28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER maz Kültur ve Tabiat Varlıklan Yüksek Kurulu'nun 12 Mart 1977 tarihinde 1977 sayılı kararı ile tescil edilen bu korular için asıl koruyucu kalkan, yürürlükteki Boğaziçi Yasası'mn 5. maddesiydi ve "Bu alanlardaki ağaçlann yok edilmesi ya da tahrip edilmesi yasaktır" hükmünü taşıyordu. Ancak bu yasa maddesi, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklan Yüksek Kurulu'nun tstanbul Bölge Kuruhı tarafından çiğnendi. Zira tstanbul Bölge Kurulunun koruları yerinde inceleyen bir Uyesi, "tçindeki ağaçlann %10'u kesilebilir" biçiminde bilimsel olmayan ve fakat bilimi öne sürerek yağmaya olanak verebilecek bir onay verdi. Böylece Sarıyer'de 7, Beşiktaş'ta 4, Beykoz'da 2 tescilli tcorunun buldozerlerle ortadan kaldınlması a a olayına alet edilmiş oldu. Sonuçta, Sanyer'de 9951 m2, Beşiktaş'ta 5126 m2, Beykoz'da 3693 m2 koruluğun yerini villalar kapladı. Yani 18.769 m2 alanda ağaçlar betonla yer değiştirdi. (CUMHURİYET, 2 Ekim 1988, No: 23027). Bunun gibi, anayasaya, yasaya, kamu yaran kuralına aykın uygulamalarla Boğaziçinde öngöriınüm Bölgesindeki 28.197 m1 yeşil alan villalarla betonlaştmldı. Koruya katılması gereken alanın 32.120 m2'si ağaçlandırma yerine özel villalarla kaplandı. Rekreasyon alanımn 17.221 m2'si villalarla doldurularak kamu yaranndan uzaklaştınldı. Sosyal Donatım Alanının 732 m2'si villalann hücumuna uğradı. Spor ve eğlence için aynlan alanlardan 5.206 m:'si villalarla amacı dışına çıkanldı. 29 MA YIS 1989 rannı ne büyük ölçüde zarara uğrattığı açık seçik ortadadır. Zira, sözü edilen holding hiç bir rizikoyla karşılaşmaksızın sahip olduğu bu oteli satılığa çıkarmıştır. Şimdi elimizi vicdanımıza koyalım ve insaf ile düsünelim: Bu otelin varım trilyonu aşan piyasa değerinin %90'dan fazlasını oluşturan arazi değerı, kullanma hakkı yoluyla (gerçekte mülkiyet Boğaziçi korularında yaklaşık 1 milyar lira değerindeki bir kaçak hakkı olarak) nasıl oluyor da bir şirkete 12 milvillanın 100 milyon liralık inşaat gideri mi milli servettir, yoksa kamu yon gibi komik fıyatlara veriliyor? Bunun gibi, yeşil alan olarak satın alınan tstanbul'un tartışılmaz yararından kaptırılan 900 milyon değerindeki ve kamu malı olarak en değerli yerine, 26 mart seçiminden önceki belekullamlması gereken arazi mi milli servettir? Unutmamalıdır ki, bu diyece, önce 12 katlı otel ve hemen ardından 36 katlı işhanı yapmak olanak ve fırsatı verilmesiyle, bir şirhalk kişiliğinizi yakından tanımadığı, bilmediği halde, özellikle kete bahşedilen yüz milyarlarca liralık haksız kayolsuzluk söylentileri nedeniyle sizden öncekilerin yerine sizleri zanç olgusu da, kuşkusuz tek olumsuz örnek debelediye başkanı seçti. Demokrasi ve demokratik yönetim, halkın ğildir. Bu belirli kişilere tanman ayncalığı, 1982 T.C. Anayasası 10. maddesinin "Hiç bir kişiye, aileye, oylarına saygılı olmakla başlar. zllmreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz" hükmüyle nasıl bağdaştırabiliriz? Prof. Dr. ERTUĞRUL ACUN Öte yandan TC 1961 Anayasası (m. 36) ve 1982 Yüksek Orman Mühendisi ve İktisatçı Anayasası (m. 35) şu ortak hükmü açıklamaktadır: "Herkes, mülkiyet ve miras haklanna sahiptir. Bu Halife Hureti Öm«r: "Cuaiyi jnkıa, fıkai gerekir. haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sıadaleü yıknayın" Bunun yanısıra, bu özdeyişteki "mülk" bilindiği rurlanabilir. Mülkiyet hakkımn kullamlması toplum Kamu yaranna değerlendirilmesi gereken alan gibi, devletin ülkesi, devlet anlamındadır ve aynı za yaranna aykın olamaz." lann tam bir yağmalamaya konu olduğu dönem manda da ev, dükkân, arazi gibi taşınmaz maJ karBunun yanında, TC Anayasasının 43. maddesi lerde, günlük yaşamdaki davranışlarda bile gözö şılığıdtr. Bu itibarla, "Adalet mülkün temelidir" ifa üzerinde dikkatimizi toplayalım: "Kıyılar, devletin nünde tutulması gereken adalet ilkesi, yitirilmiş bir desini, devletin temelinde adalet olmalıdır biçiminde hüküm ve tasarnıfu altındadır. Deniz, göl, akarsu kavram gibi görulmeye başlar. Söz konusu adalet ve koşut olarak, taşınmaz malın temelinde de ada kıyılanyla, deniz ve göllerin kıyüannı çevreleyen sakavramırun devlet yönetiminde ne ölçüde titizlikle let olması gerekir, biçiminde yonımlayabiliriz. Daha hil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yagözetildiğini vurgulamak için, hepimizin bildiği bir açık bir deyişle; ev, dükkân, arazi gibi taşınmaz ma rarı gözetilirî' olguyu bir kez daha anımsatmak, kavrayışımızı bel lın mülkiyet hakkı adalete aykın davranış ve tutumAnayasamızın bu çok kesin ve emredici hükumlarla elde edilmemelidir. Biz Müsluman Türklerin ki de kolaylaştıracaktır: lerine karşın, kamu malı statüsünde bulunması ve Müslümanların yuce halifesi Hazreti ömer bir bu kuralın dışına çıkmaları da beklenemez. Taşın tartışmasız olarak korunması gereken Boğaziçi kocaminin açılışını yaparak, Uk namazı kıldırmak uze maz malların helâl para ile satın alınmalarına hal rulan, üzüntuyle beürtmek gerekir ki, büyük ölçüre gelmiştir. Coşkulu kalabalığın arasından öne fır kımız titizlik gösterir. de özel mülkiyet çıkarlarına kurban edilmiştir. Örlayan bir adam, Hazreti Halife'nin önünde saygıyneğin, Boğaziçi'nin son kalan tescilli 13 korusunla eğilir ve uzerine cami inşa edilmiş olan arazinin, Nedir bu talan? daki ağaçların bir bölümü kesilerek 121.158 m!>lik kendisinin mulkü olmasına, isternemesine ve direnBuna karşılık, ülkemizde kara para ile satın alı alan tümüyle beton yığını olmuştur. Anayasamızın mesine karşın elinden zorla satın alındığından yanan mülk yanında, haksız mülkiyet edinmenin yay bu hükmüne karşın, Boğaziçini korumayı amaçlakınır. Hazreti ömer, durumu hemen soruşturur; bu yan Boğaz öngörünum Bölgelerinde yapılaşma yagayri Müslimin doğru söylediğini öğrendikten ve gmlaştığı söylentileri kamuoyunda haklı sızlanma sağı getiren Boğaziçi Yasası ile lmar Yasası'nda bir arazi üzerine cami yapılmasına razı olmadığım an lara, rahatsızlıklara neden olmaktadır. Gerçekten, gecede yapılan değişikliklerin hemen ardından 9 ladıktan sonra, yanındakilere camiyi hemen yıkma başta gelen turistik kentlerimizin birisinde, deniz Mayıs 1985 tarihinde Boğaziçinde bir inşaat furyası lannı emreder ve yukarıya aktardığımız özdeyişini kıyısında ve orman içindeki çok değerli kamu ara başlamıştır. Bu inşaatlara izin veren yasa maddesiaçıklar: "Camiyi yıkın, fakat adaleti yıkmaym". zisinin kullanma hakkımn 49 yıllıgına bir holdin nin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği, ge çok ucuza, sanki parasız verilmesi olgusu, bu koBunun gibi, Türklerin kurduklan ve şanla, onuria nudaki yüzlerce örnekten yalruzca birisidir. Üste gerekçesiyle birlikte 17 Nisan 1987 tarihli Resmi Gasürdürdükleri, 3 kıtada egemen olan devletlerinin lik, devlet tarafından milyarlarca lira hibe edilerek zete'de yayımlamncaya kadar geçen 2 yıl içinde Botemel ilkelerinin başında adaletin yer aldığını bil ve çok düşük faizli, uzun vadeli (enflasyon dikkate ğaziçinde 1335 villa inşa edilmiştir ya da inşaatına mekteyiz. Bu kuralın ışığında, başlığa aldığımız ahndığında bu da hibe sayılabilir) kredi verilerek, başlanmıştır. "Adalet mıllkun temelidir" ifadesinin gerçeği tam mali gücü çok yüksek olan bu holdinge yüz milOysaki, nıhsat alan 92 parselden 13 tanesi Boyansıttığıru söyleyebiliriz. Bir başka deyişle, devle yarlarca lira değerinde 5 yıldızlı otel yapma olana ğaziçinin tescilli olan ve kamu yaranna kullamlması tin ülkesinin temeli adalettir, böyle olması da ğj verilmiştir. Böylesine bir uygulamamn kamu ya zorunlu bulunan son korulannı kapsıyordu. Taşın Adalet Mülkün Temelidir Eğer Bu Böyleyse!.. CUMHURIYETTEV OKURLARA... OKAY GÖNENSİN Avrupa 1992'ye Hazırlanıyor L "Seçiliş nedeninizin bilincinde olun!" Bütün bu olumsuz uygulamalar ve yolsuzluk söylentileri dikkate ahndığı için eskilerinin yerine seçilen yeni belediye başkanlannın, bu villalar konusunda öne sürdukleri şu görüşler karşısında kulaklarımıza inanamadık: "Efendim, bu kaçak villalar milli servettir, yıkalım mı yani?". Böylesine göruş açıklayan başkana, Halife Hazreti ömer'in sözlerinden bir şeyler öğrenmesini öğütleriz ve aynı zamanda sormak isteriz; Boğaziçi korularında yaklaşık 1 milyar lira değerindeki bir kaçak villanın 100 milyon liralık inşaat gideri mi milli servettir, yoksa kamu yaranndan kaptınlan 900 milyon değerindeki ve kamu malı olarak kullarulması gereken arazi mi milli servettir? Unutmamalıdır ki, bu halk kişiliğinizi yakından tanımadığı, bilmediği halde, özellikle yolsuzluk söylentileri nedeniyle sizden öncekilerin yerine sizleri belediye başkanı seçti. Demokrasi ve demokratik yönetim, halkın oylarına saygılı olmakla başlar. ONDRA/BRÜKSEL "Ben bir Avrupa yurttaşıyım..." Avrupa, önundeki üç yıl için gündemini kesin olarak belirlemiş, programlarını yapmış ve her ülkede yurttaşlarına yeni düzen için eğitime başlamış durumda... "Ben bir Avrupa yurttaşıyım" sloganı orta ve alt tabaka insanlar içinde artık kabullenilmiş bir durumun ifadesi... Siyasal planda da Avrupa Parlamentosu için her ülkede yapılacak seçimler bundan öncekilere oranla çok büyük önem kazanmış... Londra'da Başbakan Thatcher, Avrupa Parlamentosu seçimleri için kampanyayı heyecanlı bir üslupla başlatırken, kendisini "Avrupa'nın başkenti" olarak görmeye alışmış Brüksel, adayların fotoğraflı afişleriyle donatılmış... Olağanüstü bahar sıcağında gevşeyen Brüksel'de bir Avrupa parlamenter adayı, kendi kampanyasını ormandaki şirin bir lokantada açıyor; kampanyada kendisine destek verecek kişilerin oluşturduğu konuklar fazla siyasetten sıkılmasın diye de bir Latin Amerikalı şarkıcı ile anlaşmış, siyasal söylevlerin arasında Bolivyalı Carminia gitannı alıp konuklara sambalar söylüyor. Ama Carminia'yı, Brüksel'i kendisine vatan seçmiş olmasına karşın Avrupa Parlamentosu seçimlerinden çok kendi ülkesindeki seçimler ilgilendiriyor... Londra'ya konser vermeye gelmiş olan Perulu gitarist genç de sanatına olan güveni ile "Avrupah" olacağına inanıyor. Ama ülkesinde gelecek yıl yapılacak seçimlerden gözünü ayıramıyor... Peki biz Türkler Avrupa'nın neresindeyiz sorusuna Anversli Flaman iş kadını Teri, iyimser ve pratik bir yorum getiriyor: "Herhalde yakında AT üyesi olursunuz. Çünkü eskiden gazetelerde Türkiye'den hem az söz edilirdi hem de AT üyeliğinin olanaksızlığından. Bir süredir hem çok söz ediliyor hem de Türkiye'nin tam üyeliğinin koşulları tartışılıyor..." Lübnanlı doktor George ise Türkiye'yi /7/ç"Avrupalı" göremiyor; ona göre Lübnan düğümünün çözülmesi ile ortaya çıkacak yeni bir Ortadoğu'da Türkiye de çok önem kazanacak... * • • 'Avrupa yurttaşı" olmak bir yana, "nasıl Avrupa gazetecisi" olabileceğiz? Once bir örnek: Hür Brüksel Üniversitesi'nin (ULB) Gazetecilik ve Toplumsal İletişim Bölümü'ne her yıl 100 kadar öğrenci giriyor. ve bu öğrencilere Uk iki yıl tümüyle ekonomi, felsefe ve siyaset bilimi öğretiliyor; bu iki yılın ardından üç bölümden biri seçiliyor: Yazılı basın, televizyon ve reklamcılık. Sağlam bir attyapının üstüne uzmanlık dalında da iki yıl eğitim alan bir gazeteci adayının ulaştığı noktaya biz Türkiye'de hangi gazetecilik okulunda ulaşabiliyoruz? Ustelik bu gazetecilik okulunun, alanında Avrupa'nın en ünlü ve güçlüsü olduğu söylenemez. Ancak şurası kesin ki aynı ünive'rsitede tıp eğitimine ne kadar önem veriyorlarsa, gazetecilik eğitimine de o kadar önem veriyorlar. Nasıl Avrupa yurttaşlığı olacaksa, 1992'de Avrupa gazeteciliğe de olacak. Şu anda ülkemizde çeşitli sektörlerde 1992'ye ve sonrasına uyum koşulları tartışılmaya başlanmışsa, basınımızın da nasıl Avrupa basını olabileceği, bizlerin de nasıl Avrupa gazetecisi olabileceğimiz tartışmalarınm hızla başlaması gerekiyor. Tabii yalnızca yazılı basında değil Amerika ile rekabetin heyecanı içindeki Avrupa televizyonuna nasıl ulaşabileceğimizin de.... ONURLU BİR DÜNYA İÇİN SAVAŞIM VERENLERİN ANNESİ Değerli Annemiz OKTAyAKBAL EVET/HAYIR Dar Salonda Siyaset! OKURLARDAN konulan bir uygulamayla ders alma hakkımız haftada 40 saatle sınırlandı ve birbiriyle çakışan alt sınıf ile normal Gazi Unhersitesi I.l.B.F. öğrenim yılına ait derslerden Çalışma Ekonomisi ve Endüstri sadece alt smıfın dersini tlişkileri Bölümü 4. sınıf alabilmek durumunda oğrencisiyim. Fakülteye bırakıldık. kaydımı 19851986 öğrettm yılı Söz konusu durumun ileride başında yaptırdım. tlk yıl yol açabileceği vahim istediğimiz kadar haftalık ders aksaklıklan önceden görebüen yükü hakkını herhangi bir öğrenciler olarak, fakülte önkoşula bağlı ohnaksızın yönetimini ayrı ayn düekçe kullanma hakkma sahipken; vererek haberdar etlikse de 19861987 yılında yürürlüğe dikkate aunmadı. Zira YÖK kimden yana? SHP'nin olağanüstü kurultayı 4 Haziran 89 Pazar günü toplanacak. Gazetelerde Erdal Inönü imzalı çağrı yayımlandı. Toplantı 900 kişılik Akün Sineması'nda yapılacak. Bunca uyarı, bunca sesleniş para etmedi! Neredeyse delegelerin bile yer bulamayacağı bir salonda böylesine önemli bir kurultay nasıl yapılır? Ulkenin en uzak köşelerinden partililer akın akın Ankara'ya gelecekler. Delegeler, basın, konuklar salona sığamayacak. Sokaklar, kapı önleri, koridorlar dolup taşacak. Böylesi bir karmaşada birtakım tatsız olaylann çıkması da beklenir. Koskoca ana muhalefet partisi nasıl olur da olağanüstü kurultayı küçük bir salonda toplamayı karartaştnr? İnsanın 'bu da bir başka oyun mu?' diye düşünmemesi güçl Bu konuda pek çok mektup aldım. Tabandan gelen seslenişlere hak vermemek olası değil. 'Biz kendi kurultayımızı neden izlemeyelim? Neden böyle daracık bir salona sıkışıp kalalım?' diye yazanlar sayısız! Merkez yönetimi böyle bir tutumla bir kez daha tabanla ters düşmüş olmuyor mu? Özellikle genel sekreterin 'amorf', 'lumpen' gibi suçlamaları yetmezdi. SHP milletvekillerinden birinin başka bir mılletvekılinı ölümle korkuttuğu savı, kamuoyunu büsbütün saşırttı. Anadol'un dediği gibi, "Bu sav kanıtlanmalıdır, tehdit eden milletvekili disiplin kuruluna verilmelidir." Oysa genel sekreter ad vermekten kaçınmıştır. Bu tutum, "çamur at izi kalsın' mantığına yakışmıyor mu? Muğla eski il yönetim kurulu üyesı, iktisatçı dostum Naim Kılıç'tan bir mektup akjım. Yıllardır Muğla'da SHP yönetiminde görev yapan, SHP programtnın hazırlanmasında il temsilcisi olarak katkısı da bulunan Kıltç, "SHP'nin sade bir uyesi olarak, '900 kişilik salonda koskoca kurultayı toplamaya çalısan zihniyeti protesto' ediyor. Geçen yılkı küçük kurultayın da Türkiş'in ufak salonunda yapıldığını, yüzlerce partilinin içeri giremediğini anımsatan Kılıç'a hak vermemek elde mi? Kıltç dostumun mektubunun bir bölümünü okurlanma sunmakta varar görüyorum: "Şimdi de neymiş tüzük değişikliği disiplin, otorrte! Hangi insaf sahibi bu partide disiplin ve otorite olmadığım söyleyebilir? Parti üst yönetimi olaylann önünden giderek doğabilecek durumlar karşısında parti davranışını belirleyip örgüte genelgelerie bildirmiş de örgüt mü dinlememiş? Örnek mi? Tutuklu ailelerinin parti binalarını işgallari halinde yöneticilerin nasıl davranacakları hakkında bir genelge var mı ki buna uyulmadığı ıddia edilebilsin? 1 Mayıs etkinlikleri yapılırsa, partinin genel merkez tutumu nedir? Var mıdır bir kararınız ve bunu bildiren genelgeniz? Bunun gibi daha nice örnek sayılabilir. Küçük kurultayda da aynı olay yaşandı. Toplantryı izlemeye gelen parti üyeleri sokaklarda bekletildi. Şimdi yine aynı taktik! Evet, buna taktik diyorum ve protesto ediyorum Kapalı kapılar ardında baskı altında etkilendirılerek yönetilen insan olmayı hiçbir SHP'li istemez. Ne il başkanları ne de kurultay delegeleri! Benim aklımın almadığı olay, Sayın İnönü'nün bütün bu olup bitenleri demokrasi ve hak anlayışı ile nasıl bağdaştırabildiğidir?" Dediğim gibi, kurultayın küçük bir salonda yaptınlması pek çok partilinin tepkisine neden oluyor. Bu konuda aldığım mektuplardan parçalar sunsam gazetenin sayfası dolacaktır! Dostum Kılıç'ın seslenişi bu tür tepkilerin en belirgin örneği... iş işten geçti! 4 haziranda olağanüstü kurultayın bir sinema salonunda yapılması kesinleşti. Artık o gün ne olur ne biter, bilmem! Olup biteceklerin bir tek sorumlusu olacaktır, 'taktik' gereği kurultayı dar bir yere sıkıştıran, bundan kendileri açısından lyarar gören, SHP merkez yöneticileri... uygulamamn dayanağı, fakülte yönetim kurulu kararı idi. 19881989 oğretim yılında 1. döneme ait ders saati toplamım 47 saat olunca, 7 saat dersi alma hakkı engellendi ve otomatikman öğrenim sürem bir yanyıl uzadı. Söz konusu dönemde aduğım 40 saati (14 ders) basanyla sonuçlandırdım. 2. yanyılda almam gereken ders yukü 41 saatti; dolayuıyla bu defa da 1 saatlik beden eğitimi dersini alamadım ve öğrenim sürem 2. yanyıl için DERBORSA Yıllık de uzadı. Beden eğitimi dersinin düzenti olarak yapümadığını, sınavdan sınava imza atmak sureti ile not aldığımızı fakülte yönetimine bildirdim. Bu durumun saçma olduğunu kabul ettirmekle beraber, yine de olumlu yönde harekete geçmelerini sağlayamadım. Böylece bu çarpık uygulamamn kurbanı olarak kafaretini 1 tam yıl geç mezun olarak, normal öğrenim harcının 2 katı fazla kredi ödemek zorunda bırakılmakla karşı karsıya katarak ve 1 yıl daha geç çalışma hayatına atılıp o oranda beni il dısında okutmak durumundaki yoksul aileme yük olarak ödeyeceğim. Dekanuğa 13 Mart 1989 tarihinde 2302 sayılı evrak olarak sunduğum konuyla ilgili dilekçenin daha sonraki 3 yönetim kurulu toplanttsma sunulmadığı için görüsulmediğini ve bu mektubu yazdığım tarihte dilekçemin yanıtının elime henüz geçmediğini bildirerek; benim durumumu paylaşan arkadaslanm adma da soruyorum: Yüksek Öğretim Kurumu kimden yana? OKAN S. YILDIRIM 61.30 net verimli, devlet güvenceli, her an nakite çevrilebilir, vergilerden muaf, teminat olarak geçerli Hazine Bonolarının satışı sürüyor. Hisse Senedi ve Tahvil alım satımında da hizmetinizdeyiz. MUHLİSE KARABULUTu ölümünün 1. yılında saygı ile anıyoruz. (27 Mayıs 1988) (OGULLARD • İyi derecede Almanca biliyor... • Ulkemizi tarihi ve kültüruyie tanıyor... • .. ve Anadolu'nun çeşitli yerlenndekı turistik Qnitelerimizde yabancılarla ilgileneceğınız bir görev arzu ediyorsanız bizi arayın!.. Mür: 140 48 01 Istanbul 168 45 90 Ankara Oğlumuz Kerem'in doğumunu dostlarımıza müjdeleriz. SaadetErol BÎCAN Yararlanın. DERBORSA BORSA BANKERLİĞİ A.Ş. Merkez: Dervışoglu Sok. Derviş Han No:14 SIRKECİ/İSTANBUL Tel: 511 82 20 (4 Hat) Şişli: 148 98 58 Kadıköy: 363 23 04 363 18 03 Ankara Kızılay: 118 43 88 125 16 00 ÖZEL BORA SÜRÜCÜ KURSU SÜRÜCÜ BELGESİ VERİLİR OKUL ÜSKÜDAR 334 22 69 KOZYATAĞI362 47 33 MALTEPE 352 21 21 TARABYA 162 08 18 * 1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMI * İNSAN HAKLARI ULUSLARARASI KONFERANSI * PEŞMERGE LİDERLERİYLE GÖRÜŞME * "GERİ KALMIŞLIK" SORUNU * KÜRT HALK MÜZİĞI VE SORUNLARI I 67. Sayı BAYİLERDE ENGLM CENTDE SAYIN DIŞ HEKIMI VE ECZACILARA HIPER SENSITİ VE TEDAVİSİNDE SOSYAL DEMOKRASİ IÇEV DAXANIŞMA TOPLANTISI VE YEMEĞİ Açış Konuşması: Krcan KARAKAŞ Konuk Konuşmacılar: Kemal ANADOL, Abdullah BAŞTÜRK, İsmail CEM, Ertuğrul GÜNAY, A.Güven GÜRKAN, Fikri SAGLAR, Müzik: Arif SAĞ, Erol KAR, Tiilin NUTKU Diş etlennin çekılmesı sonucu dış köklerınde sıcağa ve soğuğa karşı meydana gelen hassasıyetlerde Penodental operasyonlarda kök yuzeytennın kuretajına bağlı olarak meydana gelen hassasıyetlenn ve dentınal ağrıların ortadan kaldırılmasında. DİŞLERDEKİ: Tbcthpasteftysensrtrves^s#> T C M E.B Ozel Emsa Dıl Eğıtım Merkezı ANKARA ISTANBUL Selanık Cad 8 Kal 5 Rumefı Cad 92/4 SENSODYNE STRONTJUM CHLORİDE HEXAHYDRATE ALIRAİF İLAÇ SANAYİ A.Ş. btanbul 45 ml. ve 75 ml'lik tüplerde PİYASAYA SUNULMUŞTUR ŞTAFFORD MİLLER LTD. İngfltere Mavi MarmaraATAKÖY 30 Mayıs 1989 Salı, Saat: 19.30 Davetiye ve bilgi için Tel: 143 69 28 ARAÇ TELEFON SETİ \ ••• / OTONUZAEKTESİSAT MOBILANTEN »KIZAK •FILTRE «SİSTEM KABLOSU •AHİZEYUVASI •TEKNE*ÇAT1 ANTENLERI • BESLEME ŞARj ADAPTORÜ • KOMPLE MONTAJ llk Belediye Cad. No: 251 unel Tel: 144 55 38 SUPER STAR
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear