28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 TEMMUZ 1989 KÜLTÜRYAŞAM HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ CUMHURİYET/5 Rristal bir saat gibi SADETTtN DAVRAN Ahmad Jamal yaklaşık dokuz ay kadar önce Philip Morris kuruluşunun bir araya getirdiği yıldızlar topluluğu içinde İstanbul'a gelmiş, program gereği de olsa biraz fazla kısa tuttuğu iki konser vermişti. Konser bitimlerinde dondurması yere düşmüş çocuklannkine benzer duygular içinde kalan hayranlanna bu akşam Açıkhava Tiyatrosu'nda mutlaka 17. ULUSLARARASIISTANBUL FESTÎVALİ PİKNİK PİYALE MADRA Ahmad Jamal, daha piyanoya dokunduğu anda hayranlık uyandıran piyanistler soyundan. 1970'lerin başlarından birkaç yıl öncesine kadar süren suskunluğunun ardından yeniden keşfedilen Ahmad Jamal, bu akşam Açıkhava Tiyatrosu'nda. en azından normal süreli bir konser verecek. Ahmad Jamal kısa bir konser bir yana, daha piyanoya dokunduğu anda hayranlık uyandıran piyanistler soyundandır. 30 yıl öncesinde kalsa da hâlâ unutulmayacak Uçlusü ile edindiği ünü ona bugün 40 yaşın uzerinde olan geniş bir hayran kitlesi kazandırmıştır. Şık, çarpıcı, bazı büyük ustalardan ızler taşısa da özgünlüğünden hiç yitirmeyen stili istoAbura IMBCİ gelşi Ahmad Jamal, dpkuz ay kadar önce Philip Morris'in bir araya getirdiği yıldızlar topluluğuyla İstanbul'a gelmişti. 21 yaşında Müslümanlığı kabul eden ve bugün 59 yaşında otan Ahmad Jamal bu kez Uluslararası Istanbul Festivalı'nin konuğu olarak Istanbulda. ile elinin değdiği birçok çalınmaktan aşınmış besteyi neredeyse kendi adıyla anılacak boyutlara kavuşturmuştur. 1970'lerin başlanndan birkaç yıl öncesine kadar süren suskunluğu ona bir kuşak dinleyici kaybettirse de, gtinümuzde yeniden keşfedilen birkaç çok önemli müzisyenden biridir. Ahmad Jamal, 193O'da Pittsburgh'da Fritz Jones adıyla bir harika çocuk olarak doğdu, üç yaşında piyanoya oturdu, on bir yaşında bir Liszt yorumuyla katıldığj yarışmada birinci oldu. Ertesi yıl caz topluluklannda profesyonel olarak çalışmaya başladı. Büyük Art Tatum onu himayesine aldığında on dört yaşmdaydı. EJTOII Garner'dan, Bud Powell'dan etkilendi. İlk üçlusttnü yirmi bir yaşında kurdu. Aynı yıl dini gx GÜZBI ' 0 Z (SÖBPL/M mal olarak değiştirerek siyah Islamik manifestoya kafıldı. ni Müslüman, adını Ahmad Ja HIZLI GAZETECİ NECDET ŞEN 'Mama'nın esin kaynağı ve oyuncusu Doris Troy: Kaynağımız kilise MERT ALİ BAŞARIR "Mama, I Want To Sing" müzikali 17. Uluslararası Istanbul Festivali'nin en ilgi çeken gösterilerinden biri oldu. Doris Troy'un yaşamöyküsünün sahnelendiği müzikalde, sanatçının kilise müziği dışında müzik yapmasına karşı çıkan annesiyle olan savaşımı konu ediüyor. Oyunda anne Winter'ı Amerikalı siyahi sanatçı Doris Iroy canlandırıyor. Sanatçının basrolünü oynadıgı buraüzikalaltı yıla yakın bir süre, başta Nesv York olmak üzere çeşitli kentlerde ve ülkelerde sahnelendi. Troy, Beatles grubuyla da çalışıp albürn yapmışü. Time dergisi tarafmdan 1984'ün en iyi oyunlan arasında gösterilen müzikalin kahramanı Doris Troy'la, oyun öncesi Açıkhava Tiyatrosu'nun kulisinde kısa bir söyleşi yaptık. Oynadıgınız bu müzikalin başansında ve uzun süreli olmasında hangi etkenler söz konusu? TROY Bu müzikalin başarısı gerçek bir hikâye olması, benim yaşamım üzerine kurulması... Hikâyede bir aile yaşamı anlatılıyor. Aynı zamanda yetenekli ve mükemmel şarkıcılara ve müzikleri yapan arkadaşlara sahip olmamız. Bu öyle bir oyun ki anneyi, buyükanneyi, çocuğu sahneye getiriyor. Dediğim gibi bir aile sovu. Ne zamao başladı bu müzikal? TROY Sahnelemeye başladığımızdan beri 5.5 yü geçti. 1983'te New York'ta başladık. Sonra Japonya'ya ve îsviçre'ye gittik. Oradan Italya'ya geçtik. Dünyayı dolaşmaya devam ediyoruz. Türkiye*ye gelmeden önce Yunanistan'daydık. Buradan Yugoslavya'ya geçeceğiz. Sonra Venedik var programda. Bu dördüncü gidişimiz olacak. Sonra New York'a geri dönüp kasım ayı içerisinde Güney Fransa ve ttalya'yı kapsayan bir turnemiz olacak. Bu arada onu TROY Bir numara. Çünkü siyah offBroadway müzikallerinin Amerikan tiyatro tarihinde en uzun süre oynananı. Hiçbir siyahi oyuncu bizim oynadığımız süre kadar oynamadı. Siyah kilise ve Broadway baglantısını kurar mısınız? TROY Bakın ne söyleyeceğim, siyah kilise çok şarkıcının geldiği bir yer. Whitney Houston, Saray Vaughan gibi. Hatta Elvis Presley bile müziğe kilisede başladı. Kilise müziğe başlamak için iyi bir yer. Sesinin müziğe uygunluğunu anlamak için, sesini açmak için bir fırsat. Sonra Broadvvay bizi bekliyor. (Kahkaha atıJüıneyl de oyıuyor "Mama, I yor) New York rahatça ulaşılabiWant to Sing" adlı muzikli oyun fes len bir yer, diğer eyaletlerden bile tıvalde üç kez sahnelendi ve büyük il geliyorlar. Çünkü ulaşım kolay. gi gördu. Oyunun esin kaynağı olan Sarah Vaughan'ın konserini Doris Troy, "Mama, I Want to Sing" iptal etmesi, sizin müzikalde onun de aynı zamanda anneyi oynuyor. taklit edilmesinden degildir da söyleyeyim, kasımda ya da şu sanınz. TROY (Gülüyor) Hayır habatta tekrar Türkiye'ye gelme olayır. Bizim şovumuzda ondan söz sılığımız var. Oytmun luzkardeşinizce ya etmemizden gurur duyar. Insanzılmış olması size nasıl bir kolay lar bu sayede onu anımsamış oluyorlar. Gelemediği için üzgunum. lık sagladı? TROY Evet, kızkardeşim ve Burası gelinebilecek en güzel yerkocası Vy Higginsen ve Kenlerden biri. Türkiye"de insanlar sıWydro yazdılar, yönettiler. Kız cak, hava güzel. Hele yemekler kardeşim gelip, "Doris, senin ya mükemmel. Görduğünüz gibi yeşamın üzerine bir müzikal yazmak mek yemeği çok seviyorum. Dün istiyonım" dedi. "Neleri seviyo gece CazBar'da insanlar beni görum, hangi sanalçılara hayranım" rünce çok heyecanlandılar. Türkibilmek istedi. Ben de onlara biraz ye'ye belki umduğumdan önce geleceğim. Çünkü herkesi tekrar yardım ettim. Bu raüzikalin Amerikan ka görmek istiyorum, bakalım herkes ra külrüründeki yeri nedir? de beni görmeye gelecek mi? Ahmad Jamal aynı yıllarda siyah manifesto içinde yer alan birçok caz müzisyeninden sadece biri dir. Ama 1951'de kurduğu, basta Israel Crosby ve davulda Vernei Fonrnier'den oluşan üçlüsü; son kırk yılın en çok sözu edilmiş piyano, bas, davul üçlülerinden oldu. Üç yıl birlikte kalan (19511953) ve 1957'de yeniden bir araya gelen topluluğun müzik yaşamı, çok önemli bir basçı olan Israel Crosby'nin 1962'deki zamansız ölümü ile bitti. Bu dönemden geriye, başta Ahmad Jamal'in markaları "Bnt Not For Me" . hing albumu) ve "Poinciana" olmak üzere, oda cazının bu dönemine ait pek çok unutulmaz yorum kaldı. . A/AS/L OESİSECE&ı'Ni ?.. MASfL TEK 8ASINA İ * , * (The Ahmad Jamal Trio At Pers ÇlZGILIK KAMİL MASARACI Ahmad Jamal elektrikli müziğe başta pek ısınamasa da Herbie Hancock'un inandıncı baskısı so'nucu elektrikli tuşlulara da dokundu. Jamal'in elektrikli piyanodan nefret ettiği hiçbir zaman söylenemez. Zaten bu tür bagnazlıkların adamı da degildir. Ama o da başta Hancock'un kendisi olmak üzere akustiğe dönenleri bembeyaz dişlerle izlemektedir. Ahmad Jamal 1981'de Gary ^ . T»I?¥I^W T \ ™ Burton'la yaptığı " I n Concert" G A K M f c L D JBt DAV1S albümü ile bir anda yeniden gündeme geldi. Ardından gelen "Digital Works" (Sayısal Çahşmalar) ve "Rossiter Road", onun günümuzde de eğer piyano dinlenileeekse mutlaka dinlenilmesi gereken piyanistlerden biri olduğunu ortaya koydu. "Sayısalhk" kadar, son albümüne verdiği "Crystol" adı da onu çok iyi tanımlar. Kristal kadar " k a n ı " , sayısal bir saat ka dar tekniktir Ahmad Jamal. Yü2 kırkla giderken zınk diye durur, bu beklenmedik esten sonra aynı hızla kalkabilir, parçalann kimsenin aklına gelmeyen yerlerini i ( LAM6.T fütARI Kilt ^ OA Ç6VİCMI ' i Jo ( ***y) ^a FESTİVALDE BUGÜN Liverp^tl Kraliyet FlIara*Bİ Orkestrası (Ataturk Kültür Merkezi Büyük Salon, 1830) A l u M d Jaaaal v e T*plalnga (Açıkhava Tiyatrosu, 21.30) ARIKAS // Temmuz. S ' î S t o L o l r a a y a n y e r l e r i " TARİHTE BUGÜN MVMTAZ Henüz 59 yaşındaki Ahmad Jamal'in dönüşü gunümüz caz piyanistliği için de kazançtır. Bu akşam Ahmad Jamal'e, basta geçen yıl da birlikte olduğu James Commack, davulda ise BiUy Kilson eşlik ediyor. CAZDAN SANATMÜZ/t SHW,S9 AÇIUOA HOLLYWOQ0'0A ÖLOÛMAPİF 8ATIMÛZJĞI ALfiUlND* $ARKILA/l &£STELERK£N &4H4TMÛZtĞİNE YÖNELMİŞ, Ğ£g£/C£U BİL&İYİP£ KİTMPlAg OAN EÛİNtoEYE ÇAUŞMŞTI. 'PAKİS'TS BİR AMERİKALI' f£ 'KAPUSODr IN BLUE " (bUZÜMLÜ «4PSOPİ) İLE BAŞAgt fCAZAAIINCA BlR ORICEST&) KlRALAMIŞ, TE/CAJİK YETERSİZL İKLERlNİ, B£^TSL£RİNİ ÇAL DI8A/ZA/H AHLAMA VOLUAM 6/rXt/Ş7İ fi/M MO KOMÇERTOSU VE "PoR&Y İLE S£SS"OF ' RASl OLAĞAHÜSrÜİLGl TOPlAYAH GEBSH WtH, CA2I SANAT MÛZlĞıNE İLK UYGULAYAN 8ESTECILE8PEUDİ.. .. .. . . . . . YAREV Kültür Merkezi Büyük Salon, 18.30) S p y r * G y r » (Açıkhava Tiyatrosu, 2130) ~ Llverp**! Krallyet FUaraıoai Orkestrası (Ataturk Liverpool Kraliyet Filarmoni Orkestrası'ndan 3 konser Yüz elli yıHık topluluk Kültür Senisi Liverpool Kraliyet Filarmoni Orkestrası üç konserle Uluslararası tstanbul Festivali'nde. Orkestrayı bugün, yann ve 13 temmuz perşembe günü vereceği üç konserde de Tolga Kashif yönetecek. Liverpool Kraliyet Filarmoni Orkestrası'mn bugünkü solisti kornocu Frank Uoyd. Bugünkü ilk konserde Brahms'ın Akademik FestivaJ Uvertürü, Richard Strauss'un 2 No'lu Korno Konçertosu ve Çaykovski'nin 5 No'lu Senfonisi seslendirilecek. 1840'ta kurulan Liverpool Filarmoni Derneği ve Orkestrası, dünyanı^ en eski konser dernekleri arasında yer alıyor. Kurulduğu günden bu yana orkestrayı yönetmiş ünlü şefler arasında Max Bruch, Thomas Beecham, Malcolm Sargent, Charles Groves, John Pritehard, Marek Janowski yer alıyor. 1957'de Kraliçe FJizabeth tarafmdan "kraliyet" unvamnı taşıma onuru verilen orkestra, her yıl Liverpool ve dolayında verdiği yüzden fazla konserin yanı sıra düzenli olarak Londra'da Royal Festival Hall'da ve Barbican salonunda konserleT veriyor. 1960*lı yıllarda Mahler'in bütun senfonilerini yorumlayan ilk İngiliz orkestrası olan topluluk, gelecek yıl kuruluşunun 150. yılını kutlayacak. Edinburgh Festivali'nde Bernsteia'ın "Bab Yakasının Hikâyesi"ni yöneterek büyük başarı kazanan şef Tolga Kashif, ilk önemli konserini 1986'da Londra Filarmoni Orkestrası'nı yöneterek verdi. Daha sonra Polonya'ya çağrı alan Kashif, Polonya Radyosu Ulusal Senfoni Orkestrası'yla konser verdi ve plak doldurdu. Liverpool Kraliyet Filarmoni Or kestras, nm yanı s.ra Wren or TURK VE DUNYA KARIKATURUNDEN kestrası ile Londra Sinfonia Orkestrası konserlerini de yöneten Tolga Kashif, Londra Amadeus Korosu'nun muzik yönetmenliğine atandı ve topluluğun Londra konserlerini yönetti. Dünyanın önde gelen kornocularından biri olan Frank Lloyd, 1988 konser mevsiminde birçok orkestra eşliğinde çaldı, Federal Almanya'da plaklar doldurdu. BBC Singers ile Bath Festivali'ne katılan, Spitalfields Festivali'nde Britteo'ın "Serenad"ını yorumlayan, Avrupa Topluluğu Oda Orkestrası'mn tngiltere ve ABD konserlerine solist olarak katılan Lloyd, BBC Radyo ve Televizyonu'nda programlar da yaptı. Polonya Radyo ve TV Orkestrası, Delme Dörtlüsü, Nash Topluluğu, İngiliz Oda Orkestrası, Londra Mozart Topluluğu ile de çalan Frank Lloyd, önümuzdeki konser sezonuada Polonya Filarmoni Oda Orkestrası ile tngiltere turnesine çıkacak. Liverpool Kraliyet Filarmoni Orkestrası'mn yann vereceği konserin solisti ise piyanist İdil Biret. Devlet Sanatçısı İdil Biret, orkestra eşliğinde Beethoven'ın "tmparator" adıyla da anılan 5 No'lu Piyano Konçertosu'nu seslendirecek. Liverpool Kraliyet Filarmoni Orkestrası'nın festivaldeki üçüncü ve son konseri 13 temmuz perşembe günü. Son konserin solisti ise günümüzün genç çellistleri arasında önemli bir yeri olan Caroline Dale. 1965 doğumlu ingiliz çellist, orkestra eşliğinde Edward Etgar'ın Viyolonsel Konçertosu'nu yorumlayacak. Liverpool Kraliyet Filarmoni Orkestrası'mn son konserinde ayrıca Amerikalı besteci Samuel Barber'ın "Adagio"su ve Beelhoven'ın 7 No'lu Senfonisi yer alıyor. Cazın tarihinde gezinti Açıkhava Tiyatrosu 'nu dolduranlar dün geceyi caz muziğinin tarihi içindeki bir gezi olarak anımsayacaklar. Tenor saksafonun yasayan en büyük ustalarmdan Stan Getz'in topluluğuyla verdiği müzik ziyafeti çoktan ızteyicilerin anılarında yennı akjı bile. Piyanoda Kenny Baron, basta Vashi Mori ve davulda Ben Pileyin eşlik ettiği Stan Getz çalmadığı zaman sigarasından derin nefesler çekerek oturduğu yerden müziğe vücuduyla eşlik etti. Konser festival izleyicisinin cazın bir ustasına gösterilecek en coşkulu alkışlarıyla sona erdı. (Fotoğraf: Yıldız Ûçok) l o n i l ı . Relu Nicolae ( R o m a n v a )
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear