26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 ARALIK 1989 ANAP'ta jet kongreler Baroyu ziyaret • İSTANBUL (AA) Bir süredir Türkiye'de bulunan Sovyetler Birliği Azerbaycan Cumhuriyeti Barosu Başkanı Memedov Mayis Kuluoğlu, Istanbul Barosu Başkanı Hırgut Kazan'ı ziyaret etti. Kuluoğlu, ziyarette, ülkesindeki gelişmelerden söz etti. Kuluoğlu, Gorbaçov'un fikirlerinden ve mücadelesinden mutluluk duyduğunu söyledi. Baro Başkanı Turgut Kazan da Memedov Kuluoğlu'nun ziyaretinden çok memnun olduğunu belirtti. Kazan, Azerbaycan'da avukatlann duruşmalarda cübbe kullanmadıklannı öğrcnince, Kuluoğlu'na bir avukat cübbesi hediye etti. Kuluoğlu da Turgut Kazan'ı Azerbaycan'a davet etti. HABERLER 6 il ve 60 ilçe kongresinin aynı günde yapılması kararlaştırıldı CUMHURİYET/ll MKYK'nın 16 saat süren toplantısı parti içindeki muhalefeti memnun edecek biçimde sonuçlandı. Ancak 6 il ve 60 ilçe kongresinin birer gün içinde yapılması kararı Hasan Celal Güzel ve ekibinin gövde gösterisi yapma düşüncesini engelledi. ANKARA (Cunhuriyet Buron ) ANAP Olağanüstü Kongresi'nden sonra ilk kez 16 saat süreyle toplanan Merkez Karar ve Yönetim Kurulu parti içindeki muhalefeti "memnun edecek" biçimde sonuçlandı. Ancak 6 il ile 60 ilçe kongresinin birer gün içinde yapılması karan, kongre platformlannda Hasan Celal Güzel ve ekibinin gövde gösterisi yapma düşüncesini engelledi. İki gün süren toplantılarda Hasan Celal Güzel grubunun isteklerinin buyük bir bolumü kabul edilirken, Başbakan ve ANAP Genel Başkanı Yıldınm Akbulut, "karariı tavır" ortaya koydu. Akbulut, başbakaıılığının geçici olmadığını vurgulayarak, Güzelciler'in başkanlık divanında değişiklik istekİerine "Bu beaim yetki alanımda" diyerek karşı çıktı. Akbulut, zamlara yönelik eleştirilere de "Zam kelimesinden nefret ediyonım" karşüığım verdi. . Başbakan Yıldırun Akbulut, iki gün süren MKYK toplantısı sonrasında "başanlı" olarak nitelendi. Akbulut, pani içindeki muhalefetin "sorunlann parti platformanda goruşülmediği" yolundaki eleştirilerine karşılık, MKYK üyelerine "stnırsız konuşma" hakkı tanıyarak tepkilerini yumuşattı. MKYK'da şu kararlar alındı: "1 Cye kayıüannın yeniienmesi Valilige siyah çelenk • tstanbul Haber Servisi tstanbul Valiliği'ne dün bir grup tarafından siyah çelenk bırakıldı. TAtAD üyesi olduklan öne sürülen grup, daha sonra polis tarafından kovalandı. Kaçanları yakalamaya çahşan "34R1387" plakalı bir sivil polis otosu ise önce muhabirimiz Nihat Halıcı'ya ardından da Tempo muhabiri Oktay Kurtulan'a çarptı. Kurtalan, çarpma sonrası yaralandı. çahşmalanna devam edilmesi, ancak eski uyeleria de kongrelerde oy kuUanabilmesine olanak tanınması. 2 Başvuran herkesi üye kaydetmeyen il ve ilçe başkanlannın disiptin kunıluna sevk edilmesi. 3 Feshedilen il ve ilçe orgütlerinde ocak ayı içinde kongreye gidilmesi. Feshedilen 60 dolayındaki ilcede aynı günde, daha sonraki hafta içinde de feshedilen 6 ilde aynı günde kongre yaptlacak. 4 Nisan 1990'da olagan kongreye ilişkin takvimin belirienmesi ve en geç 16 haziranda mahalle ve ilçelerden başlayarak kongrelerin gerçekleştirilmesi. 5 Sorumlu parti örgütlerine MKYK üyelerinin gönderilerek denetim ve araştırma yapmalannın saglanması. 6 Feshedilecek parti örgütleri ile Ugili olarak başkanlık divanının gerekçeli ve karşı görüşlcri de iceren dosyalann (oplanü öncesinde MKYK üyelerine dagıülması." Bu kararlardan ilk uçü Güzel taraftarlannın isteği olduğundan, Güzel bu isteklerinin kabul edilmesinden memnun oldu. Güzel ve arkadaşlannı memnun eden bir gelişme de Akbulut'un tüm MKYK üyelerinin konuşmasına olanak taruması ve önerilere karşı önyargılı davranmaması oldu. Ancak MKYK'da kabul edilen önerilerin hemen tamamının ANAP'ta bir süredir gerçekleştirilemeyen konular olmasına karşın, yasal açıdan da yerine getirilmesinin zorunlu noktalar olmasına dikkat çekiliyor. Böylece Akbulut MKYK'da söz konusu kararlan almakla, hem parti içindeki tepkileri yumuşattı hem de taviz vermemiş oldu. Nitekim, Güzelin yaptığı konuşmada da Akbulut'a "demokratik davranışı" nedeniyle teşekkur etmesi "havanın yamuşamasınuı somnt kanıü" olarak kabul edildi. Ancak Akbulut, havayı yumuşatırken de, Güzel kanadının ANAP Başkanlık Divanı değişikliği istekİerine kararlı biçimde karşı çıktı. Akbulut, bu konuda "Başkanlık divanının değiştirilmesi benim yetki aiammda. Benim yetkilerimi nasıl kullanacagıma girmeyin" diye konuştu. Akbulut, gazetelere ANAP'ı eleştiren demeçler verilmesini de eleştirerek "Beni yıpratmanız partiye de zarar verir. Yıpranmış bir partiye genel başkan olmak da kimseye fayda getinnez" dedi. ANAP Malatya Milletvekili Talat Zengin de Akbulut'un bu sözlerine, "Ama mobalefet etmezsek söılerimiz haber olmuyor" karşılığım verince gülüşmeler oldu. Güzel, Akbulut'un bir süre önce ANAP Meclis Grubu'nda yaptığı konuşmada, "Hepimizin bulundugu bir gemiyi bir tayfanın batırmaya bakkı yok" sözlerini yanıtlarken, "Ben bu sözlerden alındım. Karşınızda genel başkan adayı olmuş bir kişi olarak tayfa değil, en azından loslromo muamelesi görmem gerekir" dedi. Bunun üzerine Devlet Bakanı Mustafa laşar'ın önündeki kâğıda tayfalan yöneten "Lostromo GüzeT"i, "bir eli çengel biçiminde, bir gözü ise bantlı bir korsan" olarak çizmesi dikkati çekti. Akbulut, ekonomiyle ilgili eleştirilere karşılık verirken de, "Zam kelimesinden nefret ediyonım. Enflasyonun mutlaka aşagı indirilraesi için elimizden gelen gayreti göstenneUyiz" dedi. Başbakamn MKYK toplantısımn her ay yapılacağını belirtmesi de memnunluk yarattı. Ote yandan dün akşam Ankara Gazeteciler Ceraiyeti'nin onuruna verdiği yemeğe katılan Başbakan Yıldınm Akbulut, kendisi yönetimindeki ANAP ve hükümette sorun çıkmayacağuu söyledi. Akbulut, "Ben dinlerim, berkes fikrini söyler. Sonuçta ortaya bir karar çıkar. Yanuş fikri savunanlar da tartışma sonunda yanlışlıklanndan vazgeçerler, problem çozülür" dedi. Akbulut, bütce sonrası yurt gezilerine çıkacağını, ilk geziyi memleketi olan Erzincan'a yapmak istediğini söyledi. Adalet Bakanlığı Butçesi Eymür'ün oğlu arkadaşını vurdu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kamuoyunda geniş yankılar uyandıran "MİT raponı"nun yaratıcısı MÎT eski Daire Başkanı Mehmet Eymür'ün 16 yaşındaki oğlu Mehmet Alp Eymür'ün, kaza ile arkadaşını öldürdüğü bildirildi. MehmetEymür'ün bir iş için Antalya'da bulunduğu ve eşinin evde olmadığı bir sırada, Eymür'ün oğlu, arkadaşlan Nuri Erdil ve Nuri Şahin Hasırcıoğlu ile bir araya geldi. Nuri Şahin Hasırcıoğlu, Mehmet Eymür'ün evde bulunan ruhsatlı av tüfeği ile oynamaya başladı. Mehmet Alp Eymür'ün, silahı arkadaşının elinden almak istediği sırada tüfeğin ateş alması sonucu Nuri Ş. Hasırcıoğlu'nun öldüğü öğrenildi. Cumhuriyet Savcılığı olayla ilgili soruşturmaya başlarken Mehmet Alp Eymür ve Nuri Erdil'in gözaltına alındığı ve Eymür ile Erdil'in olayın şokundan kurtulamadıkları belirtildi. Bakan, ölünı cezasının affınakarşı ANKARA (Cumhuriyet Btirosa) Adalet Bakanı Oltaa Sungnria, ölüm cezasının kaldınlmasına karşı olduklanm söyledi. Ölüm cezalarının doğrudan TBMM'nin onayına sunulmasuun kaldınlmasına ilişkin anayasa değişikliği konusunda muhalefetin desteğini isteyen Sungurlu, "Bir kısım cezaevleri saglıklı degildir. Buoun için Amerika'dan cezaevi projeleri getirdik" dedi. Adalet Bakanlığı butçesi dün TBMM'de görüşülerek kabul edildi. DYP'li Güneş Mültüoglu, konuşmasında af çıkanlmasını istedi ve hükümetin, Türk Ceza Yasası'nın 141, 142 ve 163. maddelerini değiştirme isteğinde samimi olmadığını öne sürdü. S H P ' l i Vedal Altun da ANAP'h Orhan Ergiider'in konuşmasında belirttiği avukatlann polis sorgusu sırasında da savunma yapabilmesi görüşüne katıldığıru söyledi. Altun, "İşkence ve ajan provokatörter konusunda da pismanlık yasası" çıkanlmasını istedi. Adalet Bakanı Oltan Sungurlu da eleştirileri yanıtlarken, "Hiikümetin sivilleşme ve demoJtratildcşme konusnnu tüm boyntlanyla Tiirkiye'nin gündemine getirdigini" söyledi. 141,142 ve 163. maddelerin değiştirilmesi konusunu Cumhurbaşkaru Turgut Özal'ın ortaya attığını belirten Sungurlu, "Bu konuda bir önyargüan olmadıgını, öBcelikle herkesin görüşlerini dinJemek istediklerini" kaydetti. SHP'yi de isim vermeksizin eleştiren Sungurlu, " B u partiııio lideri devletin korunacağını söylüyor, ama bu maddeierin de taraamen kalkmasını istiyor, ben bunun tnanasını anlayamryorum. Arkadaşlar bu gönişlerini bana yazıfa olarak veririerse iyi olacak" diye konuştu. Sungurlu, "Her mesekde uzlaşmak isteyenler, bu meselede udaşmadan kaçıyortar. Çünkii samimi değüler" dedi. Ölum cezasının kaldınlmasına karşı olduklannı belirten Sungurhı, TBMM gündeminde halen 248 ölüm cezasının beklediğini ve hazırlanan anayasa değişikliği ile TBMM'nin ölüm cezalannı "doğrudan" onaylama hükmünün kaldırılmasını istediklerini söyledi. Bu değişiklikle halen TBMM'de bekleyen ölüm cezalannın iki yü içinde Meclis'te onaylanmaması durumunda müebbet hapis cezalanna dönüşeceğini ifade etti. inkılap Tarilıi Enstittisü davası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Lisans ve doktora öğrencilerinin kayıt ve sınav belgeleriyle tez değerlendirmelerinde usulsüzlük ve sahtecilik yaptıklan öne sürülen Ankara Üniversitesi Türk tnkılap Tarihi Enstitüsü yöneticileri hakkında açılan davanın bu hafta içinde Yargıtay'a gönderilmesi bekleniyor. Daha önce Ankara Asliye ve Ağır Ceza Mahkemeleri'nin art arda verdiği görevsizlik kararları üzerine görevli mahkemenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesi'ne gönderilmesi kararı alınmıştı. Hastabakıcı lağız'm dıınuııu • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Emniyetteki sorgulamasından sonra girdiği şoktan kurtulamayan hastabakıcı Yüksel Yağız'ın durumunda bir iyileşme olmadı. Çalıştığı Tepecik Doğumevi'nde tedavi gören Yağız, konuşamıyor ve serumla besleniyor. 5 aralık günü SSK Tepecik Doğumevi'nden kaçırılan bebekle ilgili olarak geçen cuma günü sorgu için emniyete götürülen Yağız, sorgulama sonrası bilincini yitirmişti. Cumhuriyet Savcılığı işkence savlannı araştırmak için Yağız'ın iyileşmesini bekliyor. "MECLİSE GELtŞtM ABARTILIYOR " Cumhurbaşkanı Turgut Özal, dün TBMM Başkanı Kaya Erdem'i ziyaret ederek bir süre göriiştü. Ziyaret sırasında foto mohabirlerinin çalışmalan Özal'ın korumalannca engellendi. Bunun üzerine foto muhabirieri görüşme ve çıkışı fotograflaraadılar. Özal, TRT kameralanna poz verirken, TBMM Genel Kurul bölümüne, Cumhurbaşkanlığı'ndan sonra ilk kez geldigini belirterek, "tnsatı bayağı özlüyortnuş" dedi. Bir gazeteci, buna "Aman efendim her gıin buradasınız" karşılığını verince, Cumhurbaşkanı Özal, "Mediste bulunmam fazla abartılıyor" diye konuştu. (Fotograf: Rıza Ezer) Batılı diplomatlar. tnsan hakları içinbaskılar artacak Türkiye gözetim altında SEMtH İDİZ ANKARA New York Barosu tarafından geçenlerde yayımlanan raporun da gösterdiği gibi, Türkiye'nin, insan hakları konusunda "büynteç altında tutnlmaya" devam edileceği, hatta Ankara'ya bu konuda uygulanan baskılann önümüzdeki dönemde daha da artabileceği belirtiliyor. Ankara'daki Batılı diplomatik kaynaklar, Türkiye'nin insan hakları konusunda "çok daba dinamik bir siyasi irade sergilemesi gerekeceğini" belirtiyorlar. Aynı kaynaklar, Batı ile ilişkileri açısından Ankara için "bir numarah diplomatik başagnsına" dönüşen bu sorunun, Türkiye'yi suçlayan saygın uluslararası örgutlere "kasıt atfeünekle" gjderilemeyeceğini kaydediyorlar. New York Times Gazetesi'nde geçen hafta içinde yayımlanan baş yazıdaki görüşü tekrarlayan söz konusu çevreler, "Tiirkiye'nin saygın israinin insan baklan ihlalleri suçlamalan ile yeterince uznn bir zaman için lekelendigini" ifade ediyorlar. Bu kaynaklara göre Batı'da en çok duyarlılık uyandıran konuların başında, samklann 15 gün süreyle düş dünya ile her türlü temastan mahrum bırakılarak gözaltında tutulmalanna neden olan yasa geliyor. Bu sürenin azaltılması yönündeki eğilimi de gözardı etmeyen söz konusu kaynaklar, buna rağmen çözümün "süre azaltmasından" değil, "incommunicado" gözaltı süresinin bir an önce ortadan kaldınlmasından gectiğini bildiriyorlar. Aslında hiçbir ülkenin insan hakları bakımmdan "tertemiz sicile sahip olmadığını" da kabul eden bu kaynaklar, yine de Türkiye'deki durumun Batı ile kıyaslanamayacağıru vurguluyorlar. Batı ile kıyaslanabilmesv için ciddi iddialann üzerine yetkiii mercilerce hızlı ve etkin bir şekilde gidildiginin görülmesi gerektiğini ifade ediyorlar. Oysa gerek Türk basııunda çıkan haberlerin, gerek Türkiye'de insan hakları ile yakından ilgili kuruluş ve kişilerin açıklamalarının bu konuda birçok açığın bulunduğunu gösteriüğini bildiriyorlar. Söz konusu çevreler, insan hakları konusunda Ankara'ya uygulanan baskılann önümüzdeki dönemde anmasımn beklenebileceğini de ifade ederlerken bunu şu gerekçelere dayandınyorlar: 1 Batı, insan hakları konusunu son yülarda Doğu'ya karşı belü başlı bir koz olarak kullandı. llişkilerin gerçek anlamda düzelmesi için bu konunun çözümlenmesi gerektiğini savundu. Doğu blokunda görulen değişiklikler bu politikarun hatalı olmadığını gösteriyor. Şimdi, Doğu blokunda insan haklan ve demokrasi yönünde atılan büvük adımlar karşısında, Baü'run kendi camiasma mensup bir ülkedeki ciddi ihlalleri gözardı etmesi daha da güçleşiyor. 2 Türkiye'nin Batı ile tam entegrasyon istediği bir dönemde kendisine yöneltilen suçlamalann artmasının arkasında, "Bizdetı biri olduğuna göre bizim gibi davranmalısın" zıhniyeti yatıyor. Bu suçlamalann Avrupa'daki kimi çevrelerce Türkiye'nin AT üyeliğine karşı bir koz olarak da kullamlacağı varsayılırsa, bu kozu karşı tarafa vermemek yineTürkiye'nin inisiyatifınde. 3 Ankara'mn, BM ve Avnıpa Konseyi işkence sözleşmelerini imzalamak ve Avrupa tnsan Hakları Divanı'nın yetkisini kabul etmek yönünde attığı adımlar genelde "olumlu" olarak görülüyor. Ancak bunlann baskıyı azaltmak için ahnan "kozmetik" kararlar olmadığmın görülebihnesi için siyasi iradenin ön planda bulunması gerekiyor. Bunun anlamı, söz konusu kararlann gereklerini eksiksiz uygulamak, vatandaşlan haklan konusunda gerek basm, gerekse televizyon yoluyla eğitmek, işkence yapmakla suçlanan ve suçu sabit bulunanlara anlamlı cezalar vermektir. Kısacası, devlet bu konunun takipçisi olduğu görünümünü somut bir şekilde hem kendi hem dünya karauoyuna vermesi gerekiyor. Aksi takdirde içte olduğu gibi dışta da kuşkulann giderilmesi zorlaşacağı gibi Türkiye üzerindeki baskılar artacaktır. Bu konuyla ilgili tüm kişiler ve örgütler, "Hükümetin bu kararlanyla kandınlıyor muyuz?" sorusuna artan bir şekilde yer vereceklerdir. OzalÇölaşan davası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkaru Turgut özal'ın "Turgut Nereden Koşuyor" kitabı nedeniyle Emin Çölaşan aleyhine 250 milyon lira manevi tazminat ve elde edilen gelire el konması istemiyle açtığı davaya devam edildi. 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki duruşmada, Özal'ın avukatı Bilgin Yazıcıoğlu, kitapta anlatılan olaylann tümüyle gerçek dışı olduğunu, bu nedenle tanıkların dinienmesi yönündeki istemin reddedilmesini istedi. Mahkeme, Emin Çölaşan'm avukatı Dinçer Söğütlü'nün tanıkların dinienmesi yönündeki istemini haklı bularak 33 tanığın dinlenmesini kararlaştırdı. Mahkemenin aldığı karar uyannca 33 kişilik listede adı geçen DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel de ÖzalÇölaşan davasında tamk olarak dinlenecek. Oğrenci olayları • Haber Merkezi Üniversitelerde öğrenci eylemleri ve gözaltına alınmalar sürüyor. Dün İstanbul Yıldız Universitesi'nde bir grup öğrenci, "dünyada Müslümanlar'a yapılan baskılan" protesto etmek amacıyla düzenledikleri toplantıda ABD, SSCB ve lsrail bayraklannı yaktılar. Öte yandan Diyarbakır Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin 4 öğrencisi de "polis ajanı" olduğu gerekçesiyle bir öğrenciyi dövdükleri öne sürülerek gözaltına alındı. •• MARKSİSTLERİN 'BİRIİK' TARTIŞMASI Ozel hizmet tazminaü • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Atölye ve meslek dersi öğretmenlerine iki aydır "özel hizmet tazminatı" ödenemiyor. Bazı okullar ise saymanlıkların yaptıklan ödemeleri de öğretmenlerden geri istendiğini kaydediyorlar. Konuyla ilgili sorulanmızı cevaplayan Milli Eğitim Bakanlığı Erkek Teknik Öğretim Genel Müdürü Mehmet lyigün, erkek teknik liselerinde görevli atölye ve meslek öğretmenlerine "özel hizmet tazminatı" ödenmesinin Maliye Bakanlığı'mn ödenek çıkarmamasından kaynaklandığım belirtti. Çagrı, devrimci Marksisderi içermiyor tç Politika Servisi "Markstetterin biriik tajtışmasını" yurtdışında yaşayanların görüşleriyle sürdüruyoruz. Doğan Tarkan, Ömer Laçiner ve Ahmet Kaçmaz'ın "TBKP'nin yasallaşma karan alması ve bntön Marksisllere çağn yapması" hakkındaki değerlendirmeleri şöyle: Dogan Tarkan Bir grup TBKP'ünin yasala çıktıklarını ilan etmeleri Türkiye'de yasaklann bittiği anlamına geuniyor. Düşünce özgürlüğünün sımrlıhğının yanı sıra örgütlenme özgürlüğü de sınırlı. TBKP uzun bir süredir yasal olma çabası içinde. Bu çabanın en önemli adımı program düzeyinde aüldı. TBKP programı en açık haliyle reformizmi savunmaktadır. Programdan sosyal devrim ve proletarya diktatörlüğü kavramları çıkmıştır. Çeşitu sözcüleri artık sosyal devrimler çağının tamamlandığını, şimdi gerekli olarun dünya çapında reformlar olduğunu anlatmaktadırlar. özetle TBKP yasal hale gelmek için kendisini ehlileştirmıştir. Bu nedenle basm toplantısındaki biriik çagnsı devrimci Marksistlerriçermemektedir. Marksistler burjuva diktatörlüğüne, kapitalist devlete karşı işçi sınıfırun kendisini devlet olarak örgutlediği, siyaseti, ekonomiyi ve kendi yaşamına ilişkin T a r k a n TBKP programı en açık haliyle reformizmi savunmaktadır. Laçitter Yarış bırakıhp, kapitalist versiyonun gerçekliğine uyarlanılmışür. K a ç m a z Yığınsal parti isteği ile komünist adında ısraı çelişkidir. her türlü karan kendi eüerine al daki politik tutuklular derhal serdığı bir işçi konseyleri devletini sa best bırakılmadan Türkiye'de yavunurlar. Bu ise bir siyasal dev saklann kalktığı, kalkmakta olrim i zorunlu kılar. Burjuva dik duğu söylenemez. tatörlüğüne karşı proletarya dikBaşta Kürt dili olmak üzere ültatörlüğünü savunmak yasadışı kede konuşulan bütün ana diller olduğu müddetçe komünist bir iş serbest olmadan, zorla asimilasçi partisi yasal olarak kurulamaz. yon son bulmadan Türkiye'nin ö t e yandan, Türkiye bir yasak özgürleşme doğrultusunda adım lar ülkesi. Bırakalım sosyal dev attığı söylenemez. rimi savunan düşüncenin özgürSon olarak şunu söylemek istice örgütlenmesini, işçi sınıfıran ve yorum: Taviz vererek, uzlaşarak çalışan halkın en basit özgurlük ve yığınsal mücadeleye dayanmaleri dahi ya hiç yok ya da olağa dan siyasi demokrasi genişletilenüstü tedbirlerle sınırlı. Sendikal mez. Siyasal demokrasi işçilerin örgütlenme hakkı bütün çalışan sendikal örgütlenme, sırursız grev lar için (öğretmenler, memurlar, ve gösteri hakkı için mücadeleye polis ve askerler) elde edilmeden, atılmasıyla, tüm çalışanlan eyletüm çalışanlann, tüm toplumun me çekmesi ile genişler. Doğu Alyaşam koşullanm duzeltmek, k o manya, Çekoslovakya, Polonya rumak ve sistemi kendi yararları vs. bunun en iyi örnekleridir. Yına değiştirmek için mücadele ola ğmlann eylemi, mücadelesi köhnakları elde edilmeden, sınırsız nemiş gerici rejimleri devinnektegrev, genel grev hakkı elde edil dir. Yıgınlar her gun yeni bir tameden, izinsiz toplantı ve gösteri leple sokağa çıkmakta ve o gerici hakkı elde edilmeden, zindanlar rejimler hergün yığınlann talep Cemal Kamacı beraat etti • İSTANBUL (AA) Eski milli boksör Cemal Kamacı, laikliğe aykırı propaganda yaptığı gerekçesiyle ikinci kez yargılandığı davada beraat etti. Vaiz Ahmet Vanhoğlu'yla birlikte teyp kasetlerine laikliğe aykırı konuşmalar yaptıklan gerekçesiyle İstanbul Devlet Güvenhk Mahkemesi'nde yargılanarak 5 yıl hapis cezasına çarptırılan Kamacı, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin karan bozması nedeniyle tekrar yargılandı. tstanbul 1 Numarah Devlet Güvenlik Mahkemesi'ndeki duruşmada mahkeme heyeti, "Teyp bantlarının tek başına yeterli kanıt olamayacağı" gerekçesiyle ahnan bozma kararımn uygun olduğu hükmünü verdi. nildiğini ortaya koyar. TBKP'de temsil edilen eğilim, bu sonucun sosyalizm davasıyla ilgili kısmıyla zaten coktandır ilişkisini kesmiştir. Dolayısıyla o sadece "yanş"ı bırakıp, yenilgisini kabullenip galip kapitalist versiyonun gerçekliğine İcendini uyarlayıp "düzen" sımrlan içine iltica etmiştir. Yukanda özetlenen sonucun iki yönünü de göremeyen, görmek islerini kabul ederek geri çekilmek temeyenler ise hâlâ eski yolda ıstedir. SSCB'de yasaklara rağmen rarlıdırlar. grevler gerçekleşmekte, mücadeBunlann ötesinde ise sosyalizle ile mücadele içinde örgütlenil mi yeniden tanımlayacak, kaynamektedir. Türkiye de aynı potan ğındaki değer ve idealleri canlansiyellere sahiptir. özgürlükler dıracak yepyeni bir hareket ihtibahşedilmeyecek, kazanılacaktır. yacı duruyor. Eşitliği malda değil, insanlann yaratıa, üretici vasıllannı gıderek zengınlesen biYüzyıldan fazladır egemenliğini çimlerde sergileyebildikleri süreçsurdüren, "MarksizmLeninizm" lerde gerçekleştirebilecek bir ideetiketli ekonomist, reel politiker al olarak kavrayan, özgürlüğü bu sosyalizm anlayışı, burjuva top sürecin ruhu sayan, mevcut tüm lumunun devletçi totaliter bir versi düzenlere karşı o köklü kurtuluş yonuna varabilirdi ve oraya var ütopyasını, bu derin humanizmi mıştır. "Sosyalisl ülkeler"in tü canlandınp temsil edecek yeni bir münün durumunda özetlenen şey, yaklaşım, her bakımdan yepyeni şu veya bu hata ya da eksiklikle bir hareket olarak oluşturulmayı rin değil, doğrudan o anlayışın bekliyor. mantıki ürünü, doğal eseridir. tki yönlü bir sonuçtur bu. Birincisi sosyalizmin asli amaç, ideal Yasal siyaset yapmak en temel ve değerleri karşısında tam bir he demokratik haklardan birisidir. zimeti, aykınlığı sergiler. tkinci Ancak bugün Türkiye solumın si, o anlayışın düne kadar yarış esas meselesi herkesin kendi batığı kapitalist versiyon önünde ye şına yasallaşması değil, yasal par tinin solu temsil edecek bir ağırlıkta, elbirliğiyle oluşturulmasıdır. TBKP'nin çağnsı bu espriyle bağdaşmaz. Çağnda, "öteki Marksistler"e de seslenmek zevahiri dahi kurtarmaz. Başkalanm da davet ederek yasal parti çağnsını herkes yapabilirdi. Bunca yıldır bu yapılmadıysa sebebi, çağn dahil daha ilk adımdan başlayarak her şeyin ortaklaşa yapılmasını sağlayabilmek içindir. Aynca çağnda iki adet ön şart koşuluyor: "Yenilenmeye açık program" ve "komünist" adı. "Yeni düşünce"nin Marksistler arasında tartışıldığı günümüzde, ileri sürülen ön şartlardan ilki, daha başta Marksistlerin bir bölümünü dışlamaktır. "Yığınsal bir parti" kurmak isteği ile "komünist" adında ısrar etmek ise hele sosyalist ülkelerde son olup bitenlerden sonra garip bir çelişkidir. TBKP'li arkadaşlar bu çağrıdan önce, öngördükleri partiye ilişkin girişimi birlikte yapmak için bize öneri getirdiler; yukandaki nedenlerle doğru bulmadığımızı söyledik. Röportajımzdaki cevaplardan da görüleceği gibi, bu çıkışryla TBKP sol içinde kendini daha da tecrit eden bir mecraya girdi. Ömer Laçiner Ahmet Kaçmaz SCRECEK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear