26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 EKİM 1989 HAVA DURUMU IMeteorolojj Genel Müdurtüğü nden afenan bilgrye gdn. yurdun kuzeybatı kesimleri parçalı bulutlu. Marmara'nın dojjusu, Iç Ege. Iç Anadolu'nun kuzeybatısı ile Bab ve Orta Karadenız ysr yer sağanak yoflıştı, OteM yerier u t>ulutiu ve acık geçecek HA/A SICAKLIĞl. Oeğismeyecek RÜZGAR Guneyve batı yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esecek DenızterimıaJe rüzgâr Doj u Karademz'de kıble ve keşışıeme, Doflu Aİdenız'de günbatısı ve karayel, çok kaba dalgalı olacak Dalga yükseklığı 1 2 metre. Batı Karauteld denızlenmizde kıble ve todostan deniz, Marmara ve Ege açıklannda yer yer 34 metre, göfüs uzaklığı 46, Batı Karadeniz. Marmara ve hgel 10 km. yağtş anında 35 KFTI dolayında olacak. Van Gölu'nde de Tfl kuvvetınde saatte 1627. Batı Ka rıava: Parçalı az buhjtlu geçecek Rüzgâr güney ve batı yönlerradeniz. Mannara ve Ege'de 3340 deniz den hafif, ara stra orta kuvvette esecek. Göl kuçük dalgalı olaGörüş uzaklığı 10 km dolayında olacak. rnüi hızta esecek. Deniz mutedil, Babcak. Karadeniz ve Ege açıklannda kaba ve tıuluOu ^ y a j m u r t u ^ sst ^ k a r l ı Adana Mapazan Mıyaman Atyon Afln Antara Amakya Anolya Artra Aydm Balrtestr BOecık Bıngöl BıOıs Bolu Bufsa Çanaktole Çorum Demzt CUMHURİYET/15 TURKIYE'DE BUGÜN 27° KFMamsa 30° 15° Dıyartafcr 24° 16° K Maraş 25° 17° Ed'rne 22° 5°M«sn 24° 10° Erencan 18° 0°Müğla 24° 10° Eraırym 25° 12° Mus 8 21" 4° Eskişelnr 27° 10° Ntftcle 24° 9°Gazıant£p Y 25° 17° Ordu A 28° 18° uresun A 26° 13° Gümuşhane B 21° 7°RIZB 22° 7°Samsın B 23° 12° Hafckin 21° 7»S«rt 28° 16° Iscara Z7°17°Sinop 26° 16° Istanbul 28°17°Sıvas 2S° 17° Izmn 19° 2°l!tariağ 25° 8°Kare 18° 4° Kasömonu Y 2T° 6 ° * a t a x ı 24° 5°Tiınc8lı 24° 11° Kaısen 24° 15° U»k 27° 17° KnfcbreS 24° 5°van 25° 14° YİHgat 25° 5°Kutahya 22° 7Zongukfak I 27° 16° Malatya B 27° 17° A 26° 10° A 28° 16° B 210 14° B 18° 4° B 24° 6° B 26° 19° B 25° 17° Y 28°2f A 26° 13° Y 26°20° B 22° 5° B 25° 18° 8 26° 17° B 23° 7° B 24° 12° B 18° 3° B 23° 9° Y'26°20° ' OSİO YY> £'^LonaraKopenhag C r » Pans Madnd r Helsınkı J Lenıngrad . J Moskova DÜNYADA BUGUN B 14° A 30° A 26° A 3T» Barcetona A 26° B 10° Baal B 12° B 11° Benn B 12° Bom B 13» Brittsel Budapeşte B t3° B 13° Ceneure A 25° Ceayır A 33° bdde A 33° Dubayı Frankfurt 8 12° A 30° G.re B 8° A 30° K*re Kopenhac B 10° B 12° Köki A 30° Lelkoşa Amman Atra Lemngrad Y 8° Londra B 16° Madnd A 22° A 22° Mdam Modtreal B 9° Moskova Y 8° Munıh B 12° NovYorfc B M° B 7° OsJo B 14° Pans B 12° Prag A 35° ftyad B 19° floma Y 17° Solya A 32" Sam B 28° TdAvm B 27° Tunus B 10° Varsma B 19° venedık B 13° Vıyaıu VVtehngionA 22° Zuntı 8 10° MUSTAFA EKMEKÇt ANKARA NOTLARI Kapitalizme Dönüş Yok! Moskova'da Lenin'in mozolesine giren görevliler bir bakmışlar, Lenin'in cam tabutu boş, bir not bırakmış Lenin: Ben İsviçre'ye gidiyorum, her şeye yeniden başlamak üzere! diye... Sovyet milletvekili, yazar Vitali Korotiç, bir soruyu yanıtlarken anlattığı bu fıkradan sonra şöyle dedi: Şimdi, geçmişimizdeki pek çok şeyi yeniden değerlendirmek durumundayız. Birçok şeye eriştik, ama bunlar için çok yüksek bir fiyat ödedik; güçlü bir ülke oluşturduk; ama şimdi çok yorgunuz. Şimdi taze güçlere, yeni düşüncelere gereksinimimiz var ve bu tür yeni düşünceler yeterince yok. Birçok dış ülkeyle işbirliği içindeyiz; ortak işler yapıyoruz; bir konuşmamda kullanmıştım, "Kedi ister kara, ister ak olsun, fareyi tutmalı" diye... 3.5 milyon baskılı "Ogorryok" Dergisi Genel Yayın Yönetmeni, Milletvekili Vitali Korotiç, İstanbul'dan sonra, yine "Bilar"ın çağrılısı olarak Ankaraya geldi. Ankara'da pazartesi sabahı Türk Eczacılar Birliği salonunda, çok sınırlı bir aydın grubuna konuştu; onların sorularını yanıtladı. Akşamüstü de Altındağ Belediyesi'nin Ulus'taki salonunda, kalabalık bir dinleyici topluluğuna, Sovyetler Birliği'nin içinde bulunduğu sorunları anlattı. Vitali Korotiç, Gorbaçov'u destekleyen bir gazeteci, milletvekili. Stalin1 den, Brejnev'den pek hoşlanmıyor. Haldun Özen'le ikimiz, Eczacılar'daki toplantıya girdiğimizde, Korotiç, konuşmasına çoktan başlamıştı: Şöyle diyordu, Brejnev için: Brejnev, generaller için iyi bir liderdi; O, madalyaları çok seviyordu; öldüğünde, değişik ülkelerden 216 madalyası vardı! Propaganda çok gülünç bir duruma gelmişti; her tarafta karşımıza Brejnev çıkıyordu. Stalin döneminde de aynı durum söz konusuydu, fakat, herkes Stalin'den korkuyordu, Stalin döneminde trajedi olan durum, Brejnev döneminde bir ortaoyununa dönüşmüştü. (Korotiç, burada bir fıkra anlattı: Birinci kanalı açtyorsunuz Brejnev, ikinci kanalı açıyorsunuz Brejnev, üçüncüyü açıyorsunuz yine Brejnev, dördüncü kanalı çeviriyorsunuz, bir albay karşınıza çıkıyor: "Düğmelerle oynamayı bırak!" diyor.) Brejnev döneminde, bu tür bir propaganda, bu tür bir toplum atmosferi içinde yaşadık; fakat Stalin dönemindeki fanatiklerden, ona körü körüne bağlı olanlardan farklı olarak, normal palazlanmış kişiler vardı. Her şeyi satın almak mümkündü; rüşvet son sınırına varmıştı! İnsanlar, Brejnev dönemiyle, Kruşçev dönemini karşılaştırmaya başladılar, "Belki dediler, her şeyin daha dürüst olduğu Kruşçev dönemi daha iyiydi" Brejnev'den sonra, iki yıllık bir süre için, herkes hakkında, her şeyi bilen KGB başkanı Andropov göreve geldi. Yalnızca iki yıl görevde kaldı. Fakat yönetimi önemli bir ölçüde değiştirdi. Ondan sonra, bürokrasi Çernenko'yu göreve getirdi, ancak çok kısa süreli olacağı belliydi. Çünkü zaten, yaşamının son döneminde olduğu belli bir kişiydi. Fakat, Çernenko'dan sonra, kimin önder olacağı konusu, büyük bir sorun ortaya çıkardı. Sistemimiz için bir sorun ortaya çıkmtştı; Merkez Komitesi'nin Gorbaçov'u seçmesi çok önemli bir olaydı; o dönemde o kadar destekçisi yoktu. Gorbaçov, şu ana dek, eski bürokrasimizle savaşmaktadır. Çünkü eski bürokrasi, kendi liderine sahip olmak istemektedir. Bu savaşımının da sonuçlan ortada. Fakat Gorbaçov döneminde, Kruşçev hakkında daha çok yazı çıkmaya başladı. Ve Kruşçev, arşivleri açan, geçmişteki suçları ortaya döken kişi olarak görülmeye başlandı... Vitali Korotiç, konuşmasının can alıcı bir bölümünde, bir soruyu yanıtlarken şunları söyledi: t'zboY ^ Aaçık B&uluOu Ggünes» KUflı S ssfc YyjJmurtu BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Kasapbk hayvanlann timüs ve pankreas bezlerine verilen ortak ad. 2/ Lapina familyasından, eti pek sevilmeyen küçük bir deniz balığı... Tavlada bir sayı. 3/ Sınır nişanı... Mal alıp karşılığında mal vererek ödeştne. 4/ Bir tiyatro sahnesinin önünde ışık ve ışıldakların yerleştirildiği yer... Ortaçağda açık denizde kullanılan yelken1 gemi. 5/ Marangozlukta tahtanın ke1 naruıa rende ile açılan bir çeşit kordon. 6/ Bir çalgı... Hz. İsa'nın doğum yeri olan köy. 7/ Olağandışı olayları anlatan öykü... Giysi yapılan bir tür pamuklu kumaş. 8/ tnce bulgur... Numaranın kısa yazılışı. 9/ Birbirine bağlanmış iki tekneden oluşan ve gezi denizciüğinde kullanılan yelkenli ya da motorlu taşıt. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Orta ve Doğu Anadolu'nun bazı yörelerinde oynanan halay türü bir halk oyunu. 2/ Dik yokuş... Kaygı. 3/ Kaslann istemsiz, ağnh ve geçici olarak kasılması... Doğal ve tarihsel dzelliklerinden dolayı koruma altına alınan alan. 4/ Sınır boyu... Orta Amerikada bir ülke. 5/ Ortadoğu'da bir göl... Alıştırma. 6/ Bir gezegen... Uzaklık anlatmakta kullanılan söz. 7/ Bahçe sulamak için açılmış ark. 8/ önceleri Atatürk'e tahsis edilmiş, 1951'den sonra ise okul gemisi olarak kullanılmava başlanmış yat. 9/ Bir atımlık barut miktan... Eski Mısır'da güneş tanrısı. Atatürk'ü yıpratmadan sevmek Atatürk'ü sevelim. O'nu yerinde anarak, O'na zamanında başvurarak sevelim, sevdirelim. Her gün "Atatürk" diye diye O'nu bıkkınlık karmaşasının konusu yapmayalım. Bir dostum üzülerek anlatmıştı. Evinde haberleri dinliyormuş. O sırada bir devlet yetkilisi Atatiirk'ten söz ediyor. Bayramlarda, küçükken Atatürk üzerine şiirler okuyan üniversitedeki çocuğu "yine mi?" diyerek televizyonu kapatmış. Benzeri olayları çok kişiden duydum. Kuşkusuz Atatürk'ten söz eden devlet yetkilisi içten konuşmaktaydı, bir Atatürkseverdi. Ama unuttuğu bir şey vardı. Atatürk'ü sevdirmek her Allah'ın günü ondan söz etmekle olmazdı. Onun ilkeleri doğrultusunda tutum takınmakla, davranmakla; bunun sonucunda devşirilen ürünlerle Atatürk sevdirilir, Atatürkçülük benimsetilirdi. Öyle anlaşılıyor ki bütün iyiniyetimize karşın, toplumu Atatürk'e yaklaştırmak isterken, uzaklaştırmaya başlamıştık. Hiç kimsenin, özellikle de Atatürkseverlerin buna hakları yoktur. Onu, ondan bezdirerek sevdiremeyiz. Geçmişte de bu konuya değinmiştim. Bana hak verenler olmuştu. Ancak çok öfkeli mektuplar da almış, kimi çevrelerin bana kızdıkken öldürmeye karşıydım. Bugün de öyleyim. Atatürk sağ olsaydı o da böyle düşünecekti. Çünkü o, akılcıydı. "Yaşamda en gerçek yol gösterici biliımJir" demişti. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovan bir Doğulu değil, başı üstünde yer veren birBatılıydı. Kendisine karşı inandığı gerçekleri çekinmeden savunan Reşit Galip'i Milli Eğitim, M. Esal'ı Adalet Bakanı yapan odur. Diyebileceğim o ki Atatürk'ü sevelim. Onu yerinde anarak, ona zamanında başvurarak sevelim, sevdirelim. Her gün "AUtiirk" diye diye onu bıkkınlık karmaşasının konusu yapmayalım. Bu konuda bilinçli olalım ve toplumsal ruhbilimin yasasına uyalım. Uyalım ki, Türk toplumunun ilerleme simgesi olan Atatük ve Atatürkçülük değerleri yıpranmasın. Atatürk'ü sevmek, kaş yapayım derken göz çıkarmak değildir. Bu düşünceleriıni yeri geldikçe yineleyeceğim. Bana kızanlara da bir çift sözüm var. Eleştiriye öfkelenilmez. Eleştirenle eleştirilen gerçeklik heykelini birlikte yontan, yaratan iki dosttur. Eleştiri karşısmda sorulacak tek bir soru vardır; eleştiri haklı mı haksız mı? İki de seçenek vardır: Haksızsa bilime dayanarak eleştiriyi çürütmek, haklıysa ona uygarlarını da öğrenmiştim. Bazılan ise beni ca uyraak. Gerisi boş sözdür. Atatürk düşmanı ilan edecek kadar ileri gitmişti. Yanıhyorlardı. Ben, Atatürk'ü sever Doç. Dr. SAMİ SELÇUK TARTIŞMA EğitinMİo geçmişe tızanıııak Konuyu, "birkaç kişinin kurtuluşu" darlığında görmemek gerekir. Tarih olmuş eğitim saptırmalarının altında nelerin yaîtığını görmekte yarar vardır. . „ , , . , . . , Saym Rahnu Kumnş'ın 22 eylül tanhlı Cumhunyet'te pkan yazısına değinmek ıstıyorum. Yüksek Öğretmen Okulu'nun eski öğrencisi, yalnız okulunu tanıtmakla kalsaydı, bu yazı doğmayacaktı. Ama gördüm ki düzeltilecek bazı yanılgı ve şaşırrnalar var. Yazıda, Köy Enstitüleri, Yüksek Köy Enstitüsü'nden önce Mpatıbyon "Dogaihk.a;; sözcuğüyle de sankı "yapılacak tek şey oydu' gibi bir mantıkla, Yüksek Köy Enstitusü'nün kapatılması, onaylı bir geçiştirmeye uğratılıyor. Oysa, Yüksek Köy Enstitüsü'nü 1947'lerde CHP'li Sirer, Köy Enstitülerini ise DP'li Tevfik İleri kapatmıştır. Yazıda yadırgadığımız ikinci taraf; Tevfik tleri'yi kırsal kesim çocuklanna yükseköğrenim kapılannı açan "olumlu" iş sahibi olarak sunmaktır. Hemen belirtelim ki Tevfik İleri, Köy Enstitüsü hareketine bakış açısıyla, olumsuzluk 6 0 YIL ÖNCE Cumhuriyet yıl geçtiği halde habersiz oldukları yazıyı, kalemi tanımayan köylümüzü o nimetlerle taruştıran eğitmenler horlanmışlar, atılrmşlardır. Süreyya Opereti 12 EKİM 1929 Süreyya Opereti on günden beri Samsun'da Kazım Paşa Tiyatrosunda temsillerini vermektedir. 28 sanatkardan müteşekkil olan bu heyete Muhittin Sadık, Necip, Hasan, İzzet Beyler gibi mümtaz musikişinaslar dahi dahildir. Samsun halkı bu sanatkarlarla çok meşgul ve alakadar oldu. Bilhassa Ayşe, Monbey, Asaletmaap operetleri temsil edildiği geceler Kazım Paşa Tiyatrosunun büyük salonu daha akşamdan hıncahınç ROMATiZMA dolmuştu. Bu muazzam ve Afnlannın Dunnas raüzeyyen tiyatroyu bizzat meşgul olarak ve sahipleri Edip ve Naci Beyleri teşvik ve bu iki gayyur gcnce çok müzaheretler yaparak vücuda getiren Samsun Valisi Kazım Paşa hasta olmasına rağmen temsillerde bulundu. Konuyu, "Birkaç kişinin kurtuluşn" darlığında görmemek gerekir. Tarih olmuş eğitim larm pek çok örneğini sergilemıştır. Ortadan saptırmalarımn altında nelerin yattığını görkaldırdığı eğitim kurumlanyla, on bmlerce köy m e k t e y^^. ^^^ öğretmen yetiştirıhe yönçocuğunun önünü yükseköğretime kapamakla t e m i h â l â ö n u r n üzdedir. kalmamış, eğitmen kurslarından ve Köy EnsSanlacağımız dalları kesmekten vazgeçsek titülerinden yetişenlerin elinden meslek uğraşılannı almak için elinden geleni yapmıştır. diyoruz... Haksız suçlamalar yakıştınlarak; sapa dağ koylerinde bayrağımızı dalgalandıran, an, pul MEHMET ÖÇAL ^'tarTalaTa 'sTkanTbulumı^d'an ^ bîn Eme'küükokuTmüfet^ "Tartışma"ya çağn Eğitim, çevre, kültür, sanat, politika, sağlık gibi çeşitli alanlan ilgilendiren görüşlerinizi, bir okur formu niteliğindeki "Tartışma" sayfamıza yazabilirsiniz. Yazılannızın uzunluğunun 300 kelimeyi geçmemesine lütfen dikkat ediniz. Yazışma adresimiz: "Tartışma", Cumhuriyet Gazetesi, P.K. 246, îstanbul SL®ANS Sipahî Ocağmda bir gün Sipahi Ocağında dün öğleden sonra sonbahar manej harekatı ve mania atlama talimleri yapılmıştır. Bu hareketlere erkeklerle beraber kadınlar da iştirak etmiş, bu suretle yapılan talimler zarif bir martzara arzetmiştir. Şehrimizdeki pek çok hayvan meraklüarı dün Sipahi Ocağına toplanmışlar ve çok muvaffakiyetli olan bu harekati seyretmişlerdir. Bu harekatlere iştirak eden hayvanlar gerek manej harekatında gerek mania atlamakta cidden muvaffaE olmuşlardır. Hanımlar arasında yapılan mania atlama ve manej harekatında tstanbul mebusu Süreyya Paşanın kerimesi Melahat Hanım 61 puan almağa muvaffak olmuştur. OKURLARDAN Emekli ikramiyesi mağduruyum 6.3.1989 tarihinde isteğimle emekliye ayrıldım. Temmuz1989 tarihinde yayımlanan 375 sayılı K.H. Kararname uyarınca; memurlarla emekli memurlann maaş düzenlemeleri yapıldı. Bundan ben de maaş yönünden yararlandım. Yalnız, 375 sayılı K.H. Kararname'nin düzenlenmesinden 34 ay gibi kısa bir süre önce emekliye ayrılan memurlann emekli ikramiyeleri; bu artıştan ayrı tutuldu, yararlandırılmadı. Ben de aynı konudan dolayı mağdur duruma düşen emeklilerden biriyim. Öteden beri; memurlarla ilgili barem düzenlemelerinde, alışıla gelen bir husus; bir mali yıl içinde yapılan maaş ve emekli ikramiye hesaplanmasmda; memur ve emekliler bütün düzenlemelerden yararlandırılır kuralı uygulanır ve bu husus âdeta bir usuy ve gelenek haline gelmişti. 34 ay gibi kısa bir süre önce emekliye aynldığım için emekli ikramiyemi eski düzenlemeye göre aldım, yeni duzenlemeden yararlandırılmadım. Bu da bana verilmesi gereken ikramiyenin yarısı kadar biı meblağ teşkil etmektedir. 19741975 yıllannda emekli ikramiyeleri 12 maaş tutanndan 30 maaş tutanna çıkanldığında; bir yıl önce emekli olanlara yeni ikramiye düzenlemesinden ikramiyesi hesaplanarak verildi. Bu durum benim için emsal teşkil etmektedir. 375 sayılı K.H. Kararname'de; mali yıl içinde ayrılan memura emekli ikramiyesi yeni düzenlenen gösterge üzerinden ödenmez diye bir madde de yer almadığına göre faydalandırılmam söz konusudur. Bu işlem, başta anayasamızın eşitlik ve çalışma ilkelerine de karşıt bir durum arz etmektedir. KUTLL KANDEMİR Bandırma Tabii, en önemli sorun, sosyaiizmin geleceğidir; şimdi, demokrasi gündeme gelmiştir, sosyaiizmin geleceği konusunda, öğrenmek istediklerinizi ben şimdi ortaya koyacağım: "Acaba, özel işverenler olacak .111? Çalışma hakkı ne olacak? Üretim araçlarının özel mülkiyeti mümkün olabilecek mi? Yanıt: Hayır! Üretim araçlarının özel mülkiyetine izin verilmeyecek; kooperatifler olabilecek, ancak kooperatifler, küçük ışletmelerdir. Lokantalar, örneğin gömlek yapan yerler, bunlar fabrika değildir; aslında, sosyalist olmayan bir mülkiyet biçimi, üretim araçlarında mümkün olmayacaktır. Buna karşılık pazar ekonomisinden yararlanılacak, buna izin verilecektir. Şu anda bizim epeyce bir işçi açığımız var; bildiğiniz gibi, Sovyetler Birliği'nde işsizlik olmaz, fakat, işsizliğin mümkun olmamasıyla, işletmeler arasındaki rekabet arasında, bir çelişki ortaya çıktı. En büyük sorunumuz şu: İnsanlar iyi çalışmıyor, verim düşük. Verimi arttırmak zorundayız; ancak "işsizlik olamaz" dediğimiz için bu, çok yük oluyor. Şu anda, insanları daha çok çalıştırabilmek için, yoğun bir tar tışma sürmekte... Vitali Korotiç'in konuşmalarını, sabahleyin Yusuf Işık (Hasan Esat Işık'ın oğlu), Mete Tunçay, öğleden sonra da Seyhan Erdoğdu çevirdiler. Bilar adına toplantılara Prof. Cahit Talas başkanlık etti. Muzaifer İlhan Erdost, Cenan Bıçakçı, ilber Ortaylı, İlber'in annesi (o, Rusça sordu soruyu), Cem Eroğul ilginç sorular yönetttiler; Vitali Korotiç, bir soruya karşılık verirken de özetle şöyle dedi: Kapitalizmi istemiyoruz; daha iyi yaşam istiyoruz! Bu yüzyılda, sosyal yaşamda birçok deneyim geçirdik; konuşmamın başında kapitalizmin bizde pek çok şey araştırdığını söyledim; kapitalizmden de çok şey ogrenebileceğimizi düşünüyoruz. Ülkemizde kurduğumuz türde bir sosyaiizmin gerçekten, halkın rejimi olduğunu düşünmüyorum. Bürokrasi ve yönetim için olanaklar sağladık, ama hiçbir şey olmayan insanlar da vardı. Kapitalizmde, bazen çalışan insanların daha iyi bir yaşama sahip olmalarını sağlama olanağı vardır; bizim sistemimizde, hükümet hiyerarşisinde, yüksek bir yerde olan insanlar iyi yaşar, daha iyi çalışanlar için aynı olanak yoktur... Büvükbabam benim mutıuiugum ıçın, babam benim çocuklanmın mutluluğu için uğraştı; hiç kimse kendi mutluluğu için uğrasmadı. Şimdi, kendimiz mutlu olmak için bir şeyler yapıyoruz. Pek kolay değil. On yıl önce, böyle bir konuşma için tutuklanmak; hüküm giymek söz konusuydu; toplumumuzda demokrasiye gereksinim olduğunu düşünüyoruz. Kapitalizmi hiçbir zaman geri getirmeyeceğiz. Fakat biz, kurduğumuz toplumun gerçekte sosyalist olmadığını düşünüyoruz; bizim için, bugününden daha mutlu insanlardan oluşacak bir toplum yaratmak çok önemli... "PTT Sansür Kıımlu" yazısına cevap Gazetenizin 13.8.1989 tarihli nüshasında yayımlanan "PTT Sansür Kurulu" başlıklı yazı incelenmiştir. Devletin emniyeti, genel asayiş ve huzuru bozucu dokümanlar, hüviyet tespiti ile kabul edilmektedir. Bu nedenle, 10.8.1989 günü Bitlis merkezinden bir grup tarafından devrimci gençlik adına gişeye tevdi edilen doküman, devleti suçlayıcı ifadeler içerdiğinden ve Aydın Cezaevi'ndeki hükümlü ve tutukluların haksızlığa uğratıldığı hususlan yer aldığından, amlan dokümanın hüviyet tespiti ile kabulü istenilmişse de, getiren kişi bu isteği kabul etmeyerek gişeden ayrılmıştır. Aynca, gişe memurunun gelen şahıslara karşı herhangi bir menfi tutumu olmamıştır. PTT GENEL MÜDÜRLÜGÜ 3 0 YIL ÖNCE CumhuriYeI Grîvas'ın dununu 12 EKİM 1959 Kıbns Türklerinin lideri Dr. Fazıl Küçük, verdiği bir beyanatta General Grivas'ın adaya hemen dönmesini Türklerin istemediğini, bunun ileride daha müsait karşılanabileceğini söylemiştir. Doktor Küçük bu arada Grivas'ın Dr. Fazıl Kuçuk umumi toplantılarda ve bayramlarda ortaya çıkmasına da tahammül gösterilemiyeceğini ilave etmiştir. Türk ekalliyetinin lideri, Grivasm politika hayatına atılmasından korkmadığını, zira Yunanistanda kim iktidara gelirse gelsin, Yunan milletinin vanlmış olan anlaşmalara hürmet göstereceğinden emin olduğunu belirtmiştir. öte yandan, Rodos adasında General Grivas ile üç günlük bir temasta bulunan Başpiskopos Makarios, Adaya dönmüş ve törenle karşılanmıştır. Kitap okumayı seviyorum Sayın Cumhuriyet okurları, ben de kitap okumayı seviyorum. Ancak, şu durumda bu sevgiden yoksunum. Çünkü, Italya'da bir cezaevindeyim. Eski bir dost her nasılsa adresimi öğrenerek, Cumhuriyet'e abone yapmış. Bir hafta geç de olsa geliyor ve dünyada olup bitenlerden haberdar oluyoruz. Cumhuriyet okurlanndan yeni dostlar edinmek istiyor ve kitap bağışlarıruzı bekliyorum. CUMALİ POLAT Via Spalti S. Marco No: 20 Bresciattalia ÇAUSANLAR1N SORULARI/SORUNLARI YEÜV1AZ ŞİPAL T.C ADANA 1. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ Esas No: 989/254 Karar No: 989/439 Hanrlık No: 989/2319 Hâkun: Mehmet Sürgit 16546 CSavcısı: Nevzat Bakoğlu 14702 Kâtip: Yasar Özdemir Davacı: K.H. Sanık: İBRAHİM KAYALIHasan oğ. Güllü'den olma 1953 dJu Ceyhan ilçesi Üçdut Köyü C: 91/4, S: 68, H: 216'da nüf. k.lı olup halen Adana Dumlupınar Mah. 792 Sok. 19 No'da oturur. Evli, 2 çocuklu, okuryazar, sabıkasız, Cumhuriyet Fınnı'ru işletir, TC. tslam. Suç: Noksan gramajb ekmek imal etmek Suç Tar.: 6.12.1988 Karar Tar.: 27.4.1989 Noksan gramajb ekmek imal etmek suçundan sanık İBRAHİM KAYALI hakkında mahkememizde yapılan duruşması sonunda: G.D.: Sanığın hadise tarihinde işletmekte olduğu Cumhuriyet fırınında noksan gramajlı pide imal edip satışa arzettiği iddia, belediye zabıtası tarafından tutulan tutanak münderecatı ve sanığın tevilli ikrarı ile subuta erdiğinden hareketine uyan TCK. 2891 sayılı kanunla değişik 363/1 md.si gereğince takdiren 6 ay hapis ve 10.000 lira ağır para cezası ile mahkumiyetine, Suçun işleniş tarzına göre sanığa verilen kısa sureli hapis cezası 647 sayılı yasanın 4/1 mdlsi gereğince takdiren 300 lira 1 gün hesabı ile ağır para cezasına çevrilerek ve TCK. 72. md.si gereğince sanığın neticeten ALTMIŞ DÖKT BİN LİRA AĞIR PARA CEZASI İLE MAHKÛMİYETİNE, 1593 sayılı yasayı değiştiren 2890 sayılı yasanın ek 3. md.si delaletiyle TCK. 402/2. md.si gereğince karar özeti masrafı bilahare hükümlüden alınmak üzere İsıanbul'da yayımlanan ve tirajı 100.000'in üzerinde bulunan bir gazete ile Adana'da yayımlanan mahalli bir gazetede derhal ilan edilmek üzere karar örneğinin CSavcılığı'na tevdiine, Aşagıda dökümü yazılı (4.500) lira yargılama giderinin sanıktan tahsiline, Sanığın yüzüne karşı CSavcısı Nevzat Bakoğlu huzuruile talep vechile ve Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar usulen ve alenen tefhim olundu. BAFRA ÎCRA MÜDÜRLÜGÜ Sayı: 1989/355 Kambiye senetleri (çek, poliçe ve emre muharrer senet) üzerinde haciz yolu ile yapılacak takip taleplerinde ödeme emri 1. Alacakh ve varsa vekilinin adı, soyadı ve ikametgâhı: lbrahim Altun vekili Av. Arif ŞimşekBafra. 2. Borçlunun ve varsa kanuni temsilcinin adı ve soyadı ikametgâhı: MUSTAFA KANDEMİR Osmanbeyli Köyü Bafra. 3 Alacağın Türk parası ile tutan: 11.35O.OOOr asıl alacak faiz miktarı ve işlemeye başladı 2.724.000r yasal faizi ğı tarih. + 14.074.000r TL'sı alacağın takip ve avukatlık ücreti ve Vt 54 temerrut faizi ile tahsili. 4. Senet ve tarihi: 4.5.1988 vadeli 6.850.000, TL'ük senet ve 15.6.1988 vadeli 4.5OO.O0Or TL'lik senetlerle. Yukanda yazılı belgelerle aleyhinize açılan icra takibi üzere namınıza çıkarüan tebligatta, adresinizdcn, adres bırakmadan aynldığınız, yaptırılan zabıta tahkiki neticesinde tebligata yarar adresiniz bulunamadığından; Yukarıda yazılı borç ve masraflan on güne 15 gün ilavesi ile (25) gün içinde ödemeniz, takibe dayanağı senet kambiyo senedi nitelifine haiz değilse (5) gün 15 gün ilavesi ile (20) gün içinde mercie şikâyet etmeniz, takip dayanağı senet altındaki imza size ait değilse yine bu (5) güne 15 gün ilavesi ile (20) gün içinde aynca ve açıkca bir dilekçe ile tetkik merciine bildirilmesi, aksi takdirde icra takibindeki kambiyo senedi altındaki imzanın sizden sadır sayılacağı, imzanızıı haksız yere inkâr ederseniz sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın yüzde kırk oranında para cezasına mahkum edileceği borçlu olmadığınız veya borcun itfa veya imhal edildiği veya alacağın zaman aşımına uğradığı hakkında itirazuuz varsa bunu sebepleri ile birlikte (5) güne (15) gün ilavesi ile (20) gün içinde tetkik merciine bir dilekçe ile bildirerek merciden itirazınızın kabulüne dair bir karar getirmediğiniz takdirde cebri icraya devam olunacağı, itiraz edilmediği ve borç ödenmediği takdirde (10) güne (15) gün ilave edilerek (25) gün içinde 74'üncu madde gereğince mal beyanında bulunmaz veya hakikate aykırı beyanda bulunursanız hapisle cezalandırılacağıruz tebligata kaim olmak uzere takibe konu ödeme emri tarafınıza ilanen tabliğ olunur. "20 ^llık Sürem Dolduğunda" SORU: Deri hastalıklan uzman hekimiyim. 5 yıl 6 aylık memo riyet görevimden 1979 yıhnda aynldım. 1979 yılından bu yana, BağKur'a bağlı olarak serbest cahşmaktayım. BagKur'daki başlangıç basamağun, bir yanlışlık yapmamdan ötüni, l.basamağa indirildi. Bu nedenle, 10 yıl sonra, ancak 8. basamağa yükselebildim. Yeniden, Emekli Sandıgı'na bağlı bir göreve baslarsam, BagKur'lu olarak serbest çalıştıgım süreler, yeniden memuriyete giriş derecemi etkiler mi? ' 4 yıl 6 ay sonra, 45 yaşımı doldurmuş olacagım. Kadın iştirakçı olarak, 20 yılım dolduğunda emekliligimi isteyebilir miyim? YANIT: 657 Sayılı Devlet Memurları Yasası'nm 36. maddesine göre "Sağlık hizmetleri ve yardımcı sağlık hizmetleri sınıfına girenlerden, memurluğa girmeden önce yurtiçinde veya yurtdışında mesleklerini serbest olarak veya resrai veya özel kurumlarda yapanlarla, memurluktan aynldıktan sonra bu işlerde çalışarak yeniden memurluğa" girenlerin serbest çalıştıklan sürelerinin 3/4'ü memuriyette geçmiş sayılmakta ve "bu sürelerin her yılı için bir kademe ve her üç yılı için bir derece yükselmesi verilmek suretiyle" değerlendirilmektedir. Serbest çalıştığınız 10 yıllık sürenizin 7 yıl 6 ayı, görev aylığı yönünden 2 derece 2 kademe ilerlemenizi sağlayacaktır. Serbest olarak ve BağKur sigortalısı olarak geçirdiğjniz 10 yıllık sürenin tümü ise 1425 sayılı yasaya göre değerlendirilecektir. BağKur Yasası'nm kapsamında çalıştıktan sonra yeniden iştirakçi olanların, emeklilik keseneklerine, personel kanunlan gereğince kazanılmış hak olarak aldıkları derece ve kademe aylıkları üzerine, sigorta primi ödemek suretiyle geçirdikleri sürelerin her yılı bir kademe ve her uç yılı bir derece ilerlemesine esas alınacaktır. Yeniden devlet memuru olarak, T.C. Emekli Sandığı kapsamında çalışmaya başladığınızda, çeşitli sosyal güvenlik kurumlannda prim ya da kesenek ödediğiniz süreler toplamı 20 tam yılı butduğunda ve bu 20 tam yılın son 3 yıl 6 ayı T.C. Emekli Sandığı'nda geçmesi koşulu ile kadın iştirakçi olarak 45 yaşın dolumunda emekli olabılırsıruz. Bölükbaşı'nın demeci C.K.M.P. Eskişehir ll kongresi bugün yapılmıştır. Kongreye Genel Başkan Osman Bölükbaşı ve Genel Kurul üyeleri de katıimıştır. D.P. ve C.H.P. İl Idare Kurulu üyelerinin de hazır bulunduğu kongrede konuşan Bölükbaşı, iktidarın kanunları çiğnediğini iddia etmiştir. Kırşehir'de D.P. tarafından kendisine D.Rye geçmesi ıçın yapılan teklifleri Osman Bölükbaşı reddettiğini açıklayarak 1946 ruhlu D.Klileri partisinin saflarına davet etmiştir. GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet Faizler serbest 12 EKİM 1988 Merkez Bankası, bankalara tüm vadelerde serbest faiz uygulama yetkisi tamdı. Vadesiz mevduata uygulanan munzarn karşılık oranı 11 puan arttmlarak yüzde 2S'e yükseltildi. Döviz munzam karşılıklarının Türk Lirası üzerinden ve kura göre artacak biçimde yatınlması hükme bağlandı. Yeni düzenlemeyle bankalardan Merkez Bankası'na 2 trilyon lira tutannda kaynak transferi sağlanması bekleniyor. Basbakan Turgut Özal, serbest faiz döneminde "durumlan kötü olan bankaların Merkez Bankası'nca daha yakından izleneceğini" söyledi. Özal, "Serbest faizle tasarruflar artacak, bu arada Tahtakale'deki döviz fiyatlarında artış hızı da duracak" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear