Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
5 ŞUBAT 1989 CUMHURİYET/7 Fenerbahçe'nin kapalı kapılar ardındaki öyküsü İVeden Fenerbohçe? d/ye sorulabilir. Milyonlarca taraftarı ile SanLacivertliler futbolpolitika ilişkisinde ilginç bir ö'rnek. Neden Cumhuriyet? diye soranlar da olabilir. Çünkü Fener'in tarihi Türkiye'nin kuruluşu ve günümüze kadarki siyasi yaşantısı ile neredeyse iç içe geçmiştir. nerbahçe'yi nasıl yönlendiriyor?'.. Buna karşılık, Fe rıtarı yapmasaydı, gerekli bağlantıları kurmasaydı, generbahçe politikacılan nasıl etkılıyor?.. Milyonlarca ta rekli orlamı olusturmasaydı, bu çalısma yıne yapılaraftarı ile politika uzerinde nasıl bırguç oluşturuyor?.. mazdı. Deringor'e ne kadar teşekkur etsem, azdır. Araşlırmada bu sorulara yanıt aramaya çalıştım. Çalışmaaa teonk bolumlenn hazırlanmasında, koİlk anda belki biraz ıddialı gelebilir, ama bu çalış"Neden Fenerbahçe?" diye sorulabilir. Türkiye'de nuların zaman zaman tartışılarak yazıyu dokuimesinma, kendi alamnda Türkiye'de 'Hlk ara^tırma" nitelifutbolpolitika ilişkısini sergileyen başka örnekler, başde ise en buyuk katkıyı dostluğunu benden yıllardır esırğini taşıyor. Bugüne dek Turkiye 'de, gerek universitelerde, gerek ka kulüpler de vardır mutlaka. Ancak, Fenerbahçe gemeyen, değerlı arkadaşım Doç. Dr. Gencay Şaylan basında, sponn çeşitlı yönlehni kapsayan, teorik iş Türkiye'nin her zaman ve her donemde en populer ta sağladı. Eğer. Gencay'm teorik katkısı olmasaydı, kolerliğini içeren, sporun dünyadaki ve Türkiye'deki ge kımı olmak niteliğini hiçbir zaman vıtirmemiş. nuyu boyiesıne süğlam oturtmakta %uçluk çekerdım. Tüm bu çatışmalar yaklaşık iki yıl surdü. Günluk galışmelerini anlatan, sporun etkılehni araştıran çok sa 1988'deki bir PİAR ankeıine gore en fazla taraftara yıda makale, yazı dizisi, kitap yayımlandı. Bunlar za sahip takım Fenerbahçe. Ayrıca, geride kalan seksen zeteciliğin verdiği heyeconla sağdasolda koşturmalar man zaman belli bir spor dalını, zaman zaman belli bir yıl içinde en zengin deneylere sahip takım yine Fener arasında orıaya çıkan bu çalısma, yukarıdan beri ankulubu, zaman zaman sporun tarihsel gelisimıni ve top bahçe. Hem futbol alanlarında, hem politik alanda Fe latmaya çalıştığım nedenlerle, Türkiye'de kendi alanınnerbahçe'de çok şey yaşanmış. Ama, bugüne dek, bu da ilk urün. lumdaki etkilerini araştırdı. Bir başka soru, neden "Fenerbahçe Cumhuriyeti" Ancak, sporun politıkayla ilişkisi, bir spor kulübü bağlamda kaleme alınmamış. Bu arada ozellikle üç arkadaşıma teşekkürü borç bı olabilir. Okuyun, göreceksiniz, Fenerbahçe sankı devlel omeğinden hareketle, orada yaşanan somut olaylarla içinde devlel zaman zaman. Ama, zaman zaman da çapolitika arasındaki doğrudan bağlantı, bugune dek lirim. Başta Cumhuriyet Spor Servisi Şefı, yılların spor resizlikler içinde... "Fenerbahçe Cumhurtyetınde goyazan ve yöneticisı Abdülkadir Yücelman'a en içten Türkiye'de hiç yazılmadı. receğinız olaylarm çok buyuk bölümu, belki tamamıBu çalışma, Fenerbahçe'nin tarihi değü. Türkiye' leşekkürlerimi sunanm. Bizim dünyamızda, anıldığı gi na yakın bölumü ilk kez gun ışığına çıkıyor. bi "Abdül Ağabey" olmasaydı, böyle bir çalışmanın deki spor tarihi hiç değü. Aynı zamanda, Türkiye'nin Son bir nokta daha... Olayları gün ışığına çıkartırsiyasal tarihi olmasıyla da uzaktan yakmdan ilgisiyok. ortaya çıkması olanaksızlaşırdı. 1948 yılında Fenerbahçe 'nin hiç yenılmeden şampi ken Fenerbahçe 'yı ne yermek, ne de gereksız yere övAma, Fenerbahçe omeğinden yola çıkarak, futbolun meyı duşundum. Sadece, olayları aktararak yorumumilyonlarca insanı etkilemesinden, sarmasından, çekıp yon olduğu takımda bir forvet vardı: Küçük Fikret, Erol, Suphı, Lefter, Halit... Fenerbahçe'nin beş, altı yıl nu geniş çapta okuyucuya bıraktım. Şimdi tribünlere, içine almasmdan hareketle, futbol ile politika arasınyeşil sahalara ve kapalı kapılar ardına yönelelim... da nasıl ilişki doğabiliyor, bu ilişkiler nasıl kullanıla süreyle htç değışmeyen bu forvetindeki Halit, şimdiki bitiyor, politika kimleri, nasıl kullanıyor?.. Politika Fe Cumhuriyet'in spor yazan Halit Deringör gerekli uyaYALÇIN DOĞAN Mılyonlann gonlunue taht kuran Sarılacıvert Fenerbahçe Cumhuriyeti Yalçın Doğan'ın araştırması Fenerbahçe MGK'da 41 galip Milli Güvenlik Konseyı Başkanı, Devlet Başkanı Orgeneral Kenan Evren oturduğu koltukta hafifçe doğruldu, gozlerini uzaklara dikerek 'Hiç unutmam" diye söze girdi: "Bir gün yine Fenerbahçe'nin bir antrenmanına kaçak olarak girmiştik arkadaşlarla, oradaki yoneticiler ve futbolcular da bizi kovalamaya başlamıştı. Futbolculardan Esat da beni yakaladı ve bana bir tokat attı, ama ben yine de Fenerbahçe'den vazgeçmedim, zaten Fenerbahce'den vazgeçmeyi de düşünmedim hiç, ben Fenerbahçeliyim." 1982 ynırun sonbaharında Turkiye hızla yeni bir anayasaya doğru gidiyordu. 12 Eylül Askeri Darbesi'nin ardından iki yıl geçmiş, siyasal partiler kapatılraış, her turlu siyasal faaliyet yasaklanmtş, sendikal haklar askıya alınnuş, basın özgürlüğü dahil, her türlü temel hak ve ozgiirlük kısıtlanmış, demokrasiye tüm kurumlanyla ara verilmişti. Turkiye o tarihe dek, hiç tanışmadığı boyutlarda ve derinlikte bir askeri yönetimden geçiyordu. Gerçi daha önce de ordu yönetime e! koymuş ve iki kez demokrasiye ara verilmişti. Ancak 12 Eylül bir başka türde askeri mudahaleydi. Siyasal sisteme ve ekonomik yapıya yeni bir yön veren 27 Mayıs ve 12 Mart müdahalelerine göre çok daha kabcı, çok daha yönlendirici bir askeri müdahale... 12 Eylül sonrasında bir gün Ali Şen'in telefonu çaldı. Milli Güvenlik Konseyi, FB yöneticilerini istiyordu. ı Sart'Lacivert Konsey: 12 Eylül'ü Esathn tokadı: Cumhurbaşkanı Evren koyu Fenerbahçeliydi. Anlattığına göre gerçekleştiren 5 kişilik Milli Güvenlik Konseyi'nin, Şahinkaya dışındaki 4 üyesi küçükken bir Fenerbahçe antrenmanına girmiş, futbolcu Esat kendisine bir tokat Fenerliydi. Tahsin Paşa Galatasaray'ı atmış, ancak Evren yine de Sarıtutuyordu. Evren, Şen'e sordu: "Bizim Lacivert'ten vazgeçmemişti. Fenerbahçe'nin hali ne olacak?" girildi. Evren Paşa Fenerbahçe'nin ligdeki durumundan pek ümitli görünmüyordu. "Bizim Fenerbahçe'nin hali ne olacak"? diye sordu Fenerbahçe yöneticilerine. Onlar "tşte Paşam. takımın dunımu iyiye gidiyor, ama bazı problemler var, bunlann çözumü için biraz zamana ihtiyacımız var" dediler. Evren Paşa "Desenize bu sene yine şampiyon olamayacağız" diyerek tamamladı. Oramiral Tümer "Bizim size, yani knliibe ne gibi bir yardımlanmız olabilir?" sorusunu yönelttiğinde, Orgeneral Ersin "Yardtm edelim, ama boşa gitmesin Fenerbahçe şampiyon olsun, bakın yıllardır şampiyonluğa hasretiz biz Fenerbahçeliler" diyerek düşuncesini açıkladı. Fenerbahçeli yoneticiler Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya'nın suskunluğunu fark ettiler. Odada bulunan paşaların hemen hepsi Fenerbahçe'ye dönük duygulannı belirtiyor, Şahinkaya'dan ses çıkmıyorTelefondaki komutan du. Evren Paşa oturduğu koltukta hafifçe doğruldu, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Şen'in telefonu çal gozlerini uzaklara dikerek "Hiç unutmam" diye sözü dı. "Komutaıum sizinle göruşroek ıstiyor" diyen bir as aldı: "Ben size FenerbahçelUiğirai anlatmak isterim. Biz kerin sesinden sonra telefona "komutan" geldi. "Ali Bey siz misiniz" sesini duyan Ali Şen önce şöyle bir yutkun delikanlı çağlanmızda, daha çocukluğumuzda diyelim, du. "Komutan kimdi ve neden kendisini anyordu?" Bu Fenerbahçe'ye öylesine tutkunduk ki, değü maçlarını, iki soruyu kafasında evirip çeviren Ali Şen telefona sa antrenmanlannı bile kaçırmazdık. Bizim ev Fenerbahbırsızlıkla sarıldı. 12 Eylul'un fırtına gibi estiği bir or çe Stadı'na yakındı. O sıralarda stadın çevresinde tahtamda hangi komutan kendisini arıyordu?.. Ve neden?.. ta perde vardı. Onun üstünden atlar, stada girerdik. Yoneticiler ya da futbolcular da bizi kovalardı. Bir gün, Karşıda tok bir ses: "Ali Bey, ben Harp Akademileri Komutanı Orgene hiç unutmam oradaki yoneticiler ve futbolcular bizi yine ral Halil Sözer... Sayın Devlet Başkanım diger Milli Gü kovalamaya başladılar. Futbokulardan Esat da beni yavenlik Konseyi üyeleriyle birlikte Fenerbahçe yönetici kaladı ve bana bir tokat attı. Ama ben yine de Fenerleriyle tanışmak istiyor. Sizi yann ögleden sonra 15.00'de bahce'den vazgeçmedim. Fenerbahce'den vazgeçmeyi de hiç düşünmedim. Ben Fenerbahçeliyim. Her Harp Akademileri'nde bekliyoruz." pazartesi günü gazetelerde önce Fenerbahçe'yi okuyoruz. Bu sene şampiyon olacak ıruyız, diye f hesap yapıyonız sonra." URT Galatasaraylı Şahinkaya Salonda bulunan paşaların hepsi "Ben de Fenerbahçeliyim" diye Evren Paşa'yı onaylarken, Tah1 sin Şahinkaya sessizliğini yine bozmadı. Oramiral Nejat Tümer durumun farkına varmış olacak ki, Fenerbahçe yöneticilerine dönerek "Tahsin Paşamı bir türlü Fenerbahçeli yapamadık" dedi. "Olsun" diyerek Fenerbahçeli yöneticileri tçselli etmeye çalışan Evren Paşa "Bakın biz Milli Güvenlik Konseyi'nde Fenerbahçeliler olarak 41 galibiz, Tahsin Paşa Galatasaraylıdır" diyerek noktaladı. **• Fenerbahçelilik koskoca bir imparatorluğu yıkıp, yeni bir devlet kuranlann sofralannda ihtilal liderlerinin sohbetlerine dek uzaruyordu. Cumhuriyet tarihinin her döneminde, ister "tek parti" dönemi olsun, ister demokrasinin buram buram yeşerdiği dönemler olsun her siyasal partinin iktidannda mutlaka önemli roller oynadı. Mutlaka önemli olaylara Fenerbahçe'nin adı kanştı. Cumhuriyet'in geçirdiği cvreler, siyasal gelişmelerin tarihi sanki Fenerbahçe'nin de tarihini >arattı. Ya da Fenerbahçe tarihi sanki Türk siyasal yaşamının bir uzanusı olarak ortaya çıktı. Türk siyasal yaşamında değişiklikler, anında Fenerbahçe'ye yansıdı. Fenerbahye, diğer büyük kulüpler arasında her siyasal değişikliğe en çabuk uyum gösteren bir kimlik kazandı. O kimliği rozetine Abdülhamit jurnalcüerine rağmen takan Fenerbahçe, Kurtuluş Savaşı'nda işgalcilere karşı "umut kıvılamlanm" yaktı. Atatürk döneminde Fenerbahçe Cumhuriyet'in ilk yıllanyla özdeşleşti. "Tek parti" dönemi, yani CHP'nin tek başına iktidar yıllarında Fenerbahçe işin kolayını bulmasını yine bildi. Futbol politika ilişkisine yönelik araştırmanın FB'de odaklanmasının bir nedeni daha var. Artık herkesin bildiği bir slogana dönuşen "Milyonlann Sevgilisi Fenerbahçe" gerçekten bu deyimi bileğinin hakkıyla elde edivor. Ülkede kaç kişinin sporla ilgilendiğini, halkın kaçta kaçının hangi takımı tuttuğunu ve taraftar oranına göre "uç büyüklerin", p n ı Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş'ın sıralamasmı gösteren. bizim araştırmalardan ortaya çıkardığımız bugune dek üç avn anket var. 1973 yılında Mılliyet Gazetesi tarafından yurt çapında yapılan bir anket. 198587 arasında Fenerbahçeliler Derneği tarafından yurutülen bir çalışma ve 1988'in mart ayında Sabah Gazetesi'nde yayımlanan PtAR'ın bir anketi. 14 Ekim 1973 genel seçimlerinde hiçbir siyasal parti tek başına çoğunluğu sağlayamadı. 1973 seçim sonuçlarına göre CHP oyların yuzde 33.3'unu, AP yuzde 29.8'ini toplayabilmişti. 14 Ekim 1973 genel seçimlerinden iki gun sonra 16 Ekim I973'de Nliîîiyet Gazetesi'nin spor sayfasında çarpıcı bir yazı yayımlandı: "Fenerbahçe iktidard»." Tüm illerde yapılan araştırmanın sonuçlanna göre halkın yuzde 60.56"sı Fenerbahçe'ye. yuzde 24.22'si Beşiktaş'a, yüzde 15.22'si de Galatasaray'a gönul veriyordu. Tam siyasal seçimlerin yapıldığı döneme "bilerek" rasılatıldığı için, ankete verilen yarutlar arasında şu cümleye çok sık dikkat çekildi: "Eğer bugün bir Fenerbahçe partisi kurulsaydı. biz oyumuzu ona verirdik." Gerçekten demokratik dönemlerde özgür seçim sonuçlarına bakıldığında, ikıidara gelen hiçbir siyasal partinin Fenerbahçe'nin topladığı oy oranma ulaşr "dığı ortaya çıkıyor. Fenerbahçe parti kursa iktidarda Son kamuoyu araştırmalan halkın yüzde 30.4'ünün Fenerbahçe'yi tuttuğunu gösteriyor. Bu hesapla Türkiye'de halen en az 910 milyon Fenerbahçe taraftarı var. Yıllar geçiyor, Fenerbahçe'li taraftar sayısı belli olçülerde azalıyor. Ancak "Fenerbahçelilik" her şeye rağmen, yine ön sırada geliyor. İşte Fenerbahçeliler Derneği Araştırma Bölümü tarafından 19851987 arasında yapılan anket bu gerçeği kanıtlıyor. İki yıl gibi uzun bir süreye yayılan anket sonuçlanna göre halkın yuzde 53.6'sının gönlu yine Fenerbahçe'de. Galatasaray yıllar içinde taraftannı arttınyor ve Beşiktaş'ı geride bırakarak yüzde 22'lik bir oranla ikinci sıraya yerleşiyor. Beşiktaş ise yüzde 19.9'a geriliyor. 1 Mart 1988 gunu Sabah Gazetesi'nde yayımlanan PlAR'ın anketine göre Fenerbahçe taraftan sayısı azalmasını surdurüyor. Ancak yine birinci sırayı koruyor. Halkın yuzde 30.4'ü Fenerbahçe'yi tutuyor. Gönlu Galatasaray'da olanların oranı yüzde 29.2 iken, Beşiktaş taraftarlannın oranı yüzde 13.5'adüşuyor. Fenerbahçe ve Beşiktaş sempati yitırirken Galatasaray'a duyulan sevgi artıyor. Bununla birlikte, oranlann neresinden bakarsanız bakın Fenerbahçe ilgisi yine de on planda gelivor. Toplam nufus içinde yaklaşık otuz milyon insan "bütün lig ve kupa maçlarını izlediğini" açıkladığına göre sadece bunlann yüzde 30'unun Fenerbahçe'yi tuttuğunu hesaplasak bile Fenerbahçe taraftarının dokuz on milyona ulaştığj ortaya çıkı>or. Evren ve 19301u yıllarda Fener'de santrhaf oynayan Esat. Cumhurbaşkanı Evren'in yarım yüzyıla uzanan bir anısı. Ali Şen önce şaşırdı. Sonra sevindi. Şaşırdı, çünku o günkü Turkiye'yi gözünün önünden şöyle bir geçirdi. tstanbul'da yağmurlu bir gündü. Hava kapalı, insanın içini karanan türden bir gün. Yerinden kalktı, çalıştı|ı buronun penceresinden dışarıyn seyretmeye başladı. Turkiye hızla yeni bir anayasaya doğru gidiyordu. Yaklaşık bir ay sonra yeni anayasa halkoyuna sunulacak, halk anayasayı benimsediği takdirde Evren Paşa Turkiye Cumhuriyeti'nin yedinci cumhurbaşkanı olarak Çankaya Koşku'ne çıkacaktı. Seçimlerin tam olarak ne zaman yapılacağı bile henüz bilinmiyordu, ama Evren Paşa ve arkadaşlarırun yapmayı tasarladıklan daha pek çok iş önlerinde du, ruyordu. lşte şu sokakta yağmurdan korunmaya çalışan insanlann kaderi iki yıldır ulke yönetimine el koyan beş kişinin dilinin ucuudaydı. Fenerbahçe kulübü başkanı bunun için şaşkındı. Şaşkınlığı kısa süre içinde sevince donüştü. "tşte Fenerbahçe budur" diye tekrarladı kendi kendine. StRECKK Anılardan bif sut Fenerbatıçe de 196173 yıllan arasında top koşturan ve bir süre kaptanlık da yapan Nedim Doğarun şutunda Fener tutkusu yaşanıyor. (Fotoğraf: Ismet Gümuşdere) İhtilalden FB'ye davet Kolay mı, koskoca ihtilalin lideri ve onunla işbirliği yapan en yakın arkadaşları, ihtilali yapan en üst kadro Fenerbahçeli yöneticilerle tanışmak istiyordu! Ülke sorunlannın boylesine dev gibi yığıldığı, bu bir yana, bir ay sonraki halkoylamasında kaderlerinin belirleneceği bir dönemde ihtilalciler Fenerbahçeli yöneticilerle tanışmak istiyordu. Fenerbahçe Asbaşkanı Mete Has ile yönetim kurulu üyelerinden Abdullah Acar'ı yanına alan Ali Şen, Harp Akademileri'ne giden yolda, arabada kendisini rahatlatıcı bir neden anyordu. Nihayet buldu. Bir süre sonra Hava Kuvvetleri KomutanlığYna atanması kesin gözüyle bakılan Orgeneral Halil Sözer'le eski bir dostluğu vardı. Halil Sözer de Fenerbahçeli idi. Daha önce Sözer Paşa ile birkaç kez bir araya gelmiş, ona Fenerbahçe'nin sorunlarını aktarmış, Sözer Paşa da "bir Fenerbahçeli olarak" Şen'den yardımını esirgememişti. Harp Akademileri Komutanlığı'nın geniş salonunda "huzura kabul edildiklerinde" heyecanlan doruktaydı. lşte tek tek ellerini sıktıkları komutanlar Turkiye'yi iki yıldır yonetmekte olan Milli Güvenlik Konseyi üyeleriydi. Konsey ve Devlet Başkanı Orgeneral Kenan Evren, Konsey üyeleri Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Nurettin Ersin, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Nejat Tümer ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Sedat Celasun. Salonda ayrvca Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Halil Sözer ile tstanbul Belediye Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Akansel de hazır bulunuyordu. "Fenerbahçe başkanı ile arkadaslan gddiler" dedi Evren Paşa. Kısa bir tanışmadan sonra doğrudan konuya Mustafa Kemal de SarıLacivertliydi Atatürk 1928'de FBGS maçının berabere sonuçlandığım duyunca konuklanna döndü, "Ya, demek maç 33 bitti. Biz de burada 33 berabereyiz. Ben de Fenerbahçeliyim" dedi. Alaaddin önce Suphi'yi çalımladı, sonra Burhan'dan sıyrıldı ve Ulvi'nin yanından Fenerbahçe'nin ilk golünü Galatasaray ağlarına gönderdi. Daha maçın onikinci dakikasıydı. 10 Ağustos 1928'de "Tayyare Cemiyeti" yararına "Gazi Büstü" turnuvası oynanıyordu. Taksim Stadı hınca hınç doluydu. Seyirciler gişelere tam 4760 lira bırakmış, "Gazi Büstü"nu kazanacak takımı alkışlamaya gelmişti. Fikret ve Sadi'nin golleriyle 30 öne geçen Fenerbahçe devre kapanırken Galatasaray'dan Kemal'in golüne eııgel olamadı. tkinci devreye fırtına gibi başlayan taraf Galatasaray'dı. Nitekim 90 dakikanın düdüğu çaldığında maç 33 beraberlikle sonuçlanıyordu. Aynı akşam Boğaz'dan bir otomobil gezintisinden donen Mustafa Kemal, Dolmabahçe Sarayı'nda maçın sonucunu sordu. Kendisinden başka odada Ruşen Eşref Onaydın, Mustafa Necati, Sabri Toprak, Necmettin Sadak ve Vasıf Çınar vardı. Yazarlığıyla ünlü Ruşen Eşref, Mustafa Kemal ile ilgili ilk roportajı yapmakla da tanınıyordu. Milli mücadele sırasında "Yeni Gun" ve "Tasvıri Efkâr" gazetelerinde röportajlarıyla biliniyor, daha sonra da önce Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterlıği, ardından Avrupa'nın çeşitli merkezlerinde Türkiye'nin büyükelçiliğine atamyordu. Konuklardan Mustafa Necati o tarihte Adliye Bakanı idi. Milli Eğitim Bakanhğı'run tercüme bürosunda çalışan Necmettin Sadak, Ataturk'un sofralannda sık sık görülürdü. Cumhuriyet'in kuruluşundan sonra milletvekili seçilen Sadak, CHP'nin 1950 öncesinde kurduğu Şemsettin Gunaltay Kabinesi'nde bakan olarak görev yaptı. Akşam gazetesinin de sahipleri arasında yer aldı. Sadak, "Tek parti" döneminde Galatasaray kulubünün başkanhğına getirildi. Mustafa Kemal'in en yakın arkadaşlanndan olan Sabri Toprak, Malta surgunleri arasında bulundu. Daha sonra da yine Ataturk'un isteği ile Fenerbahçe kulubu başkanhğına seçüdi. Dolmabahçe Sarayı'nda o akşam bulunanlardan Vasıf Çınar ise tam o gunlerde Milli Eğitim Bakanlığı görevini yürütmekteydi. 1951 yılında Turk atletleri ilk kez yurtdışına çıkıyordu. Yunanistan'la yapılacak atletizm karşılaşmalan için Atina'ya giden milli takımda Fenerbahçe'ye omrünü veren Rüştü Dağlaroğlu da vardı. Atina Büyükelçisi Ruşen Eşref Ünaydın Türk takımı için verdiği yemekte bir ara Dağlaroğlu ile sohbeti koyulaştırdı. Ünaydın bir anda 1928 yüının 10 ağustos gecesine döndü. Fenerbahçe ile Galatasaray'ın 33 beraben* biten karşılaşmasına... Atatürk, maçın 33 beraberli^.e sonuçlandığım öğrenince, konuklanna donuyor, salonda şoyle bir göz gezdiriyor, kimin hangi takımı tuttuğunu bilerek kendisini, Sabri Toprak'ı ve Vasıf Çınar'ı diğerlerinden ayırıyor: "Ya!.. Maç demek 33 berabere sonuçlandı... Zaten biz de burada 33 berabereyiz... Ben de Fenerbahçeliyim;' Ataturk'un FB ile ilişkisi aslında daha esküere uzanıyor. Çanakkale Savaşları'ndan Suriye cephesine giderken Mustafa Kemal ayağının tozuyla bir fırsat yaratıyor ve Fenerbahçe kulubünun Kuşdili'ndeki lokaüne uğruyordu. "Yıldınm Orduları Komutanlığına" atanan Mustafa Kemal'in, imparatorluğun o karmaşık döneminde, zaman ayırmayı duşunup de Fenerbahçe'ye bir çay içmek üzere uğraması gerçekten ilginçti. 3 Mayıs 1918 tarihınde askeri bir faytonla Fenerbahçe kulübüne gelen Mustafa Kemal'in yanında Sabri Toprak Bey vardı. Sabri Toprak Kurtuluş Savaşı kazanıldıktan sonra Fenerbahçe'nin başkanhğına seçilecekti. Yaklaşık iki saatlik bir sohbetten sonra Elkâtipzade Mustafa Bey kulubun nur defterini uzattı Mustafa Kemal'e. Yıldınm Orduluıi Komutanı da şu satırlan yazdı kâğıda: "Fenerbahçe kulübünün her tarafta mazhan takdir olmuş bulunan asarı mesaisini işitmis ve bu kulübü ziyaret ve erbabı himmetini tebrik etmeyi vazife edinmiştim. Bu vazifenin ifası ancak bugün müyesser olabilmişlir. lakdirat ve tebrikatımı buraya kayıd ile mübahiyim.' Muhıemeldir ki, o günkü görüşmede Fenerbahçe'nin htanbul'un işgalinden sonra Anadolu'ya ne gibi yardımlarda bulunabileceği de ele alınmış olsun. Mustafa Kemal'in yazısındaki "ziyareti vazife edinmiştim" deyimi, o gunkü koşullar anımsandığında, gerçekten dikkate değer. Gerek bu ziyaret, gerekse kendi büstunün diğer stadlar arasında sadece Fenerbahçe Stadı'na konulmasına Atatürk. Fenerbahçe'yi tuttuğunu gızlememıstı izin vermesi ve buna ek olarak Dolmabahçe Sarayı'nda, daha once belirttiğimiz gibi, Galatasara\ maçından sonra kendisini de kastederek "biz burada uç kişiyiz" derken Fenerbahçe'yi vurgulaması, artık hiçbir tereddute yer bırakmayacak biçimde Mustafa Kemal'in Fenerbahçeli olduğunu ortaya koyuyor.