14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 TEMMUZ 1989 • r HURİYET/15 Ludra'da samba Londra'da düzenlenen İspanyol Dans Festivali'ne katılan birdans grubu.festivahn açılışında ilginç bir gösteri Sınıfta kalmaya protesto ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anıttepe Lisesi'nde sınıfta kalan baa oğrenciler, barut v e kibrit uçlarından hazırladıklan bir patlayıcı ile protesto eyleminde bulundular. Polis yetküüerinden alınan bilgilere gore, olay öğleden sonra şöyle gelişti: Sınıfta kaldıklan için öfke içiııdebulunan birgrupogrenci.ellerine geçirdikleri bir miktar barutu, kibritin yanıcı uç kısımlanyla kanştırarak küçuk çaplı bir patlayıcı yaptılar. Bu patlayıcıyı da okulun giriş kapısı öniınde patlatarak, çevrede paniğe yol açtılar. Bomba uzmanları, kullanılan patlayıcının herhangi bir tahrip etkisi bulunmayan barut kanşımı olduğunu saptadüar. Olayla Ugili s o ruşturmarunsürdüğü bildirildi. Batı Berlin Türk aileye yayhm ateşi: 1 ölü, 2 yaralı BATI BERLİN (AA) Federal Almanya'nın Batı Berlin kentinde bir Türk ailesinin otomobiline yayüm ateşi açıldı. Olayda, bir kişi öldü, iki kişi ağır yaralandı. Batı Berlin Emniyet Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre Neukolln semtinde, iki otomobil tarafından önü kesilen Türk ailesinin otomobiline yayüm ateşi açıldı. Halkın gözü önünde meydana gelen olayda paniğe kapılanlar kendilerini yere atnlar. duzenledı. Gnıbun, Londra'nınünlu Trafalgar Meydanı'rtda Brezilya'nın geleneksel samba giysilen ile düzenledığı gösteri, İngilizler tarafından ılgı ıle izlendı. (Fotoğraf: Reuter) Yaz mevsiminin gelmesi ve ünıversitelerin tatile girmesiyle bırtıkte ABDnın ceşıttı kentlerinde de gençler veda partleri düzenlemeye başladılar. Fotoğrafta Kansas Cıty'deki bir grup gencin düzenledirji konserden bir an görülüyor (Fotoğraf: AP) 1 Kansas City'de eğlence Batı Berlin polisi, saldınya uğrayan Türk ailesinin isimlerini açıklamadı. Olaydan yara almadan kurtuîan olup olmadığı konusunda da bir bilgi vermeyen Batı Berlin polisi, görgü tanıklannın ifadelerinin alındığını kaydetti. Bırdönemın ünlu muzık topluluğu VVhtfnun 25. yılı Who kıırutuşunun rockyılını Phıladelphı25. a'da bir konserte kutladı. Topluluğun ünlü gıtarcısı PeterTovvnshend, ızteyıcilen coştuaırken, eskı günlennı hiç aratmıyondu (Fotoğraf: AP) HABERLERİN DEVAMI OLAYLAREN Konuk yazar Türbana bir iptal de Danıştay'dan Bir zamanlar "demokratikleş(Baştarafı 1. Sayfada) me çabalanıun kanıtı" olarak ği kultür şenliğinin geçen sene gösterilen yerel yönetim yetkileri, valilikçe yasaklanması, bu anla günlerde teker teker geri alınson yışın bir göstergesidir. maya başlandı. Olayın ilginç bir yanı da şuDönemin Devlet Bakanı Sayın dur. Adnan Kahveci, Cumhuriyet'te 12 Eylül askeri yönetimi tüm 14.5.1988 günu yayımlanan "Deyerel yönetimleri buyruğu altı mokratikleşme Psikolojisi" başna almış, seçilmiş belediye baş hklı makalesinde şöyle yaayordu: kanları yerine aıanmışlan get'ır "Demokrasi kesinlikle çifte mis, sonra da bu başkanlara yet staodartlar rejimi degildir. (...) kiler vererek parasal kaynaklar Hiçbir zaman yerel yönetimlere verilen yetkilerin 'yolsuzluk arttı' sağlamıştır. Kuşkusuz yukandan aşağıya bu donatım, demokra gibi göreceli ve dar kapsamlı göztik içerikten yoksundu. Askeri lemlerle geri alınmaması gerekir yönetimden belediyelen güdumKahveci, hukumetle aynı gorulu bir seçımle devralan ANAP iktidan da yerel yönetimlerin şu paylaşan belediyelerin, kendimaddi kaynaklannı biraz daha lerine tanınan "denetimsiz" yetarttırmış, özellikle imar ışlerinkilerini kullanaıak bugun çok daha açık görülebilen "hukuk dışı" de yetkilerini genişletmiştir. uygulamalanna karşı kamuoyunYine de bütün bu gelişmele da yükselen haklı tepkileri "derin merkezi ıktidara bağımlı ni mokratikleşmeye karşı toplumun teliği ağır basmtştır. psikolojik bir karşı çıkışı" olarak 26 Mart yerel seçimlerinden değerlendiriyor ve şunları ekliyorsonra belediyelerin çoğu muhadu: lefet parülerine geçince, belkı "Acaba belediyelere verilen bu dunyada eşine az rastlanır bir yetkiler ve kaynaklar tekrar meruygulama gündeme girdi. kezi bürokrasinin eline mi verilDaha yerel seçımler sırasındameli? Kesinlikle bayır..." Başbakan Turgut Özal, seçmeni • • * tehdit etmekle işe başlamıştı. Çok değil, bir buçuk yıl sonra Başbakan'ın söylediği şuydu: Eğer halk yerel yönetimleri mer bu yazılanların tersine bir uygulamanın ytırürluğe konması, acakezi iktıdara karşıt düşecek bı ba salt bir "goruş değişikliği" miçimde seçerse, belediyeter devdir? Yoksa 26 Mart 1989'dan sonletin engelleriyle karşılaşacak,ra ortaya çıkan "tablodaki dehizmetlerden yoksun kalacaktır. ğişikliğin" bir ürunü müdur? BaşMerkezi iktidar belediye seçıka türlü soracak olursak, beledimine baskı uygulamak yolunu yelere yetki verilmesi ya da veriltutmuştu. Seçim sonuçlarında memesı, "demokrasi" için midir? halk bu tehdide karşılık verdı ve Yoksa belediyelere hangi göriiştemuhalefet partileri yerel yöne ki yönetirnlerin seçilmiş olmasına timleri ele geçirdi. rru bağlıdır? Şimdi olaytn ikinci aşamesı • Son gunlerdeki uygulamalar na girilmiştir. Merkezi otorite gösteriyor ki Kahveci'nin savunbelediyelere karşı baskı yöntemduğu tez, yerel yönetimlerde bulerini yoğuniaştırıyor; mali kay lunanların "siyasi yapılarına naklarda kısıntılara gidiyor; begöre" değişebilen, "oynak" bir lediyelere verilen imar yetkileritezdir. 26 Mart'tan sonra merkeni merkeze ahyor; mimar ve miı zi yönetim, daha önce belediyelere hendis odalanyla yerel yönetimtanınan yetkilerin "amaç dışı lerin isbirliği ve dayanışmasını kullanılabilecegi" yönünde bir valiliklere gönderdiğı genelgey"psikoloji" içine gırmiş ve opele engellemeye çalışıyor. rasyonunu başlatmıştır. îstanbul Belediyesı, bir hol Bu "amacın" ne olduğu ise yidingin kente dıkeceği gökdele ne 26 Mart öncesindeki uygulanin kat sayısını mı sınırlamıştır; malarla ortadadır. Gokdelenler, hükümet merkezi yerel yöneti otoyollar, üçuncü köpruler, kıyı min yetkisini elinden ahyor. Coyağması, doğal ve tarihi SÎT alaıılanna çok yıldızlı otellerin kurulcek Belediyesı, yarım yüzyıUığına holdinglere kiralanmış koy ması vb... ları halkın yararına denetim al• * * tına mı almıştır; merkezi hükü Aslında belediyelerin elinden met hemen yerel yönetıme kar planlama ve imar yetkilerini alşı çıkarak belediyeyı etkisizleşmak için, yürürlükteki bazı yasa tiriyor. maddelerini "zorlamak" yerine, Özal hükümetinin bu yolda yeni yasalar çıkartılabilir, hatla gözu karadır. Başkentteki mer yürürlükteki hukuksal engeller de kezi iktidar, yerel seçim lerde açıkça beliren halk iradesine karşı çıkmakta hiçbir kaygı duymuyor. Halkın merkezi iktidara karşı yüzde 80'iyle "hayır" demesi Özal yönetimıni uyarmıyor. ANAP yönetimi belediyelere karşı savaş açmıştır. Demek ki belediye başkanları ANAP'lı olduğunda yerel yönetimlerin demokratik nıtelıklerinden soz açüacak, bu işin edebiyatı yapılacak; ama halk yerel yönetimleri SHP ya da DYP'ye verdiği zaman, merkezi otorite beledıyeleri dtişman ilan edecek». İşte bizim demokrasi anlayışımız... Oy tabanı yüzde 20'nin altıftr na düşmüş bir merkezi iktidarın başkentte otoritesini boyle kullanması, tehlıkeli boyutlara ulaşmıştır. Ne yapılabilirse yapılmalı, bir an önce seçimlere gidilerek bu "anormal" duruma son vermenin ilk adımı atılmahdır. • • • GERCEK Operasyon ve Nedeni OKTAY EKİNCİ kaldınlabilirdi. Merkezi yönetim, TBMM'de bunu yapabilecek çoğunluktaydı. Bu yola gidilmemesi, "var olan yasal olanaklarla" yetinilmesi ve de üstelik yasalarda "amaçlanmayan" yatırımlar için yetkilerin alınmaya calışılması, bu operasyonda "beklemeye taharnraülün olmadıgını" da gösteriyor. Yani " a c d e " ediliyor. Ama öyle görünüyor ki "acele edilirken" bazı yasalann "gerekçeleri" de unutuluveriyor. Bayındırlık ve tskân Bakanlığı'nın 3194 sayılı imar Yasası'ndaki 9. maddeye dayanarak aralarında lstanbul, Ankara, lzmir gibi metropollerdekiler de bulunan bazı "turizm alanlannın" planlama ve imar yetkilerini "üç >ıl için" ilgili belediyelerden geri alması ne kadar yasaya uygundur? Yasayı açıp okuyoruz. Maddede, "Bakanlık gerekli gönilen hallerde" dendikten sonra bu yetkilerin, "hangi hallerde" merkeze almacağı şöyle açıklanmış: "...Birden fazla betediyeyi ilgilendiren metropolilen imar planlannın veya icerisinden veya civanndan demiryolu veya karayolu geçen, hava meydanı bulunan veya havayolu veya denizvolu baglantısı bulunan yerlerdeki imar ve yerleşme planlannın tamamı veya bir kısmı..." Madde ayrıca, bu uygulamanın '"ilgili belediyelere bilgi vererek ve gerektiğinde isbirliği sağlayarak" yapılmasını da açık hükme bağlıyor. Bu maddeye, 30.6.1987 tarihinde eklenen (3394 sayılı yasayia) bir fıkra ile ki bakanlık karannda bu fıkradan da söz ediliyoryeıkilerin belediyelerden alınması "halleri" değistirilmemiş, sadece bu yetkilerin "Başbakan'ın onayı" ile ve "geçicd olarak" doğrudan bakana verileceği belirtilmiştir. Görülüyor ki "dayanak tutulan" yasa maddesi, turistik otel yapılacak arsalar için değil, "kent sınıriarını aşan etkilere sahip" ulusal ölçekte önem taşıyan kalkınma projelerini amaçlamaktadır. Aynca yetkilerin alınması için öngörülen "geçici süre" koşulunda ise yine gökdelenlerin "inşaat süresi"nin değil, havaalanı otoyol gibi çevre planlamalan etkileyecek yatırımların sonuçlanmasına kadar geçecek olan surenin kastedildiği açıktır. * *• Bizim şarkılarımızın unutulması olanaksız. Kahveci'nin yazısını tekrar okuyunca, hemen akla şu melodi geliyor: " N e demiştin, niçin caydın söziinden?" Kıyılarda yetki kavgası (Baştarafı I. Sayfada) olabileceğini, ama eğer buralarda herhangi bir yapılasma olursa "ne yapıp edip" engelleyeceğini soyledı. Karadinç, "Nasıl olsa boralara yapdacak inşaatlann islemleri bizden geçecek, ruhsalı biz verecegiz. Mutlaka hakkımızı aranz. Biz burada şey miyiz? Ben ormanlara veriien ruhsaö bile iplal ediyorum. Marmaris ve çevresinde en azından bir yıl için hiçbir ruhsat vermeyeceğim" diye konuştu. Yine bir bölumu için bakanlıkça imar yetkisi kullanılacak olan Ay\alık'ın ANAP'lı Belediye Başkanı Ali Nadim Gıileri de, "Eni sonn bir muhur, buraları koruyamazsak bırakır gideriz" dedi. Guleri sozlerinı şoyle sürdurdu: "Belediye meclisi uyesi arkadaşlanmızla bir ideal uğruna buraya geldik. Ayvalık'ı bir Kuşadası'na, Bodnım'a çevirmeyecegiz. Butun çabamız bu. Zaten kıyılann çoğunda Ankara'daki biirokratlann ikinci evleri var. Kalan yerier de giderse turist nereve gelir! Hem yetkinin, bir bolumu için bakanlıkça kullanılması, bir bölumun belediyeve ail olması devlet ciddivetine yakışan bir konu degildir. Bu, devlete guveııi sarsar. Şimdiden söyleyevim kıyıların imara açılması konusunda bir karar olursa kesinlikle bıına uymayacağım." Bakanhğm bu konudaki girışimleri tartışılırken yeni çesre koruma alanlan ilanına olanak sağlayacak bir kararnamenın daha hazırlandığı, görüş alınmak uzere kararname taslağının bazı kamu kuruluşlanna gönderildiği oğrenildi. Bunagore özel çevre koruma bölgesi ilan edilen yerde her türlü tasarruf doğrudan Başbakanlığa bağlı olarak çalışacak beş kişilik bir kurula ait olacak. Kararname taslağında, aynca "imar affından jararlanmış olan yapılar" deyişi bulunuyor. Bunun da yeni bir imar affı olasılığı konusunda "ortalıgı bulandıracak" bir deyiş olduğu belirtilıyor. Mimarlar Odası'nca hazırlanan raporda bu kararnamenin imar çahşmalannı tamamen Başbakanlığın tasarrufuna bırakan bir yapıda olduğu belirtilerek şu eleştiriler yapıldı: "Koruma kurumu özerk değil. Beş kişilik kurulda sadece bürokratlar goret yapacak. Bunlann arasında >abancı uzraanlann da bulunabileceği bclirliliyor. Yabancılara ilkesi belirsiz olanaklar sağlanması ulusal çıkarlara aykındır. Yerel yönetimlerin yöre halkının çıkarlannı gözetmesi engellenmiş olacak. Daha önce yerliyabancı şirketlere tahsis edilen koylardan hiç söz edilmiyor. Böylece bu kişi ve kununlann ayrıcalıklı kullanımı surecek." Bu kararnamenin yüriirlüğe girmesi halinde hukümet, istediği herhangi bir yeri "özel koruma alanı ilan ertim" deyip istediği şekilde değerlendırebilecek. Bu arada valiliklere, Bayındırlık ve tskân Bakanı Cengiz Altınkaya imzalı olarak gönderilen bir genelgede belediye başkanlarının meslek odalarıyla ortak çalışmasının "yasal" olmadığı, bunun engellenmesi gerektiği beliniliyor. Bılindiği gibi birçok SHP'li belediye, Mimarlar Odası ve İnşaat Mühendisleri odalanyla tetnasa geçerek ortak protokoller hazırlayıp "teknik bilgi" yetersizliğini böylece giderme yolunda adınılar atmıştı. Geçen yıl 5 temmuzda ilan edilen Özel Çevre Koruma Bölgeleri'nde neler yapıldığını bayram sonrası duzenleyeceği bir basın toplantısında a>rıntılarıyla açıklayacağını belirten kurul başkanı Prof. Tunca Toskay, bakanlığın 25 merkezin imar yetkisini kendisine alması konusunda, "Bu henuz Resmi Gazete'de yayımlanmadı. Bir burokrat olarak yayımlanmadan bir şey soyleyemem" dedı. Toskay. •'Peki, yetkileri yerel yonelimlere yaymakla övünen hukumetin son karannı 'davranış bıçimi' olarak nasıl degerlendiriyorsunuz" sorusuna şu yanıtı verdı. Özallar Kemer sahilinde BÜLENT ECEVİT ~ G O Z I J E M UGUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) Atatürk Orman Çiftliği, Baraj, Gençlik Parkı, Hipodrom, 19 Mayıs Stadı, ıçinde renkli balıkların oynadığı Meclis Parkı, heykelli fıskiyelerin süsledıği Ulus'taki Malıye Parkı. Bahçelerınden güller fışkıran Bahçelievler. Ve mımari ve estetik güzellikleriyle binalar. Çankaya Köşkü, Pembe Köşk, Ankara Palas, Yüksel Palas, Ziraat Bankası, Vakıflar Genel Müdürlüğü, eski Dışışlerı Bakanlığı, Türkocağı, Meclis, DTCF, Hukuk, Tıp ve SBF gibi fakülteler, Iş Bankası, Büyük Tıyatro, Konser Salonu, Bakanlıklar, Genelkurmay Başkanlığı, Kızılay ve Konservatuvar. Devlet Konservatuvarı 1935 yılında Ataturk'ün emri ile kuruldu Konservatuvarın kuruluş çalışmalarını yapmak üzBre Alman besteci Paul Hindemith ile sözleşme imzalandı Ünlü Macar besteci Be//a Bartok, Alman Cart Ebert ve orkestra şefi Dr. Emst Praetorius konservatuvarda dersler verdiler. Konservatuvar binasının duvarlarının dilı olsa da Ahmet Adnan Saygun'u, Muhsin Ertuğrul'u anlatsa. Ataturk'ün, Inönü'nün izledikleri konserleri anlatsa.. İlk mezunlarını 1941 yılında veren Devlet Konservatuvarı o günden bu yana müzik ve tiyatro alanında seçkin sanatçılar yetiştiriyor. Devlet Konservatuvarı, son yıllarda bu ilk binasından çıkarak Çıftlik yolundaki yeni binasına taşındı. Her köşesi anılarla dolu bu eski taş bına da ANAP hukümetınce Mamak Belediyesı'ne verıldi. Binanın ön cephesınde taş harflerle yazılı "konservatuvar" yerine arabesk kültürsüzlük örneği olan yeşil harflerle "Mamak Belediye Başkanlığı" yazıldı. ANAP Belediyesı, bu binayı "mezbaha" olarak da kullanabilirdi Kultür ve tabıat varlıklarını koruma amacıyla çıkarılan bir yasamız var. Bu yasa, bu gibi kultür ve güzel sanatlarla ilgili kultür varlıklarının Kultür Bakanlığı'nca koruma altına alınmasını öngörüyor. Kultür Bakanlığı, bu tarıhsel önemdeki binayı koruma altına almak gereğini duymamış kı, konservatuvar, hemen Mamak Belediyesi'ne verılmiş. Bina bugün de Mamak Belediye Başkanlığı olarak kullanılıyor. Belediye Başkanlığı, bu kez SHP'li beledıyenın elinde. Ne yapsın Mamak Belediyesı? Nasıl yeni bir bına bulsun? Mamak Belediyesi çalışanlanna aylık bile veremiyor. Konu, Mamak Beledıyesi'ni de belediye başkanını da aşar. SHP'nin başında kultür ve sanat tutkunu bir genel başkan var. Ankara Anakent Belediye Başkanı Karayalçın da çağdaş bir aydın. öyleyse? öyleyse, inönü ve Karayalçın'a bu konuda büyük görevler düşüyor. Bu görev, Mamak Belediye Başkanlığı'na bir bina bulup cumhuriyet kültürünün sımgelerinden biri olan konservatuvar binasını bir kultür ve sanat evi olarak kullanılmak üzere yeniden sanatçılara ve sanat etkınliklenne açmaktır Bu görev bugün SHP'ye düşüyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde insanlar, kendi devtetlerinin kültürlerine ve bu devleti oluşturan simgelere bu kadar hoyratça yabancıtaştırılmamıştır. Cumhurıyetin ilk yıllarında evrensel ve ulusal kultür rüzgârlarının buluştuğu "devlet konservatuvan"r\\n o eskı ve güzel taş binası, bugün başkentın sanatsever belediye başkanından ve SHP'nin sanatçı dostu lıderinden ilgi bekliyor. ANTAIAA Başbakan Turgut Özal ve eşinin Kemer Çamyuva1 daki Simena Tatil Köyü'ne yerleştikleri ve zaman zaman buradan bir yatla gezindikleri belirlendi. Simena Tatil Koyü'nden bir yetkiliden edinilen bilgiye göre geçen cumartesi akşamı Antalya'ya gelen Özallar, buradan özel bir araçla Simena Tatil Köyü'ne geldiler. Semra özal'm bir ara Salima Tatil Köyü'ne giderek Çalışma Bakanı İmren Aykut'la görüştüğü öğrenildi. özal, dün yatla koylarda gezinti yaptıktan sonra Robinson Tatil Köyü'ne geldi ve burada vatandaşlarla sohbet etti. Daha sonra tatil köyundeki alışveriş merkezinde gezinti yapan özal'ın karayoluyla yeniden Simena Tatil Köyü'ne döndüğü öğrenildi. özallar'ın yanlannda kimin bulunduğu yolunda bir bilgi alınamıyor. Ancak, gezdikleri yatın isminin çıkarıldığı söyleniyor. Özallar'ın kaldığı Simena Tatil Köyu, Ankaralı müteahhit Ceylan tnşaat'uı sahibi Ağa Ceylan'ın. Simena Tatil Köyü, geçen bayramda Başbakan Özal tarafından hizmete açılmıştı. Ağa Ceylan'ın da"Yerel yönetimlere yetki veril madı ANAP Ankara Milletvekili mesi demokrasinin bir geregidir. Mehmet Sağdıç da Simena'da buHükümet daha sonra iade etmek lunuyor. üzere bu yetkiyi almış olabilir. Slk sık siz de yazıyorsunuz, bazı yerlerde yetkilerin kullanımından dogan bazı istenmeyen şeyler oldu. Ilkeyi zedelememek kaydıyla hü (Baştarafı 16. Sayfada) kümet bö>1e bir düzenlemeye git mi? YAŞAR KEMAL Evet. miş olabilir. Öyle hassas yoreler var ki bir kez kaybedilince telafi 1980 yılında Fransız Sosyalist si çok zor. Bunda hemen art ni Parüsi'nin organize ettiği bir külyet aramayın. Hem teknik bilgi ve tur toplantısı oldu. Marsilya'dakadro yetersizliği var bazı yerler ki bu toplantıya Turkiye'den de. Hukumet bunu da düşünerek Mümtaz Soysal, Çetin Altaıı. Aziz Nesin, Zülfıi Uvaneli ve ben hareket etmiş olabilir." katıldık. Şimdiki Kultür Bakanı SHP Genel Sekreter Yardımcı Jack Lang yönetiyordu toplantısı Adnan Keskin, hükümetin yı. Mitterrand'la da orada tanışutanç verici bir uygulama sergile tım. Ondan sonra mektuplaşmayerek, Bayındırlık Bakanlığı eli ile ya başladık. Ayrıca Jack Lang, belediyelerin turizm bölgelerinde biliyorsunuz Fransız Devrimi 200. ki yetkilerini çiğnediğini söyledi. Yılını Kutlarna Komitesi'nin de Keskin, bazı turizm merkezlerin yöneticisi. deki yapılarla ilgili yetkilerin ye Bundan sonra da bir davet rel yönetımlerin elinden alındığı aldınız mı? Gidecek misiniz? nı, ayrıca kamu kaynaklannın beYAŞAR KEMAL Ben artık lediyelere akışının durdurulduğu çağnlara gidemiyorum. Imkânım nu bildirdi. olmuyor. lsveç'ten, Danimarka'Keskin, dün parti genel merke dan çağrı aldım. Geçen yıl Amezi nde duzenlediği basın toplantı rika'ya dört kez çağrıldım, Çin'sında 3391 sayılı yasa ile, Bayın den çağn aldım, ama gidemiyodırlık ve tskân Bakanlığı'na tanı rum işte. Fakat Fransız Devrimi'nan yetkinin yasanın çıktığı tarih nin 200. yıldönümune elbette giolan haziran 1987'den bu yana derim. Kim çağırsagiderdim. Inkullanılmadığına dikkat çekerek sanlığın en buyük devriminin bu konuda geçen ay sonunda ya kutlama törenlerinde bulunmak yımlanan genelgenin geri çekilme isterira. sini istedi. Size iyi yokuluklar. üaşar Kemal GK>çmenler kendilerine (Baştarafı 1. Sayfada) Mudürü Saıni Kamburoğlu müdür olarak atanmış. Kamburoğlu, Kepirtepe'deki çadırkentin yavaş yajaş tasfiyeedildiğini, oradan boşaltılan çadırların da Gaziosmanpaşa'da toplanacaeını belirtiyor. Kamburoğlu'nun verdiğı bilgilere göre 340 dekar arazî uze A M A N N A D ANKARA (AA) Danıştay, universitelerde türbanı serbest bırakan yonetmelik hukmunu iptal etti. Danıştay 8. Daire Başkanı Metin Güven AA muhabirine yaptığı açıklamada, türbanı serbest bırakan yonetmelik maddesınin iptali için 13 öğretim uyesinın bir süre önce açtığı dava ile ilgili Anayasa Mahkanıesı kararının Resmi Gazete'de yayınının beklendiğinı hatırlatarak karann yayımından hemen sonra iptal kararı verdıklerini söyledı. ORIENT rine kurulan çadırkent, 90 bin kişiyı barındırabilecek kapasitede. Kampta bir oğunde 4 bin kişilik yemek çıkanlıyor. Sadece gıda giderleri, bir gunde kişi başına 2 bin lıra olarak hesaplanmış. Yönetim, Gaziosmanpaşa'da işleri kolaylaştırmak için çadırları sokak ve mahalle düzenine göre kurmuş. Şimdilik uç mahalle var ve adları TurkBulgar ortak tarihine konu olan yerlerden seçilmiş. Deliorman Mahallesi, Plevne Mahallesi ve Kırcaali Mahallesi'nin ad olarak konulma nedenini kamp mudürü Samı Kamburoğlu kendince şoyle açıklıyor: "Bulgarlar bizim tclsiz konuşmalanmızı devamlı dinliyorlar. Biz de meseleyi onlann kafasına surekli kakmak için bu adlan seçtik ve kullamyoruz." Mahallelerın muhtarları bile var. Deliorman Mahallesi Muhtan Refik Guloğlu. Dereköy sınır kapısından giriş yaparak çadırkente yvrleştirildiği gün kamp yönetiminin onerisi ve arkadaşlarının seçimiyle "sembolik muhtar" olmuş. Çadırkentten ayrıldıktan sonra yerleştirileceği ilin oturacağı mahallesinde de ilk seçimlerde adaylığını koyacağını soyluyor. Göçmenler, Gaziosmanpaşa'daki çadırkentte goçmenliğin resmi işlemlerini yaptırıyorlar. Önce parmak izleri alınıyor. Sonra kendileri için birer "Uynıkluk ve Aile Kütuğüne Kayıt Bildirgesi" dolduruluyor. Bu bildirgedeki bilgıier, tüm bu ışlemleri yüruten Koy Hizmetlen Genel Müdürlüğu'nun kutuğiıne işleniyor. Kayıtlar tamamlandıktan sonra göçmenlerin pasaportlan alınıyor ve kendilerine üzerinde fotoğraflan bulunan goçmen belgeleri veriliyor. Alınan pasaportlar, doldurulan bildirgelerle birlikte Emniyet Genel Mudurluğu'ne gönderiliyor. Burada gerekli incelemeler yapıldıktan sonra belgeler Nufus İşleri Genel Mudurluğu'ne gönderilip Bakanlar Kurulu kararı bekleniyor. SATIL1K YA2L1K Sahıbınden 200 m2 bahçfede yazük ev Erdek, Tatlısu Köyü'nde İst. Tel: 353 31 03 S A A T L E R I • J A P O N Y A
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear