24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Aleviler ve cem törenleri 2 Şenay Kalkan temsili cem ayininı izledi, Alevi dedeleri ile görüştü 9 ŞUBA T 1989 Cem töreninde her hareket, hersözAlevilik düşüncesininpratiğe bir dönüşümü 6 Cem1e olan ilgi azaldı Mustafa Dede, saatler süren sohbetimizde her anlattığı konu için "Bunu cemde gözlerinizle göreceksiniz" diyor. Anlatılanlardan çıkardığımız sonuç "cem" görmeden Aleviliğin anlaşılanıayacağı, cemi asıl Dede, Hüseyin Tosna'un, yani Teko Dede'nin yöneteceğini söylüyor. Ertesi gun Teko Dede'nin evine gidiyonız. Teko Dede de karısıyla beraber Malatya'da oturuyor. Uzun berabeyaz sakalı, şalvan, yeleği, elindeki tesbihiyle kente gelmekle bit şeyin değişmediğini kanıtlar gibi. Gençlere de dinlerini, inançlannı unuttuklan, "cem" yapmadıkları için çok kızgın. Aleviliğin, cemin bilinmiyor olmasından, gizli kapaklı kalmasından, çıkartüan dedikodulardan buyük üzüntu duyuyor: "tsteyenle istediği yerde tartışınm. tzin versinler Çankaya'ıun orla yerinde cem vapayım da gerçeği görsünler" diyor. Teko Dede'nin yaşıtlarından Kalender Topal Cengiz de Teko Dede'lere gideceğimızi duyunca "çorbada onun da lnzıı bulunsun" diye gelmiş. O da gençlerin okudukça "Dede"leri, yaşlılan beğenmedıklerinden yakınıyor ve "Diyanel tşleri Başkanlığı'nda Alevilerin bilgili kişiierinden bir temsilci olmalı" dileğinde bulunuyor. Evet, Malatya'daki üçüncü günümüzdeyiz. Sıra cerne katılmaya geliyor. Mustafa Dede, cem yaprnak için bilgili kişileri bulmakta güçlük çekiyor. Cem için eskiden, önce bir "Peyik" (Peyk)çıkartılırmış. Peyik, yani haberci cemdeki "12 Hizmet Sahibi"nden biri. Görevi bir gün önceden o mahalledeki, köydeki ya da yöredeki butun evleri teker teker dolaşıp cem yapılacağını haber vermek. Günumüzde Peyik'in işi kolay. Çünkü telefon var. Mustafa Dede, cemi bilen birkaç yaşlıyı telefonla arayarak, ertesi gün yapılacak ceme çağırıyor. Nihayet cemin yapılacağı gün geldi. Aklımızdan o güne kadar cem hakkında duyduklanmız geçiyor: Şu malum "mum söndürme" meseleleri.. Teko Dede'nin evi ötekilere oranla biraz daha büyük olduğu için cem onun evinde yapılacak. Gani Pekşen, cemlere eli boş gidilmediğini, herkesin ekonomik gucü oranında yiyecek bir şeyler goturdüğünü hatırlatıyor. Birkaç kilo meyve alarak gidiyonız biz de. "Cem Damı" (cem yapılan evlere bu ad veriliyor) yeniden düzenlenmiş. Koltukîar, divanlar kalkmış, yerlere minderler konmuş. Teko Dede, birkaç yaşlı Aleviyle birlikte baş köşede yerini almış. Bizi de odanın en sıcak köşesine buyur ediyorlar. Koyu bir sohbet başlıyor. Teko Dede konuşurken kimse sözünü kesmiyor. Söyleyecek bir şeyi olan izin alarak konuşuyor. Akşama doğru, haberdar edilenler yıkanıp paklanmış, en temiz giysilerini giymiş olarak gelmeye başlıyorlar. Cem Damı'na yıkanmadan, temiz giysiler giymeden girilemiyor. Kadınların da erkeklerin de vücut hatlarını belli etmeyecek bol giysiler giymesi gerekiyor. Ceme saat dahil mücevherlerle de girilemiyor. En önemlisi de alkollü olanların içeri alınmaması. Bu kurallan yerine getirmiş olarak odaya girenler önce cemin "Pir"i, "Rehber"i olan Teko Dede'nin elini öpüyor, daha sonra da yaşlarma uygun bir yere oturuyorlar. Yaşça kuçük olanların kapıya yakın olması gerekiyor ki her an için hizmete hazır olabilsinler. Eğer odada erkeklerden boş yer kalırsa kadınlar da aynı odaya oturabiliyor. Sunnilerdeki "Kaçgöç" yok yani. Eğer oda erkeklerle dolarsa, kadınlar odayı görebilecekleri, Dede'yi duyabilecekleri bir başka odaya oturuyor. Eskiden köylerde bu ayrüığı önlemek için özel olarak cem evleri ya da evlerde cem yapmaya uygun buyuk salonlar olurmuş. Ceme "akıl buluğa ermeden", yani 15 yaşını doldurmadan resmen katılınarruyor. 15 yaşına gelmiş her Alevi erkeği aynı yaştaki, huyu huyıına, suyu suyuna uygun bir başka Alevi erkeğiyle "Müsahip Kardeş" oluyor. Yani "Can Kardeşi." Musahip Kardeş'lik Dede huzurunda düzenlenen bir törenle oluyor. Dede'nin duaları, nasihatlariyle Musahip Kardeş olan iki kişinin bundan böyle birbirinin her şeyinden sorumlu olması gerekiyor. Birbirinin anne babasını kendi anne babası gibi sevip sayması, birbirlerinin işlerine kendi işleri gibi koşması, hatta ekonomik durumu iyi olanın kötü olana yardım etmesi gerekiyor. Müsahip Kardeş'lik bütün Alevileri ikişer ıkişer birbirine kenetleyen, güç birliğini sağlayan bir kurum. Cem Damı'na giren butun erkekler cem suresince adlanmn ardına "Sofu", kadınlar da "Bacı" kelimesini alıyor. Ve herkes birbiriyle bacıkardeş sayılıyor. hiç çekinmeden bunu söylüyor ve onun payı da ötekilerle eşitleniyor. Herkes dağıtılan elma ve portakallardan razıydı ki kimse ses çıkarmadı. Böylece son bölume geçildi. "Zakir" yine sazı eline aldı ve 12 Hizmet Sahipleri'nin adlarının geçtiği uç dörtluk daha çaldı söyledi. Ardından 12 Hizmet Sahipleri birer birer ortaya gelip dualannı alıp niyaz etti ve böylece cem bitmiş oldu. Bizim için özel olarak yapılan cem tam dört saat surmuştu. Aslında bütün Musahip Kardeşler teker teker Ön Yargı ve Çengel Dân'ndan geçtikten sonra bitiyormuş. Bu da ceme katılanlann sayısına ve Dede'nin nasihatleri işleme suresine göre üçdort hafta bile sürebilıyormuş. Cemler genellikle kış aylarında, yani işlerin bittiği dönemlerde yapıldığı için sure ne kadar uzun olursa Aleviler o kadar memnun oluyorlarmış. Cemin tamamlanacagı son cuma günü de bir dahaki ceme kadar sürecek olan abdestlerini alıyorlarmış. "Bactlar" seraabı O Kemale errnış üç kadının döndüğü ve "Bacılar" adını taşıyan bu semah Kerbela olayını anlattığı için ağır ve hüzünlu bir semah Şaplak bölumü • Cemin en coşkulu geçen bölümü "Şaplak" Teko Dede sazı alıyor elıne. Genç kadınlar ayakta, yaşlı kadınlar ve erkekler oturdukları yerde deyışın ritmine uygun olarak ellerini dızlerıne vurarak tempo tutuyor ve nakarat bölümlenni hep birlikte1 söylüyorlar. Lokma Duası O Cemde yenen her türlü yıyecek "Lokma" adını alıyor Lokma'lar dağıtılmadan önce dağıtan kışi yani "Nakıp" ve yıyecekler dualanıyor Dua edılırken herkes ellennı çene altında bırleştırerek "Allah Allah" diyor. Alevılerde "Amin" yerine "Allah" deniyor. Uzakta oturanlar izin alıp Dede'nin elini öperek yavaş yavaş evlerine gitmeye başlarken Teko Dede bize "tşte gordunüz. Bunun neresi yanlış, neresi devletin kurallanna aykın" diye soruyordu. Gençlere olan kızgınlığı da bir kat daha artmıştı: "Hiçbiri nasıl yapılacağını, nasıl davranılacağını bilmiyor. Bugiin de buraya sizin hatınnız için geldiler" diye belirtiyordu bu kızgınlığını. Ceme katılan gençlerse yaşam kavgasının her şeyden üste çıktığını soyluyorlardı. Peki Aleviliğin hayata geçirilmesi için tek yontem olan cem yapılmıyorduysa bu inanış, bu kültur genç nesile nasıl aktarılıyordu? Mustafa Dede, Teko Dede ve öteki büyüklerden izin alarak şöyle yanıtladı bu sorumuzu: "Evet, cem bizim ibadetimiz. Bizim için ibadet insanın ehlileşmesidir. Eblileşmek insanı tanımak, ona sajgılı olmak demektir. fnsan nefsine hâkim olabiliyorsa ve insanlan birbirlerinden dinine, diline, ırkına, zenginligine, mesleğine, tahsiline gore ayırmıyorsa insan haklanna saygı duyuyor demektir. Biz temel olarak bunu benimsivoruz. Atatürk yasakladığı için cem icraatlarımızı vapmıvoruz ama bu temel felsefeyi çocuklanmıza verdiğimiz eğitimle nesilden nesile aktanyonız, aktaracagız da..." Ertesi gun Malatya'daki son günümüzdü. Bize gösterdiği yakınlık ve yardımları için teşekkur etmeye Mustafa Dede'nin evine gittik son kez. Çayı çok sevdiğimizi bilen Mustafa Dede kapıda "Kaynananız sizi çok seviyor" diye karşıladı. Çunku lıse sonda olan kuçük kızı Gülümser az sonra okuldan gelecekti ve o da bizim gibi çay içmeyi çok seviyordu. Mustafa Dede kızı okuldan gelince çay içip dinlensin de derslerini iyi çalısabilsin diye hazırlık yapıyordu. Sınıflarım takdirname alarak geçen Gulümser bu yıl üniversiteye hazırlamyordu. İnsan haklarını savunmak için de ya gazeteci ya da avukat olmak istiyordu. Mustafa Dede de butun olanaklarını kızı için seferber etmiştı. Gülumser de dün gece bizim sayemizde bir cem görmuştü. Alevi olmak, ustelik de bir "Dede" kızı olmak nasıl? diye lere beyaz örtüler serilecek ve kurban etiyle sorduk: pişmiş bulgur pilavları Nakıp tarafından eşit "Önceleri Alevi oldugum için çok sıkılıyorolarak dağıtılacaktı. Yemek yendikten sonra dum. Ozellikle din derslerinde çok huzursuz da öteki bolumlere geçilecekti. Ama kurban kesilmediği için bu bölum nıeyvalarla canlan oluvordum. Hep bir eksiUlik. bir eziklik yadınlıyor. Önce ceme gelenlerin getirdigi bü şıyordum. Ama sonra okudukça, aklıma tatun meyveler ortaya, Dede'nin önüne dökul kılan sorulan babama sorup öğrendikçe bu dü. Dede duasını ettikten sonra Nakıp mey rahatsızlığı atdrn. Şimdi hiçbir sorunum yok. Önemli olan insan olmak ve insanlara yararlı olmak." Malatya'da bir hafta kalmıştık. Oradaki Alevileri tanımış, nasıl yaşadıklarıru, ilişkilerini gözlemlemiş, Aleviliği nasıl yorumladıklannı dinlemiş, "cem"lerine katılmıştık. Kuşkusuz, Turkiye Cumhuriyeti sınırları içinde hemen her bolgede binlerce Alevi yaşıyordu ve temelde aynı olmakla birlikte kimi konularda farklılıklar taşıyorlardı. Biz kendi olanaklanmızla Malatya'ya gittik ve bu yazıyı hazırladık. Amacımız yazı boyunca da vermeye çahştığımız gibi yan tutmak, Alevilerle Sunniler arasındaki ayrılıkları deşmek, iki tarafı birbirine karşı kışkırtmak değildi. Olayın dini yonu de ilgi alanımız içinde değildi. O yönü uzmanlarıı.a bırakarak, Aleviu'gi sosyal ve külturel yanlarından yakalamaya çahştık. Bir de bu konudaki bilgi eksikliğini birkaç sayfalık gözlemle de olsa gidermeye... Bu durumda Dede'ye düşen görev aradan ne kadar sure geçmiş olursa olsun çalınan malın yerine konmasını, malı çalanın çaldığı kişiden af dilemesini ve onun rızasım almasıııı saglamak oluyor. Eğer suç işleyen tövbe ederse üç defaya mahsus bu kabul edilip suçu affediliyor. Üçten fazla olursa da toplumdan tecrit ediliyor. Hiç kimse konuşmuyor, selamlaşmıyor, hasta da olsa, ölüm yatagında da olsa evine gitmiyor... Mustafa Dede, gerek Ön Yargı sayesinde gerek Dede'lerin toplum uzerindeki etkisi sayesinde Alevilerin kendi aralarındaki bir konu nedeniyle hiçbir zaman mahkemelik olrnadığını söylüyor. Bizim için düzenlenen cem ise "12 Hizmet Sahibi"nin belirlenmesiyle başladı. 12 Hizmet Sahipleri, İslamiyetteki 12 imam aşkına cemdeki çeşitli görevleri üstlenen kişiler. Her görev bir sofuya veriliyor. Cemlerdeki 12 Hizmet Sahipleri ve görevleri şunlar: "Dede", pir veya rehber adı verilen, cemi yönetecek, duaları, nasihatlan yapacak olan kişi, "Zakir", saz çalıp deyışleri söyleyecek kişi, "DeBlci", Cem Damı'nın ayduüatılmasıyla ?örevli. (Meşhur raum söndürme işini o başatıyor demek ki!) Delilci'nin de günümüzde işi kolay, çünkü bütün evlerde elektrik var. Yani evler zaten aydınlık. "Sakka", su içmek isteyenlere su getiren kişi, ' emde önce 12 hizmet sahibi belirleniyor. Cemin en önemli böîümleri "Ön Yargı" ve "Dân Mansur"... Bir tür halk mahkemesi olan bu bölümlerde sorgulanan kişilerin birbirlerine, çevrelerindeki insanlara ya da Tanrfya karşı herhangi bir suç, günah işleyip işlemedikleri sorgulamyor. Suç işleyenler af dilerse üç defaya mahsus olmak üzere bu suç bağışlanıyor. Yaşlılar uzun suredir yapmadıklan, genç"İznikçi", gelenlerin ayakkabılarını duzenlerin bir kısmı da daha önce hiç görmedikleri leyen kişi, için Teko Dede kurallan kısaca herkese ha"Kapıcı", gelen gidenle ilgilenen, ceme iztırlatıyor. Nasıi oturacakianru, cem başlayın leyici olarak katılanları onlar için boş bırakıca konuşmayacaklannı, içeri girip çıkmanın lan minderlere oturtan, cem başladjktan sonra olmayacağını söylüyor. Bize de "Siz görevi gelen olursa onları törenı bozmayacak, diknizi yapın. Bu soylediklerim sizle ilgili değü. katleri dağıtmayacak bir zamanda izin alarak Siz rahatınıza bakın" diyor. içeri sokan kişi, Cem aslında "Ön Yargı" ile başbyor. Ama "Gözcü", Dede'den sonra en yetkili olan: çok uzun sure gerektirdiği için bugun yapıl Gorevi düzeni saglamak, kurallara uygun gimayacak. Mustafa Dede'nin anlattığına gö yinmeyeni, oturmayanı uyarmak, alkollü re bir tur halk mahkemesi olan ve mahkeme olanlan içeri almamak, konuşmaları, gulüşde aklanmayanlar ceme katılamadıkları ön meleri önlemek, söz alraak isteyenlere izin alıp yargı şöyle gerçekleşiyor: söz verdirmek, herhangi bir acil ihtiyacı olanın ihtiyacını gidermek vs. Bir çift Müsahip Kardeş gelir Dede'nin kar"Kasap", kurbanları usulüne gore kesecek şısında durur. Dede, cemaate döner ve "Ey, sofu gardaşlar, bu iki sofu müsahip gardaş olan kişi, "Nakıp", cem sırasında yenecekleri herkese olup cem damına gelmişler. Bunların elinde, diÜDde, belinde. insanlığa, topiuma aykın ber eşit olarak dağıtan kişi, "Tezeker", içerden çıkarken ve girerken hangi bir hareket, bir yanlış varsa. bilivorsanız sövleyio. Süvlemezseniz yann Ruzi Mah katılanların ellerini yıkamalan için su döken, ser'de onlann çekeceği cezanın a>nısını siz de havlu tutan kişi, "Carcı", cem odasının temizliğinden soçekesiniz gerektir" diye uyarıda buJunur. E|er herkes "Biz onlardan razıyız" derse bu kez rumlu olan kişi, Bizim cemimizde de bu görevler dağıtıldıkkendileri kendilerinden sorulur. Onlar da "Bir yanlışımız, giinahımız yoktur" derse duala tan sonra bütün görevliler ortaya gelip duannı ahr> niyaz edip yerlerine otururlar. Diye lannı alarak niyaz ettiler. Cem kurallarına golim, "Ön Yargı"daki sofulardan biri vaktiy re sıra kurbanın kesilmesinde; ama bizim cele komşusunun koyununu çalmış, bilen biri mimiz kurbansız, yani "Kısır Cem". Bizde de bunu söyledi. O kişi çaldığını inkâr ede kurban eti yerine meyve yenecek. miyor. Çunkü Alevilikte "Kıi kusaklııun (yani Kurban eti pişene kadar ceme katılanların Dede) sorduğunu, Nur kuşaklı (yani Hazreti aç kalmasını önlemek için özel olarak yapıMuhammed) sormasa gerektir' inanışı geçerli.Jan "Rehber Kömbesi" dağıtılıyor. Bu t "Dede" adına yapılan 12 katlı, içinde peynir, et, ıspanak gibi malzemeler bulunan bir tur börek. Bizim cem'imizde kömbe de dağıtılmadı. Çünku zaten herkes evinde yemek yemiş olarak gelmişti. "Temsili" cemımiz 12 Hizmet Sahibi'nin belirlenmesinden sonra "Cem Birlemesi"yle sürdü. Gözcü herkesi "edep erkâna" çağırdı. Bu, ayaklann alta alınarak nizami oturma uyarısı. Artık ayağa kalkmak, kıpırdanmak yasak. Biz yine ayrıcalıklıyız. "Zakir" bağlamasını eline alıp öpup niyaz ettikten sonra üç dörtlükten oluşan ilk deyişi çalmaya başladı. Diğerleri de elleri cırparak tempo tutmaya başladılar. Bu, ceme katılanların birliğini, beraberliğini sağlamaya yönelik hazırlık ezgisi. Zakir bu deyişten sonra "Duaz İmam" denilen 12 İmam'ın adının geçtiği en az üç dörtlükten oluşan üç ayn deyiş daha çaldı. Bu deyişlerden sonra Gözcu, daha önceden iyi semah döndüklerini bildiği üç kişiyi "Erenler meydanına gelio, boy gösterin" diyerek ortaya çağırdı. Adları söylenenler çoraplarını ceketlerini çıkararak ortaya gelip önce posta sonra birbirlerine "uijaz" ettiler. Niyaz, "Dede"ye yakanş anlamına geliyor. Cem başladıktan sonra yerdeki post (beyaz bir örtü) "Dede"yi temsil ediyor. Üç ayrı grup erkek uç ayrı semah döndükten sonra sıra "Bacılar" semahtna geldi. Gözcu bu kez yine iyi semah dönen, "kemâle ermis" üç kadım ortaya ;ağırdı. Onlar da çoraplarını çıkarmış olarak ortaya gelip posta ve birbirlerine niyaz ederek "Bacılar" semahını döndüler. "Bacılar" semahı Aleviler için çok önemli olan "Kerbela olayını anlattığı için ağır ve hüzunlü bir semah... Cemin en önemli bölümü "Tevhid". Bu bölümde yine bağlama eşliğinde söylenen deyişler dört ayrı ritmden oluşuyor. Kadınlar ayakta, erkekler oturdukları yerde ellerini dizlerine vurarak "Zakir"in çalıp söylemesiyle kendilerinden geçiyorlar. De^şlerin nakarat bolıimu, olan "La ilahe illallah, illallah şah illallah, sen Ali'sin güzel şah, eyvallah şah eyvallah" hep birlikte söyleniyor. "Tevhid" cemin en dini bölümü. Bizim "temsili" cemimizde bile ozellikle kadınlann çok etkilendiklerini, kendilerinden geçtiklerini gozluyoruz. Bu bölümden sonra verilen kısa arada sigara içenler dışan çıkıyor. Cemlerde kesinlikle sigara içilmiyor. Sigara çeşitli zamanlarda verilen aralarda ve cem odası dışında içiliyor. Ayrıca cem odasından çıkarken ve girerken ellerin yıkanması gerekiyor. Eğer bu cemde kurban kesilmiş olsaydı, şimdi etin pişip pişmediğine karar vermesi için Dede'ye nişan (ornek) getirilecekti. Dede de eliyle ete bakıp piştiğini onaylayacak ve tencereye bulgur atma zamanının geldiğini belirtecekti. Bu kez sıra "Dân Mansur"da... Bu bolum Alevi inanışma göre oteki dunyada Hazreti Muhammed'in karşısındaki sorgusual'in bir örneği. Şoyle gerçekleşiyor: Kurbanı kesilen iki sofu, Dede'nin önune gelerek ayakta duruyor. Bu duruşun adı "Çengel D â n " . Dede, burada Hazreti Muhammed'i temsil ediyor. Bu nedenle sorduğu sorulara yanlış yanıt verilemiyor. Yine once ceme katılanlara, anne, babalarına, karılarına, sonra da kendilerine herhangi bir suçları, gunahları, yanlışları, topiuma zarar veren davranışları olup olmadığı soruluyor. Bu bölümün amacı "Ön Yargı"da saklanan, giz lenen, söylenmeyen bir şey olup olmadığıııı araştırmak. Ayrıca bu dunyada bilerek veya bilmeyerek işlenen suçların, gunahların hesabını henüz yaşarken verip tövbe etmek, af dılemek. Dân Mansur'da her "Çengel Dân"na çıkan çıft için de bir konu işleniyor. Bir çift için anne baba hakkı, yani anneye babaya gosterilmesi gereken savgı sevginin dini açıdan önemi, anlamı orneklerle anlatılırsa, ertesi gün bir başka çifte de bir başka konu anlatıhyor. Eğer Çengel Dârı'ndakilerden şikâyetçi olan ya da onlann yaptıkları herhangi bir suça tanık olan yoksa herkes "Biz onlardan razıyız. Allah da razı olsun" diyor. Çengel Dân'ndakiler de bir sonraki cem için biı em sırasında bağlama eşliğinde söylenen deyişler de Alevi felsefesini yansıtıyor, dile getiriyor. Cemlerin önemli bölümlerinden biri de semahlar. Semahların ikisini erkekler, birini de kadınlar dönüyor. Cemde gerek oturuş sırasında gerek hizmetlerde, konuşma sırasında, yeme içmede herkes eşit haklara sahip. Tek öncelik yaşlılara tanınıyor. veya birkaç kurban adayarak yerlerine oturuyorlar. "Dân Mansnr" bölümü de bizim için kısaca canlandırıldıktan sonra bir ara daha verildi. Mustafa Dede, bu sürede cemlerin bundan sonra nasıl devam ettiğini anlattı: Eğer kurban kesilmiş olsaydı bu aradan sonra yerveleri kucağına doldurarak herkese dağıtmaya başladı. Dağnım işi bitmek uzereyken, "Ey cem gardaşlan elimde yoktur kantar ile terazi, herkes kısmetine oldu mu razı?" diye sordu. "Lokma"ıun herkese, Dede'den en küçuğe kadar herkese eşit miktarda dağıtılması gerekiyor. Eğer hakkına razı olmayan varsa BlTTt SEDEF GEMİ ENDÜSTRİSİ A.Ş. ELEMANLAR ARIYOR Tersanede görevlendirilmek üzere, askerlikle ilişkisi bulunmayan, Elemanlar alacaktır. Çok kaılı h Merkezi insaaılarınJj gore\lendirilmek uzere. Mınimum 5 \ıl tccrubcli, çok i\ı In^ili/a bilen, 1 GEMİ İNŞA, MAKİNE, GEMİ MAKİNELERİ İŞLETME, ELEKTRİK ELEKTRONİK, KİMYA, KAYNAK MÜHENDİSLERİ, İÇ MİMAR, ve Endüstri Meslek Lisesi Mezunu Boya işlerinde deneyimli TEKNİSYENLER aranmaktadır. İngilizce bilmek seçme nedeni olup, ilgilenenlerin bir fotoğrafla aşağıdaki adrese yazılı başvoırmalan rica olunur. SEDEF TERSANESİ, İDARİ İŞLER MUDÜRLÜĞÛ DİLOVASI 41810 GEBZEKOCAELI Elektrik Mühendisi'ne, Minimum 5 yıl iccrubclı, İıiüili/cc bilen. Elektrik Sürveyanı'na, Minimum 5 \ıl leerubeli, Ingili/cc bilen, SINIRLI SORUMLU KARTAL BİLİM KENT YAPI KOOP. S.S Kartal Bılim Kent Yapı Kooperatifi'nın 1988 olağan gertel kurul toplantısı 11 Mart 1989da cumartesı günü saat 13'te aşağıdaki adreste toplanacaktır. Üyelerımıze önemle duyurulur. AORES Karlal Cd. Kent Sk. No 52 Tuncelılıler Kıraathanesı YAKACIK GÜNDEM: 1 Açıhş. 2 Divan başkanlıgının seçimi ve Türk buyüklerımıze saygı duruşu. 3 Yöneıım \e denetçilerın raporlannın okunması. 4 Yönetım lcurulu denetçiler raporlanmn ve bilançooun incelenmesi, mılzakere edılmesınden sonra ibraları ve aklanması. 5 Taslak bulçenin görüşulüp kabul edilmesi ve yönetıme harcama yetkısinin verilmesi. 6 Ödcme yukümluluklennin görılşülup karara bağlanmasi7 Yönetım kurulu ucretierının gOruşulmesı. 8 YOnetim kurulu yedeklerı ile denetım kurulu asıl ve >edeklerının seçımı. 9 Çıkan üyelenn durumlannın genel kurulda ona> lanması. 10 Dıvan heyettnc genel kurulca tuıanaklann ımzalama yeıkısının verümesı. 11 Dılek ve temenniler. 12 Kapanış. YÖNETIM KURULU İnsaat Sürvevanı'na, Minimum 5 >ıl leerubeli, Insjili/ce bilen, Mekanik Sürveyanı'na, ıhlıyaç \ardn. Ba^ıııtıhtrııı \a/ılı olarak 15 Şııbai 1989 mesai saati biiimine kadar SFIA Yapı Yatırımları STIA Cirııp Merke/i lophanelioğlu Cad. No. 19 Aliuni/adelsiaııbul adresine >apılnıası riea ulunur.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear