26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19MAYIS 1989 KÜLTÜRYAŞAM SINEMA ATİLLA DORSAY HAYVANLAR İSMAİL GİLGEÇ • e N T e u ^ f ü f i AYI ppNKü " yAFTıg.|N.PE^i'U.ı^ NW>" H'APAİIM , B4H4E ") 42. Ulnslararası Cannes Film Şenliği'nden Baskıya bayrak açanlar Cannes Film Şenliği'nde, "Sinema ve özgürlük" toplantısmın yanı sıra, her ttirden baskıya ve hoşgörü yetersizliğine karşı bayrak açan fîlmler eksik olmuyor. MEHMET BASUTÇU CANNES "Sinema ve Özgttriük" toplantısı bir gün sürdü, ama insan haklannı savunan, her tür baskıya ve hoşgörü yetersizliğine karşı bayrak açan filmler beyazperdeden eksik olmuyor. Ve de eksik olmayacak. Işte Elia Kazan örneği: Anadolu topraklannda doğan ünlü sinema yönetmeni ve yazar, çekmeye hazırlandığı ve geçici adı "Ege'nin Ötesinde" olan filmin hazırlıklan konusunda Cannes'da bir basın toplantısı düzenledi. Genel olarak o gün yanşmalı bölümde izlediğimiz filmlerin yönetmen ve oyuncularına aynlan büyük salon, ilk kez henüz çekimine baslanmamıs bir yapıta kapılannı açıyordu. Elia Kazan'ın yarunda, genç kuşak Fransız oyunculan arasında sivrilen Joliette Binocbe ve filmin Fransız yapımcısı Pascal Dauman da vardı. ~ ^ K KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK On t>ır toç/e 9Wk îjip Fmo'lar çekhm Tam fai$ GaZoZ Aapak/an/tt w CUMHURİYET/5 p tind/ann> ; Şi5ikl& P&tpcıJar/n/ Aâruk, o/arak. kollontyortarclı.. i Gravbilordan Aadın çanfasj vt OS'P, âüiOyqp/yorhr& Aulak Aanşlır/ası o/arak AullanıyoM. Arap staemsMM M C M W I W Tünuslu yönetmen Nouri Bouzid'in Cannes Şenliği'nde Belîıii Bir Bakış bökimunde gösterilen "Altın Nailar" adlı yeni filmi, birçoklannca Arap sinemasında bugüne kadar yapılmış en cesur film olarak nıtelendirildi. Tiirkçe ile Yunanca olduğunu 'Ege'nin Ötesinde'nin tasansı ka "Sinema ve Özgnrtnk" toplantıammsatan Elia Kazan, çekmeye famda belirginleşti. Dilegim, bn sında dile getirilen gerçekler çok hazırlandığı filmin doğuşunu şöy filmin Tiirk ve Yunan halklannı önem taşıyordu. Yaşlı Fransız yöle anlattı: birbirlerine yakınJaştırmada, bu netmeni, belgesel sinema ustası "Bir gün Yunanistan'da bindi iki iilke arasındaki banş ortamı Itfne Vantier, tutku ve heyecan Turkiye, Yunanistan ve Fransa1 da çekikcek olan "Ege'nin Ötesin gim taksinin tek kollu sürucusujle nı hazırlamada bir nebze de olsa yüklü konuşmasında, bugün Fransız sinemasında, örneğin Cede", insan haklan kavramını da konuşurken, adamın bir Tiirk kalkıda bulunabilmesi." ha da genişleterek, insanlararası düşmanı olduğunu gördiim. HeGenelde sanatm, özellikle de si zayir'de işkence görmüş insanlabarış temasını gündeme getirdi. men silahı kavrayıp savaşraaya na nemanın kitleler üzerindeki etki nn görüntülenemeyeceğini, işkenEge Denizi'nin, iki yanmda, bir nrdı. Türkiye'ye gitdğimde de Yu leri dünyanın birçok ülkesinde hü ce yapanların adlannın ise hiçbir birlerinden farklı, ancak birbirle nanhlara karşı düşmanlık duygu kümetleri rahatsız etmiştir ve et biçimde anılamadığım hatırlattı. rine çok yakın iki kültürü barın lan besleyen insaalar tanıdım. meye de devam ediyor. Bu neden Bu çelişkili durumun nederü, aradırdığını ve ilk konuştuğu dillerin Korkunç bir olay bn. Boylece le, geçen cumartesi günü yapılan dan otuz yıl geçtiği için işkence suçlarının da affa uğramış olmasıydı. Rene Vautier, ayrıca gençliğinde Fransız sömürgesi olan Afrika ülkelerinde film çekmesine izin vermeyen yetkililerin bugün Fransız devletini yöneten ünlü sosyalist politikacılar olduğunu anımsatıyor, konuştuğu toplantının gerçekleşmesini sağlayan bu ATtLL DORSAY yüksek devlet adamlanmn adlannı da veremiyoTdu. CANNES Emir Kusturica'mn sinemasını ashnda özlemişiz... "Dolly Bell'i Anımsıyor muSöz konusu toplantıda söz alan sun?" ve "Babam tş Gezisinde"rün genç yönetyönetmenler arasında, Tünuslu meni, uzunca bir aradan sonra 42. Cannes ŞenliNouri Bouzid de bulunmaktaydı. ği'nde son filmi "Çingenelerin Zamanı" ile ya"Buraya geldiğimizden beri çok i)i nşıyor. agırlanıyoruz, zengin sofralarda Kusturica, "tnsan mozaiği" Yugoslavya Çinkonuk oluyonız. Yalnız açık söygelenelerine eğilirken önce bize bu insanlan tüm lemem gerekirse bu şatafat, bu inanılmaz zenginlikteki folklorlan, inançlan, deliiks, beni bir yerde çok rahatsız ğerleri, yaşatn biçimleriyle tanıtıyor. Adlan îrfan, ediyor" diyerek söze başlamıştı Ahmet, Hatice, Zabh olan, bizimkilere benzer yaNouri Bouzid o gün. Nasıl rahat nık türküler söyleyip, "arabesk" tarzda bir müolabilirdi ki TAmuslu yönetmen? zikle içlenen, duvarlannda bizim köy evlerindePolitik görüşlerinden dolayı altı kine benzer işlemeli bez tablolar asılı duran bu yıl hapis yatmış. Başkan Bnrgibainsanlan, özellikle de yeniyetme bir Çingene denın iktidarda olduğu yıliarda, yelikanlısını tanıyoruz. ni bir sol politika öneren aydınlar Kusturica'nın filmi, ilk yanda folklor ağırhklı baskı altında tutulmuş, tutuklanbir tür şiirselbelgesel gibi gelişirken, ikinci yarımış, hain ve düşman damgâsıyla da genç adamın bir tür "Çingene şeyhi" olan Ahişkenceci polisin elleri arasına tes' met'le birlikte "para yapmak" için ttalya'ya gitlim edilmişlerdi. mesiyle birlikte, folklorun öteki yüzü ortaya çı Ayakkabılonmızı, özenne çcmplonnnzdan mandal ytlken hhp, VApu* unhrchn olarak udzdoröao , un/onn PİKNİK PtYALE MADRA Perdede Çingene kültürü Kusturicayine Altın Palmiye peşinde HIZLI GAZETECİ ÎSECDET Ş£iv S£WIM SEMi AFPETMaMEK EL/Vnpe PlİL .. ŞEYTAN rüYÖ MÜ VAR SEMOE ? 8AKIA ETTI6/N EZIYEJL &IR YAPSAVPI GÖZÜNÜ OYARPIM. ŞEYLER EKSİK..? YOKSA TH TA kıyor. Her türlüsünden hırsızlık, söğüsleme, çarpma, köyden getirilmiş veya çalınmış çocuklan dilendirme, fuhuş ve pezevenklikle para kazanma yollarinı öğreniyor genç çocuk.. Onunla birlikte biz de "Çingene folklonT'nun ardından acı gerçekleri, sefil, giderek korkunç bir yasam biçimini öğreniyoruz. Filmin bu ikinci yansı, bir tür "Çingene melodramı" biçiminde gelisiyor ve zaten, tam bir melodrama yakışır biçimde, Shakespeare oyunlannı andıran bir trajedi atmosferiyle sona eriyor. "Çingenelerin Zamanı", Kusturica'ya özgü mizahdram karışımı dozuna, yönetmenin marjinal ırklan, insanlan, yasam tarzlarını saptama ustalığını, gerçek Çingeneleri kamera karşısında oynatma becerisine karşın (özellikle o unutulmaz büyükanneyi düşünüyorum), sonuç olarak çok başarüı bir film değil.. Kusturica, aşın folklorik bir film yapmış, müziğiyle, ritueliyle, törenleriyle, koşuştunnacaları İ K M nMzaylğf Emir Kusturica. son filmi "Çingenelerin Zamanfnda, Yugoslavya Çingenelerinin zengin folkJorunu, inanç ve değerterini. yaşam biçimlerini tanıtıyor. ve kavgalanyla, filmi dur durak bilmeyen bir tempoda gelisiyor. Aradaki şiirli bölümler, genelde filme damgasını vurmakta yetersiz kalıyor. Bir diğer Yugoslav yönetmeni, Aleksander Petroviç'in 20 küsur yıl önce yine Çingene kültürü ve yaşamı üzerine yaptığı "Mntlu Çingeneler de Gördiim" ve Kusturica'nın "Babam Iş Gezisinde" filmlerinin Cannes'da yarattığı tnucizenin (yani Alün Palmiye'nin) bu kez yinelenmesi olanaksız.. Ancak film, yine de dünyanın bu aynksı ve mutsuz ırkı üzerine temelde içten yaklaşunıyla dikkati çekebilir, giderek Kusturica'nın hayranlannı doyurabilir. "Belirli Bir Bakış" yan bölümünde sunulan ikinci filmi "Alün Nallar"da Bouzid, içinde yaşadığı bu olaylan, dış baskılarla iç çelişkiler arasında ezilen bir kuşağm öyküsünü, sağlam ve klasik bir sinema diliyle anlatıyor. Baskının her türlüsü ve özellikle işkence karşısında kesinlikle tavır alıyor. "Altın Nailar", amacına ulaşan bir film. Eleştirmeninden sinema yönetmenine dek, Cannes'da bulunan Arap ülkeleri sinema adamlanmn, "Arap sinemasında bugüne dek yapılmış en cesur film" olarak saygıyla selamladıklan, içeriğiyle önemli, biçimiyle de güzel bu yapıtı biz de alkışladık. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI Cannes'da sesini duyurmamn önemi Zülfü Livaneli'nin "Sis" fılminin galasına ünlü yönetmen Elia Kazan da katıldı. Livaneli'nin, Kazan ve Theodorakis gibi dünya çapında 2 sanatçının katkısını sağlayarak yarattığı olumlu hava bile çok önemli. ATİLL DORSAY CANNES Dünyanın en büyük sinema şölenine, Türkiye adına katılan tek film olan Zülfü Livaneli'nin "Sis" kurdelası, salı gecesi oldukça parlak bir galada sunuldu. Galaya kalabalık bir seyirci topluluğunun yanı sıra Cannes'da çeşitli vesilelerle bulunan Türkler, Türkiye'nin Marsilya Başkonsolosu ve Elia Kazan da katıldı. Livaneli'nin yakın dostu olan Kazan, filmde küçük bir rolde de gözüküyor. Aynı gün yaptığı ve Mehmet Basotçu'nun kaleminden okuduğunuz basın toplantısı büyük ilgi gören Kazan'ın filmde rol alması ve galaya gelerek filmi izlemesi, çok olumlu yankılar yaptı. Aynca filmin jenerik müziğinin Mikis Theodorakis'e ait olduğunu belirten jenerik yazısı da seyirciler tarafından alkışlandı. Livaneli'nin yalnızca Kazan ve Theodorakis gibi dünya çapında ünlü 2 sanatçının katkısını sağlayarak yarattığı olumlu hava bile, tek başına çok önemli, tek başına övgüye değer. Cumhuriyet'te daha önce de eleştirisini okuduğunuz "Sis" üzerine kapsamlı bir eleştiriyi filmin ülkemizde gösterilmesine bırakarak, şimdilik şunu söylemekle yetinelim: "Sis", genelde ülkemiz üzerine 1970 soniannda çöken kara bulutlan, ülkeyi kaplayan yoğun sisi ve karanlığı konu olarak alıyor. Livaneli, 12 Eylül öncesi politik ortamın tam bir analizini yapmıyor. Amacı; daha çok, o kargaşa ortamını bir aile düzeyinde ele almak ve ortamın kişisel hayatlar üzerindeki korkunç baskısı üzerine bir metafor kurmak... 2 genç oğlu da siyasal örgütlere giren ve biri karanhk bir cinayette yaşamını yitiren babamn dramı, Livaneli'nin özerüi, sabırlı, yalın, aşın Türksineması tek birfilmle Cannes Film Şenliği'nde AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN GÜRSES O'LF *Ooe^ ' GARFIELD jm DAVIS İHEV/HEV/ y çoken kara bulırttar Zülfü Livaneli'nin "Sis" adlı yeni filmi, genelde ülkemiz üzerine 1970 sonlarma dofiru çöken kara bulutjan, ülkeyi kaplayan yoğun "sis"i ve karanlığı konu alıyor dramatik etkilere rağbet etmeyen sinemasıyla, seyirciye o yüların karabasan atmosferini ustaca duruyor. "Sis", kendi amaçlanna erişmiş, kendine çizdiği sınırlar içinde başarılı bir film. Livaneli'nin sineması ise ilk filmine kıyasla daha gelişmiş, daha olgunlaşmış... Ve tek bir fılmle bile olsa Cannes'da var olmanın, sesini duyurmarun önemine özellikle değinmek istiyorum. Cannes şenliği, gerçekten de ülkelerin, toplumların varlığını, sesini, sorunlarını duyurmada, o toplumun yaratıcı gücünü dünya kamuoyu önüne getirmede, benzersiz bir işlev görüyor. Cannes'da artık akla gelebilecek her ülkenin şu veya bu bölümde bir filmi var. Avrupa Topluluğu'nun kapısında bekleyen 55 milyonluk koca Türk toplumundan tek bir filmin de olsa Cannes'a gelmesini, 2 yıldır süren büyük çabalarıyla sağlayan Zülfü Livaneli'ye Türkiye adına, Türk toplumu, Türk devleti adına teşekkür etmeliyiz. Keşke şenliğe katılan tüm ülkelerin yaptığı gibi bu teşekkürü somutlaştırsak, ülkemiz adına daha sağlam bir tanışma fırsatına dönüştürsek, diğer bir deyişle füm sonrasında Türkiye adına bir yerlerde alçakgönüllü, ama en azından resmi bir davet verebilseydik! Türkiye, bu anlamda da "Baülı", Avrupalı, "uygar" olmasını öğrenecek... Ama acaba ne zaman? Umalım ki bu gibi şenliklerde gösterilen Türk filmlerini izleyen ve elbette bu gibi işlerin sosyal planda, tanıtma planınJa nasıl olup bittiğini kuşkusuz bizden iyı bilen diplomatlarımız, bakanhğa gerekli raporları veriyor, gerekli uyarıları yapıyorlardır... Ve kimbilir, belki bir gün, Mesut Yılmaz veya benzeri uygar, dünyaya açık bir baV.dn, dışarda ülkesini hem de başarıyla temsıl eden Türk sanatçılanm, sinemacılannı >alnız bırakmamayı, onlara ve yabancıb.ra Türk devletinin de varlığını hissettirmeyi düşünür. T. /HEV' HEV HEV/ 7 3 TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAJS 19 Mayıs İNÖNÜ STADI'NIN TEMtLİ ATILDL 194O'TX suscifj, /sr/f/veui. 'PA*:/ INÖAJÜ MU'NUN TEMEÜ ATTLMIŞn. Oe6EH£GAL FAH(ZETTl'N AumY 'tfj DA kXT7LpiĞr TÖREM, POLMABAHÇE S/&7Z<4erMD4 yAPrLMtÇ, VALİ Dr. LÜTT:/ K/eDAR, İLJC UA/ZC KoyMUŞTU. YAPTfĞf KONUÇMADA, ZAMAfiJ/M CUMHU/Z&4ŞKA'Nı iSMer İNÖNÜ 'tjıİN AOININ, S'rr/dt TA Kt'HT£ STAOA KOK1ACASIMI BeLHeTTMİŞTr. >Wreoı Y/L süeMüfj TAMAMSIRAPA AUNAN BiR KAR.AKLA, /A *MİTWATP4?4' ADI YeRİLMİŞTİft"}HÖNÜ,,At>lNl ALMASI içiN 26 YIL DAHA ĞEÇMSSi Q£RE.KMlŞTİR • tf,stddm yapıtdğ' abn>n leio'JiKı donumd h j d f h
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear