26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/12 HAVA DURUMU M e t a o r o t o j i Genel Müdüriaöü'nden akran Mgq« göre: yvrdun ku2eybatı lesimleri parçah bukıtkı, tiO* kBsimieri az bukrtkı ve a ç * geçacak. H A A SİCAKLJÖ: Artmaya d«anı «decok. RUZGAR: Bad y6ntetden haftf ara sıra orta HABERLER TURKIYE'DE BUGUN 31° PMarasa 30° 12° KMaraş 26° 8°Mersm 22° *°Mujla 28° T^Muş A 22° r&aşel*r 31°10°NiOde A 29° 9°Gaaankp 26°15°Ortu A 29° 16° Gıresun A 29° 17° Gümuşlane A 25° 6°«ze 24° 8°Samsun A 2e°K)°HaMdri 26° 6°Sirt A 32° 16° Isparo 28°W"Sinop B 30° SPİstjnbul 32°18°Sıvas B 29° 11° izrnır 21° P'fctardaO A 26° 5°Kars A 25° 5° Kastamonu B 27° 6°Trabzon 27° 5°Tünc»S B 28° 8°Kgysen 27°11°Uşak B 31° 11° Kırldare* 26° 7°van B 26° 13° tonp 27° 9°YteBat A 28° 6°KD1ahya 30° 8°Zonguldalc A 29° 12° Miatya S S*Si V 14 MA YIS 1989 DUNYA'DA BUGUN A B A A 31° 12" Oiyartalor 27» 12° BSrne 30° 9"Erancan 27° 8°Eraırum de JanrveÇi ofcın* esscek. DENİZLERIMZDE RUZGAR: GunbatB) ve lodostan 35, Marmara, Kuzey Ege ve Batı Karadeniz'de 67 kuvvetinde saatte 1021 metre guaış uzatdığı 10 km. dolayında bulunacak Van Gölu nde Marmaıa, Kuzey Epe ve Batı Karaöenız' hava, az bulutlu ve açık geçecek. Rüzgâr batı vönlerder hafif ara de 2833 deniz ı n l hala «sacak. DE sıra orta kuvvette esecek. Göl kuçük dalgalı olacak Görüş uzakNİZ: Mutedil yer vsr laba ıMgak ola lıflı 10 km. dolayında bulunacak. cak. Daloa yükseküöi 051 yeryer 23 kuvvette, yunkfli kuzBybalı kesımterin %/ BOKik BmgOI Btte Bokı Bursa Çınafckafe Çorum fenizi A A A A A A A A A A 6 A B A A A A A B 31» M° 30° 12° 28° 16» 30° 10° 28° 6° 26° 7° 25° 15° 28° 16° 26° 14° 30° 12° 24° 14° 26° 4° 25° 12° 25° 14° 29° 6° 26° 8° 24» 5° 28" 4° 25° « ° AJNKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Sabahın erken bir saatinde, yürüyüşe çıktığımda, otlaklarda kuzular meieşiyordu. Dönüşte kesilmişti melemeleri; karıncıkları doymuş olmalı! Hollanda, bir tarım ülkesi de. inekler, koyunlar yemyeşil otlaklarda, serilip yatıyortar. İnekler, koyunlar çok mutlu olmalı. Türkiye'de de, Hollanda ineklerinin getirilip beslendiğini gözlemiştim. Hıç otlak olmayan yerde Hollanda ineği bestenir mi? Beslenir, hangi güne değin? İnekler, aynı oranda süt verebilir mi?" Hollanda'ya kısa bir bakış adlı kitapçıkta yazıyor, hayvancılığın Hollanda tanmının brüt gelirinin yaklaşık üçte ikisini sağladığını. Burada, sütle sütlü maddeler üretimi de çok ileriymiş; dana, domuz, kümes hayvanlan yetiştirilmesinden geri kalınmazmış. Asıl amaç, hayvanların etinden yararlanmak; buyukbaş hayvancılıktaysa, et bir yan ürün. Burada süt önce geliyor; etsüt üretimine dayanıyor..." 1956'larda Hollanda köyterini, eşiyle biriikte dolaşan İsmail Hakkı Tonguç, buradan bir öğrencisine yazdığı mektupta özetle şöyle diyor: "...Bilirsin ben erken kalkarım. Ortalık aydınlanmaya başlarken uyandım. Yatak odamın penceresinden elektnk ışığıyla aydınlatışmış köy sokaklarım seyre daldım. inekleri sağan köylüler süt kaplarını akşam yatmadan önce kapılarınm önlerine bırakmışlar. Kamyonlar, iri atlar koşulmuş laslik tekerlekli arabalarla bunları toplayıp imalathanelere, fabrikalara götürenler meydana çıkmaya başladılar. Sabah olunca her evden telaşlı telaşlı sokağa fırlayan kadın ve erkekler, bisikletlerine, motosikletlerine veya otomobillerine bınerek çalışma alanlarına doğru akıp gittiler. Onlardan sonra öğrenciler yollara döküldüler. İşe gidenler evlerden aynlır ayrılmaz kadınlar temizlik işlerine giriştiler. Memleketin bütün evleri gibi koyün evleri de yıkanıp silindi, yatak takımları havalandırıldı. Pencerelerin camları öylesine parlatıldı ki insan karşıdan bakınca çerçevelerde cam yokmuş sanıyor. Temizlik... Temizlik... Hollanda=temizlik. Hertarafı temiz bir yurt yaratabilmek ne büyük başarı. Bunun ilk şartı temiz bir ev olsa gerek Temiz, bakımlı, düzenli ev, bu memlekette eğrtim kurumlarının temelini teşkil etmektedir. Her biri birer fazilet sayılan alışkanlıkların çoğu, çocuğa bu yuvada mal edilmektedir. Aile, kendi küçuk fakat cenneti andıran dünyasını önce evde yaratmakta, evi bireyler için sevilen bir ocak haline sokmaktadır. Evlerin çoğu temiz, güzel eşya ile döşenmiş, sanat bakımından öeğertı resim ve heykellerle süslenmiştir. Bu yuvalarda yaşayış, şaşılacak kadar gönül açıcı ve konforludur. Evin her köşesi içinde oturanların rahatça dinlenebileceği, kitap okuyabileceği btçime sokulmuştur. Evler her zaman misafir kabul edilebilecek durumdadır. Geçimsızlikler, hınltı, dırıltılarla evler cehenneme çevrilmemistir. Okutulmuş,eğitilmiş, hayat a katılmış, görgüsü arttırılmış, her türlü haklarına kavuşturulmuş kadın, öten bir süslü kuş gibi yuvayı ısıtmış, çekici bir hale getirmistir..." Tonguç, bunları gözler, yazarken, düşündeki Türk köylerîni de ;>ç canlandırıyor Tonguç'un gözlerı açık gitmiştir. Burada, Türkıyelı goçmen kadınlarla ilgili" Kendi ne Sahip Çık" adlı bir şiir kitabı yazan Annemarie Van Den Burg'la tanıstım. Kaldığım yere, kucağında çiçeklerle geldi. Yanında Türk arkadaşı da vardı. Biriikte Rotterdam'a, Ali Kaymaklar'a gittik. Bir süre konuştuk, yemek yedik orada. Kitabı Türkiye'de yeterince duyurulamamış, buradaki Türkler, özellikle kadınlar okumuşlar. Annemarie Van Den Burg'un kitabı Hollanda da şu adresten bulunabilir: Uitgever An Dekker, Eerste Jan Stecnstaat 149,1072 NY Amsterdam... Buraya çalışmaya gelen Türkiyeli işçilerden kimi, dil sorununu çözebilmek için önce Hollandalı bir kadın buluyor, bir süre biriikte yaşıyorlar. Oil Sorununu çözüp, gereksinimlerini karsıladıktan sonra, Türkiye'deki eşini, çocuklannı getiriyor; Hollandalı arkadaşına da Hadi, bana eyvallah' demeden aynlıyorlar. Ho/landalı kadın: Beni neden eşiyle tanıştırmadı acaba, diye şaşırıyor mu? Almanya'da duymuştum, yıllarca bir Alman kadınla biriikte yaşayan Turk işcisi, bir gün karısına durumu şöyle açıklamış: Bak, demiş, böyleyken böyle... Bu kadın, gurbet ellerde bana yıllarca baktı, Almancayı öğretti, karılık etti! Şimdi de gönül hoşluğuyla ayrılıp evime dönüyorum! İyi, demiş eşi, Tanrı ondan razı olsun! Türkiye'ye de gitmiş kadın, adamın eşini, çocuklannı görüp, dönmüş. Duyan erkekler: Helal be, demişler, erkek karıymış nemelazım! 150 bin dolayında Türk işçisi var Hollanda'da. Çoğu işsiz. Hollanda'da işsizlik parası alarak yaşıyorlar. Kadınlardan iş bulabilenler, ancak temizlik işlerinde çalışabiliyorlar. Başka iş yok. Eğitimleri yok da ondan. Yabancı işçilere, özellikle Türklere burada "Kara kafalı" diyorlar. Amsterdam'da, Türk işçisi Mustafa Ayrancı şöyle diyordu: Avrupa Topluluğu'nda, 1992'de sınırlar kalkacak, serbest dolaşım başlayacak. Ben, "Kara kafalı" olduğum için bundan yararlanamayacağım! Özal, Almanya'dan aldığı tanklara karşılık sattı bizi! Türkiye'deki 1 Mayıs olaylarını, burada TV'den izledim. Güney Kore'yle Türkiye bir de Afrika'da Namibya dışında, özellikle Avrupa ülkelerinde olaysız, bir bayram havasında geçti. Ülkem adına utandım olanlardan. Bir de dışarı çıkıp bakın, Türkiye nasıl görünüyor? Faşizm nasıl sırıtıyor? Dışarıdan Nasıl Görünüyor? Hollanda'da Kadınlanmız: 3 A a c * S DuftıOu f. BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Rüyabilim. 2/ El sıkjşma... Çok anlayışlı ve sezgili kimse. 3/ Çevresi yollarla belirlenmiş olan arsa... Ermeni terör ve rinayet örgütü. 4/ Kalsiyumun simgesi... Geçimsizlik, kargaşa. 5/ Hz. Muhammed'in genel kural niteliğindeki söz ve davranışları. 6/ Memnu... Bir nota.7/Negatifelektrot... labut. 8/ Osmanlı devletinde kimi görevlerdeki sorumlu kişilere verilen ad... tlk danutılan ve içinde anason bulunmayan rakı. 9/ tran'da 15011732 yıllan arasında hüküm sürmüş olan Türk hanedanı. YUKARIDAN AŞAGlYA: 1/ Hekim... Genellikle yakmak için kullanılan iri saman. 2/ Üstü toprakla örtülü saman yığını... Deride geniş leke 3/ Yapma, etme... Gaipten haber verdiğine inanılan melek. 4/ Eski Mısır'da güneş tannsı... Çözgu ya da atkının kumaş ytızeyi üzerinde kendiliğinden bir desen oluşturduğu her tür kumaş. 5/ ödenti. 6/ Bir tlir esnek örgü... Bir nota. 7/ Güzel sanatlarda dua ederken betimlenmiş kişiye verilen ad... Peru'nun para pirimi. 8/ Kadınlann bluz üzerine giydikleri yelek... Metal parlaklığı verilmiş deri. 9/ Bir işi yerine getirme... Çatı kirişi olarak kullanılan ve kiremitlerin altma döşenen ince tahta. Greve PTT engeli Ağaçfş Sendikası'nın ORÜS'te yapacağı grevin bildirimipostada gecikince bazı işyerlerinde grev yapılamayacak. Ağaçlş Başkanı Erçakır, "Biz de direnişçüerle üretimi durduracağız. Böylece hem maaş alacağız, hem grev yapacağız" dedi. ANKARA (ANKA) Türklş'in grev takvimine ilk engel PTTden geldi. Ağaçlş'in ORUS Işletmesi için aldığı grev uygulama kararı bildirimi işverene 10 gün gecikmeyle iletilince, Kamu İşveren Sendikası TÜHİS mahkemeden ihtiyati tedbir kararı aldı. Ağaçlş PTT aleyhine dava açacak. Türklş'e baglı Agaçlş Sendikası'nın 15 mayıs pazartesi günü başlaması gereken Orman Ürünleri Sanayıi (ORÜS) grevi, sendiKA'ya yaptığı açıklamada şunla rarak cevap verecegiz. Hem işçiler ucretlerini alacaklar. hem grev n söyledi: yapacaklar. Devlet bana paralı "1 mayıs günü noterden, bir grev imkânı verdi." gün içinde ulaşması için ekspres Çeliktş Sendikası, Demir Çeolarak gönderdiğimiz grev uygulik Işletmeleri Genel Müdürlüğülama bildirimi PTT islem merkenün çelik ithali ile ilgili uygulamazine gitmiş. Fakat, karann örneksında, yasalan çiğneyerek grev kıleri oradan ORÜS'ün Anadolurıcılığı yaptığı gerekçesi ile Bölge kanın yetkisi düştügünden yapıla daki işyerlerine dagıdlırken, An Çalışma Müdürlüğü ve yargıya kara içinde bulunan TÜHİS, mayacak. Yetki işlemlerinin yenibaşvurdu. den yapılması ve grev aşamasına ORÜS Genel Mndürlügü ve BölÖzel şirketler aracılığj ile ithagelinmesi aylar aldığından Ağaç ge Çalışnıa Mudüriügü'ne göndelş, Türkİş'in grev takviminden rilmemiş, alındı belgesi noterden li ne başlanan çelik, yine özel şirkoptu. Ağaçlş Sendikası Genel gehneyince araştırdık, bu durumla ketlere ait depolara yerleştirilip, Başkanı Güral Erçakır 1 mayıs gü karsılaşnk. Yasal sure asıkügından grev kapsamı dışı olan personel ile nü noterden yaptıklan ekspres bil grevi başlaUmıyonız. PTT aleyhi başka yerlerden getirilen memurdirimin ORÜS'ün Artvin, Kırkla ne dava açacagız. Bu ovunu bu lar, grevdeki işçilerin yerine çalışreli gibi işyerlerine zamanında nınlanndan getirecegiz. Demir tınlarak, satışa sunuluyor. Işletmenin yasaya aykın olarak ulaşmasına karşın, Ankara'daki Çelik'te erteleme yoluyla grevi önadrese 10 mayısta gitmesiııi lemeye çalıştılar, başaramadılar. grev kıncılığı yaptığını ve önlem "PTTnin ve TÜHİS'iıı ovunu" Bizde de bu yola basvuruyoriar. alınmasmı isteyen Çeliklş Sendiolarak nitelendirdi. Erçakır AN Biz de btına karşı üretimi dnrdu kası'nın konuya ilişkin Bölge Çalışma Müdürlüğii'ne yaptığı başvunıda özetle şöyle denildi: "Sendikammn nyguladığı grev devam ederken, Türkiye Demir Çelik tşletmeleri Genel Müdürlüğü, sendikamızın uyguladıgı grevi etkisiz hale getinnek ve larmak amacıyla, Romanya'dan 8'lik ve 10'luk kangal demir ithal etmis ve tzmit Derince Limanı'na yanasan gemiden indirilen demirler, TIR'larla, üyelerimizin grev uyguladıgı İstanbul Göztepe E5 karayolu üzerindeki Merdivenköy Demir Satış ve levzü bürosuna çok >akın olan özel bir şirkete ait Yolbulanlar Nakliyat Deposu'na boşalülmakta ve bu demirier Turkiye Derair ÇeBir on yılın ardından evlllikte lik Işletmeleri'nde çalışan kısmen cinsel yaşam sıradanlığı, Emeldi Sandıgı'na baglı ve kısmen ahşkanlıklara, monotonluğa de sendikamızın üyesi bulunan işmahkum mu? Uzmanlar yaygın çiler tarafından kantarlarda tarinanışın tersine, gerçek cinsel Dlmak suretiyle teslim alınmaktamutluluğun uzun süreli dır. Müdürlük, grevimizi kırmak biriiMeliklerde bulunabileceğini amacıyla. özellikle memurian Eskisehir'den tstanbul'a getirerek, söyluyorlar. Br. Pearsall'ın grev öncesi sendikamu üyeleri taMIM's testi evliliğiniz için rafından yapılan isleri yaptırmak uyan. Bin kişilik ara?tırmasına suretiyle ve aviu zamanda grev dışı dayanarak verdiği öğutler ise olan üyelerimizi de bir başka işbirtiktellğinizin önünde yeni yerindc kantarda çalıştırmak suufuklar açacak nitelikte. retiyle yasalan ihlal etmektedir. Demirlerin işletme depolan yerine, özel bir şirkette depo edilmesi Beylik tabancanın tılsımı: aynca yasalann ihlalini oluşturmaktadır. Yasalara aykın davraPolisler, askerler niçin cinayet nışlann önlenmesi için gereginin işliyor, niçin intihar ediyorlar? yapılmasını rica ederiz." Kahıre • 60 YIL ONCE Cumhuriye! Hayutı nasıl ucuzlattyoruz? 14 MA YIS 1929 Halk, hayat pahalılığmdan müştekidir. Belediyeler çare anyoruz der. Matbuat hayat pahalüığına karşı feryat eder. Hükumet mücadele ediyoruz ihtiyaçlannı vasatî yüzde on eksiğine alacaklardır. Şu suretle: Gazetemiz giyinecek her türlti eşyalar satan ticarethanelerle, yiyecek her türlü havayıç satan bakkaliye mağazaları ile, kasap ve sebze ticarethanelerile, sinemalarla, eğlence mahallerile, hulâsa hatıra gelecek her türlü ihtiyaçlarımızı tehvin edecek muhtelif ve müteaddit müesseselerle mukavelenameleı aktetmiştir. Cumhuriyet karileri muhtelif semtlerde bulunan bu mağazalarda yapacakları bütün alış verişlerde tenzilâta mazhar olacaklardır. Şöyle ki: Meselâ bir elbise satın alacaksmız. Kumaşı beğenecek, pazarlığınızı yapacaksınız. Faraza (50) liraya pazarlık ettiniz. Vezneye para vermeğe gittiğiniz zaman, o gunkü Cumhuriyetten kestiğiniz kuponunuzu cüzdanımzdan çıkarıp vezneye verecek ve eğer o mağaza yüzde on tenzilât yapıyorsa (50) liranın yüzde onu (5) lira ettiğine göre mağazaya (45) lira tediye edeceksiniz. der. NEDEN EŞİNİZ, SEVGİLİNİZ OLMASIN Belediyeler çare aramakla, Hükumet mücadele etmekle meşguldur; fakat netice şudur: Pahalıhk aynı pahalıhktır. Fiyatlar tenezzül etmek şöyle dursun, bilâkis gittikçe müthiş bir surette tereffü edip durmaktadır. Bugünkü vaziyet şudur: Ortada bir hasta var. Etrafma doktorlar toplanmış, marazı teşhis için mütemadi münakaşalar yapıyorlar. Vakit zayi etmekten başka bir şey yaptıkları yok. A mübarekler münakaşalarla vakit geçireceğinize şu hastaya seri ve amelî bir tedavi çaresi bulsanıza!.. Hayat pahalılığı etrafında da vaziyet budur. Her kafadan bir ses çıkıyor. Fakat ortada bulunmuş tek çare yoktur. tşte Cumhuriyet, bu öne sürillen ve neticesiz kalan nazari tedbirler karşısında amelî bir çare buldu. Karilerimize tebşir etmekle mübahiyiz ki, bulduğumuz çare pahalılığı büsbütün izale etmese bile, hiç olmazsa tahfif edecektir. Bulduğumuz çare şudur: Karilerimiz yiyecek, içecek, giyecek... ilah her turlü nöffl Silahlarıyla yaşayan bir dünyanın çelişküeri, dramları... Çemberlitaş Kız Usesi Mudüru'nun öğrencileriyle sohbetinden: "Benimle yatar mısın?.. Erkek arkadaşın senden faydalandı mı?.. Yalan TGS Ankara Şubesi genel kurulu yapıldı ANKARA (Cumhuriyet Büroso) Türkiye Gazeteciler Sendikası Ankara Şubesi Genel Kurulu dün yapıldı. Seçimler sonunda Yönetim Kurulu; Işık Kansu, Metımet Aydın, Emin Koç, Erdoğan Erdi. Çetin Vunü, Cemil Vural, Emurdar Baydar ve Metin Gürieyen'den oluştu. Abmet Baydar, Behiç Soykan \e Remzi Topşen denetleme kurulu üyeliklerine seçildiler. TGS Genel Başkanı Eren Güvener, genel kurulda yaptığı konuşmada, Başbakan Turgul Özal'ın gazetecilerin polislerce dövülmesini ciddiye almadığını belirterek, "Sayın Başbakan, gazetecilere karate ögrenmeyi tavsiye edecek kadar sorumsuz davranmaktadır" dedi. Güvener konuşmasında, siyasi dengelerin büyük bir değişim gösterdiği bir dönemin yasandığım vurgulayarak "Siyasal iktidarlann zayıfladığı ortamlarda anarşi ve terör, demokratik rcjimi tehdit etmeye başlamıştır" görüşünu savundu. Basına yönelik baskı yöntemlerinin iktidarlara hayır getirmediğini vurgulayan Güvener, bunalımdan çıkışın yolunun demokrasi olduğunu söyledi. Genel kurulda divan başkanlığma TGS Genel Sekreteri Ziya Sonay seçildi. söyleme! Ben de erkeğim bilirim, kabardı mı söndürmek Ûğrenciler: "Hadi biz kendimizi koruyoruz. Ya ortaokullular? Mıncıklandıktan sonra mudur amca blzi sevdi diye seviniyorlar..." • TRT Genel Müdüriuğü için yapılan kulisler. Evren, Yılmaz Büyukerşen ile ne konuştu? • Şevket Yılmaz'ın bardağı tastı: "Ya işçiler, ya Özal." • Müthiş kitap! "Kenan Evren'in günlüğü" ve Aziz Nesin'in önsözü. lazım..." 801İ YILLARI NOKTA'LARKEN3 POP'TAN ROCK'A ARABESK 80'li yıilann müziği... Arabeskin değişimi, "karizmatik amele" İbrahim Tatlıses, Kuçük Emrah, "teorisyen'Gencebay... Ateşli, özgün muzik Ahmet Kaya, tavernada "koçum benim" kasetleri... Mesut Bahtiyar ve saz arkadaşları, "Sen A^lama"dan sonra Sezen Aksu, Barış Manço tam isabet... Bizim mahallede "Yeke YiBke..." 30 YIL ONCE Cumhuriyet Moskova Belgrada yaklaşıyor 14 MA YIS 1959 Siyasi mahfillerde ısrarla dolaşan şayialara göre, Yugoslav ve Sovyet mümessilleri arasında temaslara tevvessül edilmiş bulunmaktadır. Bundan maksat, ideolojik aynlıklara dokunmaksızın iki memleket arasındaki munasebetleri normale icra etmektir. Henüz resmen teyid edilmeyen söylentilere göre temaslar Belgrada gizlice gelmis olan bir Sovyet heyeti ile Yugoslav hükümetinin ytiksek memurları arasında vukubulmaktadır. Sovyet heyetinin elan Betgradda bulunup bulunmadığı bilinmemekle beraber, öyle zannediliyor ki, Sovyet büyük elçisinin 14 martta Mareşal Tıtoyu ziyareti temaslann başlangıcını teşkil etmiştir. Sovyet büyük elçisinin Mareşal Titoya söyledikleri hakkmda yayılan haberler şimdiye kadar tekzjp edilememiştir. Haberlere göre, Sovyet büyük elçisi, Mareşal Titoya, Yugoslav aleyhtan kampanyada fazlaca ileri gidilmesinden Rusyanın mesul olmadığmı ve Bulgaristan ile Arnavutluğun Yugoslav loprakları üzerindeki taleplerinin Sovyetlerce desteklenmediğini söylemiştir. ÇALIŞANLARIN SORULAR1/SORUNLARI YILMAZ ŞtPAL "Devlet, M e m u m n a Borçlu" SORU: Yiikseköğrenim gördiikten sonra kendi dalımda 1 yıl yurtdışında inceleme yapmış ve 39 yıl hizmetten sonra 1. derecenin 4. kademesinden emekli olmuş bir memunım. Özel yanşma sınavı ile girdiğim Maliye Bakanhğı kontrolörliigünde 10 yıl çalıştıktan sonra ismen istenmem üzerine bir başka bakanJıgın G.l.H. kadrosnna atandım. 1) 657 sıyılı Devlet Memurian Yasası'nın ilk uygulamasında kazanılnuş bak olarak 1. derecenin son kademesine oturtnldum. Ancak 9 yıllık nizmetim intibak dışı kaldı. (Devlet, 9 yıllık hizmetinin karşılıgını vermediii memumna borçlu) 2) Memurian» 1979 yılında 2182 sayılı yasa ile hiçbir koşul aranmaksızın verilen bir üst derecenin maaşından da o sırada 1. derecenin daha üstünde bir derece olmadıgı için, ben de o derecede bulunmamn cezası olarak yasadan yararlanamadım. (Devlet, memunına gene borçln) 3) Yıllarca 1. derecenin maaşını aldun. Çiinkn bu derecenin kademesi 4'ii geçmiyor. Devlet memurunıı başanlı da olsa ödüllendiremiyor ve ödüllendirmek için çare de aramıyor. (Devlet, memunına burada da borçlu) 4) Ömriinün son yıllannı yoksnlluk içinde geçiren bir emekli soruyor 1. dereceye ulaşmanın anlamı ne? S.S YANIT 1979 yılında verilen bir derece yükseltilmesinden 1. dereceye ulaşabilmiş olanlann dışında herkes; " Bir kez olmak üzere, öğrenim durumlanna ve buna göre yükselebilecekleri dereceye bakılmaksızın, Kadro koşulu aranmaksızın!' Bir üst derecenin aynı kademesine getirilmiş ve ait derecede bulundukları son kademede geçirdikleri süre bir üst derecedeki yeni kademede geçmiş sayılmıştır. Ancak memuriyetin son aşaması 1. derecede dondurulduğundan, bu derecede olanlar, bu yasadan yararlanamamış ve bu konumda olanlar için bir başka uyguiama öngörülmediğinden, bir anlamda cezalandırılmıştır. 1988 yılında, 331 sayılı Kanun Hükmünde Kararnarne ile "1/3/1975 tarihinden sonra kadrosuzluk sebebiyle derece yükselmesi yapamayanJann bu şekilde geçen başanlı hizmet süreleri yükselebilecekleri dereceleri aşmamak kaydıyla her yılı bir kademe ve her üç yılı bir derece verilmek şartıyla kadro şartı aranmaksızın" değerlendirilmiştir. Bu uygulamadan 1. dereceye ulaşanlar gene yararlanamamışür. Gerek 2182 sayılı yasa gerekse 331 sayılı KHK ile verilen 2 ayrı derece yükseltilmesinden, yasanın ve kararnamenin yürürlük tarihinde, memuriyetin son aşaması olan, 1 dereceye ulaşmış gerek görevde olanlar gerekse emekliler 1. derecenin üstünde derece olmaması nedeniyle yararlanamamış ve bir anlamda da cezalandırılmıştır. H A F T A L I K noKtâ H A B E R D E R G İ S İ GEÇEN YIL BUGUN CumhurİYet VurcâharCâan bir dava daha 14 MA YIS 1988 Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan gazetemiz yazarı Cüneyt Arcayürek'in 12.2.1988 tarihinde yayımlanan "Malum Bakan" başlıkh yazısında "kişilik haklarına yayın yoluyla saldında bulunulduğu" iddiasıyla 25 milyon liralık tazminat davası açtı. Bu arada Vuralhan'ın şikâyetiyle gazetemiz yazarı Uğur Mumcu ve Yazı tşleri Müdürümüz Okay Gönensin hakkmda açtlan ceza davasına devam edildi. Ercan Vuralhan'ın avukatları Bilgin Yazıcıoğlu ve Yücel Ezberci, yazarımız Cüneyt Arcayürek hakkmda Ankara Asiiye Hukuk Mahkemesi'ne verdikleri dava dilekçesinde Vuralhan'ın "yurtiçinde ve yurtdışında başarılarından dolayı tanınmıs bir kişi olduğunu" anlattilar. Dilekçelerinde Cüneyt Arcayürek'in "Malum Bakan" başlıkh yazısında, "Ama iktidar kimi belgeler karşısında apışıp kalacağmı bildiği Vuralhan'ı kürsüden esirgemek için...", ''Mavi boncuklu bakanımız", "Sanki güçlüymüş gibi" şeklindeki cümlelerle, Vuralhan'ın "kişilik haklarına saldında bulunduğunu " öne süren avukatlar, "Müvekkilimizin suçlulugu, basitmiş imajı topluma verılmiştir" dediler. A vukatlar, söz konusu yazı nedeniyle Cüneyt Arcayürek, Yazı tşleri Müdürümüz Okay Gönensin ve gazetemiz hakkmda 25 milyon lira tazminata hükmedilmesini istediler. EVREN DiYOR Ki! Özai'dan sonra Evren'in de kitabını yazdılar Evren'in külliyatı... Bilimden dine, aritmetikten ahlaka, ekonomiden kadın sorununa kadar... Bir iyi yurttaş olma kılavuzu. Aziz Nesin: "Konuşmalarının tiryakisiyim." HEDEF GÖZETEREK ATEŞ EDEN KİLİT ADAM KİM? 1 MAYIS'TA BEYOĞLU EMNİYEJİNDE OLUP BİTENLER ANAPTA SÜRPRİZ! TÜZÜK DEĞİŞİKÜĞİNİN HEDEFİ, GENEL BAŞKAN YARDIMCILARI KONUŞTU UZMAN GÖZÜYLE GÜRCİSTAN'DA GELİŞEN SON OLAYLAR TUGAY KOMUTANLIĞI'NDA AJANLIK TEKLİFİ. "ZÜRİH'E DÖNMEK İSTİYORSAN..." • Şule Perınçek Kuzey Kıbrıs'ı neden karıştırdı • Türklş, 10 Şubat kararlarını hatırla! • Kars'ın satılık köyünde milliyetler mozaığı • Sovyet sporcuları memur mu? • Uluslararası Tiyatro Şenliği • ODTÜ'de on yılda bir alev • Cemal Süreya, Evren üzerine kendisiyle söyleşi yaptı'
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear