02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sahıbı Cumhunyo Matbaacılık ve Gaznecılık Turk Anonım Şırketı adına Nuür Nadi • Genel Yayin Mudunı. H n ı C n ı l , MüesseM MUdttnl EmİDt Vfkhpl, Yazı Ijten Müduru: Ok»j Göarnsi; # Haber Merkezı Müdflrfl YaH» Bayer. Sayfa Düzcm Yöneımenı Ali Aou, • Ttmsılater ANKARA: Ahucl Tm. 1ZMİR: Hilunct Çrtink«>», ADANA: C«tal BagJaag*. lstanbul Haberkri: Erkaa Akyddız, Dış Haberler: Eifn» B»la, Ekonomr Ctmpz Turkın, Kultur Ccbd Üster, Spor Danışmanı: AMilkadir Yncttıua, Düzeltme Rcfik Durtnç. Araştırma. Şahia Alpay, IşSendıka: Şukn a Kemri, Vurt Haberlerı: ISccdel Dogaa, Dızı Yazjlar. Ktrtm Çaiçku, • Koordınatör Ahnet KonıU»n, • MaJı Iştcr: Era4 Eriut, • Muhasebc: Bakat teacr • ButçePlanlama: Sngj Osauabc^eoghı • Rcklam: An* Tom, Ek Yayıniar: HMyı Akyol # Idare: H n o i a G«rer, Ijtame önaVr Çrfik, Bılgjlsten Nail Int. Basan * Yayan. Cumhunw Mnbocıük ve Gaztttolık T.A.Ş. Türk Ocağı Cad 39/41 CaJtJoi 34334 Ist PK 246lslanbul Ttf 512 05 05 (20 hal), Tefcx 22246 F « (1) 52* 60 72 ( Suroto Aakara: Zıya Gokalp Blv lnkıUp S. No. 19/4. Tel 133 II 4147, Tetejc 42344 F«: ı 133 II 41/428 • tımlr H Zıya Btv 1352 S2/3. Td 13 12 30. Tctex: 52359 Fmx (51) 19 5] • Ad«m. /Döna Cad. 119 & No: I Kal 1. Tel. 19 37 52 (4 hal), Tder 62155. Fu. (71) 19 37 TAKVİM: 28 MAYIS 1989 Imsak: 3.36 Güneş: 5.29 öğle: 13.06 Ikindi: 17.04 Akşam: 20.32 Yatsı: 22.17 Beyaz antik kentlerin rengıçeşitli gazlar ve asit yağmurları nedeniyle hızla kararmaya başladı. Hava kirliliğinin daha etkin olduğu yerlerde ise dış yüzeyler giderek dökülmeye başladı. Bilim adamlarıson 20yıllık tahribatın lSOOyıllık tahribattan dahafazla olduğunu söylüyorlar. tarih Kararan Gece dtişleri NECLÂ SEYHUN "Moda, düşleri giydirmektir" diyor bir yazar. Evet, düşleri giydirmek... Moda aslında geceli gündüzJü bir düş. Ama gene de düşler gecelere daha bir yakın. Gece modeUerinde düşe daha bir yaklaşıyor moda. Bu nedenle de modacılar en büyülü giysilerini gecelere saklıyorlar. Her koleksiyonda gece elbiselerinin özel bir yeri var. Tüm olanaklar, tüm emekler, tüm zenginlikler bu tür modellerde ortaya çıkıyor. Finaii görkemli kapamak bir modacı için çok önemli. Defilesine, koleksiyonuna koyduğu son noktadan emin olmak istiyor. Düşsel bir sona bağlamak koleksiyonun başarısını arttınyor. Her kadırun gönlünde uyuyan bir Külkedisi var çünkü. Her modacının günlünde de Külkedisi'nden büyülü bir güzeluk yaratma sevdası... Tüm moda tarihi boyunca en zengin, en görkemli kıyafetler gece elbiseleri olmuş elbette. Çok uzakları bir yana bırakırsak, 1900'lü yıllarda ünlü modacı Paul Poiret'nin gece modelleri unutulur gibi değil. O ne zenginlik, o ne büyü, o ne emek!.. Bir iki yıl önce Poiret'nin giysilerinden bir sergi açılrmştı Paris'te. Onu gördükten sonra günümüz kıyafetleri bana birden pek yaiınkat gelmişti. Bir düşten uyanmış gibi olmuştum müzenin kapısından çıktığımda... Buna benzer bir duyguyu Dior'un o inanılmaz güzeUikteki elbiselerini seyrettiğim bir baska sergide de hissetmiştim. Poiret'den başka bir havaydı bu, başka bir zevkti, bambaşka bir modaydı. Ama inanılmaz bir el işçiliği, inanılmaz bir ustalık, inanılmaz bir zenginlikti onda da sergilenen... Aslında zaman değişti elbette. Taş yerinde ağır. Bugünkü moda, bugünkü ortama uyuyor. Bir başka yaşam biçimi, bir başka büyü... Ama... Gene de sürüyor gelenek, gene de büyüler ve düşler kendi çapında gecelerde. Gene de en zengin, en emekli, en soluk kesici giysiler gece modelleri. 89 yaz modasında Hint tipi sarî türünde ipek ya da pamuklulardan modeller vardı gecelerde. Altın desenli kumaşlarla, saçlara, omuzlara, bele takılan egzotik çiçeklerle, iri, çarpıcı dore takılarla daha kolay kuruluyordu büyü. Düşler yazm nasıl olsa "giyiniyor" da, düşleri kışın giydirmek daha bir zor. Daha bir özen istiyor, daha değerli kumaşlar, daha başka bir çaba. Kadifeler, danteller, brokarlar, vualler, taftalar dökülüyor ortaya. Işlemelerle bezeniyor kıyafetler. "Nina Ricci" tafta üzerine kadife baskı çiçekli uzun gece elbiselerini, dantel bluzlarla, kollarla süslüyor. "Qivenchy" drapeli sade furalasının üstüne carpıcı renkte satenden ceketler giydiriyor. Üstü altın ve gümüşle arabesk desenler işli. "Scherrer" gece modeUerinde kadifeden, krepten bol pantolonlar üzerine siyah dantellerden ya da beyaz organzadan bluzlar giydiriyor. "Balmain" payet ve boncuklarla panter desenler işliyor gece elbiselerine. Kadifeler, organzalar, danteller, vualler... Altın, gümüş, boncuk, kehribar işlemeler... Renkli taşlar... Volanlar, drapeler, fıyonglar, pliseler, şallar, saçaklar, püsküller... Ama bunlar kış. 89 kışı bunlar. Kış daha uzakta... Daha önde yaz geceleri var yaşanacak. Uzun, sıcak, yıldızlı!.. Her koleksiyonda gece elbiselerinin özel bir yeri var ANKA 18 yaşında ANKARA (ANKA) Anadolu Ajansı'ndan sonra en eski haber ajansı olan ANKA'mn 18'inci yıldönümü dün ajansın Ankara'daki merkezinde kutlandu Genel Müdürlüğti'nü Müşerref Hekimoğlu'nun yaptığı ajansın merkezinde düzenlenen kutlamada, ANKA'da on yılın üzerinde hizmet verenlere, "10'uncu emek yılı" plaketi verildL TBMM Başkanı Yıldınm Akbulut ve Başbakan TUrgut özal ile bazı siyasal partilerin genel başkanlan ANKA'ya mesajlar göndererek 18'inci kuruluş yıldönumünü kutladılar. ANKA'da "10'uncu emek yılı" plaketi verilen gazeteciler şunlar: Müşerref Hekimoğlu, Varlık özmenek, Ahmet Abakay, Cenap Kayasu, A.Timur Türkan, Koncita Işık, Binali Polat, Uluç Gürkan. Ama... Gene de sürüyor gelenek.Gen de büyüler ve düşlerkendi çapındagecelerde. Gene de en zengin, en emekli, en soluk kesici giysiler gece modelleri. Düşler nasıl olsa "giyiniyor" da, düşleri kışın giydirmek daha zor. Daha bir özen istiyor, dahd değerli kumaşlar, dana başka bir çaba. Kadifeler, danteller, brokarlar, vualler, taftalar dökülüyor ortaya. îşlemelerle bezeniyor kıyafetler, gece elbisesi. Kadife desenli siyah tafta ve dantellerden yapılmış. Kalçada kumaştan bir çiçeği var. Ricci'nin 1989 sonbaharkış kreasyonundan. AURıza EfendVnin ölümü ANKARA (ANKA) Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi'nin ölüm tarihi konusunda iki bakanhk anlaşmazlığa düştü. Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Daire Başkanlığı tarajından 4.6.1987 gün ve 2972 sayılı yazıyla ilkokul 3 'üncü sınıflara kaynak ve başvuru kitabı olarak tavsiye edilen Hayat Bilgisi kitabında "Ali Rıza Efendi 1893 yılı kasım ayında uldü" ifadesi yer alıyor. Mengüç Kırbaş ve Zeki Sırmatel tarafmdan yazılan kitap Kozan yayınları tarafmdan basıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı yayınları arasında yer alan Türk Büyükleri adlı kitapta ise "1871 'de Zübeyde Hanım ile evlenen Ali Rıza Efendi'nin henüz 50 yaslarında iken 1888 yılında ölmesi üzerine 78 yaslarında yetim kalan küçük Mustafa'nın büyütülmesi ve yetiştirilmesi büyük Türk kadını Zübeyde Hanıma düştü" seklinde bir ifade bulunuyor. Yeşiller Partisi Genel Başkan Yardımcısı istifa etti £' Didim'de Apollon tapınağı da hava kirliliğinden nasibini almış, giderek kararıyor. (Fotoğraf: Ümit Otan) maliyeti yüksek bir yöntem olduğunu vurgulayarak, "A>Tica taslann bu kadar yoğun etkilendigi bu hava kirliliğinin insanlar üzerine de büyiik etki yaptığı unutnlmamalıdır. En köklü çözüm hava kirliliğine karşı etkin önlemler almak, kirliliği azaltmak" diyor. Hava kirliliğinin antik kentler üzerinde yaratuğı etkiyi Anadolu'daki birçok antik kentte görmek olası. Beyaz kentler giderek kararmaya başlamış. Bunlara bir dönemde kâhinlerin yaşadığı ve geleceği öğrenmek isteyen kralların ugrak yeri olan Didim'deki Apollon tapınağı örnek olarak gösterilebilir. Tapınağın yan duvarları giderek kararmaya başlamış. Hemen girişte taşa oyulmuş bir Medusa başı dikkat çekiyor. Saçlan yılanlarla örülü bu mitolojik yaratığın başlıca niteliği korku saJmakmış. Bir bakışıyla canlılan taşa çevirirmiş. Mitolojide Zeus'la Danae'nin oğlu olan Perseus Hades başlığını giyerek görünmez olduktan sonra tanrılann verdiği bir orakla Medusa'run başını keser. Didim'deki Medusa yine görünmez bir tehJike ile karşı karşıya: Hava kirliliği. Ancak bu sefer ölüm aniden değil, yavaş yavaş geliyor. HAKAN KARA tZMtR Binlerce yıldır fırtınalara, sellere, depretnlere direnerek günümüze dek ulasmayı başaran antik yapılar, sanayiİeşme surecinde ortaya çıkan ve günümüzde çağın sorunu olarak kabul edilen "hava kirliligiae" yenik düştiı. Beyaz antik kentlerin rengi çeşitli gazlar ve asit yağmurlan nedeniyle hızla kararmaya başladı. Hava kirliliğinin daha etkili olduğu yerlerde ise dış yüzeyler giderek dökülüyor. Atina'daki Akropol'de inceleme yapan bilim adamlan, bu antik kentte son 20 yılda oluşan tahribatın, daha önceki 1500 yılbk tahribattan fazla olduğunu saptadılar. Tahribata en büyük neden olarak da hava kirliliği gösteriliyor. Türkiye'de bu konuda henüz sağlıklı bir araştırma yapılmarnakla birlikte, hava kirliliğinin tarihi eserler üzerindeki etkisinin gözle görulebildiğini belirten Dokuz Eyiül Üniversitesi Mirnarlık Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Orhan L'slu, "Daha detaylı bir araştırma vapıldığında kirliliğin larihi eserler üzerindeki etkisinin ne kadar büyıik olduğu orta>a çıkacakür" diyor. 20. yüzyüa gelinceye dek dünyada hava kirliliği gibi bir sorunun yaşanmadığını belirten Doç. Dr. Uslu, antik yapılann havadaki kükürt oksit ve karbon oksit ile reaksiyona girdiğıni, önce karardığıru, ardından giderek erimeye basladığjnı belirtiyor. Konuyla ilgili olarak bir araştırma yapan kimya mühendisi Türkan Yılmaz, antik yapılarda bozunmaya neden olan kirleticileri, "Kükürt dioksit, azot oksitler, organik asitler, asit yagmuru, karbon dioksit, t o z " olarak sıralıyor. Dünyanın kükürt dioksit emisyon yükünün yarısının orraan yangınlan, volkanik olaylar, organik maddelerin bozunması gibi doğal etkenlerle açığa çıktığı belirtiliyor. Insan faaliyetleri sonucu ortaya çıkan kükürt dioksit emisyonun yuzde 90'ının bizim de içinde bulunduğumuz kuzey yanm kürede oluştuğu öne sürülüyor. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Giiven Bskır ise hava kirliliğinin tarihi eserler üzerinde yarattığı etkiyi gidermek için bu eserlerin çeşitli sıvılarla kaplanması ya da kapalı mekânlara alınması gibi önlemler alındığını belirtiyor. Çevre Mühendisliği Bölümü'nden Doç. Dr. Orhan Uslu ise taşlan belli maddelerle kaplamanın ancak 1020 yıllık bir koruma sağlayabildiğini ve 18partiüyesinin ''yenidenyapılanma"ve''açıklık'' deklarasyonunun ardından Genel Başkan Yardımcısı Melih Ergen, Celal Ertuğ'u parti programını kavrayamamakla suçladı. Ertuğ ise ' 'Partiyi radikallere teslim etmeyeceğiz'' dedi. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Yeşiller Partisi'nde tartışmalar giderek yoğunlaşıyor. îzmir'de 18 parti üyesinin imzasıyla yayımlanan ve "yeniden yapılanma" çağrısıyla son bulan deklarasyonun ardından Yeşiller Partisi Genel Başkanı Celal Ertuğ tarafından yapılan açıklama tepki gördü. Daha önceki deklarasyona imza atan Izmirli Yeşiller, yeni bir deklarasyon hazırlamaya başladılar. Yeşiller Partisi Genel Başkan Yardımcısı Melih Ergen ise genel başkan yardımcılığı görevinden istifa ettiğini açıkladı. Melih Ergen, hazırladığı ve "yasakiamak yasakbr" sloganıyla biten açık mektupta, "Hiç kimse diger bir Idmseye 'bu partide senin yerin yok' diyemez. Bu, Ycşillerin genel şil glasnost tartışması çağıran Melih Ergen, genel başkan yardımcılığı görevinden istifa etmesinin nedenini açıklamadı. Yeşillerin Genel Başkanı Prof. Dr. Celal Ertuğ ise Anadolu Ajansı'nın konuya ilişkin sorulanru cevaplandınrken, "Radikallerie güç ve eylem birligine gidilmedigj" gerekçesiyle iki üyelerinin partiden ayrıldığını bildirerek, "Deklamsyonculuk, hizipçilik ve knlisçilik siyasal partileri için için kemircn, çokerten çagdışı olmuş bir bastaiıkur" dedi. anlayışıdır" diyerek parti Genel Başkanı CelaJ Ertuğ'u "parti programını kavrayamasuçladı. Yeşiller Partisi Genel Başkanı Celal Ertuğ'a yönelik sert eleştirilerin yer aldı|ı mektupta, "Parti içi platformlar dışında Utrbşmak, yeşillere ters düşen bir kavnundır" göruşüne karşı çıkan Melih Ergen, "Biz kapalı kapılar ardında kurulmadık ve çıkar partisi olmayacagız di)orsak, açıklıgın once kendi içimizde uygulamasuu ogrenmeliyiz" dedi. Böylece Yeşiller'de "perestroykaaüJt" tartışmasırun ardından "glasnost" tartışması başladı. Yeşiller Partisi'nin, Türk insanına yepyeni bir siyasi aiternatif oluşturmak üzere kurulduğunu ve radikallerle birleşmesinin söz konusu olamayacağını kaydeden Ertuğ, "Hiçbir yeşil literatürde ve ülkede, yeşillerle radikallerin biriesroesi söz konusu olmamıştır. Çonkü ber iki yapı birbirinden tamemen farkIıdır. Hazır kurulmtış bir partiyi radikallere Mektubunda, kendisine "Yeşilim" diyen teslim etmeve hiçbirimiz musaade etmeyeceherkesi ortak bir platfonnda biraraya gebneye ğiz" diye konuştu. 10 merkese otomatik 'cUo' ANKARA (ANKA) 10 merkez daha şehirlerarası ve milletlerarası tam otomatik telefon görüşmelerine açıldı. PTT Genel Müdürlüğü 'nden yapılan açıklamaya göre otomatik gö'rüşmeye açılan merkezJerle bağlı oldukları iller ve kod numaraları şöyle: Yeniköy (Bilecik 2292), Tepecik (Bursa 2544), Çukurköy (Denizli 62195), Sanayi (Denizli 6222), Hancalar (Denizli 62435), Suller (Denizli 6246), Ürkmez (Izmir 5462), Erenler (Rize 0574), Ünalan (Rize 0458), Hasandede (Ankara 4595). Macaristan Kundera'sı Gyorgu Konrad'ın kitapları 15 yıldır ülkesinde yayımlanamıyordu Gayri siyasi mültecilik LONDRA (AA) Ingiltere, bu ülkeye gelerek siyasi sığınma talebinde bulunan yüzlerce Türkün, siyasi mülteci oldukları yolunda yalan beyanda bulunduğunu bildirdi. Içişleri Bakanı Yardımcısı Tim Renton, geçen ay, Ingiltere'ye Türkiye den 1000 kişinin gelerek siyasi sığınma isteminde bulunduğunu ve hâlâ günde ortalama 50 kişinin ülkeye geldiğini söyledi. G.Kom'ad: \eraltmdan çıkan yazar NİLGÜN CERRAHOĞLU BUDAPEŞTE "Budapeşte'deki 'hava' nedir derseniz, bunu 'kasvetli bir coşku' olarak tanımlayabilirim. Evet son aylarda kente hâkim olan ruh hali bu. Tam bir iyiraserlik ve kötümserlik kanşımı bir atmosfer anlayacağınız." Bu sözlerin sahibi, Macaristan'm en önemli yazarlarından Gyorgn Konrad. Ülkesinin Milan Kundera'sı olarak tanımlanan Konrad ile yeşil Buda tepelerinde, genis bir bahçe içindeki evinde konuşuyoruz. Çalışma odasının biiyük penceresi, ağaçlıkh sokağm yeni açan baharlanna bakıyor. Kapının bir yanında Orta Avrupa evlerinin geleneksel porselen sobalanndan biri duruyor. Diğer tarafta da üstü kitaplarla dolu bir sedir ve bir iskemle. Pushkin, Böll, Checkov, Dostoyevski, Joyce ve Kundera adları, tıklun tıklım sıralanmış kitaplarm arasından hemen dikkati çekiyor. Hazırladığı çay tepsisini çalışma masasının üzerine bırakan Konrad, 40 yıllık sol dikta rejiminin kültürel yaşamda açtığı delikler, yarattığı kayıplardan başlayarak giriyor söze. "15 yıldır yalnız 'Samizdat' (yeralO yayın dünyası) olarak ya da dış ölkelerde basılıyordu yapıtlanm. Ülkenin resmi javımevleri için yoktum" diyor. Ve sansurün sona ermesiyle kitapçı vitrinlerinde yer ahnaya başlayan kitaplarından soz ederken "Şimdi de" diyor "talebi karşılayamıyonım. Her gün özel bir yayımcı yeni bir kitabımı basmak istiyor." Sistemin tümden değişmesini isteyen, Macaristan'm en "ilerici" siyasi grubu "özgür Demokratlar BirliğT'nin beyni olan Konrad ile söyleşimiz şöyle sürüyor: Macarislan'da demokrasiye geçiş sürecinin baş aktorlüğünu yapacak siyasi sınıfı nasıl lanımlıyorsunuz? KONRAD Macaristan'da henüz gerçek bir siyasi sınıf yok. Değişik muhaiefet gruplan içinde yer alan dostlar, önemli bir muhalefet rolü oynuyorlar. Fakat genelde entelektüellerden oluşan bu kiği bir demokrasiye varıp varamayacağımız henüz açık olan bir soru. Ama yolumuz bu. Varmak istediğimiz nokta da bu. Güney Avrupa dikta rejimleri, demokrasiye geçiş sureçlerini 70'li yıllarda yaşadılar. Doğu Bloku'ndaki orta Avrupa ülkeleri bu gecişi 90'h yıllarda yaşayacaklar. Herkes siyasi değisünden söz ediyor. Fakat ekonomik degişim ve ekoaomik krizi programına dabil eden mnhalefet grubu yok gibi? KONRAD Ekonomik programımız yok denemez. Fevkalade başarılı ve yetenekli iktisatçılanmız var. Fakat bunlann çoğu, sistemin içinde; teknik bakanlıklarda çalışıyorlar. Sistemle bir uzlaşmaya girmeden burokrasinin içinde kalıyorlar şimdilik. Biz önce siyasi sistenıi değiştinnek istiyoruz. Sistemi değiştirdikten sonra ekonomiye çekidüzen vermekten söz edebiliriz. Muhalefetteki aydınlarla yaptıgım konuşmalarda hep aynı çelişkiyle karşılastım. Macar aydınlan, Gorbaçov'nn perestroykası bakkında kötümserler. Ama Macaristan'm demokrasiye geçiş süreci hakkında da iyimserler. Bu sürecin basansı perestroykanın yazgısına baglı değil mi? KONRAD Gorbaçov deneyıne ilişkin çeşitli senaryolar öne sürülüyor. Bunlardan ilki Batı'nın coşkuyla desleklediği "mutlu son" yani başarı. Bir diğeri de Gorbaçov'un bu işi başaramayarak gücünü ve pozisyonu yitireceğini ileri süren muhafazakâr tez. Aslında gerçek bu iki ucun arasında bir yerlerde belirlenecek. Gorbaçov yerinde kalacak, fakat imparatorluğunun çeşitli guçleriyle bir dizi uzlaşmalar yapmak zorunda kalacak. Gerçek şu ki Rus toplumu, parlamenter ilişkilerle belirlenen bir düzenden çok hiyerarşik düzene ahşık. İkinci sorun da tabii milliyetler sorunu. Tüm bu nedenlerden ötürü, Sovyetler Birliği'nde durum Orta Avrupa'dan çok daha güç. Dolayısıyla Gorbaçov'un elde edeceği sonuçlar, burada bizim varabileceğimiz sonuçlardan çok daha nüanslı ve mutevazı olacak. İsveç Dostluk Derneği tstanbul Haber Servisi tsveç Dostluk Derneği ilk genel kurulunu yaptı. Türkiye ile tsveç arasında kültürel, sosyal ve iktisadi alanlarda alışverişin arttınlması amacına yönelik faaliyetlerde bulunacak olan derneğin başkanhğına Ishak Alaton seçildi. Dernek yönetim kurulunda ise Korel Göymen, Şahin Alpay, Yasemin A vsar, Yohm Vesterlund, önel Akdik ve Hasan Gürak görev aldtlar. Gyorgtı Konrad, Güney Avrupa dikta rejimlerirnn demokraaye 70'li yıllarda geçökferini, Ooğu Btoku'nun ise bu süreci 9O'lı yıllarda yaşayacaklarını söylüyor. şilerin çoğu, zamanlarının büyük bir kıs nn bir kısmı istemeye istemeye de olsa likier varsa. Üstelik bir de Doğu Avrumını ya da yaşamlanm politikaya ada politikacı olacak. Fakat ben aydın ve po pa'nın deneyimlerinden geçmişseniz hiç maya hazır ya da istekli değil. Komünist litikacı rollerinin kolay kolay birleştiri kolay bir şey değil bu. partinin "fnll time" memur politikacı lebileceğine inanmıyorum. Ama Sovyetler askeri birlikkri çckları karşısında bir dezavantaj bu. Sözünii ettiğiniz aydın muhalifler mek konusunda bir jest yapâ. Evet bu dikkati çekiyor. Macaris den çogunu gördüm. Ünlü film yonetmeKONRAD Birliklerin yüzde 20'sini tan'da muhalefet yanuz aydınlardan olu ni Mjklos Jancso, mimar Ryke Lazlo gi çekmek söz konusu olan. Gerisi hâlâ buşııyor. Polonya'dan bu açıdan önemli bir bi. Bu aydınlar bana Macaristan'daki rada. önemli bir niteliksel adım değil bu. fark içinde olduğunuzu soyleyebilir mi toplam muhalefetin 40.000 kisiyi geçme Üstelik Batı, 'Macaristan'ın Varşova Paktı'ndan çıkmasını istemediğini' söyyiz. "Dayamşma" kitleleri harekete ge yecegjni söylediler. KONRAD Bu hiç de fena bir rakam leyerek komünistlerin ekmeğine yağ süçiren bir güçtü. rüyor. Gerçekleştirilen reformları geredeğil. Zoraki polıtika kenden de daha hızlı bulduğunu, yavaş. Yani iyimser misiniz? KONRAD Budapeşte'de bugün hâ lamamız gerektiğini söyleyerek komünist KONRAD Orada da durum aynı. Geremek kim? Bir tarihçi. Misrek kim? kim olan havayı 'kasvetli bir coşku' ola politikacılara destek veriyor. Macar modelinin adı ne olacak? O da bir tarihçi. Belki şimdi daha çok po rak tanımlayabilirim. Tam bir iyimserlitikayla yaşıyor. Fakat onlar da Daya lik ve kötümserlik karışımı bir atmosfer Batı tipi demokrasi mi? nışma'nın ilk zamanlarında bizim duru anlayacağınız. Ülkenin tüm ekonomik ve mumuzdaydı. Uzun komünist diktatör siyasi sistemini, yapısını baştan aşağı de 9O'lı yıilarda demokrasi lüğünün kacınılmaz sonucu bu. Yeni bir ğiştirmek kolay bir iş değil. Hele hâlâ ayKONRAD Evet, Batı tipi demoksiyasi sınıfın yetişmesi için zaman gere nı insanlarla, aynı askeri paktın içindey rasi yolunda yurüyoruz biz. Tabii istikkecek Belki bir süre içinde bu aydınla seniz ve ülkenizde hâlâ aynı askeri bir rarlı ve tüm özgürlüklerin garantilendi Radyusyonlu çay topİantm RİZE (AA) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafmdan yakılarak yok edUebilecekleri açıklanan yaklaşık 58 bin ton radyasyonlu çayla ilgili olarak gelecek hafta fabrikalann bulunduğu illerde birer toplantı yapılacak. Rize Belediye Başkanı Memiş Ali Usta, çaylarm yakılmasına başlanmadan önce TAEK, ÇayKur ve valilik tarafmdan ortaklaşa bir loplantımn yapılacağını öğrendiğini belirtti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear