26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
umhuriyet Sahıbı: C u m h u m t t Matbaairıhk ve Gazetecılık Turk Anonım Şırkeıı adına N'ıdir Ntdi # Gencl Yayın Mudııru H ı s u C t n ı l . Muesscse Muduru Emint I ş t k l ı g ü , \azı tşlerı Muduru. Ok«» Cootnsin. 0 Habcr Merkezı Muduru Yılfia B*yer, Sayfa Duzenı Yönetmem Ali . V s . • Tmakıler ANXARA AJııım Tm. İZMİR Hlkrart Çrtinkjy». lç PoUuka. Cdıl B^taı«>ç. Dış Haberta îifB Itata, Ekononu. O a f b Ifcrfcu. Is Scndıka. ŞakiM K t u n . Kullur Cctal C S K , Egnım G««ay Şwtan. Habcr Majunna lsm« Bnfcm. Yun Haberlm N«cde« D o t u . Spof Daıujmanı. Abdnludir Yucdmu, Dıa taaiar K m Çak*M< Arastıma. >hiıı AJpay. Duzctanr AM«feü> Vıao. • Koordına;Or Atatt Konıbu. • Malı IŞICT Erel Eıtat. • Muhastbe Balral Vener • BüıttPlinlamt Sojl OsMBbe?«othı % R*Uam Anr Tomn. • Ek Yavmlaı* H»b« AJcrol • Idaır Hneyia GORT. • l^lcunc: Öoder Çdk. • Bdgılslcm >ul tnl. • Pcrcond Sevgi Basan vt Yavan Cumhunyn Malhaaalık « OüUMİık TA^. TUrk Oca* Cad 39/41 Cıgıkıttu M3J4 la PK 246lsanbul. Ttl 512 05 05 (20 hat). Tcte*. 22246 Fax. (1) 526 60 72 % Bumtür Anfcn: Zl>» Gökalp Blv Inkılap S. No 194. Ttl 133 1 4147, Tdot 42344 Fı* (4) 133 1 05 65 • famr H Zıya Bh 1352 S i 3. Td 13 12 30. Tda. 52359 Fac (51) 19 53 60 1 Â A * K Inonü Cad 11 & No 1 Kal 1. Tei 19 3 52 (4 tıau Töo. 62155. Fax pi) 19 J"1 52 *» TAKVIM: 19 KASIM 1989 Imsak: 5 20 Gur.es: 6.48 Öğle: 11.54 Ikındi: 14.27 Akşam: 16.50 Yatsı: 18.14 97 yaşında bir delikanlı: Erte j Bir süredir şarap sürahileri dizaynı yapıyor Erte. Singapur'da hayır için düzenlenmiş bir gecede bir sürahisi 5000 dolara alıcı buldu. "Bu insanlar çılgın" diyor Erte. Bir gazeteci "Hayır" diye yazmış, "Çılgın olan insanlar değil Mösyö Erte, sizin sanatınız!" NECLA SEYHUN Yüları onun gibi yaşamak var. Cıvıl cıvd, hayat dolu. Heyecandan hiçbir şey yitirmeksizin. Tıpkı 100 yü önceki gibi. 100 yıl ya... Bugün 97 yaşında Erte. Asrı tamamlamaya yalnızca üç yılı var. Son günlerde dış basında yine günün konusu. Bir süredir şarap sürahileri dizaynı yapıyor. Soluk kesici güzellikte. llk dizaynı: "Bağbozumu." 12 bin surahıydi... Tükendi bile. Amerikan pazan için sayısı belli değil. Moda desenleri, kitap ve dergi kapakları, afişler, tablolar, heykeller, dekorlar, tiyatro, bale ve sinema kostümleri. Hepsinde 1920'lerdeki havayı sürdürüyor Erte. Hep aynı çizgi. Ama taptaze. "Bu Art Deco'nun devamı değil" diyor Erte. "Ben çocuklugumdan beri Hinl ve tran minyatürierine, eski Yunan vazolannın desenlerioe bayılınm. Buna kendi hayal gucümü kattyorum. Benim eserlerim gerçekleri dcfil, düşleri yansıtıyor. Bunca tatmasının, demode "Rapsody in Blue" oynuyor. Her birine ücer ayını verdi Erte. Daha doğrusu üçer ayını n 21'den 24'e kadar olan gece saatlerini... Çünkü Erte için çahşma saatleri budur. Gttndüz düşüncelere ayrümıştır. Bir de alışverişlere... (Bu bir başka dünyanın çıtkınldım mösyösü, moda butiklerini dolaşmaya bayılır). Gün boyu yollarda, parklarda gezer. Gecelerdir çalışma, yaratma için en uygun olan saat... Art Deco'nun ulaşılmaz ismi, 1920'lerden beri dünyanın başını döndürüyor Yeni bir galaksi CAMBRIDGE, ABD ; (AA) ABD'nin Massachusetts eyaletinin Cambridge Astrofizik Merkezi'nde çalışan astronomlar, bugüne kadar evrende rastlanmamış büyüklükte dev bir galaksi kümesi keşfettiler. Scıence Dergisi'nin son sayısında yer alan bir yazıda, Margaret Geller ve John Huchra adlı astronomlar, galaksi kümesinin 500 milyon ışık yılı uzunluğnnda, 200 milyon ışık yılı genişliğinde ve 15 milyon ışık yıh kalınlığmda olduğunu bildirdiler. Samanyolunun ancak 100.000 ışık yıh genişliğinde bulunduğu biliniyor. Astronomlar, evrenin oluşumuyla ilgili mevcut teorilerle böyle bir galaksi kümesinin izah edilemeyeceğini belirterek, kullandıkları teleskoptan altı kat daha güçlü olacak 4 metre mercekli bir teleskop yapılmasını istedüer. Sayısız eseri bulunan Erte'nin çizdigi dcsenlerden biri. "Ancak geceleri kendimi özgiir ve rabat hissederim" diyor Erte. "Kimse rahataz edemez benj. Ne gürultu ne telefon... Sınırsızjcesintisiz bir zaman vardır önümde. Masamın âstünde yalnızca desenlerimi gydınlatan güçlü bir lamba. Evdc tüm ısıklan söndünirüm. Biriki aplik yanar masadan kalktıtımda yolumu gönnem için, o kadar. Kedilerim de çaltştıgımı bilir, uyur gibi yaparlar. Mmicmac adlı bir kedim vardı^alıştığım kadar masamın üstünde yatar, göz ucuyla izlerdi beni. Yalnız olmamın vaşarasal bir önemi var benim için. Ancak böyle cahşabilirim. Yalnızlıgı severim. Kedilere duydugtım büyük tutkunun nedeni de bu. Kediler de yalmzhgı, özgürlügü ERTE "Yalnuhgı severim. Kedilere duyduğum biiyük tatkunun severler. KedUerimle birbirimize nedeni de bu. Onlar da yalnızlığı, ozgıirlugu severler. çok benzeriz.Kedi hasta oldugu zaman, kaçar saklanır. Ben de olmamasının nedeni bn!.." hazırlanmıştı bu sürahiler. hasta olduğum zaman 40006000 frank arasıydı fıyatı. Ert6 97'inci yaşını geçenlerde aranmaktan hoşlanmam. Yalnız Singapur'da hayra düzenlenmiş Paris'in ünlü Maxim's'inde kalmak isterim. bir gecede Erte imzalı bir kutladı. Ünlü Courvosier Çalışırken müzik dinlemeye sürahi 5000 dolara alıcı buldu. konyağı için hazırladığı 2 çok bayılınm. Işiml çok severim. Kapış gidiyor eserleri... "Bu şık sürahi sunuldu bu gecede. Zaten hoşuma gitmeyen işi insanlar çılgın" diyor Erte. Bir Bu sürahilerin de birincinin almam ki... Yaratmak benim gazeteci, "Hayır" diye yazmış, yolunu izleyeceği, kısa zamanda için yaşamak demektir!.." "çılgın olan insanlar defU tükeneceği bir gerçek. Mosyö Erte*, sizin sanatınız!.." Bu geceye 25 smokinin içinden Doludizgin yaratıyor, Gerçekten de büyüleyici, çılgın seçtiği bronz rengj bir smokinle doludizgin yaşıyor işte bu bir dehası, bir yaratıcı gücü var katıldı Erte. tki dirhem bir yüzden Erte... Bugün 97 Ertfnin. 1920'lerden beri çekirdek. Her zaman olduğu yaşında hâlâ sanat sahnesinde, dünyanın başını döndürüyor. gibi. hâlâ başrolde. Hâlâ alkışlar Art Deco'nun ulaşılmaz, büyük Şu anda Brodway'de dekor ve yağmur misali. ismi Erte. Bis, bis Erte... kostümlerini hazırladıgı iki Bugüne değin yaptığı eserlerin Perde inmesin!.. müzikal "SurdnsJ" ve Balıkçılar bulundu • SİLİFKE (AA) Içel'in Silifke ilçesi Tasucu mevkiinde 8 gun önce denize açılan 2 balıkçının, dün KKTC Erenköy bölgesinde sağ olarak bulunduğu bildirildi. Tasucu Liman Başkanı Salih Eker, sandallan ile denize açılan ve kendilerinden haber ahnamayan Mustafa Deniz ve Yıldıray Çınar'ın, dün Erenköy bölgesinde karaya çıktıklannı söyledi. Barmenler yanşnıası • ANTALYA (AA) Meksico City'de 1990 yıhnda düzenlenecek olan Dünya Barmenler Yarışması'nın Türkiye elemeleri bugün Antalya'da yapılacak. Antalya Kışlahan Oteli'nde yapılacak bölge elemelerinde, 50 barmen yanşacak. Dünya Bartnenler Federasyonu'nun Türkiye temsilciliğince düzenlenen yanşmada, "yemek öncesi", "uzun içki" ve "yemek sonrası" içki dallarında ilk üç dereceye girenler beürlenecek. Art Deco'nun ünlü ismi Erti'nin imzasmı taşıyan bir desen. YAYENCILARDAN ONERI: Cevat Şakir'in kitabını hemen basmaya hazırız Bilgi Yayıneviyöneticilerinden Sevgi Özel: Bu kitabı bir an önce tutsaklıktan kurtarıp yayımlamak istiyoruz. \azar veyayıncı Erdal Öz: Kitabın gün ışığına çıkarılması için elimizden geleni yaparız. İDİL GÜRSEL ANKARA Yayıncılar Cevat Şakir Kabaağaçlı'nın (Halikarnas Balıkçısı) 18 yıldır Dışişleri Bakantlğı'nda bastınlmayan kitabı için, "Biz hemen yayırntamaya hazınz" dedıler. Dışişleri Bakanhğı Sözcüsü Murat Sungar, kitabın bastınlması için Dışişleri'nde bir formül düşünuldügünü belirterek, "Bakanlığın şu sıralarda konuya el atmayacagım" bildirdi. Halikarnas Balıkçısı'nın tum kitaplarmı basan Bilgi Yayıne\i yöneticilerinden Sevgi Özel, kitabın yayımlanması için daha önce girişimleri bulunduğunu kaydederek, kitabı bir an önce bastırmayı düşündüklerini söyledi. özel, "Bu kitabı bir an önce tutsaklıktan kurtanp, yayımlamak istiyoruz" dedi. Yazar ve yayıncı Erdal Öz kitabı eğer Bilgi Yayınevi yayımlamazsa hemen yayımlamaya hazır olduklannı kaydetti. Öz, kitaba sahip çıktıklarını ifade ederek, "Kitabın günışığına çıkanlması için elimizden geleni yapanz" diye konuştu. Erdal Öz, Halikarnas Balıkçısı'nın bir ömur boyu oluşturduğu birıkım sonucunda yazdığı kitabının, tozlu raflarda kalmasının son derece üzücü olduğunu belirterek, "Kitabı ben basmaya hazınm. Eğer bu konuda olurolu bir yaklaşım içinde olurlarsa balıkçının kitabı tutsaklıktan kurtulur" dedi. Dışişleri Bakanhğı Sözcüsü Murat Sungar bakanlığın konuyu bir şekilde çözmek istediğini büdirerek, "Olay müsteşara ve bakana intikal ettikten sonra bir şeyler düşünülecek. Şu sıralarda Dışişleri'nin kitap için özel fon bulmak ve lelif hakkının devredilmesi gibi düşünceleri var" dedi. Dışişleri Bakanlığı Kültür Dairesi Başkanı Pulat Tacer kitabın basılraasına sıcak baktıklarını belirterek, kitabı iki yü önce bastırmak istediklerini, fakat editör bulamadıklarını söyledi. Basımı için Kültür ve Turizm Bakanüğı'na başvurduklanru anlatan Tacer, eski Kültür ve Turizm Bakanı Tınaz Titiz'in kitapla çok ilgilenip, bastırmak üzere istediğini ifade etti. Kitabın içeriğinin Halikarnas Balıkçısı'nın tüm eserlerinin Ingilizce bir özeti olduğunu vurgulayan Tacer, "Kitap Basın Yayın Genel Müdürlugü tarafından tngiiizce çıkanlan Newsporte Dergisi'nin eklerinde belli bölüraler halinde yer aldı" dedi. iki yıl once kitabın basılması için yabancı yayınevi temsilcileriyle de görüştüğünü ifade eden Tacer, "Londra'da yayın yapan Rüstem Yayınevi'yle anlaştık, ama sonra ilgilenmediler" diye konuştu. Bıılaşık yıkayan balıklar NECATt GÜNGÖR Yıh belli değil, geçmiş zaman... Devirlerden lsmet Paşa devriydi... Turkiye'nin kırk bin köyü vardı; Kızık köyü, o kırk bin köyden yalnızca biriydi. Malatya'nın Arguvan ilçesine bağlı Kızık köyü... Söylenceye göre, bu köyün insanları Oğuzlann Kınık Boyu'ndan geliyorlardı. Yüzyıllar öncesi buralara yerleşmiş ve bu topraklara kök salmışlardı... Suyu bol, toprağı bereketli, insanının gönlü ganiydi Kızık'ın. Ekmeğini topraktan, hayvancılıktan çıkanyorlardı. Çamurlu, tozlu durmuşlar, belli değildi... Köyun en yaşhsı büe, öncesini anırasamıyordu. Sanki dünya kurulalı beri bu göl buradaydı ve bu balıklar içinde oynaşıyordu... lsmet Paşa devrinde muhtarhk eden biri vardı köyde. O muhtara göre, suyun acıhğı balıklardan ötürüydü. Balıklar temizlenirse suyun tadı yerine gelir, içimi kolaylaşırdı... Gerçi halk balıklan kutsamıştı, onlara dokunmuyorlardı; ama, bu inanç daha çok köyün yaşlılan için geçerliydi. Sonra, köyün mührünü taşıyan koskoca muhtann da bir bildiği olmalıydı... Üç ay içinde balıklar yeniden göründüler suda. Toprağa düşmüş tohum gibi kendi kendilerine füizlendiler adeta. Günden güne çoğaldılar, göle sığmaz oldular... Köylülerin, bu balıklann kutsallığına olan inançlan iyice pekişti. tçtikleri suyun acılığını düşünmez oldular. Üstelik, yalnızca muhtar ile oğlu değil, ölunıleri balıklann hikmetine bağlanan... o günlerde köye gelen iki jandarma eri, kannlannı doyurmak için gölden balık tutmuşlar; sonra da bir ateş yakıp bu balıklan pişirmiş ve yemişlerdi... Erlerden biri hemen orada felç olbaşka, gözleri gibi koruyorlar babklan. Aralannda karar ahnışlar, suya deterjan karıştırmıyorlar. Ekmek pişiren her kadın, önce bahklara getirip doğnıyor bir tanesini. Balıklar da nankör yaratıklar değil zaten: Kendilerini koruyan ve besleyen köylü kadınların bulaşıklannı yıkıyorlar! Evet, gözlerimizle görmesek; fotoğraflannı çekmesek, biz de inanmazdık buna! Kadınlar yağlı, kirli, dibini tutmuş tencerelerini, tavalanm, leğenlerini, sahan ve tabaklarını getirip gölün dibine bırakıyorlar usulcana. Gölü sulardan getirilmiş bahklara da hayat hakkı tarumryorlar! Yabancı bir balık göllerine getirilince, o saat canavarlaşıp yiyorlar onu, yok ediyorlar. Bilim Haftası • ANKARA (AA) Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu'nun (TÜBÎTAK) 25. kuruluş yıldönümü dolayisıyla düzenlenen "Bilim ve Teknoloji Haftası", yann başlayacak ye 5 gün sürecek. TÜBlTAK'tan yapılan açıklamaya göre hafta, bilim ve teknolojinin, ülkelerin kalkınmasındaki öneminin kamuoyunda bir kez daha tartışılmasını sağlamak, Türkiye'de konuya ilişkin gerçekleştirilen çalışmalann, özellikle TÜBlTAK'ın etkinliklerinin tanıtımını yapmak amacıyla düzenlendi. Özel havuzlar Kızık köylüleri kendi olanaklanyla balıklann bir bölümünü yaşatıyorlar. Birbirine gecmeli havuzlar yaptırmışlar; kaynaşan bahkların kolayca gezinmeleri sağlanmış... Ancak balıklann daha geniş bir göle kavuşmalan, köylülerin bütçelerini aşıyor... Bir ara özel ldare'ye başvurmuşlar, bahklara büyük bir göl yapılsın diye, ses alamamışlar... özel tdare dışında kim ilgilenir, kimin üstüne vazifedir bu doğa varlıklanm korumak? Onu da kimseler bümiyor. Karaca balıklann Kızık halkından yana bir sorunlan yok. Kızıkhlar doğayı korumamn gereğine inanmış kimseler. Ne var ki, köyün kedüerine söz anlatmalan mümkün değil! Burada balıklann tek düşmanı kediler... Müslüm Bektaş'ın anlatması; gece olup da ortahktan el ayak çekilince, balıklar suyun yüzüne çıkarmış... Suyun üstünde soluklanır gibi dolaşırlarrruş... Kedilerse pusuda beklerlermiş bu saatlerde. Bu yüzden, kimi balıklann kara derileri çizgi çizgi pençe yarası içinde! Tutabüdiklerini yiyor kediler. Tutamadıklan, suyun içinde yaralı yaralı yuztiyor... TÜRSAB'da genel kuruT ALt TEVFİK BERBER ÜRGÜP Türkiye Seyahat Acentaları Birliği'nin (TÜRSAB) 9. Olağan Genel Kurulu öncesinde Ürgüp'te yapılan turizm sempozyumunda, 1990 yılında turizm sektönine 118 milyar lira ayrıldıgı, bunun 25 milyarlık bölumünün tarutım ve pazarlama çalışmaları için harcanacağı bildirildi. Ürgüp Belediyesi Kongre Salonu'nda düzenlenen sempozyumda konuşan TÜRSAB Başkanı Ferit Epikmen, "turizm faaliyetlerinden ülkenin kendi yurttaşlarını da yararlandırması gerektigini" söyledi. Turizm Bakanlığı Muste&arı Mustafa Türkmen de ileriye dönük turizm hedetterinden söz ederek, "1992 yıImda 8 milyon turist ve 8 milyar dolar gelir bckliyoruz" dedi. Turk turizminin tartışıldığı sempozyumda konuşan THY Genel Muduru Cem Kozlu ise THY'nin 150 milyar lira olan sermayesitün 700 milyar liraya çıkanlmasının kararlaştınldığım söyledi. 1999 yıhnda 70 a>Ti dış noktaya uçuş yapılmasınm hedeflendiğini belirten Kozlu, turizmin desteklenmesiyle THY'nin kapasitesinin de arttınlacağını kaydetti. TÜRSAB'ın olağan genel kurulu bugün yapılacak. Seçimlerde Ferit Epikmen \e Bahattin Viıcel çekişecek. Kızık köylüleri, göldeki balıklann kutsallığına inanıyorlar ve dokunmuyorlar onlara. Ekmek pişiren her kadın önce bahklara getirip doğruyor bir tanesini. Kendi kendine ölen balıklan, köy halkı özenle toprağa gömüyor. Kızık'ta insanların yazgısı balıklarınkiyle çelişiyor. Balıklar çoğalırken, insanlar azalıyor. Köyün bütün gençleri ekmeklerini gurbette aramaya çıkmışlar, geri dönmeyi düşünmüyorlar. Altmış haneli köyde, üç yüz kadar insan toprakla boğuşup duruyor. Altmış evin yalnızca üçünde traktör var. yollardan at sırtında, katır Üstünde ilçeye gidip geliyorlardı; ama yüksunmüyorlardı bundan. Okul yoktu okuyacak; elektrik uzak bir düş gibiydi o devirlerde... Yine de insanlar pek yakınmıyorlardı. Şikâyetçi oldukları tek şey. köydeki içme suyunun acılığıydı! Kudretten kaynamış, kendini yeryüzüne vurmuş bir suydu bu. Taşmış, birikmiş, bir küçük göl oluşmuştu kaynagın çevresinde. Suyun içinde parmak kadanndan bilek kahnlığına kadar irili ufaklı balıklar oynaşıyordu. Hikmetinden sual olunmaz bu karaca balıklar, ne zaman ortaya çıkmışlar, ne zaman çoğalıp gölü dol Koruma Bölgeleri • MUĞLA (C umhuriyet) Hükümetin turizm amaçh yatınmlar için uyguladıgı 49 yıllığına tahsis işlemleri "özel çevre koruma bölgesi ile turizm alanlan"nda durdunıldu. Muğla Orman Bölge Müdürlüğü yetkilileri 574 kişi ve kuruluşun tahsis işlemlerinin durdurulduğunu bildirdi. Yetkililerce, verümiş tahsisler iptal edilirken, yeni başvuruların da geri çevrildiğini belirttiler. Tahsislerin durdunılmasının sevindirici olduğunu beürten Mimarlar Odası yetkilileri, tahsislerin iptalinin amacına ulaşabümesi için 10 Kasım 1989 tarihli karamamenin de iptal edilmesi gerektigini bildirdi. Köy gençleri kaçıyor Ne garip ki, Kızık'ta insanlann yazgısı, balıklann yazgısıyla çelişiyor: Balıklar çoğala çoğala göllerden derelere, bataklıklara taşıyorlar. İnsanlar azala azala yokluğa yaklaşıyorlar... Köyün bütun gençleri ekmeklerini gurbette aramaya çıkmışlar; geri dönmeyi düşünmüyorlar. Altmış haneli köyde, üç yüz kadar insan toprakla boğuşup duruyor. Altmış evin yalnızca üçünde traktör var. öteküer, geleneksel yöntemlerle tanm yapıyorlar... Genç insanlar gurbete gidip de geride yaşlılar kalınca, köyiin nüfusu da çoktandır artmazolmuş... Nicedir yeni bir bebek aglamasına tanık olmamış Kızık köyü! Doğumlann ardı kesilince, Milli Eğitim gelip Ukokulun kapısına kilit vurmuş... Köyden giden bin kadar genç insanın, yaşlanmadıkça buralara geri dönme olasılıkları yok... Bunun anlamı, ölen insanın yerine yenisinin gelmeyeceğidir... Ve belki de kapısına kilit vurulan ilkökul, hiçbir zaman açılmayacak bir daha! Kızık köyünde balıklar kendi yumurtalarını yiyerek doğal bir denge yaratıyorlar; insanlarsa, doğduklan yerden ötelere savrularak ayakta kalmaya çabalıyorlar. YAGLI KAPLARITEMİZIİYORLAR Malatya'nın Arguvan ilçesine bağlı Kızık koyünün kadınlan, yağlı, kirli, dibi tutmuş tencerelerini, tavalanm, leğenlerini getirip gölun dibine bırakıyorlar. Gölü dolduran balıklar arasında kaynasma başlıyor. Bıılaşık kaptan eser kalmıyor. (Fotoğraf: Ugur Günyüz) Muhtar aldığı kararı kendince uyguladı. Gölü bahklardan temizledi. Suyun yatağını elden geçirdi. Köy tatlı suya kavuşunca, muhtarı hayırla anacaklardı kuşkusuz... Öyle inanıyordu. Gelgelelim muhtann ömrü vefa etmedi; umduğunu, dünya gözüyle göremedi! Balıklann yok edilmesinin üzerinden on gün bile geçmeden Tanrı'nın rahmetine kavuştu! Dunya yüzünde bir oğlu vardı, ocağını tütturecek tek çocuğuydu. Ne yazık ki arası çok sürmedi, bu çocuk da babasının yattığı kara toprağa gitti! Toprakta daha kefeni çürümeden ocağı kör kaldı muhtann... muş; ötekisiyse bir süre sonra ölmüştü! Kızık köylüleri, tanık oldukları ya da bahklara bağladıklan daha birçok ölüm olayıru anlatıyorlar. Aıüatüanlarda bir hilaf varsa, gunahı, söyleyenlerin boynuna! Kimileri inanıyor, kimileri de inanmıyor bu balıklann kutsallığına; ama inanmayanlar da dokunmuyor onlara! Balıklar, küçük gölün içinde bir, bir buçuk kiloya kadar büyüyüp ölüyorlar... Kendi kendine ölen balıklar atılmıyor bir kenara: özellikle inanç sahipleri balık ölülerini toprağa gömüyorlar özenle! Köyluler dokunmadıklanndan dolduran karaca balıklann arasında bir kaynasma başhyor. Göz açıp kapayıncaya dek önce bularuyor su; sonra durulup açıhyor... Az önceki kirli, yağlı, bulaşık kaptan eser kalmıyor ortalıkta. Suyun içinde gümüşsü ışıltılarla parlıyor kalayh kap... Bir daha çalkalamaya büe gerek duyulmuyor.... Öte yandan gölün üstünde yeşil başlı ördekler yüzüyor. Suyun akıp geçtiği yerlerde suzambaklan boy atmış... Suyun bırazcık toplanıp göl olduğu her yerde, küçük kara balıklar oynaşıyor... Ancak, buradaki suyun dışında, hiçbir yerde yaşamıyor balıklar. Başka Sovyet kömtir işçilerinin grevi • MOSKOVA (AA) Sovyetler Birliği'nde 25 ekimden beri grevde olan kömür işçilerinin sorunlarının çözümü için uzmanlık komisyonları kunıldu. Hem hükümetten hem de maden işçilerinden temsilcilerin katılacağı yeni komisyonlar, hükümet tarafından geçen temmuz ayında tüm iilkeyi saran kömür grevleri dalgasım durdurmak amacıyla ahnacağı vaat edilen önlemleri denetleyecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear