02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 NİSAN 1989 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 W1NDHOEK (AA) Namibya'da cumartesi günü başlayan bağımsızlık sürecini denetlemekle görevli BM güçleri, gerilia örgütü SfVAPO ve kilise liderleri tarafmdan görevlerini yapmamakla suçlandı. Namibya'mn bağımsızlığı için Giiney Afrika'ya karşı yıllardır savaşan SHAPO'nun bir yetkilisi dUn yaptığı açıklamada, taraftarlan güvenlik güçlerince öldürulürken BM güçlerinin (UNTAG) seyirci kaldığını söyleyerek, "UNTAG nedir? Onlar çatışmalan engellemek ile görevli olmalanna rağmen, aksine, onlar geldiklerinden bu yana hep çatışma çıkıyor" diye konuştu. SWAPO, suçladı Sovyet lideri' Castro ile bölgede gerginliğin nasıl azaltılabileceği konusunu görüştük GorbaçovKüba borçlannın Moskova tarafmdan silinip silinmeyeceği yolundaki bir soruya, yanıt olarak "Bu konunun beniiz görüşülmediğini" söyledi. Gerasimov, Gorbaçov'la Castro arasındaki görüşmelerin "doslça bir hava içinde" geçmekte olduğunu belirtti. SSCB Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Gorbaçov'un Castro'ya Sovyetler'de yapılan seçimler konusunda bilgi verdiğini de sozlerine ekledi. Gorbaçov resmi görüşmelerini sürdürürken eşi Raisa da Havana'da çeşitli ziyaretlerde bulunuyor. Raisa, dün ünlü Amerikalı yazar Ernest Hemingway'in Havana'da yaşamış olduğu ve müze haline getirilen evi gezdi. Sovyet heyetine yakın kaynaklar, Gorbaçov'la Castro'nun gorüşmelerde Latin Amerika ülkelerinin borç sorunu ile uyuşturucu madde kaçakçılığı konusunu ele aldıklannı söylediler. DUNW)A BUGUN ALISIRMEN Aziz Çalışlar'dan Bir Yazı Salman Rüşdü'nün Şeytan ^yetleri kitabının tartışması doruk noktasına vardığında bir ara yurtdışında idim. TYS üyesi, yazar dostum Aziz Çalışlar ile iş gezisine çıkmadan önce konuşurken, kendisinden bu konuda bir yazı yazmasını rica etmiştim. Ne yazık ki Çalışlar'ın metni geldiğinde yoktum. Düşünce özgürlüğüyle ilgili Salman Rüşdü tartışması ise dönüp de metni masamın üstünde bulduğumda küllenmeye yüz tutmuştu. Bu durumda onu alıp dosyanın içine koydum ve bir kenara kaldırdım. Pazar günkü Cumhuriyet'te Helsinkı VVatch'ın Türkiye ile ilgili raporunu ve bu arada, düşünce ve yazma özgürlüğünün durumuna değinen düşünceleri okurken, dostum Çalışlar'ın yazısı geldı aklıma. Evet, Türkiye'de yazarın özgürlüğü hâlâ tam anlamıyla yaşama geçirilememışti, ama savaşım sürüyordu. Aziz'in, Salman Rüşdü olayındaki tepkısi bunun en çarpıcı örneklerinden biriydi. Bugün bu sütunu Aziz Çalışlar'a ayırıyorum ve Çalışlar ile okuyucularımızı baş başa bırakıyorum: Raisa Gorbaçov, dün Havana'da ünlü Amerikalı yazar Ernest Hemingvvay'in müze haline getiriltniş evini ziyaret etti. Mihail Gorbaçov bu akşam Londra'da bekleniyor. Dış Haberler Servisi Sovyetler Birlığı Devlet Başkanı Mibail Gorbaçov, Küba'da temaslarını sürdürüyor. Gorbaçov dun Küba parlamentosunda bir konuşma yaptı. Gorbaçov, Sovyet televizyonuna verdiği demeçte Küba lideri Fidel Castro ile bölgede gerginliklerin nasıl azaltılabileceği konusunda görUştüklerini soyledi. Gorbaçov, iki ülkenin de, uluslararası havayı iyileştirmek için kendilerine de sorumluluk düştüğünün bilinci içinde bulunduklarını kaydetti. Dişi teröriste idatn istendi SEUL (AA) Güney Kore'de, 1987 yılında Güney Kore Havayollan'na ait bir yolcu uçağma bomba yerleştirerek 115 kişinin ölümüne yol açan olayla ilgili davada yargılanan Kuzey Koreli ajanm idamı istendi. Savcı Lee Sang Hyung, Güney Kore Havayollan'na ait uçağa bomba yerleşürdiğini itiraf eden Kim Hyon Yui'nin "insanlığa karşı işlediği suç affedilemez" dedi. Savcı iddianamesinde, Seul'de geçen eylül ayında düzenlenen 1988 Olimpiyat Oyunları'nı protesto etmek amaeıyla, Kuzey Kore'nin, Güney Kore yolcu uçağma bomba yerleştirilmesi yolunda talimat verdiği One sürüldü. Yaratım Özgürlüğü ve Yazarın Güvencesi "Son romanım Utanç'ta bir diktator var, Pakistan gibi bir ülkede bir general yıkılıyor, romanda öyle geçiyor, öldürülüyor. Yani ölüyor. Ben aslında mutlaka ölsün diye düşünmüyordum. Yıkılsın ıstiyordum, belki de en lyisi sürgüne gitmesiydi." Bir romanın kişilerinin yazgılan ile bir yazarın bunlar üstündeki denetimi arasındaki ılişkiyi GüYıter Grass'a I987*de böyle anlatryor Salman Rüşdü (1). Ancak işin ilginç yanı, romanın kurgusal (!) kişisi, yani Pakistan'ın diktator generali, yazarın isteğine karşrt, sonunda ölüyor, hatta öldürülüyor! işte gerçeklik ile kurgu arasındaki paradoks! Nitekim Salman Rüşdü, yazarı kurgusunun nasıl sonunda gerçeği verdiğini, gerçeklerin de kurguya dönüştüğünü meslektaşı Günter Grass'a anlatırken, özellikle böyle bir teknikten yola çıktığını, çünkü içinde yetiştigı Doğu toplumlarının edebiyat geleneğınde bunun böyle olduğunu söyleyerek, Doğu'nun kurguya dayanan masalsı anlatımı ile Batı'nın gerçekliğe dayanan roman anlatımı arasındaki ayrım üstünde duruyor. Böyle de yapması gerektiğini, çünkü seslendiği insanların Tanrı'ya inanan Müslüman insanlar olduklarını. gündelik gerçekliği onlarla ancak bu yaratım yöntemı yoluyla paylaşabilecegini soylüyor. Kısacası, 'dinsel yaşamı içeren' gündelik gerçeklığe sanatsal hayalgücüyle tarih ve siyasetin iç ıçe geçtiği bir anlatımla yaklaşıyor; (sanatsal metni dünyadan koparmaya çalışan 'postmodernist eleştiri'ye de karşı çıkarak) yazarın toplumsal sorunlarla hesaplaşması gerektiğinı söylüyor. Grass da kendisine zamanın yazarlardan yana olduğunu, 'diktatörlerin, papaların öleceğini, ama yazariarın kitaplarınm kalacağmı' dile getiriyor. Salman Rüşdü de evet, gelecek varolmuştur' diye yanıtlıyor. Ancak din, mutlak olduğundan ('Şeytan Ayetleri' örneğinde yoğun biçimde tanık olunduğu gibi), yazarı ve sanatçıyı (yani yaratım özgürlüğünü ve güvencesinı) ıster istemez karşısına alıyor. 'Şeytan Ayetleri' dolayısıyla, yazarın yaratım özgurlüğünden ve yaratım güvencesinden yana dünya yazar örgütleri kadar, Avrupa Topluluğu ülkeleri de buna şiddetle karşı çıkıyorlar. Yazarlığın gücünün ve güvencesinin apaçık bir kanıtı olan bu karşı çıkış (olayın siyasal boyutlarını bir yana bırakırsak), bütün bütüne uluslararası hukuka da dayanıyor. Uluslararası hukuk antlasmaları, uluslararası medis ve konferans kararian (örneğin, Evrensel İnsan Hakları Bildirgesı, Avrupa Konseyı Parlamenterler Meclisi Tavsiye Kararian vb.) toplumları yazarlartn yaratıcılık işlevlerini yerine getırmelerini sağlamakla yükümlü tutuyor (2). Türkiye de devletinin ve devlet kurumlarının yapısı ve niteliği gereği bu uluslararası hukukla ve temel hukuk yasalarıyla bağımlı bir devlet ve toplumdur. Yani laik Türkiye Cumhuriyeti'nin şeriatçıdinci devletlere ve onların hukuklarına özünden karşıt bir yapısı söz konusudur. Ama ya pratik? Böyle bir toplumun en üst bir hukuk kurumu olarak Yargıtay, 'kitap ımhası' kararı verirse, o zaman şeriatçıfetva,yazarın katlini vacip görmüş çok mu? Yaratım özgürlüğü ve yazariığın güvencesi açısından bizce burada hiçbir fark yok! Ancak kabahatin kendilerinde değil, yasalarda olduğunu ve değiştırilmesi gerektiğini söylüyor iktidar (yani yasama ve yürütmenin hiçbir kabahati yok! .) Oysa gazeteler, iktidarın da (yasamanın da) tıpkı bu yasalar gıbı yazarlara ve kitaba olan acımasızca ve çağdışı tavrını sergiliyorlar (3). Dogru, iktidar, sanatçıyı ('artistler'i, 'yıldızlar'ı) koruyor, onlara kokteyller veriyor peş peşe! Ama yazara (düşünceye, düşünce ve yaratma özgürlüğüne) imha kararı vererek, ceza yağdırıyor! Çünkü ülkernizde, düşünce özgürlüğü, insan hakları (tıpkı şeriat toplumlarına koşut biçimde) 'hukuka', 'örf ve geleneklerimize' karşı (yine iktidar tarafmdan) 'aşırı sol' olarak; maddi manevi işkenceye ses etmeyen, 'düşüncesizleştirilmiş', yığınlaştırılmış, kişiliksizleştirilmış insan ise normal olarak nıtelendirılıyor. Yazarın güvencesi, hukuk kadar, kendi yapıtıdır da. Ama hukuk 'imha edildiği' gibi, kitaplar da 'ımha ediliyor'sa, yazann hiçbir (Arkaa 17. Sayfada) Sovyet lideri, ülkesinin son yıllarda uygulamaya koyduğu esnek dış politika stratejisini Kuba'nın ABD'yle olan ilişlulerindeki gerginliğin giderilip giderilemeyeceğini Castro'yla değerlendirdiklerini belirtti. Gorbaçov, dünyanın birçok yerinde uluslararası ilişkilerin yumuşamakta olduğunu, bu yumuşamada, SSCB ve Kuba'nın da rolu Ote yandan Londra muhabiriolduğunu kaydetti. Sovyet lideri miz Edip Emil Öymen'in bildirdi nin Castro'yla bir kez daha görüş ğine göre Gorbaçov, bu akşam geç mesi bekleniyor. saatlerde Londra'da bekleniyor. Sovyetler Birtiği Dışişleri Ba Doğruca Sovyetler Birliği büyükanlığı Sözcüsü Gennady Gerasi kelçilik ikametgâhına gidecek raov, Kuba'nın SSCB'ye olan olan Gorbaçov, perşembe sabahı Kuba gezısinde Gorbaçov'a eşlık eden Raisa. zarafetı ve sevımlı davranıslarıyla yıne dıkkatleri üzerine cekti Başbakan Margarel Thatcber'la en az 6 saat surmesi beklenen göruşmelerine başlayacak. Westmınster Abbey'i ziyaret ederek çelenk koyacak olan Gorbaçov, da ha sonra da Sovyetler Birliği'ne "teknoloji transferi" gerçekleştirecek olan bir tesisi gezecek. Tesisin adı açıklanmadı. Ancak bunun tngiliz Havacılık Kurumu (British Aerospace) olması ihtimali var. İngiltere ile Sovyetler Birliği arasında havacılık konusunda teknoloji aüşverişı yapılması planlandığı belirtiliyor. Yunanlı muhalefet milletvekili Paleokrassas: Once siyasi çözüm Atina Arikara'ya ZAFER ARAPKİRLt Yunanistan'daki ana muhalefet Yeni Demokrasi Partisi (NeaDimokratia) Ekonomi Bölüm Başkanı John D. Paleokrassas, Türkiye ile ülkesi arasındaki siyasi sorunlann çözıimünün diğer sonınlann çözümüne de kapı aralayacağını söyledi. Paleokrassas, Türkiye ile diyaloğa her zaman önem verdiklerini ve iktidara geldiklerinde bunu PASOK'tan daha iyi gerçekleştireceklerini savundu. Işadamlannca oluşturulan Propcller Club'Un İstanbul şubesi tarafından, kuruluşun aylık toplantısına katılmak üzere Türkiye'ye gelen Yunanlı parlamenter John D. Paleokrassas, haziran ayındayapılması beklenen genel secimlerde partisinin yüzde 47 oranında oy alacağını tahmin ediyor. Bu şekilde 150 civarında sandalye kaz&nacaklarım söyleyen John Paleokrassas, çoğunluğu sağlayamadıkları takdirde ulkesinde yeni bir "siyasi istikrarsızlık dönemi" olasılığından da söz ediyor. Türkiye ile Yunanistan arasındaki dostane ilişkilerin ve diyaloğun, partisinin iktidar olduğu yıllarda iyi bir gelişme gösterdiğmi kaydeden Paleokrassas, "Papandreu bizi diyalog kurraakla suçluyordu. Şimdi göniyonız ki kendisi bu gönıntuyü vermek istiyor" diyerek PASOK hükümetinin samimı olmadığını ima ediyor. Ülkelerımiz arasında ekonomik ilişkilerin gelişmesinin ön şartı olarak "siyasi sorunlann çözülmesini" gösteren Yunanlı parlamenter, ekonomik ilişkilerin canlı olmamasını da şöyle açıklıyor: "Aynı bölgede olmamız ve ekonomilerimizin de benzeıiik göstermesi nedeni\le, zaten benzer iirunlerimiz var. Bu nedenle birbirimi/e ne ihraç edecegiz, ne alacagız? Ama ornegin turizra gibi bir alanda ortak etkinlikler gösterebiliriz. Ege'de, uçüncu ülkelere satabileATİNA (Cumhuriyet) Yuceğimiz ortak turizm etkinlikleriynan hukümeti, son gunlerde Aııle işbiriiği yapabiliriz." kara ile Atina arasında yapılan Batı Trakya'daki Türk azınlık "sözlü" girişim ve şikâyetlere son sorununun da çözülmesi gereken vermek istercesine, Dışişleri Basiyasi sorunlar arasında bulundu kanlığı Müsteşan Nüzhet Kandeğunu kaydeden John Paleokrassas, "Bu bölgede yaşayanlar Türk mir'in önceki gün basın toplantıazınlık mı. yalnızca Müslutnan sında söylediklerine "yanıt >ermı?" şeklindeki bir sorumuzu da meyecegini" açıkladı. şöyle yanıtladı: Hükümet Sözcüsü Sotiris Kos"Lozan Antlasması'nda Türk topulos, konu ile ilgili soruları yadegil Müsluınan azınlıktad söz nıtlarken şu açıklamayı yaptı: ediliyor. Zaten bu insanlar Yunan "Yunan hukümeti, Sayın Kandevatandaşı. Türk kökenliler ama mir'in ne girişimine ne de yaptıgı pasaportlannda Müslüman yazar. açıklamalara yanıt verecektir. Benim pasaportumda da Yunanlı Çünku iki ülke arasında, üstelik Ortodoks degil, yalnızca Ortodoks Türkiye'nin ısran üzerine saglayazar. Sorun edilmemeli. Bizim nan mutabakata göre taraflann. iklidanmı/da böyle sorunlar yok karşılıklı olarak yetkili makamlatu. Turkiye, Lozan Antlaşması'na nna bilgi verilmeden önce kamularaf olduğu için dogal olarak Batı ya açıklanan diplomatik girişimTrakya'da yaşayanlann sorunlany lerin dcvam ettirilmemesi öngöriilüyordu." la ilgilenir." YUNANİSTAN karşıhk vermedi Denktaş, yeni formül sunacak 4 NEW YORK (Cumhuriyet) Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın değerlendirme toplantısma katılmak için New York'ta bulunan KKTC Cumhurbaşkam Rauf Denktaş, "Uzlaşmayı kolaylaştma yeni formülleri" olduğunu söyledi. KKTC Cumhurbaşkam örnek olarak Lefkoşa'da teknik ayrıntıları dışında anlaşmaya varılan çizginin 50 metre geri çekilmesi önerisini hatırlattı. Aynı şekilde örneğin güneyde yapılan olimpiyatlara Türk tarafımn da katılmasmı ya da kuzeyden güneye geçişlere izin verilmesinin, benzer şekilde uyum sağlanmasında kolaylıklar getireceğini bildirdi. ABD'de Ortadoğu pazarlığı FKÖ, George Bush'un îsrail'in "işgal altındaki" Batı Şeria ve Gazze'den çekilmesi yolundaki çağrısını olumlu karşıladı. WASHINGTON (Ajanslar) tsrail Başbakanı tzak Şamir, Ortadoğu sorunuyla ilgili temaslarda bulunmak üzere dün ABD'ye gitti. Şamir'in, ABD'ye yapacağı ziyaret sırasında Ortadoğu konusunda ciddi görüş ayrılığına düştüğu Amerikan hukümetıni ikna etmek için oldukça zorlanacağı tahmin ediliyor. New York'a vardıktan hemen sonra Yahudi toplumunun temsilcileriyle görüşecek olan Şamir, hafta sonuna kadar VV'ashington'daki temaslarını tamamlayarak Chicago, New York ve New Jersey'de bir dizi konferans verecek ve televizyon programlarına katılacak. Amerikalı yetkililer kendisinden işgal topraklannın gelecefiyle ilgili "yeni fıldrier" bekliyorlar. Şamir, geçen hafta yayımlanan bir söyleşide, Filistin ayaklanmasının sona ermesinden sonra Filistinliler için seçim olasılığından söz etmiş, ancak bu da Camp DaŞamir aynca, Israil ve FKÖ arasında her türlü diyaloğa karşı olduğunu söylüyor. ABD Dışişleri Bakanı James Baker ise ısrarla bu olasılığın göz ardı edilemeyeceğini vurguluyor. Şamir'in bu konuda kamuoyunun desteğini almayı amaçladığı bu nedenle konferans ve röportajlara ağırlık verdiği bildiriliyor. The New York Times Gazetesi'nde pazar günu yayımlanan bir kamuoyu yoklaması sonucuna göre Israillilerin büyük bolümü FKÖ ile kısa dönemde doğrudan diyaloğa karşı çıkıyor. Ancak bu tutum Amerikan Yahudi toplumunda bu kadar ciddi değil. Amerikan Yahudi toplumu, FKÖ'ye karşı hiçbir sempati duymuyor, ama Filistin ayaklanmasının Israil tarafmdan şiddet kullanarak bastınlmasından son derece tedirgin olduğunu da saklamıyor. tsrail Başbakanı îzak Şamir dün Washington'a gitti Koştopulos aynca, Gümülcine Konsolosu Kemal Gür hakkında, Yunan hükümetinin "Yunaoistan'ın içişlerinc kanşıyor" idâiasıyla yaptığı şikâyetler ve Kandemir'in önceki günkü basın toplantısında konu ile ilgili uyansına karşı ise şöyle dedi: "Yunan hukümeti, uluslararası anlaşmalara, dinine baglı bir insan gibi saygı göslermektedir. Aynı Yunan hukümeti, aynı şekilde, komşu ülkelerinin de uluslararası kurallara saygı göstermesini dilemektedir." Sözcü son olarak, Batı Trakya1 da yaşayan Turk azmlığı konusuna da değinerek şunlan söyledi: "Ülkemizdeki demokratik düzen, ülke vatandaşlanna eşit haklar tanımaktadır. Bu duzen, din aynnıı gözetmeksizin bütün Yunan valandaslan için bir garantidir." Öte yandan, geçen hafta sonunda Selanik Konsolosluğu'na saldıran aşın sağcı Kıbnslı Rum öğrencilerin "layık oldukları gibi cezalandınlmalan" ve "Yunanistan'da bulunan butun Türk kousolosluklanmn daha sıkı konımaya alınmalan" için Türkiye'nin Atina Buyükelçiliği, Yunan Dısişleri'ne girişimde bulundu. Bu arada gözaltına alınan 9 Kıbnslı Rum öğrenci, önceki gün suçüstü mahkemesine çıkanldılar, ancak duruşmanın perşembe gününe ertelenmesini talep ettiler. Lübnan'da çarpışmalar BEYRUT (AA) Lübnan'm başkenti Beyrut ve çevre kasabalarında, Hıristıyan ordu birlikleri ile Suriye birlikleri ve müttefıkleri arasında son 24 saat içinde meydana gelen çarpışmalarda 11 kişinin öldüğü, 21 kişinin de yaralandığı bildirildi. Ajanslar, Beyrut'un, iç savaşın 14 yıl önce başlamasından bu yana en şiddetli çarpışmalara sahne olduğunu bildiriyorlar. Çarpışmalarda, Devlet Başkanlığı Sarayı ve Savunma Bakanlığı ile birlikte yüzden fazla yerleşim bölgesine binlerce top mermisi düşerken, çok sayıda binanm harap olduğu ve Beyrutluların geceyi sığmaklarda geçirdiği haber veriliyor. 23 günde 10 kiloya kadar zayıflayabilirsiniz! Ustelik sadece gerekli yerlerden. İlaç almadan, egzersiz yapmadan, aç kalmadan. AVRUPALI DANIŞMANLAR DENETİMİNDE Fazla kilolu olmak buyük bir sorun olabilir. Kilo vermeyi denemek ise başhbaşma bir dert. Gunlerce aç kalmak, çeşitli zavıflama haplan ve kullanılan diğer yontemler sadece geçia; sonuç ise sıkuıtı ve hayal kınkhğıdır. Şimdı, Turkiye'de ilk defa, devrim yaratacak hızda komputerize bir zavıflama programı başladı. A%Tupah daruşmanlann denebmi altında uyguîanacak bu programla incelecek ve ideal kilonuzu koruyacaksıruz. En önemlisi, kilo vermek bundan sonra çok kclaylaşacak. International Slimming Center, Uluslararası Zayıflama ıMerkezleri zincirınm bir uzantısıdır. Burada uygulanan program dürtyaca denenmış ve ispatlanmış, benzersiz bir sisteme dayalıdtr. Bu sistemle bütün vücudunuzda ya da belirii bölgelerinizdeki istenmeyen çirkin fazlahklardan kurrulacağınız garanttsi verilmektedır. Deneyimli doktorlar, beslenme uzmanlan ve hemşirder yardımıyla mukemmel sonuçlar elde edılmektedır. Geniş kapsamlı programımız ve özel gunlıik tavsıvıelerirmz sizi incehecekve sürekli formda kalmar.ızı sağlayacaktır. Olumlu tepki İıak Şaair ABD yonetimıyle sıkı pazarlık 'yapacak vid anlaşmalarına benzer bir tormül olarak değerlendirilmişti. ABD Başkanı George Bush, önceki gün Mısır Devlet Başkanı Hüsnii Mübarek'le yaptığı göruşmede, uygun zamanda Araplar ve lsrailliler arasında doğrudan gö rüşmelerin yapılmasını sağlayacak bir uluslararası konferans düzenlenmesinden yana olduğunu tekrarlamıştı. Şamir'in böyle bir konferansı görüşmelerinde söz konusu etmek istemediği bildiriliyor. Öte yandan FKÖ lideri Yaser Arafat'ın danışmanlarından Bassam Ebu Şerif, ABD Başkanı George Bush'un tsrail'in işgal ettiği Batı Şeria ve Gazze'den çekilmesi ve Ortadoğu sorununun ele alınacağı uluslararası bir konferans toplanması yolundaki çağrısını memnunlukla karşıladıklannı bildirdi. HaitVde durum sakin Yımaııistaııcla seçim gerilimi STELYO BERBERAKİS ATİNA Yunanistan'daki genel seçimler yeni bir surpriz olmadıkça önumüzdeki haziran ayının 18'inde yapılacak. Seçimlerin Yunanistan'ın 1974'te yeniden demokrasiye kavuşmasından bu yana yapılan genel seçimlerin en çetini olacağı kuşkusuz. Çünkü şu anda Yunanistan'da hâkim olan siyasi gerilim, hiçbir seçim öncesi döneminde yaşanmamış. İktidar partisinin ülkedeki skandal olaylanndan öturü sorumlu gösterilmesi, ana muhalefet partisinin bunu her gün irdelemesi ve sol eğilimli partilerin 'tek çatı' altında birleşerek seçimlere tek liste halinde katılması, Yunanistan'daki partilerin oluşturduğu siyasal yelpazede oldukça büyük değişikliklerin olacağını gösteriyor.. Seçimlere yaklaşık 70 gün kaîa Yunanistan'da gözlenen siyasi iklim daha şimdilerden fanatik taraftarların birbirine girmesiyle değişmeye başladı. Yunanistan Başbakanı ve iktidar partisi sosyalist PASOK Başkanı Andreas Papandreu'nun "ilk seçim konuşması" oiarak nitelediği Volos konuşmasından sonra PASOK'un bölge valilikleri genel sekreteri ile ana muhalefet Yeni Demokrasi Partisi "nin (YDP) bir milletvekili hastanelik oldu. Partilerin yapdolandıncı" olduklannı, PASOK'lular ise tum bu suçlamaların "sosyalisC bir hükümetin varlığını hazmedemeyenler tarafmdan üretildiğini" kanıtlama çabasını gostermeyi sürdürecek. Ve bu, bir "öliim kalım" savaşına dönuşecek. Oysa 1985'te yapılan seçimlerde Akdenizlilere ozgu, 18 haziranda 1974'ten bu yana en zorlu seçim yapılacak PORTAUPRINCE (AA) Haiti'de, Devlet Başkanı Prosper Avril'e karşı pazar günü düzenlenen darbe girişiminin başlıca sorumlularınm, önceki akşam karayoluyla Dominik Cumhuriyeti'ne gönderildikleri bildirildi. Haiti'nin başkenti PortAuPrince'deki askeri kaynaklarm AFP'ye verdiği bilgiye göre darbe girişimine karışan ve Dominik Cumhuriyeti'ne gönderilen Leopard taburu eski komutam Albay Himler Rebu, Devlet Başkanlığı eski muhafız komutam Albay Phili Ppe Biamby ve yarbay Leonce Qualo ordudan da atıldılar. Bu arada, başkent PortA uPrince 'deki uluslararası havaalamnı işgai eden Leopard Tugayı'na bağlı askerlerin bu eylemlerine önceki akşam son verdikleri belirtildi. Skandal olaylanndan ötürü iktidarla muhalefetm birbirine giderek daha sert biçimde hücum etmesi ve sol partilerin tek çatı ahında toplanması siyasal yaşamı çok gerginleştirdi tıkları açıklamalar ise doğal olarak "karşı partinin suçlu oklugu" doğrultusunda idi. Ama ne iktidar partisi ne de ana muhalefet, seçim yarışını "yanda bırakma" niyetinde değil. YDP, PASOK'un ne denli "aciz bir iktidar ve başındakilerin ne denli sahtekâr ve ancak demokratik bir iklimin yer almasına karşın, parti liderleri. 1989 seçimlerinin Yunanistan'da tanımlanan "balkon konuşmalan"ndan anndırılmasında nemfikir olduklarını dile getirmişlerdi. Çünkü bu "balkon konuşmalan" taraftarlan fanatikkştiıiyor, sağsol aynmı koydeki kahve sohbet lerine bazen 'kanlf bir biçimde yansıyordu. Bu nedenle seçim konuşmalannın en azından TV ekranlarında ve 'uygar' bir şekilde yapılmasına herkes katılıyordu. Ama 1985 yılında 'balkon konuşmalan'nın iptal edilmesinden söz edenler, 1988'in ortalarında, üikede skandal olaylarının bu denli büyuk boyutlara ulaşacağını, sağ kesimin, diş büediği PASOK hükümetinin bu denli suçlamalara uğrayıp eline "kaçınılmaz bir fırsat' geçebileceğini, PASOK'un ise sırasıyla kendıni bu çirkin iddialar karşısında bu şekilde savunmak zorunda kalacağmı nereden bilebilirdi. Bu ortam içinde Papandreu, eski bir taktiğini kullanarak •AntiAmerikan nıhuna' canlandırmayı hedefliyor. Hukümeti içinde yaptığı son değişikliklerin yetersiz karşılanmasından da puan kaybeden Yunanistan Başbakanının, "Turkiye kozıT'nu ise dikkatli bir şekilde kullanması bekleniyor. Randevu almak ve ÜCRETSİZ danışma için bizi BUGÜN arayın. Tel: 174 59 59 174 38 00 Hergün 9:30 18:30 arası (Pazar günleri hariç) SP INTERNATİONAL f SLİMMİNG CENTER İstanbul Şubesi Plaza GirişiBronz Sokak 4/A 80200 MaçkaISTANBUL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear