24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHÜRtYET/10 HAVA DURUMU leteonHoıı Genel Müdurtugunden aknan Mgıye göre. yurdun ku2eyt»O ve kuzeydogu teamten parçaJı çok tmkıthj Marmara'nınta !ıa DoOu Karadenz ile OoÇu Anadohj nun kuzeyı sajanak ve göfc gurultüiü saOanak yauışh . ^ ötekı yerier a bulutkj ve açık geçecek Hava ^ S scaMgı Ûnemi br değışıklık amayacak flü •, / gar Vurdun kuzey kesımlennde »uzey ve ba ! S £ İ H. guney tesnüeftnde ıse guney ve batı ^ ^ ^ L ^ f yonlenlen hafif. ara sıa orla kuvvene. yağış > ^ * jnında kuvveOıce esecek Denızienmale ruzgâc Gun batısı ve lodostan 35. Karadentf'de 20 HAZİRAN 1989 TÜRKİYE'DE BUGÜN A Y B A B A A A A A B B 8 8 A B Y B A /Şkarlı 31" 17" Dıyarbakır 24° 11° Edıme 33° 16° Erancan 25° 12° Erzuram 24° 4° Eskışehif 25° 13° Gaaantep 28° 21° uresun 29° 16° Gumuşhane Y B 26° 10° Hakkân 30° 14° Isparta A 25° 8°lsonbul Y 24° 11° Inmr A 30° 13° Kars Y 30° 13° KaSamonu A 24° 11° Kaysen A 24° 11" KKttaret Y 21° 12» Konya A 27° 12° Kuöhya A 25° 11° Malalya Y 36° 17° Mamsa 23° 13° K Maraş 28° 12° M a s n 24° 12° Mutya 25° 13° Muş 34°17°Nı0ı)e 24°19°0rdu B A A A Y A B Y 8 8 A A Y Y Y A A A A 27° 13° 32° 18° 28° 20° 25° 12° 31° 14° 26° 13° 23° 13° 24° 19° 24° 18° 36°2O° 23° 17° 23° 10° 23° 13° 24° 19° 32° 14° 25° 12° 26° 12° 23° 10° 22° 16° DÜNYA'DA BUGÜN Amsteıdam Amman Atına Bajdat e A B A Y Y B B B Y Y B A A B A Y A B B A 25° 36° 29° 37» 30° Lemngrad Londra Meı J Madnd Barcelona Baseı Bdgnt Bertm Y 25° 27° 12° te 24° 15° Samsun 24° 11» Sart 22° 14° Sınop 27° 14° Sıvas 24° 5°fck>rdağ 25°13°tatam 28° 13° İjnceS 22°12°Uşak 26°13°YO2gat 33° 14° ZonguBak Bornı Briteel BtKJapeşJe Cenevre Cezayır Cıdöe Dubiyı Frankftırt 10 cak D 34 m •" • jffj « t Gıme •Sam bulunac*. Vaı GÖu nde ha A ac* B tukjDu K tart S ssi Y yajmuriu Helsmkı Kahıre Koccnhag KMn Lefkoşa 23° 25° 25° 26° 23° 26° 32° 35° 39° 26° 33° 21° 38° 26° 26° 34° lUilano Montnul Moskova Münıh Oslo Pans Rıyad Roma Sofya Sam Y B Y Y B Y B B B B B A 20° 28° 28° 27° 28° 20° 26° 32° 25° 26° 22° 40° 29° 22° 37° 27° 28° 23° 27° 19° 28° 24° MUSTAFA EKMEKÇt 0DTÜ'deNeler0ldu?(4) ANKARA NOTLARI Ufuk Güldemirin Kitabı... Y Y A B B Tunus Varşova Y Venedk Y Vıyana B VVashıngtoo B Zunh B BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Diksiyon. 2/ Seciye, karakter... "Yol, yöntem" anlamında argo sözcuk. 3/ Galibiyet... Bayağı. 4/ Turşusu yapılan bir tur yaban soğanı. 5/ Şarkı, turkü... Zehir. 6/ Henuz olgunlaşmamış, ham... Dağda yaşayan ve geçimini odun satarak sağlayan kimse.7/ Iki tarİa arasındaki sınır... Kuşaklan kuşağa geçen kalıtımsal öğe... "Hayır" anlamında kullanılan söz. 8/ Aşamasız asker... Asya'da bir ülke. 9/ Bir tatlı su balığı. YUKARIDAN AŞAGlYA: 1/ Harmanda samanı bir yere toplamaya ya da damlardan kan kürumeye yarayan araç. 2/ Balıkesir'in Burhaniye ilçesine bağlı turistik bir merkez... Bir işîn tamamlanması için tanınan sure. 3/ Atın üstüne bağjanan valiz... Eski Mısır'da güneş tannsı. 4/ Büytik demiryolu durağı. 5/ Kimi dıllerde erkek cinsten sayılan sözcuk... Iki yiız elli kiloya eşit olan ve odun, kireç gibi kaba şeyleri tanmakta kullanılan bir ağırlık ölçüsü. 6/ Şaşma belirten bir ünlem... Ocak, soba gibi ısınma aracı. 7/ tzdn... Tantalın simgesi. 8/ lstatistikte bir grup veri içinde en sık rastlanan değer... Damızlık dişi hayvan. 9/ Duvar içinde bırakılan oyuk bölüm... Küçük orman. Dünya Bankası yetkilileri, ÖzaVın kararlarından endişeli Enflasyonla riskli oyun nuyor, enflasyonun bir noktadan sonra kontrolü elden kaçabilir" deniyor. Türkiye son kararlarla o noktaya doğru sürükleniyor mu? Dikkatler bu konuya çevrilmiş durumda. Son şeker zammının mantığını anlamaya çalışıyorlar. "Erken seçiroe gidecekse bunu niye yaptı. gilmeyecekse niye yapıiması gerekenlerin lümiinii yapmıyor" diye soruyorlar. Dünya Bankası ile Başbakan ÖzaJ arasında manevi bağlann, onun üzerine fazla gidilmesıni engelleyip engellemediği sorulduğunda, "Başkası otsa daha radikal tavsiyelerde bulunurduk" diyorlar. 2. Kredi reddi Dunya Bankası iki hafta önce Türkiye'ye mali sektör uyum kredisinin 300 milyon dolar tutarındaki ikinci dilimini vermeyi reddetti. Gerçi bu karar genel ekonomik gidişat yüzünden değil, Dünya Bankası'nın uygulanmasım arzu ettiği, ama Türkiye'nin uygulamadığı; bankaların yapısının değiştirilmesi, mali bünyelerinin düzeltılmesi ile ilgili teknik konular nedeniyle alındı. Ancak bu haber dünyanın belli başlı ekonomi gazeteleri ve bultenlerinde hemen altı çizilerek yayımlandı. Bu olay, banka içinde, Türkiye'ye karşı daha rezervli bir döneme girilme eğilimınin göstergelerinden birisı olarak niteleniyor. 3. Gelir dağılunı Halen Türkiye'de bulunan IMF heyetinin daha Türkiye'ye gitmeden önce geçen mart ayında Ankara'ya gönderdiği sorular arasında, hükumetten "gelir dağılırnına daha fazla önem vermesinin beklen4igi" izlenimi yaratacak bazı cümleler var. Uluslararası finans çcvrelerı IMF'nin bu yaklaiimını çok anlamlı buluyor, çünkü fonun ilk kez gelir dağılımı konusunda bir ülke ile doğrudan yaaşmaya girdiği kaydediliyor. Gerçi Türkiye'nin IMF ile "stand by" anlaşması bulunmuyor, ama dünya linans çevreleri IMF'nin sinyallerini dikkatle izliyor. 4. Zirai kredi Türkiye ile Dünya Bankası arasında giderek serinleyen ilişkilerin bir başka işaretine geçen günlerde Türkiye'ye verilecek zirai kredi dılimınin onaylanacağı son banka icra kurulu toplantısında tanık olundu. Dünya Bankası'nın Pakistanlı Başkan Yardimcısı Kureyşi, Türk yetkililere dolaylı ifadelerle şu raesajı verdi: "Bu krediyi onaylıyonız, ama bundan sonra makro göslergelere bakacağız". Kureyşi'nin makro ekonomik göstergelere dikkat çekmesi ekonominin genel performansında, özellikle enflasyon oranı konusunda hayli karamsar beklentiler içinde olduklannın göstergesi. Önumüzdeki aylarda enflasyonun fırlayacağını tahmin ediyorlar. Kamu işçilerine sağlanan yüzde 141 *lik ücret artışı, taban fiyatlarmın yüzde 83 oranında arttınlması ve memur maaslanna yüzde 50 civarında zam yapılması yönündekı eğilimin önumüzdeki dönemde emisyon ve para arzının kontrolünü zorlaştıracağmı düşünüyorlar. Toptan eşya fiyatlarımn tüketici fiyatlarmın önünde seyretmesini enflasyonda patlama olacağımn göstergesi diye algılıyorlar. Özellikle bu açılardan Dünya Bankası gözlerini Türkiye'ye dikmiş durumda. Halen Türkiye'de olan IMF heyeti yakında Washington'a taze gözlemlerle dönecek. Raporlan elbette Dünya Bankası'nca da* değerlendirilecek. Önumüzdeki hafta VVashington'a gdmesi beklenen Namık Ketnal Kılıç da Dünya Bankası'nı yatıştırmaya çalışacak. UFUK GÜLDEMİR VVASHINGTON Türkiye' de son iki ay içerisinde meydana gelen gelişmeler, Dünya Bankası üst yönetiminde, Başbakan Turgut Özal'm enflasyonla "tehlikdi bir oyun oynadığı" izlenimi doğmasına yol açtı. Bu izlenim, banka ile Türkiye arasında fazla sıcak olmayan bir ilişki getiriyor ve "Tiirkiye'nin çok daha dikkatle takip edUmesini gcrektiren bir dunım" ortaya çıkarıyor. Bu çerçevede üzerine projektörlerin çevrildifi gelişmeler şöyle sıralanıyor: 1. Tehlikeii oyun Dünya Bankası'run üst yönetiminde Başbakan Özal'ın enflasyon konusunda kumarı andıran "gereksiz riskler aldığı" duşüncesi hayli taraftar buluyor. "Çok tehlikeii oy IMF ye zam sozu (Baştarafı 1. Sayfada) da ucret ve maaşlar konusunda ağırhklı olarak durdu. Kamu işçilerine verilen yiiksek oranlı ücret zamlarının kaynağıru soran IMF'ye KlT'lere ücret artışlan nedeniyle bütçeden kaynak transferi yapümayacağı bildirildi. Memur maaşlarına yapılacak zammın da vergilerle finanse edileceği, bunun için Merkez Bankası'nın para basmayacağı sözü verildi. Aynı sorulan, Manuel Guitian'ın da bakanlara sorduğu öğrenildi. Guitian'a da işçi ücretlerine yapılan son zamların 1989 yılı için getireceği ek yükün 700800 milyar lira düzeyinde olacağı belirtilerek, bunun da kamu açığını arttırmayacak biçimde finanse edilebileceği kaydedildi. Yarın görüşmelerini tamamlayacak olan IMF heyeti, Türk ekonomisi ile ilgili bir rapor hazırlayacak. Ancak, heyet Ankara'da edındiği ilk izlenimlerıni kısa bir Tapor halinde IMF Başkanı'na ve Türk hükümetine önumüzdeki günlerde sunacak. Aynntılı rapor ise ağustos veya eylül ayında IMF Yönetim Kurulu'nda gürüşülecek. Ankara'da temaslarda bulunan IMF heyetine işçi ucret artışlaunın vergi artışlarıyla karşılanacağının söylenmesi dün TBMM'de göruşülmesine başlanan 6. Beş Yıllık Kalkınma Planj hedefleriyle çelişiyor. 1989 yıü için konan 23.5 trilyonluk vergi hedefini, yılın ilk üç aylık vergi tahsilauna göre Maliye ve Gümrük Bakanlığı tarafmdan revize edilmiş ve 20.5 trilyon liralık bir geLr yeni hedef olarak almmıştı. 1990'da yürürlüğe girecek olan 6. Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda da herhangi bir vergi artışı öngörülmüyor. Gerek ekonomiden sorumlu Devlet Bakanlarından Işın Çelebi gerekse DPT Müsteşan Ali Tigrel, genel tasarruf orarurun plan dönemi sonunda yüzde 26'dan yüzde 28'e çıkanlmasının özel birikimler yoluyla olacağını söylemişlerdi. Plan metninde de vergi politikasıyla ilgili şöyle deniliyor: Yeni vergi ihdas edilmesi veya vergi oranlannın arttınlması yerine, vergilendinnede yatay ve dike> adalel Dkeleri de dikkate alınarak vergi tabamnın yaygınlaştınlması, vergi kajıp ve kaçaklannın asgari seviyeye indirilmesi ve tahsüaltaki verimliliğin arttınlabilmesi yolundaki gayretler sürdüriılecektir." 1989 vergi gelirleri hedefmde yapılan indırim ve önumüzdeki yıllarda da herhangi bir vergi artışının öngörülmemesi karşısında ücret artışlarını karşılamak için başvurulabilecek tek kaynak olarak KtT zamları kalıyor. Bu araçlar içinde en büyük hacimli ve etkili olan Tekel ürünlerinin fiyatına 6.5 aylık aradan sonra, geçen hafta zam yapılmıştı. Çay, şeker, elektrik ve demircelik zammı da yine geçen hafta içinde gerçekleştirilmişti. Geçen çarşamba günü TBMM'den geçen yasa değişikliği ile petrol üriinleri vergilerinin arttırüması yanında, ücret artışlarını karşılayabilecek ve Hazine'ye gelir doğurabilecek KİT zammı olarak geriye petrol ürünleri, Petkim veya aynı kaynaklann, ikinci bir zam dalgasıyla harekete geçirilmesinin kaldığı görülüyor. 6 0 YIL ÖNCE Cumhuriyet Macar MecUsi 20 HAZİRAN 1929 Meclis, Türkiye ile aktedilen uzlaşma, hakem ve bitaraflık muahedesini tasdik elmişlir. Bu vesile ile mazbata muharriri M. Pogany bu muahedenin Türkiye ile Macaristan arasında samimi münesebatın inkişafını temin edeceğini ve bu muahede ile Türkiyeninde muhtemelen ihtilafları daimi divanı adalete haveleyi kabul etmesindeki ehemmiyeti izah ederek uzun müddet devam eden Türk işgaline rağmen daima iki millet arasında samimi münasebet cereyan ettiğini hatırlatmtş ve işgal esnasında da Macarlarm Tiirkleri alicenap düşman olarak lanıdıklarım söylemiştir. Rusyu Ue ticaretimiz Rusyada Türk tüccarlarına gösterilen müşkilat hasabiyle Rusya ile Türkiye arasındaki muamelatı ticariye fülen durmuştur. Bunun neticesi olarak ta îzmir vesair mahallerden Rusyaya sevkedilmek üzere limanımıza gelen mallar burada kalmıştır. Şimdiye kadar vaki olan sikayetler şu şekilde izah edümektedir. Ruslar bizim tacirlerın Rusyaya sevkettikleri malın arasında Türk malı diye ecnebi malı kanştırıldığını ve bu hususu tetkik eden Istanbul Ticaret Odasınca teşkil edilen heyetin ehli hibresi tahkikatım iyi yapmadığını iddia etmektedirler. Ticaret Odası Reis vekillerinden Hamdi Bey bu mesele hakkında bir muharririmize şunları söylemiştir: Rusyaya sevkeditecek malların Türk veya ecnebi malı olup olmadığını tayinde ehli hibremiz tamamen doğru hareket etmiştir. Çünku böyle olmasaydı daha burada iken bir takım ecnebi malların yoldan çevrilmesi vaki olmazdı Mesele hükümetin muahedeyi tatbik ettirmesi meselesine kalıyor. Biz bu işte tktisat Vekaletinin bir vekili gibiyii Bu işte bitaraf kalmaya karar verdik. Ben arada bir sui tefehüm oJduğuna kaniim. Çünkü biz ham maddesi hariçten gelipte burada işienen eşyaya Türk malı olarak bakıyoruz. Belki onlar bu şekilde bakmıyorlar. Bundan başka dericilik bizde son zamanlarda çok inkişaf etmiş ve hatta Avrupa derecesinde deri yapılmasma başlandmıştır. AKLINIZDA BULUNSUN ! ASELSAN • Sentezörlü • Mikrobilgisayar kontrollu • Programlanabilir özellikleriyle... Elektronik ve mikrobilgisayar teknolojisindeki son gelişmelere uygun olarak üstün performans ve güvenilir bir kullanım sağlamak üzere tasarımlanmış olan MH4811 /MH4815VHF/ UHFFM Sentezörlü El Telsizleri; • Fonksiyonlarının mikrobilgisayar tarafmdan kontrol edilmesi, • Kullanıcının isteğine göre programlanması, • Programların kolaylıkla değiştirilebilmesi gibi üstün özelliklerinin yanısıra değişik modelleri, zengin aksesuarları, çeşitli opsiyonları ile Hizmetinizde ; Hem de ASELSAN GÜVENCESİYLE ... YENİ EL TELSİZİNİ ÜRETTİ gazetemiz bugün yayımlanmamıştır. ODTÜ'deki 56 haziran olaylarının içyüzünü bilebilmek için biraz daha gerilere gitmek gerekiyor; en azından nisan ayı sonlarına dek gitmek zorunlu. Çünkü nisan sonlarında, ODTÜ'de "1 Mayıs aramalan" başlatıldı. Kimi öğrenciler, okula geldiklerinde giriş kapısında, "Mustafa Başçavuş'u (Özgedik] görmeleri" söyleniyordu. Öğrencilerin istendiği yeremniyetti. Oğrenci, emniyete çağırılış gerekçesini öğrenmek istiyordu. Mustafa Basçavuş: Ben bilmiyorum! diyordu... Ancak bilinen bir şey vardı, söylenmeyen; onlar Mustafa Başçavuş'un "ihbarı" sonucu mu gözaltına alınmak isteniyorlardı? Eskiden 1 Mayıs yaklaşırken solcular gözaltına alınır, 1 Mayıs geçtikten sonra bırakılırdı. Bu da öyle bir uygutama mıydı? Değildi. Bu başkaydı. ODTÜ Öğrenci Derneği ilgilileri, o günlerde bir basın açıklaması yapmıştı. Gerekçesi şuydu açıklamanın: Yurtlarda kimi "dinci" öğrenciler, laik anlayışlı öğrencileri dövüyortardı, tartaklıyorlardı. "Dinciler", "Duvarlara resim asılıyor, bizim tapınmamıza karışılıyor" anlamına gelecek sözler soylüyorlardı. Bir öğrenci feci biçimde dovülünce, basın açıklaması yapılması zorunlu görüldü. Basın açıklaması, okulun içinde, okulun bahçesinde oldu. Açıklama olaysız bitti. Slogan ne atılmadı. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na aykırı bir şey olmadı. Herkes dağıldı. Bunu, "Toplantı ve Gösteri Yürüşleri Yasası"na sokabilmek için, kimi bahaneler aranmaya başlandı. "Sloganlar atıldı", "Yürüyüş yapıldı" filan gibi. Öğrencilerin kimi evlerinden, kimi okuldan alınıyordu... Jandarma karakolundan, emniyete götürüldüler alınanlar Jeeplerle. Kimse bir şey söylemiyor, "Zamanı gelince öğreneceği" yanıtı veriliyordu. Gerekçesiz, sorgusuz sualsiz "gözaltına" alınıyordu ODTÜ öğrencileri. Sonradan öğreneceklerdi. DGM Savcı Yardımcısı Ülkü Coşkun'un isteği üzerine emniyete getirildiklerini. "Garaj" denilen zemin katta, "Dal" bölümündeydiler. Kızlar, erkekler ayrı ayrı g "hücre"lerdeydiler... "Dal" eski binadaydı, ama çok genişletilmişti. Ayrı yerlerde de ayrı sorgu yerteri oluşturulmuştu. Kimse kimsenin getirilip götürüldüğünü bilemiyordu. Kimine on gün boyunca işkence yapıldığı söyleniyordu; bunlar, "1 Mayıs olayları" dolayısıyla "Dal"a getirilenlerdi. ODTÜ'lüler, onu duymuyoriardı, yansıtılmıyordu. SBF'den, hukuktan öğrenciler vardı. 20 kişiye yakın vardılar. O gece, herkes toparlandıktan sonra, "ev aramalan" başladı. öğrencileri teker teker evterine götürüyorlar, evterde arama yapıyorlardı. Benim konuştuğum öğrenciler, aramalar sırasında karşılastıkları olaylan büyütmüyorlardı. Biri şöyle dedi: Bu ülkede yüz binlerce insanın işkence tezgâhlanndan geçirildiği, binlercesinin öldürüldüğü, sakat bırakıldığı bir ortamda bizlere yapılmış olanlar, belki de şey değil, "işkence" tanımının klasikleşmiş kapsamına girebilecek şeyler değil, ama o hücrelerde teker teker tutuluyor olmamız, "ulan"lı, küfürlü söyleşilere, konuşmalara tanık olmamız az önemli değildi. Gözler bağlı mıydı? Gözler bağlı... Eller? Eller bağlı değil. Üstünüzde ne var? Giysilerimiz var. Sorgular sırasında, gözteri acık bir kız öğrencinin ifadesini alan bir komiser: Burada, sakın bana ayak atma! Burada atacağın her ayaktan sonra, senin kızlık şeref ve haysiyetini ayaklar altına alır, seni kendi surabna bakamaz hale getiririm! Ve bunu yapabileceğimi biliyorsun! demiş miydi? Evde, öğrencinin günlüklerini bulmuşlardı. Günlükler, "çirkin muhabbetler"in konusu olabilecekti. Burada her şey konuşulur, bizim soramayacağtmız soru yoktur, havası verilmeye mi çalışılıyordu? Bunlar, insanı psikotojik olarak yıpratıcı olan şeylerdi. "Hücrelerde turkü soylendi" diye kimi öğrenciler dayakla karşı karşıya kalmışlardı. Kız öğrenciler de tokat yiyenler arasındaydılar... ; Anneniz, babanız sizi hiç dövdü mü? (Gülerek) Annem babam beni hiç dövmediler! İnsan o koşullarda ne olursa olsun, daha çok etkileniyor. Çünkü gözünüz bağlı, yanıt veremez pozisyondasınız. Size, kimin ne yaptığını bile biimiyorsunuz. Sadece bırtakım tahminleriniz var, seslerden tahmin ediyorsunuz, işte sizi alıp getiren insanlardan tahmin ediyorsunuz; bunun ötesinde herhangi bir tahmininiz yok. Bu tabii, daha çok rahatsızlık verici bir şey. Eşit koşullarda değilsiniz çünkü... Evlerde kitap araması ilginçti. öğrencinin babası emekli subaydı, "Arama emri olmaksızın evi aratmayacağım" söyledi, arama izni istedi. Orada, "Tim"in başı ile tartışmalar oldu. Savcılığa telefon edildi; ortalık gergin mi gergindi. Arama başladı. Öğrenci, yememiş içmemiş, odasını kitaplarla doldurmuştu. Her çeşit kitap vardı, "sol" kitaplar çoğunluktaydı. İki bine yakın kitabı vardı. Tim "paniğe" kapılmıştı; yeni bir 'Tım" istediler. O da geldi. Altı kişi olmuşlardı. Tüm kitapları tarayacaklarını soylüyorlardı. öğrenci, Doğan Avcıoğlu'nun "Türkiye'nin Düzeni"ni kurtaramadı. Bir görevli, Ufuk Güldemir'in "Çevik Kuvvetin Pençesinde Türkiye" kitabını görmüştü... Komiserim, "Çevik Kuvvet" hakkında kitap var! diye bağırdı. Kitabı komisere verdi. Komiser, kitabın üzerindeki "Amerikan Özgürlük Anıtı" resmini görünce: Yok be, bu "Çevik Kuvvet, bizim çevik kuvvet değil!" yanıtını verdi; Ufuk'un kitabı kurtulmuştu. Marx'ın, Lenin'in kitaplarıysa Emin Değer'in kitabıyla birlikte çoktaaan çuvala girmişti. İyi ki, Cüneyt Arcayürek'in "Darbeler ve Gizli Servisler" kitabıyla Baskın Öran'ın son kitabını görmediler... CALISANLARIN SORULARI/SORUNLARI Y1LMAZ ŞİPAL 30 YIL ONCE Cumhuriyel 20 HAZİRAN 1959 Kurban Bayramı nedeniyle "l^kında evleniyorum" Halen özel bir şirkette 2 yıla yakın süredir çalışmaktayım. Yakında evleniyorum. 1) Evlendiğimde kıdem tazminatı alabilir miyim? 2) Babamdan bana bağlanan yetim aylığı çalışmaya başlamamla birlikte kesildi. Acaba evlenme yardımından yararlanabilir miyim? 3) Sigortaya yatırdıgıın primler evlenince geri veriliyor mu? N.T. YANIT. 1) Kadın işçiler, iş sözleşmelerini evlendikleri tarihten geçerli olarak bir yıl içerisinde kendi istekleri ile sona erdirirlerse kıdem tazminatı almaya hak kazarurlar. Bu durumda "işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yü için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir!' 2) Sosyal Sigortalar Kurumu'nca bağlanan yetim aylıkları kız çocuklann "Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi işlerde çalışmaya başladıkları veya evlendikleri tarihi takibeden devre başından itibaren kesilirî' Sosyal Sigortalar Kurumu'nca "Sigortalının ölümünden dolayı aylık ve gelir almakta olan hak sahibi kız çocuklarına evlenmeleri halinde bir defaya mahsus olmak üzere aylık veya gelirlerinin iki yıllık tutarı e\lenme yardımı olarak verilir!' Ancak, evlenme yardımından kendi çahşmaları nedeniyle yetim aylığı alma hakkını yitirenler yararlanamazlar. 3) Evlenme nedeniyle işlerinden aynlan kadın sigortalılara, kendileri ve işverenleri tarafmdan ödenen malullük, yaşlüık ve ölüm sigortaları primlerinin yarısı yazılı istekleri üzerine, toptan ödeme şeklinde verilir. Evlenme yardımından yararlandıktan sonra, yeniden Sosyal Sigortalar Yasası kapsamında çalışmaya başlayarüar, dilediklerinde geri aJdıklan primlere, aldıklan tarihten itibaren °7o 5 faizi ile Sosyal Sigortalar Kurumu'na geri verdiklerinde eski çalışmalan geçerli sayılır. BODRUM'un en mutena yerinde Yalıkavak Köyü'nde, denize çok yakın, önündeki parsele imar 2 izni verilmeyen, önü tamamen açık, 201 m , 993 No'lu parsel üzerindeki 2 ayrı katlı, üstü kapanmış inşa halindeki taş bina ihtiyaç nedeniyle acele satılıktır. Tel: 163 43 45 SORU: GEÇEN YIL BUGUJV Cumhuriyef Savciük örgüt arıyor 20 HAZİRAN 1988 Başbakan Turgut Ozat'a önceki gün ANAP buyük kongresinde Kartal Demirağ adlı eski ülkücü, cezaevi kaçağı tarafmdan yapılan suikast girişiminin içyüzü henüz aydınlığa kavuşamadı. Olaya el koyan DGM Savcılığı ve polis yetkilileri, "örgüt bağlantısı" üzerinde duruyorlar. Ankara DGM Savcısı Nusret Demiral, AA muhabirine "Olayın siyasi yönü olup olmadığını araştınyoruz" dedi. Ankara Numune Hastanesi'nde bulunan Kartal Demirağ'ın tedavisinin sürdüğü, DGM Savcısı Ülkü Coşkun'un sürekli hastaneye gidip gelerek sorguya katıldığı belirtiliyor. Televizyonda dün akşam yorumsuz olarak yavaşlatılmış şekilde verilen göruntüde eli silahla görülen sivil kişinin ANAP'lı bir delege olduğu iddia edildLBu arada, suikastçınm kaldığı otel odasında bulunan telefon numaraları ve notlarımn, olaya ısık tutacak unsurları taşıyabileceği belirtiliyor. Saldırganm olayda kullandığı silahın yapılan balistik incelemesinde şimdiye kadar hiçbir olayda kullanılmadığı belirlendi. İçişleri Bakanı Mustafa Kalemli, silahın ruhsatlı olduğuna ilişkin kendisine bir bilgi ulaşmadığını söyledi. Humeyni TVye çıktı Iran televizyonu akşamki haber bülteninde, öldüğu yolunda söylentiler çıkan dini lider Ayetullah Humeyni'nin de katıldığı bir toplantmın haberini görüntulü olarak yayımladı. Televizyonda, Humeyni'nin Tahran'ın kuzeyindeki evinin yakınlanndaki camide. gonutlü muhafızlarla yaptığı toplantıda çekilen görüntülerı ekrana getirildi. Humeyni'nin toplantıdan sonra oturduğu sandalyeden, kimsenin yardımı olmadan kalktığı ve sağ elini kaldırarak muhafızları selamladığı görüldü. ASELSAN P.K.: 101,06172Yenımahalle/ANKARA Tel:(4)354 1700Teteks:4451844422 Fate (4)3541302 İSTANBU. Bürosu:Krizantem Sokak No : 31, 806201. Levent / ISTANBUL Tel: (1)17949 50 51 Teteks: 39 738 Faks : (1) 179 49 52 CMlRBurosu:1377.Sok No :3/5,35210 Alsancak/İZMIR Tel:(51)21 393621 4244 Faks :(51)21 9580
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear