26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriye! Petrol yiyen bakteriden sonra Sahıbı CumhurıvEI Malbaacılık ve Cia/eıecilılı Turk *\nonım Şırkeıı adına Nadır \«di • Gcncl Vavin Muduru Hasui t e m ı l . Muesscse Muduru Kmint U$ıklıgıl. >a?ı Hlerı Muduru Okt> Coneasın. 0 Habcr Vlerkczı Muduru l ı l ç t a Bayrr. S a v a Duzerv Yunelmenı Alı Acaj. # Temsıluler ANK.ARA l a H ı a itogaa. I/MİR Hıluntl Çetıakava. ADANA Cetal Başlangıç. İManbul Haberten Lrhan Ak>ıktız, Dış Haberler Lrgua Bakı. Lkonomı ( eagiy Turhaa. Kull ur Celal l vler, Spor Damsmanı Abdutkadır Vımlnun, Duzellme Rrfik I>ur»a>. Arayum,» !j»hın \ip«>, l> Semiıkd !>ykn n Ktlcoci. Yurt Haberlerı Necdcl Dogaa. D171 Ya/ılar K a t m <,*h>kan, A Koordınaıor Afcmtl konıfcaa. • Malı Işlcr Erol fcrfcut, • Muhasebc Bnlcal teacr • BuiıePlanlama .ScvXı Araa • Reklam \ v y Tonın. Ek Yaymlar' Halyl Akyol # Idare Hıncyın t.urrr. Işklme Oader (.rtık. Bılgı!;lem Nail laal. Baıan vr Yovan ( umhunyct Matbaacılık vc ( j u d e c ı l ı k T A J TUrk (Kagı Cjd 39/41 CjfaJotJu « 1 3 4 Isı PK 246 Kıanbul Trl «12 05 05 (20 h»l), H ı > 22246 Faj (I) 526 60 73 0 Burrtler AnfcırB /ıva (rrtkalp BK Inkılap S \ o 19/4, Tel 133 11 «î4"" Telez 42344 Fax (4) H3 II 41.42)1 • l ı » l r H /ıya Blv 1352 S 2/3. W 13 12 30. T e l a 52359 Fıx (51) 19 53 60 InOmKad 1IYS N o I K a l l . T c l » 17 52 14 h»!). T r t a 62155. F « <7U 19 37 52 TAKVIM: 5 ŞUBAT 1989 Imsak: 5.37 Güneş: 7.03 Öğle: 12.22 tkindi: 15.06 Akşam: 17.32 Yatsı: 18.53 Plastik yi doğal bakteri Michigan Üniversitesi'ndeki bir araştırma grubu, suyu kirlenmiş nehirlerden birinde doğal olarak yeni bir bakterinin türediğini ve bu bakterinin plastik yediğini açıkladı. ASUMAN ABACIOĞLU İZMİR Çe\re ortamlannda bozulmayan ve 1980 yıllarında dunyada tuketimı yılda 90 milyon tonu aşan plastik maddelerin artıkları sorununun çözumü için bilimsel çalışmalar hız kazandı. Bu arada Mıchigan Üniversitesi'nden bir araştırmacı grubunun, "Suyu kirlenmiş nehirlerde plaslik >iyen yeni bir bakterinin türediğini" açıkladığı bildirildi. Dokuz Eylül Üniversitesi MimarlıkMuhendislik Fakultesi Çevre Muhendisliği Bölumü'nden Doç. Dr Ertuğrul Erdin ve Feray Altuğ, "Ekonomik ve Ekolojik Açıdan Plastik ler" konulu araştırmalarında, plastiklerin onemli bir çöp ve katı artık sorunu oluşturduklannı belirterek, "Çağımızda plastikler kimyasal açıdan öyle üretilmişlerdir ki neredeyse sonsuza kadar bozulmarnaları sağlanmıştır" dediler. Plastiklerle ilgili bir diğer çevresel kirlenme konusunun da "yumuşatıcı maddeler" olduğunu vurgulayan araştırmacılar, şu bilgilerı verdileı: "Çoğu plastigin elastisini ve şekillendirme ozelliğini iyileştirmek için bunlara yumuşatıcı ilave edilir. Yumuşatıcılar, plastik cisim eskidikçe plastikten çok yavaş bir hızla buharlaşmayla aynlır. Plastiklerde yumuşatıcı olarak başlıca iki lip kimyasal madde kullunılır Bunlardan birincisi artık gunumuzde yavaş yavaş terk edilen PCB türevleridir. PCB'ler doğada çok zor bozulan, fakat yağ dokusunda kolayca çöziinen toksik maddelerdir." Plastik ambalaj artıklannın tekrar kullanma olanağının ancak yüzde 1030 arasında olduğunu kaydeden arastırmacılar, ayrıca bırçok uretimde molekul yapıları tamamen değiştiğinden bu maddelenn yeniden işlenemediklerini soylediler. Plasıik artıkların geri kazanılması için araştırraaların sürduğunü anımsatan Doç. Erdın ve Altuğ, şoyle konuştular: "Michigan L'niversitesi'nin araştırmacı grubu ilginç bir olayı açıklamıştır. Bu grup, suyu kirlenmiş nehirlerden birinde doğal olarak yeni bir bakterinin türediğini ve bu bakterinin plastik yediğini açıkladı. General Electric firması, nehirlerin kirlenmesi ile ilgili bir araştırma yurutulmesi işini sipariş etmiş ve bilginler Hudson Nehri'nin kirli sulanndan ornekler almıstır. Laboratuvarda cam tupler içinde götüriilen kirli sularda plastigin başlıca malzemesi olan PCB'nin azaldığı saptanmışlır. PCB'nin azalması, tüp içindeki plastigin bir bakteri tarafından yenildiği anlamına geliyordu. Bilindiği gibi daha once deniz suyunu kirleten pelroliı yiyen bir bakteri patenti ABD'de alınmıştı. Fakat söz konusu bakteri genetik muhendisliği sonucunda turetilmişti. Bu defaki ise doğada kendiliğinden mutasyon sonucu türemiş oluyor." Moda, triko sevdasından kolay geçeceğe benzemiyor ağın tutkıısu triko Missoni'den bir model Empnme bir etek ve "Ben geleceğim" diyor triko "yannlar benim!.." Bugünler de dekolte bir korsa) üzerinde onun aslında. Ama dünler değil. llmekleriyle sımsıkı tutunduğu sımlı ışlemelerle bezelı moda dunyasında, daha genç. alabıldığıne abıye Ne zaman ilgiyi çekmeye ba^ladı bu denli?.. Chsnel'in sırtında belki... Ne giyse, ne taksa, ne yapsa moda oluyordu ya bir triko ceket. 20'li yıllarda... Pantolonlar, kısacık sapsade siyah elbiseler, erkek trençkotları, yalancı takılar, yün ceketler... Ama Sezar'ın hakkı nasıl Sezar'ınsa, trikonun hakkı da Jean Patou'nun aslında. Onu şık, vazgeçilmez yapan Patou'dur. Yepyeni bir soluktu Patou'nun trikoları moda dünyası için. 1922'de ilk spor kıyafetlerini sunan modacı, dönemin tenis şampiyonu Suzanne Lenglen'in de terzisiydi. Genç, dinamik, sporcu bir tip çiziyordu ünlü muşterisi ile moda dunyasma. Beyaz ipekliden plise etek, beyaz kardigan. 1924'te bir spor giyim ve mayo mağazası açtı Patou, Deauville'de. Her mevsim yeni bir renk uretirdi kendine özgü. 1923'te "Paton mavisi", 1929 "siyah dahlia" en çok sözu edilen, en beğenilen koleksiyonlarındandı. Kubist desenlerle bezeli süveterleri o yıllarda inanılmaz bir sükse yapmıştı. Süvetere eş deseni etek ve çantalannda da kullanırdı modacı. Triko dendi mi, Patou'yu anmadan olmaz. Dünün suksesiydi o. Tekti. Bugün triko denince akla gelecek bir surü isim var. Ama gene de başı Sonia Rykiel çeker elbette. Trikolar kraliçesidir o... Chanel gibi stiline sadık kalarak ama trikoda sürdürüyor süksesini. Ufak tefek değişikliklerle, renklerle... Bir yıl dikişleri tersinden dikiyor. Bir yü puana agırlık veriyor, bir yıl çizgiye... Yolunu böyle surdürecek görünüyor. Süksesini bu çizgiye, bu trikolara borçlu. Her yiğidin yoğurt yiyişi farkh. Valentino, trikoya çok fantezi açıdan bakan bir modacı. Taftadan, dantelden, vualden, lameden uzun gece elbiselerini triko kardiganlarla, bluzlarla tamamlıyor. Neçelişki!.. Ya da duz etek ve pantolonlar üzerine giydirdiği triko bluzları, kardiganları akıl almaz şekıllerde bezıyor. Boncuklarla, pullarla renkli taşlarla, yapma çiçeklerle. lşlemenin bini bir para!.. Günümüz trikoları çok çeşitli, çok zengin zaten. Klasik çizginin dışına çıkmak için her yol deneniyor. Kumaşla kanşıyor triko, tülle kanşıyor, dantelle, kürkle... Üstunde tahta ya da metal boncuklar, kemikler, vahşi hayvan dişleri, tırnaklan, kuyrukları... Önceleri koleksiyonlara birer ikişer katılan triko modeller, giderek ağırlık kazanıyor. Moda triko sevdasından kolay geçeceğe benzemiyor. Triko asnn tutkusu, modern kadının giyimi. Günün kadını her aradığını buluyor onda. Rahatlık, şıklık, fantezi. Trikonun süksesini daha yıllar ve yıllar sürdüreceği kesin. Perşembenin gelişi, çarşambadan belli değil mi?.. Bir zamanın çarşambasındayız. Perşembe de trikolu olacak. Çocuklarımız.çocuklanmızın çocuklan ve onların çocuklan trikonun giderek yükselişine tanık olacak. Triko gelecek. Gelecek trikonun!.. NECLÂ SEYHUN Radyusyvnlu köye önlem İZMİR (A A) Içme suyunda radyum saptanan Izmir'in Kiraz ılçesıne bağlı Ören koyunde, onlemler almıyor. Ege Üniversitesi Nukleer Bilimler Enstıtusü'nun bolgede yaptığı ıncelemeler sonucunda ortaya çıkan durum üzerine çalışmalar başlatıldı. Öncelıkle sağlıklı ıçme suyunun acilen temin edılmesı yoluna gıden yetkilıler, bu konuda Koy Hizmetlerı İl Mudürluğu'nun MTA ile işbirliği yaparak çalışmalara başlamasını kararlaştırdılar. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı II Mudurluğu 'ne bağlı ekıplerm Ören ve cıvarmda baştaıtıklart spidemıyolojik araştırma sonuçları, bakanlık ve Turkiye Atom Enerjısi Kurumu 'na iletılecek. Patlayan televizyonlar ANKARA(AA) Markası, ımalatçısı bilinmeyen televizyonlarda kullanılan tuplerin niteliğinin belli olmadığı belirtilerek, bu ttir televizyonların satm alınmaması istendi. Elektronik Cihazlar Imalatçıları Derneği Başkanı Maral Ûztekin, son gunlerdekı televizyon tupü paılaması olaylanna ılişkın olarak vatandaşlarm televizyonlannı talimatlara uygun olarak kullanmalarını önerdı. Öztekın, ' 'Tup patlaması'' ile ilgili olarak şu tavsiyelerde bulundu: "Televizyonlannızı soba, kalorifer gibi sıcaklık kaynaklarına yakm koymayınız. Televizyonların tüpunü dırekt olarak guneşe maruz bırakmayımz. Tupun camını silerken yumuşak fanila bezi ile ve çok hafifçe sılımz." Missoniden değısık bir bağlantı Emprıme uzun bir etek Çizgıh triko bir bluz ve zrkzak dokunmuş bir ceket "Deryadan yokuşyukarı bir saatte çıkılan" "1160 sokaklı bir kent" Tarih ve Toplum dergisinin düzenlediği "îstanbul'la Tamşın" gezileri sürüyor. Geçen pazar günü yine Doç. Dr. Murat Belge'nin rehberüğindeki "gezginler" sokak sokak Galata ve Beyoğlu'nu dolaştılar. "Krepen'deki İmroz"a gittiler. MÜRŞİT BALABANLILAR Sokak sokak Galata Bir resim sergisini gezer gibi Beyoğlu Balıkpazarı'nın içinden ağır adımlarla kırlangıç, mezgit, kalkan, hamsi, istavrit, karides, midyeler ve "Buyur Abi", "Hoşgeldin Abla" sesleri arasında, 100 mumluk ampullerin ışığında geçiyoruz. Af Örgütü'nün geniş kampanyası "Murat Bey" diyor kadınlardan biri, "Gelecek haftaki Pera gezisini de burada bitirelim." Içerisi hafıf dumanlı. tmroz'un gedikli müşterileriyle birlikte biz "Galata gezginleri" urkek bakışlarla karşılıklı masalarımızı süzerek ıçkılerimizi yudumluyoruz. Biraz otede Metin And, Özdemir Kaptan ve Murat Belge oturuyorlar. Marianna V erasimos da yanlarında. Otobüste Murat Belge, "Galata'yı meyhanesiz duşunmek olmaz. Biz de onun için bu geziyi meyhanede bitireceğiz. Tabii benim rehberliğim burada da sürüyor" demişti. Bir resim sergisini gezer gibi Beyoğlu Balık Pazan'nın içinden ağır adımlarla kırlangıç, mezgit, kalkan, hamsi, istavrit, karides ve midyelerı, "Buyur abi" "Hoşgeldin abla" sesleri arasında, 100 mumluk ampullerin ışığında geçtik \e mütevazı "Krepen'deki tmroz"a girdik. Yeraltı Camji'nden mi başlamıştık geziye? Önde Karaköy İskelesi, hemen ardında Liman Başkanlığı, hemen ardında da Yeraltı Camiı. Taş taş ustune, asfalt asfalt ustune. Yeraltı Camii gerçekten bir sure sonra yer altına girecek. Pazar sabahı imam yok. Rivayete gore; 714 yılında Emevi ordularının Şam'a donuşleri sonrasında kapısına kurşun akıtılarak yapılmış. Kurşunlu Mahzen Camii de deniyor. Tophane'ye mi yürüdük sonra? Başcerrah, Derici, Karınca, Sakızcılar (Sakızlılar olmalı), Karatavuk (Buralarda kitle halinde tavuk kesiliyor. Koca şehri doyurmak kabil mi?) ve Hoca Tahsin sokakları. Eni boyu yaklaşık 200 metrelik bir alanda da Rus Manastırı, Bağımsız Turk Ortodoks Patrikhanesi, Sakızlı Rumların kurduğu bir kilise, Getronagan Ermenı Lisesi, Surp Krikor Ermeni Kilisesı, Aya Nikola Kilisesi, Rus Ortodoks Kilisesi. Ceneviz Galatası'ndan gunufflüze Yalnız yabancıların ve kısmen de yerlı Hınstıyan halkın yaşadığı Galata'nın Hangisinden başlamalı? Mez eskı çehresı zamanla değışmış, Istanbul'un fethini izleyen yıllarda bu şehnn bir mahallesı haline gelmıştir Işte sokakhepler ayrı, insanlar ayrı. Turk larından bıri. Arkada 1348 yılında yapılan Galata Kulesi. 61 m yükseklıkte ve 12 katlı. var, Rum var, Ermeni var... Bakıcıları Keldani; Mezopotamya' yor içinden. Üzeri bol karabıber mizde baş açık yalınayak nice yıiz Esebâli, Kundaktutmaz topları daki Kalde'den geliyor kokleri. li midye dolmaları, kapakçığını meyhane esirlerinin ayak altında burada >apılmadı mı? Katolik Kilisesi içinde bir kol. Bir kaşık gibi kullanıp yerken once kalup yattıklarını gorürüz." Necatibey Caddesi'nden Karakilisede bakıcılık yapıp diğerlerin genzımizi yakıyor. Yorgo da ne Karakoy Rıhtım Caddesi'nın koy 'e doğru donuşte, şu gördüğude ibadet edenler var. Galata adı güzel giyinmış bugun. "Televiz bir kıvrımla Necati Bey Caddesi' müz kubbe Yuksekkaldınm'dakı nın nereden geldiğine daır çeşitlı yon da gelecek" demışler, ondan ne birleştiği kav^akta "Ayasof sinagogun kubbesi değil mı? Cizlik de bundan aşağı kalmıyor. olmalı. Hava çoktan kararmış, ya'dan mulhem" bir camı mi gor vitler ortadan kaldmldıktan sonStrabon, Sykai, Sykodis ya da kapı açıldıkça ayaz içenye giriyor. muştuk? Kılıç Ali Paşa Camii. ra Lazarist mezhebınin eline geSykaena demış. Tarihçi Çaças, Evliya Çelebi, "Meyhanecileri Önunde Tophane Çeşmesi, biraz çen St. Benoit'da halen LazaristGalatların verdiği bir ad demiş, Rum" dıyordu Galata için, "Sa ileride deniz kıyısına doğru Nus ler var. Azapkapı'ya doğru soldabir başkası Galaktos (süt anlamı tıcıları Ermeni, meyanecileri Ya retiye Camii. Kaptanı Derya Kı ki şu Kurşunlu Han denen yer na geliyor) dan gelen bir ad demiş. hudi", "Taşmerdiven Meyhane lıç Alı Paşa, cami yaptırmak için Rustem Paşa Hanı. Tersane CadDiğer bir başkası da Cenova dı si'nde, Kefeli'de, ManyeU'de, Mi III. Murad'dan bir yer ıstediğin desi'nın solunda Halıç kıyıları. linde "bayır" anlamına gelen Ca halaki'de, Kaşkaval'da, Sünbul de, Padışah "Derya kaplanı de Daha geçen yıl Perşembe laddo'dan türediğini öne surmuş. lu'de, Kostantin'de, Saran'da ğil mi, camiini deryada yapsın" Pazan'ydı. Yıkımlar süruyor, alŞimdi iyice duman içerisi. Yor nam meyhanecilerdeki laal renk cevabını vermış. Paşa'nın tepesi tından Cenevız surları çıkıyor. gun bedenlerle birlikte, kafalar da li, damlası haram, turlu turlu mis atmış ve denizi doldurarak bu ca Unkapanı'na donuşte soldakı çeşgevşemeye başladı. Masanır, he ket şarapları, Ankona, Saku, mıyi yaptırmış. Diğer adı Topha me Saliha Sultan Çeşmesi. Ardııımen şanında bir tencere açılıyor, Mudanya, Edremit, Bozcaada şa ne Camii. Tophane? ŞişhaneTop, daki camı de Sokullu Mehmet Pamis ibi kokan bir buğu yukseli rapları vardır ki yoldan geçtigi Burma Top, Kırkkarış, Kupeli, şa Camii. Tersane Caddesı'ni Saliha Sultan Çeşmesi'nden 100200 m. Karaköy'e doğru yurüyüp geçtiğimizde, daracık sokaklardan birine girdik mi Galata surları bizi karşılar. tşte Yamkkapı. Üstünde hâlâ Cenevizliler'in arması var. Çöktü çökecek. Eskı Galata burası. Boğaziçi ve Karadeniz'deki Venedik varlıgı 1267 yılında ağır bir darbe yiyince Galata'da Cenevizliler egemen olmuşler. Sonralan Venediklilerle Ceııevizliler arasında şiddetli çarpışmalar cereyan edecektir. Galata'nın surları yukseltilecek, Galata Kulesi inşa edilecektir (1348). 'Türkiye'de 9 büyümek zor de işkence görmuştur. Bunun sonucu olarak da birçoğu ölmuştur. tşkence kurbanlannın beklentileri sempatiyi aşmaktadır. Desteğinize ihtiyaçları vardır. Yardım için (202) 544 0200 numaraya telefon edin." Büyukelçi Şukrü Dekdag tarafından Amerika'da yoktan var edilen Turk lobisi harekete geçmekte gecikmedi. Türkiye'nin Amerikalı Dostları genel kurulu vesilesiyle Washington'da bulunan binlerce kişiye şu mesaj iletildi: "Son yıllarda insan hakları konusunda en fazla çabavı göstermiş bir ulkenin itibannı zedelemeye çalışarak kendi guvenilirliklerini sarsanların da>ranışlanndan insan haklan davası zarar görur. 160 iılke içinde sadece Türkiye'nin ABD başkentinde boyle bir iftira için seçilıniş olması, anlayışın otesinde bir onyargının göslergesidir. Türkiye'nin Turkiye'yi tanıyan doslları, l luslararası Af Örgutu'nun ilanında yazan telefon numarasına protestolan nı bildirmelidirler.'' Sağhkta "onKne" dönemi ANKARA (ANKA) Hasta ile hastane arasmdaki para alışverısini ortadan kaldıracak Genel Sağlık Sıgortası 'na geçış hazırlıkları surdurulurken, sistemin altyapısı sayılan sağlık kutüğü yazımının, bankaların "online" bılgisayar ağı benzeri bir sıstemle gerçekleştirılmesı amaçlanıyor. TBMM Sağlık ve Sosyal Yardım Işler Komisyonu Başkanı ve ASAP Eskışehır Milletvekılı Mustafa Balalar, Genel Sağlık Sigortası 'nın altyapısını oluşturacak bilgısayar sisteminin tasarımının, Başbakan Turgut Özal'a sunulduğunu bildirdi. Uluslararası Af Örgütü, Türkiye'deki insan hakları ihlalleri konusunda ABD'de bir kampanya başlattı. Türk lobisi kampanyayı önyargılı bularak Türkiye'nin dostlarının, örgütü protesto etmesini istedi. VVASHINGTON (Cumhuriyet) Uluslararası Af Oıgutu Türkiye'deki insan hakları ihlalleri konusunda Amerika'da çok geniş bir kampanya başlattı. Kampanyanın boyutları, metro istasyonlarırun duvarlarındaki panolara asılan ılanlardan Türkiye ile iş yapan şirketlere \e seyahat acentelerine mektuplar gonderilmesıne kadar uzanıyor. Uluslararası Af Örgutu'nun geçen hafta Türkiye ile iş yapan Amerikan şirketlerine ve seyahat acentelerine mektup yazarak başlattığı kampanya, başkent metrosunun duvarlarındaki panolara, Türkiye'deki insan hakları ihlallerine dikkat çeken ılanların asılmasıyla zirveye çıktı. Posterde bir çocuk fotoğrafınm yanında şunlar yazıyordu: "Buyumek her yerde zordur. Ama Turkiye'de işkence haline gelebilir. Turkiye'de çocuklar sebepsiz yere hapsedilmektedir. Bazılanna işkence yapılmaktadır. Turkiye'de 1980'den beri binlerce insan siyasi düşiınceleri nedeniyle hapsedilmiştir. Hepsi Galata, sonralan zenginleşecek kı ne zenginlik. "18 mahalle Islam, 70 mahalle Rum, 3 mahalle Frenk, 1 mahalle Yahudi, 2 mahalle Ermeni"."3 bin 080 dukkan, sekiz çarşı, yağ pazan". Deryadan yokuş yukan bir saatte" çıkılan "1.160 sokaklı" bir kent. Evliya Çelebi sokak sokak gezdiğine gore elbet buraya da gelmiştir. Şimdi içinde bulunduğumuz meyhane ne zaman yapıldı acaba? Jmroz 1941 'den bu yana Imroz. Krepen'deki seruveni bu sokakta da sürüyor. Uğultular giderek yükseliyor. Gidenler, gelenler var. Sarhoşlar, sarhoşluğa yol alanlar var. Masalarda Arnavut ciğeri ve taze balıklar, belki de yüzlerce şişe var. Bıçakçı Petri de çok içiyormuş. Taze orospulara ve genç oğlanlara duşkun. Avuçlanndan epey adama şarap içirmiş, ama avuçlan kan koktuğunda mutlak cinayet işlemesi gerek ve arkasında imza olarak şıpıdıklarını bırakacak. Tam 14 çift şıpıdıkı bulunmuş. Bu 14 cinayet demek. Ardında cesetler ve Hırvat Kavas Nikola'yla çekilmiş bir fotoğraf bırakarak Galata'nın bir sokağında ölu bulunmuş. Cebinden de bir Akdeniz haritası çıkmış. Galata zabıta kütüğündeki sicili boyle. Latinler lstanbul şehrinı ele geçırdiklerinde şimdiki Arap Camii'nin yerinde bir kilise olduğu soylenir. Kilisemn ön taralında da sivri bir çan kulesi. Bina Dominıkenlere ait. Bizans işgalinde yine Dominikenlerde kalmış. Fatih Ceneviz Galatası'nı aldığında muhtemelen burayı cami yapmış. Galata Kadılığı'ndan yukan, Voyvoda Caddesi, Ceneviz temsilcisınin (Podestad) oturduğu yapr, karşısında St. Pierre Hanı. İşte burası ilginç. Duvarda unlu Fransız şairi "Andre Chenier'nin doğduğu ev" yazıyor. Altında da aile arması. Chenier'nin babası işadamı. Bina da zaten banka olarak yapılmış. Biraz öncc ustunden geçtiğimiz Bankalar Caddesi'nde 18. yuzyıhn Banker Kastelli olayları cereyan etmiş. Chenier'nin bunlarla pek ilgisi yok. O, 1789 devriminden yanaydı ve Robespierre'den 2 gün once giyotinin altında can verdi. Son sözu, beyninı göstererek, "Ama hâlâ burada bir şeyler vardı" şeklindeydi. Beyoğlu Hastanesi, iç surlar, kuleler. kiliseler, daracık sokaklar, Galata Kulesi, meyhaneler, kerhaneler, ibadethaneler... Eski Galata'dan hâlâ bir şeyler var. Konyn ve Islam ülkeleri KONYA (A A) Konya, "Islam Başkent ve Şehirlen Orgamzasyonu"na uye oldu. Organizasyon Genel Sekreterliğı'nin Katar'da yaptığı 12. Idare Meclisı toplantısında Konya 'nın organizasyona uye kabul edilmesı kararlaştırıldı ve bu karar, Buyukşehir Belediye Başkanı Ahmet Öksuz 'e yazı ile bildirildi. Öksüz, konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada, "Organizasyona katılmaktan büyuk mutluluk duymaktayız" dedi. Çocuk bakımı ADA\A (AA) Çukurova Ünıversitesi'nce 396 anne uzermde yapılan bir araştırma, annelerin çocuk sağlığı ve bakımını yeterince bilmediklerıni ortava çıkardı. Ç.Ü. Tıp Fakültesı Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Tuncer, Adana'daki 396 anneye, çocuk sağlığıyla ilgili bilgı, tutum ve davranışlarını olçmeye yonelik 70 sorudan oluşan bir anket uygulandığını belirtri. Checkup oram düşük BURSA (AA) Bursa 'daki hastanelerde yapılan bir araştırınada, hasta olmadan sağlık kontrolune gelinmedıği, nüfusıı bir ımlyona yaklaşan Bursa 'da yılda ancak bin kışinin "checkup" yaptirdığı ortaya çıktı. Devlet bu ozel hastanelerin başhekımlerinden alınan bilgilere gore gene! sağltk kontrolu (checkup) yaptırılmaması ' 'ekonoını, eğıtım ve uımırsaınazlığa" bağtanıyor. Başhekimler, genel sağlık konırolunun yılda ıkı kez yapılmasıyla, olası hastalıklann buyumeden onııne geçılebıleceğini soylediler. ^ n l u A m e n k a l 1 film yönetmenı ve oyunc u j o h n Cassavetes, bir süredır yakalandığı siroz sonucu önceki gün Lx>s Angeles'ta öldü Yönettiğı ve oynadığı filmlerin büyuk bir bölümü ülkemizde de gösterilen Cassavetes 59 yaşındaydı. 1951'de "14. Saat" adlı filmle sinemaya başlayan Cassavetes, 1960'ta çevirdiği "Gölgelerle, Hollyvrood kalıplarımn dışında belgesel tadında bir sinemanın, "New York Okulu" denilen akımın temelini atmıştı Yönetmenliğini "Yüzler", "Gloria", "Etkı Altındakı Kadın" gibi ilginç filmlerle surdüren Cassavetes, "Katiller". '12 Kahraman Haydut", "Dokunulmazlar", "Rosemary: nin Bebeğı", "Kocalar" gıbı filmlerde de sinirlı, nevrotik tiplen kendine özgü bir oyunculukla canlandırmıştı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear