28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 NİSAN 1989 MAZİYE BİR BAK Başbakan Turgut Özal'ın "Erken seçime gıtmem, 1992'ye kadar iktıdardayım" sözlerinı geçmış zamandakı sözleri ıle karşılaştıralım dedık. Buyrun beyler "evvel zaman Özal'ına": Ancak mıllete gıderız, mıllet ne karar verirse başımızın üstünde yeri var 23 Ağustos 1987 Milletten korkulmaz, kaçılmaz Evvel zaman ÖzaPı Gelin oy sandığında görelim. 23 Ağustos 1987 Bu kavgayı bir tarafa bırakalım, bu ışı biz değil mıllet halleder, 21 Ağustos 1987 Bu partiler bızimle mahalli seçımlerde yarıştılar kaybettiler. Biz şuna karar verdik Dedik kı bu meseleyı bır kere daha millete göturelım. 19 Ağustos 1987 En doğrusu, en demokratığı halka sormaktır. 17 Ağustos 1987 Oysa meclistekı beyanımız ancak halkın kabulüyle mümkündür. 14 Ağustos 1987 Milletimizin önüne oy sandığı açılmıştır. Aslında demokrasınin kendisi, milletin önüne oy sandığını açmaktır. 11 Ağustos 1987 Eğer halktan korkulmuyorsa ve korkmuyorfarsa bu gürültünün ve bu kavgacı üsluba ne gerek var? 26 Temmuz 1987 Ama ben özellikle birçok konularda TBMM'ye değıl, önemli konularda halka gidilmesmden yanayım. Bu çok daha demokrasiye uygundur. 22 Temmuz 1987 ANKARA Cumhuriyet Ankara Bürosu Ve eşekler IZM'LER HAVASI Emeklı Bınbaşı Can Polat Yücel Kütahya'da yaşıyor. Kendısı emeklılık uğraşı olarak "gülmece"yı seçmış. İşte "Eşekler ve İzm'ler" derlemesınden bazı örnekler Estetizm: Eşeğın kulağına kelebek konması Faşizm: Eşeklerın sahıplerıne göre anırıp tümunün sağbek oynatıldığı sistem. Makyavelizm: Eşeğinızı boyayıp babanıza satın, cukkayı cebe atın. Mühım olan malı götürmek. Marksizm: Dilini eşek arısı soksun emi? Oportunizm: Katırın işine geldiğınde at. işıne geldığınde eşek olması Realizm: Eşeğe altından semer vursan, artık eşek değıldir SEÇIM SONU FIKRASI 26 MART'IN "FÖTDĞRAFİK" ÖZETİ Yerel seçımlerde belediye başkanlığına seçilenler mal beyanında bulunmuşlar.. Biz asıl gıdenlerin malını merak ediyoruz! ANAP'ın yüzde 20'lik azınlıkla, 1992'ye kadar iktidarda kalmak istemesi üzerine anlatılıyor: Büyük kente göçmüş Karademzli bır Temel işine banliyö treni ile gidıp geliyor. Yıllarca aynı giysi, aynı gömlek bır yana; bir de elinde aynı bavul. Uzun bir yolculuğa çıktığı izlenimi veren görkemli bir bavul İçi doiu, kilitlerı yıpranmış, üserinden ıp geçirılmiş. Her gün, her sabah ve her akşam bavulunun sapına sımsıkı yapışıp, itiş kakış trene bınıyor iniyor Temel Bıkmadan, usanmadan, inatla, inançla taşıyor bavulunu. Yıllar sonra bır gün kondüktörün dıkkatiniçekiyor Temel'in bavulu: "Bıkmadın şunutaşımaktan..." Nıçın bıkayım'? "Kilitleri bile pas tuttu... Okuman yazman var mı senin? "Olmasa devlet memuru olur muydum?" Dön de arkandakı yazıyı oku, o zaman. Konduktör donup arkasındakı yazıyı okuyor: "Her yolcunun 30 kilo bagaj hakkı vardır" Temel gülüyor ve yıllardır düşündüğunü söyluyor: "Madem hakkım, niye yansın." Madem hakkım HAFTANIN JURNALI Değerlendirilmeyen jurnal Sıırt'tekı adaylık sorunu nedenıyle hafta ıçınde, ANAP'lı bır milletvekılının TBMM'yi tarıhınde ikıncı kez bir cınayete sahne etmesi üzücüydü Biz olaydan önce yazdığımız, ancak seçım yasakları nedeniyle sayfamıza gıremeyen bır 'Ankara Havası"nı değıştırmeden, aynen yayımhyoruz: Şinasi Nahit Berker "Batan" partînin yöneticileri Yerel seçım anketlerı, ANAP'ın geleceğının arabeskımızden daha "acılı" olduğunu gosterıyor. Bedrettin Dalan ılanlannda "ANAP'ın adını" anmıyor. Ananlar da "yarım ağız" anıyor. Siırftekı ANAP'lılar da "batan gemi"den kurtulmaya çalışanlardanlar Bu gerçek ıse PTTnin "nıtin azizliği" sonucu ortaya çıktı Siirt'tekı ANAP'lılar adına Ömer Ekinci, yemedi, ıçmedı "batan geminin kaptanı" ışlevını kendine yükleyerek, ANAP Genel Başkan Yardımcısı Oltan Sungurlu'ya bır "teleks notu" çektı. Teleks notu PTTnin hatası sonucu, ANAP Genel Merkezı yerine özel bir şırketın teleksıne duştü. "Oltan Sungurlu'nun dlkkatine: Siirt mahalli seçiminde ANAP milletvekili İdris Ankan, parti il başkanı Izzet Tarhan, merkez ilçe başkanı Burhan Ankan ve ANAP parti yönetim kurulu da Refah Partisi'ne çalısmaktadırlar. Duruma acilen müdahale etmenizi ve parti mufettişi yollamanızı rica ederiz. Siirt'tekı ANAP'lılar adına Ömer Ekinci." Ekıncı, hâlâ müfettış ıçın beklıyor olsa gerek Eğer müfettış gelmezse, kendisi de gemıyı terk edeceğınden ılgılılenn dıkkatine. Şu Hanedan Meselesi MEKTUBUNICINDEN BİR FIKRA Saatçi mi sünnetçi mi? Yerel seçim başansından sonra "Gitmem de gitmem" diye tutturan iktıdardaki muhalefet partisi lideri Başbakan Turgut Özal'ın inadı için anlatılıyor Bir saatçi vitrinı. Kıymetli bır saat ve üzerinde "garantilf tamirat" yazısı. Bir bayan giriyor, rüzgâr gibi: "Saatimi tamir ettirmek istiyorum." Burası saatçi değıl hamfendı, sünnetçi "Ama vitrinde saat var." Ne koysaydık hamfendi. Gülüşmelerden sonra küçuk bir açıklama getırılıyor fıkraya DYP kulısınde "Ne yapsın yani, giderim mi desin Ozal?" Başbakan Özal, kabınedekı hanedan lekesini kardeşini ve yeğenıni temızleyerek yok ettı. Ayrıcayaptığıbasın toplantısında da asıl hanedanı açıkladı: Ben kasabalarda büyüdüm Dolmabahçe Sarayı'nda değil Hanedanların kim olduğu bellidir. özal Erdal İnönü'yü kasdedıyordu. Dolmabahçe'de büyuyen Erdal'ın kaç paralık hanedan olduğunu "Özal'ın keşfettiği hanedanın başı" ikıncı Cumharbaşkanı İsmet İnönü'nün yazdığı bir mektup ortaya şöyle koyuyor "Sevgılı Erdalcığım. ... .Ömer'in arada yazdığı davetier, tyı adamlar ve lyi muhıtler görünüyor. Sen de beraber bulun. Omer'eyazdım. Mütevazı de olsa karşılamaya çalışın. Ömer bütçesinı söyledi 250 dolar. Ayda ona göre göndermeye çalışacak. Sen şımdilık 150 dolardan bahsediyorsun 138 dolar resmı aylığı her ay alırsın, üstune ihtiyacın kadar eklersın. Zamanla ıstıkrarlı fikır ediniriz. Heray nihayetı hesap 'sterim... 19 Kasım 1947çarşamba." Meraklısı için ilk not: Bu mektuplar Sevgı Özel tarafından derlenerek, "Baba İnönü'den Erdal İnönü'ye Mektuplar" adıyia Bılgı Kıtapevı'ndebasıldı. Meraklısı için ikincf not: Dolar o zaman 280 kuruş ıdi. Devir liranın lıra, doların dolar olduğu devırdi. İsmet Inönü ıse bugün bazılarının ulaşmak ıstedıği makamda, yani Çankaya'da ıdı. HAFTANIN YATIRIMI Perşembenin gelişi ANAP'lı "gazi" Çankaya Belediye Başkanı Erdoğan Yavuzlar, yenıden seçılemeyeceğını aylar oncesınden anlamıştı. Aday olduğunu bıle açıklamadı Zaten kendisını yenıden aday gösterendeyoktu. Milletvekili seçilemeyen ANAP'lılara bır "yönetim kurulu üyeliği" bulunuyordu Ama belediye başkanı seçılemeyenler ne olacaktı? Bu sorunun yanıtını Başbakan Özal belırleyecektı. "Persembe'nın gelışı "çarsamba"nın lyı degerlendırılmesıne bağlıydı. Yavuzlar, çareyı Özal'ı her gıttığı yerde ızlemekte buldu Ozal yurtdışından mı dönuyor, Yavuzlar Esenboğa'da Ozal seçım konuşmaları ıçın TRT'de mı, Yavuzlar kapıdan el öperek karşılıyor. Yavuzlar, butün bu faalıyetlerının "meyvesi"nı sonunda toplayacak Sızan bılgıiere gore, Yavuzlar'ın yurtdışı gorevı şımdıden hazır 26 Mart 1989 yerel seçımlerı supurgelı seçımier olarak tarıhe geçtı SHP, fotoğraftakıne benzer süpürgeli afışler bastırarak "Haydı süpürelım ' dedı. ANAP ıse Başbakan'ın ağzıyla yanıt verdi "Gösterdıklen o süpurgenin sapıyla onları kovalayacağız ' Seçımlerden sonra "geçmiş" Bakanlar Kurulu'nun son toplantısını eskı Başbakanlık Binası önünde ızleyen gazetecılere, bır başbakanlık' müstahdemı" kampanya savaşının galıbını ışaret eder gibıydi (Fotoğraf Hasan Aydın) SİÜNDİR'Lİ GECE HAFTANIN SORUSU Kim bu bakan? Rivayete göre 1985 yılının son günleriydi. Özal'ın üç yakın adamı yanlarına iki ünlü hayali ihracatçıyı da alıp isviçre'ye gittiler. Zürıh'te kara para patronlarının en büyügü olan "şekercll«r" ile görüştüler. Hayali ıhracat yoluyla Türkiye'ye gönderılen kara paranın başka kanailardan ve daha fazla gönderılmesi içın pazaıiık yaptılar. Hatta kara paracılara devalüasyon sözü de verdıler. Bu pazarlık heyetinde bulunanlardan birisı son hükümet değışıkliğınde önemli ve akçalı ışterle de ilgılı bir bakanlığın koltuğuna oturdu. Bilin bakalım kim bu bakan? Katil kim? TRT TARAFI Sungurlu ve Kürkçü dükkânı ~ ANAP milletvekili İdris Ankan, DYP milletvekili Abdürrezzak Ceylan'ı Meclis koridorunda tabanca ıle vurarak öldürdü. Ancak TRT haber bülteninde DYP'lı Ceylan'ı vuranın kimliğini özenle gizledi. Acaba ünlü tarafsızlığını ölen ile öldüren arasında da sürdurmek mı ıstıyordu? Yoksa TRT bültenlerıne "katil kim" türünden polısıye bir film heyecanı mı katmak ıstıyordu? Oltan Sungurlu, Adalet Bakanı ıdi Sonra teşkilattan sorumlu genei başkan yardımcısı oldu Dün tekrar Adalet Bakanlığı görevıne getirildi Sungurlu 'eski görevine iadesi "nı ise seçım gecesı soğukkanlılığına borçlu. "Üstümüzden silindir geçti" dıyen Sungurlu ile seçım gecesı "cenaze evf'nden faıkı olmayan ANAP'ta beraberdik Sungurlu'nun, seçim sıkışıklığında yayınlayamayacağımız dığer "incileri"ni "banttan" verıyoruz" "Dalan"ın telefonlara çıkmaması üzerine' İstanbul'dan haber alamıyoruz. Koskoca 6 milyonluk şehırde kımse kalmadı sanki. Öncekı seçımlerın aksine partide "lkram"ın eksık olması üzerine. Bonkörlüğümüz aldığımız oy oranına göre Dışarda "özal istifa" diye bağıranlara atfen: Bu bağıranlar şımdı "İcraatın İçinden"i seyredince iyice ifrıt olacaklar. TV'den "hükümet istifa etmeli" diyen Türkeş'e: Buna ne gorev verecekler acaba? Bu kadar "naif" lattan sonra, dün kabıne açıklanırken, Sungurlu'nun Adalet Bakanı olduğunu duyan bir gazeteci mırıldandı: Sungurlu'nun dönüp dolaşacağı yer.. HAFTANIN ORANTISI Ters oranlı "demokrasi" Başbakan özal, yerel seçimter öncesinde "Nerde meymenetsiz birini görsem SHP'lidir" diyordu. Seçımier yapıldı "Meymenet tablosu" ortaya çıktı Türk halkının yüzde 28.3'ü meymenetsiz idi. Meymenetliler ise sadece 21.8'de kaldı. DYP'lilerin "ne menem olduklan " ıse anlaşılamadı. Özal'a göre enflasyon ile meymenet arasında bir ilişki vardı. Hem de ters oranlı. Enflasyon yukseldıkçe meymenetlilerin oranı azalıyor, meymenetsizlerınki ise artıyordu. 'Biz suç işlemedik ki afisteyelim' Devrimci Sol davasında ortak savunmanın okunması tamamlandı 1984'e kadar olan faaliyetler B A S I N fMW YUKSEK CKULU Sargın'a ilk davasmdan tahliye Istanbul Haber Servisi Yurda gelişinden bu yana tutuklu bulunan TIP eski Genel Sekreteri Nihat S a r g ı a ı n TİP'in kuruluş tarihi olan 1975 yıhndan 1984 yılına kadarki parti faalıyetleri nedeniyle yargılandığı Istanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndekı davasında tahliyesine karar verildi. Sargın'ın, 1984 yıhndan sonraki parti faaliyetleri nedeniyle Ankara DGM'de açılan davada yargılanmasına ise tutuklu olarak devam edıliyor. 1980 yılında tum partilerin kapatılması sonrasında TİP Genel Sekreteri Nihat Sargın hakkında da soruşturma başlatılmış, Sargın'uı yurda donmesi sonrasında 1988 yılında açılan dasada TCK'nın 141/1. madde gereğince cezalandırılması istenmiştı. Sargın'ın tutuklu olarak yargılandığı Istanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dunku duruşmada hazır bulunan avukatlar tstanbul'daki dava ile Ankara DGM'de gorulen davaların bırleştirilmesı yolundakı ıstemlerini yinelediIer. Davaların birleştirilmesi konusundakı istemleri kabul etmeyen mahkeme heyeti ise kanıt durumunu ve sanığın Ankara DGM'deki davasında tutuklu olarak yargılanmasını dikkate alarak Sargın'ın bu davadan tahliyesini kararlaştırdı. Duruşma ileri bir tarıhe bırakıldı. tstanbul Haber Servisi Istanbul Sıkıyönetim Askerı Mahkemesi'nde gorulen Devrimci Sol davasında ortak savunmanın okunması tamamlandı. Savunmanın son bolumunde "Verin karannızı" başlığı altında. "Biz suç işlemedik ki af istevelim. Af istemesi gerekenler halka ve insanlığa karşı suç isleyenlerdir. EUeriniz litremesin, kınn kalemlerinizi," denildi. 1243 samktan 180'ınin ölurn cezasına çarptınlması istenen ve yedi yıldan fazla suren Devrimci Sol davasında dun, sanıkların hazırladığı 1573 sayfalık ortak savunmanın okunması tamamlandı. Davanın başlamasından bu yana tüm devlet görevlilerinin sonucu etkilemek için uğraştıkları, 1243 kişiden sadece 7'sinin itirafçı olmak için başvurduğu, itirafçılann verdikleri ifadelerle yalanlar söyleyerek suçlamalarda bulundukları kaydedilen ortak savunmada, mahkemenin de savunma hakkım baltaladığı, duruşmadan atma tehdidiyle konuşma hakkım kullandırmadığı belirtildi. Cezaevinde de işkencenin sürdüğu, savunmalannı hazırlamak için gerekli tum belgelerin ellerinden alındığını, avukatlarıyla görüşturülmediklerini anlatan samklar, Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in "Asmajıp da besleyecek miyiz?" diyerek mahkemelerin daha çok idam karan vermesini istediği kaydedildi. Dursun Karataş tarafından okunan "Verin karannızı" baştıklı bölumde ise işkencelerin, zindanların, ağır cezaların, idamlarm, tarihin akışını değiştiremeyeceği vurgulandı. Faşist diktatörluğuu mutlaka yıkılacağını, işçilerin emekçilerin kendı iktidarlarını kuracağını savunan Dursun Karataş, "Siz oligarşiyi ve emperyalizmi, kohnemiş duzeni; biz işçileri, yoksu) ko>luleri, tüm emekçi halkı ve ülkemizin geleceğini temsil ediyoruz" dedi. Karataş daha sonra şunları söyledi: "Yalnız degiliz. Tum dunya balklanyla birlikte>iz. Guçsuz degiliz. Gucumuz inancımızda, tarihsel ve.sivasal haklılığımızdadır. Biz kazanacagız. Çünku biz halkız ve haklıyız. Biz T a r M ı akışı Sanıktardan Dursun Karataş, "Venn Karannızı" başlığı altında okuduğu savunmasında işkencelerin, idamlarm tarihin akışını değiştiremeyeceğini söyledi. (Fotoğraf' Süleyman Sarılar) yeni bir diınya için yola çıktık. O dunyayı kuracağız. Oligarşi bizi tutsak etti, ama yetmedi. Oligarşi tum baskı, işkence ve vahşetine, ellerinizle verilmiş idam kararianna ve ağır cezalara karşın ne düşuncelerimizi ne de mucadelemizi >ok edemedi, edemeyecek." MarksitsLeninistler olarak butun ulkelerin işçılerinin birleşmesini, ezilen butun halklann birleşmesini ve mücadele etmesini istediklerini anlatan Dursun Karataş, şiddeti ureten ve kural haline getirenın egemen guçler olduğunu savundu. İşçilerin, köylulerin ve emekçilerin de bir gün hesap soracaklarını belirten Dursun Karataş şoyle konuştu: "Egemen guçler adına kalemlerinizi kırarken eliniz titre>ecek, diliniz sozcukleri telaffuz edeme>ecek. Elleriniz tilremesin, kınn kalemlerinizi. Size emir verenler sizlerden sevinçli haberler bekliyor. 12 Evlul'un generalleri, işkencecileri ve iktıdardaki yoneticileriniz idam kararlannızı bekliyor. Biz suç işlemedik ki af isleyelim. Af istemesi gerekenler halka ve iıısanlıga karşı suç işleyenlerdir. EUeriniz titremesin, kınn kalemlerinizi. Sadece şunun bilinmesini istiyoruz ki binlerce devrimci ve yurtseveri katledenler, yuzbinlercesini işkenceden geçirenler, ülkemizi emperyaiist boyunduruk aitında tntanlar mutlaka hesap verecektir. Biz bu topraklann ve halkımızın evlatlan olarak onlan asla affetmeyecegiz. İdam sehpalannızdan, zindanlannızdan korkmuyoruz. Tum dıinya halklan, dostlanmız ve duşmanlanmız lanıgımı/ olsun ki somunı >e zulmu yervuzunden silene kadar savaşımız sıirecekür." Emperyalızmle ışbirlığinı savunan, kapitalizmi koruyan düşuncelerin tarihin çopluğune gömuldüğunü belirten Dursun Karataş, sözlerinı şoyle tamamladı: "Evet, verin karannızı. Verin ki ülkenin 'efendileri' emperyalistler, tekelci burjuvalar, büyük topntk ağaları, tc fecilüccarlar, onlann uşaklığını yapan işkenceciler, zindancılar, satılmış kalemler ve satılmış beyinler kaldırsın kadehierini. Bu kohnemiş. kokuşmuş duzen yıkılmaz degildir. vıkılır. Özgur ve sömunısuz bir ulke için acılara ve ağır bedellere kallanmak gerek. Kajbedecek bir şeyimiz yok. Oysa kazanacak koskoca bir ulkemiz var. Yaşasın Turk ve Kıirl balkının kuıiulus miıcadelesi. Yaşasın MarksizmLeninizm. Yaşasın Devrimci Sol." Devrimci Sol davasında onumuzdeki gunlerde kişisel savunmalar yapılacak. Daha sonra avukat savunmalanna geçılecek. < O a y r m anmak amacıyla dun bır grup mmi ü Basın Yayın Yuksekokulu nun önünde bır araya geldı 'Kızıldere Olayı" ıle ilgılı konuşmalar yapan oğrencıler "polısıdare ısbırlığı"nın de hâlâ surdüğunü vurguladılar Oğrencıler gercekleştırmek ıstediklen "dıntetı 'lennın BYYO öğrencısı olmayan ötekı I U öğrencılerının okul ıcıne alınmayarak polıs tarafından engellenmesını kınadılar Daha sonra halay cekerek sarkılar söyleyen I Ü oğrencılerı ' Ûğrencıler kurultaya" sloganını attılar (Fotoğraf Nihat Halıcı) ıvızııaere ıçın unıversııeae anma ı K l 7 l l ( İ P r p ' İ r İ l i İİnİVPrcİfPfİP a n m a "Po^sıdare ışbırlığım" kınamak ve "Kızıldere , ANKARA (Cumhuriyet Burosu) Eskı Ankara Sıkıyönetim Komutanı emekli Orgeneral ve ANAP Kayserı Milletvekili Recep Ergun'a suıkast hazırlığı içinde oldukları savıyfa haklannda dava açılan 18 sanığın yargılanmasına dun Ankara DGM'de başlandı. Ankara DGM sanıkların tutukluluklarının devamına karar verdi. Ankara DGM'de dun alınan olağanustu guvenlık önlemleri altında başlayan davanın ilk duruşmasında, ilk olarak 18 sanığın tek tek kimliklerının tespitı yapıldı. Bu işlemden sonra davayı açan Erguıra sııikast davası başladı DGM Savcılığı samklar hakkında gılı maddelerı uyarınca cezalandıhazırladığı ıddıanamesinı okudu. rılmalarını da talep ettı. Savcı ıddıanamesınde sanıkların DGM heyeti, daha sonra aldığı yasa dışı TKPB/Silahlı Halk Bır ara karannda bazı sanıkların nuliği orgutunun yönetıcisi ve uyesi fus kayıtlarındakı eksikliklerin \e olduklarını one surdu. tddiana yanlış bilgilerin tamamlanması mede ayrıca sanıkların orgutun ıçın dava dosyasının yenıden merkez komıtesinden aldıkları ta DGM Savcıhğı'na iadesine huklimat uyarınca "işkenceci general" metti. DGM heyeti, halen tutukolarak nitelenen Recep Ergun ile lu bulunan 18 sanığın tutukluluk donemin emniyet müdurlerine su durumlarının da devamına karar ikast hazırlığı içinde olduklarını. vererek. duruşmavı ileri bir taribu amaçla ıslıhbarat çalışması he bıraktı Nısan ayı ortasında yayaptıkları, silah temin eıtıkleri ve pılacak ikinci duruşmada savcılıeylem hazırlığına girdiklerini bil ğın eksıklikleri gidermesi ile birdirdı. Savcı sanıkların TCK'nm il lıkte sorgulara geçılecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear