Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/12 HAVA DURUMU alınan bilgiye göre; Mafmara'nın doğusu, Karadenlz. Iç Anadolu, Akdenız ıle Doğu VB Güneydoğu Anadolu'nun batısı yagışlı geçecek Yağışlar kıyilarda yajmur iç kesimierinde kar şeklinde olacak. HAVA SICAKLIĞI: DeŞismeyecek, rüzgâr güney ve doğu yönlerden orta kuvvette yunjun kuzey kesımierinde kuvvetlice esecek. Denızlerimızde rüzgâr; Yıldız ve poyraz 8atı Akdenizde yıldız ve karayelden 46 yer yer 7 Ege ve Akdeniz açıklarıtıda 3 kuvvetinde saatte 1627 yer yer 33 Ege ve Akaeraz açıklannda 40 deraz mili hızla esecek DENIZ: Mütedıl yer yer kaba Ege ve Akdenız mütedıl açıklannda cok kaba dal HABERLERİN DEVAMI TÜRKİYE'DE BUGÜN Aöana Adapazan Adıyaman Alyor. ftğrı knkara ^nt2*V3 Anta'ya Anvin Aydrn Balıtes» Siiea» &ıngöi Bıtl.s Bolu Bursa Canaktaie Çorum Den,2l 18 ŞUBA T 1989 DÜNYA'DA BUGÜN Amste'flam K (° Amman Y 15° Atına B 13= BaOdat B 15° Barceıona Y 9° B 8° Basel B 4° Belgrad B 2° Berhn B 3° Bonn K t" Bniksel Y 4° Budapeste B 8° Cenevre B 15° Cezayir B 15C Cıdde B 25° Oubaı K 6° FranMijrt Y W Gırfie K 4° Helsinki B 20= Kahıte Kooenhag Y 7° B 3° Köın Le<xoşa Y 10° Len»nçrad Londra Wadr«i Milano K Me eteorolojı Genel Mudürluğu'nden V 15° 6 Y B B K B V Y K B B B B K y K V galı olacak da;ga yuksekliği 12 yer yer 3 Ege ve Akdenız açıklanıdna 4 netre dolaymda olacak Van Göki'nde lava parçalı bulutlu geçeceK. rüzgâr Kuzey ve doğu yönlerden hafif ara s>ra orta kuvvette eseceo Gö küçuk dalgalı olacak görüş uzaklığ: 10 km. dolayında bulunacak. B Diya'bakır B 7° 6° Edicne B 3° Erancan K B° 4° 2° Enurum K 3° 0 Eskişehır B A" 76°GâBsnteo Y 15°2° Gıresım 6 13° 3° GiımıLshane K B 3C 8°ria<kân 11° 2° Isparta K Y 10° 1 C Istanbu' B 8° 5° Izmır B 3° 2°Kars 3= 6° Kastarranu K K 3° 6° Kayserı 7c 0° Kıftiarei B K 10° fPKonya B 10° 2° 3° f teafrya Malatya B K 6° 5= Manısa 6° 3 k Maras 2°5 Mersın 3° 15°Mujla 4° 1° Mus 18° 2° Niğde 8° 4° Ordu 3° 2° Rıre •2° 13°Samsun 1° 1° Sııri 7° 3°Sinop 13° 3^S/vas 4° 13°Tetardaj 3° 0° TraKon 5° 2= Tu.icelı 6°3= Usak 5 4'= Van 401° Yazgat 5°5= Zonguldak B 13° 3° Y 90 2° Y 14° 5° B 8° 4° B 0° 12° K 50 jo 0° Y 9° Momreal B K B B B Y 6° 3° 6"= 3° 3° 6° B 8° •2° Y 6° 3° K 3° 0° B 7° 2° Y Y Y 9» Moskava Müniti New Yofk Os.o Y 8° Y 10° B 8° B 0° B 6° B k 5° 5° 5° 1° 0° 12° 6° 3° 3°2° 5° Cezayir Tunus "•=• ^ /•Şam e ac k B bulu»j K kariı S ssl Y y a j r r v . , Kahire • Par:s Prag Rı>ad Roma Sofya Sa^ Tel A»v Tunus Varşova l/enedı» </ıyana Vteshıngton Zurih Y Y B B B Y B B 8 B B B Y 10° 12° 6° 12° 7° 9° 2° 10° 6° 8° 2° Afganistan Sorununda 3 Boyut Türkiye ve Pakistan, Afganistan'a ilişkin olarak genelde ortak bir bakış açısına sahiptirler. Her iki ülke de Afganistan'da geniş tabanlı bir hükümetin bir an önce kurulması için ortak çaba göstermekten yanadırlar. Daha da önemlisi, Afgan mücahit gruplannın aralarındaki görüş ayrıliklannı bir yana bırakarak, bölünmeden birlikte yürümeleri, Türkiye'yle Pakistanın ortak dileğidir. Ama şimdilik bu konuda pek iyimserlik verici bir havadan söz edilmiyor. Afgan mücahitleri arasındaki derin görüş ayrılıkları yer yer sürmektedir. Geniş tabanlı bir hükümetin kuruluşuna ilişkin işaretler yakın gelecek için henüz umut vermiyor. Sorun nedir? Bu sorunun karşılığı tek boyutlu değildir, basit de sayılmaz. Herşeyden önce Kabil'de kurulacak yeni yönetimin niteliği bir yerde, sadece Afganistan'ı ilgilendirmiyor. Muhtemel yeni yönetimin alacağı renk, ne yazık ki yalnız Afgan halkını değii, politikanın acımasız bir gereği olarak, aynı zamanda birden çok gücü ilgilendiriyor. Sorun üç boyutta toplanabilir: 1. Süpergüçler: Moskova Afganistan'dan çekiimiştir, ama Kabil'deki yeni oluşumun kendi güvenliğini tam tehdit etmesine de seyirci kalamaz. Sovyetier'in pazarlıkgücünün çok kınldığını VVashington da bilir, ancak yine de Moskova'ya yönelik olarak belli bir dengeyi sürdürmeye özen gösterebilecektir Washington hiç kuşkusuz Sovyetler'i güneyden bir İslam kuşağıyla kuşatmaktan yanadır. Türkiye'den başlayıp iran, Afganistan ve Pakistan'la Çin'e kadar uzanan... Ama Amerika, örneğin Kabil'de Tahran'a tabi ya da ona çok yaslanan bir İslam radikalizmini görmek ister mi? Herhalde hayır. Bu arada mücahit hareketinde meydana gelebilecek çatlakların Moskova'nın işine yarayabileceği göz önünde tutulabilir Buradaki diplomatik çevrelerde bu nokta dikkati çekiyor. Buna karşılık VVashington bugün için böylesi bir çatlaktan yana gözükmüyor. 2. Bölgesel boyut: Hemen yanıbaşmdaki "Sovyet kâbusu"ndan daha yeni kurtulmuş (Baştarafı 1. Sayfada) bir Pakistan, şimdi de Kabil'de "Humeyni yandaşı" ya da Tahran'a yakın bir yönetim ister mi? Bu sorunun da yanıtı hayırdır. Aynı soruya Suudi Arabistan'ın da olumsuz baktığı kuşkusuzdur. Nitekim Afgan mücahit hareketi içindeki SünniŞii çekişmesi bir yerde Afganistan üstündeki RiyadTahran çelişkisini apaçık yansıtmaktadır. Ama buna karşılık, örneğin Hindistan'ın gönlünde Pakistan'a daha mesafeli, iran'a daha yakın bir Kabil yönetiminin yartığı söylenebilir. 3. Üçüncü boyut olarak "Afganistan'ın iç işi"nden söz etmek gerekiyor. Mücahit gruplannın kendi iç/erinde bölünmeleri ve birbirlerine düşmeleri, Afgan davasının çözümünü hem zorlaştıracak hem de geciktirecektir; ülke sonu belirsiz bir iç savaşa sürüklenebilecektir. Bugün için Afgan mücahit hareketi iki ana gruptan oluşuyor. Birincisi kendi içinde yedi ayrı gruba bölünmüştür. Merkezi, Pakistan'ın Afganistan sınınna yakjn Peşaver kentindedir. Sünni ağırlıklı bu grubun Sovyet işgaline karşı mücadelede 10 yıl boyunca en büyük yükü çektiği belirtiliyor. Ikınci ana grup Şii ağırlıklı olup Afganistan'ın İran sınırındadır. Birinci grup en büyük parasal desteği Suudi Arabistan'dan alırken ikincilere bu desteği Tahran vermiştir. Taraflar işgalin sona ermesine karşı n bugün hâlâ hem birbirleriyle hem de kendi içlerinde çekişme ve kavgayı sürdürüyorlar. Yaşanan, bir iktidar mücadelesidir. Her biri Kabil'deki yeni siyasal oluşuma kendi damgasını daha çok vurmanın peşindedir. Ama ne var ki ölçüyü kaçırıp gerçekçiliğin sınırını şaşarlarsa, ülkelerini kanlı bir iç savaşa da sürükleyebilirler. O zaman da bugüne değin verilen mücadelelere yazık olur. Cumhurbaşkanı Evren'in Peşaver'de üslenmiş olan yedi Afgan mücahit grubunun temsilcilerini kabul ederek görüşmesi bekleniyor. Herhalde Sayın Evren de, mücahitlere, "Bölünmeyin, barış zamanında da birlikte yürüyün" temennisini ifade edecek. Bezmi Âlem'e 6 milyarlık FakFukFon desteği Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayamşmayı Teşvik Fonu'ndan 9 Ağustos 1988 'de alınan bir karar gereğince Bezmi Âlem Vakıf Gureba Hastanesi'ne 6 milyar ödenek ayırdığı belirlendi. GÜ.VDÜZ İMŞİR Bezmi AJem Vakıf Gureba Hastanesi'ne. Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Fonu'ndan (FakFukFon) 6 milyar lira ödenek ayrıldığı belirlendi. Vakıflar Genel Müdürlüğü1 nün istemi üzerine toplanan fon kurulu, 9.8.1988 tarih ve 1988/7 sayılı toplantısında yardımın ödenmesini kararlaştırdı. Fon kurulu hastaneye paranın peyderpey ödeneceğini belirterek, 700 yataklı ek bina inşaatı için fakir ve muhtaç kişilere de bakılması koşulunu getirdi. İlk taksit olarak Bezmi Âlem Vakıf Gureba Hastanesi hesabına 500 milyon lira ödendi. YOK Başkanı Prof. İhsan Doğramacı Cumhurbaşlığına sunduğu raporda Bezmi Âlem'in "ünivergulamıştı. lendirildi. Tayini çıkartılanlardan Gastroentereloji Kliniği şefi Dr. Örsan Günöz'ün vakıf, özel üniversite ilışkilerinin tartışılması amacıyla gündeme madde eklenmesi önerisi, yarım saat süren yoğun tartışmalardan sonra oylanarak reddedildi. Ancak gündemle ilgili maddelerde konuşma yapan üyeler çeşitli yolsuzluk iddialarına değindiler. Prof. Dr. Asaf Ataseven ve yönetim kurulu üyelerinden cevaplanması istenen usulsüzlük iddiaları şuniar: 1) Vakfın amacının fakir ve yoksul hastalara tedavi sağlamak oldugu halde, bu konumdaki birçok hastadan para istendiği ya da hastaneye kabul edilmedikleri. 2) Toplanan paraların Bezmi Âlem Vakıf Gureba Hastanesi'ne ilk planda harcanması gerekirken büyiik bölümünün ek inşaata kaydırılması. Klasik hastaneye tıbbi cihaz alımındakısıntıya gidiknesi. 3) Vakfa bağışlanan gayri menkullerin satılarak diğer nakit paralarla birlikte tamamının ek inşaata harcanması. 4) Vakıf yönetmeliğinde çalışan personelin bilgi ve görgüsünü arttırmak için burs ve benzeri yardım görmesi karara bağlanmışken, bu haktan yararlanmak isteyen bir doktonın. özel muayenehanesi ve arabası olması maddi durumunun yeterii görülerek reddedilmesi. 5) Mütevelli heyetin lanınmaması konusunda üyelerin topiu halde karar almalanna ragmen bu raütevelli heyetinin kararlaştırdığı personel statüsüne zonınlu olarak gecilmesi. 6) Yardım vakfı üyelerinin birbirlerinden kopuk olmaları nedeniyle yapılan işlemlerindeki denetim yetersizliği. Bu arada Vakıf İnşaat Restorasyon Ticaret A.Ş!nin yönetim kurulu üyelerinden Mustafa Yavuz Akdevelioglu. "maliyet artı kâr" esasına dayanan sözleşmenin bugün ABD'de yaygın olarak kullanıldığını vurgulayarak bunu demode olarak niteleyenleri "cahillik ve aptallıkla" suçladı. Akdevelioglu şirketin şahıs malı olmadığını, tamamına yakınının Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne ait birçok şirket arasında pay edildiğini, hisselerin bu şekilde paylaştırıldığını vurgulayarak şunları söyledi: "Şirketimiz 20 yıldır tamamlanamayan, kaba inşaatı bile bitirilemeyen Bezmi Âlem Vakıf Gureba Hastanesi'nin ek inşaatını aldıktan sonra 14 ayda hazır hale getirdi. Bayındırlığın verdigi maliyet artı yüzde 25 kâr koşulu günümüz gerçeklerinden çok uzaktır. İnşaatın hızlandırdması için demode olmadığı gibi son derece akılcı bir yonlem olan maliyet artı kâr sisteminin faydalan kısa zamanda görülmüştür. Bizler iddia edildiği gibi mal alımında fahis fiyatlar üzerinde işlem yapmâdık. Bu. şirketimizi karalamak isteyenler tarafından oriaya atılmış gerçeğe uygun olmayan düşüncelerdir. Asansör ihalesi sonucuna göre > urtdışına gidecek leknik personeli bizzat ben teklif ettim. Çünkü bilgUenmeieri açısından gerekliydi." sitenin kurulması için mal varlığının yeterii olması" gerektiğini vur Ve kadınlar, bizim kadınlarımız: korkunç ve mübarek elleri, ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle anamız, avradımız, yârimiz ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen KIŞI solcuysa, solculuğun açık, kapalı çilesini çekmişse. onun eşi ne olacaktır? Olur, olmaz her içeri girdiğinde kadın evi bekleyecek, çocuklara bakacak, hapistekine öte beri taşıyacaktır. Gün görmüş müdür ki bizim kadınlarımız? Hep acı çekmiş, acıları dindirmiştir. Hapisane kapıları, duruşmadan duruşmaya mahkeme kapıları... Bütün aile babadan ötürü solculuga vermiştir kendini.. Vermemiş olan varsa onu da öyle sayarlar. Bir türlü gelmeyen sosyalizm kadınların gözlerinde donup kalmıştır. Hapisaneye yorgan, yatak götür, aş götür, çamaşın yıka, çocuklara bak, çocukların okul paraları, konu komşunun yukardan bakışı, "Kocasını içeri almışlar. kim bilir gene ne işler çevirmiştir? Evlerinde telsiz bile varmış.." Fısıltılar çoğalır, yalanın adı gerçek olur. Önce bütün mahalleye. sonra bütün kente yayılır Eş dost bildikleri gördüklerinde yollarmı öte döndürür, selamlarını esirger. Yabancılar düşman düşman bakarlar. Bizim solculuğumuz yıllarca böyle sürdü. Bir 12 İEylül geldi ki üstüne tuz biber ekti. Düşünce, dostluk, arkadaşlık. kardeşlik komadı. Her yerde işkence kol gezdi. Sorguda işkence. korkuda işkence. Hâlâ da sürüyor. Şair Muzaffer Arabul, eski solculardandır; taa 1952'lerin ağır yükünü omuzlayanlardan. Son şiirlerini 'Derim ki' adıyla bir kitapta topladı Kitabı yenilerde ölen eşi Makbule'ye adıyor Şiirin de, solculuğun da bitmeyen çilesini birlikte çekmişlerdir. Şair işi başından alıyor: 1939'larda dünyanın iyice karıştığı bir dönemde, Almanlar Ptolonya'ya girdiği gün o da soluğu Yedek Subay Okulu'nda alıyor. Dünyayı saran faşizme karşı ancak böyle savaşacağını sanıyor. Kitabın arka kapağında bir fotoğraf var: Eşi, kendi. iki kız, bir oğlan çocuklan. Nasıl da genç, taze imişler, sevgiyle doluymuşlar... 1950den sonra iktidara gelenin, aydınlık değil karanlık olduğu. bütün özgürlükleri kıstığından. gencecik insanları solcu diye Sansaryan hanına, Harbiye'ye doldurmasından belliydi. On yıl dayanamadılar, onları da Yassıada'ya doldurmadılar mı? Bunlardan biri Hukuk'ta öğrenci iken hocası oluyor. Bir gün Karaköy'den bir.dolmuşa bindiğinde onu da yanında görüyor. Araba yollanırken biryüklenme oluyor, kapı açılıyor. Eğer sıkıcatutmasa dışanya fırlayacak, belki de arabanın altında kalacak. Uyur gözlerle şairin yüzüne bakıyor. Bir yerlerden tanıyacak, ama çıkaramıyor. Yaşamı ve ölümü bir incinin oluşumuna benzetir. "Bir inci, inci olmadan önce / Ne kadar acı, ne kadar sevinç." Sonra çığlıklar gelır, sevinçler yanmış suda kan olur. acılardan bir ince dizi, dünyayı saran gülüş sonra... Birdenbire durur. düşünür: Öyle kala kalmışım. Güz yaprağı solmadan önce. Kitapta. dizeler birkaç sözcüklü küçük küçük, ince incedir. Anlatımın kolaylığını böyle mi bulmuş? Dizelerinde dostluklarına da bağlıdır. Tütünçiftlik'te. ortak dostumuz Murat'ın yazlık konduğunda mı, hemen birkaç dıze dökülür dudaklanndan: Sırtüstü yatıyorum yeni bahçede Murat'ın alnından başlıyor gökyüzü. Dünyayı dinlendiren canlı sessizlik Sonsuz derinliklere yansıyor bizi Küçük koru, uzun kavaklar Ne kadar varım Biri gider, biri gelirkendoğa, memleket, insanlar, bizim insanlarımız, sevilerimiz. kederlerimiz. acılarımız hepsi gözlerimizin önünden geçer. Şairin dizelerinde ise öz anlamlarını kazanır Söylenen, bir başka türlü söylenemeyecek olandır. Muzaffer Arabul: un şiirleri (Yalçın yayınlan) bir acıyı yansıtırken evrensel bir duyuyu da simgeliyor Mehmet Karabulut'un dört şiir kitabı var; beşincisi Ferhat Yoruldu mu'dur. Cem yayınlarından. Kitabın son bölümü. kendi gibi öğretmen olan eşinin ölümünü anlatıyor. "Böbreklerin çürümüş. bitmiş" diyor. "Kan bağışı yerine can bağışı olsaydı, sana bütün canımı bağışlardım." Şiirler. Hamit'in Makber'indeki dizeleri anımsatıyor. Hamit'e çağdaşları, bol keseden, şairi azam diyorlardı, Mehmet Karabulut dostlarınca ince bir şair. ilk yapıtlarında yurt. memleket, doğa. insan sevgısıni anlatan bir şair olarak görünüyordu Daha sonra toplumcu bir şıire yöneldi. Belki bu davranışında öğretmen çıktıktan sonra oradan orayaatılışının, birEdirne. bırErzurum, Kırklareli. gene Erzurum gibi ıllere savruluşunun etkisi vardır. Gençliğimizde Cahit Sıtkı'yı ölüm şiirleri yazıyor diye kınardık. Demek ölüm öylesi uzakta görünürmüş. Yakınlanmızdan ayrıldıkça ölümün ağırlığını duyuyoruz. Uzakta sandığımız ölüm, belki de yaş ilerledikçe yanımızdadır. Mehmet Karabulut ayrılışı şu dizelerde canlı tutuyor. ilkyazlarda, güzlerde Senin üstünde bir sarı çiçek açar. nazlı Benim üstümde bir mor çiçek Geceleri yıldıziarın tümü de bizim Bakarsın bir ağacın. bir gülün Bir kökü sana uzanır bir sabah Bir kökü bana Gene buluşuruz bir kırmızı gülün ucunda. Kadınlarımız bakışlara göre türlü türlü görünür. şalrlerin aynasınayansır Hamit'ten, Nâzım'dan, Arabul'dan, Karabulut'tan yazılmış dizeler de bunları göstermiyor mu? Bizim Kadınlarımız MEHMED KEMAL POLITIKA VE OTESI Öte yandan Bezmi Âlem Kliniklerine Yardım Vakfı'nın 7'nci Olağan Genel Kurulu önceki gün hastanenin "Frank Anfisi"nde gerçekleştiriiirken üyeler arasında sert tartışmalar oldu. Sözleşmeli personel statüsüne geçen doktorİarla usulsüz bir şekilde tayine uğratılan doktorlar arasında kıyasıya tartışmalarla geçen kurulda çeşitli yolsuzluklarla ilgili iddialar, mütevelli heyeti üyesi ve rektör yardımcısı Prof. Dr. Asaf Ataseven ve diğer yönetim kurulu üyeleri tarafından asılsız olarak nite İthal eğleııce dünyası Vıldızların arasında değil, içindeda öyle. İkimizin de yapacak işi yiz. ÇıŞlıklann bini bir para. 5 dayok. Birlikte bu "Amerika'nın en kika içinde bütün evreni dolaştık yeni, en ünlii eğlence merkezi" neredeyse. lııişte biraz başımız benzerini görmeye değmez mi? dönüyorduysa da olacak o kadar. lkimiz de bir güzei eğleniriz. 1001 Aslında Alican buradan pek çeşit eğlenceden elbette bizim de hoşianmadı. Çünkü buradaki payımıza biri düşer. Yarın yaşgü oyunlar daha çok "genç" abıleri nü Alican'ın. Bugünden bir kar için. Doğrusu benim hoşuma gitşılama yapahm... tı. Knock Oown'da bir jetona tüSaat ll.OO'de Galleria'nın ka fekle dokuz maymuna ateş ettinı. pısına dayandık. İki üç aydır biz Alican, Can Alley'in başından gelraeyelı epey değişmii dallerıa. ayrılmıyor. Önünde yüzlerce porKim diyor muşterisi yok diye... takai bü>1Jklüğunde kırmızı, maOkulu kıran ne kadar öğrenci var vi, sarı, yeşil plastik top. Karşıda sa burada bir kere. BLLZ pateni 5 tane renkli çöp bidonu. Jetonu çevresindeki pizzacı, köfteci, dö atar atmaz bidonların kapakları nerci, sandviççiler oldukça iyi iş açılıyor. İçlerinde kazma dişli tavyapıyor. şanlar. Gözünüze kestirdiğiniz bir Neyse. bizim amacımız eğlen bidona ne kadar lop sokarsanız o kadar iyi, !00 puanı tutturduğumek. Gelelim Fame City'ye... Fame City'nin müşteri temsil nuz takdirde bir armağan kazanıcileri Galleria'nın ana giriş kapı yorsunuz. sında karargâh kurmuşlar. Amaç, Butün oyunlann bir özelliği daha Fame City'ye adım atmadan belli bir puanı tutturduktan sonsizi altm ya da gümuş kart sahibi ra kazandığımz küçük kâğıt fışyapmak. Cebinizdeki banka, alış ler. Önce ne olduğunu anlarnaveriş, kredi kartları yanında bir de dım, ama soıiradan öğrendim. Bu eğlence kartı bulunsun. Doğrusu fisleri bıriktirip çıkışta bir armayakışanı da budur. Ne zararı var? ğan aiacağız. Bir jetona üç fiş, beş Size yanınızda bir kişiyi daha fış. On beş fîşe bir küçuk biblo sasevindirme olanağı sağlayan "al at, bir kuş yuvası. Bir küçük ayı, tın kart"ın yılhğı 250 bin lira. dişlek birta\san... Oyunu kazanEğer ailenizden ikinci bir kişi kart manm asıl amacı da oldukça fazalacaksa 200 bin lira. Üçüncü ki la fiş toplamak... şi 100 bin lira. Tek kişiJik "gümüş Elimizi çabuk tutmazsak akşakarf'lar ise daha ucuz. Birinci kişi ma değil. bir haftaya buradan çı100 bin lira. İkinci kişi 75 bin, kamayacağız. Alican'ı Can Alüçüncü 50 bin lira. Ne yararı mı ley'den kurtarıp ikinci kata çıkıvar bu kartlann? Bir kere giriş pa yoruz. Burası gerçek bir çiçek rası ödemeyip her girişte 10 bin li bahçesi. Bir büyük golf sahası. radan kurtuluyorsunuz. Ayrıca altın kartın sahibinin oyunlarda öncelik hakkı var. Diyelim altınla gümüş kart sahibi aynı oyun makinesinin başında, önce allın ŞEBNEM ATİYAS kart sahibi oynuyor, sonra gümüş N V YORK Ocak ay:nda EV kart sahibi, en sonra dışandan ge eski ABD Savunma Bakanı Yarlen, yani 10 bin lira veren... \z dımcısı Richard Perle tarafından bir ayrıcalık mı? kurularak işlemeye başlayan LoAçılışı üzerinden henüz iki sa bi şirketine Türkiye'nin ilk elde at geçmemişti ki, 3 bine yakın ki vekalet ücreti olarak 875 bin dolar ödediği bildiriiiyor. The VVall şi kart sahibi olmuş. Biz de Alican'la 450 bin lirayı Street Journal gazetesinde >ayımhemen Vakıflar Bankası'na yatır lanan bir haberde lobi faaİiyeılemak üzere altın kart sahibi olmak ri için Hill and Knowlton adl; şiriçin formlarımızı alıyoruz. Annesi kete yılda 1.1 milyon dolar ödeyen Türkiye'nin ABD'de lobi harzaten oyun oynamayı sevmez. Artık ikimiz de rahatız. Şimdi camalarında rekor kırdığı ve lobi Fame City'yi gezebiliriz gönül pazarında aranılan müşteri durumunda olduğu kaydediliyor. hoşîuğuyla... The Wall Street Journal'da yer Altın kartımız daha sonra verilecek. Bizimse beklemeye ta alan haberde Perle. kendisinin lohammülümüz yok. 10 bin lira gi bi faaliyetleri ile pek fazla ilgilenriş parasını verip J0 bin liralık da meyeceğini, buna karşın "öyle 16 jeton alarak coşkuyla "lam yüksek olmayan bir para alacaAmerika'dakinin benzeri nefes gını" söyledi. kesici maceraların" arayışına kolnternatıor.al Ad\isers Inc. adlı yulmanın sırası... şirketi geçen yıl mayıs ayında BaşZemin katta buz pateni pisti, bakan Turgut Özaİ Nevv York'ta süper lazer, çılgın otomobiller, iken otelin arka kapısından gizliatış poligonu, karnaval oyunları, ce yaptığı ziyaret sırasında Özal'a videogame, beceri oyunlan, stüd pazarladığını belirten Perle, kış yo pop, SR2 Simulatör, oyuncak başında Ankara'ya yaptığı ziyaev bulunuyor. Bunların hepsinin retle detaylann belirlendiğini soyışıklı tabelaları var da kimisi ör ledi. neğin lazer müze, videogame heThe Wall Street, Türkiye'ye lonüz işletmeyeaçılmamış. Kimisi bi işinin ne denii kârlı ve akıllıca ne de çılgın otomobiller gibi. pek bir iş olduğunu ve Perle'in peyniri rağbet eden yok. Çarpışan oto nasıl kaptığını şoyle anlatıyor: mobiller öylece boynu bukuk du "Pek çok vabancı buyükelçilik. ruyorlar. yakın zamanda lobi için danışAlican zamane çocuğu ya, tut manlık şirkeüni işe aldı ve Turkiturdu uzay gemisi dıye. SR2 Si ye bunların arasında en revaçla mulatör yani... 4jeton atıpgemi ulandı. Penlagıii istatistiklerine ye biniyoruz. Gemide İ2 ki>iyiz. göre oüanın ııcunda son derece (Baştarafı I. Sayfada) Benazir'le yüz yüze Adı mini. ama Taç Mahal'den, BigBen'e, Eyfel Kulesi'nden düşsel bir uzay kentine dünyanın 99 harikası burada. Çiçek kokuları arasından serin bir su sesi dünyanın bir ucundan bir ucuna dolaştırıyor sizi. İkinci kat daha çok küçük çocuklara aynlmış. Mikiland, çocuk kulübü, çocuk oyunları burada. Alican, Mini Golfe daha sonra dedesiyle gelebilir. Mikiland, Fame City'nin çocuk yuvası. 25 yaş çocuklan için. 6 jetona çocuğunuz iki saat kalabiliyor burada. İki saat içinde mini arabalarla gezip top havuzunda yüzebiliyor. Siz bowlinge daldınız, zararı yok, her ek saat için 4 jeton daha ödeyeceksiniz demektir bu... Çocuk oyunlan ise cip, tren, uçak, yat, mini atlı karınca gibi çeşitli oyuncaklardan oluşuyor. Bir jeton attınız mı çocuğunuz üç dakika gerçekten bir yat ya da uçaktaymış sanıyor kendisini... Define Adası ise gerçeğinin tıpkısı gibi. O da henüz açılmamış. Olsun, ama görmeye değer. En üst kat ise "gerçek" çocuklara ayrılmış. Restoran ve cafe bar ile bowling salonu şimdilik kapalı. Ama bilardo salonu çalışıyor. Shoot Away, Lueky Bingi, Wiııner, Roll Down, English Mark Darts da... Bir elinizde jetonlar, ötekinde fişler... Ve saniyesinde eriyor on binlikler... Yirmi binlikler... Amaç eğlenmek değil mi, olsun... Alican halinden hoşnut. Ne karnının acıkması umurunda, ne uyku... Cüzdanımı yokluyorum. Jetonları sayacak halim yok ya. Geleli iki saat olmadı 300 bin liraya yakın para gitmiş... Nereye mi, eğlenceye... Daha bowling oynamadım. Mini golf, bilardo oynamadım. Token Payout, Hoot Shop, Bulls Eye. Bowler Roller VVinner, Air Hockey, Skee Ball oynamadım. Crazj Cars, >ani çılgın otomobillere binmedim. Restoranda iki lokma bir şey yiyip cafe barda bir duble rakı içmedim. Ya bir de altın kart uğruna gerçekten 450 bin lirayı bankaya yatırsaydım... Maaş da gitti, önümüzdeki ayın ikramiyesi de... Gerçi bugün Fame City'nin ilk günüydü. Okulu kıranlar ise daha çok zamanlarını pizza, sosis. döner yiyerek geçiriyorlardı. Oyun oynamaktan Galleria'yı bile dolaşamadım. AJışverişle pek ilgilenemedim. Bir Fame City'yi görsünler, bir daha çıkmazlar buradan okulu kıranlar. Ben Alican'a inandım da geldim. Kimi oyunlar henüz çalışmaya hazır değildi, kimilerinde ise Alican'la benden başkası yoktu, ha.ta Stüdyo Pop'taki şirin kızcağız Alican'ın hatırına bir kaset doldurmamı istedi... Ses tonumdan ileride ünlü bir şarkıcı olabileceğimden bile dem vurdu. Hiçbirisini yapamadım. Fame City, sabah 10.00'dan gece 22.00'ye kadar açık. Cuma, cumartesi günleri ise 01,00'e kadar. Bence 24 saat açık kalmalı. Ben birçok şeyi yapamadığım halde zaman su gibi aktı. Yok, buna dayanamam. Alican'ın yaşgününde önümüzdeki yıl 6 aylık maaşımı ve iki ikramiyeyi cebime koyup öyle geleceğim. Şan olsun, pardon. eğlence oisun. Çocukluğumun "Osman Telgezer" Lunaparkı'nı elektronik aygıtlarla donatıp burada yeniden kurmuşlar. Eibette bana. Telgezer'in, Alican'a Amerika'nın FameCity'si yaraşır. Gelecek Alicanlar'ın çünkü... Oyunlardan değil, bunca yabancı isimden başım döndü diyebilirim. Ama gerçekten inandım ki Galleria bir alışveriş merkezi olması yanında tam Amerika'dakinin benzeri bir eğlence merkezi olacak. Bu kesin... Her yaştaki çocuklar, gençler, haydi eğlencede, eğlenmede de çağ atlamaya, ip atlamaya değil... Hem de bilgisavarlarla... nistan konusu üzerinde duruldu. Her iki taraf da Afganistan'da siyasi bir çözüm için mücahitlerin bölünmemeleri ve aralarındaki görüş ayrılıklarının giderilmesini temenni ettiler. Siyasi komite toplantısında Türkiye ve Pakistan'ın Afganistan'da geniş tabanlı bir hükümet kurulmasını destekledikleri ifade edildi. Bu arada Pakistan, Türk heyetine Hindistan'la ilişkiler konusunda bilgi verdi. Pakistan tarafı, Türkiye ile Hindistan arasındaki ilişkilerin gelişmesinin kendilerini rahatsız etmediğini, tersine bu gelişmelerin Hindistan ile Pakistan arasındaki ilişkılcre de katkısı olabileceğini vurguladı. Toplantıda, Ekonomik İşbirliği Örgütü (ECO) konusunda görüş alışverişinde bulunuldu. Türk tarafı, Kıbrıs, TürkYunan ilişkileri ve Bulgaristan'daki Türklerin durumu hakkında geniş bilgi verdi. Aynı zamanda, Ortadoğu, İranlrak meseleleriyle ilgili görüş alışverişinde bulunan taraflar, Türkiye ile Pakistan arasındaki savunma alanında yoğun ilişkilerin sürdürülmesinde görüş birButto, Hindistan ile ilişkilerinin liğine vardılar. normallestiğini, ancak aralarındaEkonomik Komite toplantısınki mevcut güven bunalımının aşı da ise kasımda yapılan KEK (Karlabilmesi için daha çok zaman ge ma Ekonomik Komısyon) toplanrektiğini dile getirdi. Pakistan Baş tısının sonuçları değerlendirildi. bakanı, "Türkiye'nin Hindistan ile İki taraf da ticari ve ekonomik ilişkilerini gelişlirmesinden de ilişkileri geliştirmek arzusunda olmemnunluk duyuyoruz" dedi. duklarını ifade ettiler. Türkiye, Görüşmelerin sonunda, Bena Pakisıan'dan 50 bin ton pirinç alzir Butto Türkiye'ye davet edildi. maya hazır olduğunu, ayrıca PaAncak tarih konusunda bir açık kistan'a sarı mereimek hibe edelama yapılmadı. Zi\aret tarihi, bü bileceğini bildirdi. Toplantıda seryük olasılıkla, Hiro Hito'nun ce best dövizle ticaret ilkesi kabul naze töreni sırasında Butto ile edildi. Pakistan da çay ithali için Özal arasında yapılacak görüşme getirdiği sınırlamaları kaldırmaya söz verdi. de saptanacak. Butto'nun verdiği akşam yemeği Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büde dostane ve sıcak bir atmosfer yükelçi İnal Batu. toplantılarla iliçinde geçti. Rawalpindi'deki ko gili bilgi verirken, Türkiye'nin Asnukevinde verilen yemeğe, iki ül ya'daki ihalelerde imtiyazlı duruke dışışleri bakanları Mesut Yıl ma gelebilmek amacıyla merkezi maz ile Şahapzade Yakup Han da Maıüla'da bulunan 47 üyeli Asya Kalkınma Bankası'na üye olkatıidılar. mak istediğini belirtti. Üyelik için Dışişleri Bakanı Mesut Yıl 47 ülkeden 37'sinin desteğinin gemaz da dün sabah Pakistanlı mes rektiğine işaret eden Batu. bunun lektaşı Şahapzade Yakup Han'la için Filipinler'den sonra iik desbaş başa bir görüşme yaptı. Pa tek talebinin Pakistan'a yapıldıkistan Riyad'da yapılacak İslam ğını, E\ren'in gezisinin Pakistan'Ulkeleri Dışişleri Bakanları Koıı dan sonraki duraklarında da bu feransı'nda Türkiye'nin Kıbrıs ve talebin yineleneceğini söyledi. Bulgaristan konusunda getireceCumhurbaşkanı Evren dün saği bütün tasanlara destek vaat etti. TürkPakistan görüşmelerinin bah da Pakistan Cumhurbaşkanı dünkü ağırlığını Afganistan konu Gulam İshak Han'la Sakarparian Tepesi'ndeki parkı gezdi. Daha su oluşturdu. önce buraya gelişinde diktiği ağacı AA'nın haberine göre Dışişle gören Evren, ağacın önünde hari Bakanı Mesut Yılmaz'ia Şahap tıra fotoğrafı çektirdi. Eski cumzade Yakup Han'ın başkanlık et hurbaşkanlanndan Fahri Korutiği heyetler arasındaki görüşme türk ile Başbakan Turgut Özal'lerin başlangıcında dostça ilişki ın diktiği ağaçlara da bakan Cumler vurgulanan konuşmalar yapıl hurbaşkanı Evren. Özal'ın diktidı. Heyetler bunun ardından biri ği ağaç için, "Bu daha çabuk büsiyasi, diğeri ekonomik olmak yümüş" dedi. üzere çalışmalarına iki komiteye Evren bunun ardından Damanayrılarak devam ettiler. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bü aKoh Tepesi'ne giderek İslamayükelçi İnal Batu görüşmelerden bad'ı yukarıdan seyretti. Evren, sonra yaptığı açıklamada Pakis Gulam İshak Han'dan, mimaritan'ın Türkiye'nin getirdiği karar sini Ankara eski belediye başkantasarılarına vereceği desteğin ya larından Vedat Daloka>'ın yaptığı ni sıra diğer ülkelerin de desleği Faysal Camisi ve İslamabad'da ni sağlamaya çalışacağını bildir şehircilik konusunda bilgi aldı. Cumhurbaşkanının sabahki gezidi. lerine kızı Gülaj Alpaslan ile DıVerilen bilgiye göre siyasi ko sişlerî Bakanı MCMII Yılmaz'm eşi nıiu topiantısında özcllikle Afga Berna Yılma/: da katıldı. (Baştarafı 1. Sayfada) mücahit liderleriyle göruşecek. EvrenBenazir Butto görüşmesi 70 dakika sürdü. Toplantıda, dışişleri bakanları Mesut Yılmaz ile Yakup Han da hazır bulundu. Pakistan Başbakanı, görüşmede, demokratik bir hükümetin işbaşına gelmesinden sonra, Pakistan'a devlet başkanı düzeyinde ilk ziyaretin Türkiye'den olmasının bir raslantı değil, iki ülke arasındaki köklü ve iyi ilişkilerden kaynaklandığını söyledi. Butto, Kıbrıs ve Bulgaristan konulanndaki desıeklerinin aynen süreceğini de yineledi. Göriişmede gerek Butto, gerekse Evren, Afgan mücahitlerinin birlik içinde, bölünmeden hareket etmelerini ve geniş tabanlı bir hükümette anlaşmanın önemini vurguladılar. Cumhurbaşkanı Evren, bugün öğleden sonra Peşaver'de üslenmiş olan 7 Afgan mücahit grubunun liderleriyle yapacağı görüşmede de bu görüşlerini ifade edeceğini Butto'ya söyledi. ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YIIMAZ ŞİPAL Ankara, yağh lobi muşterisi çekici bir yem var: Geçen yıl Türkiye 623 milyon dolar ABD yardımı aldı, İsrail'den sonra en çok yardım alan üçüncü ülke durumunda idi. Perie Savunma Bakanlığı, Mayıs 1987de bir roman va/mak için bıraktı. aynı zamanda şu anda Us News and World Report'la köşe vazıları yazmaya devam ediyor. Görevi, Avrupa ve Türkiye'ye askeri yardım konulan ile dogrudan ilgiliydi. Perle, Türkiye'de, kendisinin yardımın artınlmasında bir şampiyon olarak nitelendirildiğini söylüyor. Yabancı ülkelerin reklamını yapanlara Adalet Bakanlığı tarafından uygulanan ajanlık kurallarının kendisini bağlamadığını sö>leyen Perle "Ben hiçbir şekilde Türkiye'yi temsil etmiyorum" di "Kapıcımız SSKldan Emekli Oldu" SORL: Kapıcımız, SSK'dan emekli oldu ve emekli aylığı da bağlandı. Ancak aramızdaki bazı sorunlan çozemedik. 1) kapıcımız, 1958 yılından bu yana aralıksız çalışmaktadır ve bizden 1958 yılından aynldığı 1988'e kadar geçen 30 yılın kıdem tazminatını istemektedir. Duyduğumuza göre kıdem tazminaüan. kapıcılann SSK kapsamına alındığı tarihten hesaplanmaktaymış. Kıdera tazminatı nasıl hesaplanacak? 2) Kapıcımız, 1978den bu yana geçen 10 yıl için fazla mesai. yıllık izin ve bayram paralarını istemekte ve bu paralann da son ücreti üzerinden hesaplanarak ödenmesi gerektiğini soylemektedir. Fazla mesai, yıllık izin ve bayram paraları. hangi ücret üzerinden ödenir ve bu paralar için zamanaşımı suresi kaç yıldır? A.O. yor. Yeni şirketin yöneticisi Mark Feldman ise şirketin tüm zamanını Türkiye'ye hareayacağını ka>dediyor. Şirketin diğer onemli faaliyeli de Cenevre silahsızlanma görüşmelerinde Türkiye'yi temsil etmek olacak." YAMT: 1) Konut kapıcıları. 1248 sayılı yasa ile ve 11.4.1970 tarihinde İş Yasası kapsamına alınmıştır. Bu nedenle, 11.4.1970'ten önceki süre için kıdem tazminatı ödenmesi de söz konusu değildir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 15.2.1982 tarih, 1982 49 Esas ve 1622 Karan bu konuya ilişkindir. "(...) 2 Konut kapıcıları 1248 sayılı kanun ile 11.4.1970 tarihinde İş Kanunu kapsamına alınmışlardır. Ondan önce İş Kanunu anlamında işçi değillerdir. Bu husus nazara ahnmadan 11.4.1970 tarihinden önceki sürenin hesaplara dahil edilmesi doğru değildir. 2) Kıdem tazminatı 10 yıllık, fazla mesai, hafta tatili ve genel tatiller ile yıllık ücretli izinlere ilişkin haklar ise 5 yıllık zamanaşımı süresi ile bağımlıdır. "'(...) Davacının ihbar ve kıdem tazminatları dışındaki istekleri (hafta, genel tatil ve bayram gündelikleriyle, fazla çalışma ve yıllık ücretli izin parası) 5 senelik zamanaşımına tabidir. (...)" (Yargıtay 9. Hukuk Dairesı, 6.11.1980 Tarih, 9668 Esas ve 11201 Karar Hesaplamanın nasıl yapılması gerektiğine ilişkin, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 3.10.1980 Tarih, 10970 Esas ve 10666 Karan ise şöyledir: "(...) Davacının fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günleri çalışması ile yıllık ücretli izin parasından alacaklı olduğu miktarların bunlara hak kazandığı tarihlerdeki ücreti üzerinden. bu ücretleri lespit edilemediği takdirde, o tarihlerdeki asgari ucret üzerinden hesapianmak gerekirken. tüm süre için iş akdinin sona erdiği larihıekı asgari ücrete göre hesap yapılmış olması doâru deSildir. (...)'" secenek DOĞRUH Devrimci Teori Devrimci Pratik içindir 1. SAYI BAYİ ve KİTAPÇILARDA ISTEME ADRESI: Ankara Cad. 107/7172 SırkeciİSTANBUL Tei: 513 68 04