26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
0 ŞUBAT 1989 EKONOMİ CUMHURÎYET/13 TÜRKİYEVen Tıığla fiyntları lüşüyvr ZMİRCASKA) 'stanbul'dan sonra Ege Sölgesi 'ndefaaliyet gösteren uğla ve kiremit fabrikalan, satışlarm azalması karşısmdafıyalları tane başına 1015 lira geri çekmek zorunda kaldılar. Yılbaşmda İstanbul 'daki ürerici firmaların fiyatları düşürmesinden yaklaşık 1.5 aysonra Turguüu'daki fabrikalar da 110/iradan satılan 13.5'luk tuğlalann fıyaıım 95 liradan tüketiciye yansıtmaya başladüar. Kuru incirden sonra yumurtada da ortaya çıktı Aflotoksin yayılıvor olasıhğımn büyük olduğunu belirten Şener, şunlan söyledi: "Hayvan yemlerinde kullanılan mısınn çok iyi kunıtulmuş olması gerekir. Nem oranı fazla olunca aflotoksin oluşuyor. Oranına baglı olarak, tavuklarda öncelikle verim düşüklüğü yapıyor ve bağışıklığı ortadan kaldınyor, birikince de öliime neden oluyor. Hammadde uzun süre stoklanırken, haşereye karşı ilaçlanıyor. bu kalıntılar da aynı elkiyi gösterijor." Yem Sanayii Genel Mıiduıu Yalçın Demir, kendilerinin de tavuklarda verim düşüklüğü ile civciv ve piliçte düşük düzeyde ölüm tespit ettiklerini belirterek, "İlk analizlerimiz aflotoksinin mısırdan kaynaklandığı >olunda. Bu nedenle mısır kullanımını durdurduk. Araştırmalanmız devam edi>or. Tüketicinin zarar görmesi halinde, satılan malın geri alınması bir kuraldır. Getirilen ycmleri geri alıyonız" dcdi. Yem Sanayicileri Birliği Başkanı Doğan Gürbiiz de geçen yıl bahar aylannda da mvsırda aflotoksin konusunda şikâyetler olduğunu, ancak TMO'nun temiz mısırla aflotoksinli mısırı karıştırarak, aflotoksin oranını düşürerek sorunu hallettiğini büdirdi. Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi oğretim uyesi Prof. Yusuf Şanlı da yüksek dozda aflotoksinin, hububat yoluyla doğrudan ahndığında insanlarda kısa zaraanda zehirlerne ve ölümlere neden olabileceğini bildirdi. İzmir Buromuzun haberine göre de aflotoksin olayının Tıirkiye'nin kuru incir ihracatında önumüzdeki sezon önemli sorunlara yol açabileceğini belirten ihracatçılar, şimdiden gereken önlemlerin alınmasını istedilcr. İhracatçılar, Turkiye'den ihraç edilecek incirlerin Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı'na bağlı laboratuvarlarda kontrol edilmesi ve buna karşılık "temiz raporu" verilmesi uzerinde duruyorlar. İhracatçılar, "Ancak bu şekilde Avrupa'daki alıcıya giiven verebiliriz. Gönderilecek kuru incirierde çok küçıik bir partide bile aflotoksin mantarı saptanacak olursa bu Turkiye için olumsuz bir reklam olur. Bu yöntemle aflotoksinli incirin ihracatı da önlenmiş olacak" dediler. Alınan bilgiye göre bugüne kadar aflotoksin olayı nedeniyle Izmir'e 300 ton kuru incir geri gönderildi. Ancak ihracatı gerçekleştirilmiş ve halen ithalatçının elinde satışı bekleyen miktarın 3 bin 500 ton olduğu belirtiliyor. EKONOMİ NOTLABI OSMAN ULAGAY İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi tarafından yapıîan incelemeler, kanserojen etkisi olduğu belirtilen aflotoksinin tavuklarda verim düşüklüğüne, civciv ve piliçlerin ölümüne yol açtığını ortaya koydu. Ekonomi Servisi Kuru incir ihracatında sorunlar yaratan aflotoksin şimdi de yumurta ve tavukta tehlike yarattı. Aflotoksinin tavuk veriminin düşmesine, piliç ve civcivlerin de ölmesine yol açtığı belirlendi. İncir ihracatçıları da hükümetin aflotoksine karşı önlem almasını istedi. J Arsa Rantları Eğitime 21. yüzyıl henüz gelmedi, ama "bilgi toplun.u" çağına girildi bile. Bilim ve teknolojide, insana yatınmda geri kalan ülkelerin, eğitime büyük kaynak ayıramayan ve eğitimde atılım yapamayan toplumlann dünya sıralamasında giderek garileyecegi, çağın gerisinde kalacağı biliniyor. Bu bilinçle ABD gibi Japonya gibi İngiltere gibi eğitim düzeyleri çok gelişmiş ülkelerde bile eğttim alanında yeni atılımlar, yeni eğitim reformu projeleri gündeme geliyor. Garanti Bankası'nın düzenlediği "Nasıl Bir Eğitim?" konulu toplantıda tonuşan Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Hasan Celal Güzel de öncelikle bu nokta uzerinde durdu ve Türkiye1 nin eğitim alanında üç boyutlu bir sorunla karşı karşıya bulunduğunu anlattı. Birinci boyut, hızla artan nüfusun, eğitim çağına yeni girenlerin, eğitim ıhtiyacını karşılamak için yapılması gerekenleri kapsıyordu. ikinci boyut, mevcut eğitimin kalitesini yükseltmeyi, dunyada uygulanan yenilikleri sisteme sokmayı gerektiriyordu. Üçüncü boyut ise geleceğin yeniliklerine şimdiden ayak uydurmak için yapılması gerekenlerı içeriyordu. Sayın Bakan, eğitim alanında Türkiye'nin durumunu ve otanaklannı yansıtan bazı ilginç rakamlar da verdi. Bunların bazılarını aktarıyorum: • Türkiye'de beş yıllık zorunlu ilkokullarda okullaşma oranı yüzde 93.5'i bulmuştu, ama bu oran üç yıllık ortaokullarda yüzde 60.1'e düşüyordu. ABD ve Avrupa'da ise sekiz yıllık temel eğitimde okullaşma oranı yüzde 90100 arasındaydı. • Türkiye'de lise ve dengi okullarda okullaşma oranı yüzde 36.5 iken, bu oran ABD ve Avrupa'da yüzde 6080 arasındaydı. • Türkiye'de yükseköğrenimde okullaşma oranı yüzde 7 (açık üniversiteyle birlikte yüzde 10) dolayındayken, bu oran Avrupai da yüzde 30'u, ABD'de yüzde 50'yi buluyordu. • Türkiye'de okullaşma oranlarını ABD ve Avrupa'nın duzeyine yaklaştırmak için büyük kaynaklara ihtiyaç varJı. Yalnızca yeni okul çağına girenlerin eğitim ihtiyaçlarının karşılanması için yıVda 480 milyar liralık yatınm gerekiyordu. • Türkiye'de eğitimin kalitesini arttırmak, ikili eğitimden tekli eğitime geçmek için fiziki kapasiteyi katlamak gerekiyordu. Yalnızca bunun maliyeti 385 milyar liraydı. Ayrıca Türkiye'de sınıflardakı ortalama öğrenci sayısı 65 iken, bu rakam Avrupa'da 2030, ABD'de 1520 idi. Türkiye'de hedef 3040 kişilik sınıflara erişmekti, ama bu da gene büyük miktarda yatırımı ve kaynağı gerektiriyordu. • Türkiye'de okulların araçgereç ihtiyaçlarının karşılanması ve bilgisayar destekli eğitime geçilmesi için de hatırı sayılır miktarda kaynağa ihtiyaç vardı. • Türkiye'de öğretmenlerin durumunu düzeltmek için çok çaba harcanmış ve bu çabalar sonucunda 9/1 derecedeki iki yıllık bir ilkokul öğretmeninin maaşı 246 bin liraya yükselmişti. Bu artışlarla öğretmenler aynı derecedeki normal memurlardan yüzde 70 fazla maaş alıyorlardı. Erişilen bu rakam da yetersizdi, ama daha fazlasına butçe olanakları elvermiyordu. • Türkiye'de bütçeden eğitime ayrılan pay 1987'de yüzde 8.4'ten 1988'de yüzde 8.6'ya, 1989 bütçesinde ise yüzde 9'a yükseltilmisti. Eğitime kaynak yaratmak için konan vergiden sağlanacak ek kaynakla birlikte eğitime ayrılan toplam kaynağın bütçeye oranı yüzde 10'u bulacaktı. • Yapılan programa göre beş yıl içinde eğitime ayrılan toplam kaynak 1988 fiyatlarıyla 15 trilyon lirayı bulacaktı. Sayın Bakanın verdiği bu rakamları görmeden de bildiğimiz gibi Turkiye, eğitim alanında, ileri, sanayileşmiş ülkelere göre çok geri bir noktada. Ayrıca Sayın Güzel'in belirttiği gibi o ülkelerden çok daha hızlı bir nüfus artışıyla, eğitim çağına yeni giren çocuk artışıyla karşı karşıya. Aradaki farkı biraz olsun kapatmak ve yeni ihtiyacı karşılamak için büyük kaynağa gerek var. Türkiye'nin öğretmenine verdiği para, önemli sayılan artışlardan sonra ayda 250 bin lira, yani 100 doların biraz üstünde. Bu komik rakamı hiç değilse katlamak için bile büyük miktarda yeni kaynağa ihtiyaç var. Mevcut eğitimin kalitesinin yüksettilmesi, modern eğitimin gerektirdiği araçgerecin, bilgisayar sistemlerinin vs. sağlanması için de büyük kaynaklara gerek var. Bütün bunlara karşılık eğitime ayrılabilen toplam kaynaklar 1989 yılında 3 trilyon lira dolaymda. Bu da çeşitli zorlamalarla erişileceği sanılan rakam. Pekiyi, Turkiye ne yapacak? Çağa nasıl ayak uyduracak? Bilgi toplumu trenine nasıl yetişecek? Kaynaktan nereden bulacak? Bu yaşamsal sorunla nasıl başedecek? Bu noktada akla bir olanak geliyor. Bu belki biraz hayal gücü, biraz "vizyon" gerektiren bir olanak, ama böyle büyük soruntarı çözmek için de sanırtm biraz böyle düşünmek gerekiyor. Türkiye'de muazzam arsa ve arazi rantlan oluştuğu ve bu rantların çoğu kez bunlan üretken yatmma dönüştürmeyen bir kesimin eline geçtiği biliniyor. Değerli araştırmacı ilhan Tekeli, geçenlerde Panorama Dergisi'ne yaptığı bir açıklamada, bu rantları n Turkiye milli getirinin yüzde 20'si kadar olabileceğini soylemiş. Biz çok daha müteva2i bir varsayımla yuzde 10 diyelim. Milli gelirin bu yıl 160 trilyon olması bekleniyor, yüzde 10'u ne eder? 16 trilyon lira. Eğitime aynlabilen kaynak ne kadar 1969 yılında? Yaklaşık 3 trilyon lira. Onun bunun cebine giren, rarrtiyeleri ve spekülatörleri milyarder yapan arsa rantlannın küçük bir bölümüyle bile Türkiye'nin eğitime ayırdığı kaynaklan katlaması mümkün görünüyor. Bu aktarma nasıl yapılabilir? Bu rantlara nasıl el konabilir? Artan kaynaklarla nasıl bir eğitim atılımı yapılmalı? Bütün bunlar tabii hep düşünülmesi gereken sorular, sorunlar. Ne var ki böyle bir olasılığı düşünmeye başlamak bile bana bir adım gibi görünüyor Toplumun eğitim talebinin ne kadar yoğun olduğu hatırlandığında böyle bir projenin ne kadar popüler olabileceğini ve bu konuda ne kadar geniş bir toplumsal destek sağlanabileceğini kestirmek de zor değil. Böyle bir proje geliştirilip bununla "alternatifimiz yok" diyenlerin karşısına çıkılsa nasıl olur acaba? Uras Kontrolü elden bırakmamalı Güngör Uras: Sigara sanayii ve AT ANKARA (AA) Avrupa Topluluğu ilegümrük birliğine gidilmesi durumunda, Türkiye'de liryakilenn rercihinin Amerikan, Federal Alman ve İngiliz kaynaklı sigaralara kayacağı görüşü savunuldu. DPT'ce, A T'a karşı gümrük indihmi ve ortak gümrük tari/esine ilişkin tiim yukümluluklerin yerine getirildiği varsayımıyla hazırlanan, "Türk sanayiinin A T karşısmda rekabet ıınkânları"nı araştıran raporda, Türk sigara sanayii ile yabancı sigara sanayiinde kullanılan teknolojiler arasında farklılıklarm bulunduğu hatırlatüdı. tstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Bolümü öğretim üyesi Prof. Siıleyman Şener, son 1 ayda çok sayıda tavuk >emi analiz\ isteği ile karşılaştıklarını. yap Kanserojen etki tıklan analizler sonucu bu yemterde organik fosforlu bile^ikler Prof. Şener, aflotoksinin kanve aflotoksinin tespit edildiğini serojen etkisi olduğuna, hayvanaçıklad:. lardan hayvansal besinlere, oraAA'nın haberine göre atlotok dan da insanlara geçebildiğine sininir* Tiısırdan ııvmVl dikkat çekti. KİTler ucuza kapatılıyor Ekonomi Servisi Mülkiyeliler Birliği'nde özelleştirme konulu bir konferans veren ekonomi yazarı Tevflk Güngör Uras, yabancı sermayenin, iç piyasada alıcısı olmadı|ı için özelleştirilen kuruluşları ucuza kapattığını söyledi. Uras, "KİTler, mutlaka özelleştirme uğruna haraçmezat satılıyor" dedi. Konuya kimsenin sahip çıkmadığını, hükümetin bir özelleştirme politikası bulunmadığını, muhalefetin ise konuya ilgisiz kaldığını savunan Güngör Uras, KİT hisselerinin çoğunluğunun yabancılara satışını eleşürdi ve "Kontrolü elimizden bırakmamalıyız" dedi. Uras, özetle şunlan söyledi: "Bu özelleştirmeyi başlatan ülkelerin belirli bir politikası var. Israil, borçlarını ödemek için kamu kuruluşlannı yalnızca Yahudilere satıyor. İngiltere, verimliliği arttırmak için yapıyor, ama yabanalara sattığı oran sınırlı. Fransa ise, zarar eden KİT'leri ozelleştiriyor. Bizim ise bu işi neden yaptığımız belli değil. Hedef yok. Başbakan, yanıt bile vermiyor. Hükümet bunu neden ve nasıl yaptığını bilmiyor. Muhalefet ise ilgisiz. Özelleştirme hafife alın.yor. Bizde işe kârlı KtT'lerden başlanması zararlı. Üstelik bu kârlı şirketlerin tamamı yabancılara satılıyor. Bu takdirde şirket uzerinde söz hakkınız kalmıyor. Kuruluş tamamen yabancı şirketin denetimine geçiyor. tsterse verimliliği arttınr, istemezse arttırmaz. Teknolojiyi isterse getirir. Netien yüzde 70'ini satıyoruz. Bu oranı neden yüzde 3040'larda tutmuyoruz. Kontrolü elimizden çıkartıyoruz. En önemlisi de bu yolla gelen yabancı sermaye ek bir istihdam yaratmıyor. Ve Türkiye'de • ınayileşme defteri, aeılmadan kapatılmış oluyor. Turkiye, artık sanayileşmekten vazgeçer duruma gelmiştirV VîTRtNDEN TEZGÂHTAN Iüksemburg'un gözü Turkiye pazarında Liiksemburg Başbakanı Jacques Santer, "Büyük Turkiye pazarmdaki bütün imkânlardan yararlanmak istiyoruz" dedi, Türk işadamlarım ülkesine davetetti. BRÜKSEL (AA) Avrupa Topluluğu'nun en kuçük Ulkesi olan Lüksemburg'un Başbakanı Jacques Santer, resmi bir zıyarette bulunmak üzere, Başbakan Turgut Özal'ın konuğu olarak bugün Türkiye'ye gidiyor. Jacques Santer ziyaret oncesi \ erdiği demeçte, Turkiye'yi ziyaret edecek ilk Liiksemburg Başbakanı olmaktan buyük memnuniyet duyduğunu soyledi. Ziyaretınin bir amacının da Lüksemburg Granduku Prens Henri'nin mart sonunda Türkiye'ye yapacağı ziyarete hazırlık olduğunu belirten Santer, ülkesinin Türkiye'deki ekonomik gelismeyi hayranlıkla izlediğini ve Lüksemburglu sanayici ve işadamlannın bu pazara büyük ilgi duyduklannı açıkladı. Santer'in verdiği bilgiye göre çok sayıda Lüksemburglu sanayici ve ihracatçı, Grandük Henri'nin Türkiye'ye yapacağı ziyarete katılmak üzere şimdiden basvuruya başladılar. "Turkiye ile ekonomik ilişküerimizi sıkılaştırmak arzusundayız" diyen Jacques Santer, "Büyük Turkiye pazanndaki bütün imkânlardan yararlanmak istiyoruz" şeklinde konuştu. Bu çerçevede Türk işadamlarını da Lüksemburg'a davet eden Başbakan Santer özellikle elektronik, tekstil, deri eşya ve gıda sanayii dallarında ülkesinde geniş imkânlar bulunduğuna dikkat çekti. "Kıbrıs sorunu, Turkiye AT ilişkilerinin normalizasyonu konusunda mihenk taşıdır ve bu ilişkileri ipotek altında tutmaktadır'" diyen Lüksemburg Başbakanı, konu hakkındaki göruşlerini şöyle açıkladı: "Turkiye ile Yunanistan arasındaki gerginliğin çözülmesi, Özal ve Papandreu arasında Davos'ta başlayan diyalog ve nihayet Denktaş ve V asiliu arasındaki temaslar memnunluk vericidir. Ancak Vasiliu'nun yapmış olduğu son önerilerin Denktaş tarafından kabul edümemesini üzüntüyle karsıladım. Bu sorunun Turkiye topluluk ilişkilerini zedelememesi için bir an önce çöziime kavuşturulraası gerektiği kanısındayım". Santer bugün Ankara'ya varışının hemen ardından Anıtkabir'i ziyaret edecek ve Başbakan Turgut Özal'la, Başbakanlık'ta bir araya gelecek. lki ülke arasındaki resmi görüşmeler de bugün gerçekleşecek. Türkiyv İran • Pakistan otoyvlu AMiARA (AA)Türkıye ve İran üzerinden Pakistan 'ın başkenti tslamabad'a kadar uzanacak '' Yüksek standartlı otoyol'' inşaası konusunda birsüre önce başlayan görüşmelerin ikincisi 28 şubatta İran 'ın başkenti Tahran'da yapılacak. Turkiye 'nin Gürbulak sınır kapısından İran üzerinden Afganistan sınınnm giıneyinden geçerek önce Karaçi daha sonra İslamabad'a ulaşacak olan otoyolun yapımına ilişkin görüşmelere Turkiye, İran ve Pakistan 'dan ilgili kuruluş yetkilileri katılacaklar. Denetimsiz serbest phnsa ESKtŞEHlR (Cumhuriyet) Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Oğuz TUrkmen, denetimsiz serbest pıyasa ekonomismin her kademede usulsüzlük veyolsuzluğun atıp başını gitmesine neden olduğunu belirterek, Türkiye'de artık dürüst tüecara neredeyse enayi gozıiyle bakıldığını öne sürdü. TUrkmen, politikacüarın tuccarı ve esnafı yalmz seçim döneminde ve maalesef hatırı sorulacak oy deposu gibi görduklerıni belirıti. Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Oğuz Türkmen, ETO'nunsonaylık bültenindeki başyazısında, 1988yılınm 1989'açözüm bekleyen dağ gibi sorunlar devrettiğini kaydettı. Bahar telaşı Bahar günleri yaklaştıkça, çiçek ve ağaçfitianlarsnailgı duyanlarda da bir telaş başladı. Bu sezonu. inşaat çahşmalan arasında karşılayan Mısırçarşısı esnafı, hemen her gün büyük bir canlılık ıçinde. Fiyatları 2 bın 500 ile 5 bin lira arasında değtşen açelya, sümbül, nergis soğanlan elden ele dolaşıyor. Yeni çiçek pazannın inşaatı nedeniyle meyve fidanlannı koyacak y«r bulamayan esnaf bunlan bir an önce elden çıkarabilmek için fiyatlan da 3 bin 500 liradan 1500 liraya indırdi. (Fotohaber. Timer Çerçi) Çam fidanı 2.00010.000 Meyve fidanı (elma, armut, kiraz) 1.50010.000 Potastoron 1.500 Altulu taflon 1500 Açelya 2.5005.0O0 Antrium 5.000 Finitâs 10.000 Kreton (büyük boy) 10.000 Difenbahiye 7.500 Lale soğanı (tane) 300 Sümbül soğanı (tane) 300 Nergis soğanı (tane) 300 Çiçek fiyatları (TL) KISA KISA surdurmekte olduğu ve Türkiye'nin 2. büyüklükteki sulama tuneli olan MalatyaÇat tünelinin 1. aşaması tamamlandı. Ağustos 1985'te başlatılmış olan proje, 1992 yılında tümuyle tamamlanmış olacak. • MARMAR.\ Lniversitesi ve Personel Yöneticileri Derne|i PERYÖN'ün işbirliğı ile duzenlenen, "Sosyal "Mgortalarda Emeklilik Sistemi" konulu seminer, yarın yapılacak. • GARANTİ Bankası, dunyanın en büyük Factoring Grubu'na (FCI) uye oldu. Banka, Factors Chaın International (FCI) Birliği'nin uyesi olarak factoring faaliyetlerine başiadı. • 1988 yılında 416.706,957 ABD S'lık ihracatı ile Turkiye genelinde 2. sırada yer alan Çukurova Dış Ticaret AŞ, 1989 yılında 500 milyon S'lık ihracat gerçekleştirmeyi hedefliyor. • DAGİ Giyim Sanayii, üretimine başladığı yeni ürünleri ile çocuk giyimine de yöneldi. Bugüne kadar uretip, satışa sunduğu atlet, fanila, slip, takım aılet. takım fanila, pijama ve eşofmanlan ile erkek iç giyiminde soz sahibi olan firma bu çalışmalarının yanı sıra üretimine başladığı bebek tulum ve eşofmanları ile çocuk giyim piyasasına da adımını attı. • PRİNTEMPS Buyuk Mağazacılık, çocuk resim yarışması düzenledi. Konu olarak da mağazanın adından kaynaklanan bahar teması seçildi. Yarışma, 36 ve 79 yaş gruplarında yapılacak. 20 ŞUBAT 1989 Döviz Satış 1919.61 1581.76 149.15 1045.82 50.52 269.32 450.88 307.88 927 80 305.79 1233.68 143.15 15.26 6688.54 3411.15 511.90 Efektıf Alış 1915.77 1551.76 148.85 1043.73. 49.07 268.78 442.33 307.26 925.94 305.18 1231.21 140.43 14.97 6561.68 3404.33 502.20 Efektif Satış 1939.00 1597.74 150.66 1056.38 50.53 272.04 455 43 310.99 937.17 308.88 1246.14 144.60 15.41 6756.10 3445.61 517.07 • G A R A N T İ Inşaat'ın Borsa sarısı artıyor ANKARA (AA) Ticaret borsası sayısı arttırılıyor. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı 'nda 11 yeni ticaret borsasmın kurulması için çahşmalar sürdurülüyor. 1987sonunda 62 olan ticaret borsası sayısı, geçen yıl kurulan 5 borsayla birlikte 67'ye ulaştı. Yetkililer, Erzincan, Ağrı, Burdur, Isparta, Adıyaman, Niğde, Yozgat, Amasya, Kırşehir, Nevşehir ve Ilgın 'da borsa kurulması yolundaki çalışmalann surduğunü bildirdiler. UGUN • İşyarinde stres Emlak Bankası'nca duzenlenen konferanslar dizisinin 4. toplantısı saat 13.30 14.30 arasında yeni A larko Konferans Salonu 'nda yapılacak, "İşyerinde Stres" konulu bu konferans Doç. Dr. Acar BALTAŞ tarafından verilecek. Yurtta bir Banka. Avrupa'da bir Banka. HBÜ Bank. merkezi Hollanda'da bulunan ABN/HBÜ Bank'ın Avrupa'daki 58 şubesinden biridir. 1921 yılından berı Türkiye'de bankacıhk hizmetleri veren HBÜ Bank geniş bilgi birikimi ve olanağa sahiptir. Avrupa ile ilişkiniz varsa. önce HBÜ Bank'a danışın. HBÜ Bank size en doğru ve en kısa yolu önerecektir. Bizi heran arayabılirsiniz. Yurtta ve Avrupa'da D0VIZ KURLARI Dövizin Cinsi 1 ABD Doları 1 Avustralya Doları 1 Avusturya Şilini 1 Batı Alman Markı 1 Belçika Frangı 1 Danimarka Kronu 1 Fin Markkası 1 Fransız Frangı 1 Hollanda Florinı 1 İsveç Kronu 1 İsyiçre Frangı 100 İtalyan Lireti 1 Japon Yeni 1 Kuveyt Dinarı 1 Sterlın 1 S.Arabistan Riyalı Dövız Alış 1915.T7 1578.60 148.85 1043.73 49.92 268.78 449.98 307.26 925.94 305.18 1231.21 142.86 15.23 6675.16 3404.33 510.88 p Banka. Avrupa'da bir Banka. HBÜ Bank Islanbul 133 03 49 133 03 95 Ankaıa 117 21 15 l S hat lzm " n 3 I S3 HBÜ Bank ABN/HBÜ Bank'ın dünyadaki yaklaşık 240 şubesınden biridir. İnönü Cad. 15, Gümüşsuyu. 80075 Beyoğlu, İsUnbul. Tel.: (9) 144 88 02 (8 hat). Fax: 149 20 08. basun ve kallammını öalemek amacıyla yönetmeta'kte yapılan son değişiklikler (R.G. 26.1.1989). 1 Adlan sıralanan ticari belgelert "*e bakaniıkça kuilaaılması zorunlu hale getirilen belgelerin" ifadesi eklendi. 2 "Amaç ve Kapsam"da sayıldığı halde, "Tanımlar"da saytlmayan "Serbest Meskk Makbuzu" eklenerek eksikiik giderüdi. 3 Matbaa sahipSeri teminatının alt sının 1985'teki 250 bin liradan 1989 başındaki I milyona, üst sının ise 30 milyonla sınırlandırüdı. Matbaa sahiplerinin diğer geürleri ayrı tutulacak, "Sadece matbaaahk faaliyetinden dolayı elde edüen iş basılatı dikkate abnacak." Yeni işe başlayanlar için teminat mıktan 1 milyon lira olacak. Değerkmede her yu değişfltük yapüacaktır. 4 Basılan belgenin dipnotuna, defterdarlıkta yapılan anlaşmanın tarihi yaalacak. 5 Matbaanm anlaîma yetki levhasına, "AnlaşmaBin yapddığı tarih ve bitiş tarihi" eklenecek. Iptalde levha geri verilecek. 6 Fatura ve Gider Pusulası boylanna 14 x 10 c». Perakeade Satt5 Vesikası'na 14 x 5 cm. Günlük Müşteri Listesi, Yolcu Listesi ve Taşıma İrsaliyesi'ne de 14 x 26 em.'lik yenî boyutlar ekiendi. 7' 'Bakanlık ya da defterdarhklar, raatbaa işletmecilerine uygun gördukleri hususların yer alaca|ı bir defteı tuttunnaya ve belge düzenlettirmeye yetkilidirler. 'Tutıüması zorunlo...' defter, ilgili defterdarlıkça onaylanacaktır." 8 Yalmz "yeni anlaşm» yapılan" değil, aniaşması yenitenen, feshedilen ya da yenilenmeyen matbaa ijletmeleri de ilgili vergi dairelerine bildirilecek. 9 Vergi dairesince "hemen" verilmesi gereken Belge Bastırma l â n Belgesi'nin süresi 3 günden 5 güne çıkanldı. 10 Belgeler, işletmelerin "Sadece baglı bulunduklan vergi dairesinin il sınırlan içerisinde kalan aolaşmalı matbaalarca basönlabilecektir." 11 Teknik olanaklar nedeniyle il matbaalanna bastmlanıayan belgeler için Özel İzin Belgesi istenecek, basurılacak ildeki defterdarhğm da onayı almacak. 12 Matbaalaı, siparîş belgelerini "15 giinde basılıp teslimc bazır hale getireceklerdir." Ismarlayanlar da "bir ay" içinde teslim almak zonındalar. Bir ayda alınmazlarsa, defterdarhkça yatay ya da dikey kesüerek, kullanım dıst bırakılacak. 13 özelleştirme kapsarnma giren kamu niteliglndeld kurum ve kuruluşlar da,belgelerini "ya anlaşmah matbaalara fassttracak ya da notere onayla<arak kullanacaklar." Belge basımı VERGİREHBERlH.TURGUTARIĞ *
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear