28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 MART 1989 HABERLER CUMHURİYET/17 Savcılık belediyeyi sonıştunıyor Şişli Cumhuriyet Savcılığı, 4. Levent'te 12 kişinin ölümüyle sonuçlanan patlama için soruşturma başlattı. Soruşturma belediyenin "görevi ihmal veya görevi suüstimal" edip etmediği noktasında yoğunlaşacak. Dalan, htanbul'da 150 bin civarında "gayri sthhi" müessese bulunduğunu söyledi. tstaobnl Haber Servisi Şişli Cumhuriyet Savcılığı'nın, 4. Levent Sanayi Mahallesi'ndeki patlama ve yangın nedeniyle, İstanbul Anakent Belediyesi'nin, Santa Boya Fabrikası'na ruhsatı verirken "görevi ikaal veya görevi suiistimaT'inin olup olmadığını araştırdığı ftğrenlldi. Bu arada, SHP Istanbul tl Baskanlığı, olayda Ölenlerin yakınlan ve zarar görenler için dün bir yardım kampanyası başlatü. Bedretün Dalan, Istanbul'da 150 bin civarında "gayri sıhhi" imalathane bulunduğunu söyledi. Santa Boya Fabrikası'ndaki patlama ve yangını soruşturan Şişli Cumhuriyet Savcıhğı yetkilileri, soruşturmamn henüz haarlık düzeyinde olduğunu belirterek, ttfaiye Müdurlüğü'nden gelecek raporun beklendiğini kaydettiler. Savcüık yetkilileri, "Adli Tıp'a gönderikn ceseüerin giysilerinde TC üzerlerinde kimyasaJ incdcmelcr yapılacak. Neden raadıklan bdirleaecek. Aynca, Teknik Üniversite'den bir büirkişi tespit ediierek yangının çılas aedeni saptaamaya çabşüacak. Şn anda elimizdc çok aynntılı bilgi yok" diye konuştular. Santa Boya Fabrikası'na verilen "rmhsat" konusu uzerinde durduklannı kaydeden Şişli Cumhuriyet Savcılığı yetkilileri, tstanbul Anakent Belediyesi'ne bir yaa yazaıak, binaya ruhsatın verilip verilmediğinin belirleneceğini ve soruşturmamn "görevi ihmal veya görevi suiistimal" uzerinde yoğunlaştığını söylediler. Bu arada, 4. Levent Sanayi Mahallesi'ndeki Santa Boya Fabrikası'nın çevresinde geniş guvenlik önlemlerinin alındığj ve vatandaşlann olay yerine yaklaştınlmadıklan gözlendi. Enkaz kaJdırma çaüşmalanna dün tekrar başlanacağı bildırilmesine karşın, herhangi bir çahşma yapılmadı. Olayda ölen kişilerin ailelerinin Şişh Cumhuriyet Savcılığı'na başvurarak, cenazelerini gömebilmek için izin istedikleri öğrenildi. Ancak Adli Tıp'ta bulunan cesetler üzerindeki otopsi ışleminin henüz tamamlanmaması nedeniyle savcılıkça izin verilmediği kaydedildi. öte yandan, dün olay yerini gezen SHP'li yetkililer, yangın ve patlama sırasında ölenlerin yakınlan ile zarar görenler için dün bir yardım kampanyası başlattıklannı bildirdiler. SHP tl Yönetim Kunılu üyesi Nosret Avcı ve SHP Beşiktaş belediye başkan adayı Ayfer Atay'ın verdiği biJgiye göre, Iş Bankası Taksim Şubesi'nde açılan 1052" nolu hesaba, il başkanhğı olarak 1 milyon lira yatınldı. Avcı, açılacak hesapta toplanacak paralann, bir komite aracılığıyla fabrikada ölenlerin yakınlan ile zarar görenlere dağmlaeağını belirtti. Olay sırasında yaralı olarak SSK Okmeydanı, Şişli Etfal ve lstinye Devlet Hastaneleri'ne kaldınlanlann sağlık durumlarının iyiye doğnı gittiği öğrenildi. Levent'te geçen hafta 12 kişinin ölümüyle sonuçlanan tiner patlamasıyla ilgili olarak, Istanbul'daki "gayri sdıhi" raüesseselerin durumunu anlatan bir basın toplantısı duzenleyen Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, bu tür kuruluşların asgari stokla çalışması için ağır kontroller getirileceğini söyledi. Sanayinin kent dışına taşmmasının tek çare olduğunu anlatan Dalan, belediyderin bu tür işyerlerinin açılışı için ruhsat verdiğini, ancak sağlık ve güvenlik denetimlerinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafmdan yapıldığını aulattı. 150 bin işyeri için bakanlığın 15 denetleme elemanı bulunduğunu söyleyen Dalan, "Kimse kimseyi snçlayacak durumda degfl. Hepimiz suçluyuz. Bu 50 yıldan beri gelen bir snç. Biz bu dunnnnn farkındaydık, gerekeni yapmak için geceli gündizlü çakşmışük" şeklinde konuştu. Sanayi tesislerinin kent dışına taşmması işlemine DPT'nin "ters bakbgını" söyleyen Dalan, " D P T nicin ters bakıvor? Türkiye'nin en geUşmiş şehri IstanbaTdur, lstanbul kendi meseiesini kendi çözmelidir diyorlar. Oysa tstanbul'un küçük sanayi ile ilgili problemleri, Tiirkiye'nin en az gelismiş yoresinden daha fazladır" dedi. Istanbul'da mevcut yanıcı ve parlayıcı maddelerin bulunduğu yerler konusunda tTÜ'ye daha önce rapor hazırlattıklanru söyleyen Dalan, "Kapabçarşı çevresinde patlayıcı tiıplerle çaJışan kuyumco atölyeleri var, onlara Eyüp'te yer veriyonız. AdBye binasımn altında bile bcnzin deposn mohürlettik" şeklinde konuştu. almak için hepsini kapatma yoluyla korknttuk. Bnnlan belirli aralıklarla kooperatiflere girmeye zorladık. Ancak 150 bin işyerini kapatacak devletin bile gücii yoktur." Belli bir özendirme ile bu işin çözülebilmesi için MahmutbeyIkitelli'de 50 bin ünitelik yer ayırdıklannı söyleyen Dalan, "Bu işin içinde ahla vahla çıkılmaz. 150 bin işyerini şehir dışına cıkannak gerekir" dedi. 4. Levent Sanayi Mahallesi'ndeki patlama Yıldız ve OKM olaylarını protesio eden 29 kişi yargılandı Istanbul'daki gazete matbaalarının hepsinin alt katlannda boya maddesi olduğunu öne sttren Dalan, Gedikpaşa'da sağlıksız çalışan 16 bin civarında terlikçi ve ayakkabıcının bir haftada kapatılamayacağını söyledi. Dalan, Kazlıçeşme'dekı dericiler sanayiinin de "patlayanlar" kadar tehlikeli olduğunu ancak henüz yeni yapılanna taşuımamak için direndiklerini belinerek, "Bir patlama " 5 yıl önce fstantad patlama olnp dericiler yansa biz mi suçlu mış bir bomba uzerinde oturnyor olacagız 500 yıldır oradalar" dededigimizde millei bize guldü" di di. yen Dalan, 150 bin cıvanndaki SHP Istanbul Anakent Beledi"gayri sıhhi" müessesenin yüzde 70'inin adreslerinin bile bilinme ye Başkan Adayı Prof. Dr. Nudiğini ve çoğunun da eski CHP rettin Sözen, 4. Levent'teki pat döneminde kaçak olarak yapdmış lamanın lstanbul'un ve ANAP'binalar olduğunu öne sürdü. Da ın gerçek yüzünü ortaya çıkardığını belirterek, "Anakent beledilan şöyle konuştu: ye başkanı ve genel sekreterinin "20 yıldan bu yana bu gayri sorumlu imzalannı taşıyan kanlı sıhhi müesesselerİB yaptldıgı yer ruhsal, açıkça ölüme çıkanlmış leri kapatmak koiay. B a s a m n u bir çagndır" dedi. mühürii. Ama o kadar işyerini bir haftada kapatacagım diyen bjçbir Konuyla ilgili bir açıklama yaidareci olamaz. Biz bn gayri sıh pan Sözen, "Iki hafta önce Şişhi moesseseleri zapturapt altına li'nin gecekondu bölgeleri geciürken, basına verdigimiz yazılı metiade 'Buralarda hem yerleşme, hem de küçük sanayii iç içe, üst üste her an geliyonım diyen yangın, patlama tehlikesi var' demiştik. Keşke biz aldansaydık 'Bu iş yerlerini kapatırsak, iktisadi sorun olur' sözii, beild de sorumsıızluğun da 6(esinde bir konumu beliriiyor. Dernek ki, A.NAP belediyesi için hizmetin nedefi insan degil, kazançlır, paradır. serraayedir. Demek ki, bu belediyeden insana savgı beklemek düş olacaktır. 'Ben yaptım oldu' diyenler, 'Plan kafamın içinde diyenler', 'Kâğıt bende, kalem bende' diyenler için niçbir zaman bir felaket yelerii olmayacaktır. Onlar öyle bir noktaya geldiler ki, kazadan hemen sonra bandolu mızıkalı açılış töreni yapmaktan kendilerini alamadılar. Bu suçlulugn basbrma lelaşını, yakın tehlikenin dogurduğu paniği gösteriyor" diye konuştu. Bu arada, Türktş Genel Eğitira Sekreteri Mnstafa Başoğlu, Levent Sanayii Mahallesi'ndeki patlama ve yangından sonra Çalışma Bakanı Imren Aykut'un "Buralara ruhsalı kioı verdi" diye dert yandığını anımsatarak şöyle dedi: alınan toplam 29 kişiden 2'si tutuklandı, dığerleri serbest bırakıldı. Geçen şubat ayının son günü, Yıldız Ûniversıtesi'nde bir süre önce polisin silah çekerek ateş etmesi olayını profsto etmek amacıyla yüruyüş yapan öğrenciler ile OKM'nın kapatılmasını protesto için vilayet önünde gösteri yapan grubun polisle taşlısopalı çatışması sonrasında gözaltına alınan 29 kişi, dun DGM'ye götürüldüler. Sıyasi Şube'den DGM'ye genış güvenlik önlemleri altında getirilen 29 kişi hakkında, 0GM Savcılığı, davaya sulh Yıldız Üniversitesi'ndeki olaylar 2kişitutuklandıvalilık önunde gösterikapatılmasınıileveOrtaköy Kültur Merkezi'nin gözaltına alınmalan protesto için yapanlardan gözaltına ceza mahkemesinde bakılması kararı verdi. Bunun uzerine istanbul Adliyesi'ne otobuslerie getirilen 29 kişinin akşam saat 16.40'a kadar 1. Sulh Ceza Mahkemesinde yapılan duruşmaları sonunda, mahkeme 27'sinin salıverilmesıni kararlaştırdı. Dunku mahkeme sonrasında İstanbul Valiliği önündeki gösteride gözaltına alınanlardan Zeytinburnu Halk Evi Başkanı Yunus Akşahin ile $uayip Erdoğan, 2911 sayılı Gösteri ve Topfu Yüruyuş Polis Yasası'na muhalefetten tutukJandılar. Bu arada, gözaltında iken açlık grevi yapanlardan İTÜ öğrencısi Şekibe Aslan, mahkemede bayıldı. Aslan, srvil polıster eşliğinde taksi ile hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. (Fotoğraf Fuat Kozluklu) Patlamaya benzen neden olabilir Prof. Dr. Aksoy: Hazine'ye 100 milyonluk dava 12 Eylül'den sonra toplam 354 gün tutuklu kalan ve hakkında açılan 16 davanın tümünden beraat eden Halkevleri Genel Başkanı Ahmet Yıldız, haksız tutuklama nedeniyle Hazine aleyhine 100 milyonluk tazminat davası açtı. tstanbnl Haber Servisi 12 Eylül'den sonra değişik tarihlerde toplam 354 gun tutuklu kalan ve hakkında açılan 16 davanın tümünden beraaı eden Halkevleri Genel Başkanı Ahmet Yüdız, haksız tutuklama nedeniyle Hazine aleyhine 100 milyon liralık tazminat davası açtı. Ahmet Yıldız dava dilekçesinde ad vermeden dönemin Devlet Başkanı Kenan Evren'i suçladı. leri önunde dövüldüğünü kaydeden Ahmet Yıldız, işkence gören genç kızların feryatlarını dinlediğini söyledi. lşkencenin her lürlüsüyle karşılaştığıru, hakkındaki davaların Sıkıyönetim Komutanlarının emriyle açıldığını anlatan Ahmet Yıldız, şu görüşlere yer verdi: "Dönemin devlet başkanı Balıkesir'de "Halkevlerini kapattık, kapatacağız. Atatürk kurdu diye onları yaşatmayız' demis, bir bu>ruk niteliğindeki demecin gereklerine uygun olarak Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı savcılıga verdiği yeni bir buyrukla en ağır cezalann verilmesini istedi. Ankara'daki dava sürerken aynı eylemierinden dolavı bir de İstanbul'da gözaltına alındım. 18 gün gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakıldım. Aynı eylemden dolayı iki ayrı mahkemede yargılan Halkevleri Genel Başkanı Ahmet Yıldız, haksız tutuklamaya dava açtı lstanbnl Haber Servisi Dünyada ilk k e z | 'benzen'in kan kanserine (lösemi) neden olduğunu kanıtlayan Türk bilim adamı Prof. Dr. Mo1 zaf fer Aksoy, 4. Levent'te geçen cuma patlayan I ve çok sayıda kişinin yaralanmasına ve ölmesi1 ne neden olan 'tiner'in içinde bulunan benzenin | işçi sağlığını tehdit ettiğini söyledi. 11.1.1974 tarih, 14765 numaralı Resmi GazeI te'de yayımlanan "tşci Sagnğı ve İş Güvenligi Tü| ziiğü"ne göre tiner yapımında kullanılan benzenin en fazla yüzde 1 oranında olması gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Aksoy şunlan soyledi: "Benzen (Benzol) renksiz, sudan hafif ve kendisine has keskin kokulu, kola> pariayabilen aromatik bir hidrokarbondur. Boya imalathanelerinde eritici olarak kullanılan tiner, benzenden yapıldığında. benzenin parlayıcı ozelliginden dolayı patlama ve yangın tehlikesine neden olor. Mevcut tüzükte, 'Solventler, tinerler ve benzerleri ile deri, plastik ve benzerlerinden nıamul eşya imalat sanayiinde kullanılan lıer çeşit yapıştırıcı maddelerin içinde bulunan benzen miktan Tol'den fazla olmayacaktır' denmektedir." Türkiye'deki işyerlerinde havadaki benzen oranının etkin denetimlerinin yapılmadığın* söyleyen Prof. Dr. Aksoy, "Bn yerlerde ölçiim yapılmadıgı için 4. Levent'teki infilakın tara nedenini soyleyemem. Ama havadaki benzenden meydana gelme ihtimali her ı ı m a n hatıra gekn ihtimallerdendir" dedi. Beıfcen'in kanserojen bir madde olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Aksoy Türkiye'deki işyerlerinde havada 20 ppm (lppm = 3,0247 mg/m 1 ) oranında benzen bulunmasına izin verildiğini, bu oranın dünya standartlarına göre çok yüksek olduğunu belirtti. Ahmet Yıldız, dün avukatı Cevat Ercişli ile birlikte Kadıköy Ağır Ceza Mahkemesi'ne verdiği dava dilekçesinde 12 Eylül günü geceyarısı hiçbir gerekçe gösterilmeden evinden alınıp Dii Okulu 1 na götürülduğünü anlattı. Burada bulaşık yıkattınldığını, erlere "Sayın Aykut'a çagnda bulnn komutan dedintirildiğini, kelepçemak isliyorum. Artık devlet ya li zincirli hücrelere atıldığını, belanmaktan vazgeçmeti, çöziim ge ton üzerine yatırıldığında kendiürid bir görev üstlenmeiidir." sine yer veren bir öğretmenin ğöz Yrtdtz • lşkencenin şılaştım. Albay olarak görev aldığını, daha sonra senatörluk yaptığını, vurgulayarak şöyle dedi: "Aslında suç üretraek için araç ediniien sözlerimin tümü Atatürkçulüğıın, TBMM'de içtiğim andlann, 1961 Anayasası'nın uyanık bekçiliğinin gereklerini dile getirmekle ve Anayasa'nın güvence altına aldıgı parlamenter kontışmalannın >inelenmelerinden ibaretti. tnsan haklanna saygılı bir demokratın en azından tinsel yükümlülüklerin de gereklerini dile getirmiştim. Aslında aleyhime açılan davaların, Ataturkçuluğun yeniden doguşunu amaçlayan 27 Mayıs'ın öcıinü alma tutkulan ile devrimin getirdiği ilericiözgürlükçü halkcı siyasal ve bukuksal düzenlemelere karşı olanherturiüsiıyie kar lann arzulannı yansıtmaktadır." Ahmet Yıldız'ın avukatları Cevat Ercişli ve Veli Devecioğlu da dilekçelerinde müvekkillerinin yasalara aykırı olarak tutuklandığını, 466 sayılı yasaya göre haksız tutuklamadan doğan manevi tazminatın ödenmesini istediler. Avukatlar, Hazine'nin 100 milyon lira tazminat a mahkum edilmesini istediler. Tazminat davasına önümüzdeki gunlerde başlanacak. Sanayi kazalan tehdit ediyor YAVUZ ŞİMŞEK Istanbul 4, Levent Sanayi Mahallesi'nde kurulu Santa Boya Fabrikası'nda meydana gelen patlama ve yangın "şimdilik" 12 yurttaşımızın ölümüne yol açtı. Ağır ya da hafıf yaralanan çok sayıda yurttaş da hastanelerde tedavi görüyor. "Facia" olarak nitelendirilen bu olay başta İstanbul olmak üzere Ankara, Izmir, Adana, Bursa, Eskişehir, tzmit gibi kentlerimizde konutlarla içiçe kurulan küçuk ya da orta olçekli sanayimizin yarattığı tehlikeleri gözlerönüne serdi. Bu arada ülkemize özgü bir gerçek de bir kez daha açık ve kesin bir şekilde ortaya çıktı. Dünyada iş kazalan ve meslek hastalıkları sıralamasında birçok işkolunda birinci sırada bulunan Türkiye'de sanayide meydana gelen kazalar artık yalnızca işçilerin değil, kent halkının az ya da birçok bölümunün yaşamını ve sağlığını tehdit ediyor. Artık "sanayi kazalan" yüzünden yalnızca işçiler değil, işyerlerinin hemen üstunde, altında, bitişiğinde veya yakınında bulunan konutlarda yaşayan yurttaşlar da ölüyor ya da sakat kaiıyor. Doğrudan üretime katılmayan kent halkı da tehlikeli ve zararlı madde buharları, dumanları ve gazları ile içiçe yaşıyor ve bunları soluyarak tıpkı işçiler gibi meslek hastalıklarına yakalanıyor. Ülkemizde artık kent halkının yaşamını da tehdit eden sanayileşme "tara" önlenebilir miydi? Uzmarüar yıllardır yürürlükte bulunan yasal düzenlemelere karşın Santa Boya Fabrikası gibi binlerce işyerinin nasıl kurulup işletmeye açıldığının irdelenmesi ile bu sorunun yanıtının verilebileceğini söylüyorlar. Yaptığımız araştırmaya göre herhangi bir işyeri kurulmadan ve kurulup işletmeye açılmadan önce, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndan izin almak zorunda. Sağlık ve Sqsyal Yardım Bakanlığı işyerlerinin "çevrede oturan yurttaşlann sağlık ve huzunına zarar verip vermeyeceği" Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da "işçi sagtıgı ve iş güvenliği" bakımından devreye giriyor. 19 Mart 1968 urihli Resmi Gazete'de yayımlanan Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Gayrisıhhi Müesseselere Ait Yönetmelik "Çevresinde ohıranlara fiziki, ruhi ve sosyal yönlerden az veya çok zarar veren" işyerlerini "ga\risıhlıi müessese" olarak tanımlıyor ve bunların "resmi izin almadan" açılamayacağını hükme bağlıyor. Yönetmelikte gayrisıhhi müesseseler 3 gruba aynlıyor. Herhangi bir gayrisıhhi müessese açmak isteyenler "inşa ve tesisten önce" mahallin en büyük idare amirine (valilik ya da kaymakamlıklara) bir dilekçe ile başvurmaya zorunlu tutuiuyor. Yönetmelik bu başvuruya şu belge ve bilgilerin eklenmesini öngörüyor Kurulacak tesisin yeri, cinsi, çalışma alanı, kapasitesi, kullanılacak yakıtın turü ve saatteki miktarı, yakıtın kapsadığı kükürt ve diğer uçucu maddeler, çevrede oturanların sağlığını bozacak tehlikelerin yok edilmesi için almacak önlemler ve bunun için gerekli tutucu cihazların cinsi ve kapasitesi, bacadan çıkacak gaz, duman, su buhan, toz, toprak vb. maddelerin miktan, tesis artıklarının ne şekilde tasfiye ve yok edileceği, tesisin çalışma süresi ve çıkaracağı gürultü miktarı, yangın ve patlamalara neden olma derecesi, işyeri binasımn tesisat projesi, kullanılacak motorların güç ve adedi, cihazların kapasiteleri, çalıştırılacak işçi sayısı... Sadece işçiler değil, kent halkı da tehlikede dım. Sonra DİSK davası na dabil edildim. " Tutuklanmasından sonra ailesinin perişan olduğunu, toplumsal itibannın ayaklar altına alındığını, yasalar açıkça aykırı işlemlerle açılan davaların tümünden beraat ettiğini belirten Ahmet Yıldız, 27 Mayıs 1960 ihtilalinde Kurmay 'Suçlamalar fasarya' SİNA KOLOĞLU 4. Uluslararası Kış Tırmanışı sırasında ekip içinde yer alan Dr. Halil Yeniçıkan ile Recep Çatak'ın ölümleri, 1987 yılında aynı dağda Fatih Sirkeci'nin kaybolmasından sorumlu tutulan Dağcılık Federasyonu Başkanı Prof.Dr. Abdülmecit Dogru, hakkındaki iddiaları "fasarya" olarak niteledi. Doğru donarak ölen Halil Yeniçıkan ile ilgili olarak, "Donmak doğaldır. Dağcı donmaz diye bir kural yok" dedi. Bu tür kazalann dağlarda gerekli önlemler alınmadığından ileri geldiği yolundaki eleştirilere Doğru şu karşılığı verdi: "Dag evleri diyorlar. Dağ evleri o kadar yükseğe yapılamaz. Hem bunlar etrafı kirletiyor. Tüm yetkili birimlerin katıldığı bir protokol yapılıyor. Dağlarda gerekli tedbirlerin alınması konuşuluyor. Helikopter bunun için en iyi çöziim yolu. O bile belli bir yüksekliğe çıkabilir." Turizm acentelerinin federasyonu suçladığı bir başka konu "Doğcılık Federasyonu Fonu" adı altında dağa çıkan turistlerden alınan ücret. Acente yetkilileri turist başına 50 dolar alındığını, yılda iki bin turistiıı tırmandığı düşünüldüğü takdirde yapılan hesaplara göre 200 milyon liranın federasyona bu fon adı altında gittiğini one sürmüşlerdi. Dağcılık Federasyonu Başkanı Doğru, bu iddialann kârlanna engel olunan seyahat acenteleri tarafmdan ortaya atıldığını belirterek, "Bütün federas)onlann fonu vardır. Her ülke kendi dağlarına para biçer. Bundan para kazanır. Bizim de bir'*A|n Dağımız var. Bu fondaki parayı dagın temizliği için kullanacagız" dedi. Doğru, dağlardaki mihmandarların yetersizliği konusunda ise, "Doğu Bejazıt köylüleri hem cestır hem de dagı çok iyi biliyor. l'zun zamandır bu tşi yaptıklan için yabancı dilleri de ogrendiler. diye konuştu. Dağcılık Federasyonu Başkanı: Üruğ davasında karar aşaması terli göriilmüyorsa, kısa süreii birÜruğ'un avukatları Danıştay 10. Dairesi'ne mehil ara kararda dün verdikleri yanıt dilekçesinde, "îstediğiniz lirtilen verilerek.bilgiler yenidenbebelge ve isbelgelerin Başbakanlıkça yollanmaması davayı tensin. Ancak dosya bu haliyle karar verebilmek için yeterlidir. uzatmak amacına yöneliktir" dediler. ANKARA (Cumhuriyel Bürosu) Eski Genelkurmay Başkanı, emekli Orgeneral Necdel Üruğ'un, "MİT raporu"nda yer alan kendisiyle ilgili iddialar nedeniyle Başbakanlık aleyhine açtığı 200 milyon liralık tazminat davası karar aşamasına geldi. Üruğ'un avukatlan, davanın görüldüğü Danıştay 10. Dairesi'ne dün verdikleri yanıt dilekçesinde, Başbakanlığın davayı uzatmak istediğini savundular. Danıştay 10. Dairesi'nin daha once aldığı ara kararda istenilen belge ve bilgiler için 17 Şubat 1989 tarihinde Başbakanlık adına Başbakanlık Musteşar Yardımcısı Burhanettin Mumcuoğlu tarafından verilen "Ara karannızda istenilen belgeler, bu konudaki tahkikatın devam etmesi sebebiyle gonderilememiştir" şeklindeki yazıya dün yanıt veren Üruğ'un avukatlan Zeki Güngör ile Yüksel Esin, dilekçelerinde şu görüşlere yer verdiler: Başbakanlık Tefıiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş, Necdet Üruğ'u ziyaret ederek, hakkında yapılan soruşturma sonucunda kendisine isnat edilen hususlann tümünün gerçek dışı olduğunun tespit edildiğini bildirmiştir. Bu husus, basında yer alan haberlerde de belirtilmiştir." Üruğ'un avukatlannın başba"Aslında istediginiz belgeler kanlığı yanıtlaması üzerine, davaBaşbakanlığın elinde mevcuttur. nın karar aşamasına geldiği huAncak, bu şekilde bir cevap veril kukçular tarafmdan belirtiliyor. mesi, davavı uzatmak amacına Cumhuriyet'in belirlemelerine göyöneliktir. Davada karar verebil re, Danıştay 10. Dairesi'nin bu ay mek için dosvada yer alan belge içerisinde davayı ele alarak, bir ve bilgiler yeterlidir. Eğer bu ye karara varması bekleniyor. Dalarfdan 240 yasadışı ruhsat KEMAL KÜÇÜK İstanbul Anakent Belediyesi'nce 1985 yılından bu yana, yanıo ve parlayıcı maddelerin de imal edildiği 240 adet "I. Sınıf Gayri Sıhhi Müesseseye" çalışma ruhsatı verildiği belirlendi. Bunların buyük çoğunluğu Levent'te patlayan boya imalathanesi gibi, yasaya aykırı olarak kent içindeki meskun yerlerde bulunuyor. Anakent Belediyesi Ruhsat Denetim Müdürlüğü1 ne bağlı çalışan ve Anakent Belediye Baskanı'nca oluşturulan Gayri Sıhhi Müesseseler (GSM) İnceleme Kurulu 1985 yılında Levent'teki boya fabrikası benzeri 43 işyerine ruhsat verdi. 1986 yılında bu tip 35 ruhsat verilirken, 1987 yılında bu rakam 3 kat yükseldi. 1987 yılında kurulun verdiği ruhsat sayısı 144. 1988'deki ruhsat sayısı ise henüz belirlenmedi. Anakent Belediyesi GSM Inceleme Kurulu tarafından verilen ve Başkan Dalan ile Genel Sekreter Atanur Oguz'un imzalannı taşıyan bu çalışma ruhsatları, uyulması zorunlu olan 1593 sayılı Hıfzısıhha Yasası'nın bir değil, birçok maddesini çiğniyor. 3030 sayılı Büyükşehirlerin Yönetimi Yasası'nda, Hıfzısıhha Yasası'na göre verileceği belirtilen bu çalışma ruhsatlarının kent dışında verilmesi gerekiyor. Kent dışında olan I. sınıf gayri sıhhi müesseseler için de öncelikle yasaya göre hazırlanmış ve özel projesi belediye tarafmdan onaylanan tesis kurma ruhsatı, tesis ruhsatından sonra da çalışma ruhsatı veriliyor. Anakent Belediye'sinin 198S'ten beri verdiği ruhsatların hiçbirisinde projesi onaylanmış tesisler yer almıyor. Anakent Belediyesi'nin 1985'ten bu yana kent dışında verdiği tesis ruhsatı sadece 70. Aksine Belediye Levent Yeşilce mahallesindeki gibi 10 katlı binaların da yer aldığı yerde konut içlerindeki kaçak işyerlerine çalışma ruhsatı vererek yasayı çiğniyor. Yine yasaya göre bu tip işyerleri sanayi bölgesi içinde kalsa bile çevrelerinde insan ve konuttan arındırılmış koruma bandı ayrılması zorunlu iken, konut aralannda ruhsat venlen bu tip işyerlerinin çevresinde doğal olarak böyle bir band bulunmuyor. 1966'dan beri yasak . Geçen cuma günü 12 kişinin ölümüne, çok sayıda kişinin yaralanmasına neden olan boya imalathanesinin yer aldığı Levent Yeşilce mahallesinde son 5 yıl içinde 100'e yakın boya imalathanesinin açıldığı ve kaçak olarak çalışmaya başlayan bu imalathanelerden bazılarına Anakent Belediyesi larafından 1987 ve 88'de çalışma ruhsatı verildiği belirlendi. "Eski oto sanayi sitesi" olarak bilinen bu bölgenin 1. sınıf gayri sıhhi müesseseye sokulması ise, Anılan yönetmelik I. sınıf 1966 yılında yürürlüğe giren Sanayi.Nazım Planı gayrisıhhi müesseselerin "sanayi yla kesinlikle yasak lanmıştı. bolgelerinde" kurulmasını, sanaBomonti, Levent ve Oto Sanayi Sitesi için ayrı yi bölgeleri bulunmayan yerlerde lan bölgeleriıı I. sınıf gayri sihhi müesseselerc ka ise yarıçapı yerel sağlık orgütlerinpalı olduğu bilinirken, bdediyece burada konut için ce belirlcnecek daire şeklindeki bir de boya imaline ruhsat verilmesi plana da aykırı sahanın iskâıı dışı tutulması kodüşüyor. şuluyla kurulabileceğini hükme lstanbul'un sanayinin yoğun olduğu ilçeleri için bağlıyor. Yönetmelik gerekli belde, özellikle kimya sektörünün yoi'un olduğu Şiş ge ve bilgileri içereri yazılı başvuli'de büyük fabrikalar Maslak yönünde kurulurken, runun Sağlık ve Sosyal Yardım eski oto sanayi sitesi içindeki oto tamircileri, boya Bakanlığı'nca incelenip uygun göimalathanelerinin siteye girmesinden tedirginlik duy rülmesinden sonra tesis izni veriduklannı bclirtiyorlar ve birkaç kez belediyeye baş lebileceğini öngörüyor. Birinci sıvuruda bulunulmasına karşın sonuç alınamadığını nıf gayrisıhhi müesseselere "tesis belirtiyorlar. Eski otosanayi sitesi ni de kapsayan Ye ve açılma" izninin Sağlık ve Sosşilce mahallesinin imar ıslah planlan ile konut yo yal Yardım Bakanlığı'nca verilmeğunluğunun iyice artması, tehlikenin büyümesine sinin gerekçesi şöyle açıklanıyor: neden oluyor. 2900 hektarlık bir alanı kapsayan Ye "Belge ve bilgilerin incetenmesi ile şilce Mahallesi Şişli ilçesinin yüzde l'e kadar bir ala kurulacak >erde eırafındaki mesna sığmasına karşın, son yıllarda yüksek yapılaıa kun mahallerde yaşayan halkın izin verilmesi nedeniyle, nüfus yoğunluğu açısından sağlık ve hu/uruna zarar >apıp Şişli'nin en kalabalık mahallelerinden biri sayılıyor. yapmajacağının saplanması." Şişli genelinde hektar başına 164 kişi duşerkcn, YeÖte yandan işyerlerinin kurulşilce mahallesinde bu sayı 224 kişiye çıkıybr. Uz ması ve işletmeye açılması aşamamanlar bu kadar yapr ve insan yoğunluğunun art larında Çalışma ve Sosyal Guvcntığı bir konut bölgesinde, yasayı da çiğneyerek bo lik Bakanlığı'nda "işçi saglıgı ve ya atölyesine ruhsat vermenin cinayet olduğunu be isgüvenliği yönünden" devrcyc gilirtiyorlar. riyor. Sürüklendl THK'nın Ankaralstanbul seferini yapan "Metro3" tipi yolcu uçağı İstanbul Atatürk Havalimanı'nda inişe geçtiği sırada iniş takımlarından ön dikmenin kilitii olmaması, gövde uzerinde surüklenmesine neden oldu. Uçak, pilorJann gayreti ile pist ortasında durdurulabildi. (Fotoğraf: Cumhuriyet) THK uçağı gövde üzeri îniş yapü İstanbul Haber Servisi Ankara İstanbul seferini yaparken iniş takımlan açılmayan Türk Hava Kurumu yolcu uçağı, Atatürk Hava Limam'nda buyük tehlike atlattı. Piste govde üzeri iniş yapan uçakta bulunan yolcular, kazadan yara almadan kurtuldu. Olay nedeniyle Atatürk Havalimanı yeni pisti uzun bir süre kapatılırken, uçaklar, eski pisti kulianmak zorunda kaldı. THK'nın Ankarahtanbul seferini yapan 941 sefer sayılı "Melro3" tipi yolcu uçağı, dün saat 15.30 sıralarında 9 yolcusu ile Esenboğa Havaalam'ndan hareket etti. Pilot Nusrel Koyunpıııar ve Günay Tunca yönctimindcki uçak. saat 16.30'da Istanbul'a ge(di ve Atatürk Hava Limanı'nın "1836" nolu pistine inişe geçti. Ancak, piste konma sırasında iniş takımlarından ön dikmenin kilitii olmaması, uçağın gövde uzerinde surüklenmesine neden oldu. Büyük bir şans eseri yangın çıkmayan uçak, pilotların gayreti ile pist ortasında durdurulabildi. Daha sonra, yolcular, itfaiyeekiplerinin de yardımıyla hızla tahliye edilerek olay yerinden uzaklaştırıldı. Kaza nedeniyle, Atatürk Hava Limanı'nın söz konusu yeni pisti, uzun süre hava trafiğine kapalı kaldı. Bu sırada uçaklar, eski pisti kullandılar. Olaydan sonra yapılan araştırmada, uçağın alçalması sırasında iniş takırrriarının, pilot kabinindeki göstergeler üzerinde "açık ve kilitii" durumunda bulunduğu, bunun da pilotlan yanılttığı anlaşıldı. Kaza atlatan "Buka" adh 18 kişilik uçakta bulunan yolculardan Ömer Bostancıoğlu olayı anlatırken "Tam piste indiğimiz sırada ne olduğunu anlayamadan siirüklenmeye başladık. Büyuk bir sarsıntı geçirdik, sürtiinmeden olacak, gövdeden alevler çıkıyordu. Şans eseri kazayı ucuz allatıık" dedi. Bu sırada, Atatürk Hava Limam'nda bulunan L'laştırma Bakanı Ekrem Pakdemirli'de kaza yerine giderek yetkililerden bilgi aldı. 9 yolcu tehlike atlattı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear