28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 EKİM 1989 EKONOMİ CUMHURİYET/13 Faizde iniş çıkış • tSTANBULANKARA (AA) Bankalar 1 yıl vadeli mevduat faizini düşünneye devam ediyor. Yarından geçerli olmak üzere Şekerbank 1 yühk mevduat faizini yüzde 65'ten yüzde 64'e indiriyor. Etibank, kısa vadeli mevduat faizlerini yükseltiyor. Bugünden itibaren çok şubeli kamu ve özel bankalannın değişik vadelere uyguladıkları faiz oranlan yüzde olarak şu şeküde: 1 3 6 1 ay ay ay yıl 40 49 52 61 İş Bankası 40 50 53 61 Akbank 40 50 53 61 Yapı Kredi Osmanlı 40 51 54 63 Garanti 42 53 56 63 Türkbank 44.553.556.564.5 Pamukbank 45 55 59 67 Ziraat 43 52 56 63 Emlak 42 51 52 63 TÖBANK 43 53 56.5 65 Halkbank 42 52 56 63 44 52 55 64 Şekerbank 44 55 58 63 Sümerbank 43 52 56 63 Vakıflar 44 53 56 62 Etibank Denizbank 44.553.5 57 64 * Yann geçerli Değirmenler kapanıyor Büyük üreticive îüccarın "fıyatlar artacak" beklentisiyle buğday stoklaması Orta Anadolu'da sıkıntı yarattu 16'sı Konya'da olmak üzere toplam lOOunfabrikası kapandı. FARLK BESKİSİZ Kuraklık, küçük ve orta ölçekli buğday üreticisinden sonra un sanayicisini de vurdu. Büyük iireticinin ve tüccann milyonlarca ton buğdayı "önümüzdeki günlerde yükselecek" beklentisi yuzünden stokladığı belirtilirken, buğday bulamayan lç Anadolu Bölgesi'nde kurulu un fabrikaları birer birer kapanmaya başladı. Sadece Konya'da 55 fabrikadan 16'sı kapanırken, bu sayının giderek artacağı belirtilerek, "Buğday bulamıyoruz. TMO, limanlardaki nn fabrikalanna imtiyaz lanıyor. Bize fabrikalannıza tekerlek takıp limanlara gelirin deniyor. 1000 yıldiT biz İstanbul'u besledik, 1 yıl da lstanbul bizi beslesin" dediler. Buğdayda yaşanan kıtlığın yarattığı etki dalga dalga yayılıyor. TMO'nun 3,5 milyort tona yakın buğday ithal etmesinin sorunu çözmeyecefi belirtilirken, kıtlığın özellikle kUçükorta öiçekli üretici, tüketici ve küçükorta boy sanayiciye vurduğu ifade ediliyor. TMO'nun piyasaya girmemesi EKONOmNOTLARI OSMAN ULAGAY Beslenme yok, 'somun' çok "Numara Yok..." Cumartesi günü oğlumu Galatasaray Beşiktaş maçına götürdüm. Elimizde numaralı bilet olduğu halde maçın başlama saatinden iki saat önce stada gittik, yerimizi bulduk ve oturduk. Erken gitmemiz sayesinde profesyonel "ustaların" maçından daha zevkli ve gollü geçen "acemiler" maçını izleme olanağını bulduk. Ya sayın spor bakanının ve diğer yetkililerin televizyondan sporseverlere seslenerek verdikleri güvenceye kanarak, maçtan yarım saat önce gelip yerlerine oturmak isteyen numaralı bilet sahipleri? Eşlerini, çocuklarını alıp rahat bir maç seyretmek için stada gelenler? Elterinde numaralı biletleıiyie maçtan yanm saat, hatta bir saat önce gelenler perişan oldular, tam anlamıyla yerlerde süründüler ya da belki lanet okuyarak stadı terk ettiler. Herkes birbirinin yerine oturmuş, çünkü bu "büyük maçmış" ve büyük maçlarda numara uygulanamazmış. İlle de Galatasaraylılar bir tarafa, Beşiktaşlılar öbür tarafa oturacakmış. Adamcağız gelmiş, elinde numaralı biletleri, yanında genç eşi, görevli polıslere, "Ben ne Galatasaraylıyım ne Beşiktaşlıyım, yerime oturup maçı seyretmek istiyorum" diyor. Polisler "bu büyük maç, numara falan yok, sıkışın bir yere, oturun" diye cevap veriyorlar. Maça grup halinde gelip, maç seyretmeye değil de küfürlü şamata yapmaya meraklı olan kesim, zaten numaralı bilet uygulamasına karşı, onlar da polislere katttıyor, "Numara falan yok, bul bir yer otur kardeşim" diyerek. Türkiye'de "yetkili" kişilerin sözüne güvenip bir işe kalkıştınız mı hapı yutma şansımz çok yüksek, bu bir. Kurallara uyarak değil kuralları çiğneyerek iş yaparsanız kısa vadede hayat sizin için daha kolay olur, bu iki. Böyle bir ülkede kısa yoldan "köşeyi döndüm" diye sevinenler "küüüt" diye kafalarını duvara çarpana kadar bu mutluluklarını sürdürebilirler. Duvara toslayınca da "kıyamet kopuyor" diye feryadı basarlar. Geçen hafta ilginç haberler, ilginç fotoğraflar vardı gazetelerde. Marmara kryılarında binlerce ölü balık karaya vurdu. Lx>kanta vitrinlerinde bile zor görülen, fiyatları yüz bine vuran balıkları elterinde tutan çocuklann yüz ifadelerini gösteren fotoğraflar vardı. Kural tanımaz bir sanayilesmenin yol actığı aşırı kirienme mi öldürmüştü balıkları? Bir başka fotoğrafta Gökova'da kurulan termik santralın gorürttüsü. Altında "Yeşili yutan canavar" diye başlık atılmış. Turizme büyük umutlar baglayan Türkiye'nin turizm açısından en önemli bölgesinde doğa tahrip edilmiş, tarihi kentlerin üzerine termik santral yapılmış. Santral faaliyete geçince bölgenin çöle dönüşebileceği ileri sürülüyor. Bir diğer habere göre Edincik yöresinde zeytin ağaçları ve tanm ürünlerinin, fabrika bacalarından çıkan dumanla tahrip olduğu Tarım Bakanlığı'nın resmi raporuyla saptanmış. Okumaya devam ediyorum. Boğaziçi Imar Müdürlüğü yetkilileri Boğaziçi'ndeki binaların üçte birinin kaçak durumuna düştuğünü belirtmişler, "rtepsinin yıkırnı olanaksız" diyorlar. Kaçak gecekondu yaptıranlar orayı burayı basıyor. Ve Genelkurmay Başkanlığı ilginç bir açıklama yapıyor, ana haber bültenlerinde bu açıklama birinci sırayı alıyor. Ne deniyor açıklamada? Türk Silahlı Kuvvetleri'nin darbe söylentilerinin daima dışında olduğu belirtiliyor ve "Türk Silahlı Kuvvetleri anayasamızda esasları belirtilen partamenter demokrasiye içten inanmaktadır" deniyor. Neyin göstergesi bütün bunlar? Olağan olaylar mı? Kaçınılmaz sonuçlar mı? "Kıyamet alametleri" mi? IMF'nin ve Dünya Bankası'nın bile "çevreci" olduğu bir dünyada siz doğayı ve çevreyi böyle vahşice tahrip ederseniz önce çağdışılığınızı tüm dunyaya kanıtlamış olursunuz, sonra da kıyıya vuran balıklar gibi oksijensiz kalır, kıyamet kopuyor sanırsınız. Yazılı ve yazılı olmayan pek çok kuralı bulunan demokrasi oyununu bu kuralları hiçe sayıp keyfinize göre oynamaya kalkarsanız; temsili demokrasinin temel ilkesi olan "halk iadesi", seçmen tercihi yerine kendi tercihlerinizi koymaya kalkışırsamz, "numara yok, herkes bulduğu yere otursun" anlayışını kabul ederseniz, sonunda bir de bakarsınız sizin oturmak istediğiniz koltuğa başka birileri oturuvermiş. Oyunun kurallarını o zaman hattrlamak, "Bu yer benim yerimdi" demek para etmez Bu "numara meselesı" hafife alınamayacak kadar önemli galiba. tZMİR (ANKA) Halkm yeterince beslenememesi yuzünden daha çok ekmek tuketir olduğu, yılda ekmeğe harcanan paranın 8 milyar lirayı aştığı açıklandı. Türkiye Ekmek Sanayii Işverenleri Sendikası (TEStS) Genel Başkanı Mehmet Ali Yolgörmez, hayat pahalılığı ve yaşanan yüksek enflasyon nedeniyle halkın alım gücünün azaldığını belirterek, "yeterince beslenemeyen halkımız somuncu oldu" dedi. TEStS'in "Ekmek tüketimi ve üretiminde karşılaşüan sorunJar" konulu araştırması ile ilgili bilgi veren Yolgörmez, Türkiye'de kişi başına günde 450 gram ekmek tüketiTdiğıni ve bir ekmeğin 350 liradan satıldığı dikkate ahndığında, halkın yılda 8 trilyon 129 milyar 640 milyon lirasını ekmek almak için harcadığıru bildirdi. Türkiye'de her gun ortalama 24 bin 750 ton ekmek tUketildiğine işaret eden Yolgönnez şunları söyledi: "Bu tüketilen giinlük ekmeğin bedeli 22 milyar 274 milyon liraya tekabül etmektedir. Başka açıdan, kişi başına günde 350 gram buğday gerekmektedir. Göriiyoruz ki iilkemizde sadece ekmek için günde 18 bin 150 ton buğdaya ihu'yaç vardır." *• Ihracatçıya kolaylık • ANKARA (AA) Avrupa Topluluğu'na (AT) pamuk ipliği ihracatında 15 ekim olan son kayıt tarihi 31 Aralık 1989 tarihine kadar uzatıldı. Buna göre, pamuk ipliği ihracatçılan yübaşına kadar A F y e yönelik bağlantılarını tamamlayarak, ihracat /işlemlerine başlayacaklar. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı (HDTM) yetkililerinin bildirdiğine göre uzatma karanyla, topluluğa yönelik satışlarda zaman baskısının fıyat oluşumundaki olumsuz etkilerinin kaldınlması amaçlanıyor. karşısında tüccar TMO fiyatının da üstünde fıyatla üreticinin eliudeki buğdayı satın alırken, stoğa giden zengin çiftçi ve tüccann fıyatların yükselmesi beklentisi içine girdiği belirtiliyor. TMO'nun içerideki olası bir spekülasyonun önüne geçebilmek için başlattığı ithalat girişimlerinin ise çok fazla sonuç verici olmayacağı savunuluyor. Türkiye Ziraatçiler Derneği Başkanı tbrahim Yetkin, bu yüki rekoltenin yüzde 80*ine yakın bölümünün, yaklaşık olarak 10 milyon tonunun tüccann elinde olduğunu söyledi. Yetkin, "Çiftçi güçsüz, lüccar güçlüdür. TMO^ nun ithalatı kıtlığı onler, ama piyasayı dengeleyemez. Buğdayda ipler tüccann elinde. 5 milyon tona yakın bir açık var. Rekoltedeki düşüş üreticiyi ve tüketiciyi etkileyecek" dedi. Türkiye'nin tahıl amban Konya'da ise, küçükorta boy sanayicinin zor duruma girdiği belirtildi. Konya Borsası eski Başkanı Hanefi Çınar, Konya'da kurulu bulunan 50 fabrikadan şu anda sadece 39'unun çahştığını, bir yıl kadar önce tüm fabrikaların üç vardiyayla üretim yaptıklarını hatırlatarak, "Kapananlann yanında 27 fabrika tek, 12 fabrika ise iki vardiya çalışıyor. Biryok işçi işten atıldı. lç Anadolu'nun yanında diğer illeri de diışünecek olursak, yaptığımız göriişmeler 100'e yakın un fabrikasının kapandığı1 nı gösteriyor" dedi. Çınar, TMO nun ithal ettiği buğdaym limanlardaki un fabrikaları tarafından satın alındığını, tç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki fabrikaların ise bundan yararlana madığını belirterek şunları söyledi: "Ljmandan aldıgımız bnğdayı fabrikaya taşımak için kilo başına 20 liraya varan nakliyc ücreti odüyonız. Un haline geldikten sonra da ürünii tabii diğer bolgelere pazarlayacagımız için yeniden bir 20 liralık nakliye ücreti ödeniyor. Bu durumda malı pahalı hale geldiği için satamayacağımızı düşünerek almıyoruz. TMO, bu bölgelerdeki un fabrikalanna buğday satarken, nakliye ücretini fiyattan düşmeli." MKE'de satış' sinyali Kurumun "holding"e dönüştürülmesi için çalışmaların hızlandmldığını bildiren Genel Müdür Iğnebekçili, "Verimliliği arttırmak için gerekiyorsa özelleştirme de olabilir" dedi. ANKARA (AA) Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu "savunma sanayii bokUngi" olma yönünde çahşmalanm hızlandırdı. MKE Genel Müdüru Adnan lgnebekcili, "Verimliliği sağlamak için gerekiyorsa özelleştirme de olabilir" dedi. Adnan tğnebekçili, kuruma bağlı 13 fabrikanın da 12 yıl içinde anonim şirket haline getirileceğini söyledi. lğnebekçili, MKE'nin 7 fabrikasının verimli ve kârlı çahşrnalarını sağlamak amacıyla anonim şirkete dönüştürüldüğünü bildirerek "Verimli calışmak için işçi çıkarmak dahil ne gerekiyorsa yapılacaktır" dedi. tğnebekçili, MKE'nin savunma sanayii holdingine dönüştürülmesi amacıyla, ilk aşamada, özel sektöre yönelik üretim yapan 9 fabrikanın bağlı ortaklık haline getirilmesi için eylül ayında Yüksek Planlama Kurulu'nda karar alındığını kaydetti. Rasyonel çalışmadığına inandıklan fabrikaları gerekirse kapatacaklarını bildiren, Adnan tğnebekçili, şunlan söyledi: "Amaç kapatma değil, işletme. MKE'nin 22 fabrikası var. Bunlar toplam 850 bin metrekare kapalı 4 ATden, TürkJupon ortak iotd>sıına soğuk bakış PARİS (Cumhnriyet) Fransız devlet kuruluşu Regie Renault'nun Başkanvekjli Paul Pericie du Sert, Türkiye^de Japonlarla ortak otomobil yatırımlanna karşı olduklarını söyledi. Du Sert, Türkiye'den AT üyesi olması durumunda, Japon otomobillerine karşı önlem almasını isteyeceklerini belirtti. Renault21'in önümüzdeki yaz başı Türkiye'de üretilecek olması nedeniyle Paris'e davet edilen bir grup Türk gazetecisine yaptığı açıklamada Japonlarla ortak otomobil yatırımına karşı olduklarını Başbakan Özal'a da ilettiklerini ifade eden du Sert şöyle konuştu: Dıracatta toksit belgesi • BURSA (AA) Yunanistan hükümeti aldtğı bir ka'arla, Türkiye'den ithal edilecek kuru meyve ve bakliyatta "toksit belgesi" bulundurma şartını arayacak. Yunanistan'a 10 ekim salı gününden itibaren gönderilecek kuru meyve ve bakliystta #aflotoksin, mitoksin ve' okratoksin" testi yaptırümamış ise bu ihraç ürünlerimiz geri gönderilecek. • Çankın Sılah Ankara Makine Elektrik Sayaçlan Elmadağ Barut AvRşek San. Antalya Pil Etimesgut Ağaç Ûr. Çelik Boru pıkanlacak Toplam 18 bin işçinin çalışuğı MKE fabrikalarında, "verimlilik" için işçi de çıkanlacak.' alanda yaklaşık 18 bin işçi ile üretim yapıyor. En az 100 fabrikaya yetecek kadar üretim alanı ve işçi var. Bu kadar büyük kuruluşlann, merkezden idare edilerek verirali çalışmalan imkânsı/. Bu fabrikaların, rasyonel şirketleşmeleri ve birer kâr raerkezi haline getirilmeleri için siyasi otoritenin de onayıyla fabrikaları bagımsız bir işletme baline getirme karan aldık." cağım belirten lğnebekçili şöyle konuştu: "Hemanlar da şirkrtin kaynaklanndan biridir. ışiniz artar, eleman alırsınız, azalır çıkanrsıtuz. lşletmeciliğin gereği ne ise o yapılır. tşçi girdiçıktı diye meseleye bakarsanız gerçeklerden uzaklaşıhr. Verimsizliğin bedelini herkes, sonuç olarak devlet çeker. Ancak, biz işçi fazlası olan yerlerdeki işçilerimizi, eleman ihtiyacı olan yeriere kaydırmaya özen gösİşçi çıkarma tereceğiz. Eğer nakil imkânı buSöz konusu rasyonel hale getir lunamazsa, 'kusura bakmaym' dime için gerekli her şeyin yapıla yecegiz." Siyasi otoritenin, kendilerine, ilk olarak fabrikaları rasyonel bir işletmeciliğe kavuşturma görevi verdiğini belirten lğnebekçili, "Özelleştirme hedef değil. Ama olmayacak diye bir şey yok. Verimliliği sağlamak için gerekiyorsa özelleştirme de olabilir" diye konuştu. tğnebekçili, özelleştirmenin veya yabaııcı ortak almanın ise ancak yeni pazarlar yaratması, teknoloji getirmesi halinde düşünülebileceğini, "satıp kurtulalım anlayışlannın otmadıgını" kaydetti. Bankacılık okulu • ANKARA (AA) Ziraat Bankası'nın yönetici adayları yetiştirmek amacıyla kurduğu "bankacıhk okulu" Başbakan Turgut Özal tarafından bugün açılıyor. Ziraat Bankası'ndan verilen bilgiye göre, Türk bankacılık sisteminin uluslararası bankacılık sistemindeki gelişmelere uyum sağlaması ve yabancı bankalarla rekabet gücünü arttıracak nitelikli elemanları yetiştirmesi amacıyla açılan okulda eğitim, dörder aylık iki sömestr ve 3 aylık uygulama döneminden oluşuyor. "Avrupa, Japonya'ya ydda 200 bin otomobil satarkea, onlar bize 1 milyon adet satıyor. Japonlar haksız rekabet yapıyorlar. Kendi mallannı ihraç ediyorlar, ithalata ise izin vermiyorlar. Biz de onlara karşı kota koyraak zornnda kaldık. Türkiye Ueride AT ülkesi olursa, Japonlara karşı aynı önlemjeri almak zorunda. • KAMACHÎ Türkiye'de spor Başbakan Özal, bizden ihracat, mağazlannın vitrinlerini yatırun ve daha az zam istedi dolduran yabancı markalı spor ayakkabılanna katılan yeni yapük. marka Asya'da spor Otomobil ithalaUnda gum malzeraesi endüstnsinin önde riikler bir süre önce çok sert dii gelen kuruluşlarından YASAKI şürüldü. Özalla 10 dakikalık International Co. Ltd. göriişme y^ptım. Parça itbala tarafından üretilen KAMACHI tında da gümriiklerin indirilmesi marka spor ayakkabılannı, gerektiğini söyledim. Anlayışlı Türkiye'de ARTAŞ Dış Ticaret ve Pazarlama AŞ. davrandı ve indirdi." ŞjRKETLERDENHABERLER pazarlayacak. • LOCKHEED firmasına bağlı Sanders şirketinin Bilgi Sistemleri Bölümü ile Japon ticaret kuruluşu Tokyo Elektron Ltd. Şti. arasında Japon Hava Savunma Kuvvetleri'nde kullarulmak üzere Patriot Operatör Taktik Eğitici (OTT) yapımı için 6.6 milyon $ değerinde bir anlaşmaimzalandı. SHP'li Keskin'den 'satış'a tepkk Hesap soracagL ANKARA (AA) SHP Genel Sekreter Yardımcısı Adnan Keskin, "KİT'lerin daba iyi calışünlıp verimli kılınraasında iktidara tanınan yetki. satışında tanınamaz. Böyle bir yaklaşım devletin genel ilkelerini tahrip ederek, bağımsızlığına gölge düşüriir" dedi. Keskin, dün düzenlediği basın toplantısında, USAŞ'ın yabancı sermayeye satılmasıyla, ulusal bağımsızlığa gölge düşürüldüğünü ve devletçihk ilkesinin tahrip edildiğini 6ne sürdü. KlT'lerin Türkiye Cumhuriyeti için yalnız birer ekonomik değer değil, aynı zamanda ulusal bağımsızlığın da simgesi olduğunu belinen Keskin, şöyle konuştu: "Toplumun yüzde 80'ini bir kenara itip, yönetimde söz ve karar sahibi olmaktan çıkararak Dalkçıhk ilkesini, tarikatçıhğı, yobazlığı tabrik ederek laiklik ilke. sini, toplumu metafîzik dünya görüşünün potasında eriterek devrimciliği, yeralb ve yeriistü kaynaklan hovardaca harcayarak ulusçuluğu tahrip^eden iktidar, devletçiliği tahrip etme çabası içerdiğini öne sürdü. Keskin, "Bu satışlarda eğer gizli bir anlaşma yoksa bile, en azından görevi kötüye kullanma vardır" dedi. 1982 Anayasası'nda KÎT'lerin satışına yetki veren bir hüküm bulunmadığıru savunan Keskin, tersine KİT'lerin varlığmı kabul eden ve onları güvenceler altına alan hükümler olduğunu söyledi. Keskin, şöyle devam etti: "Siyasai iktidar, anayasada olmayan satış yetkisini bir yandan ihdas edip diğer yandan da kullanarak yetki gaspı içerisine girmiştir. Anayasayı ihlal suçunu işlemiştir. Bu suçu da anayasada istisnai bir yetki olan kanun gücünde kararname çıkararak kullanmışur. KlT'lerin satışına esas olan parlamentonun denetiminden çıkmış bir yasa y o k . " Batı ülkelerinde yabancı sermayeye en çok yüzde 20 oranında ortak olma hakkı tanındığını bildiren Keskin, "Sayın Başbakan, kalp ameliyalını yapordığı yabancılara şükran borcunu ödemektedir. Bu saüşlarla Türkiye savaşsız, işgalsiz bir koloni haline getirilmektedir" dedi. Keskin, bu işlemleri yapan iktidann ve ortak olan kamu görevlilerinin peşlerini bırakmayacaklannı ve bu konuda yasaların tanıdığı her yetkiyi kullanacaklarını söyledi. Keskin, sözlerini şöyle tamamladı: "Bugün parnıak çoğunluğuyla kendisini Yüce Divan'dan kurtaran Özal, zorlamalarla cumhurbaşkanlığı makamına çıksa da bu hesapları ondan sorabilmek için, O'nıı o köşkten indireceğiz, Yüce Divan'a göndermek için her türlü zorlamayı yapacağız." Kahve ucuzluyor • L O N D R A (AA) Uluslararası kahve pazannda söz sahibi ülkeler arasmdaki görüş aynlığı nedeniyle, kahve fiyatları son 14 yılın en düşük düzeyine indi. Uluslararası Kahve Örgütü'ne (ICO) üye önde gelen kahve ureticisi ve tüketicisi ülkeler arasmdaki uzlaşmazlık sürüyor. ICO üyeleri, özellikle "en büyük ihracatçı" Brezilya ile "en büyük ithalatçı" A B D kahve ihracat kotalarının 2 yıl süre ile askıya alınmasıaı kararlaşürmışlardı. içindedir." Kalkınan ülkelerdeki temel sanayi malları üretenfabnkalar vatan toprakları 3 yıi önce 64 milyon doiar de gibi düşünülmelidİT: Satılamaz ve mülkiyeti terk edilemez. Bu bakımdan biçilmesine rağmen, bugün USAŞ'ın 14.5 milyon dolara sa konunun en hazinyönü, bu kadar kamu ve özel kuruluşlann tepkisini çekmesine tıldığını kaydeden Keskin, yapüan ve herkesin istisnasız karşı çıkmasına rağmen.Mecliste hiç görüşülmemiş olmasıdır. Ne yapılmahdır? satışlann hukuki dayanaktan yiindeki bazı aşamalardan ve yapılanndan şılmalı, tasarruf sahiplerinin paralanmn Finansman ve yeni teknoloji getirebileyoksun olduğunu ve suiistimaller GÜNDÜZ PAMUK söz edelim. Pamukpamuk ipliğikumaş nasıl korunduğu iyice gönilmelidir. Mal PETKİM eski Genel Müdürü özelleştirme, ekonomi dünyasında son yıllann çok konuşulan bir kavramıdır. tyi ve kötü yanları var. Her ülkeye göre ve amaçlan ele alınarak değerlendirilmesi gerekir. Genellikle şu düşüncelerle yola çıkılabiliyor: • Kamu kuruluşlarında verimliliği arttırmak, • Devletin ekonomideki ağırhğını azaltmak, • Serraaye piyasasım güçlendirmek ve serveti geniş bir tabana yaymak, • Finansman ve dış teknoloji yardımı sağlayabilmek. Yukandakılere başka daha az önemde amaçlar da ilave edebiliriz. Konu, ülke ve amaçlara göre ele alınmalıdır ve büyük saptırma ve kandırmacalardan sakınılmalıdır. Konuyu dikkatle incelememiz için önce petrokimya sanayiinin bir ülke için hayati önemi üzerinde durmalıyız. Petrokimya, uygarlığın ve geleceğin sanayiidir. Kullanılmadığı sanayi dalı yoktur. İlaç, boya, lastik, tarım koruma, sentetik elyaf gibi en önemli sektörlerin ana ve yardımcı maddelerini verir. Bir petrokimya kompleksinden alman maddeler basit işlemlerle reaktörlerde en pahalı kimyasal maddelere kolayca dönüştürülür. Kısaca, petrokimya için ülke sanayiinin en önemli unsurlarından biridir diyebiliriz. Son yülarda 1980'lerde dünya petrokimya sektöründe özel kimyasal maddelere (speciality chemicals) kayış ve tekelleşme eğilimleri vardır. De\r kunıluşlar gruplaşmakta ve cepheler oluşturmaktadırlar. 1970 sonlannda kapasite daralımından ve bazı fabrikaların kapatılmasından sonra 198O'li yıllarda piyasa yeniden canlanmış ve yukandaki kârlı ürünlere yeni teknolojik buluşlarla desteklenen kaymak için birleşmeler ve kartelleşmeler başlamıştır. Burada bir parantez açarak imalat sanakonfeksiyon dizisini alalım. Her aşamadan öbürüne bir katma değer ilavesi ile geçeriz. Her aşamadan sonra da kârbiık süratle artar. Pamuk için değer 5 ise pamuk ipliği için 10, kumaş 20, konfeksiyon 40 diyebiliriz. Katma değer artışı aynı oranda değildir ve kârlüık her kademede daha çok artar. Işte bu düşünceyi petrokimyaya da uygularsak (dawn stream) aşağı akımdaki mallar özel kimyasal mallar ve plastikler olup kârhlıklan çok yüksek olanlardır. Büyük kunıluşlar ICI, BAYER, BASF, ENIMONTMONTEDISON, HOECHST'in kârlarınm büyük bölümü bu tür mallann satışından kaynaklanmaktadır. Bu kunıluşlar şimdi bu kârlı mallann ana maddelerinin peşine düşmüşlerdir. PETKtM şimdi bu aşamadadır ve beklemektedir. Ya daha kârlı aşaroaya geçecek veya ara malları satarak büyük kârlan yabancı şirketlere bırakacaktır. İşte bu dönemde PETKlM'in özelleştirme adı ile yabancılara satılması işinin ortaya çıkması çok üginçtir. Kârlıhğı son yıllarda çok iyidir. Mallann kalitesi Avrupa'da bile öncelikle ve süratle satılmalannı sağlayan b:r düzeydedir. Teknolojisi yeterli ve ürettiği mallara göre ileri bir durumdadır. Sevk ve idaresi en iyi özel sektör kuruluşlarına eşit ve hatta daha basanhdır. Borç yükü azaltıhrsa planlanan 3. kompleksi bir yabancı ortakla rahatça gerçekleştirebUecektir. 19801989 arası 18 milyar dolardan 50 milyar dolara çıkan dış borçların üretim dışı ve israfa giden artışı sırasında PETKlM'e 23 milyar dolarhk bir kaynak tahsisi yapılmamış olması da anlaşılır bir tutum değildir. benim değil mi, istediğimi yaparım anlayışı ile hareket edemezsiniz Batılı borsalarda. Borsaya kayıtlı ve halka açık büyük sanayi şirketlerinin kârlarınm borsaya kayıtlı olmayan aile şirketlerine kaydınlması yasaktır bu borsalarda. Bizde de bu tür düzenlemeler ve buna benzer hayati konularda gerekli kararlar alınarak borsamn sağlıklı işleyişi ve tasarruf sahiplerinin paraları korunmadıkça, onlara makul bir kâr sağlamnadıkça ana kuruluş kâr ederkenbu piyasanın işlemesi ve halkın paralannı borsaya getirmesi düşünülemez. Dış ülkelerde konunun ele aünışı çok basit. özelleştirmeye evet, yabancılara satışa hayır. îngiltere'de yabancı payı */» 20'yi geçemez. Bu konuda son yıllarda ilginç eleştiriler yapüdı Ingiltere'de. Bakın Lord Stockton ne demiş: "Bu özelleştirme işinde önce ailenin gümüşlerini (family silver) satarlar:1 Sanki bizdeki durum için konuşmuş. İşçi Partisi 85. yılı kongresinde yönetim kurulu üyesi David Blunkett şöyle demiş: "Evinizdeki mobilyalan, çamaşır makinesini satıp onları sonra tekrar daha pahalı fiyatlarla geri almayı ve kiralamayı hiç düşünür müydünüz?" Görülüyor ki tepkiler ve düşünce tarn, zengin ülkelerde bile aynı. LiberaUeşme yuttunnacası ile ülke sanayiinin bağımlüığının arttınlması, çökertilmesi ve yabancılara satışına hep karşılar. PETKlM'in durumu (üretim kalitesi ve kârlüık) çok iyi iken neden özelleştirme laflan ile yabancılara satılmasına çalışılıyor acaba? Bu soru (sanayi ve ticaret odaları, işa: damlan dernekleri, üniversiteler, basın ve diğer kuruluşlar) tarafından ısrarla sorulmaya başlandı. Döviz rezervleri ülkenin 6 milyar dolar iken (stok ve hesaben) 85 milyon dolara, malları ısrarla aranan çimento fabrikalannı satmak, (ve sonra bu 85 milyon dolarla ananas, Fransız konyağı, kuşkonmaz vb. ithal etmek) eksperlerce 56 'Satılanlar' vatan toprağıdır ,, ,, , . . . , . , , . . . , , , ı ^ ^ KONUK YAZAR milyon dolar değer biçilen USAŞ'ı 16 milyon dolara yabancılara vermek, stratejik önemi olan, elektronik sahasında başanlı ve teknolojisi yeni TELETAŞ'ı özeileştiriyonım diye hisselerini satmak ve sonra o hisselerin borsada yabancılarca toplandığını görmek, evet bütün bunlar hangi akıllara hizmettir acaba? cek bir yabancı güçlü kuruluşla azami yüzde 25 hisse vererek ortaklık yapılması PETKlM'in ve ülkenin yararma olabilir. Bu işlem sırasında dikkat edilecek husus, yüzde 25 hisseyle beraber yüzde 5060 kadar hissenin de borsada satılması "oyımuna" geünmemesidir. Bu halde durum tüm PETKlM'in satışına dönüşür kolayca, çünkü bu hisseler borsada kolayca ve süratle toplanabilir. Kısacası her türlü ortaklıkta yuzde 75'in altına inilmemelidir. Teletaş da buna benzer bir oyunla elden çıkmıştı. Ülkenin döviz rezervleri 6 milyar dolar civannda iken PETKlM'in satışı değil borçlarının hafifletilerek yukanda sözünü e'tiğimiz kârh (özel kimyasal) maddeler üretimine geçilmesi (kendi kendini ödeyecek şeküde) veya 1979'da Iskenderun'da yeri büe hazır 3. petrokimya kompleksinin belki de yabarra ağırhklı kurulması gibi yatınmlı konular düşünülmelidir. Kalkınan Ülkelerdeki temel sanayi mallan üreten fabrikalar "vatan topraklkn" gibi düşünülmelidir. Yabancılara satılmaz ve mülkiyeti terk edilemez. Bu bakımdan kanımızca konunun en hazin yönü, bu kadar kamu ve özel kuruluşlann tepkisini çekmesine ve herkesin istisnasız karşı çıkmasına rağmen bunun, sorunlanmızın görüşülme ve çözüm yeri olan yüce Mecliste hiç görüşülmemiş olmasıdır. lktidardaki 292 ANAP milletvekilinin "liberal, muhafazakâr, milliyetçi" diye adlandırılan çeşitli kanatlarından bir tekinin bile bu satışlara karşı en ufak bir ses bile çıkarmaması, cumhuriyetin 66'ncı yılını kutlayacagımız bugünlerde inanılacak ve üzüntüsüz kabul edilebilecek bir olay değildir. 19781979 yıllarında PETKİM Aliağa kompleksinin ilk kuruluşunda birlikte çalıştığımız, göz nuru döktüğünüz kıymetli mesai arkadaşlarımın çoğunun, belki hepsinin hislerine tercüman olduğumu saruyorum. DÖVİZ KURLARI Doviztn Cinsi 1 ABDDoları 1 Avustralya Doları 1 Avusturya Şiünı 1 Batı Alman Markı 1 Belçıka Frangı 1 Danimarka Kronu 1 Fin Markkası 1 Fransız Frangı 1 Hollanda Florini 1 İsveç Kronu 1 isviçre Frangı 100 italyan Lireti 1 Japon Yeni 1 Kuveyt Oinan 1 Stertin 1 S. Arabistan Riyali 9 EKİM 1989 Döviz Alış 2257.48 1768.06 170.60 1196.90 57.05 307.14 526.46 353.11 1060.05 349.43 137400 163.70 15.85 7572.88 3633.41 601.94 Döviz Satış 2262.00 1771.60 170.94 1199.30 57.16 307.76 526.52 353.82 1062.17 350.13 1376.75 164.03 15.88 7588.06 3640.69 603.15 Efeköf Alış 2255.22 1738.00 170.43 1195.70 56.08 304.07 517.51 352.76 1058.99 345.94 1372.63 160.92 15.69 7444.14 3629.78 591.71 Efektrî Satış 2268.79 1776.91 171.45 1202.90 57.33 308.68 529.10 354.88 1065.36 351.18 1380.88 164.52 15.93 7610.82 3651.61 604.96 Sermaye piyasası üzerine Yukanda belirtilen özelleştirme amaçlarından biri de sermaye piyasasım güçlendirmek idi. Bunun için Batıh ülkelerdeki bu piyasaların işleyişi ve düzenleniş Şı'kli yakından incelenmelidir. Nelerin yapılabileceği, nelerin yapılamayacağı iyice anla lstanbul: 175 44 93 Adana: 122 533 Bursa: 361 687 İzmtr: 25 65 30 Antalya: 123 066 Ankaıa: 118 09 75 FAKSIMILE
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear