Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURtYET/12 EKONOMİ 17 KASIM 1989 Dövız Satıs 17 KASIM 1989 DOVIZ KURLARI Dövizin Cinsi 1 ABD Doları 1 Avustralya Doları 1 Avusturya1 Şılini 1 Batı Alman MarKı 1 Belçika Frangı 1 Danimarka Kronu 1 Rn Markkası 1 Fransız Frangı 1 Hollanda Florini 1 Isveç Kronu 1 İsviçre Frangı 100 İtalyan Lireti 1 Japon Yeni 1 Kuveyt Oinan 1 Sterlirı 1 Suudi Arabıstan Rıyali Dövız Alış Efektıi Alış Efentıi Satış 2315.36 1807.84 178 38 1259.93 59.93 323 28 543.19 369.87 1114.50 170.99 359 11 1419.16 16.08 7768.36 3655.49 617.31 2320.00 1811.46 178.74 1262.45 60.05 323.93 544.28 370.61 1116.73 359.83 1422.00 171.33 16.11 7783.93 3662.82 618.55 2313.04 1777.11 178.20 1258.67 58.91 320.05 533.96 369.50 1113 39 355.52 1417.74 168.08 15.92 7636.30 3651.83 606.82 2326.96 1816.89 179.28 1266 24 60.23 324.90 545.91 371 72 1120.08 360.91 1426.27 171.84 16.1B 7807.28 3673.81 620 41 Kalkıııma için sanayide öncelîk lanmanın bundan sonraki dönemlerde TİJSİAD seminerinin yabancı konuşmaaları, ancak "tasarnıf oranı yiiksek ülkeler" kalkınmanın bazı sektörlere öncelik verilmesinden için geçerli olduğunu belirtti. geçtiğini, bu seçilen sanayi dallannın ve sektörlerin Carliner, yeni ve seçilmiş sanayilerin belirienip bunlara ağırlık verilmesi gerekkorunması ve teşvik edilmesi gerektiğini vurguladüar. Konuşmacılar, ülkeye gelecek çokuluslu şirketlere hiçbir tiğini belirtirken, "yanlış sektör seciminin pahalı hata olduğunu" vuıguladı ve konuda'tekel verilmemesi'gerektiği uyarısında bulundular. dünyadan örnekler verdi. Yatınm alam OSMAN ŞENKUL Piyasa ekonomilerinde endüstriyel kalkınma stratejileri belirlenirken, sanayi seçimine dikkat edilmesi ve seçilen sanayi dallarının rautlaka desteklenmesi gerektiği vurgulandı. Kalkınmada yabancı sermayenin ve çokuluslu şirketlerin önemi üzerinde durulurken, bu tür şirketlere ulusal sınırlar içinde "tekel verilmeroesi ve bunlann korunmaması" gerektiğine dikkat çekildi. Türk Sanayici ve tşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) düzenlediği "Piyasa Ekonomilerinde Endüstriyel Kalkınma Stratejileri" konulu seminer Istanbul Sheraton Oteli'nde yapıldı. Toplantının açış konuşmasıru yapan TÜSİAD Başkanı Cem Boyner, ülke kalkınmalarında "piaacı donemlerin" gerilerde kaldığını vurgulayarak, "Bildiğimiz anlamda planlı kalkınmanın uluslan refaha ve ekonomik gelişmeye götürmede yeterli olraadığı ortaya çıktı. Gelişmeler uluslan gelecekleriyle ilgili stratejik düşünmeye ve stratejik planlar yapmaya itiyor" dedi. Gelişme yolunda atılan her adımın bir sonrakinin öncüsü olması gerektiğini belirten Cem Boyner, "Basıboş bir gelişme, değişikliklerin arkasından gidip her yenilige ayak uydurmaya çalışmak, hayatta kalmayı sağlar, ama başan ve büyüme için yeterli olmaz" görüşünü dile getirdi. Boyner sözlerini özetle şöyle sürdurdü: "Uluslararası rekabet bir seyirci sporu değildir. Katılım gerektirir. Uzun vadeli görünüm, politikalarda tutarlılık. birbirini kuvvetlendiren karariar başannın unsurları olacaktır. Geçen 10 yılda Türkiye'de önemli işler yapıldı. Enflasyon, yiiksek faiz sorunlan halen çöziilememiş olsa bile Türkiye, hazırlanmakta dogru yönlendirilmiş bir endüstrileşme, global pazarlara servis verebilmemiz açısından çok önemli olacak. Makro eko ÇAPRAZ KURLAR $ $ $ $ 1.8376 6.2599 2.0774 1.6315 B. Alman Markı Fransız Frangı Hollanda Florini İsviçre Frangı $ 1354.11 italyan Lireti $ 144.01 Japon Yenı $ 3.7507 S. Arabıstan Riyali £ 1.5788$ nomileri daha başanlı ve daha tutarlı yönetmek zorundayız. Ekonomiler birbirine daha fazla entegre olmakta ve politik ideolojilerin önemi azalmakta, insan unsuru öne çıkmaktadır. Her ne kadar biitiin bu gelişmeleri büyük bir memnuniyelle uzaktan izliyorsak da eğer 21. yüzyılda içinde yaşamayı seveceğimiz bir Türkiye istiyorsak, değişiklikleri takip etmek yeterli olmayacaktır. Değişiklikleri kendimize nasıl yarariı hale gelirebileceğimize karar vermek zorundayız." llk konuşmacı, ABD Ulusal Ekono seçiminde özel sektörün daha isibetli olduğunu vurgulayan Carliner, hükümetlere de özel sektörü izleme tavsiyesinde bulundu. Yatınm için hükümetlere düşen göre\in en başta enflasyonu düşürüp uygun ortam yaratmak olduğuna dikkati çeken Carliner, Türkiye için önerilerde bulunurken, enflasyonun indirilmesi gerektiğini, istikrann ve iyi kredi ve fınansman koşullarınm sağlanması ile teşvikvefgi sisteminin açıkhğa kavuşturulmasıru salık verdi. Carliner, kalkınmada yabancı sermayenin ve çok uluslu şirketleKwon, 1973 yüına gelindiğinde, ABD rin önemini vurgularken de şu görüşlere askerlerinin çekilmesi karannın da etki Güney Kore örneği üzerinde durdu. Bu ülkenin, 1962'de kişi başına düşen 8'7 dolarlık milli gelirden, 2826 dolaılık bugünkü düzeyine gelirken izlediği yolu özetlerken, bu dönemi 3 aşamaya ayırdı. 1962'de ihracata dönük model kabul edildiğini ifade eden Kwon, bu dönemdeki başarımn, koordinasyon ve hedeflerden geçtiğini bildirdi. Ihracat teşvik sisteminde hiçbir aynm yapılmadığuıı anlatan Kwon, ihracat hedeflerinin ve stratejilerinin her ay yapılan koordinasyon toplantılannda gözden geçirildiğini vurguladı. Kwon, "Bu loplantılara, devlet başkanı, hükümet üyeleri, teknokratlar, bürokratlar, sanayiciler, ihracatçılar. kısacası devlet ve ekonomiyle ilgili herkes kaülıp hedefleri gözden geçirdi, yeni stratejilerin belirlenmesinde ön ayak oldu" dedi. ALTIN BÜMÜŞ Alış Cumhuriyet Reşat 24 ayar attın 22 ayar bılezık 18 ayar attın 900 ayar gümüş Vakıfbank Altını Zıraat Altını MBaıta» 1 Ons $ 159 159 196.000 208 29 25 000 200 700 Satış 199.000 218000 29 28 270 700 SERBEST PİYASADA DÖVİZ Alış ABO Doiarı 2320 1256 1*20 1110 3650 Batı Aıman Markı İsviçre frangı Hoilanoa Fionnı Ingılız Sterlını Fransız Frangı A.ŞiKm 100 İtalyan üretı S.A ftyalî Dövız Int ($) = 2316 Satış 2323 1260 1425 1115 3690 21900 21 955 387 000 000 160 160 405 000 500 54 M 388 60 391 70 367 177 169 613 370 180 171 618 TL. imerbanto Ort htz C*>) BORSADA 1ŞLEMLER uncekı seBugunku Bugunnu are «acar. aı diş* er yite» AlarKo HoMing Anadokj Cam Arçelık Baflfaş Bnsa ÇelikHaJat Çımsa Ç.EIektnk OöMaş Eczacıbası Yat Ege Bıracılık EgeGübre OC EOlDC* E»*D.Ç.(IWM) GoodYe* Gubre Fabn Guney Bıracılık Hektaş iarar 0 Çelık Kartonsan Kav Kepez Elet'ik Koç Hotdıng Kordsa Koruma Tanm Koç Yatmm Maret Men Santral Metaş Nasaş Otmuksa Otosan Pmar SCıt Polyten Rabak SarKuysan Sıfaş TDemnDök Teletaş T.lşB(CK«lMt TisB(CKW58E| 16 KASIM 1989 Sugunku kapamş Akçimento TİjBsı T Sienıens TMUMUB Yapı Kr«S Ban 4050 5000 5200 11000 5200 5700 7500 5800 12250 5300 6700 10250 2300 66000 52 000 7700 1050 6000 4650 1350 5500 24000 9500 11750 8300 7500 6000 3200 3750 1200 1450 54O0 8400 5700 3700 6400 16750 5200 3650 7000 1200 2100 7700 1900 4400 19000 1500 2800 1850 3900 5400 5200 11000 5100 5500 7600 6800 12000 5100 6300 10250 2100 62000 51000 7600 1000 5700 4500 1350 5500 24500 9600 4000 5400 5400 11750 5200 5700 7700 5300 6400 10500 2200 66000 52 000 7700 1000 5800 4600 1400 5600 25000 9600 11750 8400 75O0 6300 3450 3850 1200 1500 5600 8400 5900 3700 6500 17000 5300 3750 7100 1700 2300 8300 2050 4450 19000 1450 2800 1900 3900 5400 5200 11750 5100 5500 7600 6800 12250 5300 6300 10250 2100 62000 52 000 7700 11500 8300 7300 5800 3400 3800 1100 1450 54O0 8200 5700 3700 6400 16500 5200 3700 6800 1700 2300 8300 2050 4300 18750 1450 2700 1900 ....1.072.073.5 1574.11 (Mıtkü: 15*9.10) 17400 1139 9613 8558 52890 14305 5253 2179 79250 2671 4950 10150 7300 131281 22 065 6100, looo | 21620i 3590 5700 14150 4500 25461 1400 22350 5500 2000 25000 5304 9600 8150 11500 15540 8400 9393 7500 29400 6000 30420 3450 18950 3800 187240 1100 12225 1500 10800 5600 6550 8400 9550 5700 4000 3700 12697 6400 89064 16500 4400 5300 27800 3700 71946 6800 3040 1700 1560 2300 8100 8300 400 2050 8575 4300 1879 19000 600 1450 10450 2750 400 1900 En çok söz. Ajrtklı ışien ort.fiy mıkterı Yapttan fiy 3950 5400 5400 11500 510O 5600 7700 6900 12250 5100 6300 10250 2150 65000 52 000 7700 1000 5700 4600 1350 5600 24500 9600 11750 8300 7500 6200 3450 3850 1100 1500 5400 8300 5900 3700 6400 16750 5200 3700 7000 1700 2300 8300 2050 4308 18750 1450 2750 1900 3931 5400 5332 11382 5126 5615 7654 6857 12237 6157 6333 10301 2133 64243 51888 7659 1000 5723 4556 1372 5594 24562 9600 11636 8311 7436 6034 3447 3840 1126 1479 5464 8307 5626 37O0 6408 16686 5210 3704 7010 1700 2300 8300 2050 4357 18846 1450 2754 1900 TÜSİAD'ın seminerine katılan uzmanlardan Koreli Prof.Dr. Yul Kwon, Prof.Dr. Carliner, oturura başkanı Prof.Dr. Emre Gönensay ve Dr. Herman Muegge. Türkiye'ye "kalkınma için öncelikli sektörler' ' belirlenmesini önerdiler. siyle ağır sanayi, savunma ve kimya sekmik Araştırma Bürosu'ndan Prof. Dr. yer verdi: torlerine de önem verilmeye başlandığıGeoffrey Carliner, son 10 yılda ülkele"Ancak çokuluslu şirkeller olmadan rin izledikleri kalkınma stratejilerini an da kalkınma olur. Japonlar yabancıları nı ifade etti. Bu dönemin 1980'li yıllara lattıktan sonra ö2ellikle yatınmlann art kesinlikle uzak tuttular. Ancak birçok ül kadar sürdüğünü ifade eden Kwon, bu tırılması gerektiğini belirtti. "Kısa dö kenin yaptığı gibi bu şirketlere kapılar yıllardan itibaren de otomobil ve yüksek nemde mevcut kapasiteden daha fazla açılırsa, bunlara tekel verilmemeu'dir. Bu teknoloji üreten endüstrilere ağırlık veyaraıianarak yannmian artürma olanagı yapılırsa çok pahalıya mal olabilir. Bun rildiğini belirtti. varsa da uzun dönemde sermaye biriki lann, koruma altındaki sanayilerle rekaEndüstriyel kalkınmada, politik önmini arttırmaksızın yatınmları arttırma bet etmelerine izin verilmesi Türkiye için derlerin doğrudan katıhmının etkili ololanagı yoktur" diyen Carliner, insan pahalıya çıkar. Önemli sanayilerin taiç duğunu vurgulayan Kwon, sözlerini söyle sermayesi ve kamu altyapı yatınmlannın birinde tekele izin verilmemelidir. sürdürdü: önemini vurguladı. Gerektiğinden büyük "Bu arada, sanayi stratejilerinin biyatınmlann zararlarından da söz eden Kanada'da yerleşik Koreli Prof. Dr. Carliner, yatınmlar için gereken dış borç Yul Kwon ise konuşmasında, daha çok çimlendigi tüm devlet kademelerindeki memurlar, istenilen yönde çok iyi eğitilip yönlendirildiler. Memurluk, çok zor girilen saygın bir meslek oldu. Bunlann hazırladıklan, biçimlendirdikleri stratejiler çok isabetli sonuçlara yöneldi. Buna rağmen zamao zatnan zor duruma düşen önemli sanayi kunıluşlan da oldu. Ancak bunlann kurtanlması için hemen bankalar seferber edildiler. Sabahki oturumun son konuşmacısı, Birleş.miş Milletler Endüstriyel Kalkınma örgütü (UNIDO) Bölgesel ve Ülke Çalışmaları Bölümü Başkanı Isveçli Dr. Herman Muegge, kalkınma politikalannın genel öğelerini ve önündeki sorunlan sıraladıktan sonra, "Aynnülı plan çahşmalan yapma yerine, örneğin 2000 yılına kadar bir ülkenin ekonomik kalkınmasının, teşvik edilecek sektörlerin ya da kalkınmasına öncelik verilen bölgelerin gelecek yıllardaki gönınümünü temel almak daha yararu olabilir" dedi. Bu sektörler ve sanayi dallan saptandıktan sonra Sanayi Bakanlığı'ndaki komisyonlarda çalışan kişilerin de buna göre yönlendirilmeleri gerektiğini vurgulayan Muegge, Türkiye için önerilerde bulunurken şöyle dedi: "tleride bir 'buhran yönetimi' yaratılmalı ve tüm ekonomi buna göre programlanmalıdır. Yabancı sermaye teşvikleri gerekir. Bu konuda kısıtlama olabilir, ama bu uygulama da oldukça zordur. Bu kısıtlamalar İsveç'te önce denendi, ancak başanlı olunamadı. Bunlann yanında mutlaka araştırmageliştirme çalışmalanna hız kazandırmalı ve teşvik edilmelidir." Konuşmasında, Türkiye'nin çok büyük potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Muegge, "Bu potansiyele rağmen Türkiye neden eeri kaWı?"sorusunu sordu. Muegge, sözlerini şöyle sürdürdü: "Son yıllarda ülkeler, gelecek yıllarda endüstrilerine, rekabet edebilme gücünü kazandırabilmek amacıyla bir yandan serbestleştirme programlannı uygulamaya koyarken, diğer yandan uygun rekabet edebilme koşullannı yaratabilmek için bazı sektörierini desteklemektedirler. Bu amaca ulaşabilmek için teknoloji geliştirme, yeniden egitim programlannı uygulamaya koyarak aynca küçük ölçekli endüstrileri destekleyki politikalara agırlık veririer." Kalkınma için uzlaşıııa Partha Gosh Konsensus, diyalog ve fedakârlık anlamına gelir. Taraflar, hangi fedakârlıklara hazır olduklarını beliriemelidir. Prof. Celasıın Oluşturulacak stratejilerinde sektör bazında yeniden yapılanma ön plana çıkarılmalıdır. Çilingiroğlu Sanayileşme stratejisinin ortaya çıkarılabilmesi için konsensus oluşturulmalıdır. Prof. Demirgil Sanayileşmenin sağlanabilmesi için mutlaka konsensusun sağlanması gerekmektedir. Ekonomi Servisi Kalkınma stratejilerinin belirienip uygulanması için toplumda konsensus (uzlaşma) sağlanması gerektiği vurgulandı. TÜStAD'ın "Piyasa Ekonomilerinde Endüstriyel Kalkınma Stratejileri" konulu seminerinin, Tekfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Feyyaz Berker yönetiminde yapılan panel bölümünün konuşmacıları, tarafların diyalog içine girmeleri ve fedekârlıklarda bulunarak bir uzlaşma zemini yaratmalan gereği üzerinde durdular. Panelin ilk konuşmacısı Uluslararası Yönetim Danışmanı Partha S£osh, gunumüz dünyasındaki gelişmeleri "ardışık devrimler" olarak nitelendirdi. Gosh, devrim olarak nitelendirdiği bu değişimleri şu başlıklar altında topladi: • ABDKanada arasındaki serbest ticaret sözleşmesi, AT'de tek pazara dogru gidiş ve Pasifik Asyası'ndaki gelişmeler örneklerinde olduğu gibi, ulusal ekonomilerin aralanndaki engelleri kaldırarak, bölgesel ekonomileri global ekonomilere dönüştüriiyorlar. • Merkezi planlı ekonomiler pazar ekonomilerine dönüşüyor. • ABD ve tngiltere gibi pazar ekonomilerinde, konımacılık, yeniden düzenleme gibi yontemlere başvurulmaya başlandı. Gosh, Türkiye'nin kendisine kalkınma stratejisi seçerken, evrensel pazarda hangi sanayi alanlarında, nerede olacağını açıkça ortaya koyması gerektiğini, ancak politikalarda dönemsel değişikliklerin ortaya çıkabileceğini anlattı. "Degişmeler olabilir. Bu oyunun adı zaten değişimdir" dedi. Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Demir Demirgil de kalkınma stratejisinin belirlenebilmesi için, özel sektör ile devletin konsensus oluşturup, önümuzdeki yıllarda >3tınmların nerelere yönlendirileceğini belirlemesi gerektiğine işaret etti. Demirgil, Türkiye^ ODTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. de sanayileşmenin çok düşük hızMerih Celasun da Türkiye'nin de da arttığını, bunun da yeterli aralannda bulunduğu gelişmekte olmadığını ve gerçek anlamda saolan ülkelerin 1970'li yıllarda hızla nayileşebilmek için, konsensusun dış borçlanmaya gittiklerini, son mutlaka sağlanması gerektiğini yıllarda meydana gelen ihracat ar vurguladı. tışlarının da bu dış borçlann Kullanılabilir kaynakların kısa ödenmesi gereğinden ortaya çıksürede özel sektörün yararlanmatığını ifade etti. sına sunulması, enflasyonun ve faGelişme stratejilerinin önünde iz oranlarının düşürulmesi gerekki engelin iç istikrarsıziık ve dün tiğini ifade eden Demirgil, ekonoyadaki teknolojik gelişmeleT oldumi genelindeki liberalleşmeye pağunu vurgulayan Celasun, oluşturalel olarak, eğitimde de benzer rulacak kalkınma stratejilerinde sektör bazında yeniden yapılan gelişmenin ortaya çıkmasınm zomarun'ön plana çıkartılması ve or runlu olduğunu savundu. Dünya Bankası uzmanı Ayhan Çilingiroğlu da konuşmasında, sanayileşme stratejisinin ortaya çıkanlabilmesi için toplumda "kesinlikle konsensus"un sağlanması wrektiğini ifade etti. Panelistlerin konuşmalanndan sonra dinleyicilerin sorulanna geçildi. Sorular ve yanıtlan genelh'kle, kalkınma için konsensus sağlanmasının gereği ve yöntemleri üzerinde yoğunlaştı. Kişi başma günlük tesia töketirol/gram (1989) tft«a fcacafc.... 14.S02.604.100 SfctofM t a r » : 1244 MAKARNA%2 BUL6UR PtRINÇ S 3 PEYNIR H 2 DÜNYA BORSALARI Aran (ons Londra 1.8395 Mark 1.6235 I.Frangı 143.45 Yen 6.247 F.Frangı 2.0742 H.Ftorini Tökyo 14337 Yen 15 KASIM 1989 = 311 gr.) Londra: 3905 $ Zurih: 391 $ Hong Kong: 391.94 $ * New Ybrk: 3915 $ * New York (aralık): 3933 Samiiş (ons = 31.1 gr.) Londra 5.38 $ * New Ybrk: 5.4 NewYork * 1.835 Mark * 14105 Yen * 1.618 i.Frangı Pttrd (varil) • * Londra (Brent): 18.77 * Londra (Dubai): 16.1 * New York (WTI) 19.05 Borsa Endetatefi Tokyo (Nıkkeı 0owV 35768.64 Londra (FMOO): 2206.3 * New York (Oow Jones): 2626.43 talama teşvik oranının saptanması gerektiğini vurguladı. Celasun konuşmasını şöyle tamamladı: "Türkiye 19902000 yıllan arasında savunma harcamalannda cesur bir biçimde yüzde 2025 indirim yapar, bunu teknolojik araştırmageliştinneye yonlendirirse. bundan en çok savunma sanayünin kendisi yarar sağlar. Çünkü o yıllar diğer alanlarda olduğu gibi savunmada da yiiksek teknoloji gerektirecektir." Beslenmemiz ekmeğe emanet ANKARA (ANKA) Türkiye'de günde kişi başma 399 gram ekmek tüketilirken, kişi başına kırmızı et ve tavuk eti tüketiminin yalnızca 40 gram olduğu belirlendi. 1990 yılı programında yer alan verilere göre, 1989 yılı sonunda toplam ekmek tüketiminin 8 milyon 83 bin ton, kırmızı et tüketiminin 535 bin ton, tavuk eti tüketiminin ise 299 bin ton olacağı tahmin ediliyor. Sterln Londra: 15872 Dolar * New Vbrk 1594 Dolar * Önceki kapanış degerleridir YATIRIM FONLARI1989* GETIRDI? NE *16 KASIM KaUM betfHİadı Iş Yatırım1 Iş Yaörım2 Iş Yatifim3 TÜRKİYE İÇİN BİR İKTİSADİ Kuruç, Türel ve Türkcan'dan Prof. Erdilek'e cevap P R 0 G R A M TASLAĞI Devletçilik yerine koruyuculuk BİLSAY JtL'RUÇ OKTAR TÜREL ERGUN TÜRKCAN Değerli meslektaşımız Prof. Asım Erdüek, "Türkiye tçin Bir îküsadi Program Taslağı" başlıkh görüşlerimizi özlü ve seviyeli bir yazı ile eleştirdi. (Cumhuriyet, 1314 ekim). Polemikten uzak üslubu için kendisine teşekkür borçluyuz. Sayın Erdilek'in dışmda da görüşlerimizle ilgili yorumlar yapıldığmı izledik. Sunduğumuz taslak yakında daha ayrıntüı olarak yaynmlanacaktır. Burada, Prof. Eıdüek'in ortaya attığı sorular üzerindeki görüşlerimizi kısaca sunmak istiyonız. Sistem/raodel /program: Terimler üzerinde kısaca duralım. Taslak, bir 'model' değildir. Ayrıca, sadece "yakın gelecekte iktidara gelebilecek sol görüşlü bir hükümetin" kadrolanm değil, yaşadığımız bunalımlardan çıkış yollannı düşünecek geniş bir okur kitlesini ilgilendirmektedir. Devietçiliğin (193247) geçmişinden herhangi bir rahatsızlık duymuyomz. Ama bu taslak 'koruyucu'dur, 'devletçi' değil. Bir iktisadi model olarak devletçilik, 1947 CHP Kurultayı ile tarihe kanşraış görünmektedir. Sunduğumuz taslağın 'koruyucu' olması, toplumda emeğine dayanarak yaşayanlan ve ekonomik yapının gelişebilmesi için de sanayii korumayı amaçlamasından doğuyor. Emekçileri ve sanayiini korumayı beceremeyen bir Türkiye, bize kalırsa, kaynaklannı kullanamayan bir ülke konumuna düşecektir. Borç öde(ye)ınezlik: Dış borcun iki yönünü vurgulamak istiyonız: (1) Siyasal iktisal yönü: "Borcumu ödemiyorum" gibi bir 'isyan' senaryosu Türkiye'nin devlet geleneğinde yoktur. Fakat Cumhuriyet'in kurucuları, 1929'dan sonraki yıllarda Osmanlı borçlarmı "takır takır" değil, bir hayl: hafıfletip zamana yaymayı bilerek (değer yitiren para birimleri ile) ödemiş ve bunda da basanh olmuşlardır. B\z borç yükünü hafifletme veya yeni bir ödeme planına bağlama girişimini ve bunun, ülke ekonomisi daha da istikrarsızlaşmadan başlatılmasım önerdik. Herhangi bir 'müzakere' senaryosunun dış kredi itibarını zedeleyeceği görüşüne katılamıyoruz. Bir ülkenin, başka ödünler vermeksizin, ekönominin yönetiminde başansız iken dış kredide itibarlı sayılması, bizim kolay anlayamadığımız bir şeydir. Dışa verilen ödünler sürekli olarak anmaksızın, bu tür 'itibar'ı sürdürmek zordur ve iktisatçüarca açıklanamaz. (2) Ekönominin yönetimi ile ilgili yönü: Ekönominin 1985'ten sonra giderek nuştır. Bu ekonominin, kendi "doğal" seyrine bırakılırsa, 199Clarda dış borç reel faiz haddini (bugün yaklaşık yüzde 56) aşan bir büyüme hızı kazanacağı yolunda bir belirti göremiyoruz. Böyle bir ülke, "borcunu takır takır ödeyen, ekonomisi istikrarlı" bir ülke olma şansına sahip midir? Korkanz ki "piyasa güçleri her şeyi çözer" yaklaşımının rehaveti ile birlikte, dış borç sorunu da sürecek ve büyüyecektir. Hızü büyüme, ciddi bir sanayi politikası ve strateji planlaması olmaksızm gerçekleşeceğe benzemiyor. Seçicilik: 1990'h yıllar Türkiyesi'nde özel girişimlere sağlanan koruma ve teşviklerin daha seçici (selektif) olması, salt olması hem ciddi bir sorun hem de sistemi yeniden kurabilmek için bir fırsattır. Ülkenin insan gücü, bu fırsatı değerlendirmemizi sağlayacak nitelik ve niceliğin çok da altında değildir. Bankalan On yıldır suregelen batık ve dönuk krediler, bankalann işlevsel (fonksiyonei) etkinsiziiğinin somut göstergesidir. Elektronikleşme v.b. yöntemler bankalann işlem etkinliğini arttırabilir; ama bu, bankalann, kaynaklan toplum için en verimli alanlara yönelttiklerini göstermez. Sermaye piyasası alamnda önemli bir adım, bize göre yasal ve yönetsel tedbirlerle Türkiye'nin yerleşik aile şirketlerini tasarruf sahiplerine açmakla atılır. rinde ilginç bir paradoks yaşanıyor: Ulusal karar alam içindeki konulan çözmeleri için yabancıların desteği aranıyor. Türkiye'nin çözemeyeceği çapta uluslararası sorunları ise kendi başımıza çözmeye çahşıyoruz! TL'nin gelecekte bağlı olacağı kambiyo rejimi, solcusağcı 'tercihi' ile ilgili bir konu sayılmamalıdır. Dünya para sistemlerindeki oluşumlan gözden kaçırmamak gerekir. Türkiye ekonomisi istikrarlandınldıktan sonra, TL'nin bir konvertibl paralar sepetine veya SDR'ye sabit paritelerle bağlı kalması yönetimi de ciddiyet ve disipline zorlar. Esnek döviz kuru sistemi, Türkiye'nin ekonomi yönetimine enflasyon konusunda sorumsuz davranma fırsatını hazırlamış, enflasyonun kurumlaşmasına katkıda bulunmuştur. Uzun dönemde TL küçük çaplı reel devalüasyonlara uğratıldığı sürece, nominal döviz kunınun ve nominal faiz hadlerinin yükselmesi hoşgörülmekte, "beklentiler enflasyonu" körüklenmektedir. Enflasyon ve istikran 198O*lerde toplumun aklı fikri neredeyse tek bir alana hapsedilmiştir: Enflasyon. Eğer bu sorun giderilirse, artık hiçbir iktisadi sorun kalmayacaktır! Bu, adeta baa çevTelerin yaymaya çahştığı bir hayaldir. Bu sevimsiz hesabı 1990"lann defterinden bir an önce silmek gerekir. Biz, sunduğumuz taslakta uzun dönemli bir fiyatlandırma rejimi olarak üriin ve faktör piyasalannın sistematik bir kontroliinu öngörmüyoruz. Fakat, kısa dönemde bazı mal ve faktör piyasalannı yönlendirmeyi düşünmek (KİT fıyatları, faiz hadleri, vb.) ve bu düşünceye anlayışla bakmak gerektiğini kabul ediyoruz. Fiyat kontrolleTİnin yol açacağı etkinlik kayıpları olabilir. Ama, enflasyonun Türkiyei nin gündeminden çıkrnası ve verimlilikten istihdama, bölüşümde, sosyal adaletten sosyal refah hizmetlerine kadar toplumun temel sorunlarının gündeme gelmesi, bu kayıplan fazlasıyla giderecek önemli bir bilinçlenme getirir kanısındayız. Çıkış tariM 13.07.87 14.0339 09.10.89 19.0957 14.12.87 27.02.89 07.0a89 16.09.87 10.02.88 08.0259 28.02.89 22.1057 10.0189 16.11.87 31.1059 02.11.87 07.03.88 07.0188 07.03.88 07.0188 07.0188 02.01.89 09.0558 24.0459 18.1059 28.06.88 10.0459 04.0758 15.0758 20.1059 20.0189 20.07.89 09.1059 01.11.89 değeri 10500 20.000 Dunkü Bugukü Oemim de#eri ıfcfierf 39335 27623 10.491 31.037 26.366 13.707 12577 27346 23.228 12.077 10559 29S23 14306 30580 10.190 29.410 23.592 26.650 23.236 19551 23.690 11.692 22529 61.021 10535 20556 26.981 21518 82.835 10.306 13689 11.640 10.653 11.660 39.391 27663 10.506 31.075 26398 13.723 12592 27383 23.260 12.076 10588 29.968 14.327 30.920 10.203 29.443 23.612 26.564 23.262 19576 21707 0.14 0.14 0.14 0.12 0.12 0.12 0.12 0.13 0.14 0.01 0.27 iaooo 10.661 9.960 9.959 11.200 9.764 lnterton1 lnterton2 lnterfcn3 lnterton4 Ikdsart Yat1 Iktisat Yat2 Ikttsat Dolar Fon 9506 9.596 Iktisat Mark Fon Garanti YaM Garar* Yat2 Esbank Fon1 Esbank Fon2 9590 9.976 9.731 10.319 10.000 10.477 9.785 015 015 0.13 0.13 0.11 0.08 0.32 0.11 0.12 0.07 ,0.18 0.13 0.12 YKB Yat. Fonu YKB Sektör Fon YKB Hisse Fon 9713 9.795 9.693 YKB Kamu Fon YKB Likit Fon YKBKarmaFon YKB Döviz Fon Vakıf Fon1 Vakıf Fon2 Vakıt Fon3 9528 9.294 10.000 48.279 10.444 10.057 20558 11.021 40.000 10.000 9.946 Emekçileri ve sanayiini koruyamayan bir Türkiye, kaynaklannı koruyamayan bir ülke konumuna düşecektir. Dışa verilen ödünler sürekli artmaksızın dış kredi itibarını sürdürmek zordur ve iktisatçılarca açıklanamaz. Ekonominin 1985'ten sonra giderek istikrarsızlaşması, dış dünyaya kaynak transfer eden bir konuma gelmesi ile yakından ilgilidir. TL'nin gelecekte bağlı olacağı kambiyo rejimi, solcusağcı tercihi ile ilgili bir konu sayümamalıdır. Dünya para sistemlerindeki oluşumları gözden kaçırmamak gerekir. istikrarsızlaşması, bize göre gitgide dış dünyaya kaynak transfer eder bir konuma gelmesi ile yakından ilgilidir. Ne kjsa dönemdeki arızi faktörler ne de paranın değerini sürekli düşürerek cari işlemler fazlası vermek döviz sorununu çözmek anlamına gelir. Latin Amerika'nın büyük borçlularının son on yıldır yaşadığı deneyimler bunun önemli kanıtıdır. Ekonomi bir kez istikrarsızlastıktan sonra önlem aramak hem zaman alıcı hem de toplum açısından yüksek maliyetlidir. 198O'li yıllarda Türkiye sanayiini yenileyememiş, verimlilik artışlannı kurulu kapasite kallammmdaki artışlara bırakmış ve yapısal dönüşümünü başaramakamu bütçesi kısıtları açısından değil, toplumda bölüşüm çekişmesini makul ölçülerde tutabilmek için de gereklidir. Türkiye'nin özellikle geçen yıllarda oldukça yıpratılmış, liyakattan çok kişisel ve siyasal sadakata göre biçimlendirilmiş kamu bürokrasisinin böyle bir seçiciliği yapabileceğini düşünmek yanlış olur. Seçici olmayı başarabilen Japonya ve Güney Kore bürokrasUerine 'iyi' bir iktisadi yönetimin parçası olarak bakıp yüksek niteüğe erişecek bir kamu kesimini Türkiye'de teknokrasi egemenliğinin aracı olarak görmek, bize göre pek bağdaşmaz. Geçen yıllarda Türk bürokratik sisteminin yozlaştınunış ve tahrip ediuıüş Bugünkü uygulama ise mali piyasaları borç senetleri seli altında ezme yönüne gidiyor. KonvertibUite: Dış ekonomik ilisküerde amaçlan doğru tanımlamak (arabayı atın önüne koymamak) önemli hale gelmiş görünüyor. TL'nin iç ve dış değeri istikrara kavuşmadan, TL konvertibl olamaz. İstikrar amaçlarur vebunaerişilirse, nispeten serbest bir kambiyo rejimi konvertibiliteyi beraberinde getirebilir. AT konusuna da böyle bakılabilir: Tercihlerbir yana, AT'ye katılmanın yolu, kendi evimize çekidüzen vermekten gecer. Yoksa eve çekidüzen vermenin yolu AT'den geçmez. Türkiye'nin dış ekonomik Uişkile 11.714 22.859 61.093 10548 20.886 27.024 21.943 82S72 10320 13707 11655 10582 11.678 012 0.14 0.16 0.11 0.16 0.13 0.13 0.13 0.27 0.15 Dtsbank Mavi Fon Dtşbank Beyaz Fon Tütünbank Fon Mitsuı Fon1 Mitsuı Fon2 Finans Fon1 Finans Fon2 Ziraat Fon 9556 10.100 11.397 Halk Fön