26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/8 HABERLER 20 TEMMUZ 1989 Bulgarlardan hesap hatası SEMİH İDİZ ANKARA Bulgaristan, Türk azınlığın durumunu yerinde incelemek üzere bu iilkeye gitmek isteyen Türk gazetecilerine vize vermezken, Batılı gazetecilerin özellikle son dönemde bu konuda daha şanslı oldukları gözleniyor. Geçenlerde bu ülkeye giden ve Türklere uygulanan baskılan incdeyen Batılı gazetecilerden biri de İngiliz yayın kurumu BBC'nin Türkiye muhabiri Jane Howard'dj. Beraberinde bir Amerikalı gazeteci ile beş gün süreyle Sofya'yı ve Türklerin yaşadığı bölgeleri gezen Hovvard, bu ülkeye girişte herhangi bir sıkmtı çekmediği gibi istediği yere de serbestçe gidebildiğini belirtiyor. Howard, "Başta zor olacağını düşündüğümttz şeyler kolay, kolaj olacağı•ı düşündüğümüz şeyler zor çıklı" diyor. Howard Cumhuriyet'le yaptığı söyleşide, Bulgaristan'da Türklere karşı uygulanan baskılar hakkındaki izlenimlerini aktarırken, aynı zamanda sorunun görünenden karmaşık olduğunu Alabildiğinu kadanyla resima ediyor. Jane Howard'a sor mi tutum neydi? duğumuz sorular ve verdiği yanıtHOWARD Bu insanlann lar şöyle: gitmekte serbest olduklannı, bunun yeni liberal pasaport yasası Buigaristana gitmekte, bat nra bir parçası olduğunu söyledita Türk azınlığın yaşadığı yerlere ler. Mayıs ayında bazı bölgelerde gitmekte herhangi bir zoriuk çek huzursuzlukların yaşandığını kamediğinizi sövlediniz. Bulgar yel bul ediyorlar. Olaylardan sonra kilileri ile goruşme olanagını bul gidenlere iyiLik ettiklerine inanıdunuz mu? yorlar. Türkiye'ye ilk giden birHOVVARD Bulgaristan'a kaç bin kisinin zorla sırurdışı edilvarışımızın ikinci gününde, yani diğini inkâr ediyorlar. Bunlann 4 temmuzda Amerikan elçiliğin pasaport alarak serbestçe gittikde bir resepsiyona katıldık. Bura lerini söylüyorlar. tsteyenin dışada birçok insanla temas kurma nda kalabileceğini, isteyenin döolanağını buiduk. Örnegin Drs nebileceğini, Bulgaristan'ın hür Ekonomik tlişkiler Bakanı And bir ülke olduğunu belirtiyorlar. rey Lukanov'la konuştum. Göçün Geri dönenlerin işlerine, evlerine ekonomilerini etkitediğini daha de dönebileceklerini söylüyorlar. önce açıklamışlardı. Kendisi de bu konuda açıktı ve göçün olumsuz Bunlan söylediklerinde ikna etkileri olduğunu söyledi. edici raiydiler? HOWARD Yetkililerin res Aynntıya girdi mi? HOVVARD VUzbin kadar mi açıklamaları bir anlamda ikinsanın gittiğini, bunlardan 30 bi na ediciydi. Çünkü işgücünü tutninin çalışkan ve yarı vasıflı işçi mak için büyük çaba harcıyorlar. olduğunu söyledi. Ancak şu aşa Fakat özellikle gazetecilerin resmada ciddi bir işgücü azalması ile mi olmayan görüşlerine bakılacak karşı karşıya bulunmadıklarını olıırsa,, tüm olanlar muazzam bir belirtti. Ciddi bir işgücü azalma hesap hatası sonucunda meydana sı olmadığını söylemesi bir işgü geldi. Resmi makamlar bu kadar cü eksikliği olduğunu gösteriyor. insanın gitmek isteyeceğini akıllaAma tabii ülkenin kötü durumda nnın uçlarından bile geçirmiyorolduğunu kabul etmeyeceği açık. lardı. Bu insanlann bu kadar deYine de göçün olumsuz etkilermi rin duygular taşıdıklanru hesaplayamamışlardı. Kuzeybatıyı gezkabul ediyorlar. Sofya'da başkalan ile göriışebildiniz mi? HOVVARD Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin bir kısmının Bükreş'teki Varşova Paklı toplantısında, diğerlerinin de Bulgaristan 'daki bir sayfîye kentinde yabancı büyükelçilerle yapılan bir toplantıya katıldıklannı söylediler. Ne zaman birisini sorsak, "Şehir dışında" yarutı ile karşılaştık. Tanıştığımız bazı Bulgar gazetecileri, "Herttes niçin şehir dışında biliyor musıtnuz" diye sordular. Söyleneni kendilerirıe aktardığımızda gulerek " Ş u anda oolarla ilgili o kadar büyük bir karmaşa yasanıyor ki kimse resmi yakiaşımın ne olduğunu bilmiyor. Bu nedenle konuşmak istemiyorlar" dediler. Aslında beklentilerirniz tamamen tersine işledi. Sofya'da resmi açıklamaları alıp bunlann ışığında gezdirilmeyi bekliyorduk. Ancak resmi bir açıklama gelmediği gibi, serbestçe istediğımiz yere gittik. Yani fazla organize değillerdi. muş. Kendileri de olanlan görmek için arabadan inmişler. Kalabalığın yanına g^ttiklerinde bir polis arabası yanaşmış. Arabadan inen polisler kalabalığa doğru hareket ederek birden ateş açmaya başlamışlar. Kız kurşun yarası almış. Kayınpederi ise ciddi şekilde yaralanmış. Daha sonra hastaneye götürülürken yolda ölmüş. Orada kaç ktşinin öldüğünü söyledi mi? Daha sonra bu şoförlerden biriyHOVVARD Kaym pederinin le tanıştım. "Bize tüm yapüklayani sıra üç kişi daha ölmuş. Tanndan sonra Bulgarlar için niçin nıştığımız bütün etnik Türklerin çalışayım? KaMı ki ben de yakınanlattıklarını inanılır kılan başlıda gideceğim" diyordu. Fakat çaca şey Bulgaristan genelinde öldülışsa bile buriun bir anlamı olmarülen Türklerin sayısı hakkında yacağım, çünkü etnik Türklerin bir şey söylemekten kacınmalanyçalışmamalan yüzünden taşıyacak dı. Sadece kendi gözleriyle görkimsenin olmadığını söyledi. düklerini söylüyorlardı. Ancak genelde, ölenlerin sayısmın Tür Bolgarlaria konuştuğunuzda kiye'de duyurulan rakamlara yaülkede Türklerle ilgili bir insan kın olduğuna inandıklarını belirhaklan sonınu olduğunu kabul tiyorlardı. Yani, Buigarlann verdiği 7 ölüm sayısına inanmıyorlart ş l e r i b ı r a k t ı l a r "Kuzeybatıyı gezdiğimizde bize çarpıcı gelen bir şey dı. pasaport alamamış olan ve gidip gidemeyeceklerini bilemeyen Türklerin Siz oradayken genel güvenlik havası neydi? ftili oiarak işlerini bırakmış olmalanydı. Hepsi bir tür grevde. Bu da HOVVARD Bu da aslında yetkililerin başını ağntan bir gelişme." şimdi daha çok görülen Türkçe konuşma serbestliği ile bağlantıh Batılıların g ö z l e m i "Tanıştığımız birçok Batılı diplomat da etnik herhalde. Novi Pazar'dan Todor Türklerle ilgili sorunun ülkedeki genel insan haklan sorununu tkonomova'ya giderken yolda gölgelediğine inanıyorlardı. Bu konuda biraz da üzüntülüydüler. Ayrıca birkaç polis barikatı ile karşüaştık. Ancak burada bir sorun olTürklerle ilgili durumun Batı'dayanlış anlaşıldığına inanıyorlardı." madı. Arabamızda üç Yaygın ı r k ç ü ı k "Bulgar gazeteciler Türklere karşı ırkçıhğın yaygın olmasına rağmen bizeetnik Türk rehberlik olduğunu bildiriyorlar. Ancakşunu dagördük:Etnik Türkler, eden kız da yolda, "Burada da vardı, ama Bulgaristan'dakienfakirkesim sayüamaz. Belli biryaşâm standartları barikatlar kaldırmışlar" diyordu. Kısacası, olduğu gibi ülkenin varlıkh kesimlehndeyaşıyorlar." guvenJıgin. gösterilerin olduğu zamana oranla bir hayli azaltılmış kampanyası konusunda hemfildr sında ilginç buiduğum unsur şuy olduğu izlenimi edindik. edişorlar mıydı? HOVV ARD Evet, bir insan ler. Ancak çoğu bu kampanyamn du: Birçok kişi, iki ay öncesine Bu, Bulgaristan iizerindcki haklan sorunu olduğunu kabul basansızlıkla sonuçlandığına ina oranla sokaklarda Türkçeyi çok ediyorlar. Tanıştığımız ilginç bir ruyor. Bunu, konuştuğumuz Bul daha serbestçe konuşabildiklerini ulnslararası baskılarla ilgili mi sizşahıs, resmi insan haklan örgütü gar gazeteciler de kabul ediyorlar. söyledi. Eskiden boyle konuşan ce? Gozler uzerlerinde olduğu için adına konuşan bir kişiydi. Eski Aynı zamanda Türklere karşı ırk lara polis sokakta S leva ceza ke mi guvenliği gevsettiler? HOVVARD Bilemiyorum. bir büyükelçiymiş. Uzun yıllar çıhğın da yaygın olduğunu bildi serken, artık bundan vazgecildideviet adına çahşmış. Şimdiki gö riyorlar. Ancak şunu da gördük. ğini belirttiler. "Bizimle ugraş Olabilir. Ancak etnik Türkler burevine hükümet tarafından atan Etnik Türkler Bulgaristan'daki en maktan vazgeçtiJer. Direnişimiz nu farklı yorumluyorlar. Bunu dığını düşünüyorum. Ancak yine fakir kesim sayılamaz. Belli bir başanya ulaştı" diye konuştuiar. kendi özel zaferleri oiarak görüde oldukça bağırnsız bir şekilde yasam standartlan olduğu gibi ül Burada genç bir kadınla tanıştık. yorlar. Açıkça söylemek gerekirkonuşuyordu. O da büyük bir he kenin varlıkh kesimlerinde yaşı Bacaklannda hâlâ kurşun yaraları se gördüğümuz güvenlik tedbirleri sap hatası yapüdığıru ve bu insan yorlar. Bu, bizim için çarpıcıydı. vardı. Ayağı da sarılıydı. Bir dü bize Güneydoğu Anadolu'da alığOn için gittikleri Todor İkono nan tedbirlere oranla çok daha az lann duygulannın yanlış anlaşıl Evet, ama Bulgaristan açı mova (Mahmuzlu) kentinde ol göründü. dığını kabul etti. Kendi örgütünün, elinden geleni yapmaya ça sından temel çelişki buradan kay muş. Bize öyküsünü anlattıktan Todor tkonomova'da lıştığım savundu. Bu arada göz naklanmıyor mu? Yani bu yasam sonra Todor tkonomova'ya gö (Mahmuzlu) nasıl izlenimler ecUnstaodardına karşın bu kişiier iil türdü. Anlattığına göre bir düğun diniz? altmda bulunan Konstantin Treniçin gittikleri bu kentin meydanıçov adlı bir doktorun serbest bı keden kaçmaya çaiışıyoriar? HOWARD Her ev toplanrakılması için çahştığmı söyledi. HOVV ARD Tabii. îşte Bul na geldiklerinde bir kalabahk gör mış ve yola çıkmaya hazır bavulKüçük bir insan haklan örgütü garlar bu nedenle hesaplannı yan müşler. Polis açlık grevinde olan lar ve bohçalarla doluydu. Henüz nün üyesi olan bu doktor, bir Bul lış yaptılar. Ülkenin tümünü gör bir Türkü götürmek istiyormuş. pasaport alamamış olanlar dahi gar Türkünün mektubunu doğru medirn. Ancak kuzeydoğu ve gü Ancak kalabahk karşılık veriyor toplamyorlardı. Bu arada pasaport alıp da çıkış vizesi alamamış olan insanlarla karşılaştık. Buigarlann bu yoldan göçü yavaşlatmaya çahşacaklanna inaruyorum. diğimizde bize çarpıcı gelen bir şey, pasaport alamamış olan ve gidip gidemeyeceklerini bilemeyen Türklerin fiili oiarak işlerini bırakmış olmalanydı. Hepsi bir tür gayriresmi grevde. Bu da yetkililerin başını ağntan yeni bir gelişme. Bir ara takside giderken radyo haberleri vermeye başladı. Kırcaali'de 2 bin otobüs şoförünün işlerini bıraktıklan bildiriliyordu. dürüst Bulgarcaya çevırdiği için gözaitma alınmış. Mektubu çevirmesinden birkaç gün sonra o bölgede gösteriler başlamış. Yani, etnik Türklerin durumu ile ülkedeki genel insan haklan sorununun bu şekilde iç içe olmasını görmek ilginçti. Tanıştığımız birçok Batılı diplomat da etnik Türklerle ilgili sorunun ülkedeki genel insan haklan sonınunu gölgelediğine inanıyorlardı. Bu konuda biraz da üzüntülüydüler. Ayrıca Türklerle ilgili durumunun Batıda yanlış anlaşıldığına inanıyorlardı. Bunun Türkiye ile Bulgaristan arasında bir ikili sorun oiarak görülmesinin yanlış olduğunu söylüyorlar dı. Bütün bu olanlar konusunda sade Bulgar vatandaşlan ne diyoriar? Olup bitenler hakkında haberleri var mı? HOVVARD Sofya'dayken birçok söylenti dolaşıyordu. "Türkiye'deki kamplardaki dunım berbat" veya "Giden Türkler kendi köylülerinin baskılan ve 'evinizi yakarız* tebditleriyle gidiyorlar" gibi. Bu arada biraz daha inandıncı bir söylenti ise üniversitede olan Türklerin aileleriyle gitmek istemedikleri yolundaydı. Bunlann Bulgar toplumuna daha asimile olan kişiler olduğunu düşünüyorum. Yani kendilerini Türkten çok Bulgar oiarak görüyorlardır. Ancak hiçbirisiyle tanışmadığımı da söyleyeyim. Burada şöyle durumlarla da karşılaştık: Sınıra yakın bir bölgede 15 yaşındaki bir kızla konuşmak istedim. "Türkçe mi, Bulgarca mı konuşuyorsun?" diyesorduk. Kız mahçup oldu ve kızardı. Etrafında birçok etnik Türk vardı. Pek iyi Türkçe konuşamamasından evde Bulgarca konuştuklarıru anladım. Bulgaristan'dan aynltşınızda genel izlenjmiaiz neydi? Göç sürecek mi? HOVVARD Evet, sureceğine inanıyorum. Bu insanlann gitmeye kararlı oldukları izlenimini edindim. "Bulgarlar sının kaparlarsa ne olur?" diye sorduğumda, "Yine gösteri yapanz" diyorlardı. Kararlılıklarını böylece gösteriyorlardı. Bunun yani sıra, Sofya'dayken bize veriien izlenim, Türklerin panik içinde olduğu ve kitle zihniyetiyle hareket ettikleri yolundaydı. Ancak Türk azınlığın yaşadığı yerleri gezince bunun öyle olmadığını gördük. Yani panik işaretleri yoktu. Türkkr sadece yavaş ve hüzünlü bir şekilde yıllardır biriktirdikleri şeyleri gitmek üzere toparlıyorlardı. Bunlar, Bulgar dostlan olan ınsaniardı. Bulgarlara karşı özel bir kinleri yoktu. Ancak isim değiştirme kampanyası ve dinlerinin gereklerini yerine getirirlerken maruz kaldıkları baskılar yetmişti. Etnik kimliklerini kaybetmek üzere olduklarına inanmışlardı. Bu nedenle "Kırsat bu fırsaltır" diye ayrılıyorlardı. Peki Türkiyeden beklentileri ne?" HOVVARD Çoğunun gercekçi olduğuna inanıyorum. Burada yuksek işsizlik olduğunu ve iş bulmanın zor olacağını biliyorlar. Ancak bir genelleme yapılacak olursa o kadar ilerisini düşündükleri söylenemez. Sadece Türkiye'ye, anavatana gitmek düşüncesinden hareket ediyorlar. Yani ne bekledikleri konusunda tatminkâr bir yanıt alamadık. Bana kalırsa bircoğu cvlerini ozleyccek. Bulgaristan genelde Avrupai görünümde bir toplum. Spor tesislcri, toplu taşım ve bunun gibi birçok olanağı geride bırakıyorlar. Isıanbul'daki insan selini görüncc bira/ da duşuneceklerini zannediyorum. Ama geri gilmek istcrler mi. oııu bilemiyorum. neybatıyı gezdim. Bana îngiltere'yi anımsattı. Yemyeşil, temiz, şirin köyler, «yi bir yasam standardı, televizyonlar, arabalar vs. Buna etnik Türkler de dahil. Bunlan bırakıp Turkiye'ye gidenlerin belli bir şok geçireceklerini düşünüyorum. Ama gitmek istemeleri, içinde bulundukları kuvvetli duyguların ve büyük baskılara maruz kaldıkları yolundaki inançlarının bir göstergesi. Gezdiğiniz ve Türklerin yoğun oiarak yasadıklan yerter ne releriydi? HOWARD Sofya'dan aynldıktan sonra Sumen diye bir yere gittik. Ancak burada kalacak bir yer bulamayınca Novi Pazar'a Peki bu Baülı diplomatlar (Yeni Pazar) geçtik. Burada şanTürk azınlığına girişilen baskılar sımız açıldı. Küçük kahvelerde oturduğumuzda insanlar açıkça konusunda ne divorlardı? konuşuyorlardı. Küçük ve şirin HOVVARD G e n e l d e 198485 yıllarındaki asimilasyon bir yerdi. Burada söylenenler ara Türklerin yaşadığı bölgeleri gezen BBC muhabiri Jane Howard baskılan anlattı Erim anıldı tSTANBUL (AA) Türk Parlamenterler Birtiği üyeleri, Dragosta teröristlerce 17 Temmuz 1980'de öldürülen, Türkiye'nin 13. Başbakanı Prof. Dr. Nihat Erim ve koruma polisi Ali Kartal'ı dün Zincirlikuyu'daki mezarları başında andılar. Türk Parlamenterler Birtiği Yönetim Kurulu Üyesi Ekrem Amaç, burada yaptığı konuşmada erim 'in hayatını ve çalışmalarını anlattı. Erim kabinesinde îmar ve Iskân Bakanı oiarak görev yapan Serbülent Bingöl de konuşmasında, Türkiye'nin büyük bir deviet adammı kaybettiğine işaret ederek, kendisinin ülkenin sıkmtıya düştüğü ve çözüm aradığı dönemlerde Erim V aradığını betirtti. Konuşmalardan sonra Prof. Erim ve koruma polisi Kartal için Kuran okundu. Zincirlikuyu Mezariığı'ndaki anma törenine Erim'in eşi Kamile Erim, kızı Is/I, kardeşi Vedat Erim, kızkardeşi Sayide Güneş, koruma polisi Ali Kartal'm ailesi ve eski parlamenterler katıldı. 'Yargı'da 48 günlük mola ANKARA (ANKA) Yüzbinleri bulan dava dosyasımn beklediği mahkemeler, bugün "adli tatil"e giriyor. 5 eylül salı gününe kadar devam edecek adli tatil süresince. sadece nöbetçi mahkemeler görev yapacak. 48 gün sürecek olan ve yargı çevresinde "mola" oiarak nitelendirilen adli tatilde, tutuklu sanığı bulunmayan dava dosyaları 5 eylülden sonra ele alınacak. Tutuklu sanıkların bulunduğu davalar ise nöbetçi mahkemelerde görülecek. Deviet güvenlik mahkemeleri ile halen görevlerim sürdüren askeri mahkemelerin yararlanamadığı adli tatil süresince, Yargıtay, Danıştay ve Askeri Yargıtay'da da nöbetçi daireler görev yapacak. Avukatların dert toplantısı ANKARA (ANKA) Türkiye Barolar Birliği, 22 temmuzda Ankara'da avukathk mesleğine ilişkin sorunlann ele alınacağı bir topiantı düzenliyor. Türkiye Barolar Birliği Başkant önder Sav yaptığı açıklamada, gelecek adli yılın avukathk mesleğini, Barolan ve Barolar Birliği'ni çok yakından ilgitendiren hukuksal konularla yüklü olacağını, bu nedenle genişletilmiş bir topiantı düzenleme gereği duyduklarını bildirdi. Bursa'da uktşım zamlandı BURSA (AA) Bursa Büyüksehir Belediye Encümeni, dolmuş, minibüs, taksi ve yük taşıma ücretlerine yüzde 66 ila yüzde 80 oranında zam yaptı. Bursa Şoförler ve Otomobilciler Derneği'nin zam istemini görüşen büyüksehir belediye encümeni, daha önce 250 lira olan minibüs ücretini 450 liraya, 300 lira olan kısa hat dolmuş ücreüni 500 liraya, uzun hat ücretlerini de 350 liradan 600 liraya çıkardı. Belediye encümeni, 600 lira olan taksimetre açılış ücretini bin liraya yükseltti. Taksilerde kilometre ücreti de 650 lira oiarak belirlendi. Basın kartları yenileniyor ANKARA (AA) Sarı basın kartlarının 30 Eylül 1989 . tarihinden itibaren geçerliliğini yitireceği bildirildi. Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre, 21 Ekim 1987 tarihinden itibaren veriien tüm sarı basın kartları 30 Eylül 1989 akşamı hükümsüz kalacak. Yeni basın kartları ise 1 Ekim 1989'da sahiplerine verilecek. BULGARİSTAN KIZILHAÇ DERNEĞİ BAŞKANI Dr. KİRİL İGNATOV 4 İşyerlerinde sıknıtı doğdu' taşlanarak camlannın kırıldığını belirtti. Öte yandan Bulgaristan resmi İnsan Haklan Komitesi, Türkiye^ yi, Bulgaristan'ın içişlerine kanşmakla suçladı. Bulgar resmi haber ajansı BTA'nın bildirdiğine göre, komite dün yaptığı açıklamada "TürkJye'ye göç edenlerin burada karşılastıklan güçlükler ve davranışlar konusundaki acı gerçekle ilgili aldığımız haberleri endişe ile karşılıyoruz" dendi. Bu arada Balkan Kıalhaç ve Kızılay Dernekleri Konferansı'na katılmak üzere İstanbul'da bulunan Bulgaristan Kızjlhaç Demeği Başkanı Dr. Kiril İgnatov, "Hiç kimse Türkleri, ülkeyi terk etmeye zorlamıyor. Bizim ülkemizde berkes bir biitün" diye konuştu. AA'nın haberine göre, İgnatov, Kızılay ve Kızılhaç derneklerinin lstanbuldaki toplantısma katılmak için 17 temmuz pazartesi Sofya Türk Büyükelçiliği'ne başvurduğunu, ama "olumsuz" yanıt aldığım öne sürdü. İgnatov, Türk Büyükelçiliği'nden ancak, önceki gün vize alabildiğini belinti. Bugune kadar 165 bin kisinin sımrdan geçtiğini öğrendiğini söyleyen ignatov, "Bu sayı daha da artacaktır" dedi. Hiç kimsenin Türkleri, Bulgaristan'ı terk etmeye zorlamadığını da öne süren, Dr. Kiril İgnatov, "Bulgarisian'da herkese serbest dolaşım hakkı taıunıyor. Bu da Vijiına belgesinin nıhu içinde yapılıyor. Bul Firari idam mahkumu BURSA (Cumhuriyet Bürosu) Geçen pazar günü, açık görüş ziyaretçilerinin arasına karışarak Bursa özel Tip Cezaevi'nden firar eden idama mahkum sağ görüşlü hükümlü Muhsin Kâhya'nın aranmasına devam ediliyor. Kamuoyuna 36 yıla hükümlü oiarak lanse edilen fîrarinin ceza aldığı davalann sunlar olduğu öğrenildi: lstanbuî MHP ve ülkücü kuruluslar davasmdan idam, îzmir davasmdan 36 yıl, Adana davasmdan 5 tane 13 yıl 4 ay ağır hapis cezası. Firarla ilgili 4 gardiyan hakkında soruşturma açıldığı bildirildi. Bulgar resmi haber ajansı yaptığı açıklamada "Türkiye'ye göç edenlerin burada karşılaştıkları güçlükler ve davranışlar konusundaki acı gerçekle ilgili aldığımız haberleri endişeyle karşılıyoruz" ifadelerini kullandı. Haber Merkezi Bulgaristan'ın zorla sınır dışı ettiği Türklerin sayısı 166 bine ulaştı. Zorunlu pasaport verilerek, Kapıkule ve Derclcöy sınır kapılanndan dün Türkiye'ye giriş yapan, soydaşlarımıza ait araçların, Bulgaristan tarafındayken tajlandıgı bildirildi. Kapıkule ve Dereköy sınır kapılanndan Türkiye'ye gelmeye devam eden soydaşlarımıza karşı Bulgaristan'ın son günlerde değişik uygulamalar yaptığı bildiriliyor. Kapıkule ve Dereköy'de bulunan arkadaşlarımız Foat Kozluklu ile Narif Karaçam'ın haberlerine göre Bulgarlar son gunlerde beraberinde elektrikli ev eşyası getiren TürkJerden daha fazla vergi almaya başladı. Dun gelenler arasından bazıları ise, Türkiye'ye girmeden önce, Bulgaristan tarafında araçlarının taşlandığını söylediler. Bu arada birkaç soydaşımızın da hafıf yaralandığı öne sürüldü. Dereköy'den giriş yapan Ahmet Mustafa Arif, Bulgaristan Deviet Başkanı Jivkov'un televizyonda yaptığı konuşmada, sınır dışı edilen Türkler için "kamyonun tekerleği geri dönmez" dediğini belirtti. Arif, Bulgar ekonomisinin "kendini yedigini" de belirterek, ülkede "Türkiye'nin askeri müdahale edeceği" söylentilerinin yaygın olduğunu anlattı. Kapıkule'den dün gelen Fikret Alioğİn ise, Türkiye'ye girmeden önce, otomobılinın Bulgarlar tarafından Çevik davası ATİNA/ANKARA (AA) Yunanistan'da tutuklu bulunan Marmaris gümrüğündeki hayali ihracat olayı samklarından Turan Çevik 'in, kefaletle serbest bırakılmak istemiyle Yüksek Mahkemeye yaptığı başvuru reddedildi. Çevik'in başvurusunu cuma günü görüşmeye başlayan Yunanistan Yüksek Mahkemesi'nin konuya ilişkin kararı dün sabah açıklandı. Yüksek Mahkeme'nin 1273 sayılı kararında, Çevik'in kefaletle serbest bırakılma isteminin reddedildiği belirtildi. 166 bine ulaştı Bulgaristan'ın zorla göç ettirrJiği Türklerin sayısı 166 bine ulaştı. (Fotoğraf: Yıldız Üçok) garistan'dan turist pasaportuyla çıkan bir kişi, kendisini kabul eden ülkede istediği kadar kalabilir, geri de dönebilir" dedi. Bir soru üzerine Bulgaristan'ı terk eden Türklerin çalıştığı işyerlerinde sıkıntılar doğduğunu vurgulayan Bulgar Kızılhaç Başkanı İgnatov, "İki taraf da, bu olaylan akıllannı kullanarak degerlendirnıeli ve çözum >olları aramalıdır" diye konuştu. Kapıkule'de incelemelerde bulunan Dünya Sağlık Örgütü <WHO) heyetı ıncelemelennı taroamladı. 10 kişilik heyet, Edirne ve Kapıkule'de, Bulgaristan'dan sınır dışı edilen soydaşlarımızla göruştü. 20'ye yakın soydaşımızdan alınan kan örneklerinin Kopenhag'a gotürülerek inceleneceği öğrenildi. Çıplak protesto tşSendika Servisi Grevde 86. gününü dolduran Avcılar'da kurulu Emaş Döküm Fabrikası işçileri, gazeteleri dolaşarak işvereni protesto amacıyla gömleklerini satı/ığa çıkardıklarmı açıkladılar. Türk Metal Sendikası 'na bağlı 150 işçinin greve çıkmadan önce 100 bin lira ücret aldığım, işverenin 86 gündür hiçbir olumlu yaklaşımmın olmadığını belirterek, ' tşverenin bu vurdumduymazlığını kınıyoruz" dediler. (Fotoğraf: Deniz Topaloğlu) Büyükelçi Çernişev, Sofya'daki temaslannı Yılmaz'a aktardı Sovyet gîrişimi yine sonuçsuz ANKARA (Cumhuriyet) MoskovaSofya arasında uçuncü tur mekik diplomasisi yürüttükten sonra Ankara'ya dönen Sovyet Büyükelçisi Albert Çernişev'in Bulgaristan'daki Türk azınlığın durumuyla ilgili oiarak yaptığı temaslardan bu kez de bir sonuç çıkmadı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi İnal Batu, önceki gün Çernişev'in kendi talebi uzerine Dışişleri Bakanı Mesut Yılntaz tarafından kabul edildiğini ve Sofya'daki temasları hakkında bilgi verirken Bulgar hukümetinin "ciddi ve samimiyetten uzak, inkârcı ve uzlaşmaz lutumunda hiç değişiklik olmadığını teyit ettigini" söyledi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi tnal Batu, Sofya'nın Sovyet girişimlerini "dünya kamuoyunda mesnetsiz umitler yaratarak konuyu uluslararaM gundemden düsurebilmek için bir araç oiarak kullanmak isteyebilecegi hususundaki kuşkuların pekiştiğini" söyledi. Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Vekili Büyükelçi Tugav Özçeri, AGİK sürecine dahil ülkelerin Ankara'daki temsilcilerini dün Dışişleri Bakanhğı'na davet ederek Ankara'nın bu görüşlerini kendilerine aktardı. İnal Batu, dün düzenlediği haftalık basın toplantısında, Sovyetler Birliği'nin çabalannın Ankara tarafından daha önce de açıklandığı gibi, takdirle karşılandığını yineledi. Batu, Sovyet Büyükelçisi Çernişev'in, hukümetinin talimatıyla Sofya'da yaptığı temaslardan sonra 27 haziranda Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz ile gerçekleştirdiği görüşmede aktardığı bilgilerin "iyimser bir unsur içermediğini" anımsattı. Çernişev'in geçenlerde yeniden Moskova'ya, ardından da Sofya'ya gittiğini belirten Batu, Sovyet Büyükelçisi'nin Bulgaristan'dan getirdiği bilgileri aktarmak üzere önceki gun Dışişleri Bakanı Yılmaz tarafından tekrar kabul edildiğini söyledi. Batu, Yılmaz ile Çernişev arasında yapılan bu görüşme konusunda şunları söyledi: "Üzülerek ifade etmek zorundayız ki, Sovyet Büyükelçisi'nin Sofya'da yaptığı temaslarla ilgili oiarak bu kez aktardığı hususlar, Bulgar hukümetinin ciddi\et ve samimiyetten uzak, inkârcı ve uzlaşmaz tutumunda hiçbir değişiklik olmadığını leyit etmiş ve ayrıca, Bulgar hukümetinin, Sovyetler Birliği'nin itiniyetle başlaltığına inandığımız girişimlerini, meseleyi gerçek çerçevesi dahilinde ve >apıcı bir anlayışla çozume kavuşlurmak yerine, dünya kamuoyunda mesnetsu umiller >aralarak konuyu uluslarara.ii gundemden düsurebilmek için bir araç oiarak kullanmak isteyebileceği hususundaki kuşkulanmızı pekişlirmiştir." Bu arada Dışişleri Bakanlığı Soztüsu Batu, Turk azınlıgına uygulanan baskılan konu eden "Belene" adiı televizyon dizisinin Arapça altyazıiarla 17 temmuzdan itibaren Suudi Arabistan televizyonunda gösterilmeye başlandığını söyledi. VEFAT Gazeteci, çevirmen Gültekin Kültür Servisi Yazar, gazeteci ve çevirmen Vahdet Gültekin 18 temmuz salı günu öldü. Gazeteciler Cemiyeti üyesi ve Basın Şeref Kartı sahibi olan Gültekin 77 yaşmdaydı. Ölümü basın ve yayın çevrelerinde büyük bir uzuntü yaratan Gültekin 'in cenazesi bugün Erenköy Galippaşa Camisi'nde kıhnacak öğle namazmdan sonra Karacaahmet Mezarlığı 'nda toprağa verilecek. 1912'de istanbul'da doğan Gültekin, gazeteciliğe 1932'de "Mektepti" Gazetesı'nde başlamış, daha sonra "Zaman", "Vakiı", "Haber", "En Son Dakika", "Yedigün'', ''Hürriyet", "Vatan" ve "Cumhuriyet" gibi gazete ve dergilerde çevirmen, sekreter ve yazar oiarak uğraştnı sürdurmüştü. Yazılarında "Vahdet Galip" ve "Virgül" imzalarını da kullanan Gültekin, ayrıca Türkiye Yayınevi'nde de çalışnıış, "Hayat", "Hayat Aile", "Doğan Kardeş" ansiklopedilerinin yazı işleri mudürlüğünü yapmışıı. İng/lizce, Fransızca, îtalyanca bilen Gültekin 'in çok sayıdaki çevirileri arasında "Çanlar Kimin İçin Çalıyor?", "Yeşil Yıllar", "Tülun Yolu", "Amber", ' 'Silahlaru Veda'' gibi yapıtlar da bulunuyor. Abramovvitz'in talebi ABD'nin yeni Ankara Büyükelçisi Ar>ramowitz'in, Bulgaristan'dan sınırdışı cdılen Türklerin kaldıkları kampları ziyarc .etmek istediği bildirildi. ANKA muhabirinin edindiği bilgiyc gı>re, Bulgaristan göçmeni Türklerin tabi tutuludğu zorunlu göç olayına büyük ilgı duyan Abramovvitz bu konudaki gelişmeleri "ilk elden" öğrenmek istiyor. Öte yandan Büyükelçi Abramowitz'in, söz konusu kampları ziyaret etmesinin, ancak Cumhurbaşkanı Evren'e güven mektubunu sunmasından sonra mtjmkün olabileceği bclirtiliyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear