26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER ya çıkmalıdır; çünkü basın "dördüncü kuvvettir", kitleleri yönlendirir. Sorumlulukta temel ölçutü "basın ahlâkı" olarak görmekteyiz. Ancak her şeyden önce basın mensuplan önce kendi mesleklerine, bu mesleğin gereği, amacı ve yapısına göre sahip çıkmalıdır. Bu meslektenmiş gibi görünen, ancak mesleğin getirdiği ayrıcalıklardan yararlanmaktan başka amaçları olmayan insanlan dışarmak, onlan korumamak gerekir. Bu tür insanlann varlığı mesleğin hak ettiği onuruna, lekeler sıçratarak sürekli bir biçimde bilgi, görüş, düşünce, yorum peşinde koşan; bunlan bulan, ileten ve günluk ya da dönemsel bir organda yayınlatma eyleminde olan kişidir. Bu iş bir meslektir, düzenlilik ve sürekliliği gerektirmektedir. PropagŞında yapmak amacıyla geiişigüzel, düzensiz bir şekilde iki sayfalık kâğıda birkaç söz karalayarak ya da bir slogan atarak basım yapıp, yayımlayan, yayan kişiye gazeteci demek olanaksızdır. Bu tür insanlar mesleğe zarar verir. O halde meslek dayanışması psikozu ile böyle şahıslann korunması yanlış bir tutumdur, çünkü onlar gazeteci değildir. cak; özel yaşamın gizliligine saygı gösterecek; gazetecilikle casusluğu biribirine karıştırmayacaktır. Bireysel ahlâk ölçütleri basın ahlâkı için de geçerlidir. Nasıl kendini göklere çıkarmak bir ahlak zaafı olarak nitelendiriliyorsa aynı şekilde yayın organlanmn sürekli olarak kendilerine methiyeler yazması ve ticari ilişkilerini geliştirmek amacıyla kamuoyu oluşturması, yazarlann etkili çevrelerle temas kurarak çıkar sağlaması doğru karşılanamaz. Basın, özgürlüğe ve özellikle iletişim özgürlüğüne saygılı olmalıdır. Özgürlüğe saygı temel bir ahlâk kuralıdır. tletişim özgürlüğü sadece basımn değil aynı zamanda kitlelerin düşünce, istek ve seslerini duyurabitmesini gerektirmektedir. Başka bir anlatımla kitleyi ve halkı pasif bir öğe olarak kabul edip, ona tek taraflı görüş vermek iletişim değil iletimdir. tletişim sözcüğünde bir karşıhklüık, diyalog mevcuttur. Basın sadece iletim değil iletişim içinde olmalıdır. Nasıl bireysel ilişkilerde düşünce ve görüş empoze etmek karşımızdaki insanı hiçe sayan, onun kişiliğini küçumseyen ahlâka aykın bir tutumsa aym şekilde kitleyi hiçe saymak, sesini dinlememek basın açısından onaylanacak bir tutum olamaz. Bireysel yaşamımızda dürüstlük konusundaki duyarlılığımızı, basın kuruluşlan olarak aynen uyguİarsak "özeleştiri" boyutundan "özyönetim" boyutuna geçmek kolaylaşır. 13 HAZİRAN 1989 Gazetecfaıin Sorumluluğu Gazetecilik mesleği sorumlulukla birlikîe yükümlülük de getirmektedir. Toplumu yönlendiren basın mensuplan "kendilerinden ve çağlarından" sorumludurlar. Bu nedenle topluma aktif kaîkılar yapmak yükümlülüğü içindedirler. Gazeteci insansal, ekonomik, sosyal sorunların çözümü açısından özgür haber dolaşımını kolaylaştıracaktır. Gazeteci temel hak ve özgürlükler, insana saygı ve özellikle iletişim özgürlüğüne saygıyı sağlayıa bir tutum içinde olmalıdır. Ulusal ve uluslararası barışın yerleşmesi onun temel amaadır. PENCERE Nasrettin Hoca bitirim adamdı, eşi az bulunur bir bilgeydi. Bir gün sordular: Dünyanın merkezi neresi? Hoca: Eşeğimin, dedi, sol arka ayağını bastığı yer dünyanın merkezidir. Öyle görünüyor ki bizim SHP bu gidişle hocanın eşeğinin sol arka ayağının bastığı yerde siyasal kişiliğini bulacak. Çünkü son günlerde tartışma başladı: SHP merkeze kayıyor.. Hayır kaymıyor. Kaydı.. Efendim, Avrupa'da bütün sosyal demokrat partiler merkeze kaydılar.. Haydi canım sen de!.. * Tartışma ilginç.. Peki, merkez neresi? Önce Avrupa'dan başlayalım. Sen ne diyorsun kardeşim? Avrupa'da temel özgürlükler, insan hakları, sosyal adalet ve güvencelerin ilmik ilmik dokunan örgüsüyle bütün toplum zaten sola kaymış. Nerede işkence Avrupa'da? Nerede on yıl süren tutukluluk? Nerede yazar kıyımı? Nerede fikir suçu? Nerede insan haklarını rafa kaldırmak? Nerede cezaevlerinde zulüm? Nerede hapishanelerdeki siyasal tutuklular? Nerede sendikal yasaklar? Avrupa bu!.. Bizim sosyal demokrat yöneticiler gözlerini kapamışlar; kendilerini Avrupa'da mı sanıyorlar? Heeyyy.. Türkiye burası!.. A/rupa'daki "merkez" ile Türkiye'deki "merkez" arasındaki fark, Nasrettin Hoca'nın eşeğiyle İngiliz kral ailesinin atları arasındaki fark gibidir. • Ya piyasa ekonomisi? Bizim SHP iktidara gelince piyasa ekonomisi uygulayacakmış; tıpkı Avrupa sosyal demokratları gibi... Ne güzel olacak, değil mi? DP geldi şu işi kıvıramadı, AP üstesinden gelemedi, ANAP beceremedi. Sözde liberal partiler bunlar; ama, KİT'leri de özelleştiremediler. Şimdi programında "devletçiyiz" diyen SHP ne yapacak? Döviz kurları serbest piyasada mı saptanacak? Ya demirçelik? Alüminyum? Çimento? Tütün? Buğday? Elektrik? Benzin? Mazot? Gaz? Faiz oranları? Ve başkaları? Ne yazık ki bizim özel sektörde KİT'leri satın alacak sermaye yok. SHP ne yapacak? Ya bütün KİT'leri yabancılara satacak ya da benimsemek ve işletmek zorunda kalacak değil mi? Tekellere karşı mı SHP yönetimi? Holdinglerden vergi alacak mı? Avrupa'daki sosyal demokratların vergi siyaseti ne? Bizdekı durum ne? SHP yönetimi bu konuları konuşmaktan neden korkuyor? Yok canım.. SHP'nin sorunu "merkeze kaymak" filan değil; rüya görmek üzerine kuruluyor. Rüya da bellidır; hukuk bir yana. adaiet şöyle dursun, parti içinde demokrasi bekleyedursun, örgüt yapısında yuvarlak rakam bin delege var değil mi? Yartsını şavulladın mı tamam. Sonrası da kolay. CHP'den SHP'ye, baba İnönü'den oğul İnönü'ye halkın yaklaşık yüzde 30'u bu partiye oy vermeye şartlanmıştır. ANAP çöküyor, sağ ikiye bölünüyor; bu arada biz yüzde 30'un uzerine biraz daha koyduk mu, iktidardayız; sermaye ile uzlaştık mı, al gülüm ver gülüm.. Partinin merkezindeki yöneticiler uyanmak için kendilerini çimdikleseler iyi olacak... Çünkü işin en kolay yanı, parti içinde "büyük patron"a göre "sakıncalı" görünenleri ayıklayıp, "büyük sermaye"ye şirin görunmektir. Ama böyle bir iş yapan parti, değil sosyal demokrak olmak, demokrat bile olamaz. Türkiye'de iktidar sorunu ise bu çapta bir temizlik operasyonuna girişecek olanların kafasına sığacak kadar küçük boyutlu değil... Rüya Tabiri Prof. Dr. NİYAZİ ÖKTEM Î.Ü Basın Yayın Yüksek Okulu tletişim alanında uluslararası üne sahip olan ve Türk iletişim etkinliklerinin dünyaya tamtılmasında değerli katkılan bulunan Dr. Hıfn Topuz'un derlediği, UNESCO tarafından yayımlanan "La protection des Journalistes, Janvier 1981Gazetecilerin Korunması" adlı yapıtın 122123. sayfalannda gazetecinin tanımı aşağıdaki şekilde yapılmaktadır. Bu yapıt Sayın Topuz'un "Giriş" bölümünde de belirttiği gibi FIEJ.I1P, FIJ, O1J gibi çeşitü uluslararası basınyayın kuruluş ve federasyonlannın ortaklaşa yapmış oldukları bir çalışmanın urünü olup gazetecilik mesleği açısından genelgeçer, evrensel kurallar getirmektedir. "Gazeteci basında, radyo yayıncılığında, televizyon veya diğer görsel aktüalite alanlarında redaktör röportajcı, fotoğrafçı, kameraman veya teknisyen olarak düzenli ve sürekli bir bicimde bilgi, haber, görüj, düşünce, yorum peşinde koşan; bunları elde eden ve ileten kişidir. Gazetecinin amacı bilgi, haber, görüş, düşünce ve yorumu günlük veya dönemsel bir yayın organında, bir haber ajansında, radyoda, televizyonda ya da aktüalite filimlerinde yayımlamaktır. Gazetecide ulus farkhlığı önem taşımaz. Bu kişi mesleğini icra ettiği ülkenin yasal düzenlemelerine göre gazeteci sıfatıra taşır, ancak çahşma bo>rutu evrenseldir. Gazeteci sıfatını taşıyan her şahıs uluslararası bir kuruluşun ona verdiği mesleğini belgeleyen bir kart taşıma hakkma sahiptir. Gazeteci Evrensel tnsan Hakları Bildirgesinin ve Uluslararası Antlaşma ve Belgelerin öngörmüş olduğu tüm temel hak ve özgürlüklerden, her zaman için hiçbir kısıtlamaya tâbi olmaksızın yararlamr. Haklardan yararlanması mesleğini sürdürebilmek için zorunludur!' Yukarıdaki tanım ve açıklamadan bu mesleğin çok önemli bazı haklan da ıçerdiğini anlamaktayız. Gazetecilere tarunan haklar Uluslararası Bildirge ve Belgelerde güvence altına alınmıştır. Meslek kuruluşlan kendi aralarında yapmış oldukları ilke kararları ve sözleşmelerde bu hakların uluslararası güvence altında olduğunu belirtmiştir. Bu tutum doğaldır ve yerindelik ögelerini içermektedir. Gazetecilik mesleğinin amacı kitlelere haber aktarmaktır. Son derecede rahat, guvenli ve güvenceli bir ortam içinde çalışmalıdır; hedef kitle olan insanlar çevresini, toplumu, dünyayı ve evreni doğru tanısın. tnsanoğlunun iki temel davranışı vardır: Bilmek ve değerlendirmek. O, bildiği doğa, çevre, toplum ve evreni tanıdığı ölçüde yaşamını sürdürme mücadelesinin yürütebilir. Tanıdığı ölçüde yaşamını ve sağlıklı bir yapıyla değerlendirdiği oranda evrensel belirlenimler (determinizm), baskılar karşısında özgürleşir. Bir kez daha belirtelim: Sorumlulukta temel ölçüt basın ahlâkıdır. Nedir basın ahlâkı? Genel ahlâk kavrarmndan hareketle bir basın ahlâkı kavramına gidebiliriz. Ahlâk "iyi" değerini gerçekleştirmektir. Dürustlüğü ilke edinmek; yalan ve dolana kaçmamak; objektif, genelgeçer ve dorgu yargılan, benimsemek; tutku ve kaprislerin, basit çıkarlann tutsakbğıdan uzaklaşmak; zorda kalana ve insanlığa yardım etmek, "iyi" olmak demektir. Ahlâklı olmak bireysel çıkarlann acımasız ve katı bencilligini aşıp aklın ve vicdanın sesini dinlemektir. Böyle davranabilirsek toplumsal Bilmek insan yaşamının temel yapısı olduğundan yaşam daha güzel olur. O halde ahlâka uymak aydır ki bilim büyük önem taşımaktadır. Bilim adam nı zamanda pratik yarar da getirmektedir. ları bu nedenledir ki toplumlarda ayrıcalıklı yerlerdedir. Bilgiyi aktaran, iletişimle uğraşan gazeteci de Uygulamada... aynı durumdadır. O da bilgi vererek kitlelerin ayDurumu basın ahlâkının uygulama alanına akdınlık ufuklara yönelişinde yardımcı olur. Daha et taralım. Her şeyden önce basın objektif olacaktır; kili hak sahibi olmasımn nedeni de bu olgudan kay gerçeği, hakikati dile getirecektir. Gazeteci çağdaş naklanmaktadır. insansal değerleri savunacak; insanlığın oluşturduğu, ürettiği çağdaş insanlık düzeyine ters düşecek Ayncalıküstün sorumluluk kamuoyu oluşturmaları içine girmeyecektir. Basın Ayncahkh bir statüyle daha etkili haklara sahip mensubu, mesleğini yerine getirirken din, ırk, sıolmak aynı oranda sorumluluğu da içermektedir. nıf, cinsiyet, renk, dil, politik ve felsefı eğilim, sosDemokratik hukuk sistemlerinde her hak bir so yal sıruf, zenginlikfakirlik farklılığı gözetmeksizin nımluluğu getirir. Sorumsuz hak sahipliği otoriter, her kişi ve grup karşısında aynı sorumluluk bilinci totaliter, monarşik devlet yapıları içinde ortaya çı içinde olacaktır. kar. Basın mesleğinde sorumluluk yasalardan öte, Gazeteci yanlış haberi ayıklamasını bilecek; olayçağdaş değerler ve hümanizm anlayışı içinde orta yorum, reklâmhaber ayınmında çok titiz davrana Sonuç Gazetecilik mesleği sorumlulukla birlikte yükümlülük de getirmektedir. Toplumu yönlendiren basın mensuplan "kendilerinden ve çağlarından" sorumludurlar. Bu nedenle topluma aktif katkılar yapmak yükümlülüğü içindedirler. Gazeteci insansal, ekonomik, sosyal sorunlann çözümü açısından özgür haber dolaşımını kolaylaştıracaktır. Gazeteci temel hak ve özgürlükler, insana saygı ve özellikle iletişim özgürlüğüne saygıyı sağlayıcı bir tutum içinde olmalıdır. Ulusal ve uluslararası barışın yerleşmesi onun temel amacıdır. Felsefi görüş aynlığı, din, dil, ırk farklılığı ne olursa olsun tüm kültür değerleri onun için kutsaldır. özetle, kanımızca gazetecilik, gazetecinin sorumluluğu, basın ahlâkı gibi kavramlar felsefı temele dayanan bireysel ahlâk ve sorumluluğun uzantısı olan sosyal ve mesleksel olgulardır. Burada da filozofların sözlerini dinlemekte yarar görürüz. Filozof Thomasius'ün "Başkalannın kendilerine yapmalannı istediğin şeyi sen de kendine yap. Sana yapılmasını istediğin şeyi sen de başkasına yap. Sana yapılmasını istemediğin şeyi sen de başkasına yapma. " sözleri ahlâk ve sorumluluğun aydınlık ufuklarını göstermektedir. HESAPLAŞMA BURHANARPAD OKURLARDAN Yeterlik sınavı kaldırılmalı Sayın Milli Eğitim Bakanımız kanayan yaralara parmak basmaktadır. Bunlardan birisi de 'öğretmen ruhu' taşımayanlarla geçmişte olduğu gibi günümüzde de meslek dışı öğretmen alımlan maalesef devam etmektedir. Geçmişteki bakanlanmızı buradan suçlamak istemiyoruz, ama öğretmen olmadtkları için öğretmenlerin derdinden anlamadılar. Öğretmenlik ruhu taşımayanlarla öğretmenliği etkisiz hale getirdiler. Eğitim fakültelerine ve eğitim yüksekokullanna öğretmenlik ruhu taşıyarak girdik ve mezun olduk, Ne yazık ki öğretmen yetiştirmeyen öğrenim amacı farkh çeşitli fakülte ve yüksekokullann mezunlan ile aynı şartlarda atanmaktayız. Bu fakülte mezunlan ayda birkaç saat eğitim dersleri alsalar bile mesleki alanlan farkh olup, eğitimci ruhunu taşımamaktadır. Meslekleri ile ilgili iş bulamayanlar nasıl olsa geçici sürece öğretmen oluruz, sonra da cazip iş bulduğumuzda aynhnz düşüncesiyle kısa bir zaman için öğretmen olmaktadırlar. Bu durumları ile gerçek öğretmenlerin kontenjanlannı kapatmaktadırlar. Bu uygulamalann ne kadar yanlış olduğunu takdirlerinize bırakıyor, 'yeterlik" sınavımn kaldınlarak, atamalanmızm yapılmasını bekliyoruz. öğretmen adayları Belediye İşleri Yakın bir geçmişte istanbul'un tek bir belediye başkanlığı vardı. Saraçhanebaşı'nda, Belediye Sarayı denilen büyük ve gösterişli yapıda çalışırdı. Belediye Sarayı'nda şimdi de bir Istanbul Belediye Başkanlığı var. Anakent sözünün de eklenmesiyle niteliği açıklanan bir başkanlık istanbul'un ilçeleri de bir ölçüde başına buyruk örgütler. Son söz anakentin olsa da! Yerel belediyelerin başlarına buyruk çalışmaları, kurulduklarından günümüze, Büyük İstanbul imajını parçalıyor daha çok. Oysa İstanbul, Türkiye'nin öteki illerine benzemiyor. İstanbul sıradan bir şehir değil. İstanbul tek başına bir ülke şehir. Bu ülke şehrin sorunları şehir olmaktan çok bir ülke niteliğini taşıyor. Günümüz İstanbul'unun en başta gelen sorunu trafik. İstanbul içi ya da İstanbul dışryta geliş gidiş bağlantısı. Günümüz İstanbul'u son kırk yılda öylesine dağılıp saçıldı ki konu ve işyeri bağlantısı öylesine altüst oldu ki Pendik'te oturan biryurttaş, Topkapı'da bir işyerine gitmek zorunda kalıyor. Yurttaş gidiş gelişte en az üç saatini yollarda yitiriyor. Yorgunluğu ve boşuna yitip giden üç saati duşünen yok. Emekçiler, hizmetliler bu durumda yükseköğrenim gençlerinin durumu daha parlak değil. Taşkışla'yı otel yapmak isteyen aracı üç beş parababası yüzünden saatlerce yollarda yıpranıyor. 1950'li yıllara gelinceye kadar sebzesini, yemişini kendi sımrları içinde sağlayabilen istanbul, şimdi bir hayaj oldu. Bağların, bostanların toprağında fabrikalar yükselıyor. İstanbul, besinlerini başka illerden sağlayabiliyor. Yüzlerce kilometre için dünya kadar taşıma parası ödenerek taze yemiş ve sebzenin bayatlamasına katlanarak. Bu gidişle İstanbul sımrları içinde tarıma aynlmış bir metre toprak kalmayacak. Ne var ki istanbul'da neyin nereye yapılacağı konusunda hiç kimsede bir kaygı yok. Sözgelişi Kilyos gibi büyük şehrin en son açıkhava alanlarında, Turizm Bakanlığı'nın deniz ve dinlenme tesislerinin ense kökünde 810 katlı apartmanlar yükselmesini bile yadırgamıyorlar. Yıllarca önce bu sorun için yazdığım bir köşe yazısına o günlerin turizm bakanından aldığım teşekkür mektubundan başka! Sayın bakan ilgilendiğim için teşekkür ediyordu. O günlerden günümüze daha arttı Kilyos'ta sekiz katlı apartmanlar. Hem de sadece muhtar mühürüyle. Zincirlikuyu, Levent, Maslak, Istinye yamaçlarında hızlı biryapılaşma göze çarpıyor! Yangından mal kaçırır gibi Zincirlikuyu, Levent ve daha uzaklarda gökdelenler yükseliyor. Mımarlar Odası istanbul Şube Başkanı Yücel Gürsel imzasıyla Cumhuriyet'te çıkmış olan, "Gökdelen Çıkmazında İstanbul" yazısından kimi satırları aktarıyorum: "Dün belediye alanı dışında sıradan bir tarlayken metre karesi 75 TL olan ve bir meclis kararıyla ya da Başbakanlık talimatıyla on katlı bina yapma olanağı tanınırsa, o tarla artık kent arsası olur ve metrekaresi otuz bin liraya çıkar. Böylece tek bir kişi, hiç bir değer üretmeden, katkıda bulunmadan, yüzlerce milyar haksız kazanç sağlamış olur. Bundan ötürü 'adalet' değil, 'adaletsizlik mülkün temeli' olur." 26 Mart 1989 seçimlerini kazanarak İstanbul Belediyesi'ni elde etmiş olan SHP'lileri çok büyük görevler ve sorunlar bekliyor. Bunlan şöyle sıralayabiliriz: ANAP'lı belediyelerin yaptığı bütün anlaşmalara bir süre için de olsa, el koymak, bir başka deyimle, dondurmak. ANAP'lıların imzasını taşıyan önemli yapılaşma olaylarını belirli bir süre için durdurmak. Bu iki bölümde söz konusu anlaşmaların incelenmesi bitinceye kadar yeni başvuruları bir süre ertelemek. SHP'li belediyecileri, çetin sorunlar, bomboş kasalar, dağlar gibi borçlar (iç ve dış borçlar) bekliyor. Ürkmesinler. Bilgi ve iyi niyetle ele alınınca çözümlenmeyecek hiçbir sorun yoktur. T.C. MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI GELİRLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ STAJYER GELİRLER KONTROLÖRLÜĞÜ GİRİŞ SINAVI Maliye ve Gümrük Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü'nce 20,21, 22 Haziran 1989 tarihlerinde saat 09.00'da başlamak üzere Ankara, tstanbul, İzmir ve Adana'da Stajyer Gelirler Kontrolörlüğü giriş sınavı açılacaktır. Sınavı kazananlar, üç yıllık staj dönemi sonunda yapılacak "yeterlik sınavı"m da kazandıklan takdirde Gelirler kontrolörü olarak göreve devam edeceklerdir. Sınava katılabilmek için: a) Devlet Memurlan Kanunu'nun 48'inci maddesindeki niteliklere sahip olmak; b) 1.1.1989 tarihinde 30 yaşını doldurmamış olmak; c) Eğitim süresi en az dört yıl olan, Siyasal Bilgiler, tktisat, tşletme, Hukuk, tktisadi ve tdari Bilimler Fakülte ve Yüksek Okullan veya aynı süre eğitim veren ve bunlara denkliği Yüksek öğretim Kunılu'nca kabul edilen ülkemizdeki ve yabancı ülkelerdeki fakülte veya yüksek okulların birinden mezun olmak gerekir. tstekliler, sınav için gerekli belgelerle sınav konulannı belirten "Sınav Broşürü"nü "Gelirler Genel Müdürlüğu Gelirler Kontrolörleri, Sanayi Cad. Alsancak tşhanı Kat: 5 Ulus / ANKARA" adresinden veya Gelirler Kontrolörleri Ankara, İstanbul, İzmir ve Adana grup başkanlıklan ile Ankara'daki Gelirler Kontrolörleri Eğitim Grup Başkanlığı'ndan sağlayabilirler. Başvurulann, en geç 6 Haziran 1989 Salı günu mesai bitimine kadar yukarıda belirtilen adrese gerekli belgelerle birlikte yapılması veya posta ile gönderilmesi (postadaki gecikmeler kabul edilmez) gerekmektedir. Stajyer Gelirler Kontrolörlerine bugün için her ay yaklaşık net 595.000. lira maaş ve Grup Merkezi dışında görevlendirilmeleri halinde 1989 yüı boyunca her gün için ayrıca 16.900. lira gundelik ödenir. Ilan olunur. adım adım kovakıdı tımıpU&ıv iaısetçüenk' MAJOR PLAKCILIK Tel 5125832 İstanbul KAZANIN VE ÖDEYİN DEVREN OTEL VE İŞLETMEÇİLİK ŞİRKETİ ' "Başarması için O'na destek veriı\.. Sağlam bir temel kazandınn!" İş değişikliği nedeniyle Alanya Side arasında 60 yatak kapasiteli otel ve yan tesisieri çalışır durumda, işletmecilik şirketi ile (Limited şirket) birlikte çok uygun şartlarda devredilecektir. Türkiye'nin tek temel eğitim ve kültür ansiklopedisi. Lütfen 175 37 67 İstanbul'dan bilgi isteyiniz. İLAN ÇAY İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NE SINAVLA MÜFETTİŞ YARDIMCISI ALINACAKTIR 1 Merkezi Rize'de bulunan Genel Müdürlüğümüzce Ankara'da yapılacak sınav ile müfettiş yardımcısı abnacaktır. 2 Yanşma sınavına kalılabilmek için: a) Hukuk, iktisat, siyasal bilgiler, Ona Doğu Teknik Üniversitesi tdari Bilimler Bölumü, iktisadi ve idari bilimler fakültesinden veya dengi fakülte ve yuksekokullardan veya Milli Eğitim BakanlığVnca tanınmış Türkiye ve yabancı ülkelerdeki eşitlerinden bırinı bitirmiş olmak, b) Ocak 1989 avının 1. gunünde 30 yaşını geçmemiş olmak, c) Fiili askerlik hizmetini yapmış olmak, 3 Sınavlar yazılı \e sozlü olmak üzere iki kısımdır. 4 Yazılı sınav Ankara'da 2425 Haziran 1989 tarihlerinde yapılacaktır. 5 Yazılı sınavda başarı gösterenler ayrıca sözlü sınava tabi tutulacaklardır. 6 İstekliler sınavla ilgili bilgi, belge ve broşürleri Rize'de Teftiş Kurulu Başkanlığı'ndan, Ankara'da Ça> lşletmeleri Pazarlama Bölge Mudürluğü 4. Cadde 80. Sokak Cumhuriyet Lisesi karşısı No: 6 EmekAnkara(O651O P. Kod.) alabilirler. 7 Sına\a girmek isteyenlerden istenen belgeleri en geç 20 Haziran 1989 gunü saat 17.30'a kadar Rize'de Teftiş Kurulu Başkanlığı'na, Ankara'da Çay İşletmelen Pazarlama Bölge Müdürlüğu'ne vermeleri şarttır. Basın 23668 İngiltere'de İngilizce'yi ucuza öğrenmek için güvenilir tek yol AUPAİR'lik yâpmaktır. İlgilenen 1727 yaşları arasındakı lıse mezunu bayanlar: Türkiye'nin ilk AÜPAİR acentesi Derin Limited'e başvurunuz. Beşiktaş, Mazharpaşa Sokak 2/9 1158 53 42 1161 43 87 ORTAOYUNCULAR 143 6417 144 43 27 TEMEL BRITANNICA MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞINDAN MALİYE MÜFETTİŞ YARDIMCILIĞI GİRİŞ SINAVI Maliye ve Gumruk Bakanlığı Telıiş Kurulu Başkanlığı'nca 14 Ağustos 1989 Pazartesi günü saat 09.00'da Ankara \e İstanbul'da Maliye Müfettiş Yardımcılığı Giriş Sınavı açılacaktır. SINAVA KATILABİLMEK ÎÇİN a Devlet Memurlan Kanunu'nun 48'nci maddesinde yazılı niteliklere sahip olmak, b 1.1.1989 tarihi itibariyle 30 yaşını doldurmamış bulunmak, c Siyasal Bilgiler, tktisat, Hukuk, tktisadi ve tdari Bilimler fakültelerinden, tktisadi ve Ticari tlimler akademilerinden, (veya eşitleri olan yurtdışı fakülte veya Yüksek Okullardan) birinden mezun olmak gerekmektedir. Sınavlara giriş şanlarını ve sınav konulannı gosteren kitapçık ile başvuru formu yukarıda belirtilen eğitim kurumlarından, Ankara'da Teftiş Kurulu Başkanlığından, İstanbul ve tzmir Defterdarlıklarında Maliye Müfettişlerinden sağlanabilir. tsteklilerin gerekli belgelerle birlikte en geç 31 Temmuz 1989 Pazartesi günü çalışma saati bitimine kadar Teftiş Kurulu BaşkanlığYna bizzat veya posta ile basvırmalan (postada vaki gecikmeler dikkate alınmayacaktır) gerekmektedir. Ilan olunur. âgnem, babalar, yazartar CERCEVE Haziran 7989 45. sayıda Spor Karikatürleri: Turgul Çeviker • Anneler, babalar ve yazarlar: Necati Giingör • Loş Ayna'ya yansıyanlar: Muzaffer Buyrukçu • Bir edebi yapıtın doğuşu: Fatma Oran • Beklerken >iıirdiklerimiz: Celal Kırcı • Agop Arad'la kitap kapakları ustüne: Turgut Çeviker • Toplumbilimlerinde yontem: Prof. Ünsal Oskay • Yolculuk ve kitap: Melih Cevde! Anday • Cuma ya da Pasifik kıyıları: Tahsin Yücel • Gülmek ve duşünmek için: Refîk Durbaş • Ne güzel yazıyor Yukulele...: Yunus İlbiz • Susan Sontag Borges'le konuşuyor: Ya\uz Ba\dar« Duşünmek: Mehmet Ali Kılıçbay • Bir büyükelçinin Ankara serencamı: Frango Karaoğlan • Şemsettin Ünlü: 'Anlatımın görsel olmasına çalıştım': Feridun Andaç • Türk korporatizmi: Mehmet Ali kılıcbay, • Çocuk hakları ve çocuk kitapları: Kalih Krduğan • Vitrindeki Kitaplar • Kitap Odullu Bulmaca: İlker Mumcuoğlu • Kitap Kulübü'nden haberler • Çizgiler: Behiç Ak, kemal Gökhan, Semih Porov. Sadık Üçok. Hcrngri kuryeniz 15 saniye i ç ind e İVe w York ' ta olaJDilir ? OZELTELEKURYE Hızlıdır, işinizi tıızlczn. dıııı "ÖzeJteJeJnuye" INFOTEC 6012 FAXIMILE «UPO MAKİNALAM HC VE SAN LTD ŞTİ. SolıMczcm Sok. Polol Apt No 2 17 GayreHece BI lel 175 70 89»'75 7O90« fox 1 7 2 M 6 « « ' 7 5 ' 0 731lx 26765 elre» AltANTİK LfD ŞTİ l e l 17 08 65 MARATONLTO ŞTİ Tel 13S8 99 MSTKOPI LTD. ŞTİ Tel. 126 29 34 ANIAITA» GÛNEYMAK TtCARfT Tel 17 01 12 BORANA.Ş Tel 122 651 b M t o * ELKOM LTD ŞTİ. Te) 22 24 42 HONTA* MJ»WLAROTOMOTtVA4. W : 11 70 20 113261 INF#R*MTEK m Türkiye Distribütöru göndereceğiniz yazıh veya çizili belgeyi istediğiniz yere birkaç saniye içinde ulaşünr... Sizsadece neya ne zaman, nereye göndereceğinize kararverin "özeltelekurye" Infotec 6012 işinibüir. iü/otoc; Mr HoechstH Jcumluiudut FERHANGİ ŞEYLER Ferhan Sensoy 400. OYUN Pazar 18İO PerşCuma 21.00 C.tes.. 15 3021 00 Ote! Resepsiyonistlerine mahsus tngilizce kurs: 155 61 39 Doğan Dil. Şehit Muhtar Cad. 37 Taksim
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear