne yapaymt? ANAP'lısınız, fonlardan yardım alamıyor musunuz? Başbakanla, Maliye Bakanıyla görüştüm. Tamam, veririz bir şeyler dediler. Ama daha bir şey gelmedi. Muhalefet partili belediye başkantarı nasıl sürünüyorsa biz de öyle sürünüyoruz. Ne olacak şimdi? Vallah bilmem. İdll'de her esnafa borcumuz var. Eczaneye 12 milyon, akaryakıta 7 milyon... İlaç bile alamıyoruz. Tekrar belediye binasını satışa çıkarsanız? O olmaz hayatta, belediye olduğumuzu kanıtlayan bir tek binamız var. Bırakmam onu da. Türkıye'de dış borçlar sorun yaratmıyormuş... Ya ıç borçlar?.. Şinasi Nahit Berker FIKRA Nasıl olsa öleceğim Adamın bin rahatsızlanmış, hastaneye gitmiş. Doktor tek çare "sağ kolunun kesilmesi ' demış. Adamın içine mi doğmuş ne, "yahu ben biliyorum, öleceğim, hiç gerek yok" demiş. Doktor dınlememiş, kol kesilmiş. Aradan bir ay geçmiş adam yine hastalanmış. doktor bu defa "sol kolu keseceğiz" diye tutturmuş. Bu, perıyodik olarak devam etmiş. Sağ bacak, sol bacak, sağ kalça, sol kalça derken, adam süreklı itiraz ediyormuş, "yahu içime doğdu, öleceğim" diye, ama doktor dınlemıyormuş. Adam sonunda ölmüş, son sözü de; "yahu ben size söylemedlm mi öleceğim diye" olmuş. Başkent kulislerinde bu fıkra, her zamdan sonra maaşları ve ücretleri kuşa dönen Türkive Cumhurıyetı vatandaşları için anlatılıyor. Anlatanlar, doktorun Başbakan Özal'ın ta kendisi olduğunu eklemeyi de unutmuyorlar. ANAP Teşkilat Başkanı Orhan Demirtaş, SHP'li belediyelere çattı "Yanlış üstüne yanlış yapıyoriar. Seçilmiş insanlar yanlış yaparsa millet defterterini dürer. " Demırtaş'ın sozlerı gazetecılerin aklına "26 martta dürülen defterieri" getırdı ve kendısıne soruldu: "Yerel seçimlerde de mitletin sizin defterinizi dürdüğünü mü söylemek istiyorsunuz?" Demirtaş'ın yanrtı, "çifte standarf'ın en güzel örneklerinden biriydi: 'Millet bizim defterimizi dürmedi. 26 martta biz* yalnızca bir uyarıda bulundu. Ama her işte bir hayır vardır." Bu yaklaşımın sonucu olarak ANAP'ın önümüzdeki günlerde nasıl bir "hayır'la karşılaşacağı ve ilk seçimde "kimin defterinin dürüleceği" merakla bekleniyor. Hayırlısı! PISİSLERİ Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Daire Başkanı Nazım Berger, hafta başında yeni bir göreve başlayacak. İkili Ekonomik ilişkiler Genel Müdür Yardımcılığı'na atanan Berger, Bakanlık Sözcüsü Büyükelçi İnal Batu ile geçen hafta son kez basın toplantısına katıldı. Batu açıklamalarını tamamladıktan sonra, Berger'in pazartesi günü yeni görevine başlayacağını anırrfsatarak, "Kendisi yine bakanlığın içindedir. Sizlerie görüşmekîen herhalde mutluluk duyacaktır" dedi. Gazetecilerden hemen yanıt geldi: "Hiç sanmıyoruz." Gazetecilerın diplomatların sürekli kendilerınden kaçmaları nedenıyle verdiklen bu yanıta karşın, Berger toplantı çıkışında gazetecılere her zaman "kapısının açık olduğunu" vurguladı. "Selam verdfm rüşvet değildlr deyu almadılar" sözünü "selam verdim haber değlldir deyu almadılar" dıye uyarlayan Berger, "Ziyaretime gelirsiniz. ancak haberi yine bakanlık sözcüsünden alırsınız" demekten de kendini alamadı. Berger, bu sözleriyle gazetecilerin daha başlangtçta gösterdıkleri tepkınin ne kadar haklı olduğunu kabullenmiş oldu. Berger'in selamı MODERN TEKNOLOJININ GEHRDIGI DÖŞÜK KATRAN... DÜŞÖK NİKOTİN... ZENGİN TAT... NormaJ Filtre Barctay Actron® FHtresi Barclay Actron® Filtresi. Bu eşsiz ve özel sigarada duman ve hava, filtre ve kanallardan ayn a>Ti geçer. Ağzınızda birleşen duman ve hava, damağmızda çok daha doyumlu bir tat bırakırken, daha az katran ve nikotin verir. Actron® Filtrenin sırn işte budur. Barclav tadının sırn da buradadır. BARCLAY Zevkte Seçkinlik Çizgisi 1979 YILI ICRA PL 467 TEDBİfl UVAPIMCA SIGARA SAGUGA ZARARLIOIR
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear