26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/12 HAVA DURUMl Adana .eıeon*ii Gene! Mudurrüğu'ndffli alınan Mg>ye 9 * r VWun kuzey doju kesımtei çok Durfuüu Doğu ve Güneydoğtı Anadoıu bötgeleıinn dofrjsu kar yajşıı. Marmara * yurtiun bat tesmıleri yeı yer ssk, * jer yerter az DuluOu M açık geçec* KAU» SICAKLIĞI: Öneml bir deJişiUik dmayacat RÛZGAR: KıuEy w doOu »«rterdaı hafif n s n orta kuvve* ywdun doğu kesmlBrindB k u w t â oUrak esccgfc D«*aenmcı)t rtaoi". lura tenalerimı a bukıtlu ve apk. Mamara sisf jeçece*. nJJgâr Karadenc1* gün tatsı * kaayetten *öer delöenmiale yıkta ve poyraflan 3& Ege « Bat AMenz'fe 79 kuvvrtnde saatte 1021 Ege «e Bat Akdemz'de 3345 deniz mii hızla esecek DENİZ: Mutdıl Ege ve Atfeniz apkJarmda kat » dalgatı olacak. Oalga yüksekligi 05 ıte 15 Adapazan Atyon AJn Ankaıa Antakya Antalya Artvin Aydın Balıkesic A 13° 0° Oıyarbakır 6° 2° Edime B 4° 3° Erzıncön A 2° 9° Ezururr A 6° 18°Eslo5etıir S 3° 11° Gaâantep A 13° 0°Gîresun A 3° 1° Giımuşhane S B 2° 9° Hakkâh K A 13° 1° |spara A B 7° 5° istanbul B S f f izmıı A 1° 4° Manısa 9°7° KMaraş 2° 11°Mereın 6° 22°Mugla 3°9° Muş 4° 3° Nığde 6° 2°0rdu *> 13°Rİ26 2° 10°Samsun 4°8°S»rt 8° 2°Sınop 11° 1° Sıvas 5° 20°Tewrda$ HABERLERİN DEVAMI TÜRKIYE'DE BUGÛN Auıyaman H 7°P A 13° T" A 10°3° K 2° 11° S 3° 11° B 5° 1° B 6° 2° B 5° t° K 3°3° A 6° 1° S r 12" B 8° 1° 1° KPKars K B 6° 2° 1° 9° Kastaroraj S B f 9° y 7 ° Tuncelı 0° 10°Kayserı A 6°8° 6°i° Uşak 7° 3° Kırkiareli K 0° 10° 1" 12°Van 9° 0°Konya A 2° 13° 4° 9° Vcegat 1° 8° Kutahya 0° 8° Zonguklak A 5° 0° 10° 3° Malatya K karlı S s«ı. v A 10° 1° 13 ŞUBA T 1989 DUNYADA BUGUN Amstfifdam B 9° Amman Y 14° Atna A 11° 8agdal A 1fi° Barcetona A 14° Baset S 4° Belgrad A 2° Berlm S 6° 8onn 5 8" Bruks«l B 8° Budapeşte S ? Cenevre S 4° Cezayir B 15° A 19° üööe Dutaı A 18° Frankfurt S 6" Gime 12° Helsinlo B 1° Kahıre S 18° Koçenhag Y 8° Kötn S 9° Utkosa B 12° Bilecık Bingöl &0ıs Ege ve AMienız aglcannoa 46 m. göfüş uzaMıgı 10 km. ss anında 1tannın Bolu altında bulunacak Van GM'nde hava: Çok bututtu ve kar yağışk geçecei Burea Ru2gar kuzey ve doğu yönterden orta kuvvette zaman zaman kuv\etfc olaraH Canakkale esectk Göl mutatl datgalı olacak görüş uzaklıgı 10 km yağış amnds 35 Corum Denizk km. dolayında buıunacak S j j ss; B B B 5 A a açı« B K 3° S 4° A 12° S 12° B 7° B 0° S 7° B 4° B 2° S 9° S 5° A 19" S 11° S 1° Şam Y 13° Te! Avıv B 17» Tunus B 13° Varşova S 6° *ned!k A 9° Vıyana B 7° VVasHınglofl B 12° Zunh S 3° Lenmgrad Loflöra Madnd Mılano MontreaMoskova Munıh NewYork Oslo Pans Prag ftyad Roma Sofya POLITIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Basın dendi mi bizde akla Babıalı gelir. Başlangıçta bütün dergiler, gazeteler, kitaplar buradatoplanmıştır. Hele gazeteler, gün geldiki Babıali'den başka yerde çıkamaz oldu. Basımevlerinin, haber merkezlerinın, dağıtımın da bunda yeri var. Babıali geleneği içinde gazeteleri de, dergileri de hep yazarlar çıkarmışlardır. Yeni bir gazete mi çıkacak, birkaç yazar bir araya gelir çıkarırlardı. Sermaye de yazarlardan olurdu; üç, beş yüz lira koydular mı sermaye olurdu. Okur da gazeteleri yazarları için alırdı. Canı sıkıldı da bir yazar bu gazeteden ötekine geçti mi, ardından birkaç bin okuru da birlikte süruklerdi. Babıali'ye basın dısı sermaye girdiğinde barınamaz, kısa bir süre sonra batar giderdi. Bundan olacak basın dışı sermaye gazete çıkarmaya heves etmezdi. Eğer perde ardında kimi gazeteleri destekleyen bir sermaye olursa ayıplanırdı. Dile düştü mü barınamaz, elini eteğini çekerdi. Gazetecilik yaşamımda benim anımsadığım Babıali'ye ilk giren yabancı sermayelerden biri Habib Edip Törehan'ın koyduğu olmuştur. Törehan'ın İkinci Dünya Savaşı zengini olduğu söylenirdi. Almanya'ya Karadeniz üzerinden pamuk ve maden satmış, çok para kazanmıştı. Nazi liderlerinden birine de damat olmuştu. Amerikahların kara listesine girdiğini söylenirdi. Törehan'ın sermaye koyduğu Yeni İstanbul Gazetesi, Babıali yerine Şişhane'de (hava terminalinin yanında) konaklamıştı. Babıali'ye gelmeye cesaret mi edememişti, yoksa ayrıcalık mı yapmak istemişti, bılinemez. Bütün gazetelerin başlığı kırmızı iken Yeni İstanbul mavi çıkardı. Belki gazetelerarası ilk transferler Yeni Istanbul'un verdiği büyük paralarla olmuştu. Tanınmış gazeteciler, yazarlar ayartılmış, devletin önemli mevkilerinde bulunan elemanlar ahnmıştı. Yöneticıler arasında emekli müsteşarlar, emekli albay ve generaller vardı. Gazetenin çıkışı Hürriyet'le aynı yıla rastlar (1948). Hürriyet dayanmış, Yeni istanbul kör topal 1960'lara değin gelebilmişti. Daha sonra el değiştirmişse de artık eski gazete değildi. 27 Mayıs devrimi olmuş, Almanya'da oturan, Habib Edip Törehan ülkeye uzun yıllar girememişti. Demokratlarla çevirdiği işler var, denirdi. Mavi başlıklı Yeni İstanbul Şişhane'de çıkmaya başladığında Tan'ın başyazarı Hüseyin Cahit Yalçın'a sorarlar: "Üstat, yeni çıkan gazeteyi nasıl buluyorsunuz?" "Eskiden biz Babıali'de kazandığımız parayı Şişhane'deki balozlarda yerdik. Demek şimdi Şişhane'de kazanacaklar, Babıali'de batıracaklar" 1950'de Demokrat Parti iktidara geldikten sonra çıkan gazeteler, çıkmakta olanlaryeni yöneticilerimize yetmedi. Resmi ilanlarla oynayarak bir besleme basın çıkardılar. Resmi ilan o dönemde gazeteler için çok önemliydi. Özel ilan da bugünkü gibi gelişmemişti. Besleme basın gazeteleri mantar gibi fışkırınca çalışacak elemanlar yetersiz oldu. Politikacılar gazete çıkarmaya, eli kalem tutan gençler gazeteci olmaya başladılar. Türkiye en çok günlük gazete ülkelerinden biri oluverdi. Bu, yedi, sekiz yıl sürdü. Sonra besleme gazeteler sapır sapır dökülmeye başladı. Değirmenin suyu kesilmiş, sadece resmi ilan gazete çıkarmaya yetmemişti. Bir de Malik Yoiaç'ın Akşam deneyimi var. Geçenlerde Müşerref Hekimoğlu yazdı. Bir gün Akşam gazetesini satın alan bir Malik Yolaç adı Babıali'de dolaşmaya başladı. Armatör mü imiş, helvacı mı imiş, tüccar mı imiş, biri gazeteyi satın almış sabah gazetesi yapacakmış. O günlerde Akşam, bir akşam gazetesi idi ve öğleden sonraları çıkardı. Akşam gazeteleri geleneği çoktan öldü. Ben Akşam'ın o sıralarda Ankara'da muhabiri idim. Büyük bir atılım yapılacağı dillerde dolanıyordu: Aziz Nesin yazacak, Çetin Altan yazacak, Hıfzı Topuz genel yayın müdürü olacak... Sonunda gazete çıktı. Bir süre de çok iyi gitti. Ama sahibi milletvekili, bakanolupkendinegöreamaçladığısonucavardığında gazete de tökezledi. Türklş'in malı oluncaya değin yalpaladı. Sonunda o da battı. Babıali son yıllarda ticaret sermayesi, müteahhit sermayesi derken yabancı sermayeye değin kollarını açtı. Bakalım yeni giren sermaye, Babıali'yi nerelere değin sürükleyecek? Basında Sermaye... Nadir Nadi'den... Bir de ekonomik durumu pek sıkışık bir başlığını taşıyan başyazısında devrin başba memleketi göz önüne getiriniz. Merkez Bankası dış ödemeleri yetiştiremez hale gelmiş, kanı Adnan Menderes'i uyarıyor. borç gırtlağı aşmış, yabancı basın o memle• Basın hürriyetinden rahatsız olan hükü ket aleyhine gittikçe sesini yükseltmeye başlamıştır. Bu memleket istediğiniz kadar bametler, yeni kayıtlamalara başvuracakları sırada hep "devletin itiban", "memleketin yük sın yasakları koyunuz, hiçbir yazar gerçeği sek menfaatleri" gibi sınırtarı belirsiz birta acıklayamasın. Orada devletin itiban yerinkım genel kavramları ileri sürer, bunlara da dedir, milli menfaatler korunuyor, denebilir mi? yanarak tenkitlere engel olmanın çaresini İnsan haklarına saygı gösterilen. mahkeararlar. me istiklalini üstün tutan, hak eşitliği prenGerçekte, devletin itiban nasıl zedelenir? sibi üzerine yüreği titreyen bir idare altında Memteketin yüksek menfaatleri ne zaman zarar görür? Kısa bir incelemeden geçirecek bir adam çıkar da, "Bizim yurdumuzda insan olursak, bu konularda basına suç yükleme hakları ayaklar altında çiğneniyor, başımızda partizan bir idare var. Hak eşitiiğini bir türiü nin epeyce güç olduğunu anlanz. Bir defa devletin itibarı, memleketin yük kabuletmiyor. Vatandaşlarüzüntuiçinde.." sek menfaatleri gibi kavramlar üzerinde va diye yazsa ne olur? Bir adam, bir gazete, hatta yüz adam, yüz gazete böyie yazdığı tandaşların farklı düşünceler beslemelerini, içio orada devletin itiban zerre kadar sarsıbir hürriyet rejimi içinde yaşadığımızı iddia lır, memleket menfaatleri kıl kadar zarar göediyorsa, hoş görmeliyizdir. Devletin itibarırür mü? nın şu yolla korunacağını, memleketin şu davranışla kalkınacağını iieri surenier, eğer Fakat, gerçekten insan haklarına saygı iktidar politikası ile çelişme halinde iseler, göstermeyen, adalet istiklali kavramına bunları suç işlemiş farz etmeye elbette yer önem vermeyen, hak eşitiiğini çiğneyen bir olamaz. partizan idarede, isterse bütün basın, köpekBir gazetenin, bir yazann, hatta bir siya ler gibi hükümetin önünde tir tir titresin, işsal partinin tuttuğu yol, sahiden devlet itiba başındakileri överek göklere çıkarsın, iktidan rını kıncı, memleket menfaatlerini bozucu bir yeryüzünün en iyi iktidan diye ilan etsin, o yol sayılıyorsa, bu hususta en kuvvetli söz devletin itibarının sarsılmadığını, o memlesahibi şüphesiz halktır. O gazeteyi okumaz, ketin yüksek menfaatlerinin korunduğunu ido partiye oy vermez. Böylece devletin itiba dia etmek mümkün müdür? rı da memleketin yüksek menfaatleri de en Savaş ve isyan gibi sıkıyönetim idaresini iyi bir şekilde korunur. gerektiren devreler boyunca, temel haklarÖzel menfaati ya da partizanlık gayreti uğ dan bir kısmını, o da geçici oiarak, yürürlükruna bir gazetenin yalan yazdığını farz ede ten kaldırmayı anlanz. Bunu yaparken hülim. Yalancılığı meslek edinenler, her şeyden kümet, millete karşı yüklendiği ağır soruma önce kendi itibarlarını kırmış olmazlar mı? dayanarak devletin itibarını ve memleketin Ekonomik düzeni pek yolunda giden bir yüksek, hayati menfaatlerini ileri sürebilir. memleket düşününüz. Ozel kaygılarla yazı Bunun dıştnda bu gibi parlak gerekçeler, çiziktiren bir adam bir gün yalan yere ' Bor acı gerçeği hiçbir zaman örtemez. O gerçek cumuz gırtlağımızı aştı, dış borçlarımızı öde de, yazık ki sadece iktidarın yetersizliklerini yemez hale g&ldik" derse ne olur? Bu yazı gizlemek, kusurlarını da basına ve muhaledan ötürü devletin itiban zedelenir, memle fete yüklemek ihtiyacından ibarertir. ketin menfaatleri bozulur mu? Hayır. Ne iti• bar zedelenir ne de milli menfaatler bozuEvet Nadir Bey; söyler misiniz, neden bir lur. Sadece o adamın adı yalancıya çıkar. türlu tarihten ders alınamıyor? (Baştarafı 1. Sayfada) Türkîye FKÖ için büyük dost (Baştarafı l. Sayfada) gi diizeyine çıkanlmasına ilişkin bir sorun söz konusu. Pazartesi günii Sa>ın Arafal Ue japtığım görüşme sırasında bu konudaki tüşüncelerini sordum. 'Tanımadan sonra alılmasını beklediğimiz doğal adım, Ankaradaki FKÖ büyiikelçiliğinin gerçek bir Filistin devleti büyukelçiliğine dönüştiihilmesiydi' şeklinde yanıl verdi. Şu anda elimde Agence France Press'in bir haberi var. Bu habere göre Türk hükümetine yakın kaynaklara atfen Filistin büyukelçiliğine yükseltme işinin ancak geçici hiikümet kurmanız halinde müınkün olacağı ifade ediliyor. Başka bir deyişle, konu hukuksal bir yaklaşımla ele alınıyur. Bu konudaki tepkiniz nedir. KADDUMİ Türkiye dost bir ülkedir. tkili ilişkilerimizi her zaman için Türkiye'deki dostlarımızla yüz yüze görüştük. FKÖ temsilciliğinin büytikelçiliğe yükseltilmesi ile ilgili herhangi bir sorun görmüyoruz. Konu bir an önce ele ahnmak iizere Türkiye'deki dostlarımıza bırakılmıştır. FKÖ biirosunun statüsünün aynı kalmasının, fiili oiarak düzeyinde bir gerileme olduğu anlamı çıkarılabileceğini düşünüyor musunuz? KADDUMf Hayır. Düzeyde gerileme diye bir şey söz konusu değil. Türkiye ile bağlarımız güçleniyor. Türkiye, Jslam Konferansı'nda, diğer Avrupa ülkeleri arasında ve Filistinlilere sağladığı yardımlar suretiyle çok önemli rol oynayan önemli bir ülkedir. FKÖ Büyükelçiliği'nin düzeyinin yükseltilmesi Türk dostlarımızla her zaman için görüşebilir bir konudur. Türklerin, mümkün olacağına inandıklarını yapacaklarına ve bu yönde şimdiki konumlarını gözden geçireceklerine dair alınmış sözler var. AFP'nin haberi. geçişi Filistin hükümeti kurulması koşulundan söz ediyor. KADDUMİ Eğer öyleyse hükümet kurulduğu zaman olur. Temsilciliğin düzeyini yükseltme zor bir şey değil. Önemli olan davamızı destekleme konusunda Türkiye'den gördüğümüz ilgidir. Hukuken ve fiilen devletimiz olduğu zaman bütün bunlar çözüm yoluna girer. Filistinliler bu işi dramatize etmek yanlısı degiller, diyebilir mıyiz? KADDUMİ Bize atfen söylediklerimizi yazın yeter. Özetlemek istediğimiz takdirde bunu söyleyebilir miyiz? KADDUMİ Siz kendi dilinizde tercüme edeceksiniz. Bizim kendi dilimiz var. Sayın Arafat'ın banş inisiyatifinden sonra Filistinlilerin uluslararası arenada nüfuzu arttı. Öte yandan bildiginiz gibi Türkiye'nin savunraak durumunda olduğu Kıbns meselesi var. Özellikle bağlantısız ülkeler nezdinde Kıbns meselesinin Türkler lehine dengelenmesi yönünde girişimde bulunamaz mısınız? KADDUMİ Herhangi bir şey yapmamız talep edilmedi. Talep edildiği takdirde Kıbns için de toplumiararası dengenin iyileşmesi için yapılabilecek olanı yapmaya hazırız. Bize böyle bir talep gelmedi. Türkiye'den gelmedi demek istiyorsunuz. KADDUMİ Evet. Amerikan hükümetinin insan haklanna ilişkin İsrail'i şiddetle kınayan son raporu sizce olumlu bir adım mı? K A D D U M İ Olumlu... Olumsuz değil diyebiliriz. nun tamamıyia çekiimesinden ve bu topraklann BM denetimine girmesinden sonra... İsrail'in uluslararası baskı altinda kendini soyutlanmış hissedip uluslararası konferansa razı olması halinde, siz yeni bir tuzağa düşmüş olmavacak mısınız? KADDUMİ Bir noktayı unutuyorsunuz. Ayaklanma, intifada, İsrail'in Filistinlilere karşı terörist eylemlerine devam etme doğrultusundaki tüm olanaklarını yerle bir edecektir. Biz bekleme halinde değiliz. Mücadele ediyoruz. zlaman lehimize çalışıyor. ABD ile sizin aranızda mekik dokuyarak geçen aralık ayında kurulan diyalogda başrol oynayan İsveç Dışişleri Bakanı Anderson, Cenevre'de BM Genel Kurulu loplantısından sonra "gizli diplomasi"ye, İsraillilerle Filistinliler arasında da devam edebileceğini söylemiştL Sizce Filistinlilerle İsrail arasında gizli diplomasi geçerli bir yönetıne olabilir mi? KADDUMİ Hiçbir faydası yok. İhtiyacımız olan açık havada devam edecek tartışmalardır. Uluslararası konferans çerçevesindeki müzakerelerdir. Hiçbir şey sır oiarak kalmamalı. Eğer bansa hazırsalar uluslararası konferansa otursunlar. Tek yol budur. Zaman kaybetmesinler. Zaman kaybettirmek için çeşitli taktikler uyguladıklannı biliyoruz. Kapalı kapılar ardında görüşmeler, çözüm bulma çabası içinde oldukları izlenimini uyandırmaya çalışuklarını biliyoruz. Peki Amerikalılaria gizli diplomasiyi neden kabul ettiniz? KADDUMİ Gizli değildi. Sır sırdır. Herkesin bildiği şey sır değildir. Stockholm'deki toplantılara kadar pek bilinmiyordu. KADDUMİ Herkes biliyordu. Bir şey gizli kaldığı zaman taraflar söylediklerini inkar edebilirler. Hileyi önlemek amacıyla açık oynamak zorundayız. ABD ile diyalog İkinci bir gelişme: İsrail terörist eylemlere başvurmayacağınıza dair verdiğiniz sözü ihlal eltiginizi öne sürerek ABD'den FKÖ ile olan diyaloğunu kesmesini talep etti. Basında yer alan haberlere göre Tunus'taki ABD Büyükelcisi size ihtarda bulunmuş. Ancak her şeye rağmen İsrail'in isleğini kabul etraediler. Sizce bu diğer bir olumlu adım mı? Yoksa ne zaman bir olay olsa terorizme geri döndüğünüz suçlaması bir Damokles kılıcı gibi üzerinizde sallandınlacak şeklinde mi düşünüyorsunuz? KADDUMİ Son zamanlarda kimse bizi teröristlikle suçlamadı ve kimse bizimle böyle bir konuyu görüşmedi. Sanırım yavaş bir tempoda da olsa Amerika ile diyaloğumuzu devam ettireceğiz. Varsın yavaş tempoda olsun. Yani Giıney Lubnan sınırındaki olayla ilgili Amerikalılaria hiçbir temas olmadı demek suretiyle basında çıkanları yalanlıyor musunuz? KADDUMİ Biliyorsunuz Güney Lübnan, İsrail işgali altındadır. Buradaki mülteci kamplarına ve Lübnan köylerine sürekli İsrail saldınlan oluyor. Bu saldırılara yanıt vermek Filistinlilerin ve Lübnanlıların hakkıdır. BM akdine uygun oiarak bu bölge İsrail işgali altında kaldığı sürece Lübnanlılar ve onları destekleyen Filistinliler direnmeye ve meşnı savunmaya devam edeceklerdir. Pazarlık (Baştarafı 1. Sayfada) rağmen, henüz büyükelçilik statüsü verilmemesinin yerinde olduğu görüşünü ifade etri. Bundan önce 6 kez Türkiye'ye gdmiş olan Ortadoğu uzmanı E)r. George Gruen'in ülkemizi ilk kez ziyaret edişi 1956 yılına rastlıyor. Gruen, bu tarihte Columbia Üniversitesi'nde öğrendiği Türkçesini geliştirmek amacıyla 1956 yazını, ABD dinleme istasyonlannın bulunduğu Sinop'ta geçirmiş. Ortadoğu uzmanlığı alanındaki kariyerini Columbia Üniversitesi'nde tamamlayan Gruen, 1959 yılından itibaren günümüze kadar sık sık Israil, Mısır ve Türkiye arasında, mekik dokumuş. Halen ABD yönetimi nezdinde resmi bir görevi olmadığını belirten Dr. George Gruen, daha önce ABD Dışişleri Bakanlığı'nda Ortadofu konusunda danışman oiarak çahşmış. dan kabul edilmelerinin, dünyadaki tüm Yahudiler tarafmdan memnuniyetle karşılandığını bildirdi ve 1992'de, Musevilerin Türkiye'ye gelişinin 500'üncü yıldönümü kutlama hazırlıklanndan sözetti. Lorenzo Salzman adlı Yahudi yönetmenin bu konuda yaptığı bir filme karkıda bulunduklarını ifade eden Dr. Gruen, "Bu film, Türkiye için büyük bir prestij olacaktır" dedi. Mücahit ittifakı bölünüyor mu? ZAFER ARAPKİRLt İSLAMAB.4D Afgan mücahit grupları arasındaki görüş ayrılıkları, çözülmek istendikçe daha da derinleşirken geçici bir hükümet oluşturmak amacıyla geçen cuma günü toplanmasına çalışılan, ancak açılış oturumundan sonra dağılan şuranın yeniden bir araya gelmesi tehlikeye girdi. Afganistan'daki gıda, ilaç ve yakıt sıkıntısını gidermek amacıyla BM tarafından yardım malzemesi gönderme işlemleri de güvenlik sağlanamadığı için sürdürülemiyor. Bu arada önde gelen mücahit liderlerden Gulbettin Hikmetyar, Sovyet birlikleri tamamen çekildikten sonra kentlere karşı büyük saldırılar düzenlemeyeceklerini söyledi. lirtiyorlar. Radikal oiarak tanınan Hizbi Islami sözcüleri de İran destekli grupların zayıfljğınj öne sürerek "güce göre temsil" ilkesinde ısrarlı olduklarını kaydediyorlar. Bu arada İran Başbakan Yardımcısı Ali Rıza Muayyeri de dün Tahran'dan İslamabad'a gelerek, sorunun çözümü için Pakistan Devlet Başkanı Gulam İsbak Han'a bir mesaj getirdi. Macarîstan (Baştarafı 1. Sayfada) ğini belirtti. Genel Sekreter, çok partili sisteme ilişkin yasa tasarısının 1 ağustosta parlamento>'a sunulacağını da sözlerine ekledi. BBC Radyosu bir Doğu Avrupa ülkesinde ilk kez çok partili rejime geçilmekte olduğuna işaret ederek, Macaristan'daki gelişmenin önemini vurguladı. Macaristan'daki bu gelişmeler, Polonya'da Başbakan Mieczyla» Rako»ski"nin Komünist Partisi1 nin iktidan paylaşmaya ve diğer siyasal güçlerle rekabet fikrini kabul etmeye hazır olduğunu açıklamasmdan bir gün sonra gerçekleşti. Macaristan'da geçen ocak ayı basında parlamentonun, siyasa! partilerin kurulmasına izin veren bir yasanın 1 ağustosa kadar meclise sunulmasını kararlaştırmasına rağmen, gözlemciler bu aşamada ülkede gerçek bir çok partili sisteme geçüecegine ihtimal vermiyorlardı. Merkez komitesi 17 aralıktaki toplantısında yine tek partili sistemi desteklemiş, Grosz da 1988'in sonlarına kadar bu sistemi savunan konuşmalar yapmıştı. Boğaz'da betonlaşma dava açılmıştı. Mimarlar Odası İstanbul Şubesi'nce açılan davada mahkeme, belediyenin savunmasıru vermesi için geçen günlerde bir ara karar alırken Dünya Mimarlar Birliği, planlara yapdan itirazın Baskan Dalan tarafından resmen yanıtlanmasıru ve yanıtınkendilerine bildirilmesini istedi. (Baştarafı 1. Sayfada) si'ne hem de Uluslararası Mimarlar Birliği'ne gönderilmesni ısraria talep etmektedir." 450 milyon liraya özel firmalara ihale edilen gerigörünüm ve etkilenme bölgesi nazım planı değişikliği bir yıldan fazla bir sürede hazırlanmasına karşın, Meclise sunulmadan önce, Başkan Dalan tarafından, "Mülkiyet hakkına fazla tecavüz edilmis" şeklinde nitelendirilmiş ve plandaki birçok yeşil alan yapılaşma alanına alınmıştır. Bu arada ilçe belediyelerinden gelen baskılar sonucunda Anakent Belediye Meclisi İmar Komisyonu'ndaki planlar geri çekilip, ilçe belediyelerine yollanarak yeşil alana ayrılan alanlar daha da daraltılmıştı. Daha sonra yeniden Anakent Belediye İmar Komisyonu'na gelen planlarda bu kez, mülk sahiplerinin komisyona yaptığı "başvurular" yönünde değişiklikler yapılmış ve özellikle Beşiktaş ilçesini kapsayan böiümlerde, birçok parsel, yeşil alandan çıkarılarak konut alanına alınırken, plan yapımındaki kamu yararı ilkesi tamamen çiğnenmişti. Daha ilginci, komisyonda kuşa dönen nazım imar planları, Meclis'te kabul edildikten sonra son oiarak Başkan Dalan'ın "yelkisine" çarpıyordu. Arafat, FKÖ'yü kontrol edemiyor Dr. Gruen'le yaptığımız söyleşide, ABD'nin geçen yıl FKÖ ile diyalog kurması ardından meydana gelen gelişmeler, Filistin devletinin tanınması Yaser Arafat ve ABD ile İsrail'in "inüfada>a" yaklaşımı konularında da değindik. Dr. Gruen, FKÖ lideri Yaser Arafat'ın sözleriyle izlediği poliTürkiye"yi ziyareanden önce bir tikanın çoğu zaman çeliştiğini öne hafta süreyle Israil'de temaslarda sürerken, "Arafat'ın, Cenevre'debulunmuş olan Dr. George Gru ki açıklaması FKÖ'nün gerçekte en, Israil'de Devlet Başkanı Haim izlediği politikaya yansımazsa, Herzog, Başbakan tzak Şamir ve ABD ile FKÖ'nün kurduğu diyaCuma günü Pakistan'ın RawalDışişleri Bakanı Şimon Peres'le log hep alt düzeyde kalır" dedi. pindi kentinde topianması planlagörüştüğünü belirtiyor. Dr. Gru Dr. Gruen, Ortadoğu barış süre nan, ancak İran destekli Şii müen, bugün Amerikan Yahudi Ko cinin basarıya ulaşabilmesi için cahitlerin daha fazla temsil istemitesi'nden dört kişilik bir heyet FKÖ'nün Israil devletinin varlığını miyle boykot ettikleri şuraya bağle birlikte Ankara'da, Dışişleri Ba gerçekten içine sindirerek kabul lanan ümitler daha da zayıfladı. kanı Mesut Yilmaz ve ABD Büyü etmesi gerektiğini belirtti ve bu Günlerdir Pakistan destekli Sünkelçisi StrauszHupe ile görüşe konuda ABD ve İsrail'i ikna et ni mücahit ittifakı ile İranlılar aramek zorunda olduklannı söyledi. sındaki pazarlıklar bir sonuç vercek. Dr. Gruen, "Arafat, ABD'nin İs"Mesut Vılmaz'la görüşmeniz rail'e baskı yapmasını sağlamak mezken bu kez de ittifak kendi | dc hangi konulan ele alacaksınız" için birkaç güzel söz söyledi diye, içindeki görüş ayrılıklarıyla çatır1 yolundaki sorumuza karşılık Dr. FKÖ'nün Ortadoğu konusundaki dama>'a başladı. İranlılarİa temaslar yürüten ve 526 üyeli şurada Gruen, "Tiirkiye'nin Arap iilkele politikası değişti mi?" diyor. kendilerine 100 sandalye verileceriyle iyi ilişkileri var. Mesela Türkiye, Ürdün, Suudi Arabistan ve Üstelik Dr. Gruen'e göre Yaser ğine ilişkin anlaşma imzalayan hatta Irak nezdinde bile İsrail'le Arafat, FKÖ içindeki gruplar ta ıhmlı liderlerden Sigbhedullah ilişki kurmalan için girişimde bu rafından şu anda izlediği politika Müceddidi, anlaşmazlık giderilemez ve İranlılarİa diğer bazı gruplunabilir" dedi. ABD'deki Yunan yüzünden sıkça eleştiriliyor. ve Ermeni lobilerine karşı YahuABD yönetiminin hâlâ Yaser lar şuraya katılamazlarsa "şuradi lobisinin Türkiye'nin yanında Arafat'ı bir terörist oiarak niteli dan çekiime" tehdidinde bulundu. yer alıp almayacağı konusundaki diği görüşünü de dile getiren Dr. Peşaver'de üslenen 7 partili Mübir sorumuza karşılık da Dr. Gru Gruen, Filistin devletinin tanınacahit İttifakı'nın dönem başkanı 1 i en şu yanıtı verdi: "Önce şunu bilmesi için FKÖ'nün ve Arafat da olan Afgan LiusaJ Kurtuluş ! açıklıkla ifade etmek istiyonım ki ın, ABD'nin ve Yahudilerin güveCephesi lideri Müceddidi, dün İs| biz lobi şirketi değiliz. ABD'deki nini kazanması gerektiğini de halamabad'da düzenlediği basın topYahudi loplumunun haklannj ko tırlattı. lantısına, "hasfa" oiduğu gerekrumak üzere örgütlendik. ABDDr. George Gruen'in, intifada çesiyle gelmedi, ancak açıklama1 nin Türkiye'ye ve lsrail'e yaptığı konusundaki görüşleri de çarpıcı. larını oğlu Zebiullah Müceddidi dış yardımı destekliyonız, ama biz Gruen'e göre Yaser Arafat, intifaaracılığıyia yaptı. tarafsızız. Yunanistan, Türkiye ya danın durdurulmasını istemiyor ve İttifak içinde ılımlı grup ve lida Ermeniler konusunda taraf tut hatta kendisine aktarıldığına gömayız. Ama Özal ya da Yilmaz, re, intifadayı zamanından önce derlere karşı "komplolar hazıriantalepte bulunursa, Türkiye'ye var durdurma girişiminde bulunan Fi dığını" öne süren Müceddidi dün dım etmek için elimizden gelen ça listinlilere baskı uyguluyor. Gru sabah da Afganibtan'daki rejime bayı gösteririz. Ne var ki son tah en'e göre, bu nedenle Filistinliler karşı savaşan iki mücahit komulilde ABD'de Türk tezini savun arasında gerçek anlamda özgürlük tanın Pakistanlı makamlar tarafından İslamabad'da tutuklandıraak Türkiye'ye düşer, bize değil" yok. ğını söyledi. dedi. Dr. Gruen, ABD yönetiminin İranlı mücahit ittifakıyla, şuraDr. George Gruen, Türkiye'nin intifada konusunda çok hassas da temsiliyet konusundaki görüşoduğunu belirtirken, OrtadoğuABD'nin ve Batının önemii bir meleri, ittifak adına yetkili oiarak müttefîği olduğunu belirtirken, da barışın sağlanabilmesi için Fi kendisinin yaptığını ve 100 sandalTürkiye'nin mutlaka desteklenme listinlilerin, İsraillilere gerçekten yede anlaşmaya varıldığını belirbarış yanlısı olduklarını göstermesi gerektiğini de anımsatıyor. leri gerektiğini öne sürüyor. Dr. (en Müceddidi, "Eğer geniş tabanyaTürkiye'deki Museviler Gruen, bu konuda Türkiye'ye de lı bir şurayı loplayamıyorsak, Şah kendi ifadesiyle "mütevazı" bir rol ni İran destekli gruplar, Zahir İki yıl önce Neve Şalom Sina yüklüyor ve "Türkiye, FKÖ'yü bu yanlıları ve diğer bazı komutanlar yer alamazlarsa, biz de şuradan gogu'ndaki patlamada hayaunı konuda uyarmalı" diyor. çıkmayı düşünebiliriz" dedi. Mükaybeden 22 kişinin cenaze töreDr. George Gruen'in de yer alnine de katıldığmı belirten Dr. dığı Amerikan Yahudi Komite ceddidi bir soru üzerine kendileri Gruen, Türkiye'deki Musevilerin si'nin 10 şubattan beri Türkiye'de gibi başka "ılımlı" grupların da bu ülkede hep hüsnüniyet görmüş bulunan 13 kişilik heyeti, dün de bunu takip edebileceğini, ancak itolduklarını memnuniyetle ifade İstanbul'de Neve Şalom Sinagogu, tifaktan ayrılmalarımn söz konuediyor. Dr. Gruen, ABD'deki Ya Balat'taki Ahrida Sinagogu ve Ba su olmadığını kaydetti. hudi toplumunun, Türkiye'nin bu lat'taki Musevi Hastanesi'ni ziyaBu gelişmeler üzerine Islamatutumundan hojnut olduğunu dile rel etti. Hevetin 4 üyesi bugün Aneetirirken, özellikle 500 yıl önce kara'da Mesut Yılmaz'la görüşe bad'daki Afganlı ve yabancı tüm ıspanya'dan kovulan Yahudilerin, cek. Heyet, 14 şubat salı günü kaynaklar şüranın çalışmalarının daha uzun bir süre yeniden başdönemin Osmanh sultanı tarafın Türkiye'den aynlacak. layamayacağımn anlaşıldığım be Hikmetyar'ın demeci Öte yandan Afganistan'daki Sovyet destekli Kabil yönetimine karşı savaşan mücahitlerin liderlerinden Gülbeddin Hikmetyar, Sovyet birlikleri tamamen çekildikten sonra kentlere karşı büyük saldırılar düzenlemeyeceklerini söyledi. Hikmetyar, Reuters'e verdiği demeçte şunları söyledi: Dünya Mimarlar Birliği Çevre sorunları ve doğal kaynaklann gittikçe önem kazandığı bugünlerde, Boğaziçi'nin uluslararası düzeyde büyük bir ilgi alanı olduğu belirtilen ve IUA Genel Sekreteri Nils Carlson imzasıyla Anakent Belediyesi'ne yollanan resmi yazıda özetle şöyle deniliyor: "Sayın Dalan cevrenin ve mimariığın niteliği günümüzde her zaraan olduğundan da çok, doğal kaynaklan kıtlaşan ve nüfusu hızla artan bir dünyada büyük sonımluluk taşımaktadır. Bazı bölgeler ve kentler uluslararası planda, ötekilerden çok daha önemli bir konumdadır. Boğaziçi uluslararası düzeyde büyük bir ilgi alanıdır. IUA, UNESCO 19881997 programına etkin oiarak katılmakladır ve UNESCO'da yerel çevre niteliğinin dünyanın her yerinde son derece önem fasıdığını vurgulamaktadır. Bu da. planlama ve inşaat alanlarında meslek odalanna ve uzmanlara sorumluluk yüklemektedir. Bu kendi ülkelerinde ve dış ülkelerde iş yapan danışman firmalar için de özellikle söz konusudur. "Biz mümkün olduğunca az kişinin ölmesi va da yaralanmasını istiyoruz. Devlet malına çok zarar gelmesin istiyoruz. Kabil ve diğer kentleri ele gecirmek için büyük saldınlar düzenlemeyeceğiz. Buna gerek duymuyoruz. Bu kentleri Taş var silah yok kuşatma altında tutmak yeterli Ama bu söyledikleriniz tüm olacaktır. Kabil'deki Necibullah hükümeti birkaç hafta içinde dü Filistin için de gecerii olabilir. İCADDUMİ Süahh mücadeşecektir." le konusunda tutumumuzu soruGülbeddin Hikmetyar, "Kent yorsunuz herhalde. İşgal altındaleri açlık ile karşı karşıya bıraka ki topraklarda taktiğimiz farklı; rak mı teslim alacaksınız?" şeklin taş atan çocuklarımız var; silah deki bir soruyu "Kentlere giren çı yok. kan tüm yolları keseceğiz" diye Başka bir deyisJe şiddete başyarııtladı. mrmayacagınıza dair verilmis bir sözünüz yok. Farklı mücahit grupıar arasınKADDUMİ Kimseye söz da bir iç savaş olup olmayacağı vermedi k ve söz vermeye de hazır yolundaki bir soruyu da "Necideğiliz. Filistinlilerin çıkarlarına bullahın yönetimi devrildikten hizmet eden neyse onu yapabilisonra çatışmalar sona erecektir" riz. Bazen silahlı mücadeleye başşeklinde yanıtlayan Hikmetyar, vururuz, bazen başvurmayız. Sal"Hepimiz savaşmaktan yorgun dırıya uğradığımızda güçlü bir şedüştük" dedi. kilde karşılık verme duruÖte yandan Afganistan halkına mundayız. yardım gönderilmesi amacıyla ge İsrailli liderler kendi öneriçen cuma günü başlatılan havadan lerini değişik şekillerde ortaya atıgönderim de durdu. Mısır'ın gö yorlar. Bunların büyük çoğunlure\ almayı reddetmesi üzerine İs ğu yerel secim içeriyor. Dolel kurlamabad'a gelen ve cuma günü ma hakkı da dahil oimak üzere Kabil'e bir sefer yaparak 32 ton yi kendi kaderinizi tayin hakkı sakyecek götüren Etiyopya Havayol lı kalmak koşuluyla ve özerkliği ları'nın bir uçağı İslamabad'da kabul ettiğiniz anlamına gelmedibekliyor. ğini belirterek bu önerilerin bazıPrens Sadreddin Ağa Han, karayoluyla gönderim yapılması konusundaki bir soru üzerine de "Kamvon konvoylannın basına nerede ne geleceğini, malzemenin nereye gidip nerede depolanacağınıbilemeden bunu yapamıyoruz" dedi. Bu arada, Afganistan Devlet Başkanı Necibullah tarafından yöneltilen "sınıra askeri güç yığma" iddialarına Pakistan henüz resmi bir yanıt vermedi. Necibullah'ın önceki gece yaptığı ve Pakistan'ı ülkesini işgale hazırlanmakla suçladığı açıklamalar, İslamabad'daki gözlemciler tarafından "kendi parlisini ve ordusunu ajite etmeye yönelik bir cihat çağrısı" oiarak nitelendiriliyor. lanna evet derseniz ne kaybedersiniz? KADDUMİ Seçim, FKÖnün tüm Filistinlileri temsil etmediği anlamına gelir. Oysa FKÖ tüm Filistinlileri temsil ediyor. İşgal altında seçimi reddetmemizin bir nedeni bu. İkincisi işgal altında seçim demek, baskı altındasınız. İsrail etkisi altındasınız demektir. Halkımız hiçbir dış baskı olmadan hareket etmelidir. Üçüncü nokta ise şu: Batı Yakası ve Gazze'de 1976'dan kalma bir tecrübemiz var. O zaman seçilen belediye başkanları ve belediye meclisi üyelerine ne oldu biliyor musunuz? Hepsi katledildiler. Dolayısıyla yapılması gereken şey bir referandum. Tabii İsrail ordusu 1956 olayları 1956 olaylannın "karşı devrim mi" yoksa "halk ayaklanmast mı" olduğu sorununun ise merkez komitesi toplantısında çözüme bağlanamadığı anlaşılıyor. Politbüro üyesi "İmre Pozskay" geçen ay yaptığı bir açıkiamada resmi görüşlerde "karşı devrim" oiarak tanımlanan 1956 olaylannın "halk ayaklanması" şeklinde nitelendirilmesi gerektiğini söylemişti. Pozskay'ın bu açıklaması üzerine ülkede yoğun tanışmalar başlamıştı. Merkez komitesine yakın kaynaklar Komünist Partisi1 nin bu konuda bir "uzlaşma formülü" aradığını bildiriyorlar. AP'ye göre siyasal gözlemciler, Komünist Partisi'ndeki muhafazakârların 1956 olaylannın "halk ayaklanraası" oiarak tanımlanmasına şiddetle karşı çıktıklarını, bu nedenle iki tarafı da tedirgin etmeyecek bir formül arandığını belirtiyorlar. Macaristan'da Sovyetler'in müdahalesine yol açan ayaklanma 23 Ekim I956'da başlamış, sokaklara dökülen halk, Stalinci liderlerin görevden alınmasını ve Sovyet birliklerinın ülkeden çekilmesini istemişti. 4 kasımda ise Sovyet birlikleri ülkeye girmişti. Resmi açıklamalara göre çatışmalarda 5 bin kişi öldü, yaklaşık 12 bin kişi de yaralandı. Ancak batılı kaynaklar ölü sayısının 30 bin dolayında olduğunu ileri sürüyorlar. Öte yandan Macaristan'da resmi Magyar Nemzel Gazetesi önceki gün Çekoslovakya ve Doğu Almanya'daki uygulamaları alışılmamış bir serllikle eleştirdi. Gazetede çıkan yazıda Çekoslovak muhaliflerinden yazar V'aclav Havel'in hükümet tarafından sürekli rahatsız edilnıesi kınanırken, Doğu Almanya'da da yönetimin reform girişimlerini baltalaması eleştirildi. İki örnek İşte iki örnek: 29 Eylül 1987 günlü Anakent Belediye Meclisi olağanüstü toplantısında, 59 numaralı gündem maddesinde Etiler Şeker Şirketi Kooperatifi'nin arazisinin yeşil alandan çıkarılması isteniyordu. IUA, üyelerinin bu kurallara Meclis İmar Komisyonu'nun 18 uymasını zorunlu kılmışlır. IUA numaralı raporu bu konuda şöyTürkiye kesimi olan mimarlar le diyordu: "Planda yeşil alan Odası İstanbul Şubesi, Halcrow oiarak görünen ve plan notunda FON and Associates ile Türk bilâ bedel kamuya terk edilmesi STFA firmalarınca yapılmış olan şartı bulunduğundan bu alanın boğaziçi gerigörünüm planlarına yeşil saha oiarak muhafazası uyitiraz etmiştir. Bu itiraz resmen iş gun görülmüştür." leme konmuştur. Bu, cevrenin ve Meclis, komisyon görüşünü bemimarlıgın nileliğini korumak nimseyerek, 39 pafta, 1079 ada, olan bir meslek odasının yasal iti39 parsel sayıb bu arazinin, plarazıdır ve Boğaziçi Uluslararası na yeşil alan olarak geçirilmesine düzeyde ilgi alanıdır. ILA, Mikarar verdî. marlar Odası İslanbul Şubesi'nin Ancak Başkan Dalan Meclis eyiemlerini sonuna kadar desteklemekte, bu itiraza vereceğiniz kararını değiştirdi ve plan paftaresmi yanıtın hem İstanbul Şube sına aynı arazi, "yoğun konut bölgesi" olarak geçirildi. Belediye Meclisi'nin aynı toplantısında, aynı gündem maddesinde bu kez, Ortaköy'deki bir (Başıarufı I. Sayfada) arazi için İmar Komisyonu'nun malarını sürdurdüler. Müfettisle raporu şöyleydi: "Ortaköy, 39 rin Mardin'de ifadesini aldığı Bin pafta, 1079 ada. 110 parsel sayılı başı Cafer Tayyar Çağlayan'ın, yerin, önceki mevzi imar planın"Ben böyle bir şey yapmadım. da yer aldığı gibi yeşil alan olarak Yapmam mümkün değil. Tama muhafazası uygun gönilmüştür." men bir komplo ile karşı karşıvaMeclis, yine İmar Komisyonuyım. Yeşilyurt köyüne operasyon nun görüşünü kabul etti. Meclis düzenlemiştik. köyün içi pislikti. zabıtlarına göre, yeşil alan olmaMuhtar Adurrahman Müştak'a. sı gereken bu yer, Baskan Dalan "Bu ne pisiik? Buradaki pisliği si larafından plan paftalarına "yoze yedirmek lazım. Temizliğe bi ğun konut bölgesi" olarak geçiraz özen göiierin' diye çıkıştını. rildi. Gerekçesi, "Ortaköy vadiKöylüler bunu bana karsı komp >inden geçirilecek 40 metre genişlo oiarak kullandılar" dediği öğ liğindeki bulvarla arazinin bağrenildi. lantısıydı." Soruşturma
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear