Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER tşte "Köküne dönüş" olayının başhca "aydınlatıcüar"ı bunlar... Politika, diplomasi, her tttrlü istihbarat işleriyle çok sıkı bir bagMklan var; hatta çok kişinin camnı da yakmış kimseler... Mahut "kampanya"ya bilimsel açıdan (yani dil, edebiyat, halkbilim, etnografya vb. açılardan) "ışık tutan" en büyük uzmanlar, bunlar!.. Şimdi bunlara bir de tarihçi Petrov denilen bir adam katümıstır. Son yülara gelinceye dek bizde yapılan birçok toplantı, sempozyum ve kongreye katılmış olan bu kimselerin, hiç değilse bundan böyle, Türkiye'ye ayak basmalanna kesinlikle olanak vennemelidir. Bu yapılırsa, Bulgaristan'daki birçok Türk moral bakımından, birazcık tatmin olurlar. dilim" yöntemiyie hiçbir yere vanlamayacağı bilinmelidir. Bunca yıllık deneyimlerden sonra Bulgarlara kesinlikle inanmamak gerektiğini anlamaüyu. Son zamanda, yalnızca bölünmüş ailelerden söz edilmesi, Bulgaristan Türklerini hayli üzüyor. Siyasal partilerimizin bu sorunla ilgili hiçbir şey söylememeleri, suskun kalmalan hüzün ve esef verici bir durumdur. Bulgarlar, sorunla ilgili görüşmeler yapılıyor görüntüsü vererek, ancak zaman kazanmak istiyorlar. Böylece, sözde insan haklan konusunda Batı karşısında yüzlerini ak etmek, düzeni bozuk ekonotnilerine Baüdan destek ve kaynak koparmak sevdasındalar. Bulgaristan Türklerine moral venci Türkiye, Ankara ve tstanbul kısa ve orta dalga radyo yayınlannı, Bulgarlar çok güçlü parazitlerle bozuyorlar. Bu alanda gereken önlemler alınırsa, radyo yayınlarımız orada daha net biçimde izlenebihr. özellikle tstanbul radyosunun cumartesi ve pazartesi günleri yayımlanan "Ülkemizden yörernizden'* programlannda dil, edebiyat, tarih, gelenek ve görenekler, halkbilim ve etnografya ile ilgih konular artarak çeşitlendirilir, tekrar tekrar yayımlanırsa daha yararb ve etkili olabüir. Hele bu konulardaki programlar, Batıya yönelik yayınlarda da tekrarlanırsa, daha da iyi olur; çünkü Bulgaristan Türkleri Batı yayınlannı da dinlemeye çahîiyorlar. Bulgarlann asılsız iddialannı çuruten bilimsel yayınlara gereksinme var. Şimdiki yayınlar yetersiz, sayıca azdır. Bunlan küçümsememek gerekir. lKi'nin bugünedek Bulgaristan Türkleri konusunda bir tek açıkoturum düzenlememiş olması, düşündürücü olduğu denli, dinieyiciler üzerinde olumsuz etkiler yapıyor. Şaşüacak bir şey: Güney Kıbns Rum yönetimi, Kıbnsh Rum gençleri "Türkçe öğrensinler ve köküne dönüş kampanyasını yerinde görsünler!" diye Sofya'ya gönderiyormuş!.. Bir grup genç artık geri dönmüş, şimdi gelen yeni gruptaki gençlerin daha "yetenekli" olduklan sanılıyormuş... Yakın bir gelecekte Yunanistan'da, daha uzak bir gelecekte de Kıbns'ta "bu usul"ün uygulanması hazırhklan yapıldığını anlamak için, çok ileri göruşlü olmak gerekmez herhalde. Batı Trakya'dan gelmeye başlayan sesler bunun kara habercisi değil mi acaba?.. 23 MA YIS 1989 Bulgaristan Türklerinin SonDnrmnu Bulgarların asıl amacı, asimilasyon yoluyla kendilerine hayatiyet (canhhk, dirimsellik) kazandırmak; bir de ülkelerine kara işçi (hamal) sağlamak; çünkü Bulgaristan 'da artık nüfus artışı yok. Öte yandan Bulgarlar artık çalışma yeteneklerini de yitirmiş durumda... Yerli Türklerse, her işe koyulabiliyorlar. Bulgarlar, şimdi yalnızca yönetici olarak kalmayı sürdürmek istiyorlar. îşte olayın püf noktası budur. TÜRKER ACAROĞLU Emekli Derleme Müdürü PENCERE Polis, Öğretmen ve Memuran Adı Yok... Ekmekçi'nin pazar günkü yazısında okudum: "Almanya'nın Dussekk>rf kentinde 1 Mee/ts gösterHerinl, Alman Sencükalar Bktği (DGB) düzenlemiş. DGB adma Aknan Polis Sendikası Başkanı Hermann Lutz, bir konuşma yaparak çalışanlann 1 Mayıs bayramlannı kutiamıs. Yürüyüşe de kabimış. Dilşat, eşi HalH, oğullan Banş, birlikte yurumüşier polisterie. Beş yaşmdakt Banş, annesine şöyle demiş: Anne, burada polisler insanı tutup götürmüyoriar, bizimle birlikte yurüyorlar!" 1 Mayıs günü Türkiye'de polis, göstericilerin üstüne hedef gözeterek ateş ediyor; Batı Almanya'da polis, gostericileıie birlikte yürüyor. "DemokrasJnin neresindeyiz" diye soranlara elle tutulur bir yanıt... Geçenlerde bu köseye İsveç Polis Sendikası Başkarn'nın Türkiye'ye yönelik bir konuşmasını aktarmıştım: "Sendikal örgütfenme, temel insan haklan ve özgüriükleri arasındadır. Polislerden kendilerinin sahip olmadıklan insan haklan ve temel özgüriüklerini korumalannı istemek, bizi gayri ciddi bir durum karşısında btrakııf' Sorunun püf noktası buradadır. • Polis, sendikasız Türkiye'de... Öğretmenler sendikasız... Memurlar sendikasız... Eger bir "çalışan" sendikasız ise demokratik "k$mttk"ren yoksun demektir. Ülkemizde işçilerin sendikalasması 27 Mayıs devTimiyle gerçekleşebildi. Ne var ki emekçinin kendi konumunun bilindne varabilmesi için yıllar gerekti. 12 Eylül faşizmi bu bilinci ezmek ve yok etmek için elinden geleni ardına koymadı; DİSK'in kapısına kilrt vurdu, mallanna el koydu, işçi önderlerini işkence tumikesinden geçirdi; ama on yıl sonra Türkiye'de işçi, dünyada eşi görulmemiş yontemlerte hatdannıtoplucasavvınmaya yoneidi; daha başka deyişle işçi, kimli^ini kanıtladı, vartığını duyurdu; ama bugün Türkiye'de ögretmenin ve memurun adı yoktur. Demokrasi bir kimlik sorunudur. ögretmenin kimliği yok... Memurun yok... Polisin yok... "Polis dev/eö"nde polisin kimliği olmaz; emniyet örgutü siyasal iktidarın özel koruma birliğine dönüşür; efendilerine yaranmak için öne atılan eyyamcı polisler arasında yarış baslar. Geçmişte polis topluluğunda sivrilenlerin dökümü yapıldığında, çoğunun zamanın siyasal itctidartarına yakınltğıyla ünlendiği görülür. Çağdaş polis, polis devletindeki polis değildir. Bizim polisimize de insan haklan ve temel özgürlükler gerekiyor. • Yanm milyona yakın öğretmen var Türkiye'de... Ama ögretmenin adı yok... Toplumda yeri yok... Cumhuriyetin kuruluşunda ögretmenin kimliği vardı; çünkü Atatürk devriminin ilketerini ve kültürünü ülkede yaymak gorevini öğretmenler üstlenmişlerdi. Ülkü çağıydı o dönem... Devtetin kuruluşunda tarihsel işlev üsttenen ögretmenin toplumda saygınlık kazanması kadar doğal bir şey olabilir mi? Çok partili rejime geçtikten sonra Kemalist öğretmen sakıncalı bir kişi ya da düşman sayılmış; tutucu siyasal iktidarlaria toplumun gerici çevreleri arasında soluksuz kalmış; çok partili rejim demokrasiye dönüşemediği için sendikal örgütlenme yasaklarında boğulmuştur. Bugün yanm miryona yakın öğretmen her bakımdan ezikjir. Türkiye'de demokrasi isteniyorsa, polisin, ögretmenin, memurun sendikal özgüriükJerine kavuşması gerekir; daha işçilerin bile bu alanda haklan kısrtlıdır. * • Gerçek amaçlan Bulgarların asıl amaa, asimilasyon yoluyla kendilerine hayatiyet (canhlık, dirimsellik) kazandırViyana'da imzalanan AGİK (Avrupa GOvenlik ve "icazetli" olarak Hıristiyanlık Kızübaşlık kan mak; bir de ülkelerine kara işçi (hamal) sağlamak; tşbiriiği Konferansı) 3. tzleme Toplantısı'nıu kapanış şımı yepyeni bir Müslümanlık çıkacak ortaya! Ni çünkü Bulgaristan'da artık nüfus artışı yok. ö t e bdgesinde, Bulgarislan'dakı Müslüman Türk azm tekim, şimdi başmüftülük bir de küçük dergi çıkar yandan Bulgarlar artık çalışma yeteneklerini de yilıgının temel hak ve özgürlüklerinin iadesi ve k o maya başlamış. Tabii, bu da gostermelik; bunun da tirmiş durumda... Yerli Türklerse, her işe koyularanmasına yönelik maddeler bulundugu halde, çe "asimilasyon ve tslamdan uzaklaştırma propagan biüyoriar. Bulgarlar, şimdi yalnızca yönetici olarak şitli kaynaklardan aldığımız haber ve bilgilere gö dası"ndan başka bir sey olacagını bekJemek safük kalmayı sürdürmek istiyorlar. tşte olayın püf nokre, komünist Bulgar yönetimi hâlâ Türk varhğuu tır. Dinle ilgili terimler, daha şimdiden Türkçeden tası budur. inkâr ediyor, hâlâ daha tarihsel Türk yapıtlannı, uzaklaştırüıp yerli resmi dille (Bulgarca olarak) öğJtiraf edelim ki, son beş yxl onlann hesabına akıp camileri ve hisarlan yıkıyor ya da kiüseye çeviriyor! retilmeye başlarnış bile... gitti. Biz hiçbir şey yapamadık. Onlarsa, BulgarisBulgaristan'da Müslüman Türklere yönelik yo tan'daki Müslüman Tttrk çocuklannın ve şuraya buBu konudaki Türk Bulgar ikili görüşmeleri, yabancılara: "Ijte, biz bu sorunu görfisüyonız!" di ğun konferanslar veriliyor. Sözde "köküne dönüş!" raya yükselmek istevenlerin beyinlerini yıkamayı yebilmek için yapılmaktadır. Oysa, durumda hiç olayını her yönüyle aydınlatryorlar!.. Güya, Bulga sürdürüyorlar. Bu adamlara çok şeyler vaat edilibir değişiklik yok: Türk azınlık okullan, camiler, ristan Türkleri aslında Bulgarmış da Osmanlılar on yor. tlkokullardan başlayarak yüksek okullara vaTürkçe yayın yapan gazete ve dergüer kapalı. Dil, Un zorla Müslüman ve Türk yapmıslar?.. Oysa ken nncaya dek, Türk çocuklan üzerinde çok yönlü ve din, gelenek ve görenekler yasak! Türk, Türkçe, di tarihçileri bile bunun aksini ispat ediyorlar. Bu yoğun bir "Bulgarla benzeşme" propagandası yüTürk tarihi vb. gibi sözctlldere Bulgarların alerjisi nun en son örneği, Prof. S.S. Bobçev'den çevirdi rütülüyor. Yöntemleri, hiçbir yasa ya da ilke tanıvar; bunlan hiç duymak istemiyorlar. Kendi bilim guniz "Deliorman Türklerinin kökeni" başlıklı araş mıyor. Amaca varabilmek için her yolu deniyor, her adamları bile bunlan kullanmaktan çekiniyorlar. ürmadır (bak: "Belleten", cilt III, sayı 203, Agus şeyi "mübah" sayıyorlar. tos 1988, SS. 697715). Prof. Bobçev, bu değerli inSofya'ya yeni bir başmüftu atamışlar: Adını NeŞimdi Bulgaristan Türkleri arasında göcmenlik celemesinde, genel olarak Rumeli Türklerinin, özeldü Gencev koymuşlar, eski Türk tslam adı Neiçin söylentiler duyuluyormuş: ancak birkaç yüz ailikle Deliorman Türklerinin Anadolu'dan göç eden dim imiş. Bu adam ilkin polis okulunda, daha sonra leyi kapsamına alacak, çok sınırlı bir göcmenlik: Osmanlılann tonınlan olduğunu ispatlamıştır. hukuk fakültesinde okumuş. Şumnu'ya emniyet göana baba, kan koca, çociık gibi bolünmttş ailelcr... revlisi olarak atanmı<f, sonra iki yıl kadar Kırca Sofya Oniversitesi'ne bağh Türk dili ve edebiya Bu durum karşısında, Bulgaristan Türkleri umutAli raüftüsü olmu$. tşte bu iki yıl içinde Müslüman ü enstitüsü, bilimsel olmaktan çok, politik bir ku suzluğa düşüyor, bize inançlannı da yitiriyorlar. Bellıfı "öğrenmiş", sonra da Suriye've "doktora" yap nıluş olarak kullanılmaktadır. Başında bulunan ki bilimsel kurjmlanmızın, kitle haberleşme araçmaJc üzere gönderilmiş. Belki de kendisine göster Doç. Emil Boev, Gagauz'dan dönme yeni bir Hı lanmızın, partilerimizin, hükümetimizin bu sorunmelik bir "otorite doktorası" alınmış. Demek olu ristiyan Bulgar; asistanı Vera Samarcieva ise ls da daha faal ve yoğun girişimlerde bulunmalan yeyor ki, bundan böyle Bulgarislan'da Suriye'den tanbullu bir Hıristiyan Ermeni, eski yurttaşımız... rinde ve yararh olur. Sorunun çözurnü için "dilim HESAPLAgMA BURHANARPAD PAŞABAHÇE CAM SANAYÜ A.Ş.'DEN T4SARRUF SAHtPLERtVE DUYURUDUR Şiıketimiziıı yıllık faiz ödetneli brüt %12 sabit fiuzü TDCİ tertip tahvilkri 29.05.1989 tarihioden itibaren Camiş Menkul Dejerler A.Ş!nin Barbaros Bulvan N a 125 Camfaan, BalmumcuBeşiktav'lSTANBUL adresindeki merkezinde sauşa sunuUcaktır. lşbu tafavillerio halka arzı Sermaye Piyasaa Kunıhı'nun 03.05.1989 tarih ve 45/W sayılı iznine dayanmaitadır Ancak bu izm, tahvüierimizin ve onaihğımızııı kunıl veya kainuca tekeffala anlamına gehnez. Orukhgın a) Ticaret Unvanı Pasabahçe Cam Sanayii A.Ş. b) Merkez Adresi Inârköy, Sahip Molla Cd. N a 56 Beykoz/lSTANBUL c) Esas Sermaycsi 13.000.000.000, TL. ödenmis Sermayesi 10XXW.000.000: TL. Züccaciye ve diger cam ejya Oretimi ve d) Faaliyet Konusu satısı. e) Sürcsi Süresizdir. 2. Tahvillerin satısından sağlanacak fon, isletme wrrmayesi ibtiyacının karşılanmasıoda ve yatınmlann fınansmanında kullanılacaktır. 3. tzahname 17.05.1989 tarih ve 2275 sayılı TTicaret Skâli Gazetesi'nde yaymlanmtş olup sirketinuz ile Camiş Menkul Degerler A.Ş!nin yukanda adresİeri belııtilen merkezlerinde incelemeye açık tutulacaktır. 4. Çıkanlacak Tahvillerin: a) lübari Kıymetleri Tutan ve Tertibi: 1.500.000.000ı TL. 7. terüp. b) KupOrler ttibariyle Dagılımı: KUPÜB ADCT T t n A B (TL) OSMAN MEHMET ÖNSOY 195422 Mayu 1980 9 yıl önce inancını ve insanlık onurunu korudu, öldü. Hep biamle birlikte BABASI MEHMET ÖNSOY Savarona ve Ötesi Basından iki haber: Savarona yatı kiraya verildi. inönü Stadyum'u büyütülecek. Haberlerin ayrıntıları şöyle: Atatürk'ün hastalığında kaldığı Savarona yatı yılda 200 milyon liradan kırk dokuz yıllığına Karadenizli bir armatöre kiraya verildi. ANAP'çılar ilginç ve karma bir örgüt. Kimi konulara karmaşık bir görüntü verseler de, ülke ekonomisinın gidişinde kesin bir tutumlan var. Yabancı para babalarının çıkarını sonuna kadar sağlamak ve savunmak. Bunu yapıyorlar da. El altından ya da göz göre göre! Bunu yaparken liberal ekonomı, özelleşme sözleri sık sık kullanılıyor. Sümerbank, Etibank, Tekel tesisleri ve şu anda hemen aklıma gelmeyen daha nice KİT kuruluşları. Cumhuriyetin ilk yıllarından başlayarak bin engel ve zorluğun üstesinden gelerek gerçekleştırılmış fabrikalar, tesisler, kurumlar! Savarona yatı nedense hep tedirginlik vermiştir kimilerine. Oysa Atatürk ve devrimine bağlı kalanlar için Savarona, degerii bir simgedir. Bu satırları yazarken Norveç'in başkentı Oslo'da bir pazar günü gördüğüm deniz müzesi aklıma geldi. Puslu ve yağışlı bir pazardı. Amundsen'in bir yılbaşı gecesi kaldığı ve sabaha sağçtkmadığı gemi müzeyi, sevinçle, övünçle gezdirdiler. Norveçliler . için Amundsen'in gemimüzesi böylesine önem taşıyordu. Ya Savarona! Amundsen, kuzeyii bir gezgindi. Kimi yeni topraklar bulmuştu. Dünya kültürüne katkılan vardı. Atatürk, her şeyini yitirmiş on milyon insanı toparlamış ve yığtnı millet yapmıştı. Savarona, sıradan bir yatın adı değildir. Savarona, yok edilmiş Türkiye toplumunu yeni bastan kurmuş, yaratmış Atatürk'ün simgesidir. Savarona elli yılı askın bir süre oradan oraya dolaşıp eğitim için kullanıldı. Kanlıca koyunda ya da Gölcük tersanesınde yıllar geçirdi. Sonunda kırk dokuz yıl için bir armatöre verildi. Armator bu işi babasının hayrına yapmaz elbette. Turistik geziler için kullanacak ve bir süre sonra yaşlı teknenin çürüklüğünü ileri sürerek anlaşmayı bozmaya gidecektir. Böylece Atatürk'ten bir parça daha yitirilecektir. Sessizce. Atatürk'le ilgili ne kalmışsa kısa sürede yok edip milletlerarası para babaları örgütüne teslim etme ihanetini gerçekleştirme çabasındadırlar. Oysa Savarona'yı yok etmek için tek bir yol vardır. Atatürk'ün yatını şımarık yabancı turistlerin eğlence ve kumar gemısi olarak kullanmak. Birkaç yıl sonra Savarona nasıl olsa yaşlanacaktır, çürümeye başlayacaktır. Kbnu böylece çözümlenmiş olur. Kimse bir şey diyemez. Çurümege yüz tutmuş olan Savarona hurdacıya verilir. Kilo hesabıyla şu kadar Amerikan Dolan alınır. Bundan iyisi can sağlığı! Yineleyelim. Atatürk'ün yaşamında özel bir yeri olan yat, şımarık turistlerin eğlence gemisi diye kullanılamaz. Savarona'nın yeri Dolmabahce Sarayı'nın rıhtımıdır. Büyük dış kapısının iki yanındayağız Mehmetçiklerin nöbettuttuğu Dolmabahce Sarayı. Tophane'den Bebek koyuna uzanan bu kıyı şeridı, Sinan'dan Balyan kardeşlere camiler, saray ve saraycıklaria süsJüdür. 10 Kasım 1938 günü saat dokuzu beş geçe yaşama gözlerini kapayan büyük devrimci Atatürk'ün tarihle yüklü yanı! Ya şimdi. Şimdi ne yapmak istiyorlar? Dolmabahce Sarayı'nın ense kökünde gökdelen otel, kırk yıl önce yapılmış bir günahı yenilemek istercesine o çirkin stadyumu 30 bin seyircı daha alabilecek kadar büyütmek, devleştinmek. Sonra yıne gokdelenler. İşte böyle! Bundan ötesi 'lafu güzaf... tstanbul Üniversitesi tşletme Fakültesi ÎŞLETME İKTtSADI ENSTÎTÜSÜ'nden Çeşitli Eğitim Programlanna Aday Öğrenci Kaydı Başlamıştır YÖNETtCtLİK ÇAĞINDA YAŞIYORUZ; diplomanız basan için yeterli değUdir. Artık, 21. yüzyüın koşullarma göre eğitim görme zorunluluğu vaYdır. Ülkemizde, bu konudaki ihtiyacınızı en iyi sekilde "Yönetlcflik tpdmİDde 35 yıllık dencyimi" olan tŞLETME tKTİSAOt ENSTÎTUSÜ"nün asağıdaki programlanndan en az birine katılarak sağlayabilirsiniz: I GENEL İŞLETMECtLtK PROGRAMLARI: 1 tŞLFTMECtLıK İHTİSAS PROGRAMI (Türkçe öğretim >apan gündüz ve gece bölümleri vardır.) 2 IŞLETME İDARESt PROGRAMI (Yatılı, en az 5 yıllık pratik deneyim, 6 hafta süreli) D ÖZEL İŞLETMECtLtK PROGRAMLARI: (Bn programlânn tngilizce ve Türkçe diUerinde 1 «kademik yıl söreyle öSretim yapan gunduz ve gece bölümleri vardır.) 5 ULUSLARARASI tŞLETMECtLİK tHTİSAS PROGRAMI, 4 TURİZM İŞLETMECtLtGt tHTİSAS PROGRAMI, 5 tNŞAAT tŞLETMECTİİGt tHTİSAS PROGRAMI, 6 DENtZ tŞLETMECtlİGt tHTİSAS PROGRAMI, 7 HASTANE ve SACLIK KURULUŞLARI YÖNETİMİ İHTİSASPROGRAMr, « GtRİŞtMCtLİK ve KÜÇÜK tŞLETMELER YÖNETTMt tHTtSAS PROGRAMI, 9 FİNANSAL KURULUŞLAR YÖNETtMİ tHTtSAS PROGRAMI, (Banka, Sigorta, Borsa, Sermaye Pivasası vbg.) lft EGtTİM YÖNETtMt tHTtSAS PROGRAMI, (Okul Müdürleri, îşletmelerin Eğitim Müdürleri vbg.) DI UZMANLK PROGRAMLARI 11 ORTA KADEME YÖNETİCtLIK PROGRAMI, (önlisans ve 2 Yühk Meslek Yüksekokullan için) 12 ÖZEL UZMANLK PROGRAMLARI (Lise ve Dengi Meslek Mezunlan için; Turizm, Pazarlama ve Reklamcılık, Muhasebe, Ticaret, Personel, Sekreterlik) IV İNGtLtZ DtLt KURSLARI 13 tngjliz dilinde öfavttm yapan progrmmlanımza bazniajan 1 akademilf yıl sürelı ıngilizce kurslanmız vardır. 1 thtisas programlanna katılabilmek için en az 4 yülık bir yüksek Öğretim kurumundan, Orta Kademe Yöneticilik Programlanna kaalabilmek için önlisans ve 2 yıM Meslek Yüksek Okullanndan, özel Uzmanlık Programlanna katılabilmek için de Lise ve Dengia Okullanndan mezun olmak gerekir. (1989 Güz döneminde mezun olacaklar da aday kaydı yaptırabüirler.) 2 Aday kaydı 21 Temmuz 1989 günü akşamı sona erecek, seçim sınavı günü sonradan bildirilmek üzere Eylül'de yapüacakur. 3 Aday kaydı için; 2 fotoğraf ve mezuniyet ya da son sınıfta bulunduğuna ilişkin belge gerekir. Daha fazla bflgi için: l.Ü. tşletme Fakültesi Işletme Iktisadı Enstitüsü RumelihisarüstüİSTANBUL Telf: 165 97 50/266 165 97 61 165 98 91 Basın: 23118 100.000 500.000 10JX».000 1.500 300 120 150.000.000 150.000.000 1200.000.000 1.920 IJOO.000.000 c) Saus Sdresinin : Baslangıç Tarihi : 29.05.1989 Bitis Tarihi : 07.06.1989 d) Erken Odcmeye fliskin Esas ve Şartlar : Erken paraya çevirroe taahhadO yoktur. e) Tahvillerin Yılhk Faiz Oranı ve Faiz öd. Tarihi: lamamı hamUine yazüı tabviUer, brut 7*72 sabit faizli olup faizier her yıl 7 haziıan tarihlerinde ödenecektir. 0 Tahviller İS milyar TL. nominal değerde olup tamamı hamiline yazıhdır. g) Satıj Fiyatı : Çıkanlacak tahviller nominaj degerindcn satıİAcaktıı. h) TahviBer 2 yıl vadelidir. 2'nd yılın sonunda bir defada itfa edilecektir. i) ödemesiz Dönem Süresi : 2 yüdır. 5. lahvillerin Odeme Planı: VAPE ANAPARA (Tt) FAİZ (TL) TOPLAM (TL) 07.06.1990 07^)6.1991 1.500,000.000 1.080.000.000 1.080.000.000 1.080.000.000 2.58O.O0O.OO0 Bir ülke düşünün ki polisi, öğretmeni, memuru, işçisi demokratik haklarından yoksundur. Peki, demokrasi nasıl isleyecek? Örgütsüz demokrasi olur mu? Örgütsuz bireyin gücü nedir? Yığınsal kalabatıklardan oluşan bir toplum her tür baskıya, diktaya açıkür. Sosyal demokrasiyi bir yana bıraktık, ülkemizde demokrasinin siyasalı da yok. 1.500.000.000 2.160.000.000 3.660.000.000 6. Anapara ve faiz ödemderi vadelermde Camis Menkul Deterler A4.'nin merkezinde yapılacaktır. 7. Tahvfllerin anapara ve faiz ödemderini taahhüt eden Irisi veya korum yoktur. 8. Tahviller, Camiş Menkul Degerler AŞnin Barbaros Buhvan N a 125 Camhan, BalmumcuBeşiktas/İSTANBUL adresindeki merkezinde bu kurulusun aracılıjı ile satılacaktır. w ^ X Ecebar busezonu 28 Mayıs Pazar Günü Ekim de buluşmak üzere bitiriyor. tLAN BANDIRMA SULH CEZA MAHKEMESt 25.6.1988 tarihinde Gıda Maddeleri Tüzüğü'ne muhalefet suçundan sanık Kaptan Ustaalioğlu hakkında mahkememizde açılan kamu davasının yapılan açık yargılaması sonunda: Mahkememizin 19.12.1988 gün ve 1988/1721 esas, 1988/2111 karar sayüı ilamı kesinleşmiş bulunmakla, sarugın Gıda Maddeleri TQzüğü'ne muhalefet suçunu islediği sabit olduğundan, eylemine uyan TCK. 398, 396 maddeleri uyannca 6 ay hapis ve 10.000 TL ağır para cezası ile cezalandınlmasına, 647 sayib yasanın 4/1. maddesi uyannca hapis cezasının paraya çevrüterek TCK'nın 72. maddesi uyannca birleştirilerek neticeten 64.000.TL. ağır para cezası ile cezalandınlmasına. TCK. 2891 s. yasa ile değişik 402/1. maddesi uyannca sanığın hapis cezası müddetine müsavi olarak cürme vasıta kılınan meslek ve sanatının ve ticaretinin verilen süresince tatüine. Fiilin işlenis şekline göre 14 gün süre ile işyerinin kapatılmasına karar verildi. tlan olunur. Basın: 23490 MASTER OF ARTS IN TEACHING ENGLISH AS A FOREIGN LANGUAGE Bilkent University invites applications for its M.A. JEFL program. Program is Fulbright and USIS supported vvith all American Teachers and rich opportunities. Turtion is not charged to current university instructors and research assistants. Tîiis isatuH time program offrıreesemesters. Application Deadline : June 5 1989 Dr. John Aydelott Applicatlon Place (P.K. 8 Mattepe, Ankara) (4) 266 40 40 ext. 1561 I Telephone or Mrs. Nevln Inal (USIS) (4) 128 31 35 SEÇKİN BİR EĞİTİM KURUMU GÜVENCESİNDE BİLKENT UNIVERSITY ECEBAR'DA BU GECE DOSTLARIM I ZLA BARDA AYDIN BOYSAN, AYŞİM ALPMAN ^ ^ ™ AYŞE KARABECE 16 8 6 6 6 0 16 8 6 6 6 1 TATİLE GİDERKEN KALBİNİZİ KONTROL ETTİRİNİZ TÜRK KALP VAKFI 175 12 44/45148 58 66 373 69 57 ICIOK DOni tunıptokı<e ktısetplcnk İNGİLTERE'DE YAZ OKULLARI TENİS OKULU Cazip şartlariüizı e i r n l ı . GUNDE DEGIL; HAFTADA DEĞİL; AYDA 15 BİN LİRA TAKSİTLE; BONOSUZ, TAAHHÜTSÜZ, herhangi bir bağlayıcı ödeme zorunluğu yerine HER TÜRLÜ ÖDEME KOLAYL1KLARI ve 6 ayda öğretip İŞE YERLEŞTİRME GARANTİSİYLE: Hem Hem Mekanik ve Elektrikli Daktilografi; de Elektronik ve adım adım kovakıdı MAJOR PLAKÇILIK Tel 5125832 İstanbul TEŞEKKÜR Biricik kızımız BİLGE'mizin hastahğını zamanında teşhis ve tedavi eden, çok kıymetli T.C. AKYAZI SULH ÇEZA MAHKEMESİ HÜKÜMÖZETt Esas No: 1988/708 Karar No: 1989/102 Akyazı Kınlcıkorman köyü Baser A.Ş. Un Fabrikası'nda görevli olan sanık TSE standartlanna uygun olmayan nitelikte un imal ettiği, unun da umumun sıhhati için tehlike arz ettiğinden dolayı sanık Cevdet Yavuztürk'ün yapılan açık yargılaması sırasında: Sanık Cevdet Yavuztürk'ün Akyazı Kızılcıkonnan köyü, Baser A.Ş. Un Fabrikası'nda lsletrne Müdürü olup mahkememezin yukandaki esas ve karar numaralan yazüı karan ile TCK 396. 647 sayılı kanunun 4/1. TCK'nun 72. maddeleri gereğince NETİCETEN 32.000 TL. ağır para cezası ile cezalandınlmasına, 7 gün süre ile işyerinin kapatılmasına, 3 ay süre ile failin cürme vasıta kıldıgı Akyazı Kızılcıkorman köyü Baser A.Ş. Un Fabrikası'ndan dolayı meslek ve sanatın ve ticaretin tatüine karar veriUi. I7.4.I989 Basın: 23481 TEPUM T«l: 1If 1» 55 15C İS 5< Jin. Op. Dr. LANGUAGE CEISITRE , dm\ SM. f TtsvlllVtİSTANIUl BİLGİSAYARLA DAKTİLOGRAFİ: HAYRETTİN ERÇAIJK'a minnettarız. ŞÜKRANNECATİ KURTARAN TURİZM ARAŞTIRMACISI Turizm dergisi için istanbul ve çevresinde turistik çevrelerle ilişkiaraştırma yapacak yabancı dil bilen, yüksek öğrenimli elemanlar. 149 45 55 Nüfus kâğıdımı kaybettim. Hukumsüzdur. MUHARREM BADI MPIW<7I Karlılrıy H'şıHaş Şışh AMPİVON OZEL DAKTILO SEKRETER VE BIU3ISAYAR KURSLARI sogili hocamız Sayın ARMAN MANUKYAN'ın 30. yıl Aynca: Bilgisayarla Muhasebe; kokteylinde sizi de aramızda görmekten mutlu olacaBASIC, COBOL, FOKTRAN, PASCAL ğızMEZUN ÖĞRENCİLER İngilizce, Fransızca, Almanca dilleri. Yer: Burç (Boğaziçi Üniversitesi Mezunlan Derneği Lokaıını s.i.ıtlen iel»lonU I P^ v .vıl, MHli.nl r.^.i C=»l 11/1 Alhvol K'15'l'll C^dHnsı. fi/.i ÇiMunn. A^ıııyo Cnrl 7/3 1 Âbıdeıhııınyel C Ha«at Sok 1 5 |.l Tnj 1o| Tol \i?l r,S ?5 r>'.7. 7\ Ofi (Mılla ı, I H I ' i «"iıi! P 'K> 19 00» .1J(1 ıW 1? .im I 1 50 (ll.illa IrR 31 t ; ISR ?i 98 (H.ifta ıçı I) (Kİ |f'XI. Cııı, ıAılnt;ı R İKİ 1R (111) 130 un 3/ I7S41 1 (Hafla ıçı 8 U0 ? M<1 l l i l l ı =01(11 fl 00 IP (Kll 4 30 yıldır üniversitemize ve bizlere sonsuz katkısı olan Saat: 16J019.30