28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 ŞUBAT 1989 EKONOMİ CUMHURİYET/U TÜRKİYEUen Cezayir, Mısır ve Türkiye'ye 'üçlü ekonomik birlik' önerildi 3 yatırun fonu daha tSTANBVL (AA) Bankaiarca oluşturulan menkul kıymet yatınm fonlanna 3 fon daha ekleniyor. tş Bankası, Garanti Bankası ile Uluslararası Endüstri ve Ticaret Bankası, oluşturduklan yeni yatınm fonlanna ait belgeteri mart ayının ilk haftasında piyasaya çıkaracaklar. Garanti Bankası ile Uluslararası Endüstri ve Ticaret Bankası yetkililerinden edinilen bilgiye göre, her iki banka 5 'er milyar lira tutannda o/an fon portföylerine karşılık, 500'er bin adet katılma belgesi çıkaracaklar. tş Bankası da oluşturduğu ikinci yatınm fonu için SPK'dan izin bekliyor. Bankamn yeni yatınm fonunun portföy tutanmn 20 milyar lira olduğu ve 1 milyon adet paydan oluşacağı bildirildi. Ekonomîye yeni senaryolar 'Türkiye, Cezayir ve Mısır'ın paralel süreçlerden fgeçerekönce "milli ekonomi" poliîikasını f benimsedikleri, 70'lerde"liberalizasyon"u başlattıkları 've bugün aynı noktalarda tıkandıklan ileri sürülüyor. UFUK GÜLDEMİR WASHINGTON Georgetown Üniversitesi Çağdaş Arap Incelemeleri Merkezi'nde, Türkiye, Cezayir ve Mısjr'a, ekonomik "liberalizasyon" krizini aşmak için "üçlü ekonomik birlik" önerildi. Konu, "Üçüncii Dünyada Ekoaomik Liberalizasyonun Krizi" konulu panelde Dr. Karen Pfeifer tarafından gündeme getirildi. Konuşmasında Türkiye, Cezayir ve Mısır'ın dünya ekonomik sistemine entegre olma çabalarının, bu ülkelerin sosyolojik yelpazesinde doğurduğu sancıiara dikkat çeken Pfeifer, "liberalizasyonun" her üç ülkede de benzeri siyasi rejimler sonrasında gelmiş olmasırun, kaderde onları bir kıldıgını söyledi. Pfeifer, Ataturk ekonomisi ile Nasır'ın "Arap sosyalizmi" ve Bumedyen'in "Cezayir sosvalizmi" ekonotnileri arasında paralellikler kurdu. Daha sonra her üç örneğin de 70'lerden başlayarak 'libendizasyona" gırdiğini anlatan Pfeifer, Türkiye örneginde 12 Eylul müdahalesinden itibareıı IMF reçetesinin "De Facto" haline geldiğini, liberalizasyon şartlarının, ancak böyle bir rejim altında oluşturuiabildiğini belirtti. "Ekonomik murizenin" Turkiye'yi dünyada bir başka açıdan raeşhur eden insan hakları ihlalleri ile aynı ctöneme denk düşmuş olmasının tesadüf olmadığını belirten Pfeifer, yine bu dönemdegelir dağılımının, emek yoğun kuçük işletmeler ve iç tüketime dönük küçuk sanayicilerden, yabancı banka ve ihracat yorüngeli sanayiye doğru kaydığını ve böylece "üçJemenin" tamamlandığını söyledi. 1980 sonrasında enflasyon oranının duşmesının "ekonomik başandan" ziyade "sıkıyönelim faktörüne" bağlı olduğunu söyleyen Pfeifer şöyle devam etti: EKONOMİ NOTLAR1 j OSMAN ULAGAY j jABD*nin Georgetown Üniversitesi'nde bir panelde, wu üçülkeye, "kooperatifimsi bloklar kurarak ikili fve çok taraflı ekonomik ilişkiîere girmesi önerildi. w Bugünkü sistemde kazanç sağlanamayacağı savunuldu. yıkım' dediği, dünya kapitalist sisteminin periyodik istikrarsızlıklanoa karşı, korunmasız hak geldi. •fhracata bağımlı, borçlu kalkınma' stratejisi ise bu ülkelerin siyasi kararlantıı uluslararası finans kurumlanmn etkisine açık hale getirdi. Şimdi büyume yavaşlayıp ihracat gdirieri düserse, borç servisi güçleşecek, opsiyonlar borç ertelemek, yeni borç almak ya da yabancı serma>eye tamamen açmak ile kısıtlı olacak. Tüm bu opsiyonlar liberalizasyon ile kemer sıkmanın bir terkibi olacak ve ekonomiyi giderek daha fazla 'laisser faire' modeline itecek. Böylece serbest piyasa reodeli ile milliyetçi ekonomi modeli 198O"lerde bir bakıma a>nı başansız sonucu dogurmuş olacak." Pfeifer, "serbest piyasa ekonomisi, Amerika ile özel ilişkileri olan Üçüncü Dünya ülkelerinin ekonomik sistemi olarak ortaya çıktı" dedi. Bu ülkelerde liberalizasyonun tjpkı kolonizasyon gibi "süngünün ucunda" gerçekleştiğini kaydeden Pfeifer, "Dolayısıyla 'liberaJize' olan toplumlarda 'liberalizaköre' karşı hasmane duygular geliştigini" kaydetti. Pfeifer sözlerini şöyle bağladı: "Her iki sistem de çalışmadı. Peki şimdi ne olacak? Her üç ülkede de bir raund daha milliyetçi ekonomi ikiimine girebiliriz. Fakat bunun da başarı olasılığı zayıf. Çünkü uluslararası ekonomi, geçen 10 yılda bu ülkelerin milli ekonomisine deriniemesine nüfuz etmiş durumda. Tek çıkış yolu uluslaranısı ekonomik ilişkilerde yeni bir model geliştirmek. ModeJlenJen biri, yuku ödemeler dengesi fazlası veren ülkelere yuklemek olabilir. İkincisi de Üçuncü Dünya ülkelerinin aralannda kooperatifimsi bloklar kurarak ikili veçok taraflı ekonomik ilişkiîere gjrmesi olabilir. Her ikisi de şu anda Türkiye, Cezayir ve Mısır için denemeye deger. Çünku hiçbirisinin bugunku sistemle kazanacağı ya da katbedecegi buyuk şeyler yok." TÜSİAD'ın Gençleri ye Türkiye'nin Geleceği i TÜSİAD'ın genç başkanı Cem Boyner, Türkiye'nin kalkınm^ hedefinin ve stratejisinin net olarak ortaya konması gerektiğin» söylemiş; dünyadaki getışmeleri yakından izleyerek stratejik sek' törlerı belirlemenın, teşvik edılecek alanları saptamanın önemini vurgulamış. Stratejik sektörlerden söz ederken de öncelikle strate/ik ihraç ürünleriyle eğilim kurumları üzerinde durmuş..î Geçen hafta bazı ekonomi uzmanlarını toplayarak orta vadel( ekonomi politikaları konusunda bir "beyin fırtınası" oturumu dü\ zenleyen TÜSİAO'ın, ülke stratejisi üzerine kapsamlı bir çalışi ma için de kolları sıvadığı anlaşılıyor. j Neresinden baksanız olumlu bir tavır, olumfu bir girişim. TÜ; SİAD'ın genç yöneticilerinin, bir hastalık gibi toplumu sarmakta olan "bugünü kurtar, yarını boşver, yarından sonrasını hiç kafaî na takma", anlayışının dışına çıkarak, Türkiye'nin sorunlarına hiçj değilse orta vadeli bir perspektif içinde bakmayı düşünmelerl keşke başkalarına da örnek olsa. Bir çırpıda iş bitirip köşe dön' meyi marıfet sayan, hertürlü planı, öngörüyü gereksiz bulanlaı da bundan bir ders çıkarsa, "Strateji falan belırlemeye gerek yok, piyasanın görünmez eli her şeyi halleder" nakaratını bozuk plah gibi tekrarlayanlar Türkiye gibi ülkeler için bunun çıkış yolu otamayacağını bir kavrasa. j TÜSİAO nasıl bir çalışma yaptıracak, bu projesini nasıl sonuÇ'j landıracak hiç bilmiyorum, ama Türkiye gerçekten çok ciddi SCH runlarla karşı karşıya görünüyor. Bugün yaşamakta olduğumuz sorunlar, yarın yaşayabileceğimiz sorunlartn yanında belkı de ha> fif kalacak sorunlar. 1 Böyle düşünmekle acaba durumu fazla karamsar mı görüyc rum dıye soruyorum bazen kendi kendime. Ama dünyadaki g&; lişmeleri Türkiye'deki tıkanıklarla bir arada düşündüğüm zaman ister istemez karamsarlığa kapılıyorum. Hemen bir strateji sapt tayıp önlemler almadığımız takdirde 21. yüzyılda dünya sıralaf masında daha da gerilere kaymamızın kaçınılmaz olacağını göf rür gibi oluyorum. j Beni karamsarlığa iten noktaların başında eğitim geliyor. jnj sana yatınm, geleceğin dünyasında söz sahibi olabilmek için er) önemli konu olarak öne çıkarken'Türkiye'nin bu ise verdiği önem hiçbir şekilde derde deva olacak boyutta değil. Çok daha bü} yük kaynaklan bu işe ayırmak ve geleceğe dönük bir perspekj tifle plan yaparak bir eğitim seferberiiğine girişmek zorundayızi Bu bir büyük heyacan işi, ama ben bu heyecanı en yakın çevv remde bile pek görmüyorum. Bu, büyük çıkar dilımlerini birilerif nin elınden alıp eğitime aktarmak işi, ama bu yonde bir kamuof yu oluşturma çabasını ben henüz hiçbir kesimde görmüyorumi Eğitim sorunu, sorunlardan biri değil, apayrı bir önemi var, ama bu durum pek kavranmış değil sanki. ; Beni karamsarlığa iten ikinci nokta, Türk sanayiinin durumu; Bugün artık eğitimde, teknoloji alanında belirli bir noktaya geler meyen ülkelerin sanayi alanında atılım yapmalan, dünya pazarlarında söz sahibi olmaları da olanaksız. Ancak hesabını kitabi1 nı çok iyi yapan, rekabet edebileceği alanları çok dikkatle se» çen, kaynaklarının kullanımını çok iyi planlayarak bu alanlara kay? nak yöneltebilen ülkelerın dünya sınai ürün pazannda söz sahiL bi olma şansı var. Bunu fark eden bazı yeni sanayi ülkeleri, bugünün ve yarının ileri teknolojiye dayalı sanayi kollarında iddia sahibi olmak için atılım üzerine atılım yapıyorlar, "atı alan Üskü^ dar'ı geçiyor", biz hâlâ tekstil ve demirçelik ihracatımız arttı diye avunuyoruz. "Pekı uluslararası rekabette sizin asıl kozunuz ne? Avrupa Topluluğu'nda ne yapacaksınız?" diye soran yabancılara şişine şişine, "Bizim en büyük kozumuz, boğaz tokluğur na çalışan işçimizdir" diyoruz. » Bozulan gelir dağılımı ve kısa süre sonra çok daha büyük bir sorun haline gelecek olan işsizlik, hangi saate kurulu olduğunu bilemediğimiz saatli bombalar gibi Türkiye'nin geleceğini tehdit ediyor. Bu sorunların çözümü gene basit değil, gene büyük düşünmeyi, gene büyük çıkar transferlerini gerektiriyor; kıt kaynak olan sermayenin çok dikkatli kullanılmasını gerektiriyor, iyi planlamayı gerektiriyor. •; Bunlar, Türkiye'nin orta vadede çözümlemek zorunda oldd* ğu önemli sorunlar içinde ilk akla gelenler. Bu sorunları orta vadede çözmeyi gerçekten istiyorsak kaybedecek bir dakikamız bile yok. Bu yönde güçlü bir kamuoyu oluşturmak için kolları sıvamalıyız. Irak Petrol Bakanı Ankam'da ANKARA (AA) Irak Petrol Bakanı tssam Abdülrahim ElÇelebi, Türkiyelrak 9. Dönem Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) toplantılarına katılmak üzere bugün Ankara'ya ge/iyor. Türk tarafma Maliye ve Gümriik Bakanı Ahmet Kurtcebe Alptemoçin'in başkanlık edeceği KEK toplantılannda, iki iilke fırmalan arasında yatınm ortaklıkları kurulması, teknik işbirliği görüşmeleri ile savaş sonrası Irak'ın yeniden inşa çalışmalarında Türk müteahhitlerinin yer alması olanaklan araştmlacak. ekonomi döneminde temeUeri aolmış sağlanı endüstri labanına dayandınyordu. İkincisi de 197779 ekonomik krizine ve dolayısıyla 1980 askeri darbesi ve liberalizasyona >ol açan ekonomik sonınlar çöziılmemiş, erlelenmişti.Dunım böyle olunca da daha fazla liberalizasyon kaçınılraaz oldu. Kaçınılmaz olmaya devam ediyor. Çiinkii 'ekonomik kriz, darbe, liberalizasyon, dış borç yükü, ekonomik kriz, darbe' döngüsüne girikli." Üç ülkedeki planlı ekonomi döneminin geçmişte sadece ekonomi değil, aynı zamanda bir "milli gurur" inşa ettiğine değinen Pfeifer, "liberalizasyon" ile birlikte milli gururda meydana gelen aşınmanın sosyal tehlikelerine dikkat çekti. Pfeifer şöyle devam etti: "Liberalizasjon ile birlikte uluslararası ticarete olan bağımlılık artü. İhracatı finanse edebilraek "Işin garibi bu liberalizasyon için de uluslararası finans kaynakprogramı, kısmi başansının luraıi lanna bağımlılık arttı. Ve bu üç iilnü, gecmişleki nıilliyetçi, planlı ke de Schumpeter'in 'yaratıcı APde rekabet için konvertibl TL Türkiye Bankalar Birliği Genel Sekreteri Dr. Rıza Kandiller Türk bankalannın Avrupa tek pazannda rekabet edebilmelerinin liranın değerini korumasma ve konvertibl olmasına bağlı olduğunu belirtti Kandiller, "Özellikle paramız iç vedış değerini korumaya yöneliktedbirlerin doğruluğu ve etkinliği çok önemlidir" dedi. EkOMMri Servisi Turk bankaJarırun Avrupa tek pazannda rekabet edebilmelerinin Türk Lirası'nın değerini korumasına ve konvertibe olmasına bağlı olduğu vurgulandı. Uluslararası bankacılık işlemlerinde Türk bankalannın rekabet gücünü antırabilmeleri için TL.'nin iç ve dış değerini koruyucu bir istikrar polıtikası uygulanmasının büyük bir aşama olacağı bildirildi. Türkiye Bankalar Birliği Genel Sekreteri Dr. Rıza Kandiller, Avrupa ile girilecek bir mali entegrasyonda Türkiye finansman piyasasının "lokal" olmaktan çıkacağını ve uluslararası bir nitelik kazanacağıru belirtti. Makro seviyedeki tercihlerinin bankacılık sektörünün geleceği için büyük rol oynayacağrnı vurgulayan Rjza Kandiller, "Özellikle paranuzın iç ve dış değerini korumaya yonelik olarak alınan ttdbirlerin doğruluğu ve etkinUfi çok önemlidir. Son yıllarda yeni tür bizmeüerle müsterinin ayağına gitme çabasına girmekle birlikte bankalann yine de genel ve temei uğrasılan para ticareti uzerinedir. Bu Ücareti sagtıkh şekilde sürdürmenin vazgecilmez koşulu milli paramızın satın alma gücünü koruyabilmesidir" diye konuştu. "Türk Bankacılık Sisteminin Avrupa Toplulukları Tek Pazar Prensiplerine Uyumu" konulu uluslararası seminere bir bildiri sunan Rıza Kandiller, şu değerlendirmelerde buluııdu: • Enflasyonun hızlandığı bir ortamda kaynak maliyetinin ve kredi maJiyetlerinin yükselmesi önlenememektedir. Hızlı enflasyon dönemlerinde görülen olay, problemli kredilerin artmasıdır. • Hızlı enflasyondan dolayı iç ve dış fiyatlar arasındaki fark sürüp gidiyor. Bu da Tüık Tirası'nın değerini düşüruyor, güveni azaluyor. Bunun için fiyat istikran Türk parasının konvertibilitesini de kolaylaştıracaktır. • Türk parasının iç ve dış istikran bankacılık sektörünün atılımların, yakından etkileyen olaydır. Kısa sürede ortaya önemli kur farklarımn çıkışı, sonuçları itibarıyle bankalar için ileriye bakışı zorlaştırıcıdır, hatta bazen adım atışlarda caydıncı bir etki yapmaktadır. • Uluslararası bankacılık işlemlerinde bankalartmızın rekabet gücunü arttırabilmeleri için paramızın iç ve dış değerlerinde kayıpları önleyecek bir istikrar politikasının tüm gerekleri ile izlenir duruma gelraesi büyük bir aşama olacaktır. • Türk bankaları AT'ye üye ülkeler bankalannın bugünkü durumlan ile bir karşılaştırma yaparak aleyhimizdeki farklılıklan saptayabilir. YaJnız mali entegrasyonun gerçekleşmesinden sonra bu farklılığın Türk bankaları aleyhine daha da artacağı hesaba katılabilir. • Türk bankaları rekabet konusu olabilecek bankacılık urünlerinde rekabet üslünlüğunü Avrupalı rakiplerine kaptırmamak için maliyetlerini aşağı çekme yollannı aramaüdırlar. Bankalar mali bünyelerini sağlamlaştırarak, ileri teknoloji uygulayarak, reorganızasyon imkânları seferber ederek, personel eğitimine ağırlık vererek maliyetkâr kıstaslannı topluluk düzeyine getirebileceklerdir. • £ n fazla sorun bankalann tüm iştirak ve kuruluşlanna tahsis edilen kaynağın banka özsermayesinin yüzde 50'sini geçmemesi ilkesidir. Ülkemizde gerekü altyapının olmaması nedeniyle kısa sürede bu soruna bir çıkış yolu bulunması beklenemez. Ancak uzun sürede bazı düzenlemelerle gayrimenkullere ve iştiraklere yönelik uyum sorununu çözümlemek mümkün olacaktır. Zeytînyağı tüketinıîne teşvik Haber Merkezi BM'lerce kurulan Uluslararası Zeyrinyağı Konseyi (UZYK) Türkiye'de ze>tinyağı tüketimini arttırmak için calışmalar yapacak. 21 üyesi bulunan UZYK'nın damşmanı Prof. Francisco Grande bu amaçla Istanbul'a geldi. Grande ile birlikte Turkiye'yi ziyaret eden Frith Ortadoğu Arastırmaları Şirketi'nden Dennis Frith mayıs ayında İstanbul, Aııkara ve Izmir'de zeytinyağının sağlığa etkisi konusunda yapılacak konferansın hazırhklan üzerinde çalıştıklarını belirtti. Türkiye'de yılda yaklaşık 100 bin ton zeytinyağı Oretilmesine karşın bunun sadece yüzde 50'sinin Türkiye içinde tüketildiğini belirten Frith, "Oysa insan sağlığı açısından zeytinyağı, oteki yağlardan çok daha yarariı. Kalp krizlerini önlüyor" dedi. Saragosa Üniversitesi Biyokimya Bölümü'nden Prof. Grande de " Yüksek yoğunluktaki lipoproteinier ise sağlık açısıııdan yarariıdır. Biz de bunun için zeytinyağı ile beslenmeyi teş\ik ediyoruz" bilgisini verdi. Özel ormana fon desteği ANKARA (AA) özel ormancılığın tesviki için yılda 30 milyar lira kredi dağıtılması planlanıyor. Orman rejimine dahil Hazine arazisinin, özel sektöre ağaçlandırmak üzere kiralanmasma imkân sağlayan yasa değişikliğinden sonra, ağaçlandırmayı finanse etmek üzere kurulması öngörülen "Ağaçlandırma Fonu"nun çalışma biçimini düzenleyen yönetmelîk hazırlandı. Yönetmeliğe göre, Orman Genel Müdürlüğü'nce köy tüzel kişiliklerine kiralanan özel ormanlann ağaçlandınlması sırasında, bütün giderîer fondan uzun vadeli kredi olarak verilebilecek. Bu krediye, Ziraat Bankası 'nın bitkisel üretim için verdiği kredi faizinin yapısı kadar faiz uygulanacak. BORÇ KRİZİ ABD, Baker Planı'nda ısrarlı WASHINGTON (AA) Kalkınmakta olan borçlu ülkelerin döviz rezervleri ve ihracat gelirlerinin giderek azalması, faiz oranlarırun sürekli yükseimesine bağlı olarak 3. Dürrya'run dış borç krizi giderek derinleşiyor. Latin Amerika kıtasındakiler başta olmak üzere 3. Dünya ülkeleri krizden çıkış yoiu ararken, ABD yönetimi, dış borç sorunu konusundaki stratejisini değiştirmemekte ısrarlı görünüyor. ABD yönetimi, 'tek tek müzakere yoluyla' çözümü hâlâ savunuyor. ABD yönetimince hazırlanarak Senato'ya sunulan raporda, " 3 . Dnnva'nın dış borç sorununa iliskln mevcut stratejinin hâlâ gecerli olduğu ve bu borçlann azalttlması için Amerikan sermayeli alacaklı ticari bankaları teşvike yönelik değisikUklere gerek duyulmadıgı" görüşü savunuldu. Böylece ABD'de yeni Başkan Bush yönetiminin de 1985 yılında o zamanlar Hazine Bakanı olan James Baker tarafından hazırlanan planı değiştirmeye yanaşmadığı bir kez daha anlaşılmış oldu. Adlannuı açıkianmasını istemey4n ABD yetkililerine göre bundan sonraki aşamada Baker Planı biraz dalıa geliştirilecek. VERGÎREHBERİ TURGUTÂRIĞ] Vergi kesintilerî1 Gelir Vergisi Yasası'nm 94. maddesinde sıralanan kazanç, ücret, lasmır (menku!) \e taşınmaz (gayrimenkuf sermaye gelirie rinden yapılan vergi kesinti oranları, F Ocak 1989 gününden geçerli olarak, Bakanlar Kurulu'nca yeniden belirtendi: (R.G. , 30.12.1988) % 2 vergi kcsintili: 1 Çiftçilerden satın ahrıan hayvanlar iJe hayvan ürünleri, kara ve su avcıh|ı ürünleri. °/% 4 vergi kesintiii: 1 To 1 kesintililer dışında kalan diğer tanm ürünler. ^6 S vergi kesinlili: 1 Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı Jdaresi Baskan!ı|ı'nca çı ; kanlan, 1989*da bildirirai gereken 1988 yılına ait tahvil faizleri. ' 2 Birdert fazia takvim vıiına uzayan yapı ve onarım işleri. «i 10 vergi kesınfili: 1 Kültür ve Turizm Bakanhğı'nca belirlenen liyatrolarda, radyo ve TV yapımlarında çalışan bu iiyatro sanatçılarına, yalnjica • bu işyerlerindeki çahşmalan karşıhğı acreıleri. 1 Srorculann transfer ücreti ödemeleri. 3 Gemi adamlarının yalnızca uluslararası suiarda geçen hizmetleri karşılığı ücret ödemeleri. 4 Serbest meslek sahiplerinden kitap yazarı (müeüif) çevir ' men (mutercim), heykeltıraş, ressam, bestekâr, muchlerin ve mi • rasçılarm sanat ve fikir ürünlerinin yıilık sınırı aşan kısmı. 5 V'akıf ve derneklerin taşınmaz maJJarından saglanan kira ; lama gelirleri. 6 k'urumlar Vergisi kapsamı dışında bırakılan kazanç ve iratlar , (KVK m.8/2, 3, II, 16) 7 Ada (nama) yazıiı lahvil faizleri. 8 Taşıyana (hamiline) yazıh tahvil faizleri. 9 Difer tahvil faizleri. ] 10 Doviz tevdiat hesabı faizleri. 11 Özel finans kurumJarınca döviz katılma hesaplanna öde ' 4 nen kâr paylan . 12 Ada yazıiı ernanet bırakılan para (mevduat) hesaplan faizleri. 13 Sırdaş hesap faizleri. 14 Diğer faizler. ; 15 Faizsiz olarak kredi vereniere ödenen kâr payları. 16 KârZarar Onakhğı Belgesi karşıfığı ödenen kâr payları. 17 Özel firtdns kurumiannca kârzarara katıima hesabı karşılığı kâr paylan. 18 Hazine bonosu faizleri. 19 Deviet tahviii faizleri. 20 Topiu Konut OrtakJığı BaşfcanlıgTncaçıkanian taîinır değerlerden sağlanan gelîrJer. *h 15 vergi kesinüli: t 1Her türlü serbest meslek çahşmalan ve işleri. Traktörlerimiz AVye hazırhksız ANKARA (AA) Türk tarım makineleri sanayünin, iç talebin farklı tercihlere dayanması nedeniyle, Avrupa Topluluğu ülkelerine ihracat yapma şansı butunmadığt göriişü savunuldu. Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı 'nın koordinasyonunda hazırlanan, "Türk sanayiinin A T karşısında rekabet imkânlan"m araştıran raporda, Türkiye'de piyasaya svnulan traktörlerin çoğunun, ATülkelerinde hiçbir zaman ürelimi yapılmamış "model traktörler" olduğu kaydedildi. Raporda, "Bu traktörlerin AT ülkelerine ihracı mümkün değildir" göriişü savunuldu. Frankfurt'ta da hizmetinizdeyiz. İstanbuFda da. Frankfurt... Avrupa'nın önemli ticaret ve finans merkezlerinden biri. Batı Almanya'da (*) tüm bankacılık hizmetlerini vermekteyiz. 1921'den bu yana İstanbul'da olduğu gibi. Sovyıetler'e buğday ihracı ANKARA (UBA) Türkiye, bu yıl Sovyetler Birliği'ne 30 milyon dolarlık buğday ihraç edecek. Bu ihracatm 16 milyon dolarlık bölümünün, Sovyetler'den alınan doğalgaz karşılığı olacağı, 14 milyon dolarlık bölümünün ise serbest dövizle gerçekleştirileceği öğrenildi. Karacabey'e çikolata fabrikası Ekonomi Servisi Nestle'nin Karacabey tesislerinin temelı Tarım Orman ve Koyişleri Bakam Husnü Doğan tarafından atıldı. Dünyanın önde gelen gıda üreticilerinden Isviçreli Nestle, üışaatı gelecek sonbaharda tamamlanması planlanan tesislerde çikolata çeşitleri, mutfak ürünleri, "Nesquik" ve bebe mamalan üretmeyi planlıyor. Maliyeti 80 milyar lirayı aşacağı belirülen Nestle Karacabey tesislerinin temel atma töreninde konuşan Hiisnö Doğan, yeni tesislerin teknoloji, kalite gibi faydalarının yanı sıra, Karacabey bölgesinde bazı ürünlerin yetiştirilmesine de katkıda bulunacağını vurguladı. Nestle Prodalim A.Ş. Genel Müdürü Salvador Bandack, 6224 sayılı Yabancı Sermaye Kanunu çerçevesinde temeli atılan yeni tesislerin ihracata yönelik üretirn yapacağıru belirtti. Malatya'da tütün piyasası MALATYA (Cumkuriyet) Malatya ve yöresinde ekici tütün piyasası önümüzdeki hafta açılacak. "Tütüncülüğü geliştirme projesi"ne bağlı olarak rekoltede yüzde 80'lik artış olduğu bildirildi. Geçen kampanya döneminde 59 köyde 800 üretici tarafından 3540 dönüm alana tütün ekimi yapı/dığını belirten Tekel Başmüdurluğü yetkilileri, geçen yılki rekoltenin 500 bin kilo olduğunu belirttiler. SÜRECEK DÖVİZ KURLARI Oövızın Cinsi 1 ABD Doları 1 Avustralya Doları 1 Avusturya Şılini 1 8atı Alman Markı 1 Belçika Frangı 1 Danimarka Kronu 1 Fin Markkası 1 Fransız Frangı 1 Hollanda Florini İsveç Kronu İsviçre Frangı 00 İtalyan Lıreti Japon Yeni Kuveyt Dinarı Sterlin 1 SArabıstan Rıyali Döviz Alış 1929.60 1591.92 150.40 1055.87 •50.40 271.21 452 42 309.98 935.79 307.50 1238.91 143.23 15.28 6712.83 3387.42 514.63 Döviz Satış 1933.47 1595.11 150.70 1057.99 50.50 271.75 453.33 310.60 937.67 308.12 1241.39 143.52 15.31 6726.28 3394.21 515.66 27 ŞUBAT 1989 Efektif Alış 1929.60 1564.86 150.40 1055.87 49.54 271.21 444.73 309.98 935.79 307.50 1238.91 140.80 15.02 6598.71 3387.42 505 88 Efektif Satış 1953.00 1611.22 152.22 1068.68 51.01 274.49 457.91 313.74 947.14 311.23 1253.93 144.97 15.46 6794.22 3428.49 520.87 Yurtta bir Banka. Avrupa'da bir Banka. HBÜBank , HBÜ Bank İSTANBUL, ABN/HBÜ Bank'ın dünyadaki 240 şubesınden biridir. (*) ABN/HBÜ Bank'ın Almanya'da Frankfurt dışında DüsscMorf, Aachen, Hamburg, Stuttgart'ta da şubcleri bulunmaktadır. İnönü Cad. 15, Gümüşsuyu, 80075 Bcyoğlu İstanbul.Tel.: (91) 1448802 (8 Hat).fax: (91) 1492008. • ' '
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear