Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
24 TEMMUZ 1989 DtZt YAZI CUMHURİYET/15 Askeri şef aday olursa... Çankaya Krizleri 2 Türkiye Cumhurbaşkanlığı için yapılan seçimlere ordunun kurum olarak ilgisi hep olmuştur. Fakat nedense 196O'tan sonraki ilgisi konu edilmiştir. Belki bunda Kurîuluş Savaşı koşullarından gelen siyasi pnderliğin 1920 ve 30'lu yıllarda yarı askeri bir diktatörlükle ülkeyi yönetmesini kaçmılmaz bulan anlayışın etkisi aranabilir. 1925'te Takriri Sükun Kanunu'na kadar olan iktidar mücadelesinde Felhi ve Rauf Bey'ler gibi bir iki istisna dışında (ki onlar da asker kökenliydiler) önderlik içinde sivrilen adların tamamını generaller oluşturmaktadır: Mustafa Kemal (Atatürk). Fevzi (Çakraak). İsmet (tnönü) ve Kâzım (özalp) ile Ali Fuat (Cebesoy), Kâzım (Karabekir) ve Refel (Bele) Paşa'lar gibi. Dolayısıyla, bütün önemli kararların alınmasında, sayılan bu adlar arasında ittifaklar veya anlaşmazlıklann olmaması mümkün değildir. Nitekim, Mustafa Kemal Paşa'mn önderlik ettiği Cumhuriyet Halk Fırkası'na karşı muhalefet amacıyla 1924 yılında kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'ndaki ilk iki adın (Kâzım Karabekir ve Ali Fuat Cebesoy) milli savaşın popüler komutanlan oluşu rastlantı değildir. 1938 cumhurbaşkanlığı seçimleri Türk Silahlı Kuvvetleri'nin konuya doğrudan etkisini gösteren ilk örnek İsmet Paşa nasıl cumhurbaşkanı oldu? Dr. Hikmet Özdemir'in araştırması 'Birinci Ordu'da toplandık, tnönü'de karar kıldık' Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Asım Gündüz, anılarında, 1. Ordu Kumandanı Fahrettin Altay'ın inönü'yü nasıl ve neden desteklediğini anlatıyor ve şöyle diyor: Genelkurmay'da bir toplantı yaparak, cumhurbaşkanlığı seçiminde ordu olarak takınacağımız tavrı tespit etmiştik. Seçimden uzak kalacaktık. Ama, Fahrettin Paşa da haklıydı. Silahlı entelektüel Burada söz konusu olan bir tür asker politikacı tipidir ki kaynağı Meşrutiyet'in silahlı entelektüel diye tanımlanabilecek subayına dayanır. Silahlı entelektüellikten gelme asker politikacının en başanlı örneği ise tahmin edileceği üzere, Mustafa Kemal Paşa'dır. Fakat Mustafa Kemal Paşa, kişi olarak siyasi hayatının en başından beri ordunun siyasetten ayrı tutulması ilkesini savunmuş ve titizlikle uygulamaya çalışmıştır. İnönu, Atatürk'ün sinirine dokunuyordu. Atatürk ise İnönü tarafından eleştiriliyordu. Aradaki zevat da bunları iki lidere yetiştirmekteydiler. Onun, siyasi rakiplerine karşı kullandığı bazı yöntemlere bakarak orduyu siyasetin için gelişmeler üzerinde durulmaz. Oysa, söz kode bıraktığı şeklinde bir görüş ileri sünilebi nusu gelişmeler, 20. yüzyıl Türkiyesi'nde bir lir, ama bu haklı olmaz. Bununla birlikte, kurum olarak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin siTürkiye'de çok partili siyasete geçişin 1946'ya yasete doğrudan etkisi ve özellikle cumhurkadar gecikmesi ve sivilleşme başkanlığı makamına çıkacak adayın belirlendemokratikleşme sürecinin ancak bu tarihten mesindeki rolünü gösteren ilk örnektir. sonra başlatılabilmiş olması incelenmeye Kime 'itaat' edilecek? muhtaç bir konudur. 1923 vesırasıyla 1927, 1931, 1935 üst üste Fevzi Çakmak'ın rekoru dört kez cumhurbaşkanı seçilen Mustafa KeKemalist askeri önderlik (Mustafa Kemal mal Paşa'mn bu makamda bulunması, ordu ve lsmet Paşa'lar), parti ve parlamentoda ik açısından elbette gurur duyulacak bir olaydır. tidan sıkı sıkıya elinde bulundurmaya özen 1922 yılında fıilen başkomutanlık yapan kigösterirken, orduyu da en güvenilir kurum şinin cumhurbaşkanlığı altında muhtemeldir olarak her zaman yanıbaşında hissetmiştir. ki subaylar kendiierini güven içinde hissetmişBunu, Genelkurmay Başkanlığı görevini yak lerdir. İşte böyle bir kişinin yitirilişinden dolaşık 22 yıl sürdürerek bu alanda bir rekor kı ğan güvensizlik duygusu nasıl giderilecektir? ran Mareşal Fevzi Çakmak'a bağlamak ye Subay kesimindeki endişe belki bu şekilde anterli değıldir. Mareşal ile ilgili bazı yayınlar latılabilir. da da belirtildigı gibi, kişilik olarak asker kalFakat, general rütbesi taşıyan komutanlamayı tercih etmesi, onu, rejimin ideal (sadık) rın durumu herhalde daha farklı olmalıdır. Genelkurmay Başkanı konumuna yükseltir. Onlar kime "itaat" edeceklerdir? Büyük Milken, özellikle tsmet Paşa'mn orduda kendi let Meclisi Başkanı Abdülhalik Renda'ya mı. ne bağlı bir kliği etkin görevlerde tutabüme Londra'daki Büyükelçi eski Başbakan Fethi sine de yardımcı olmuştur. 1938'de lsmet tnö Okyar'a mı? Yoksa, İsmet inönü, Celal Banü'yü cumhurbaşkanlığı için tek aday konu yar'dan birine mi? Veya hiçbirine değil de muna getiren şey parlamentodah çok onun or şimdilik komutan Mareşal Fevzi Çakmak'a du ve bürokrasideki gücüdür. mı? Yitirilen başkomutan Burada, ordu mu cumhurbaşkanlığı makamına ilgi duymaktadır, yoksa cumhurbaşkanı adaylan mı orduyu yöneltmektedir, şeklinde bir sorudan yola çıkarak genelleme yapmaya çalışmak anlamsızdır. Atatürk'ten sonra cumhurbaşkarumn kira olacağı sorusuna ordunun ilgisi bilinmektedir. Çünkü, Atatürk'ün ölümüyle birlikte, her ne kadar Genelkurmay Başkanı yaşıyor idiyse de Türk ordusu fiili önderini, başkomutanını yitirdiği kaygısı içine düşmüştür. Sivil halkın bazı kesimlerinde özel nedenlerden dolayı pek etkisi görülmeyen matemin en çok askerleri sarsması anlaşılabilir. Doğal olarak Atatürk'ün ölümü, milletvekileri, gazeteciler ve öteki yurttaş kesimleri kadar subaylan da kedere boğmuş olmalıdır. O günlerin gazete ve dergilerinden seçilmiş duygu yüklü bazı anlatım ömekleri (abartılı bile olsa) anlamlıdır: "Atatürk!" "Senin için ölüm yoktur. Oiamaz! Scn Türkiin Tanrtstsın!.. "Tann hiç öliir mii?.." (Yanm Ay, sayı 91, 15 tkinciteşrin 1938) "Tann ölmez, o dikrse göriinür bir müddet" (Neyzen Tevfik, Kurun (Vakit), 1213 ve 15 Ikinciteşrin 1938) En mesut Türkler, Atatürk yaşarken ölmiiş olanlardır." (Falih Rıfkı Atay, Ulus 11, Sonteşrin 1938) "Ordu mu milleti, raillet mi orduyu teselli etsin. Ordu, millet, Atatürk aynı şeydir. Hepsi birbirinin isim değiştirmiş tek cevberidir." (Sadri Ertem, Kurun (Vakit) 22 İkinciteşrin 1938) Atatürk'ten sonraki Türkiye'nin durumunu işleyen Hemşeri (21 İkinciteşrin 1938)'nin kapağmda ise ayyıldızlı bayraktan elbise giymiş ağlayan bir kadın, çok iri ve güçlü imaj verilen bir asker tarafından teselli edilmektedir. Resim altında şunlar yazıhdır: "Bugün yüce şefin ufulile biiyük yaslara bürünmiiş olan cumhuriyet perisi en biiyük teselliyi cumhuriyeün koruyucusu aslan Mehmedciğin göğsünde buluyor. Gözyaşlarını ancak onun sinesinde dindirebilir. Yaşasın şanlı ordu. Yaşasın ölmez cumhuriyetimiz." Cumhurreisini kim seçer? Aslında burada kullanılan "itaat" sözcüğü yürürlükteki hukuka da uygundur, Çünkü 1944'e kadar Genelkurmay Başkanlığı özerk bir kurum olup, başbakana veya Milli Savunma Bakanı'na karşı bir yükümlülük taşımamaktaydı. Başka bir anlatımla Genelkurmay Başkanı ve komutanların, cumhurbaşkanlığı makamına kimin geleceğine dair bir polıtikacıdan fazia ilgi duyduklan ve görüş açıkladıkları bilinmektedir. O kadar ki 1938'de yeni cumhurbaşkanı seçüdikten sonra bir askeri lisenin tarih öğretmeni, öğrencilerine, "Çocuklar askeri şerefinizin kıymetini biliniz. Yeni cumhurreisimizi seçen, başta Mareşal (o zamanki Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak) olmak üzere birkaç kumandandır" derken bir gerçeği teslim etmekteydi. Fakat asıl önemlisi, bir öğrencinin "Efendim, Büyük Millet Meclisi seçmedi mi?" diye sorması üzerine öğretmenin yanıtıdır: "O, işin formalitesidir. Kumandanlar razı olmasaydı o başıbozuklann cumhurreisi seçmek hadlerine mi düşmüş?" 1980'lerde devlet lise ve dengi okullar öğrencileri için hazırlanmış ders kitabında yazılanlar 1938 cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili gerçeği şöyle dile getirmektedir: "Atatürk'ün amansız bir hastalığın elinde giinlerinin sayılı olduğunu anlayan ileri gelen devlet adamları, zaman zaman Mareşal Fevzi Çakmak'ın başkanlığında toplandılar. Türk devletinin gelecegini görüşlüler. (...) Sorun, ölümünden sonra devletin başına kimin geçeceği idi". 1938 cumhurbaşkanı seçiminde tayin edici rolü İnönü yanlısı general kliğinin oynadığı, bunun ise Celal Bayar ve Fevzi Çakmak'ı inönü'nün adaylığına " e v e t " demeye ikna etmiş olabileceği şeklinde bir yorumu güçlendiren en önemli gelişme, Mareşal Fevzi Çakmak, Orgeneral Fahrettin Altay görüşmesidir. Genelkurmay 2. Başkanı sıfatıyla o günleri yaşayan Asım Gündüz, anılarında, "tsmet Paşa Nasıl Cumhurbaşkanı Oldu?" başlığı altında olayı şöyle anlatmaktadır: "Atatürk'ün hastalığı ilerlemiş, artık ümit kesilmişti. Ölümü an meselesiydi. Onun yerine kimin cumhurbaşkanı olacağı tartışılıyordu. Bu tartışmalar endişeli bir hal almıştı. Gejelkurmayda bir toplantı yaparak, cumhurbaşkanlığı seçiminde ordu olarak takınacağımız tavn tespit etmiştik. Vardığımız sonuç şuydu: Atatürk ölmüştür. Ama onun Millet Meclisi vardır. Cumhurbaşkanı seçme yetkisi de Millet Meclisi'ne ait bir iştir. Ordu olarak biz bu seçimden uzak kalmalıyız." "Bu topiantıyı öğrenen devrin Başbakanı Celal Bayar koşa koşa Genelkurmay Başkanlığı'na gelmiş ve kararımızı öğrenmek istemişti. Başbakan yanına girince Mareşal Çakmak beni de çağırtu ve: 'Asım Paşa' dedi... 'Bak Başbakan Beyefendi bizim kararımızı öğrenmek istiyor, olanları anlatıverin..." "Ben Celal Bayar'ı çok severdim. Şimdiki evimi satın alabilmek için ayda 50 lira taksitle ödemek üzere İş Bankasf ndan 500 lira borcu bana o vermişti. Düşünülmelidir ki Genelkurmay İkinci Başkanı olan ben milli mücadelenin ikinci yılında 500 liranın sahibi değildim." "Başbakana genelkurmaym fikrini anlattım. Meclisin üzerinde bir kuvvet tanımadığımızı. Bunun için de heıhangi bir tavsiyeyi düşünmediğimizi, Meclisin en isabetli seçimi yapacağını söyledim." "Celal Bayar ferahlamıştı. O, tsmet Paşa'dan çekiniyor ve İsmet Paşa için karar aldığımızı saruyordu." "Aradan bir iki gün geçmişti. Birinci OTdu Kumandanı olan Fahrettin Altay geldi ve: " 'Asım Paşa' dedi. 'Cumhurbaşkanı kim olacak?' " "Olanları, topiantıyı, kararı teker teker anlattım. Altay itiraz etmişti: Muharip Gazıler Şeref Günü için Ankara'ya gelen Fahrettin Altay. Anıtkabir'de ismet inönü'yle (17.5.1967) " 'Olmaz öyle şey... Madem ki Mareşal kabul etmedi, o halde tnönü cumhurbaşkanı olmalıdır." "Neden? Bu karar nereden çıktı?", "Birinci Ordu'da kolördu ve lümen komutanlanyla bir toplantı yaptık ve tnönü üzerinde karara vardık." "Karannızın esbabı mucibesi? (gerekçesi)" "Bu millet daima denenmiş, isim yapmış kimselerin arkasından gitıneye alışmıştır. Mareşal her bakımdan bu yeri doldurur. Madem istemiyoriar öyleyse, tnönü cumhurbaşkanlığına gelmelidir. Yoksa lalettayin (raslgele) bu mevkie getirilecek bir kişi milleti tatmin etmeyecektir. Sonra daha önemli sebep, Avrupa'da ufukların kararmakta olmasıdır. Ruslar, bize karşı her gün biraz daha artan menfi bir tulumun içinde... Öte tarafta Mussolini ve Hitler azgınlıklarını artIınyorlar... Mussolini, Hitler, Stalin... Her üçü de macera peşindedirler... Bu durumda Türkiye, başında kuvvelli bir şahsiyete muhtaçlır..." Evet, Fahrettin Pasa da haklıydı. Onun görüşünü de hemen reddetmeye imkân yoktu: "Dur" dedim, "Mareşale haber vereyim. Gir içeriye ve derdini anlat..." "Fahrettin Paşa, yanına girince Mareşal beni de çağırdı ve şöyle dedi: 'Asım Paşa, bak Fahrettin Paşa ne diyor?' 'Vallahi efendim, bizim karanmız demokrasi prensipleri bakımından doğru ve yeriodedir. Ancak dünyanın kanşık durumu, Nazilerin, faşistlerin ve komünistlerin şahlannuş ihtiraslan karşısında Fahrettin Paşa'ya hak vermemek mümkün değil.' Resmi haleflik inönü cumhurbaşkanı seçildikten sonra, gazete ve dergilerin ilk sayfalarında resmi haleflik tezini kuvveöendirmek için eskiye ait fotoğraflar bol miktarda yer aldı. Atatürkİnönü anlaşmazlığı Cumhurbaşkanlığına giden yolda lsmet Inönü'nün gücü nereden gelmektedir? Bu soruyu yanıtlayabilmek için, 1937'de onun, Atatürk'ün başbakanlığından aynlmasına neden olan gelişmelere, başka bir deyişle Atatürk İnönü anlaşmazlığına çok kısa göz atmak gerekiyor. Atatürk ve dönemi üzerine ünlü bir yapıtın sahibi Lord Kinross, iki lider arasında kopmaya varan olaylan objektif olarak anlatmaması için bir neden olmadığından ötekilere göre güvenilirdir. Lord Kinross'a göre, Atatürk ile İnönü anlaşmazlığında ilk neden Atatürk'ün sofra arkadaşlandır. Mazbut bir aile reisi olan lsmet İnönü'nün sofra âlemlerine uygun davranması beklenemezdi. Dolayısıyla bu çevre, inönü'yü dışladı ve tehlikeli gördü. Öle yandan, Atatürk'ün, Lord Kinross'un deyimleriyle "böl ve yönet" siyaseti uygulaması, rakipleri birbirine karşı kışkırtarak seyretmekten hoşlanması huyu da inönü'nün hoşıına giimemiştir. Hele bir keresinde Atalürk'ün, İnönü'nün ardından yumruğunu masaya vurarak, "Ben istersem bir adamı eliıfıe alır, yükscklere çıkarırım. Ama o bunu anlama/ da kcndi değerleriyle yükseldiğini sanırsa. < /aman paçavra > gibi silker atarım" demesi, dustluklarını koparmış olmalıdır. İnönü, Atatürk'ün anık sinirine dokunuyor, Atatürk ise İnönü luralından eleştirili Çankaya için lsmet İnönü'nün cumhurbaşkanlım üzerine mizahi bir yorum verilen mücadelede, Atatürk ile arasında geçen tatsız olaylar İnönü'nün bir miktar prestij yitirmesine yol güiİsmet İnönü'nünocumhurbaşkanlığı ile ilen mütevazı ve ölçüde gerçekçi yorum, açsa bile, onun, halk mizahının scvilen kahramanı Karagöz'ün adını taşıyan mizah dergisince yapılanıAtatürk ve yakın dır. Karagöz'ün kapak resminde, İsmet İnönü kaptan giysisi ile gemi güvertesindedir. çevresinin gürültülü Hacivat ve Karagöz aşağıda konuşmaktadırlar: yaşam tarzından "HACtVAT: Karagöz'üm, dümen başınrahatsızhk duyan da bu kadar neşeli ve emniyetli kapdan (kapgörmedim doğrusu." askeri ve mülki erkân tan)KARAGÖZ: Hacivat, o, bu dümenin yabancısı değil ki... Türk milleti can ve gönülkatlarındaki olumlu den kendisine bağlı olunca, o da neşe ve emniyet içinde gemisini daima fırtınalardan cegörüntüsünü saretle kurtarıp her zaman selamete çıkarapekiştirmiş olmalıdır. cak..." Neşeli ve emniyetli bir kabdan 'İnönü devlet reisliğine' 1923'te, cumhuriyetin ilanıyla bir arada adeta oldubittiye getirilen ilk cumhurbaşkanı seçimi (!), 1938'de inanılmaz bir sessizlik içinde ve çok kısa sürede yapılabilmişse, bundan kuşku duymak, malzemeyi daha bir dikkatle gözden gcçirmek gerekmektedir. Kemalist yönetimin sözcülerinden Falih Rıfkı Atay'ın "Kamutay, diin Atatürk'ün batırasını aglayarak takdis ettikten sonra, ilk iş olarak tsmet İnönü'yü devlet reisliği vazife ve hizmetine çağırmıştır" diye bir cümlede özetleyebildiği 1938 cumhurbaşkanı seçimi, resmi literatürde hep geçiştirilir. Atatürk'ün ölümüyle boşalan cumhurbaşkanlığı makamma, başkaca adaylar kadar şansa sahip gibi görünen eski başbakanın getirilmesine yol açan yordu. Aradaki zevat da bunları iki lidere ye re edilecek?" cümlesi, bir dunım saptaması oltiştirmekteydiler. Atatürk'ün özellikle dış po maktan öte, söyleyen kişinin hedef olduğu litika alanına doğrudan müdahalesi de baş 'masa'nın yerini değiştirmeyi kafaya koydubakanı çileden çıkartmaktaydı/ ğunu ilan etmektedir. Nitekim, başbakanlıktan aynldıktan sonra İngilizcesini kolaylıkla Celal Bayar başbakan kullanabileceği bir düzeye çıkaran ve siyasi taNihayet, ikisi arasında gerginlik bir Çan rih çalışan İnönü, kendisini bekleyen yeni gökaya akşamında son haddini bulur. Bir bira revin bilincindedir. fabrikasını ilgilendiren ekonomik bir sorun Atatürk'Un giderek bozulan sağlığı ile ülolay yaratır. İnönü, sinirlerine hâkim olama ke yönetiminde yol açtığı kargaşanın parti ve yarak "Bu ülke daha ne kadar bir sarhoş ma ordu çevrelerinde hoşnutsuzluk yaratabilccesasından idare edilecek?" diye parlar. Ata ğini sezmeıniş olması beklenemez. Öte yantürk sakin sakin, "Seni bu mevkie getirenin dan, Atatürk'ün yakın çevresi 'sofra de bir sarhoş olduğunu unutuyorsun galiba" arkadaşlan' ise eski başbakanı ortadan kalder. Artık ipler kopmuştur! Ertesi gün. Trenle dırmanın bir yolunu arıyorlardı. Bir gazeteresmi bir yurt gezisine cıknıak üzere olan Ata cinin notlarına bakılırsa Atatürk'ün hastalıtürk. İnönü'yü özel kompartımana çağırarak ğı ilerlediği sırada İnönü'nün onu ziyarel ctbirkaç hafta resmi bir "sağlık raporu" alma ınekten Recep Zühtü adlı kişi tarafından ölsını öncrir. Başbakanlığa da Celal Bayar gc dürüleceği endisesiyle vazgeçtiği şeklinde bir tirilmiştir. iddia ortalıkta dolaşmaktadır. Başbakan İsmet İnönü'nün herkesin içinde scrt bir üslupla cumhurbaşkanına yönelttiği cieştiri dc kanıtlamaktadır ki, ortada bir gözden düşme olayı yoktur. Aksine, rejimin birinci adamına ve çevresinc karşı ikinci adamının başkaldınsı, başka bir deyişle açık mücadele bayrağı açması söz konusudur. "Bu üike daha ne kadar bir sarhoş masasından idaÇankaya için verilen mücadelede Atatürk ile arasında geçen tatsız olaylar İnönü'nün bir miktar prestij yitirmesine yol açsa bile, onun, Atatürk ve yakın çevresinin gürültülü yaşam larzından rahatsızhk duyan askeri ve mülki erkân (bürokrasi) katlarındaki >lumlu ima]\v\\ pekiştirmiş olmalıdır. Kaldı ki İnönü 14 yıl başbakanlık görevinde bulunan bir önder olarak bürokrasiyi yönetmiş, ordu içinde de özellikle kendine bağlı bir general kliği yaratma becerisini gösterebilmiştir. İnönü'nün cumhurbaşkanı olması için bazı generallerin açık ve kesin tavır belirtmeleri ve Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak nezdinde girişimde bulunmalan ise orduda İnönü yanlısı bir general kliğinin varlığına kanıt oluşturmaktadır. Cumhurbaşkanlığı yanşında İnönü onlara dayanacaktır. İnönü cumhurbaşkanı seçildikten sonra. basının, Atatürkİnönü, İnönü Bayar ve Atatürk Çakmak İnönü dostlukları üzerine resimli / yazılı bir kampanya başlatınası da ilginçtir. İnönü, Çakmak ile birbirlerini pek sevmediklcri, Bayar ile özellikle ekonomi politikasındaki farklı anlaytşları yüzünden gizli bir mücadele yaptıkları, Atatürk ile hastalığı ağırlaştığmda görüşemeyecek kadar ayrı düştükleri halde basının yarattıgı "Atatürk'ün halefi" imajını kendi iktidarı için gerekli bulmuş ve kullanmıştır. Gerçekte, basının 1938'de seçimden sonra hassasiyetle yürütlüğü "Alatürk'ün adayı İnönü idi" kampanyası, Alatürk ile İnönü arasındaki son bir yıllık kopukluğu örtbas etmek ve mümkün olursa hafızatardakt görüntüyü karıştırmak amacına hizmct etmiştir. Bu anlamda başanlı ol duğunu da söylemek mümkündür. Atatürk'ün, İnönü'yü kendi sağhğında cumhurbaşkanı yapacağına dair söylentilerin yazılı kaynağının da rüya olayına İnönü'yü katan Asım Us olması şaşırtıcıdır. Kulağı delik resmi gazetecinin Erzincan Mebusu Aziz Semih'e dayanarak yazdığına göre. İnönü başbakanlıktan çekildikten sonra Atatürk, sofradakilere 'Ben onu halihayalında cumhurreisi yapacağım.' demiştir. Sofrada Vedid (İsmet 'in kalemi mahsus müdürü) de vardır. Ona da bu sözünü İsmet'e nakletmesini cmretmiştir. Gazete ve dergilerin ilk sayfalarında, resmi haleflik tezini kuvvetlendirmek için liderlerle ilgili eskiye ait fotoğraflara yer verilmektedir. Pazartesi ve cuma günleri yayımlanan ve kendi ifadesiyle "Halk ve köylü gazetesi" Hemşeri (sayı 311, 14 İkincikanun 1938)'de karakalem bir resim basıyor: İnönü, Çakmak ve Atatürk harita üzerinde çalışıyorlar. Resim altında şunlar yazılı: "tsmet İnönü / tsliklal Harbinde Büyük Şef ve Erkânı Harbi>e Reisiyle beraber vatanın kurtulusunu hazırlıyorlar." SÜRECEK