26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 MA YIS 1989 HABERLER CUMHURİYET/7 Özel eğitime muhtaç çocuklar dramı KAMUOYUNUN TEPKİSİ DİKKATE AUNDI 1 milyonu aşkın bedensel ve zihinsel özürlülerden ancak 2 binine eğitim verilebiliyor PKK'ya yataklık edenler KARS (AA) Kars'ın Iğdır ve Aralık ilçelerinde yapılan operasyonlar sonucu PKK'ya yataklık ettikleri belirlenen 11 kişi yakalandı. Oruç Ateşoğlu adlı bölücü örgüt militanı, kimliği açıklanmayan bir arkadaşıyla güvenlik kuvvetlerine teslim oldu. Bölücülerin açıklamalan üzerine Iğdır ilçe ve köylerinde yapılan operasyonlar sonucu Kemat Kum, Kadir Türkeli, Yaşar Bölek, Süleyman Tabak, Zeki Büyükdere, Mehmet Şah, Tuna Kayalar, Mehmet tçin, Sedat Kayalar, Ali Doğan ve Sadık önder tutuklandılar. Özel okul zammına sınır tstanbul Haber Servisi tstanbul'da dün toplanan özel okul yöneticileri, velilerden ve kamuoyundan gelen tepkileri dikkate alarak, zam oranlarını "makul seviyede" tutraa karan aldı. özel Okullar Derneği yetkilileri, üyelerinin kendi durumlannı göz önüne alıp, fiyatlannı belirlemekte serbest olduklannı vurgulayarak, yapılan toplantıda ahnan kararlann "baglayıa" olmaktan çok "teHdn" niteliğinde olduğunu belimiler. özel Okullar Derneği Başkanı Fahamettin Akıngüç. özel okulların bu yıl "geciş dönemini" yaşayacağını vurgulayarak, "Özel oknllar bu geçiş dönemini bütçelerinde acık vermeden geçirme savaşı verecek, kendi bünyelerinde bu geçiş yıiında Usarrnf tedbirleri alacaklardır. Yatınm projeleriyle gelişme projelerini, nilelik çalışmalanndaki fazla gidcıierini ya gelecek vıllara yayacak ya da erteleyecekierdir" dedi. Bayrara öncesinde İstanbul Eyüboğlu Lisesi'nin fiyatlannı yüzde 100200 oranlannda zamlı olarak açıklamasının ardından Urmanan ve gerek velilerden gerekse kamuoyundan büyük tepki alan özel okul fıyatlan bakanlık daha "tavnnı" ortaya koymadan, özel Okullaı Derneği tarafından geri alındı. Ama dün konuştuğumuz özel Eyüboğlu Li"Olay, birkaç okulun geçen yılki enflasyon ve yatinmlanndan kaynaklanan sıkışık dumralan nedeni)le ara ücretlere yüksek zam yapma ihtiyaa duymasından kaynaklandı. Ve bu birkaç okulun velisi tdaşa kapıkfa. Oysa heoüz İstanbul ve Anadolu'da derneğimize bağiı özel okullar, zam oranlannı tespit etmediler. Şimdi bepimiz ild koauyu göz öniıne alarak önttmözdeki hafta ücretlerimizi Uan edeceğiz." sesi yöneticisi Rüstem Eyüboğlu daha önce açıkladığı fıyatlann "hâlâ geçerli" olduğunu belirterek, "Velilerimizle yapüğımız görüşmeler sonncunda onlan ikna ettik. Daba önce açıkladığımız flyatlanmızda berhangi bir değisiklik yok" dedi. özel Okullar Derneği Başkanı Fahamenin Akıngüç ise son gelişmeler üzerine şunlan söyledi: Nüfus sayımlan sırasında ailelerin veya kişilerin saklaması nedeniyle sağlıklı sonuçların elde edilememesi bu alanda istatistiki veri noksanlığını oluşturuyor. Eğitime muhtaç olarak nitelendirilen çocukların çoğu evlerde "cüzamlı" gibi saklanıyor. TUNCAy OZKAN ANKARA Özel eğitim ve rehberlik hizmetine ihtiyaç duyan çocuk ve erginlerin sayısı hızla artıyor. Türkiye nüfusunun 1 milyonu aşkın bölümünü bedensel ve zihinsel özürlüler oluşturuyor. Buna karşın bu çocukların ve yetişkinlerin sadece 2 bini devlet tarafından eğitilebiliyor. Nüfus sayımlan sırasında ailelerin veya kişilerin saklaması nedeniyle, sağlıklı sonuçlann elde edilememesi bu alanda istatistiki veri noksanlığuıı oluşturuyor. Ancak saptanabilenlere de yeterli şekilde ulaşılamıyor. Eğitime muhtaç olarak nitelendirilen çocukların çoğu evlerde "cüzamlı" gibi saklanıyor veya sağhksız koşullarda toplumdan uzak tutulmaya çalışılıyor. özel eğitime muhtaç olanlar şu gnıplarda değerlendiriliyor. "Körler, az görenler, sağıriar, agır işitenler. ortopedik özürlüler, sürekli hastalığı olanlar, konuşma özürtüler, duygu güçlüğü olanlar, suçlu ve suça yönebniş olanlar, zihinsel özürlüler. oğretilebilir çocuklar. egitilebilir çocuklar, ogrenme güçlüğü olan çocuklar." Halen körsağır, körortopedik özürlü, körgeri zekâlı, sağırortopedik, sağırgeri zekâlı, ortopedikgeri zekâlı, kör, sağır, ortopedik ve zekâ geriliği olan çocuklara eğitim hizıneti götürülemiyor. Türkiye'de 1985 nüfus sayımı verilerine göre, 718 yaş gruplannda 43 bin 709 kör bulunuyor. Bunlardan ancak 836'sı Milli Eğitim Bakanlığı'nın 9 körier okulunda eğitim görebiliyor. Diğerlerine hiçbir hizmet verilemiyor. 718 yaş gruplan arasında bu Ücretlerini belirlerken, "enflasyon" ile "velilerin ödeme gücü"nün dikkate alınacağını belirten Akıngüç, "Bu iki konuyu dengeleyerek ücretlerimizi belirleyeceğiz. Bunun sonucunda biiyiik bir ibtimalle özel okullar, ara sınıflanna yüzde 70 ile yüzde 100 arasında değişem zamlar yapacaklardır" diye konuştu. lunan 103 bin sağır çocuk ve gençten 17 bini eğitime ihtiyaç duyuyor. Bunlardan ancak S bini 25 sağır lar okulunda eğitiliyor. 1500 öğrenci ise eğitim için sıra bekliyor. 215 bin ortopedik özürlü yurttaş için ancak 1 okul bulunuyor. Bu öğrencilerden 176'sı eğitiraden geçerken okulda sıra bekleyenlerin sayısı ise 200'ü aşkın. Toplumumuzda en çok sorun yaratan özürlü kesimi ise geri zekâlı olarak adlandınlan grup oluşturuyor. Bu bölümdeki çocuklann sayısı 1985 genel nüfus sayımına göre okul çağında 236 bin çocuk ve gencin bulunduğu var sayılıyor. Bunlardan egitilebilir çocuklar (812 yaş seviyesinde bir zekâya sahip olabilenler) alt sınıflarda özel öğretim görüyorlar. Bunlardan ancak 8 bin 500'ü eğitilebiliyor. Egitilebilir çocuklar için acılan 6 okulda ise toplam 500 çocuk eğitim görüyor. Bu okullarda da atölye ve öğretmen bulunmasında zorluk çekiliyor. leri gözler önüne seriyor. Raporda şu görüşlere yer veriliyor: "Normal öğretim yapan çocuklann eğitim olanaklanndan yararlanma oranlan ilkokullarda yüzde 9899, ortaokullarda yuzde 50'nin üzerindeyken özel eğitime muhtaç çocuklann değişik özür gruplannda bundan j'ararlanma oranlan yüzde 0.1 ile yüzde 5.5 arasında defişiyor. Diger taraftan bu tür ögrencilerimizin pek çoğn da okullara girebilmek için sıra bekliyor. Özel eğitim isteyen çocukların pek çoguna da eğitim verilemiyor. Normal okullardaki pek çok yönetici ve öğretmen, özürlü çocuğu okul veya anıfa kabul etmemekte oıurlüler okuluna gitmesini isternektedir. Bu yanlış eğitim anlavışı pek çok özürlü çocugun eğitimden yoksun kahnasına neden olmaktadır. Bo alanda çok büyük bir penoael sıkntısı yaşanmaktadır. Özel eğitim alanında yönetim ve denetim elemanı yetiştiren bir eğitim programı yoktur. Bu alanda müfertiş de Milli Eğitim Bakanlığı özel bulunmadığından gerekü denetim Eğitim ve Rehberlik Dairesi'nin çalışmaları yapılamamaktadır. yaptığı araştırmalar sonucunda Personel uzun süre okuOarda kalortaya çıkan problem ve çözüm önerileri bu alandaki yetersizlik Uyuşturucu operasyonu VAN (AA) Van'da Emniyet Müdürlüğü Narkotik ve Bölge Trafık Şube Ekipleri'nin gerçekleştirdiği operasyonda 11 kilo 328 gram saf eroin ele geçirildi. Uyuşturucuyla ilgili olarak 4 kişi gözaltına ahnırken bir kişinin de arandığı bildirildi. Operasyonda minibüsün çeşitli yerlerindeki gizli bölmelerde bez torbalar içerisinde 11 kilo 328 gram saf eroin bulundu. Uyuşturucuyla ilgisi olduğu belirlenen Abdülhalik Ayhan, Turan Gökay, ömer Bilen ve Mustafa Yağızer yakalanarak gözaltına alındı. AGIK'in lMayıs kınaması LONDRA (AA) Avrupa Güvenlik ve tşbirliği Konferansı (AGtK) Enformasyon Forumu'nda Türkiye'de gazetecilere yapılan saldınlar kınand^ı. tngiliz heyetinden Financial Times Gazetesi Yazı tşleri Müdür Yardımcısı Malcolm Rutherford, Istanbul'daki 1 Mayıs olaylanyla, daha sonraki gösterilerde gazetecilere karşı şiddet kullanan polisin tutumunu eleştirerek, polisin davranışının "basın özgürlügüne •ndirilmiş bir darbe olduğunu" söyledi ve Türk basın mensuplannın görevlerini yapmalarının şiddet yoluyla engellenmesinin üzücü olduğuna işaret ederek, "Türkiye, basına karşı daha uygar bir tutnm sergilemelidir" dedi. Bu konuşmadan sonra cevap hakkını kullanan Türk Heyeti Başkanı Büyükelçi Yüksel Söylemez de, tngiliz gazetecinin Türkiye'ye "uygarlık" dersi vermeye hakkı olmadığını belirtti. Türk basımmn ve kamuoyunun 1 Mayıs'ta ve bunu izleyen gUnlerde meydana gelen olaylan en sert biçimde eleştirdiğini haurlatan Büyükelçi Söylemez şunlan söyledi: Tnrkiye'de adalet, bagımsız ve tarafsız yargıçlar tarafından yerine getirilir. Gazeteciler dahil Türkiye'de hakkı çignenenler Turk adaletiae başvurur, uygarlık ve demokratik değerier ne bir tek ülkemn, ne tek bir kişinin ne de tek bir gazetenin tekdinde değildir. Terbiye ile ilgili bir gerçeği de burada hatırtatmak istiyorum. 16. yüzydda lngiltere Kraliçesi I. Elizabeth, Osmanlı tmparatoriuğundan terbiye ve protokol öğrenmek için tstanbol'a elci göndermişti." G0ZÂLT1LAR SERBEST BlflAKILSIN YOK Başkanı Ingiltere'deydi Doğramacı: YÖK merkezi yönetim organı degîldîr Prof* Doğramacı, "Eski bakan zamanmda rektör atamalannda arzu ediliyordu ki hükümetin de bir sözü geçsin. YÖK kararları ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylanmaz. Bu bakımdan bizim sistem Ingiliz ve Amerikan sisteminden daha liberaldir" diye konuştu. EDİP EMİL ÖYMEN Evren: Gözaltı süresi kısalsın ANKARA (UBA) Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Teoman Evren, Türkiye'de yıllarca gözaltı süresinin 24 saat olarak uygulandığını belirterek, gözaltı süresinin kısaltılmasını istedi. Evren, Türkiye'de gözaltı süresinin çok uzun olduğunu ve bu durumun olumsuz sonuçlar doğurduğunu kaydederek, "Son olarak Urfa Belediye Başkanı 'nın olayı yanlış bir olaydı. Şunun için yanlıştı, adamı 24 saat gözaltına almıyorsun, 15 gün gözaltında tutuyorsun, bir şey bulamıyorsun, serbest bırakıyorsun. Bu bir nevi ön ceza şeklini alıyor. Son derece sakmcah bir dunım ortaya çıkıyor" dedi. Bilsak'taki toplantıda olaylardan istanbul Valisi ve Emniyet Muduru sorumlu tutuldu. tstanbulDGM'yeçıkarılan 69kişiden 47 *si serbest bırakıldı 1 Mayıs için 22 tutuklama rampaşa Cezaevi'ne götürüldü. DGM Savcılığı, tutuklanan 9 kızın adlanm "deşifre olmamalan için" vermezken, tutuklanan 13 erkekten dördünün aynı zamanda örgüt üyesi oldukları açıklandı. DGM'ce tutuklanan 13 erkeğin adlan şöyle: "Ali Koc, Bülent Bozdogan, Süba Bayındır, Nesimi Şabin, Ali Çerkezoglu, Alper Taş, Febmi Kaya, Aydın Başpınar, Kenül Şenel, Ibrahim Tıgre, Hasan Ordn, Mehmet HasaligU, Abdollah Güney." Serbest bırakılanlardan Ertngrul Bilir, ^mniyette işkence gördükkrini öne sürdü. Bilir, 12 gündür beton üzerinde yatırıldıklarım, yaralarının iyileşmesi için savcılığa geç çıkartıldıklannı anlatarak, "Sürekli sopalarla dayak attılar. İfade vermeyenleri tek tek götürüp dövdüler" dedi. Gözaltındakilerin bugün ve yann savcılığa getirilecekleri belirtildi. Bu arada çeşitli meslek gruplan 1 Mayıs olaylanyla ilgili basın toplantısı yapülar. Gösteriler sırasında öldürülen Mehmet Dala'nın katillerinin bulunup yargılanması ve gözaltına alınanlann serbest bırakılması için bir basın toplantısı düzenleyen TAYAD ve çeşitli meslek grubu temsilcileri, meydana gelen olaylardan sorumlu tuttuklan tstanbul Valisi Cahit Bayar ve tstanbul Emniyet Müdürü Hamdi Ardalı'run istifa etmesini istediler. Demokrasi mücadelesinde mimarmühendisler adına yapılan açıklamada " a ç u n diye bağıran emekçi kitlelerin Taksim alanına sokulmamasıyla övünenlerin her şeye rağmen bir hakka sahip çıkıldığını bilmeleri gerektiği belirtildi. Demokrasi mücadelesinde avukatlar adına yapılan açıklamada, "21.75lik Özal hükümetinin 1 Mayıs'ta terör estirdigi" beliıtilerek, " 1 Mayıs'ta kutlama yapmak için izin alınması gerektiği gibi bir gerekçenin hiçbir geçerliligi yoktur. Çünkü Nevroz, Hıdrellez ve dini bayramlarda yapılan kutlamalar için de izin almak gerekmiyor. Gözaltına alınanlar 1 Mayıs'ta meydana gelen olaylarda sanık durnmunda bulsnan emniyet knvvetlerinin eline teslitn edilmişlerdir" denildi liliMı'M Adana'da 1 Mayıs ve daha sonra gelişen olaylarla ilgili operasyonlar ve gösteriler sürüyor .Önceki gün saat 13.30 sıralannda Hasan Doğan ve Çetin Veysel adındaki öğrenciler jandarma tarafından evlerinden alınarak Jandarma Alayı'na götürüldüleT. Ayrıca birkaç gündür süren "TDKP'li operasyonu"nda en az 15 kişinin gözaltına alındığı öğrenildi. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde 12.30'da bir araya gelen 100'e yakın öğrenci alkışlarla başlattıklan eylemleri sürdürdüler. İstanbul Haber Servisi 1 Mayıs'ta gözaltına alınanlardan 22 kişi daha tutuklandı. Dün DGM'ye çıkanlan 69 kişiden 47'si serbest bırakıldı. Serbest bırakılanlar emniyette kendilerine işkence yapıldığını öne sürdüler. Gözaltındakilvrin pazartesi gününe kadar savcıüğa çıkarüacaklan belirtildi. 1 Mayıs olaylannda gözaltına alınanlardan 69 kişi dün öğleden sonra tstanbul DGM'ye getirHdiler. Taksim'de gözaltına alınanlardan 18'i kız 69 kişinin ifadelerini alan DGM Savcılığı, 34 kişinin tutuklanmasını istedi. DGM Yargıcı Fikret Uluç 13'ü erkek, 22 kişinin Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na aykırı davranmaktan tutuklanmasına karar verdi. Çevik kuvvetin kordon altına aldığı DGM çevresinde biriken gözaltındakilerin yakınlan, tutuklananlar götürulürken sürekli alkış tuttular. Tutuklanan 22 kişi Bay Kırşehir Cezaevi Müdürü ANKARA (Cumhuriyet BüroANKARA (Cumhuriyet Bürosn) Kırşehir Cezaevi Müdürü Necati Çlvrilli ile gardiyan Nejat Kaynak, gasp suçundan 36 yıla hükümlü Mehmet Güngör'ün kaçmasına yardımcı olduklan savıyla tutuklandılar. Kırşehir Cumhuriyet Savcılığı 'ndan ahnan bilgüere göre, 10 mayıs çarşamba günü yaşanan fırar olayı şöyle gelişti: Mehmet Güngör, Cezaevi Müdürü Çivrilli'ye kaçmasına yardıma olması halinde 10 milyon lira vereceğini söyledi. Güngör, paranın yansının Ankara'da hazır olduğunu, diğer yarısını da kısa süre içinde eşten dosttan bularak tamamlayacağım da bildirdi. Bu öneriyi "cazip bulan" Müdür Çivriİİi, Gungör'ü gardiyanlardan Nejat Kaynak ile birlikte resmi bir araçla Ankara'ya gönderdi. Ankara'ya gelen Güngör, burada gardiyarun yanından bir gerekçe uydurarak kısa bir süre için ayrıldı ve kayıplara karıştı. tutuklandı Silıirbazın çıragı gibi Prof. Dr. CAHİT TALAS 1. Milliyetçi muhafazakârlar, 1 Mayıs tşçi Bayramı'nı öteden beri yanlış değerlendirirler. Onu bir komünist bayTamı sayarlar. Oysa biliniyor ki, bu bayramın kökeni Amerika Birleşik Devletleri'nin Şikago eyaletinde 1886 yıhnda işçilerin ve onlann liderlerinin başlattıklan çalışma süresini sekiz saatle sırurlama savaşımlanna dayanır. 1 Mayıs gününün tşçi Bayramı olarak benimsenmesi ise, 1889 yılın da Paris'te Ikinci Entenıasyonal'in ilk kongresinde alınan bir karar sonucunda gerçekleşmişti. Hemen şunu belirteüm ki, Ikinci Erternasyonal'e üye örgütlerin çoğu Manc'cı değildi. Ülkelerin sosyal tarihleri incelendiği zaman görülür ki, işciler tarih boyunca hep haksızlıklara uğramışlar, fakat, kimseye haksızlık yapmamışlardır. tnsanlann görevi ise, haksızlıklara karşı tarafsız kalmamak ve haksızlıkla savaşmak olmalıdır. 2. Bir zamanlar Türkiye'de işçilerin sendika kurmalan komünistlik sayılırdı. Sendika adı komünizm çağrısı yapardı. Bu dönem zamanla aşılmışür. Günümüzde sendika, toplumsal yaşamın saygın bir kurumudur. Bununla birlikte, sendikalann hak ve daha iyi yaşam ve çalışma koşullan aramaya dönük toplu hareketleri, muhafazakâr iktidarlar tarafından hep yadırganmıştır. Toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkındaki yasa ile izne bağlanmış ve bu izin çoğu kez yasağa dönüşmüştür. Bu yasa çağdışı ve antidemokratik niteliktedir. Aynca, tnsan Haklan Evrensel Bildirisi ile anayasa, insan haklan sözleşmesine aykındır. Oysa bu insan haklan belgeleri ulkemizi de bağlamaktadır, yükümlülüklerimiz vardır. 1 Mayıs tşçi Bayramı'm sendikalann kutlamasına ve topluma mesajlar vermelerine izin verilmedi. Ama binlerce insan bir araya geldi ve yürüme girişimlerinde bulundu. Kimlerdi bu insanlar? Sanıyoruz ki bunlann büyük bir çoğunluğu gene işçilerdi. Fakat işsiz işçilerdi. Türkiye'de işsizlik, yaşam hakkının sırunnda olma anlamına gelir. tşçiler açız diye bağırıyorlar. lşsizler de bu anlamlı günde acılarını anlatmayı, topluma duyurmayı denemek istemişlerse bunda korkulacak ne vardı ki üzerlerine copla, sopayla, tabancayla gidildi? Aklı başında olan hükümetler, hele kendilerinin sosyal adaletçi olduklannı da söylüyorsa, her şeyden önce işsiz büyük kitlelerin ekonomik durumlan ile ilgilenirler. Sayılan, veriieri çarpıtarak, yanlış yorumlayarak işsizlik KONUK YAZAR Ö C5 azalmaz. Türkiye'de işsizlik çığ gibi büyüyor. Çünkü aşın nüfus artışı sağlıklı gelişme sürecini zorluyor. Enflasyon yatınmlan olumsuz doğrultularda etkiliyor. Yeni iş alanlan açılamıyor. Sanayide gelişme durakladı. Ekonomi durgunluk içine girdi ve işten çıkarmalar gittikçe hızlanıyor. Yabana ülkdere gidisler de sembolik oranlarda kaldı. Ülkemizde işsizlik sigortası da olmadığı için işsiz kalmak, özellikle genç kuşakJarca omuzlanna bir karayıkım gibi oturmuştur. Bir istihdam politikası da yok. Sayın Başbakan aç ve işsiz insanın her an patlamaya hazır bir konumda olduğunun farkında değil. Bir de solcu diye çalışma hakkından yoksun bırakılan insanlar, gençler, bir gün gelir direnir ve isyan ederler. Topluma ve ülkeyi yönetenlere karşı önlenemeyen bir kin duymaya başlar, bir yerde patlarlar. 1 Mayıs günü işçilerin üzerine silahlannı sorumsuzca Firar olayırun öğrenilmesi üzerine harekete geçen Kırşehir Savcılığı, gardiyanı sorguladı ve olayın para karşılığı planlanmış bir olay olduğunu öğrendi. Bunun üzerine savcüık, Müdür Çivrilli ve gardiyan Kaynak hakkında TCK'nın "fırara yardıma olmak ve ikna yoluyla irtikap" suçlannı yaptuıma bağlayan 305 ve 210. maddeleri uyannca soruştunna actı ve tutuklanmalan isteminde bulundu. Bu istem Kırşehir Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi'nce de yerinde bulununca, Çivrilli ve Kaynak önceki gün tutuklanarak Kırşehir Cezaevi'ne konuldular. Savcıük yetkilileri, Çivrilli ve Kaynak hakkında Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesi'nde aynı savlarla dava açılacağını ve iddianamenin de hazırlanmak üzere olduğunu büdirdiler. Gardiyan Kaynak'ın sorgusunda, hükümlü Güngör'ü Müdür Çivrilli'nin talimatı üzerine 10 milyon lira parayı almak üzere götürdüğünü anlattığı da öğrenildi. 1 Mayıs tşçi Bayramı'nı sendikalann kutlamasma ve topluma mesajlar vermelerine izin verilmedi. Ama binlerce insan bir araya geldi ve yürüme girişimlerinde bulundu. Kimlerdi bu insanlar? Sanıyoruz ki bunlann büyük bir çoğunluğu gene işçilerdi. Fakat işsiz işçilerdi. kullanabilen ve koşullanmış polis göndermek ise basiretsizliğin en büyüğüdür. 3. Başbakan, birinri ve ikinci hükümet programlannda diyor ki: "Bizim programımız sosyal adaletçi bir programdır. Bizim kıymet hükümlerimiz içinde, komşusu aç yatarken tok uyunuunn kötülügü vardır. Kişinin kendi nef si için istedigJni bir başkası için de istemesi şart koşulmuştur. Bu sosyal değerler ekonomik tedbhierle de destekknince, sosyal adalet, sosyal güvenlik ve sosyal banş sağlaaacaktır." Ne samimiyetsiz açıklamalar! Sayın Başbakan devletin konutunda ve tstanbul'da başka konutlarda, otomobilleri, uçaklan ile en savurgan Osmanlı döneminin padişahlannı bile gerilerde bırakan bir yaşam biçimini sürdürürken mi aç komşusunu düşünüyor? 4. Sayın Başbakanın 26 mart yerel seçimlerinden sonra içine düştüğü ruhsal dunım da kamuoyunun dikkatini çekmelidir. Bu dunım, geçen hafta Bakanlar Kurulu'nca ahnan ve başta Emlak Vergisi'nin oranını yüzde elliye düşuren karar ile daha çok gün ışığına çıkmıştır. Şöyle ki, Sayın Başbakan 26 mart yenilgisini bir türlü içine sindiremiyor. Duygulan akıl ve mantığa egemen olmakta ve sağlıklı olmayan açıklamalar, kararlar ve değerlendirmeler birbirini izlemektedir. Açıktır ki, Başbakan muhalefetin eüne gecmiş olan yerel yönetimlerin çalışmalannda başanh olmasııu da istemiyor. Bunun için her yola başvuruyor. Giden yönetimden kalan borçlann sağhkü bir çözüme bağlanmasına yardıma olmadığı gibi, belediyeleri gelir ka>*naklanndan yoksun bırakarak başansız kalmalanm istiyor. Bu, yanhş ve ilkel bir öç ahna duygusudur. Saym Başbakan kötü duygulara kapüarak hem halkı, hem de şimdi işbaşında olan yerel yönetim sorumlulanm cezalandırmak istiyor. Hangi geçerli nedenlerle Emlak Vergisi oranı yüzde elli azaltılabilir ki? Artık anlaşılmaktadır ki, verilen kefalet halk tarafından kabul edilmemiş ve geri çevrilmiştir. Kabul edilmeye değer bulunmamışbr. Buna kızarak sağlıklı olmayan yollara başvurmak, devlet ciddiyeti ile bağdaşmadığı gibi, bir ruhsal bunalımın da işaretini veriyor. Böyle olunca, siyasal yaşamın bütün denetim düzeneklerine iş düşüyoT. Toplumun çıkarlan bunu gerektiriyor. 5. Başta Başbakan olmak üzere, milliyetçimuhafazakâr iktidar 1 Mayıs işçi bayTamım kutlamaya engel olmakla büyük bir yanlışın içine girmiştir. özal, bir kez daha inat gösterisi yapmış ve sonraki olaylar karşısındaki tutumu ile bunu sürdürme yoluna ginniştir. "BeBİm dedigim olur" saplantısından kendisini kurtaramıyor. Yüzlerce yıldan beri zorun banş getirmediği biliniyor. Bizim görüşümüz o ki, eğer o çağdışı kalmış bir yasayı ille de geçerli kıhnak yanlışından yola çıkılmasa idi her şey banş içinde başlar ve banşla biterdi. Bunalırnı tırmandırma politikalan her açıdan yanhştır. Olaylar bir kez başladı mı, nerede duracağı çoğu kez bilinmez ve önce sihirbazın çıkarlan sele kapıhr. Toplumsal haksızhklar, adaletsizlikler kolay kolay unutulmaz. Kuşaklar boyunca sürer. Geçmişten ders almak ve onun deneyimlerinden yararlanmak, siyaset ve yönetim forumunda bu yöntemlerle boy gösterenlerin hiç unutmamalan gereken çok yalın bir kuraldır. LONDRA Yüksek öğretim Kurulu Başkanı Profesör thsan Doğramacı, son iki yıl içinde 300'ü Ingiltere olmak üzere, Avrupa ve Amerika'ya 800'e yakın doktora ve ihtisas öğrencisi gönderildiğini söyledi. "Japonya bu uygulamayı çok önce yapmıştır. Kanımca Japon mucizesinin en önemli unsurlanndan biri çok genç kabiliyetleri 7080 yıl önce dahi Avrupa ve Amerika'ya yollamalandır. Bizim gençlerimiz de birkaç yıl sonra yurda dönünce üniversitelere yeni bir dinamizm gelecektir" dedi. Resmi davetli olarak geldiği îngiltere'de 4 gün süreyle üniversite rektörleri, Eğitim Bakanlığı uzmanlan, Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, tngiliz Kültür Heyeti ve diğer yüksek öğretim kuruluşlannın temsilcileri ile görüşen Profesör Doğramacı, tngiltere'de yeni yürürlüğe giren Eğitim Yasası'nın uygulanışını da yerinde inceledi. Profesör Doğramacı, Oxford, Cambridge, Londra üniversiteleri başta olmak üzere çok sayıda üniversite yöneticileriyle görüştü. Aynca "Üniversite Finans Kunılu"nun başkam ile iki kez yaptığı görüşmeyi "en yararu" diye niteleyen Prof. Doğramacı, Türkiye'ye dönmek üzere Londra'dan aynlmadan önce de Cumhuriyet'in sorularını yanıtladı. tngiliz Üniversite Finans Kurulu ile Türkiye Yüksek Öğretim Kurulu arasında sizce bir benzerlik var mı? Kurulun bütün üyelerini tngiltere hükümeti tayin ediyor, üyelerinin çoğunluğunu bizde olduğu gibi akademik kişiler teşkil ediyor. Kurul, Temmuz 1988'de çıkanlan ve 1 Nisan 1989'da yürürlüğe giren yeni Eğitim Yasası uyannca kunıhnuştur. Bu yasaya göre artık hiçbir öğretim üyesinin emekliliğe kadar calışması söz konusu olmayacaktır. Kasım 1987'den itibaren, yani geriye dönüşlü olmayacaktır. Kasım 1987'den itibaren, yani geriye dönüşlü olarak, bizde doçent ve profesörlerin atandıktan sonra emekli olana kadar görevlerine devamları mecburidir. tngiltere'de ise artık bazı öğretim üyelerinin, kendilerine haber verildikten sonra en çok bir yıl içinde herhangi bir gerekçe gösterilmeden görevlerine son verilebilecektir. Bu uygulamanın üniversitelere dinamizm getirdiğini düşünüyorlar. Bu kurul aynca, üniversiteleTİ birleştirme yetkisine de sahiptir. Geçen hafta Galler bölgesinde iki üniversitenin birleştirümesine karar verildi. Bir üniversitenin mali konulardaki uygulaması beğenilmediği için öbürü ile birleştirilmiştir. Üniversite sayısının arttmlması yeni alınan öğretim elemanlarının çoğunun niteliksizliği nedeniyle eğitimin kalitesinin düştüğü iddialan var. 14 mayısta tstanbul'da üniversite öğretim üyelerinin katılacağı YÖK sonınlan üzerine bir toplantı yapılacak... Dünyaya bir göz atarsak, yürürlükte olan sistemden hiç kimse tamamen memnun değildir. Demokrasilerde her çeşit ses duyulmalıdır. Ancak bundan ne ölçüde yararlanılacağı, sorumluluğu yüklenenlere bırakılmalıdır. Türkiye nüfusu gençtir ve artmaktadır. Bu yıl 800 binden daha fazla aday, 100 bin yerimiz olan üniversiteye girmek istiyor. Sadece sekizde bir gencimizin yüksek öğretim kurumuna girme şansı var. tstediği kuruma girme şansı bazan 50'de l'dir. Daha az öğrenci alalım, daha iyi yetişsin denebilir. Ama bu haksızlık olur. Yapılacak şey, alınacak öğrenci sayısım arttırmak, daha çok öğretim kurumu açmak, fakat bunlara maddi imkân sağlamaktır. tngiliz üniversitelerine devletin sağladığı mali olanaklar konusunda Türkiye ne ögrenebilir? Bizde her üniversite bütçesinin yüzde 95'i devletten gelir. tngiltere'de ise devletin verdiği ödenek üniversitelere değil, Üniversite Finans Kurulu'na veriliyor. Kurul, üniversitelere dağıtır, üniversiteler, kendi mali kaynaklarıru kendileri bulmaya teşvik ediliyorlar. Başbakan Thatcher hükümeti, üniversiteleri artık bir "özel girişim" düşüncesiyle yönetmeyi öngörüyor. lngniz öğrenciler de yabancılar da üniversiteye para öder. Yani eğitim paralıdır. tngiltere'deki uygulamalan Türkiye'ye taşımak, inanılmayacak kadar şaşkınlık yaratır. Yüksek Öğretim Yasası'nda bazı degisiklikJere gjdilmesine Oiskin göriisler, görevinden aynlan eski Milli Eğitim Bakanı Hasan Celal Güzel tarafından benimsenmişti. Avni Akyol'nn ise farklı düşündügü göriilüyor. YÖK hiçbir zaman merkezi bir yönetim organı değildir. Milli Eğitim Bakanlığı'nın, YÖK'ün çalışmasında söz hakkı bulunmaz. Eski bakan zamanında rektör atamalannda arzu ediliyordu ki hükümetin de bir sözü geçsin. YÖK kararlan aynca Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylanmaz. Bu bakımdan bizim sistem, tngiliz ve Amerikan sisteminden daha liberaldir. Sema Poyraz yurda dönüyor İstanbul Haber Servisi Genelkurmay Sıkıyönetim Askeri Hizmetler Koordinasyon Başkanlığı tarafından 10 Şubat 1981 günü Cem Karaca, Melike Demirağ, Şanar Yurdatapan ve Selda Bağcan ile birlikte "yurda dön" çağnsı yapılan, bir gün sonra da tstanbul Sıkıyönetim 2 Nolu Askeri Mahkemesi tarafından gıyabi tutuklama karan verilen sanalçı Sema Poyraz, 16 Mayıs 1989 günü Türkiye'ye dönüyor. 1981 yılmdan bu yana yurtdışında yaşayan Sema Poyraz'ın dönme karannı, hakkındaki gıyabi tutuklama karannın kaldırılması nedeniyle aldığı öğrenildL Gençlik Kurultayı'na izin yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Üniversitesi Hukuk Fakultesi öğrenci Derneği'nin düzenlediği "1. Gençlik Kurultayı"na, "amaç dişı" faaHyet olduğu gerekçesiyle Ankara Valüiği'nce izin veriünedi. Valilik, böyle bir toplanüyı ancak Milli Eğitim Bakanlığı'nın düzenleyebileceğini belirtti. Gölbaşı Sineması'nda düzenleneceği açıklanan öğrenci kurultayuıın yasaklandığına ilişkin Vali Yardıması Yahya Gür imzah yazı, öğrenci derneği ne önceki gün öğle saatlerinde iletildi. Kurultayın yasaklandığmdan habersiz öğrenciler, dün sabah saat 09.00'dan itibaren sinemamn önüne geîdiler. Burada toplanan 100 kadar öğrenci, dernek yöneticilerinin ve orada bulunan güvenlik kuvvetlerinin uyanları üzerine dağıkhlar. Dernek avukatı Cevat Balta, valiliğin bu yasa klama karannın iptali için Ankara tdare Mahkemesi'nde dava açacaklannı söyledi. 'Kayıp mermV soruşturması ADAPAZARI (Cumhuriyet) Sakarya Emniyet Müdürlüğü depo sayımı sırasında çeşitli çaplarda 15 bin merminin kayıp olduğunun anlaşılması üzerine Emniyet Müdür Yardımcısı Orhan Şener, Personel Şube Müdürü Hüseyin Gümüş ve depo görevlisi polis memuru Mithat Fidan açığa almdu Emniyet Müdürlüğü tarafından gizli tutulan olay, verilen ani bir kararla depo sayımı sırasında ortaya çıktı. Sakarya Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğlu, olayın ortaya çıkmasından sonra açığa alınan görevliler hakkında geniş çaplı soruşturma başlatmak amacıyla Emniyet Genel Müdürlüğü'nden müfettiş istendiğini söyledi. Kayıp mermilerle ilgili olay, Sakarya Emniyet Müdürlüğü camiasmda tedirginlik yarattu TKP/B davasında 4 mahkumiyet SAMSUN (Cumhuriyet) 12 Eylül'ün 8. yıldönümünde pankart asmak, bildiri dağıtmak ve yasa dışı TKP/B örgütüne üye olmak savlarıyla Ankara DGM'de yargılanan kapatılan Ondokuz Mayıs Üniversitesi öğrenci Demeği Başkam, 1\p Fakultesi son sınıf öğrencisi Salih Şahin, Samsun Doğumevi memurlanndan Hulusi Bilgin ile Abdullah Demir ve Mansur Akça, TCK'nın 141/5. maddesi gereğince 5'er yıl ağır hapis cezasına mahkum edildiler. Valilifein yorumu Yahya Gür'un dernek yöneticüerinin ilk başvurulanna verdiği yanıtta, 'Türkiye genetinde yüksekoğretim gençliğinin sorunlannın ek alınacağı bir toplantıaın tek bir kanıluş tarafından yaptimasının, bu kuruluşun da Milli Eğitim Bakanlığı olmanBin zarnreti ve faydalan açtkbr. Aksi balde her canı isteyea öğrend deneğMn gençHk ş a n a veya gesçtik kuraltayı adı altiada toplantı düzeoleoteye kalkması, kannasadaa başka bir sonoç doğurmaz" denildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear