24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 20 ARALIK 1989 mayanlara nerdeyse "suçlu" gözuyle bakılması, bu dir Nıtekım, Menderes'ten bu yana polıtıkacılan gıbılere hakaret edılraesı, hatta saidırılması, bunun rmzm buyuk çoğunluğu halk yığmlanna durmadan en açık kanıtı Aynı tutumun bır başka göruntusu devletin dın ışlerınde taraf olduğunu telkın ederek de sakal bırakarak, takke gıyerek ya da turban ta oy avcıhğına çıkmışlar ve bunu çeşıtlı uygulamakarak ne "dını butun Musluman" olduklarını ka larla kanıtlamaya çalışmışlardır Başta ezanın Arapnıtlamaya çalışanlann davranışlan Işın daha ılgınç, çalaştırılması, ardından Kuran kurslarının alabılhatta komık yanı, bu sonuncuların "dın ve vıcdan dığıne çoğalmalarına göz yumulması, daha sonra adına protesto gosterılerı ImamHatıp açılması ve bunların sayılaLaiklik, kısaca, dini inanç ve davranışlarından oturu kimsenin kimseyi ozgurluğu"Sonra bır pohtıkacı çıkıyor yapmaya kal rının ıhtıyacınokullan ustunde antınlması, bunlarla kışmalan' ve "Bu memkat kat kınamaya, suçlamaya, cezalandırmaya hakkı olmaması demek. lekette herkes goğsunü gere gere 'Ben Muslüma da yetınılmeyıp okullara önce "seçmelı", daha sonra nım1' dıye bılmelı" dıve buyuruyor Sankı Turkı "zorunlu" dın derslen konulması hep bu amaca yöDolayısıyla laik bir toplumda kişiler, bunu devletten, bekleyemezler, ye'de 'Ben muslumanım1" demek yasakmış, dola nelıktır(') "Musluman bır toplum" olduğumuzu zira din konusunda devlet taraf değildir; başka bir deyişle, devletin yısıyla ınsanlarımız dındarlıklarım açığa vurmak vurgulamak ıçın o kadar ılerı gıdılmıştır kı bugun resmi hukuk açısından bağlayıcı bir dini yoktur. Toplum uyelerinin tan korku>orlarmış gıbı' Oysa gerçekte bunun artık mınarelerımızden ezan bıle kulakları sağır tam tersı geçerlı Nıtekım, bugun \icdan özgurlü * eden hoparlörler aracılığıyla okunmakta, devletin çoğunluğunun dini ne olursa olsun, devlet buna bakarak yurttaşlar ğu, devletin de durmadan körukledığı bır "dını radyo ve televızyonlannda her AJlah'ın gunü vaazarasında ayrım gozetemez, yan tutamaz, ayrıcalık tanıyamaz. Aynca baskı" altındadır, o kadar kı bırısımn kalkıp 'Ben lar yayımlanmakta, okullara, devlet daırelenne mesbu konuda çoğunluğun azınlık uzerine baskı yapmasına göz musluman değıhm'' ya da dupedüz 'Ben dındar de cıtler yapılmakta, bu da yetmıyormuş gıbı devlet ğıhm'' demesı buyuk cesaret ışıdır Ee, hanı bız la adamlanmız, kıtle halınde cuma namazı göstenleyumamaz. ık bır toplumduk7 rı tertıplemektedırler Bu tutum ve davranışların ne Bu nedenle laıkhğın ne olduğu konusunu tekrar kadar "tehlıkelı" sonuçlar doğurabıleceğı şımdıden bellı olmuştur Sozumona "dın ozgurluğu" adına tekrar ırdelemek gerekıjor O halde, nedır laıklık7 başlatılan turban şovlannın ardından çember saOkul kıtaplanna kadar gırmış olan "devlet ve dın Büındığı gıbı demokrasının ana ereğı ınsanlan her sel özgürlükler polıtık gücü ellenne geçırmış olan ışlennın bırbınnden aynlması" turunden laflar pek kalh erkeklerle kara çarşaflı kadınlar, ellennde Kuturlu duşunce ve davranışlarında elden geldığince lann keyfıne bırakılmaktadır Nıtekım, Calvın'ın aydınlatıcı değıl. Laıkhk kısaca, dını ınanç ve dav ran'larla, "Allahu Ekber'" dıye bağırarak eyleme özgur kılmaktır Başka bır deyişle, amaç bıreylerın Cenevresı'nde ınsanların yalnız ınançlan değıl, ye ranışlarından ötüru kimsenin kımseyı kınamaya, geçmış bulunuvorlar Devletin nasılsa arkalarında bırbırlenne hukmetmelennı önlemektır Bu da bı me ve ıçmelerıne, gıyınıp kusanmalanna, hattâ gu suçlamaya, cezalandırmaya hakkı olmaması demek olduğuna guvenen bu turlu eylemcüerın yann bırreyın, ancak ve ancak duşunce ve davraıuşlarmda lup oynamalarına vanncaya kadar ıstısnasız butnn Dolayısıyla laık bır toplumda kişiler, bunu devlet gun "dınsızlere olum'" dıyerek etrafa saldırdıkla özgur olduğu ölçude mutlu olabıleceğı ınancına davrenışlan acımasız bır denetım altında tutuluyor, ten de bekleyemezler, zıra dın konusunda devlet ta rını görursek hıç şaşmayalım dayanır kurallan çığneyenler şıddetle cezalandınlıyordu raf değildir, başka bır deyışle, devletin resmi, huGeçmışte yaşanan pek çok acı deneyden sonra Ba (Örneğın, ıstedıklen an evlerde arama yapmaya yet kuk açısından bağlayıcı bır dım yoktur Toplum uye Sonuç tı demokrasılen, bıreyın duşunrae özgurluğüne hıç kılı dım pohs bır evde yanm kavanoz reçel bulsa, lerının çoğunluğunun dım ne olursa olsun, devlet Bunun suçlusu, devlet kuruluşlanmn kılıt mevbır sınır konmaınası gerektığı sonucuna varmış, bu derhal bu suçu ışleyenı apar topar delığe tıkıyor buna bakarak yurttaşlar arasında aynm gozetemez, kılerıne hep "dıncımanevıyatçı" dıye bılınen kışınu da dokunulamaz bır angyasal hak olarak kabul du ) Mao'nun Çıru'nde de ıstısnasız herkes büyuk yan tutamaz, ayncalık tamyamaz Aynca bu konuda lerı getırenler, bunu yaparken de uzmanlık, yeteetmıştır Buna göre, demokratık bır toplumda her şefın çızdığı tek tıp elbıseyı gıymek zorunda değıl çoğunluğun azınlık uzenne baskı yapmasına göz yu nek ve lıvakat gıbı değerlen bır yana atanlar değıl kes ıstedığı dınî, ahlâkî, ekonomık ya da polıtık gö mıydı'' Insanın ınsana hükmetme tutkusunun sınır mamaz Bunun sonucu olarak bıreyler ıstedıklen mı 9 Bunlar teokratık bır duzen özlemı ıçınde derüş ya da öğreüyı benımsemekte, dıle getırmekte ve tanımadığı anlaşüıyor tşte demokrasının amacı, her dını seçebıleceklen gıbı, hıçbır dını paylaşmayabı ğıller şuphesız, ancak bu tur tutum ve davranışlayaymakta özgurdür Devleun görevı, bırey ya da ınsanda az çok var olan bu ıçguduyu elden geldı hrler, zıra dındar olmak kadar, "dınsız" olmak da rın teokrası özlemcılennı heveslendıreceğı de şupgruplann bırbırlennın özgurlüklennı kısıtlayıcı dav ğınce dızgınlemek, bövlece herkesın "gönlünce" bıreyın doğal hakkıdır Aynı şekılde, bellı bır dını he göturmez Oysa yobaz ve bağnaz kışılenn dın nuuşlannı (yanı bırbırlenne hukmetmelerıru) ön yaşayabılmesını sağlamaktır Bu amaçla ılerı Batı benımsemış olanlar kendı ınançlarını özgurce dıle adına bır toplumu ne felâketlere surukleyebılecelemekten ıbarettır Inanç ya da duşunce alanında demokrasılen bıreysel özgurlüğün sırurlaruu dur getırıp yayabıleceklerı gıbı, dınsız olanlar da her ğını Iran örneğı gözler önune sermış bulunuyor Bu madan genışletmekte, bır zamanlar dokunulmaz sa türlu dım ınanç ve eylemlen nezaket, anlayış ve örnek, gözler önunde dururken, asıl dınde yobazhıçbır kısıtlama söz konusu olamaz nılan ban ahlâk kurallannı bıle yasalann etkı alaTarıhte ınsanların duşunce ve davranışlannı kı nı dışına çıkarmaktadırlar (eşcınscllerın evlenme saygı sımrlannı aşmamak koşuluyla eleştirme lığı ve bağnazlığı önleme amacına yönelık olan lahakkına sahıptırler Dolayısıyla laik bır toplumda ıkhğı zedeleyecek uygulamalara başvurmak hangı sıtlayan ıkı ana guç ya da kuruluş görüyoruz. Oın lerıne ızın venlmesı gıbı) 0 sanat, felsefe ve bılım gıbı din de tartışmaya açıktır akıl ışıdır Kısa vadelı polıtık çıkar hesapları ya(kıhse) ve devlet Aslında dın bu kısıtlama ışını dunparken demokrasının uzun vadelı çıkarlannı göz aryalık güç olan devlet elıyle yurütmuş, dolayısıyla Ne var kı köklu bır duşunme geleneğı ve kültur dı etmemek gerektığını ılgılılere bır daha anımsatLaikligin Gerçek Anlamı zorlayıcı güç her zaman devlet olmuş Ancak bu gubınkımı olmayan toplumumuzda, bılgısız halk yı mak ıstenz Zıra, bugune kadar totaJıter bır ıdeocün bazen tumuyie dın adamlarının elıne geçtığını Bız de demokratık duzenı hıç değılse bır ıdeal ğınlarımn laıkhğı bu şekılde anlaması oldukça zorgörüyoruz (teokratık devleth Calvın'ın Cenevresı'n olarak benımsemış bulunuyonız, ancak bu yol dur Bu nedenle bızde demokratık yaşamın butun lojınm toplumu en yuksek mutluluğa erdıreceğı de ya da günumüz lraru'nda olduğu gıbı Bır de da pek fazla ılerlemış olduğumuz söylenemez. Tam kurumlanyla yerleşmesı daha uzunca bu zaman ala ınancım taşıyan komunıst rejımlerm bıle demokpolıtık bır öğretıyı, her kuralına harfiyen uyulrna tersıne, son yıllarda dernokratık yaşarnımızda be cağa benzer İşte burada aydınlara, ama onlardan ratık bır duzene geçmeve başladığı gunumüzde, hansı ıstenen bır çeşıt dunyalık dın bıçımıne sokan lo lırgın bır "gerıleme" göze çarpıyor Nıtekım, bıra da çok polıtıkacılara, özellıkle devletı yönetenlere gı alanda olursa olsun, bıreysel özgurluklenn kısıtlanabıleceğım sanmak "gaflet, cehalet ve dalalet" taliter devlet var Stahn'ın Rusvası, Mao'nun Çın'ı kınız sırursız düşünce özgürlüğünu, bunun sadece büyük görev ve sorumluluklar duşüyor Ama, ne ten başka bır şey değildir gıbı Her ıkı durumda da devlet, bıreylerın yalnız bır türu olan "vıcdan" özgürlüğünu bıle hâlâ ıçıyazık kı çoğulcu demokrasıye gectığımız gunden bu davranışlannı değıl, duşuncelennı de ıstedığı gıbı mıze sındırememış olduğumuz anlaşılıyor Özellıkle ve ıstedığı ölçüde kısıtlayabılmekte, böylece bırey ramazan aylarında oruç tutmayan ya da namaz kıl yana toplumumuzda yaşananlar genç demokrası (*) Zorunlu dın derslerının laıklıkle oeden bağdaşmadığını bır mızın geleceğı bakımından pek umut vencı değil başka yazımda ele alaca&ım Çağdışı Yobazhktan Denıokrasi ve Laîklîge.,. PENCERE 50 Yıl Daha Bekleyecek miyiz? 1789'un 200'uncu yılındayız, Turkıye'de ınsan hakları bırıncıl sorundur 'Matoaa"yı Gutenberg'den 250 yıl sonra yurda sokabıldık, Ibrahım Müteferrıka'ya gelınceye kadar Batı'da atı alan Üsküdar'ı çoktan geçmıştı 1989'un bıtımıne ıkı hafta kaldı 2000'e 10 var, ama ulkemızde ınsan hakları var m ı ' • Doç. Dr. HÜSEYİN BATUHAN EVET/HAYIR OK1MAKBAL 1798 ılkbaharı Fransız Devrımı'nın patladığı gunden ben dokuz yıl geçmış. Osmanlı Devletı uyuyor m u ' Hayır Reıs ülküttab Ahmet Atıf Etendı Babıâh'ye bu konuda bır "muhtıra' sunuyor "Fransa'da bırkaç yıldır başgostermış olan, çevreye kıvtlcımlar saçıp her yonde duşmanlık ve karışıkhk alevien tutuşturan başkaldın ve vahşet selı dünyadan rıaberdar herkesın bıldığı şeylerden bın olarak, kımı lanetlı sapığın yıllar once kafalara ektıklennın urunüdür Şöyle kı Vottaıre ve Rousseau ve onlann tıynetındekı otekı materyalıstler gıbı ünlu Allahsızlar, çeşıtlı eserler bastırıp yayımlamışlardı Bu eserler, Allah bızı korusuni tertsmız peygamberiere ve buyük hukümdarlara karşı sövgu ve ıftıra ıle doluduıiar, her tuıiu dını ortadan kaldınp atmaya yonelıktırler, eşrtiik ve cumhurıyetçılığın tatlılığına ımada bulunurlar ve bütün anlattıkları, sıradan ınsanların dılındekı o alaycı havayla, anlaşılması kolay kelıme ve cumleler halıne getırılmıştır Bu yazılarda yenılık zevkını bulup, çoğu ınsan yenı yetmelerle kadınlar da ıçınde olmak üzere, onlara meyledıp dıkkat kesılmıştır, öyle kı sapıklık ve ığrençlık, frengı ılletı gıbı beyın damarlarına yayılmış ve ınançlarını bozmuştur Devrım daha da yoğunlaştığında, hıç kımse, kılıselenn kapatılmasından, rahıplenn öldurulup sürulmesınden, dının ve öğretınm kaldınlmasından kırılıp gucenmedı, bu dunyada tam mutluluğa götureceklerı umut edilen eşıtlık ve özgüriük ıstendı ne bahasına olursa olsun, bencıllık ya da kışısel çıkar amacıyla, başkaldırıyı ve kotuluğü korükleyen tehlıkelı bır çetenın sıradan ınsanlar arasında yaydıklan yalancı bıtgılerte uyuşarak oldu bütun bunlar Şu bılınen bır gerçektır Her devletin düzen ve tutarlılığının asıl temelı, kutsal kanunu, dın ve öğretıyı oluşturan şeylerı sağlam ve bütun olarak kavramaktır ( ) Fransa'da ortaya çıkmış başkaldın ve kotuluk elebaşılan, haın amaçlanna ulaşmak ıçın ( ) sıradan msanlardan Allah kortusunu uzaklaştırmışlardır, her turden ığrenç eylemı yasallaştırmışlardır, her türlu utanç ve havayı butunüyle sılıp atmışlardır ve boylece Fransız halkını hayvan sürüsüne ındırgeyen yolu hazırtamıslardır Bu bıle yetmemıştır onlara, ışgal ettıklen başka devletlerde kendı reıımlennı korumak ve saldırıya uğramayı önlemek amacıyla, kendılenne yandaşlar bularak 'Insan Haklan' adını verdıklerı ayaklanma bıldınsını bütün dıllere çevırtıp her yanda yaymışlardır ve mılletlenn ve dinlenn sıradan ınsanlannı, uyruğu olduklan hukümdarlara karşı başkaldırmalan ıçın kışkırtmaya çabalamışlardır" (Server Tanıllı, Dürryayı Değıştıren On Yıl Say Yaymlan) • Ahmet Atıf Efendı tehhkeyı" çok lyı gormuştür Yalnız o mu? 18021806 arasında Parıs'te elçı olan Halet Efendı de raporunda şöyle yazıyor "Fransızlar cumhurıyetçılığın ve özgurlüğün yaraıiannı savunan kımı kıtapları Yunancaya Ermenıceye, Turkçeye çevırttıler ve onları Osmanlı topraklarında yaymaya gayret ettıler" Sonuçta cumhurıyet demokrası, ınsan haklarına ılışkın fikırler "frengı ılletı" gıbı her yanı sardı Genç Osmanlılar, Jön Türklerturedı Rousseau Dıderot, Voltaıregıbı "sap*yazarfar"ınetkısı altında kaldılar "Ulu Hakan Abdulhamıt Han" bu ılletı yasaklamaya kalkıştı, ama enınde sonunda bır Ataturk çıktı, padışahlığı yıktı, cumhurıyetı kurdu laıkhğı temel ılkeye dönuştürdu • Bır devrım patladığı gun dunya artık eskı dünya değildir Ne var kı yenı dunyanın kurulması zaman alır Insanlığın yenılıklen ıçıne sındırmesı kolay olmamış Tarıh bunun orneklerıyle dolu Ancak Turkıye'de 1789'dan 200 yıl sonra ınsan haklarına dırenış suruyor, laıkhk devrımını tersıne çevırmek ısteyenler de gün geçtıkçe çoğalıyor Matbaayı Gutenberg'den 250 yıl sonra ulkeye sokabildık; 1789'un 200 üncu yıhnda olduğumuza göre ınsan haklarını benımsemek ıçın yanm yüzyıl daha beklemek mı gerekıyor' Küçük Özal Ne Demek İster? 'Bız bugun kımın ne kadar parayı nereden kazandığını araştırmaya kalksak, hıç tahmın etmedığımız kışılerden neler çıkar" Bu sözü soyleyen kımdır"? Turgut Özal'ın küçuk kardeşı, eskı bakan, şımdı Malatya Mılletvekılı Yusuf Bozkurt ÖzaM Meclıste soruyorlar Devlet Istatıstık Enstıtüsü Özal hanedanı ıle ılgılı tuketım harcamalan endeksı tutuyor m u ' Zeynep Özal : ın kocasının hangı ıstatıstık rakamlarını kullanarak zengın olduğunu DIE bılıyor m u ' " Ibret verıcı bır sahne 1 Bay Yusuf, konuyu saptırıp, hedef değıştırerek gerçeklerı gözden kaçıracağını mı sanıyor' Beş altı yılda zengınlık sınırını çok çok aşan kışılenn bu olanakları nereden, nasıl, kımlerın yardımı ve desteğıyle kazandıklarını oğrenmek ulusumuzun hakkı değıl mı'? Geçen akşam bır taksı şoföruyle konuşuyordum Bır resmi daırede görevhymış Saat beşten sonra sabahın bırıne kadar taksı şoforluğu yapıyormuş Cumartesı pazar ıse tam gün' "Uykusuzluktan bıtkınım, ama ne çare, ıkı ışte bırden çalışmak zorundayım" dıyordu Devlet gorevlısı olarak aldığı aylık 350 bın' Dıyor kı "250 bın ev kırası Yol, sıgara devletin verdığı para ancak yetıyor Şoförluk yapmasam aılemı geçındıremem " Sonra söz her zamankı gıbı hukümete, Ozal'a, OzaTın kızına, damadına geldı "Nasıl oldu da bu damat bey bırkaç yılda dunya kadar mal mülk sahıbı oldu 7 Bunun hesabını kımse sormayacak mı, kımse Özal'dan bu yanıtı beklemeyecek m ı ' " Bay Yusuf Özal'ın sözlerı çok anlamlıdır "Bız bugün kımın ne kadar parayı nereden kazandığını araştırmaya kalksak, hıç tahmın etmedığımız kışılerden neler çıkar" Bu demektır kı, bal tutan parmağını yalar', 'ış bılenın kılıç kuşananın' Ne demek ıstıyor küçük Özal' Devlet hızmetınde bulunmuş, bakanlık başbakanlık, cumhurbaşkanlığı yapmış her kışı mılletın sırtından servet mı edınmıştır' Nıye açık söylemez' Nıye aılesıne yöneltılen bır durumu başkalarıyla paylaşmak ıster? Kım ne kadar parayı nerede kazanmış' Bunu bıtmek, araştırmak halka saygı duyan her kışının gorevıdır En başta mılletın temsılcısı olanların, basının, yazarların, aydınların Bır genç adam başbakanın kızıyla evlenıyor, parasız pulsuzdur, bakıyoruz bır ıkı yılda arsalar, evler, şırketler, bılmem nelere sahıp oluvermış' Gazetelerde sütun sütun çıkıyor bu haberler Kımse yalanlamıyor, kımse ' butün bu savlar yanlıştır" demıyor Söylentıler büyüyor, yaygınlaşıyor o zaman 1 Bır anımsayın o luks otomobıller, mağazalar, çıftlıkler evler, katlar haberterınıi Ne Sayın Özal kalktı 'bunlar yanlıştır" dedı Ne de damat bey, ne de bır başka aıle uyesı Demırei'den Ecevıt'e, daha başkalarına, devletin yüksek görevlerınde bulunmuş butun kışılere dek, eğer bu kışılenn ıçınde yaşamda olmayanlar varsa onlann eşlenne, çocuklanna dek "kım ne kadar parayı nerden kazanmış", bunu araştırmak bır yurttaşlık görevı değıl mıdır' Söz yalnız Özal aılesı ıçın değıl, sıyasal yaşamın etkın yerlennde bulunan ve bulunmuş olan herkes ıçın soylenmıştır 1968'de CHP Genel Sekreten Kasım Gulek, "Nereden Buldun" yasasının çıkartılması gerektığını bıldırmıştı Bu sözü soylemesınden kısa bır süre sonra genel sekreterlıkten uzaklaştırıldı Bır rastlantı mıydı bılemem' Bay Yusuf Ozal aılesıyle ılgılı bır soruyu kanıtlanyla yanıtlayacağına başkalarını da karalamaya çalışmıştır Kamuoyunun gözünden hıçbır şey kaçmaz Elbet bu kaçamak yanıt da kaçmayacak Aksigorta 30 KASIM 1989 tarihinde İzmir depolarındaki yangında emteaları tamamen yanan PAGYSA PAMUK GIDA YERLİ ÜRÜNLER TİCARET ve SANAYİ A.Ş/ne sigorta edilen değerin tamamını derhal, nakten ve def'aten ödemiştir: 1.000.000.000. TL. AKBAINKT.A.Ş. AKBAJK T.A.Ş. K \D. ŞUBSSt JSTANBUL 8 ARALIK,1989 TEŞEKKUR Ansızın geçırmek zorunda kaldığım amelıyat dolayısıyla içten ilgı, sevgı ve desteklerını esirgemeyen Başyazanmız NADİR NADİ ve eşlerı Sayın başta olmak uzere, gazetemızın değerlı yazar, yonetıcı ve çalışanlarına; aynca telefon, telgraf ya da mektupla sağlık dileğınde bulunan dost ve okurlarıma yurek dolusu teşekkurlerımı sunmayı borç bılirım. HIFZI VELDET VELİDEDEOĞLU 152 Ü 008 H« PACYSA Pamuk Cıda Yerli ürünle/: T,v» Aa SoyscMJnvanı VTSMI BERİN NADİ KE$IOeCIN(N AKSİCORTA Y s Sigortalımıza ve bu yangından zarar gören diğer firma sahiplerine geçmiş olsun deriz. TEŞEKKÜR Ansızın geçırmek zorunda kaldığım amelıyatı dıkkat ve ustalıkla yaparak benı sağlığıma kavuşturan Opt. Dr. OSMAN ÇİZMECİOĞLU'na MUHABBET7 Ç\KT\ Aldınız mı? Tüm Kasetçilerde Tel: 338 30 89 Halk Müziğimizin J[ ÜÇ BÜYÜK USTASI'nın sizler için çaiıpsöylediği } INGILIZCE DIL KURSU ENGLISH LANGUAGE CENTRE ve amelıyatta hazır bulunmak ve hastanede kaldığım surece her gun benı yoklamak ıncelık ve dostiuğunu gosteren DARÜŞŞAFAKA CEMİYETİ'NDEN SAİT FAİK • HİKÂYE ARMAĞANI 11989 yıhnda basılıp yayınlanmış hikâye kitapları arasından seçilecek btr eserın yazanna, buyük yazar SAIT FAIK anısına odul verılecektır. 2 Daha önce aynı armağanı kazanmış yazarlar, beş yıl geçmedıkçe yarışmaya katılamazlar. 3 Yarışmaya katılacak yazarların, yapıtlarından onbeş adedımn 28 Şubat 1990 günü saat 17.00'ye kadar cemiyetımıze teslım edılmesi gereklıdir. 4 Sonuç, Mayıs 1990 ayı ıçınde açıklanacakUr TEK DİLLE YASANIR MI? İNGİLİZCE'yi Ya da İSTANEUL BEST'te ÖĞRENİN Amerika ve ingiltere'de 4 seçkın DİL OKULU'nun temsılcıliğını yapmaktayız Prof. Dr. GÜRBÜZ BARLAS'a, Prof. Dr. ALAATTİN VARDAR'a, Prof. Dr. FÎKRİ ALİCAN'a, Kalp Hast. Uzm. Dr. ORYAL GÖKDEMİR'e, Anestezist Dr. YILMAZ GERAY'a ve benımle çok vakından ılgılenen Dr. Faruk TURNAOĞLU'na, Dr. Asım BERZEK'e, Dr. Orhan YEĞtNSU'ya, Dr. Tuncer BEYOĞLU'na, Dr. Attila ATALAY'a, Dr. Recep BOZLAKa, Dr. Erhan PALAOGLU'na, dıyet uzmanı Gülgün UZUN'a, Jaborantlara, (4E) bolumunun başhemşıre, hemşıre ve personelıne ve Amerıkan Hastanesı yonetıcılerıne yurekten teşekkurlerımı sunarım YAVUZ TOP, MÜSA EROĞLU MUHLİS AKARSl) PINAR KASETÇİLİK İMÇ 6 Blok No 6511 Unkapanıistanbul Tel 512 94 52 I Ayrıca sınıflarımız açıldı ve açılmakta.. 11 Aralık Haftada 6 saat ve Haftada 15 saat StZE EN UYGUN OLANINA BtRLtKTE KARAR VERELİM REFERANSLARIMIZ GÜVENCEMİZDİR DARÜŞŞAFAKA CEMİYETİ EK BILG1 146 8C 22 146 80 23 Bodrum'da 80 yataklı turıstık tesıse ortak aranıyor. (10001700 arası) BUYUK SURMELI OTELI KARŞISI GAYRETTEPE 174 28 90174 28 91 İÇt SEVDA DOLU YOLCULUK Cabil Kulebı 2000 hra (KDV ıvınde) Çağdaş Yayınlon Turkocağı Cad 39 41 Cağaloğlu tslanbul HIFZI VELDET VELİDEDEOĞLU
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear