26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/14 HABERLER MAYIS 1989 Aşikâr öldürme olayı var Polisin 1 Mayıs'ta izinsiz gösteri yapmak isteyenlere silahlı müdahalesi sırasında başından vurulan Mehmet Akif Dalcı adlı genç dün sabah öldü. Beyoğlu Cumhuriyet Savcı Yardımcısı Osman Yalçınar, 'âşikar öldürme ve yaralama olayları' olduğunu belirterek soruşturma kapsamında polisin tavrının da araştırılacağını söyledi. tstanbul Haber Servisi lstanbul'da 1 Mayıs 1989 günü meydana gelen olaylarla ilgili olarak soruşturma başlatıldı. Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı'nda görevli Cumhuriyet Savcı Yardımcısı Osman Yalçınar, "Ortada aşikâr olarak öldürme ve yaralama olaylannın bulunduğunu" belirterek, soruşturma kapsamında polisin olaylardaki tutumunun da araştırılacağını söyledi. Olaylarla ilgili olarak Beyoğlu Savcılığı'nın yanı sıra Istanbul DGM Savcılığı da soruşturma yürütüyor. ö t e yandan Kasımpaşa kavşağında güvenlik kuvvetlerinin müdahalesi sırasında başından tabanca kurşunuyla yaralanan ve bitkisel yaşama giren Mehm«t Akif Dalcı adlı genç de dün sabah öldü. Bu arada olaylar sırasında yaralananlardan durumlarında düzelme gönılenler, tedavi gördükleri hastanelerden alınarak siyasi şubeye götürüldüler. tstanbul'da 1 Mayıs nedeniyle meydana gelen ve 18 yaşındaki Mehmet Akif Dalcı'nın dün sabah ölümü ve 50'ye yakın kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olaylarla ilgili olarak Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılıgı ve Beyoğlu Cumhuriyet Savcıhğı taranndan soruşturma başlatıldı. Açıtan soruşturmalarda DGM savcılıgı olaylarda devletin bütünlüğüne yönelik ideolojik amaçlı eylemleri, Beyoğlu Savcılığı ise bunun dışında kalan suç niteliğindeki eylemleri araştınyor. Açılan soruştuı mayla ilgili olarak görüştüğümüz Beyoğlu Cumhuriyet Savcısı Jsmel Şengül Ue soruşturmayı yürüten Savcı Yardıması Osman Yalçınar, soruşturmanın daha hazırük aşamasında olduğunu belirterek "araştırmaJan sonucanda tespit ettikleri yasadışı eylemlerin sornmlolan bakkında dava açacaklannı" bildirdiler. Savcı Yardımcısı Osman Yalçınar, "Ortada aşikâr olarak öldürme ve yaralama olaylan bulunduğunu" belirterek, soruşturma kapsamında polisin tutumunun da araştınlacağını bildirdi. Savcı Yardımcısı Yalçınar, "Bu olaylann failleri bulunacak, tanıklar dinlenecek, ola>larda polisin takındtgı tavırlart da inceleyecegiz" dedi. Yetkililer, olaylarla ilgili video filmi ve fotoğraflarında incelenmesinden sonra soruşturma kapsamının genişleüleceğini, samklann sorgulanmasının tamamljnmasmdan sonra DGM'ye sevkedileceklerini söylediler. Aynı olaylarla ilgili tstanbul DGM SavcılığVnın da soruşturma başlattığını kaydeden savcılık yetkilileri, şimdiden soruşturma kapsamında hangi eylemler üzerinde durduklarını açıklamalarının mümkün olmadığını söylediler. tstanbul DGM Başsavcısı Birol Kızıllan ise, eylemler sırasında yasadışı gösteri yürüyüşleri olduğunu, ideolojik içerikli sloganlar atılıp pankartlar asıldığını belirterek '"Biz soruşlurmada DGM kapsamına giren suçlaria ilgiliyiz. Olaylar sırasında polisin lulumu bizim görev alanımızın dışında bulunuyor. Sanınm bu konuda Beyoğlu Savcılıgı araşbrma yapacak" diye konuştu. Emniyet Müdürlüğü'nden kendilerine bildirildiğine göre 482 kişinin gözaltında bulunduğunu, bunlardan ne kadannın kendilerine sevk edileceğinin belli oimadığını anlatan Başsavcı Kızıltan, soruşturmayla ilgili olarak üç savcı yardunasım görevlendirdiğini bildirdi. DGM savcılığınca açılan soruşturmanın Savcı Yardımcısı Günay Kumnı. Cemaleltin Çelik ve Yaşar Giinaydın tarafından sürdüruldüğü bildirildi. bah 09.30 sıralannda öldü. Taksim Ilkyardım Hastanesi Yoğun Bakım Servisi'nde yaklaşık 22 saat süreyle bitkisel yaşama giren Mehmet Akif Dalcı yoğun cabalara karşın kurtanlamadı. Dalcı'nın Kırklareli Müftüsü Osman Dalcı'nın oğlu olduğu öğrenildi. Beyoğlu Savcı Yardımcısı Yalçınar: İzmir'de 375 kişi serbest bırakıldı İzmir büromuzun haberine göre 1 Mayıs tşçi Bayramı'nda İzmir'de meydana gelen olaylara İzmir DGM Savcıhğı'nca el konuldu. Siyasi polisçe 1 Mayıs günü Konak Alanı'ndan ve kentin çeşitli semtlerinden gözaltına alınan 400 kişiden 375'inin kımliklerinin belirlenmesinden sonra salıverildiği öğrenildi. İzinsiz bildiri dağıttıkları saptanan 15 kişi hakkında soruşturma sürdürülüyor. Ege ve Dokuz Eylül üniversitelerınin kampuslannda izinsiz olarak DevSol örgütünün bildirilerine dağıttıkları gerekçesiyle gözaltına alınan 15 kişi hakkında Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılıgı da soruşturma açtı. DGM Savcılıgı yetkililerinden edinilen bilgiye göre haklannda soruşturma açılanlarla ilgili ön yan siyasi şubeden savcılığa gflndeMehmet Akif Dalcı rildi. Sorgulan yapılanların önüöldü müzdeki günlerde DGM SavcılıTarlabaşı Bulvarı Kasımpaşa ğı'na gönderilecekleri belirtildi. inişinde polisin göstericilere ateş açtığı sırada tabanca kurşunuyla Denizli'de öğrendlere başından yaralanarak bitkisel ya dayak şama giren 18 yaşındaki, ağabeyine ait marangoz atölyesinde caDenizli'de 1 Mayıs günü gözallışan Mehmet Akif Dalcı dün sa tına alınan iki öğrencinin duru munu sonmak isteyen bir grup öğrenci dün Vali Necati Bilican'a dilekçe vermek isledi, öğrenciler beklerken polis önce dağılın uyarısında bulundu, öğrenciler vaJiyJe görüşmeden bir yere gitmeyeceklerini belirtmeleri üzerine polis tarafından dövüldüler. Tekme ve tokat ve coplarla dövülen öğrenciler saçlarmdan sürüklenerek zorla ekip otolarına bindirildi, olaya tanık olan yurttaşlar öğrencilere karşı zor kullanan polisin tutumunu protesto etti. Denizli Valisi Necati Bilican "Gereksiz yere üzücü olaylar olmuş, polis de öğrenciler de daha anlayışlı davranabilirdi. Polisin olayda yanlış harekeli var mı bunu araştınyorum" dedi. Adana'da Cumhuriyet Giiney tlleri Bürosu'nun haberine göre 1 Mayıs dolayısıyla forum düzenledikleri için jandarma tarafından gözaltına alınan Çukurova Universitesi'nin 50 öğrencisi önceki akşam savcılıkça serbest bırakıldı. Çukurova Universitesi öğrencileri dün, 1 Mayıs'ta asker ve polisin tutumunu kınayan bir forum ve yürüyüş düzenlediler. Rektörlük binası önünde toplanıp sloganlar atan öğrencilere jandarma müdahale etmedi. Önceki gece geç saatlerde bildiri dağıtma ve pankart asma olaylarının ardından Mirza Çelebi ve Emek mahallesinde düzenlenen operasyonlarda 300'e yakın kişinin gözaltına alındığı bildirildi. A f p c ptlflPİ' y Ba/ " kutlamalannın olaylı geçtiği ülkeler arasında Filıpinler de l c y C U I I O » bulunuyordu. Filipinler'in başkenti Manila'da 1 Mayıs yurüyüşüne katılan gösterictler, eylemi ABD aleyhtarı bir yürüyüşe dönüştürerek bu ülke aleyhinde sloganlar attılar. Polis, göstericileri dağıtmak amacıyla gözyaşartıcı bomba ve basmçlı su kullandı. Eylemcilerin taş ve sopayla karşılık vermeleri üzerine bazı polislerin silah çektiği görüldü. Bir gösterici, kendisine tabancasını doğrultan polisten, 'Ateş etme!' feryatlan arasında kurtulabildi. (Fotoğraf: AP/AA) H 1 Ma |S lşçı rarT MACARÎSTAN HalkParkı'nda çok sesli 1 Mayıs NİLGÜN CERRAHOĞLU pilget Parkı (halk parkı)nı 1960*lann Hayde Park'ma dönüştüren olay "Budapeşte Bahan"nın gerçekten patladığmı bu yılki 1 Mayıs kutlamalan tarihi bir dönemeci simgeliyor. Komünist parti ve muhalefet işçi bayramını ayrı ayrı kutluyorlar. tİci ayn gösteri ve iki ayn sembol bugünün Macar toplumunu kesen smırlan ortaya koyuyor. Aynen bundan bir buçuk ay önce Avusturya'ya karşı başkaldırının 150*nci yıldönümü kutlamalarında olduğu gibi Komünist Partinin "birlikte kutlama" çağnsını reddeden muhalefet gruplan "Nepilget Parkı ve içinde kiraladıklan, Jnrta Tiyatrosu'nda" kendi toplantılarını ve gösterilerini düzenliyorlar. "Kıiçük mülk sahipleri" partisi ile birlikte "nostalji partileri" adını alan küçük "sosyal demokrat parti"nin burada düzenlediği toplantıya 1948'den bu yana ilk kez Batıdan Avusturya sosyaJist parti, F. Alman sosyal demokrat parti ve Isveç sosyal demokratlarından temsilciler katılıyor. bu gruplar, Macaristan'da şimdiye dek görülmeyen bir siyasi kültürün öncülüğünü yapıyoriar. Dışarıda gerçek bir panayır havası esiyor. Yaşlı, genç, kadın, erkek, çoluk çocuk parkı dolduran insanlar, ellerinde sosisli sandviçler ve biralarla kendilerine ilk kez tarunan bu özgür kutlamanın ve gerçek kutlamanın keyfıni yaşıyorlar. Tezgahlarda Batılı moda dergileri ile birlikte satılan ve 'Gulak'ta bir Macar" gibi çarpıcı başlıklar taşıyan siyasi kitaplar neredeyse her köşe başında rastlanan Batılı televizyon ekiplerinin görUntüledikleri raanzaraların başında geliyor. Fakat işin ilginci, tüm bunlan yalnız yabancı televizyoniar değil Macar tetevizyonu da görüntülüyor. Beş kilometre ötede genişliğiyle Paris'in Etoille meydamnın görkemini estiren "Hösök Teı" (kahraman meydanı)'mn yani başında ise meydanın yansını bomboş btrakan bir kalabalık, parti genel sekreteri Karoly Grosz'un tek düze uzayıp giden konuşmasını dinliyor. Partuıin bu yıl ilk kez "panda" kamyonetlerinden dağıttığı bedava dondurmalar ve ellerinde ilk kez yalnız Macaristan'ın ulusal bayraklanm tutan işçi milis ordusu bile kalabalığı gönüllendiremiyor. "Reformlarla birlikte ulusumıız yüksdecektir" sloganını taşıyan iri bir kırmızı pano önünde konuşan Grosz'un cüssesi meydanın irilği ve boşluğu içinde büsbütün küçülüyor. Konuşmanın paragraf başlanm tek tük isteksiz alkışlar bölüyor meydanın dört bir yanına yerleştirilen, Grosz'un "demokrasi ve sosyalizm istiyoruz" diyen sesi yükseliyor. Macaristan Komünist Partisi Genel Sekreteri bile artık komünizm lafını ağzına almıyor. 1 kişinin ölümüylesonuçlanan 1 Mayıs olaylarının ardından Karanlıkta kalan soru işaretleri Istanbul Haber Servisi Bir kişinin ölümü, 50'den fazla kişinin yaralanması ve 532 kişinin gözaltına alınmasıyla sonuçlanan " 1 Mayıs olaylan" sırasında, yetkililerin açıktık getirmediği karanlık noktalann başında "ateş emrini kimin verdiği" geliyor. Kamuoyunda tartışılan noktalar şöyle sıralanjyor: * Arkalarından gelen polislere taş atarak Tarlabaşı bulvannın Kasımpaşa inişine kadar gelen gruba "ateş açın emrini" kim verdi? Telsiz konuşmaları sırasında bir yetkilinin önce "ateş açmayın", sonra "havaya ateş açın", daha sonra ise "ne pahasına olursa olsun durdunın" biçiminde emirler verdiği belirlendi. Vali Cahit Bayar'ın "Ateş emri söz konusu degil" sözlerine karşın bu konuşmaları yapan kimdi? • Genç işçi Mehmet Akif Dalcı'nın öldürüldüğü olay sırasında ilk kez ateş açan kişi, görgü tanıklan ve gazeteciler tarafından "Beyaz kasklı, deri giysili, motorize bir trafik polisi" olarak belirtildi. Göstericilere ateş açmak, tra B udapeşte'nin ortasındaki Nepilget Parkı 'nı (Halk Parkı) 196O'lı yılların Hayde Parkı'na dönüştüren Budapeşte Bahan'nın gerçekten patladığı bu yılki 1 Mayıs kutlamalan, tarihi bir dönemeci simgeliyor. BUDAPEŞTE Tek kulağı küpeli genç bir çocuk "Nepilget" Parkı girişinde elime bir bildiri tutuşturuyor. "nedir bu" diye soruyorum. "Autonomia" (özerklik) adını taşıyan anarşist bir grup olduklarını, kasım aymda kurulduklarım, demokrasi ve kendi kendine yönetim ve devletsiz toplum için mücadele verdiklerini söylüyor. Parkın girişine muhalefet gruplanmn diktikleri, politbiiro üyesi haşin komünistin sembolik karton heykelinin önünde Batılı bir televizyon ekibi film çekiyor. Silahım sadist bir ifadeyle gelen geçen insanlann üstüne diken komünistin önünde künse duraksamadan gecmiyor. Yeni bıyıklan terleyen bir çocuk yeni açan bahar çiçeklerinden bir tutam kopanp silahın namlusuna yerleştiriyor. Kırk metre ileride ise bir başka grup manifestocu, geleni geçeni durduruyor. Onlar da elimize bir bildiri tutuştumyorlar. Daha olgun, otuz yaşlarındaki bir grubun dağıttığı bildiri halen Macaristan'daki en önemli muhalif gnıplardan birinin: "Özgür Demokratlar BirliğT'nin adını taşıyor. "Bizim programınuz sistemi baştan aşagı de^iştirmek programıdır" diyor. Ozgür Demokratların manifestosu. "Macaristan yeniden Avrupa'ya dönecektir" sloganı dikkati çekiyor. Bugün kentin ortasındaki Ne YETKtlİLERİN AÇ1KLIK GETtRMEDtĞİ SORULAR 1 Ateş emrini kim verdi? Göstericilere ateş etmek trafikpolisinin görevi mi?Dala'yı öldüren kurşunu sıktığı ilerisürülen trafik polisinin kimliği saptandı mı? Şişhane'ye çevik kuvvet neden gönderilmedi? Çevik kuvveteplastikmermi, kalkan ve gözyaşartıcı bomba neden dağıtılmadı? Dağıtıldıysa neden öncelikle bunlar kullamlmadı? dakika içinde Şişhane'ye gönderilebilecek durumdaydı. Ayrıca Unkapanı'nda bir başka grup çevik kuvvet görevlisi bekliyordu. Şişhane'deki polis ekibinin şefi, gösterici grup taş ve sopalarla polis otolarıru tahrip edince dayanamayıp "Bir saattir burada yardım diyc yırtınıyorum, niye takviye göndermiyorsunuz. Çanşma çıkacak şimdi" diye bağırmak zorunda kaldı. Çevik kuvvet ekibi gelip grubu dagıtsaydı çatışma çıkar mıydı? * tstanbul Valisi Cahit Bayar'a göre, gösterilere karşı önlem için Taksjm ve Şişli'ye gönderilen çevik kuvvet gruplan tam teşekküllüydü. Yani, plastik mermili, kaikanlı, gözyaşartıcı bombalı, tazyikli suyu olan polis grubu. Oysa ne olayı izleyen gazeteciler, ne de dışandan tanık olanlar poiiste bu tür malzemelerin hiçbirini görmediler. Ancak bir sivil polis, olay sabahı kendilerine bol miktarda gerçek mermi dagıtıldığını söylüyordu. Plastik mermi, kalkan ve gözyaşartıcı bomba neden dağıtılmadı? Dağıtıldıysa neden öncelikle bunlar kullanılmadı? * Mehmet Akif Dalcı'mn öldürüldüğü sııada polisler "göstericilerde silah var" diye konuşmaya başladılar. Telsiz anonsların fik polisinin görevi miydi? Dalcı'yı öldüren kurşunu sıktığı da ileri süren bu trafik polisinin kimliği saptandı mı? Trafik polisi gerçekten de trafik polisi mi yojcsa bu giysiler içindeki bir başka güvenlik birimi mensubu muydu? * Dalcı'nın da içinde bulunduğu grubunŞişhane'ye vaklaşmasından önce burada bulunan polis ekibinin amiri telsizle sık sık çevik kuvvetten yaıdım istedi. Aııcak istenen yardım bir türlü gelmedi. Oysa tstiklâl Caddesi'ndeki çauşmadan sonra çevik kuvvet geri çekilip derlenmiş ve yeniden Taksün AJanı'ndaki yerini almıştı. Yani, istendiğinde en geç 10 dan da bu tür konuşmalar geçti. Ancak daha sonra Vali Cahit Bayar göstericilerde silah bulunmadığını söylüyor, bir başka polis yetkilisi de bunu doğruluyordu. tçişleri Bakanı Aksu ise göstericilerin ateş açtıklannı söylüyordu. Göstericilerde silah var mıydı, yok muydu? Eğer yoksa söz konusu telsiz anonsları niçin yapılmıştı? * Şişhane/Kasımpaşa olaylarında çok sayıda bekçinin ve karakol polisinin silahlanm çekerek ateş ettiği görüldü. Bu olayda bekçileri ve karakol polislerini böyİe bir görevle görevlendiren kimdi? Bekçiler ve karakol polisleri bu olayda neden ön planda yer almadılar? •k tstanbul polisinde 29 nisanda izinler kaldırıldı. 1 Mayıs sabahı birçok polisin uykusuz olduğu gözleniyordu. Nitekim, olaylar patlak verdiğinde görevli polislerin, yeterince soğukkanh göruntü veremediği, heyecanlı oldukları izlenimi daha ağır basıyordu. Polisi bunca stres içine sokan yetkililer kimlerdir? SENDİKACILAR Ateş açılacak dendi, mitingden vazgeçtik YAVUZ ŞİMŞEK 1 Mayıs'ta Şişli Abidei Hürriyet Meydanı'nda miting yapacaklannı duyuran, ancak 1 Mayıs günü saat 09.00'da mitingden vazgeçen 8 sendikanm genel başkanından oluşan teıtip komitesinin "polisin göstericilere ateş açacagını öğrenince bu karan aldıgı" bildirildi. Tertip Komitesi Başkanı Münir Ceylan, "Polisin kendilerine çiçek aUcak işçiye kurşunla karşılık vermeye hazır olduğunu anlayınca bunun yol açacagı olaylann sorumluluğunu alamadık" dedi. Öte yandan tertip komitesinin bazı üyelerine "bu olay polisi de astı. Polisin içinde gizli bir örgüt var. Mitinge kaüfauı gnıplara ateş açacaklar. Bu arada tertip komitesi üyelerini de vuracaklar", şeklinde "tetkinde bulunulduğu" öııe sürüldü. Tertip komitesinde yer alan baa sendika genel başkanları, "Mitingden önceki gece ve 1 Mayıs sabahı yaygınlaşan bu tür söylentileri biz de duyduk" dediler. Petrollş Sendikası Genel Başkanı Münir Ceylan, " 1 Mayıs sabahı tertip komitesi olarak toplandıgımız Laspetkimlş Genel Merkezi'ne saat 09.30 sıralannda tstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden gelen sivil görevliler 'Saat 11.00'de mitinge katılmak üzere aşağıya iueceğinizi biliyoruz. Sizin mitinge katılmak için gelen gruplaria birleşmenize kesinlikle engel olacağız. Bu konuda kararlıyız. Biz uyanmızı yapıyonız. Karar sizin" dediklerini söyledi. Türktş'e bağlı Petrollş, Kristaltş, Derilş, Basıntş, Tümtis ile Bağımsız Otomobillş, Laspetkimlş ve Yeni HaberIş sendikalannın genel başkanlarından oluşan tertip komitesinin " 1 Mayıs sabahı mitingden neden vazgectiğî" konusunda Ceylan şu değerlendirmeyi yaptı: "tstanbul Vaiiligi'ne miting izni için 19 nisaoda yaptığımız basvunıya uzun süre cevap verilmedi. Valiliğin tstanbul da hiçbir mitinge izin verilmediği konusunda basında yer alan açıklamaianndan sonra, bize resmen mitingden iki giin önce yazılı cevap verildi. Biz daha önce de açtkladıgımız gibi Şişli Abidei Hürriyet Meydanı'nda miting yapmaya kararlıydık. Bunun için de haftalar öncesinden işyerleri bazında çaüşmalara başlamıştık. İ yelerimizi bizden alacakfauı direktiflere göre hareket edebilecekleri şeklinde bazırlamıştık. tsçiler polise çiçekler atacak, davul zurna eşliğinde oyunlar oynayacaklar tam bir şenlik havası içinde 1 Mayıs İşçi Bayramı'nı kutlayacaklardı. Biz polisin 'cop ya da sopa' kulianarak mitingi engelleme girişiminin söz konusu olacağını dıişunüyorduk ama bedeli ne olursa olsun göze alarak 1 Mayıs'ı kutlayacaktık. Bunun için de mitingden bir giin öncesine kadar mitinge katılma çağnsı yaptık. Ancak miting güniinün gecesinde güvendiğimiz, iyi tanıdığımız ilgili >erlerde görevli kişilerden polisin mitinge katılan gnıplara ateş açacagı bu konuda kesin karariı olduğu taem gruplan bem de tertip komitesini miting alanına sokmayacağı türiinden mesajlar gelmeye başladı. Miting günü saat 08.30'da tertip komitesi üyeleri olarak önceden kararlaştırdığımız şekilde Laspetkimtş Sendikası'nın Mecidiyeköy'deki genel merkezinde toplandık. Bir durum değeriendirmesi yaptık. Komitede yer alan iiydere aynı türden mesajlann iletildiğini saptadık. Polisin ateş açması dunımunda olayın cop ya da sopa kullamlmasının yol açacagının çok daha ötesinde bir provokasyon boyutuna tırmanacağı, bunun da gerek günlerdir sürdürülen ve kamuoyundan büyiik destek gören işçi mücadelesine gerekse bu yılki 1 Mayıs tarüşmalannın sagladığı kazanımlara kara çalacağı değeriendinnesini yaptık. Polisin kendilerine çiçek atacak işçilere kurşun sıkmaya hazırlanması gerçeği karşısında faturası ne olursa olsun ödemeyi göze alarak saat 9.15'ten itibaren işyerlerinde bizden karar bekleyen üyelerimez tek tek mitingden vazgeçildiğini duyurduk. Elbette bu duyurumuz her yere ulaşmamış olsa gerek ki bazı işçiler 1 May.s'ı kutlamak için Abidei Hürriyet Meydanı'na yüriidüler ve polisin gözü dönmüş saldınsına uğradılar. Biz bu olayda varsa sorumluluğumuzun bedelini ödemeye hazınz." Tertip komitesinde temsilcileri bulunan sendikalann yönetim kurulları, bağımsız Banks yöneticilerinin de katıhmıyla dün Petroltş Genel Merkezi'nde toplanarak 1 Mayıs olaylanm ve bundan sonra ne yapılacağını tartıştılar. Komite Başkanı Münir Ceylan, toplantıdan sonra yaptığı açıklamada, tertip komitesini oluşturan ve yeni katılan sendikaların işçi sınıfının ekonomik, demokratik talepleri ve demokrasi hedefleri doğrultusunda sürdürdüğü mücadelede guç ve eylem birliği içinde olacaklarım söyledi. Jurta Tiyatrosu'nda, "özgür demokratlar"dan "forum"a dek dokuz ayn siyasi muhalif grubun sabah 10.00'da başlattıkları oturumlar akşam üstüne dek sürüyor. Yanmşar, birer saat boyunca, sırayla ayrı ayrı söz alan muhalefet gruplan, yürekleri siyasal yaşama katılmak arzusuyla çarpan insanlann istekli sorulannı yanıtlıyoriar. Yakın gelecekte siyasi partilere dönüşmeyi uman Dayanışma, 1 Mayıs smaYindan geçti SosyalistPolonya'dagerçekleştirilenlMayıs gösterileri, bu ülkedeki siyasi güçlerin etkinliginisınamakaçısından önemli bir sondaja dönüştü. HADİ ULUENGİN VARŞOVA Henüz "Reaganlı yıllar" ve "liberal rüzgâriar" yakın tarihe damgasını vurmadan önce, 1 Mayıs yürüyüşleri Batı ülkelerindeki bilumum sol parti, sendika ve fraksiyonlann bir gövde ve güç gösterisi niteliğini taşırdı. Kortejlerde yürüyen "kelle sayısı" ve en çok hangi sloganların bağınldığı, aralannda ideolojik farklüıklar bulunan örgütlerin etkinliği hakkında nispi ölçüler oluştunırdu. Garip tecellidir ki on yıl öncesinin kapitalist Batı devletlerindeki gibi pazartesi günü sosyalist Polon>a'da geıçekleştirilen 1 Mayıs gösterileri, bu ülkedeki siyasi güçlerin etkinliğini sınamak açısından önemli bir sondaja dönüştü. "Yarış", yalnız Lech VValesai nın Dayanışma Sendikası ile Komünist Partisi arasında olmadı. Bu yılki 1 Mayıs'ta üçüncü ve yeni "rakibi", VValesa'yı General Janızelski hükümeti ile uzlaşmakla suçlayan ve Dayanışma yönetiminin "ibanetini" eleştiren "radikal muhalifler" oluşturdu. Ancak son tahlilde, "Solidarnosc'M mayıstan "alnının akıyla" çıktı ve "sag" ve "sol" eleştirilere rağmen, dosta düşmana, Polonyanın nabzını halen de elinde tuttuğunu ispatladı. yişle, Batı Avrupa'nın on yıl önceki "goşistlerini" çağnştıran Polonya'da 418 haziranda gerçekleştirilecek ilk "nispeten özgür" seçimlerin "şike" olacağını söyleyerek bu seçimlerin boykotunu talep eden muhalifler, Dayanışma'nın "kalesi" Gdansk'ta 4 bin, Wroclav'da ise S bin kişi olarak yürüdüler. Çoğunluğu genç göstericiler, eski "üah" Lech Walesa'nın adı geçtikçe kendisini ıslıkladılar ve Solidarnosc'un ilk kunıluş dönemini simgeleyen "1980 Agustos Ruhu"na dönülmesini istediler. Polonya'nm ünlü toplum polisi "Zomolar" da bu iki şehirdeki "radikal nümayişçüeri" su sıkarak dağıttılar. Dayamşma'nın 1 Mayıs kortejlerine katılanlar ise sayıca hem "radikallerden" hem de Komünist Partisi'nin denetimindeki sendikaların başkent Varşova'daki Zwyciestwa Meydanı'nda düzenlediği resmi gösterilerdekinden kat kat fazlaydılar. Poznan, ıNova Huta, Szczecin gibi işçi yoğunluklu şehirlerde onbinlerce Dayanışma taraftarı, grafiği artık bir efsaneye dönüşen Solidarnosc bandrolunun arkasında yürüdüler. yanışmacılar, "Seçimler bizim olacak" sloganıyla Vistül ırmağını geçtiklerinde, 100 binin üzerinde bir sayıya ulaşmışlardı. Yani, Dayanışma Sendikası ve onun temsil ettiği siyasi güç, haziran seçimlerine katılma ve "kemerleri sduna" siyasetine onay verme konusunda hükümet ile gerçekleştirdiği "realpolitik" uzlaşmaya rağmen, Polonya halkuıın büyük çoğunluğunun desteğini arkasına aldığım, bu 1 Mayıs'ta ispatlamış oldu. 10 yıl öncesinin Batı ülkelerindeki sol örgütlerin kendilerini sınadıklan gibi Dayamşma, kendisini sınadı ve gövde gösterisi gerçekleştirdi. Nitekim, Lech Walesa'nın "kurmaylan" da dün sabah yaptıklan 1 Mayıs değerlendirmesinde, Solidarnosc'un "perfonnansından" memnun olduklarını açıkça belirttiler ve 4 haziran seçimlerinde kendi adaylarının çok büyük bir yüzde alacağını lekrarladılar. Bu açıklamanın yapıldığı saatlerde ise Varşova ahalisinin büyük bir bölıimü yine günlük gailelerinin içine dalmıştı. Yani, şehrin en merkezi caddesi Novi Swiat'ta kuyruklar oluşmuş, devlete ait kooperatif mağazalannda tezgâhlar yok satarken, serbest piyasa ekonomisine göre çalışan manavlarda ise tek bir hıyar l.S dolardan, 1 kilo domates 4 dolardan işlem görmeye başlamıştı. O sırada, 1 Mayıs yürüyüşüne Dayamşma saflarında katılan ve tramvaya binmeden önce köşede Katolik Teşkilab'nın bildirilerini dağıtan VVoycek ise, resmi kurdan günde 7 dolar kazanacağı işine hazırlanıyordu. iLONYA İZMİR Silahın kabzasını iki eliyte sıkı ciyi karşı karşıya getiren karanlık güçler, yeca kavramış polis. Karşısındaki hedef, ağaç niden perde arkası görevlerine mi başlamışlar arasında 3040 kişilik bir topluluk. Tam lardı? oraya nişan almış. Ateş etti edecek. İstanbul Valisi Cahit Bayar'a gazeteciler Bu fotoğrafın yanında bir başka görüntü. soruyor: Kahverengi gömlekli, mavi kot pantolonlu. Polis ateş açtı, ne yapacaksınız? lastik ayakkabılı bir genç. Yüzü kan çana Istanbul Valisi Bayar'ın yanıtı tek cümle: ğına dönmüş. Başında bir arkadaşı var. Sağ Onu da inceleriz... elini, yerde boylu boyunca yatan arkadaşıPolislerin ellerinde silah ve isra.il sopası nın göğsüne koymuş. Bir eliyle de yüzünü olduğu dün gazetelerde yayımlanan fötoğkapamış. Ağlıyor olmalı. raflarda açıkça görülüyor. Resmin altinda şunlar yazılı: İstiklal Caddesi'nde yurttaşlar polisin bu Polisler, Şişhane'de araçların taşlan acımasızlığı karşısında bağırıyorlar: ması üzerine göstericilere nişan alarak ateş açtılar ve kurşun yağdırdılar. Şişhane'den Polisferin telsizterle birbirlerine, Kasımpaşa'yadoğru kaçan göstericilerden Mehmet A. Dalcı alnından vuruldu. Başu "Çanakkale şehitleri için vurun" cundaki arkadaşının tüm yardım çabalanna anonsu acaba neyin habercisiydi? Yoksut polisle işçiyi, öğrenciyi rağmen uzun süre yol kenarında yattı. Bir başka gazete de "Taş attı, kurşun karşı karşıya getirmenin altında yedi" başlığı altında veriyordu kanlı 1 Ma yatan gerçek neydi? yıs olayını. Polis acımasızdı. Taş atan gös* tericilere kurşun sıkıyordu. Vurmayın artık... Vurmayın, öldürüyorEtterde otomatik silah, hedef izinsiz gössunuz çocukları... İsrail'i de geçtiniz, onlar teri yapan işçiler, öğrencilerdi. Polise "ateş et" buyruğunu vermek yeri bizim çocuklanmız... Cumhurtyet'ten arkadaşımız Halil Nebiter, ne, onları dağıtmak, taş atanları yakalamak Şişli Emniyet Amirliği'nde gördüklerini andaha insancıl bir yaklaşım değil miydi? Polislerin telsizlerle birbirlerine "Çanak latıyor: Karakolun giriş kapısının tam karşısınkale şehitleri için vurun" anonsu acaba neyin habercisiydi? Yoksul polisle işçiyi, öğ daki odaya en az 30 kişi doldurulmuştu. Herenciyi karşı karşıya getirmenin altında ya men hepsinin yüzü gözü kan içinde, elbiseleri yırtıktı. Polise derdini anlatmak isteyentan gerçek neydi? c Bu film yirmi yıldır kaç kez yinelenmiş & ler tekme tokatla susturuluyordu. Bir polis, naryoyu hazırtayanlar, polisle işçiyi, ögren genç bir kadını bir eliyle ensesinden tutar Aynı Senaryo. IZMIR'den HİKMET pETİMMY* . . ken öbür elini yumruk yapıp yüzünü yumruklayınca kadın çığlıklar atıyordu. Bir polis ise arkadaşına, "Ihh, şimdi Inönü'nün istediği oldu" diyordu. İzmir'de yakalarına kırmızı karanfil takan insanlar yoldan geçerken toplanıp gözaltına alınıyor, Adana'da jandarma, dağılmayan öğrencileri dipçikliyordu. Oysa tüm dünyada kutlanmıştı 1 Mayıs. Amerika'da, Çin'de, Sovyetler Birliği'nde, Fransa'da, Almanya'da her yerde. Sadece bizde ve Güney Kore'de yasaktı. istanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Zonguldak ve diğer illerde toplam 1100 kişinin gözaltına alındığı bildiriliyor. Bu sayının İstanbul'da 532, İzmir'de ise 200 olduğu açıklanıyor. İstanbul Valisi Cahit Bayar gözaltına ahnanların 208'inin işçi, 140'ının öğrenci, 50'sinin işsiz, 123'ünün çeşitli meslek, 4'ünün sendikacı, 5'inin memur, 2'sinin muhasebeci olduğunu belirtiyor. Bu arada hastaneden taburcu edilen 5 kişi siyasi polis tarafından gözaltına alınıyor. Mine Yalçın'ın annesi Lütfiye Yalçın, kızının polisçe götürüldüğünü görünce fenalık geçiriyor. Bu kanlı olaylann bir daha yaşanmaması için sadece çağı değil, demokrasiyi de yakalamak zorunda olduğumuz anlaşıldı. O ülkenin polisi elinde otomatik silahla ateş ediyorsa bu işte bir tuhaflık var demektir. Eğer o ülkenin polisi "vurun" diye sopalarla saldırıyorsa ışin içinde kin ve nei et var demektir. Polisin topluma karşı bu kinibitmeli... Varşova'da ise, belki "Din halkın afyonudur" diyen Karl Marks'ın kemiklerini biraz sızlattılarsa da Aziz Stanislav Kilisesi'ndeki ayinden çıkarak 1 "Radikal kanat", diğer bir de Mayıs güzergâhını sürdüren Da
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear