Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER hurıyete karşı gelemeyıp, laıklığı ve çağdaş eğıtımı saldın konusu seçmesı, devnmı yıpratma, bır yerınden tutup çokturme, yok etme polıtıkasırun sozumona kurnazca bır uygulaması olarak gorunuyor ANAP Mıllı Eğıtun bakanlarından bırının, Evnm Teorısı vanında Traradılış sovlencesının de okutulmasını ıstemesı bunun açık bır tanıtıdır Ne ımış, oğrencı, evrım teorısı yanında, Yaradılış sovlencesını de öğrenıp kendınce doğru olanı seçmeıı ımış Goruyor musunuz, burada oğrencıye seçım hakkı tanımakla, eğıtımde ozgurluk ılkesı gudulmuş oluyor sozde' Oysa çağdaş eğıtım, bılım tarıhının tanıtılmasını ılke edınır, bunun yanında kutsal kıtap dogmalarına yer vermez Uygar dünya bu gerçeğe buyuk, kanlı savaşımlar sonunda varmıştır Üstelık sız, hselerde felsefe dersını kaldınp oğrencının usunu kısıtladığınızda, ona seçme hakkı bırakmı yorsunuz demektır Dahası, eğıtım ve oğretım alanında bo>lesı bır ozgurluk, gencı ıktıdarın, ınaklar (dogmalar) ınancını yayma kurnazlığından başka bır şev değıldır, boyle başlayıp yarın Evrım oğretımını kaldırdınız mı, amaca ermış olacaksınızdır Bunun ıçın "öğrencı Yaradılış söylencesıru seçtı" demenız veter Dın derslerının hselerde zorunlu kılınması olayında olduğu gıbı Bu tur davranışlar, ne zaman, nerede karşılaşırsanız goreceksınızdır kı kışısel ve sıyasal çıkar sağlamak ısteyenlerın aldatmacalandır Ataturk, Söylev'ınde bu gıbılerı, "Bunca yuzyıllarda olduğu gıbı, bugun de uluslann bılgısıziığınden ve bağnazhğından yararlanarak bın bır turlu sıyasal ve kışısel amaç ve çıkar sağlamak ıçın dını araç dıye kullanmaya kalkışanlar" dıve tanımlar bundan yararlanmak ısteyenlerın ağzında, "Ama kışılenn dını vardır" sonucundan ele alınarak resmı sıfatla cuma namazının bır araya getırılmesı bıçımıne dönuşturulmuştur Evet, kışılenn dını vardır, ama arada unutturulmak ıstenen, devlet adamlarının dınlı gorunerek pohtıkada şans arama gırışımlerıdır Bu tur gırışımlerın devletı dınlı yapmaktan başka bır anlamı yoktur "Laıklık" sözcuğu Yunanca "laıkos"tan gelır, "halka ılışkın" anlamınadır, dın adamı nıtelığınde bulunmayan demektır Sayın Prof Dr Çetın Ozek, Ada Yayınları arasında çıkan "Devlet ve Dın" adlı buvük ıncelemesının başında şoyle dıyor "Kanımızca, laıklığın, dın ıle devletın kesın ve karşılıklı bağımsızlığı bıçımınde anlaşılması yeterlı \e yerınde bır anlayış değıldır Bu yetersızlık, Islam devletlerı ıçın özellıkle söz konusudur lslamın, hem sıyasayı hem de teonyı ıçermesı ve bunu uygulanan bır sıstem durumuna getırmek amacı, laık devlet sıstemı ıle çelışkıve duşmektedır Islamcı teorı, sıyasaldınsel ıktıdarın bırlığını öngörduğu ıçın bu ıktıdarlann ayrılması tslam teonsı ıle bağdaşmamakta, bu teonye bağlı olanlann laiklığe karşıt bır davranış ıçme gırmelerıne yol açmaktadır Bu çaba belırlı bır dıne, otekı dınlere oranla üstünluk sağlamak amacına >onelık olduğundan, dınsel eşıtlık ve dın özgurluğu ılkelenne de ters duşmektedır Kaldı kı anayasal laık sısteme karşıt bır eylem olması yuzunden de bu tur başkaldırılar hukuka aykırı nıtelık de taşımaktadır Bu değerlı yapıttan şu tumceyı de okuyalım Şiyasal Yaşam ve Siyasal fktidar MELİH CEVDET ANDAY " Ataturk, 10 Kasım 1938 günü ölmüştu O gunden bugune geçen 51 yıl ıçınde Turkıye Cumhurıyetı, Ataturk'un başlıca ıdealı olan çağdaş uygarlık duzeyıne ulaşma (hatta onu aşma) yolunda hangı aşamalardan amaca ne kadar yaklaştı ya da ona ne kadar ters düştu, 10 Kasım'lar bu sorulann yanıtlarını araştırmak ıçın avdınlanmıza bır durup duşunme fırsatı varatmaktadır Bu fırsat da elbet, devrımlenn bu sureç ıçındekı durumunu değerlendırmeye yarayacaktır Nurullah Ataç, "Devnmler yok, devnm var" derdı, demek cumhurıvetın getırdığı yenılıklerı bır butün olarak görurdU \ma devnmler arasında bır değer sıralamasına gıdenler hep çoğunluğu oluşturmuştuı örneğın laıklığın ödun vermez savunucusu Jsmet Inönu, bır konuşmasında, "kadınlann özgurlüğe kavuşturulmaları" üe "Laün abecesının alınması"na baş yen verdığını behrtmıştır Bunun yanında, Ataturk devnmlennın üstyapı değışıkhğı nıtelığını taşıdığı ınancında olanlar da vardır "Ataturk'un asıl başardığı ış, toplumsal degışmelenn yapılması ıçın gereklı olan yenı bır yönü ve ortamı açmak olmuştur" dıye yazan Nıyazı Berkes, bu dönernı bır "aydınlanma dönemı" gıbı ele almakla çok yerınde ve olumlu bır tanıyı ortaya koymuş oluyordu. Bu devrımler, olup bıten şeyler değıl, olacak, yaratılacak nıce >enı şeylere özgur aklın hazırlanması ıçın gereklı ortamın temellerıru atıyordu Ama Falıh Rıfkı Atay'ın sandığı gıbı, devrımler, 29 Fkım 1923'ten, Latm abecesmın alınma tanhı olan 3 Kasım 1928'e kadar surdu \e beş yıl ıçınde her şey olup bıttı ıse bu dönemı bır "devnmler dönemı" dı>e anmak pek >ennde olmaz sanırım Devnm, "başlamak"tan çok, "surdürmek" demektır. Işte yukarıda 10 Kasım'ların bırtakım sorulara yanıtlar bulma fırsatıru yarattığından söz edışun bundandı Aydınlanma çağımız, gereklı veru ortamı açtı mı' Yoksa bu atılım baltalandı mı'> Gelışımm neresındeyız'' Ataç'ın "Devrımler yok, devnm var" demesıne hak \ermemek elde değıldır Osmanlı donemınde şerıata karşı gelmek, devlete karşı gelmekle bırdı, sıvasal yaşama eşıt olarak katılma ılkesı, boyle bır yetkeyı tanıyamazdı, ustelık o yetke (devlet) Turk halkının tutsak edılmesı amacına yönelık emperyalızm ıle ışbırlığı etmıştı Imdı saltanatın kaldırıl ması, zorunlu olarak hahfelığın kaldınlmasını gerektırıyordu Çunku ınakçılığı yenılgıye uğratmış olan us, başka turlü özgur olamazdı Burada "cumhunyet" üe "iaıklıfın" nasıl bırbınne bağh olduğunu ve elbet buna uyarak "bılme hakkı"nın herkese tanınması ılkesının, gene zorunlu olarak "Tevhıdı Tedrısat Kanunu"na yol açtığını göruyoruz (3 Mart 1924) Şerıye ve Evkaf bakanlıklannın kaldırılması, bu sureçın doğal sonucu ıdı PENCERE Rastlantı mı?.. 10 KASIM 1989 "Laık sıyasal sıstemlerde sıyasal yaşam' ve 'sıyasa) ıktıdar'ın da laık olması söz konusudur" özelLaıklığın toplumumuzda ortaya çıktığı sıralarda lıkle bugunlerde, uzennde dıkkatle durmamız geDıyeceğım, şu bırkaç örnekte göze çarpan tutar lılığı yatsımak yanlış olur Cumhunyet, laıklık ve sık sık dıle getınlen "manevı bır kışılık olan devle reken bır soz' Benım 10 Kasım dolayısıyla "laıklık" eğıum bırlığı ıçınde, gencı anlayışın, doğrudan cum tın bellı bır dıne bağlı göstenlemeyeceğı" sozu, şımdı konusunu açmam da bundan ARADABffi NAZANİPŞtROĞLtJ Cumhurhaşkanı'nın Tarafeızhğı Sayın Ozal'ın gorevme başlarken Turkıye Buyuk Millet Meclisı onunde okuduğu Cumhurbaşkanı Andı'nın anlamı uzerinde her sozcuğuyle derın derin duşunmesmde ve bu anîta belirtilen ilkelen ozumsemesınde gerek kendısının başarısı, gerek ulkenin huzur ve esenliğı bakımından sayılamayacak kadar çok fayda vardır. sınde ıse " üzenme aldığım görevı tarafsızlıkla yenne getırmek ıçın butun gücümle çalışacağıma ant ıçerım" bıçımındekı olumlu cümle yapısı ıçınde bır kez daha vurgulanmıştır Işte bütün bu hükümlerın temelınde, özellıkle 19501960 donemının Turkıye"yı 27 Mayıs 1960 askerı mudahalesı onamına sürük leyen olaylarından sonra cumhurbaşkanlığı makamıru parlamenter rejımm gereklenne uygun ve bu rejımın başlıca guvencelerınden bırı olarak tarafsızlığından şüphe edılmez bır anayasal kurum durumuna yuceltmek amacı vardır Gerçekten 1%1 Anayasası gıbı 1982 Anayasası'na göre de cumhurbaşkanı, "devleun başı" olarak partılerustü tarafsız bır hakem konumundadır Dolayısıyla cumhurbaşkanı, eskı partısı dahıl bütün sıyasal partılere eşıt mesafededır, onların yetkılı organlan veya mensuplarıyla ancak çok partılı sıyasal hayatın gereklen ve kurallan ıçınde temas edebılır Cumhurbaşkanı, kışısel terrhlerıne göre sıyasal partüer arasında aynm yapamaz Zaten sıyasal hayatın çeşıtlı çalkantılan ve zaman zaman sertleşen mucadelelen ıçınde devletın, yenne göre uzlaştıncı, toplayıa, bırleştırıcı ve ortaya çıkacak sıyasal bunalıraların çözumune yardıma en yüksek organı olma işlevını başanyla yenne getırebılmesı de ancak bütun sıyasal partıler, hatta bütün meşru sıyasal akımlar karşısmda tam anlamıyla tarafsız kalmasına bağlıdır Çağ Dışına Sürüklenme... ' Italya'da Rönesans" adlı kılabında J Burckhardt Floransa halkı uzennde kısa bır sure büyük etkısı olan bağnaz dın adamı G Savonarola nın buyuk Italyan şaırlerının, yazarlarmın kıtapiarını kentın meydanında nasıl törenle yaktırdığını, halkın coşup evlerden topladığı açık saçık Rönesans resımlerını dahası ayna vb süs eşyasını bıle alevler arasına attığını anlatır (Bölum VI Töreler ve Dın) Bu olaylar 149498 yılları arasında geçer ve Savonarola da aynı meydanda yakılır Son yıllarda özellıkle bu yıl bızde güncellık kazanan bır konu oldu kıtap yakılması 25 Şubat 1989 tarıhlı Cumhunyet Gazetesı'nde son 5 5 yılın bılançosu olarak 39000 kıtap, dergı, gazetenın ımha edıldığını, 40000'ının de adlı emanette ımha edılmek uzere bekletıldığını okuyoruz Yayın sorunlarıyla ılgılı olarak 1983'ten bu yana 1881 basın davasında 2792 gazetecı, yazar ve yayıncının yargılandığını, bunlar hakkında yaklaşık 2000 yıl hapıs cezasıyla mılyarlarca lıra para cezası verıldığını, 1980 oncesı yayımlanan sıyası dergılerın yazı ışlerı müdurlerının yaklaşık 5000 yıl hapıs cezasına mahkum edıldıklerını öğrenıyoruz Demek çağ atlamak boyle gerçekleşıyor Turkıye, demek boyle çağ atlıyor En yüksek uygarlık duzeyıne doğru hızla boyle ılerlıyor Endustnleşıyor Kıtap, elbette beş yuz yıl öncesınde olduğu gıbı değıl' çağdaş" bıçımde ımha edılecek! Kitaplar kamyonlarla kâğıt fabnkasına taşınıyor, hamur yapılıyor, tuvalet kâğıdı üretılıyor' Dılımızden düşurmedığımız cağdaşlık kavramının ne denlı ıçerığını yıtırmış kalıplaşmış olduğunun belkı de en carpıcı kanıtı bu Nedır cağdaşlık' Nedır çağdaş toplum, çağdaş ınsan' Bunun çeşıtlı tanımları yapılabılır, ama öyle sanıyorum kı buna verılecek ılk yanıt zaman akışı ıçınde kalabılen toplum, bağımsız düşünebılen bıreydır Okullarımızda Osmanlı tanhı, dar mıllıyetçılık sınırlarını aşıp eleştırel yaklaşımla okutulsaydı, oğrencıye düşünme ve tartışma olanaklan venlseydı belkı de genç kuşaklar bugün çağdaş olmanın bılıncınde olurlardı ve düşünce özgurlüğünün savunması, sayısı gıderek azalan gerçek Ataturkçülerle sınırlı kalmazdı Osmanlı Imparatorluğu'nun çökuşü tarıhsel bır zorunluluktu Bu çökuşte pek cok ıç ve dış etken vardır, fakat bunların hepsı tek bır temele dayanır O da ınsanlık tarıhınde yenı bır çağa, akıl çağına gırıldığı halde Osmanlı dunyasında Ortaçağ zıhnıyetının surmesıdır Değışen dunya ıçınde Osmanh'nın varlığını sürdurecek olan güçler, dınsel dogmalar ıçınde boğulup kalmışlardır Geleneklerı eleyıp yenı gelenekler oluşturacak, tınsel ortamı yaratacak olan özgür düşünceden yoksunluk geleneklerın ıçerığını yıtırıp boş kalıplara dönuşmesıne, özellıkle dınsel ınancın gerçek dındarlıkia bağdaşmayacak bır bıçımcılığe dökulmesıne yol açmıştır Cumhunyet kurulduktan sonra çağdışı kalmış toplumun zaman akışı ıçıne sokulması hedef aiınmıştır Yaşamı Ortaçağda olduğu gıbı dın değıl akıl bıçımlendırecektır Bunu başarabılmek ıçın ılerıye yonelık çok yönlü ve planlı bır kultür polıtıkası uygulanır Duşunce özgurluğünü engelleyen ne varsa bır bır ortadan ka/dırılır Oğretım bırlığı yasası çıkarılır, medreseler kapatılır, türn öğretım kurumlan Mıllı Eğıtım Bakanlığı'na bağlanır Islamlık ve şerıat uzerıne olan hukumler kaldırılır Anayasa dınsel deyımlerden arındırılır Unıversıtede reform yapılır Ve nıhayet bütün bu hazırlıklardan sonra 1937'de laıklık ılke olarak anayasaya gırer Bu, dıne karşı gelme değıldır Bugün Ataturk'un kultur polıtıkasının tam karşıtı bır kültur polıtıkası uygulanıyor Dar mıllıyetçılık ve dın anlayışı ıçınde sıstemlı olarak duşunce ozgurluğune karşı gelınıyor Devlet sanatçının yaratma ozgurluğune bıle karışma hakkmı kendınde goruyor Laıklık, yaşamın dışında kalan soyut bır kavram oldu Elbette bu aşamaya bırdenbıre gelınmedı Sıyasal partılertn oy kaygısıyla ödün vermelenyle başlayan ve 194O'lı yıllara değın uzanan bır geçmışı var bunun Ama asıl önemle üzerınde durulması gereken, 12 Eylul 1980'den sonra bu gelışmenın devlet elıyle desteklenerek Turkıye'nın geleceğı ıçın çok tehlıkelı boyutlara ulaşmış olması 1982'de ılk ve orta öğretımde dın eğıtımı anayasallaştırıldı Dın derslerını laıklıkle celışmeyecek, ozgür düşünce yolunu tıkamayacak bıçımde gerçekleştırme olanağı elbette vardı Dın dersı ılkokullara hıç konulmaz, ortaoğretımın son yıllarında da Islamlığın hakıkat anlayışı, ılkelerı, dınler tarıhı ıçındekı yen, Islam duşuncesının oluşumu, Yunan felsefesıyle ılıntısı vb sorunlar nesnel duzlemde, düşünmeye, tartışmaya açık olarak ele alınabılırdı Bu çağın ınsanı, hangı dınden olursa olsun, dınını doğduğu ortam ve koşullar ıçınden, tarıhsel gelışım sürecınde anlamaya çalışmalıdır Ancak bu doğrultuda bır dın öğretımı yararlı olabılır Ama değıl düşünmeye tartışmaya olanak veren, tavır almaya açık bır dın öğretımı, duşunmeyı önlemek ıçın felsefe bıle seçmelı ders halıne getırıldı llkokul çağındakı çocukların Kuran ezberletılerek, melek şeytan öykulerı anlatılarak beyınlerı yıkanıyor Ünıversıtelerde felsefe bölumlerı açılacak yerde ılahıyat fakultelerı açılıyor Kuran kurslarının, ımam hatıp okullarının sayıları gıderek artıyor Meslek okulu olarak açılan ımam hatıp okullan lıse dengı oldu Burayı bıtırenler unıversıtelerın her bolumune gırebılıyor ve bu yoldan devlet kadrolarına sızıyorlar Iste bugun tekbır getırerek protesto gosterısı yapan başörtulü yeldırmelı kızlar ve onları destekleyen top sakallılar, bırkaç yıl önce ortaokulda çağdışı bır dın oğretımıyle yetıştırdığımız kuşak Yıneleyelım Bugun yurekten ınandığımız Ataturk dıne karşı değıl, çağdışı dın anlayısına karşıydı Kalıplaşmış ıctenlıkten yoksun dın kurallarının yaşamı bıçımlendırmesıne karşıydı Kışının öte dunya korkusuyla yaşamasına karşıydı Çağımızda, ancak yapıp ettıklennın hesabını vıcdanına vermesını bılen "fıkrı hür, vıcdanı hur" kuşakların Turkıye'nın varlığını sürdürebıleceğını bılıyordu Insan varlığının yaratıcılığına ve yapıcılığına en yuksek değerı veren bır çağda yaşıyoruz Duşunme ozgurluğune gıden yolları tıkayarak çağdaş olunmaz Laıklık, düşünce ozgurluğunün guvencesıdır Yuzyıllar suresınce otorıte baskısı altında ezılmış olan toplumumuza ozgurluk yolları daha yenı açılmışken kapıkulu zthnıyetını yenıden uyandırmak, toplumu yuksek uygarhğa değıl çokuşe göturur Prof. Dr. HİKMET SAMİ TÜRK 31 Ekım 1989 günu cumhurbaşkanı seçılen eskı ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Ttorgul Ozal, Turkıye Buyuk Millet Meclisı önunde ant ıçerek yenı gorevıne başladı Gerek 1961 gerek 1982 Anayasası'nda yenı cumhurbaşkanının seçımıyle göreve başlaması arasında belırlı bır zaman aralığı bırakan bır sıstemın benımsenmesı, bır yandan eskı cumhurbaşkanınin görevınden ayrılması ıle yenı cumhurbaşkanının göreve başlaması arasında herhangı bır kesıntıy'e meydan vtrmemek, öbür \andan cumhurbaşkanlığı ışlerının yenı cumhurbaşkanına duzenlı bır bıçımde devn ve yem cumhurbaşkanının gorevıne hazırlanması ıçın yeterh bır süre vermek duşuncelennden kaynaklanmaktadır 1 " lık açıkça öngörulmuştür Ne var kı 1961 Anayasası'nın 95 maddesı gıbı 1982 Anayasası' nın 101 maddesı de bu olasılığa yer veren hukmunde cumhurbaşkanı seçılenın partısı ıle ılışığırun kesıleceğım önemle vurgulamaktadır Cumhurbaşkanı secımı arundan başlayarak ışlerlık kazanan bu hüküm, sadece partı üyehğının sona ermesı anlamına gelmez Cumhurbaşkanı seçılen, artık eskı partısı ıle herhangı bır bıçımde fiılı ıhşkı veva bağlantı ıçınde kalamaz, o partının faalıyetlerıne katılamaz veya karışamaz, bu faalıyetlerı etkılemeye ve yönlendırmeye çalışamaz. Tarafsızlık ilkesi Ashnda cumhurbaşkanının varsa partısıyle ılışığımn kesılmesı hükmu, çok daha gemş kapsamlı bır ılkerun sonucudur Bu, anılan hükmü koyan 1961 Anayasası'nın 95 maddesı ıle 1982 Anayasası'nın 101 maddesırun kenar başhklannda belirtilen tarafsızlık ılkesıdır Anayasa hukukumuzda ılk kez bu hükme yer veren 1961 Anayasası'nın 95 maddesıne ılışkın gerekçede açıklandığına göre cumhurbaşkanının "partısı ıle ılgısının kesılmesı, taraf sızlığırun bır temınatı telakkı olunmuştur" (2) Aynı hukmü yıneleyen 1982 Anayasası'nın 101 maddeskıe ılışkin gerekçede ıse şu açıklama yer almaktadır "Parlamenter rejımde cumhurbaşkanının tarafsızlığı esas teşkılat hukukumuzda tartışılmaz bır ılkedır Bu ılkeye yme bağlı kalınmıştır ve cumhurbaşkamrun yıne 7 yılhk bır süre ıçın seçıleceğı bemmsenmıştır. " < 3 ) Görulduğü gıbı, cumhurbaşkanının "yedı yılhk bır sure ıçın" seçılmesı bıle tarafsızlık ılkesıyle bağlantılıdır Bu, cumhurbaşkamnı parlamento karşısında bağımsız duruma getıncı, böylelıkle kendısını seçen sıyasal çoğunluğun etkısı altmda kalmasını önleyıcı bır tedbır olarak duşünülmuştur'4' Bır bakıma aynı şey, 1961 Anayasası'nın bır kımsemn "arka arkaya ıkı defa cumhurbaşkanı" secılmesıru engelleyen 95 maddesı hukmu ıle 1982 Anavasası'nın kategorık olarak bır kımsenın "ıkı defa cumhurbaşkanı" seçılmesını yasaklayan 101 maddesı hukmu hakkında da söylenebıhr Demek kı cumhurbaşkanının tarafsızlığı, 1961 ve 1982 Anayasa koyuculannca cumhurbaşkanı seçılenın varsa partısıyle ılışığının kesılmesının de ötesınde bırbınnı tamamlayan çeşıtlı tedbırlerle gerçekleştınlmek ıstenen bır temel ılkedır Nıtelum bu ılke, Cumhurbaşkanı Andı metnını veren 1961 Anayasası'nın 96 maddesınde, " tarafsızlıktan ayrılmayacağıma. söz vennm" bıçımındekı olumsuz cümle yapısı ıçınde, 1982 Anavasası'nın 103 madde Türkiye Cumhurbaşkanlan ve siyasal partilerle ilişkileri Sayın Ozal'ın Cumhurbaşkanı seçıünesıyle Türkıye'de 1961 Anayasası'ndan bu yana ılk kez bır sıyasal partırun genel başkanı devletın en yüksek makamına gelmektedır Gerçekten 1924 Anayasası dönemının üç cumhurbaşkanı Ataturk, İnonu ve Bayar'ın ya aynı zamanda ya da cumhurbaşkanı seçılmeden önce bır sıyasal partırun genel başkanı olmalarına karşıLk, 1961 Anayasası dönemının üç Cumhurbaşkanı Gursel, Suna> ve Koruturk ıle 1982 Anayasası dönemının ılk cumhurbaşkanı Evren, hayatlarının hıçbır devresınde bır sıyasal partırun saflannda yer almamışlardır llginçtır kı 1924 Anayasası donemınde 1946'>a kadar aynı zamanda tek partı durumundakı ıktıdar partısı mılletvekıllerının oylarıyla seçılen her üç cumhurbaşkanı, Turkıye Büyuk Millet Meclısı'nce kabul edılen yasalan bır daha göruşülmek uzere Mechs'e gen gönderme yetkılennı hıçbır zaman kullanmadıkları halde; 1961 Anayasası dönemının partılerarası uzlaşmalar sonucunda seçılen üç cumhurbaşkanı ıle 1982 Anayasası dönemmm halkoylamasıyla bu sıfatı kazanan ılk cumhurbaşkanı, zaman zaman hem bu yetkılennı kullanmışlar, hem anayasaya uygun görmedıklen yasaların ıptalı ıçm Anayasa Mahkemesı'ne başvurmuşlardır Bu, partısız cumhurbaşkanlannın parlamentodakı sıyasal çoğunluklar karşısında bır denge unsuru ışlevım yenne getırdıklennı gösteren dıkkate değer bır olgudur Sonuç Ne yaak kı Sayın Ozal'ın Cumhurbaşkanı seçılmesinden ant ıçme günune kadar geçen ve yukanda değınıldığı gıbı asünda cumburbaşkanlığı ışlennm duzenlı bır bıçımde devralınması ve yenı gorevıne hazırlanması ıçın ayrılan sure ıçınde hâlâ eskı partısını uzaktan yönlendırme çabalan ve cumhurbaşkanının tarafsızlığı ılkesı hakkında basına vansıyan kışısel yorumlan gelecek ıçm pek umut vencı olmamıştır Oysa özelhkle seçılme bıçımı tartışmah bır cumhurbaşkanı olarak tarafsızlık konusunda şımdıye kadarkı cumhurbaşkanlanndan daha çok dıkkat ve özen göstermesı beklenmektedır Cumhurbaşkanı seçılmesinden sonrakı tutumunu ant ıçerek göreve başlamasından sonra da sürdürmesı ıse Türkıye'de önümuzdekı gunlerın yenı sıyasal bunalımlara gebe olması demektır O nedenle Sayın Ozal'ın gorevıne başlarken Turkıye Büyuk Millet Meclisı önunde okuduğu Cumhurbaş kanı Andı'nın anlamı uzennde her sözcuğuyle derm derın duşunmesmde ve bu antta belirtilen ilkelen ozumsemesınde gerek kendısının başansı gerek ulkenın huzur ve esenlığı bakımından sayılamayacak kadar çok fayda vardır l) Bu konuda ayrıca bk Htkmet Samı Turk, "Uzavan Cumhurbaşkaıu Seçımı ve Bazı Seçenekler" Mıllıyet, 2651980, s2 2) Kâzvn Ozturk, Turkıye Cumhunyen Anaya sası, C III, Ankara 1966, S2848 3) Turkıye Cumhunyen Anayasası Komısyon Haporlan H? Madde Gerekçelen, Ankara 1983, s 159 4) Bk Türk, agm (dn 1) Rastlantı nedır' Sokakta yurürken en umulmadık zamanda, tanıdık bır yuzle karşılaşmak m ı ' Oooo mırım, bu ne tesadüf1 Vay, vay, vay, ne göruyorum? Karısına randevuevınde rastlayan kocanın şaşkınlığı elbette çarpıcıdır Pekı, karşıdan geien kamyonla kucaklaşan mınıbüs olayına ne dıyeceğız 7 Kaza m ı ' Mıllı Pıyango'nun büyük ıkramıyesını 12'den vuran tam bıletın sahıbı rastlantıya ne ad verec e k 7 Talıh mı, şans mı, kısmet m ı 7 Sık sık gebe kalan bır kadının çocuk doğurması doğal otuz yıl kısırım dıye karalar bağlamış bır hanımın gebelığı rastlantı m ı ' Olmadan önce umut, olduktan sonra yazgı mı? Dıderot'nun ünlü ' Kadercı Jak"ı der kı Yuzbaşımm soyledığıne gore namludan çıkan her kurşunun nereye varacağı üzerınde yazılıdır Yüzbaşının yazgıcılığına katılır mısınız' Sanmıyorum, ama, suyun 100 derecede kaynadığını bıimeyen yoktur Hıç kımse bu olayı rastlantı ya da yazgı sayamaz Yıne de her rastlantıda bır nedensellık, her nedensellıkte bır rastlantı aramak, ınsanoğlunun yüreğınde uç veren bır eğılımdır Karısına randevuevınde rastlayan koca talıhsızlığıne yanabılır m ı ' Evlı çıft eşıt ahlak düzeyınde bırbınne kavuşmuyor m u 9 Nıce bılge, fılozof bılım adamı rastlantının kuramını oluşturmaya çalışmış Ama kolay değıl * Bugun 10 Kasım 9'u 5 geçe sırenler otmeye başlayacak, çunku 51 yıl önce o saatte bır yürek durmuştu 9 kasımda cumhurbaşkanlığı andını ıçen Turgut Özal, bugun saat 9'u belkı de 5 geçe, cumhurbaşkanlığı görevının ılk gününe başlıyor PeKi, bu bır rastlantı m ı 7 Eh, belkı de talıhsız bır rastlantı denebılır, kımı zaman tesaduflerın hınzırlığı acımasızlaşıyor Takvımde başka gün mu yokt u ' Tombala torbasından çeksenız çıkmazdı, 365'te bır rastlantıyla 10 Kasım, Özal'ın cumhurbaşkanlığında ılk gorev gununun takvım yaprağıdır Ancak Ozal yıne de şanslıdır Çunku 1988'e kadar bütun gazeteler 10 Kasım'da sıyah başlıklarla çıkıyorlardı Ataturk'un olümunun 50'ncı yıldönumünde bu goreneğe son verıldı Yoksa bugun, butun basın karalar bağlayacak, matem havası ortalığı saracaktı Ozal'ın bırıncı sayfalardakı fbtoğrafları da huzünlu havaya karamsarlık katacak halkın yuzde 8O'ı yenı cumhurbaşkanına olumsuz gozle baktığından homurdanmalar eleştırıler, tepkıler yükselecektı Tam gününü buldu1 Bugun gazeteler kırmızı başlıklarla çıkıyor, meyhaneler de açık, ama, yıne de sesler yukselıyor Tam gunünü buldu 1 • 10 Kasım'ın bır başka özellığı daha var 17 Kasım 1922'de bır Ingılız gemısıne bınerek Turkıye den kaçan son padışah Vahdettın son cuma selamlığına 10 Kasım 1922'de gıtmış saltanat arabasıyla Ne rastlantı değıl m ı ' Cumhurbaşkanı seçıldıkten sonra geçen hatta cuma günü Kocatepe Camısı'ne gıden Özal, bugün, 10 Kasım'da cuma selamlığına gıdecek m ı ' ' Devletın başı" dını sıyasete alet edecek mı? 10 Kasım ılgınç bır gun Ama ıçınde yaşadığımız surecte butün rastlantıların bır önemı kalmıyor Onemlı olan şu çarpıcı gerçektır 1989 Turkıyesı'nde halkın yuzde 80'ının 'hayır' dedığı bır ıktıdar, hem cumhurbaşkamnı hem başbakanı, dah? başka deyışle hem devletı hem hukumetı avcunun ıçınde tutmak ınadındadır Üstelık bu ıktıdar her şeyıyle "tek adam"ın ıkı dudağı arasında "12 Eylül hukuku"ruır\ ustunde yukselen bu sıyasal oluşum, 10 Kasım'da karalar bağlamak ıçın yeterlıdır HıfeıVeldet Velidedeoglu 12 LTLIJL Karsıdevrim Cumhurbaşkanının eski partisi ile iiişkisi Şuphesız 1924 Anayasası gıbı 1961 ve 1982 anayasaları da bır sıyasal partı genel başkanı veya dığer bır mensubunun cumhurbaşkanı seçılmesıne engel bır hukme yer vermemışlerdır Hatta 1961 ve 1982 anayasalannda bu olası 5 5 EVRIM YAYINLARI Başmuhas p SOK Cemılbey ş Hanı No '4 Kat 1 Cagaloglu ISTANBUL Tel 511 53 03 ILAN HAZİNE VE DIŞ TİÇARET MÜSTEŞARLIGI BANKA VE KAMBİYO GENEL MÜDÜRLÜGÜNDEN Gothaer Alman Sıgorta Anonım Şırketı sıgorta mevzuatının gerektırdığı şartları ve Kanunı formalıtelerı yerıne getırerek kaza naklıyat makınamontaj ve yangın branşlarında faalıyet gostermek uzere Ruhsatname almış bulunmaktadır Keyfıyet 7397 sayılı Sıgorta Murakabe Kanunu hukumlerı uyarınca ılan olunur. BAĞUISIZUK KMOKRASI SOSYAUZU UUCAD6USIHK COZUM TEŞEKKÜR Rahatsızlıjımı teşhıs eden ve amelıyatımı başanvla gerçekleştıren, sevgılı dostum • • • • • • • özal'ın Çankaya dakı 7 Yılı Olıgarşının Çokuş Yıllan Olacaktır DevGenç ın Şanlı 20 Yılına Selam Merkezı Oğrero Demeklennın Kurulması Ertelenemez Bır Gorevdır Sosyalızmın Sorunlarının Çozumu Sosyalızmdedır II Gerçekler 'Emek Yazanmn Hayallennden Guçludur Sosyalıst Bıreylerın Bırlık Çağrıları ve Açmazları Haber/Yorumlar Prof. Dr. SELÇUK EREZ'e \melıvatım öncesınde suresınce ve sonrasında ılgılerını eksık etme>en, Sayı:29 BAYILERDE SS BURDUR DOSTLAR YAPI KOOPERATİFİ BAŞKANLIĞI'NDAN Kooperatıfımızm Antalya Merkez Arapsuyu Mevkn'nde bulunan 6 kısım ınsaatlarında ortak olan asağıda ısımlen yazılı ortaklarımız, bıldırdıklerı adreslerde bulunamamıştır Bu ortaklarımızın yatırdıkları ve 31 101989 tanhı ıtıbarıyla yatırmaları gereken borçları aşağıya cıkartılmıştır Isbu ılan tanhınden ıtıbaren 30 gun ıcerısınde borçlarını odemelerı gerekmektedır Aksı halde, ortaklıktan cıkartılacaklan ve yazışma adreslerını bıldırmelen ılanen duyurulur ORTAĞIN ADI SOYADI Huseyın Nurı Ulker Ibrahım Kaya Ahmet Raşıt Demır YATIRDIĞI PARA 2 330000 TL 1 630000 TL 4 540000 TL YATIRMASI GEREKEN BORÇ 5450000 TL 6150000 TL 3 240000 TL Prof. Dr. HALLK IŞILOĞLU Doç. Dr. M4CİT ARVAS Dr. SEMIH K4LELI Dr. MERIÇ BAŞ4RAN Dr. IŞIK ORAL Dr. SEVAL ERDnSÇe ve \nestezı L'zmanlan VEFAT Sınıf arkadaşımız, can dostumuz inşaat yuksek muhendısı HÜSEYİN ALİ AKAY'ı elım bır trafık kazasında kaybettık Merhuma Allah'tan rahmet, aılesı ve >akınlarına \e tum arkadaşlarımıza başsağhğı dılerız. KUTLAY SEKE VELI AKÇAOĞLU ORHAIV YÜKSEL Dr. TITSCA SUBAŞI Dr. ARZU ÇEBIŞc Başıa Ba^hemşıre Turkân Şenkan \e Servıs Hemşıresı Gulser \angın olmak u^ere CERRAHPAŞA HAST^NESI, kadın Doğum Klınığı, A.SPET1K SERVISl"nın lum hemşıre \e personelıne, hastanede benı valnız bırakmayan tum dostlarıma sonsuz teşekkurlerımı sunarım PIIN4R KUR İNGİLİZCE'Yİ 6 AYDA KONUŞALM. Tel: 347 80 58 KOMPLE SATILIK MATBAA 1985 model Kaym bıçak 1953 model Roland Parva 2 ofset Tel 91511 36 34 Istanbul Mısakı Mıllı Cad No 71/1'dekı Genel Merkezımız Serasker Cad No 59/1 Kat 2 Daıre 1 Kadıkoy e taşınmıştır 11 1 1989 gunu saat 15 00 te tum uyelenmızı yenı bınamızda çayımıza beklerız K A N A D A LSC Language Studies Canada Montreal. Toronto ve Vencouver'da KADIKÖY KULTUR VE DAYANIŞMA DERNEĞI İNOİLfZCE VE FRANSIZCA edr Limited lumelıcad büıevman Nazıf sk 56/4 Osmanbey/lstanbul 131 17 2