24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 ŞUBAT 1989 KÜLTÜRYAŞAM HAYVANLAR ÎSMAÎL GÜLGEÇ CUMHURİYET/5 YÂYIN DIJNYASINDA İNCELEMEARASTIRMA YONETEN ŞAHİN Eleştirel hukuk yaklaşımı Türkiye Vönettmtnde Karmaşa / Lütfü Duran, Çağdaş Yayınları, Ekim 1988, 334 s. FAZIL S A Ğ L A M Bir uluslararası kamu hukuku seminerinde tanıştığım Yunanlı İdare Hukukçusu Prof. Dagthoglu. idare hukukunu anayasa hukukunun somutlaşması olarak nitelemişti. Bu nitelemenin anlamım, idare hukukumuzun büyük ustalarından Prof.Dr. Lütfii Duranın Türkiye Yönetiminde Karmaşa başlıklı eserini okuyunca daha iyi kavradım. Gerçekten de özellikle ülkemizde bu iki hukuk dah arasındaki yakın bağı görebilmek için Duran' ın bu khabından daha iyi bir ornek bulunamaz. Türkiye Yönetiminde Karmaşa, yazann 1982'den bu yana Cumhuriyet Gazetesi ve çeşitli dergilerde yayımlanan "Siyasal Yönetim", "Gunlük İdare" ve "Yargısal Denetim" sorunlarıyla ilgili incelemelerinin bazılarından oluşan bir derleme. Derlemenin butunlüğü, 12 Eylül'den bu yana, yeni anayasarun oluşum süreciyle başlayarak tüm hukuk ve yönetim düzenimize yayılan yozlaşmanın, titiz bir bilim adamı, amansız bir eleştirici ve sorumlu bir aydın gözüyle bilinçli ve sistemli bir biçimde çeşitli yörüeriyle irdelenmiş olmasında yatıyor. hiıkümeti" sayılabileceği; Cumhurbaşkam'nın "kişisel iktidara sahip seçilmiş bir hükumdar"a benzetildiği; asker bürokrasiye ayrıcalıklı bir rol verildiği; sivil burokrasinin de askeri düzen benzeri sıkı bir hiyerarşi ve disiplin içine sokulduğu; adı açıklanmadan İslam dininin toplumun manevi değerlerinden biri olarak benimsendiği; zorunlu din kültürü ve ahlak öğretiminin devlete yüklenen bir kamu hizmeti niteliğini kazandığı ve bu tur düzenlemelerin Cumhuriyet'in laiklik niteliğine golge düşürdüğü, çarpıcı bir üslupla anlatılıyor. Yukarıda örneklenen gözlem ve değerlendirmelerin bir bölümü diğer makalelerde daha özgul bir biçimde ele alınıp işlenmiş. Öı neğin Devlet Başkanı'nın konumu, ilk bölumdeki yazılarda çeşitli yönleriyie aydınlatılıyor. Ancak yine heCumhuriyet'in son yıllarında yürütme \e idare objektif ve durust olmaktan çıktığı içindir ki, toplum... anarşiye sürüklenmiştir" (s. 46). Bu gelişme de otoriter ve totaliter bir rejim kurma özlemleriyle birlikte 1982 Anayasası'nı doğurmuştur. Cumhurbaşkanı'nın 1982 Anayasası'nın otoriter yapısı içinde kendisine sağTanan üstün konumdan ve etkili yetkilerden yararlanabilmesi için, Meclistegüçlü ve emin bir çoğunluğa dayanması gerekir. "Devlet Baskanı ne denli geniş ve etkili yetkilerle donatılmış olursa olsun, kaynağını ve gücunü doğrudan milli iradeden almadığı için, bunları tek başına kullanıyormuş gibi görünse de, gerçekte Meclisteki çoğunluğun lideri olan başbakanın istenci yönunde ve katılımı olçusunde gerçekleştirebilir. ... bu siyasal gerçeklik tüm olumsuz koşullara rağbaşkanından başbakana gecmiş, siyasal ve yargısal denetimlerden azade tam bir serbestlik içinde" ve hukuk dışında kullanılabilir olmuştur. "Böyle bir tutum ve davranış içinde bulunan yürütme ise 'kuvvetli icra' değil, ancak 'kişisel iktidar' oluşturur; bu nitelikte bir iktidar da sorıunda 'keyfi yönetim'e dönüşür" (s. 69). Yazarın bu gözlem ve değerlendirmeleri, Mecliste mutlak çoğunluğa sahip parti liderinin bir de cumhurbaşkanı secilerek bu kişisel iktidarı tam bir güçler yumağına dönüştürmesi olasılığı ile birlikte düşünüldüğünde, rejimin geleceği bakımından endişeye kapılmamak mümkün değil. MENMUNUM 4MA BA5IMDAN i KİM KİME DUM DUMA REHIÇ IK Doğrulanan öngörüler Duran'ın yargıya ilişkin yazılar;nda yer alan bazı öngöriilerin de sonraki gelişmelerle doğrulandığını görüyoruz. Örneğin "tdari Yargı Adlileşti" başlıklı yazıda, Danıştay'ın temyiz incelemesi sırasında "işin esası hakkında karar verme" yetkisini, eski temyiz davasının alışkanlığı içinde sürekli kullanma eğilimine gireceğine işaret edilerek, bunun bir tür istinaf aşaması yaratacağı ve idare mahkemelerinin direnme yetkisini sözde bırakacağı belirtilmektedir. Bunun canlı bir örneği 1402'liklerle ilgili davalarda yaşanmıştır. İdare mahkemeleri, 1402 sayılı yasa ile gorevlerine son verilmiş memur ve üniversite mensuplanrun açtığı davalarda buyük bir çoğunlukla iptal kararı vermiş, ancak temyiz aşamasında Danıştay 5. Dairesi ikiye karşı üç oyla işin esasına girerek söz konusu davaların reddini hükme bağlamıştır. Böylece idare mahkemelerine kararlannda direnme imkâru tanınmadığından, kamuoyunun hassasiyetle üzerinde durduğu ağır bir sorunun Dava Daireleri Genel Kunılu'nda tatmin edici bir çözüme kavuşması imkânı da kapatılmıştır. Buna karşüık idari yargı ve anayasa yargısının etkisizleşeceğine ilişkin öngörülerin, uygulamada demokratikleşme sürecine paralel olarak giderek aşılmaya başlandığını, 20 yılı aşkın bir hukuk devleti birikiminin, tüm olumsuzluklara rağmen kolayca silinemediğini de belirtmek gerekir. Ancak bunda Liitfii Duran gibi hukukçulann yılmadan yürüttüğü mücadelenin bir payı olduğu da unutulmamalıdır. Lütfü Duran'ın kitabım, ayrıntıdaki bazı görüşlerine tam katılmamakla birlikte, bir anayasa hukukçusu olarak zevkle ve öğrenerek okudum. Ama bu eserde yer alan yazılar, yalnızca anayasa veya idare hukukçulanna yönelik değil. Demokrasinin ve hukuk devletinin yaşamsal önemini hisseden, özlemini çeken, demokrasi ve hukuk devleti kültürünü geliştirmek isteyen her aydın ve yurttaşın bu eseri okuması gerekiyor. gıler Fakültesi eski öğrctim üyesidır. ben de o karakhr.. ben ck sen/n g/'M '£Ü/£M J'64/?4j Kritik yaklaşım Hemen belirtmek gerekir ki, teknik idareye ilişkin yazılar da dahil olmak üzere, derlemenin tümüne egemen olan kritik anayasa hukuku yaklaşımı, hemen her yazıda kendini gösteriyor. Bunun yalnızca anayasa ve idare hukuku dallarının yakınlığı ile açıklanabilecegini sanmıyorum. Duran'ın anayasa hukukuna yönelmesi, kuşkusuz, hukuk ve yönetim düzenimizde yaşanan yozlaşmanın büyük ölçüde 1982 Anayasası'nın bir ürünü olmasından kaynaklanıyor. Bu yaklaşımm doğal bir uzantısı da hemen tum yazıların "dernokratik hukuk devleti" ekseni üzerinde işlenmiş olmasıdır. Batı demokratik sisteminin öngördüğü hukuk devleti, kitapta yer alan gözlem, eleştiri ve değerlendirmelerin temel ölçeğini oluşturuyor. PİKNİK PİYALE MADKA SŞN W C KÖTiTN. J BİR İNSuN \ CÖRDÜN MÜ? J \ütfü Duran'ın son kitabım bir anayasa hukukçusu olarak zevkle ve öğrenerek okudum. Demokrasinin ve hukuk devletinin yaşamsal önemini hisseden, özlemini çeken; demokrasi ve hukuk devleti kültürünü geliştirmek isteyen her aydın veyurttaşın bu eseri okuması gcrekiyor. men beUrtelim ki yazar, bu makalelerinde Cumhurbaşkanı'nın, anayasanın kurallanndan çıkan güçlü statüsünü belirlemekle yetinmemekte, siyasal yaşamm gelişimi içinde siyasal güçlerde ortaya çıkan somut dönüşümleri de Bu genel çerçeve içinde derle "Kuvvetli icra mı, kişisel iktidar menin içeriği şaşırtıcı bir gözlem mı?" sorusu ekseninde ayrıca deve değerlendirme zenginliği göste ğerlendirmektedir. riyor. Örnek olarak ilk makaleye bir göz atmak yeter: Bu makale Denetimsiz hükümet de, 1982 Anayasası'nın siyasi reDuran'a göre, "denetimsiz hüjimle birlikte siyasi sistemi de dü kümet... demokratik kuvvetli iczenlediği, memurlar ve diğer ka ra değil; keyfi, indi ve ilkel bir mu görevlileri ile dernekler, sen yönetimdir" (s. 46). "Hukuk devdikalar, mesleki tesekküller, vakıf leti çerçevesinde icraat yapacak bir lar ve kooperatifler için anayasa yürütme için gerekli tüm yetki ve da öngörülen geniş kapsamlı siya yöntemler", 12 Eylül öncesi mevset yasaklarının "apolitique1 bir zuatta varolduğu halde "Bu yetki bireyler kalabalığı" yarattığı, ya ve yöntemleri zamarunda ve yerinsamayürütme ilişkilerinin parla de kuHanmak becerisini ve basimenter rejim değil, olsa olsa oto retini gösterebilen iktidar ekipleriter yapıda "aksak bir başkanhk ri pek çıkmamış" (s. 45 vd), "II. men etkisini göstermeye başiamış ve asıl siyasi gucün giderek cumhurbaşkanından başbakana geçmesi süreci gözlenmiştir." (s.51 vd.). Bu arada getirilen düzenlemelerle "Bakanlıkların özünü oluşturan içerikleri boşaltılarak" başbakanın elinde birleştirilmiş (s.59), "çok sayıda bağlı kuruluşları ile esasen bir dev bakanlık olan Başbakanlık, merkez teşkilatı bakımından bir bakanlar bakanlıgı niteliği"ne dönüştürulmüştür (s. 61). Esasen bakanlar, görevlerinin yerine getirilmesi ve yetkilerinin kuHanılmasında başbakana karşı sorumlu kılınmışlardır. Bu bağlam içinde "iktidann başı, sert parti disiplini sayesinde ve zayıf muhalefet karşısında siyasi sorumluluk kaygısından da bağışık olarak serbestçe icraat yapma imkânına kavuşmuştur" Böylece "yürütmenin gerçek gücü devlet • Doç.Dr. Fazıl Saglam, A.Ü. Si>asal BU ÇİZGÎLİK KÂMİL MASARACI AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHA.\ GÜRSES KISA KISA BİR REKLAMCININ İTİRAFLARI David Ogilvy, Çev. Selim Yazgan, AFA Yayınları, Ocak 1989, 193 s. Reklam dünyasının ve reklamcılık kuramının başta gelen isimlerinden biri olan David Ogilvy*nin Confessions of An Advertising Man (1963) adlı kitabının Türkçesi yayımlaııdı. Ingiltere do. ğumlu olan Ogih^, halen 9000 çalışanı, 47 ülkede bürolan 3 milyar dolarhk cirosuyla dünyanın en büyük reklam ajanslanndan birinin yöneticisi. OgiK'y aynı zamanda Dünya Doğal Yaşamı Konıma Vakfı'nın başkanı ve New York Filarrnoni Dernegi eski başkanı olan çok yönlü, çok ilginç bir kii UNIVERSITELERIMIZ NEREDEN NEREYE GETİRILDİ de ettiğim hususlar açısmdan tam bir vicdan rahatlığı taşımaktayım. Incelerne, şahsi görüşlerimden daha çok, bugüne kadar yayımlanmış yüzlerce belgeye dayanılarak yapılmıştır... Üniversitelerarası kurullar, üst makamlann iştirak ettiği toplantılar, rektörler komitesi ve komisyon çahşmaları gibi toplantılarda geçen konuşma ve görüşlere bu incelemede şimdilik pek değinilmemiştir." OSMANLI ÇALIŞMALARI Taner Timur, V Yayınlan, Ocak 1989, 339 s. Taner Timur'un yeni kitabı 19. yüzyıl Osmanlı tarihi üzerine incelemeleri kapsıyor. Kitapta, daha önce Tarih ve Toplum Dergisi'nde yayımlanmış olan makaleler yanında, ilk kez burada basılan Yeniçeri kırımı ve Abdülbamit dönemi konulu yazılar da yer almakta. Bugünkü sorunlanmızın çoğunun kökeninin 19. yüzyılda olduğunu belirten Timur, şunları yazıyor: "Günümüzdeki demokrasi ne kadar 'gerçek demokrasi' ise 19. yüzyıl Osmanlı reformlarının da o kadar 'gerçek reform' oldukları kanısına vardım... Aslında yarısömürgeleşme tarihi olan 'Osmanlı ıslahat tarihi' küçük rötuşlarla 'Türk demokrasi tarihi' haline dönüştürulmüştür... 'Yüz elli yıllık bir özgürlük savaşından sonra bugün ülkemizde, burjuva demokrasilerinde tamamen legal olan birçok eylemi hâlâ 'idam' istemiyle yargılayan bir hukuk sistemine sahipsek, çok daha karamsar sonuçlara varmamız gerekir." manlı devletinin tngiltere nezdindeki sefareti başkâtibi Mahmud Raif Efendi tarafından Fransızca olarak kaleme alınan ve 1798 tarihinde tstanbul'da basılan kitap Prof. Dr. Arslan Terzioğlu ve Prof. Dr. Hüsrev Hatemi tarafından Türkçeye çevrilerek, Fransızca özgün metniyle birlikte yayımlandı. Ozgun adı Tableau des nouveaux reglemens de l'F.mpire Ottoman olan ve 18O2'de Avrupa'da ikinci kez basılan kitabın Türkçe çevirisini sunarken, yayuncüar, "Böylece hem o dönemi kapsayan bilimsel araşlırmalara bir ışık tutacağı, hem de artık orijinal nüshaları çok ender bulunan Mahmud Raif Efendi'nin bu eserinin ortadan kaybolmasımn önleneceği kamsındayız"diyorlar. ETİK Ioanna Kuçuradi, Meteksan, Eylül 1988, 194 s. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKA* 9 Şubat KAMBRALAR KUCULUYOR.. 1912'DE &UGUM KUÇÜK TIPTE gıe eoro&RAF MAKİMESrAJIKI KEKLAMI PBAN&IZ 8ASININPA YAYlMLANMIŞTI <8Z6 'OA gtG F^ANSIZ OLAN JOSEPH NtePce'/H fLKBL xoçuu/ıePA SAPrxDtSr ForoĞRAPTAN SONSA, BU ICONUDAKİ S£UfM£l£R İ& T£M£L BÖLÜMOE TÜPLAUABıÜR FOTVSSAFÇtLIK TEKNtĞİUDEK' l/E POTCĞeAF SAUATINDAKİ İLeeC£M£L£fZ. 168O 'LEg&E YAPIMtNA gAŞLAMAM KÜÇUtC MAK.İUBL6R, SİRAZ OA tfARUICLARlUI RULO HALiNB SEriRtLEN F/IML£IZ£ BOZÇLUYDU. /ŞTE, YAMPA SÖIZÛLBM, KÖRÛKLÜ, AÇILIP &*PANAB<LeM MO&EL f^OTOĞeAF HfAtClAiaSİ PB BU (SEUfMeNıU SOUUCUYPU. OBTEICriFİN ÖMÜNÜ AÇAA KAPA& SÜ£.ÜLÜNC£/ VİZÖR ORTAYA ÇlKMAfürAYOt OSMANLI İMPARATORLUĞU'NDA Hacettepe Üniversitesi Felsefe YENİ NİZAMLARIN Bölümü ve Türkiye Felsefe KuruCEDVELİ mu Başkanı Prof. Dr. Ioanna KuMahmud Raif Efendi, Haz. çuradi'nin yeni kitabı, "Etik A. Terzioğlu H. Hatemi, Ilişki" ve "Etik Değerler" başlıklı Türkiye Turing ve Otomobil iki çalışmadan oluşan bir ahlak felsefesi incelemesi. Türkiye FelKurumu Yayını, İstanbul sefe Kurumu'nun yayımlamaya 1988. başladığı Simurg dizisinin ilk kiIII. Seiim tarafından başlatılan tabı da Prof. Kuçuradi' nin özgürNizamı Cedid hareketini Batı ül lük, kültür ve ahlak kavramları kelerine tanıtmak amacıyla, Os üzerine konuşmalarını kapsıyor. 60 YIL ÖNCE Cumhuriyet 9 Şubat 1929 U CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ NDE YENİ KİTAPLAR ÜNİVERSİTELERİMİZ NEREDEN NEREYE GETİRİLDİ? Kemal Kafalı, İstanbul 1989, 136 s. İTÜ'nün 198082 arasında seçimle, 198287 arasında tayinle gelen rektörü Prof. Dr. Kemal Kafalı, üniversitelerimizin durumu üzerine bir kitap yazdı. Kitapta, MGK tarafından 1981 yılında yürürlüğe konulan 2547 sayılı Yüksek öğretim Kanunu'na bir tasan olarak ortaya çıkışından bu yana yöneltilmiş olan ve basına yansıyan eleştirilerin bir dökümü yapılıyor. Prof. Kafalı, kitabı sunarken şöyle diyor: "Bu kanunun sakıncalarına ve gelecekte getireceği olumsuz yanlarına, daha başında karşı çıkmış, yazılı uyarısını yapmış ve hizmet süresinde de uyanlarda bulunmuş bir üniversite mensubu ve yöneticisi olarak ifaKod 004.116 007 287 007 288 007.289 007.290 011.070 022 354 022.355 038.043 044.104 061.047 066.075 086.292 086.293 086.294 086.295 096.056 102.087 125.086 152.441 152.442 186.050 186.051 191.026 200.036 303.008 Kitabın Adı Yöntem Ara$tırmalan Mıtla Geçidi Parbat Dağının Esrarı Fanus Selam Kolesterol Acı Türk Kitap Tarihi Seçilmiş Öyküler Doğmamış Çocuğa Mektup Şarkıh Oyunlar 0 Bir Asıydi (James Dean) Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresı Al Mıdıiiı Üc Kuruşluk Roman Gerçek Kazakiar pirimin Ölduruluşü insanın Turküsu Osmanlı Çalısmalan Gecekondu Bando Takımı Türk Sinemasında 0n Kadın Resımli Ay (Tıpkı basım) Nâzım HikmetYaşamıSanatı Ayın En Çıplak Gunü Günlük Hayatın Eleştırisı YaıarÇevirmen Yayınevi TSr Ryat J.P.Sartre/S.R. Kırkoğlu Alan Felsefe 4 0 0 0 Leon Uris/M.Harmancı Altın Roman 9 9 0 0 Gülten Oayıoğlu Altın Çocuk 2500Morris West/Oya'Çakır Altın İnceleme 8500 E.R. KowalsW/Gönül Suveren Altın Sağhk 6000Marguerite Duras/Ayşe Kurşunlu Ortaç Afa Roman 3 7 5 0 Alpay Kabacalı Cem İnceleme 4 0 0 0 Bekir Yıldız Cem Öykü 13000Orıanna Fallaci Dost Deneme 4 9 5 0 Ferit Ragıp Tuncor Esin Çocuk 2200VVilliam Bast Hil Sınema 4 4 0 0 James Joyce/Murat Belge iletişim Roman 4000.John Steinbeck Oda Roman 2500.Bertold Brecht Oda Roman 5 5 0 0 Emıle Zola Oda Roman 8 0 0 0 L.Tolstoy Oda Roman 5 0 0 0 VVilhelm Reich Payel İnceleme 6500. Ertunga Ateş Şür 2500.Taner Timur Verso İnceleme 8000.Muzaffer Izgü Bilgi Mlzah 4000Muzafter Izgü Bılgı Mızah 4000Agah Ûzgüç Broy Sinema 3 0 0 0 Broy Dergı 2500Asım Bezirci Amaç İnceleme Buket Uzuner Boyut Oykü 2750Bruce Brown/Yavuz Alogan Ayrıntı İnceleme 4000. sudan yapılan imlihanda İşte bu reklam ve propaganda Vatikan ile İtalya arasında muvaffak olmaktadırlar. hadisesinin devletin resmi bir aktolunan iülafname ikıisadi İşte bu vaziyetten münhafıl muessesesinde ve heyeti hukukun bütün İtalyada olan dişçiler, ayrıca Ankaraya idarenin muvafakaıile cereyanı hemen taıbikini natık Son karara nazaran Türkiyede bir heyet izamile Sıhhiye doğru mudur? Eğer her ticari bulunmakta ve bütün dişçi mektebinden mezun Vekaletine arzı hale karar müessese bu şekilde rekiama istisnaiyetleri, imtiyazlan olrnayanlar dişçilik edemezler. vermişlerdir. Sıhhiye Vekili kalkarsa mektep idareleri ortadan kaldırmaktadır. Ancak Anadoluda kaft Refık Bey imtihana gireceklerin bunlara da musaade edecek Papaya verilecek olan miktarda dişçi olmadtğını adedini 2030 zannederken midir? tazminat miktarı iki milyar nazan dikkate alan Sıhhiye bunların 500 kadar oldukları Bu suallere cevap isteriz? olarak tesbit edilmiştir. Arazi Vekili Refik Bey, adetleri 2030 anlaşılmıştır kı, bu mıktar tebeddülü SentPiyer kadar tahmin edilen ve 10 diplomalı dişçilerin adedinden kilisesinin arkasındaki bir seneden beri musıakilen kabine fazladır. geçidin Vatikana terkinden sahibi olan dişçilerin dişçi Beyaz Rus tubiyelinde iken ibarettir. mektebinde imtihanlannın sahte vesika ile Türk tabiyetine icrasından sonra diş tabibliği giren ve dişçilik eden bir rus ROMA 7 (<ua.) Vaükan ile edebilmelerini teklif etmiş ve hakkında zabıtaya müracaaı İtalya hükümeti bir itilaf bu teklif kabul olunmuştu. vaki olmuş ve keyfiyetin akdetmişlerdir. Itilafname M. Londra 7 {an.) İngilterede Doktor ve diş tabiblerinden Mussolini ile Kardinal hüküm sürmekte olan grip mürekkep olarak teşekkül eden tahkikine başlanılmıştır. Gaspari tarafından imza salgım son hafta zarfında imtihan heyetinin vazifesini edilmiştir. artmıştır. Vefıyatm miktarı layikile ifa etmemekie olduğunu ve bu heyette diş Papa, bugün Vatikan ile Londra ile sair buyük tabiblerinin ekseriyeti teşkil İtalya hükümeti arasında şehirlerde evvelki haftaya Haber aldığımıza göre şehrimiz imzalanan itilaf neticesinde etmediklerini iddia eden bazı nazaran iki mislidir. Evvelki dişçiler arasında bu yüzden bir ticarethanelerinden biri alıı, cismani kuvveti haiz bir hafta ölenlerin miktarı 321 yedi gün evvel İstanbul galeyan hasıt olmuşiur. hükümdar olmuştur. Bu iken son haftada ölenlerin Bunların ifadelenne göre 2030 liselerınden birıne iki katolik kilisesi tarihinin yarım miktarı 652'ye baliğ olmuştur. memurunu bir miktar çikolata kadar tahmin edilen alaylı asırdan fazla bir zamandan ile gönderir ve akşam üstıı dişçilerin adedi bir kaç yiize yani son cismani hükümdar baliğ olmakıadır. Anadoluda ne dersler binikten sonra heyeti olan dokuzuncu Pie'nin idare büliin talebeyi bir yere kadar dişçilik edenler varsa saltanatından beri kaydetmiş musaade almak üzere İsıanbula toplar, şırkelin bir memuru olduğu en mühim vakadır. çikolatasının mezayası ve geldikleri gibi, bazı dişçi Yeni muahede mucibince musabakalarınm zenginliği ve çıraklan da müslakii kabine Papa Vatikanda ve sureti cereyanı ve saıre sahibi dişçilerle orıak sıfaiıle yakınındaki dar bir kısım hakkında uzun bir konferans birer vesika lemin ederek verdikten sonra butün lalebeye arazide müstakil bir imtihana girmekte ve pek hükümdar olacaktır. birer parça çıkolaıa tevzi eder. Mektepli ve alayk dişçüer Papa İtalya ile anlaştı Ingilterede grip Yeni bir reklam tarzıl
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear