Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER gan tutumu karşısında Muhammet'i, kendi kentlerine davet eden Medineliler, ileriki yıllarda "medeni" olarak adlandırıldılar. Medineli demek olan medeni sözcüğü, yukandaki ömeklerde olduğu gibi, kentli ya da uygar anlamlarında kullanılıyor bugun. "Mekki" ise Mekkeli ya da bir anlamda barbar demek oluyor. , îşte bugün, bu açıdan, Türkiye'de kentler, uygarlaşmanın kavgasım veriyorlar aynı zamanda. Bütün yıldırı ve saldırı hareketleri karşısında kent halkında kentlilik bilinci ya da "uygarlık bilinci" oluşturmaya çalışan yerel yöneticiler, bu açıdan ne denli kutlansa azdır. Ankara Anakent Belediye Başkanı Sayın Mural Karayalçın'ın şu sözleri, bu nedenle büyük önem taşıyor: "Gorevimiz sadece kentleri yönetmek değUdir. Aynı zamanda değiştirmektir" (1). Nitekim Karayalçın'ın göreve gelir gelmez, çeyrek yüzyılı aşkın bir geçmişi olan AST'ın (Ankara Sanat Tiyatrossu) tartışümaz bir biçimde Ankara Sanat Tiyatrosu) tartışılmaz bir biçimde Ankara için konınması ve sahiplenilmesi gereken bir göstergesini oluşturuyor. Apaçık görülüyor ki, kentlilik ya da uygarlık savaşı merkezi hukümetle değil; yerel yönetimlerle verilmektedir ve zaten işin doğrusu da budur. tşte yerel yönetimler tarafmdan yerel boyutta düzenlenen ve gerçekleştirilen şenlikler, kent halkında bir yandan kentlilik ve uygarlık bilinci oluştururken, bir yandan da o insanları sağaltmakta, o insanlann ulusal onurun yaru sıra yerel onur duymalannı da sağlamaktadır. Uygarlık açısından "yerel onur" duyan insan çağdaştır; artık yerel değil, evrensel boyutlara ulaşmıştır çünkü o! Böyle bir kent halkı, düşüncesi nedeniyle hiç kimseyi suçlamaz. Çünkü dogmalar kınlmıştır; zorbahk ve saldırganlık sona enniştir. özgürlükçüdür, bağımsızlıktan yanadır. Artık o, çoksesli toplumun insanı olmuştur. Bilim ve sanat da işte böyle toplumlarda gelişir. Denebilir ki; ancak böyle toplumlann insanı "politik" bir yaratıktır. yen bir tehlikeden de söz açmak gerekir. Şenliklerin niteliğini ve kimliğini koruyabilmesi, işlevsel olabilmesi; yalnız ve yalnız yerel öğelere yaslanmasıyla olanakhdır. Eğer o kentin insanı; kendi etkinliklerini yalnızca hep bir izleyici, dinleyici, seyirci olarak izliyorsa; yani yemekleri hep başkalan pişiriyor ya da kentliler yalnızca yiyorsa; böyle bir süreçte dolanım eksikliği ortaya çıkacak, bu da kentlilik ve uygarhk bilincinin oluşmasında seyrelmelere ve sığlıklara yol açacaktır. Kent halkı da üretim anlamında etkinliklere katılmah, yemeği pişirenlerin arasında yer almalıdır. Çünkü kentlilik ya da uygarlık, yalnız edilgin olarak değil; etkin olarak da emek vermeyi gerektirir. Ozan Homeros'un Izmir'e; masalcı Erop Dede'nin Bandırma'ya; hekim Galenos'un Bergama'ya; bilim adamı Thales'in Milet'e; fılozof Herakleitos'un Efes'e yani kendi kentlerine geçmişte büyük yararlar saglamış olduğunu söylemek, abartı sayılmamalı! Nitekim tzmir Anaken' Belediyesi'nin tzmirliliğe ve Homeros'a yaraşır biçimde TANSAŞ aracılığıyla bir şiir yarışması düzenlemesini ve Sayın Yüksd Çakmur'un bir şehir tiyatrosunun temellerini atmış ohnasmı çok onurlu bir girişim olarak değerlendirmek gerekir. Aynı şekilde Dionysos Şenliği'nin ve tiyatronun ortaya çıktığı Tmolos'un (Bozdağ) eteklerinde kurulu Salihli'de Belediye Başkanı Sayın Zafer Keskiner'in, kaç yıllardır bir oyun yazma yanşmasını inatla surdürmesi, aynı zamanda bin yülar önceki yurttaşlanmıza da bir saygıyı dile getirmiyor mu? Pek çok sorunla da boğuşsa, inanıyorum ki, yerel yönetimler, yine de bütün bunlan aşacaktır. Kimileyin şenlikler, bir "sünnet şenliği"ne dönüşüyor gibi görünse de... 1980'ler sonrası Türkiyesi'nde ortaya çıkan önemli olgulardan biridir bu. Artık kent halkları, kendi yaşamlannı ve kendi kültürlerini kendileri belirlemek istiyor! Uygarlıklanru da! i) Cumhuriyet, 8 Eyiul 1989 dUşünmek iyi bir hayaidir. Bağımsız çalışanlann BağKur'a sağlık sigortası olmalarının zorunlu tutulmasına karşın, bunlann üçte ikisi prim yatırmıyor. Prim yatıranlar hastalar ve hastası olanlar. özel sigortadan olsa olsa zengin ve sağlık kültürü olan kişiİer yararlanır. Sayın Şıvgın'ın dediğine göre devletin sağlık harcaması genel bütçenin yuzde 89'u imiş. Sağhk Bakanlığı butçesini, genel bütçenin yüzde 2.7'si diye eleştirmek yanlışmış. Gelişmiş ülkelerde bu oran en az yüzde 10 dolayındadır. Genel bütçede sağlık payının arttınlmasını isteyenler bu hedefi göstermektedir. Sayın Şıvgın'ın yaptığı kurnazlık, yüzde on oranına yanaşmak için sosyal güvenlik kunımlannın harcamalarını da hükümet harcaması gibi göstermektir. Konunun uzmanlan bilirler ki gelişmiş ülkelerde zorunlu sağlık sigortası harcamaları ile genel bütçeden yapılan harcamalar bir arada hesaplanırsa, sağlık harcamalanmn hemen tümünün kamu harcaması olduğu görülür. Yerel YönetJmler ve Uygarlık M.SADIK ASLANKARA Denizli Tiyatrosu Sanat Yönetmeni 26 Mart yerel seçimlerinin ardından göreve gelcn sosyal demokrat belediye başkanlarının, daha öncelerde başlamış olan "kültiir ve sanat şenlikleri"ni, bütün bir Türkiye yüzeyine apansız bir biçimde yayıvermesini, öyle sanıyorum ki, uygarlık tarihçileri, ileride, 1980'lerden sonra ortaya çıkan Onemli bir olgu olarak degerlendireceklerdir. İnsanlar neden şenlik yaparlar? Uçsuz bucaksız bir evrende, korktukları karanlıklan yenmek, bir uretim ve bereket çerçevesinde dayanışmak; dünyayı, tannsal yarundan sıyınp insansal kılmak için. Bu anlamda düzenlenen bu şenliklerle uygarlığın ilintisini görmemek olası değil. Kentler, gerçekleştirdikleri bu şenliklerle bir açıdan insanlarıru sağaltmakta; ama aynı zamanda o insanlarda bir kentlilik bilinci oluşması için de çaba harcamaktadır. Nitekim saldırgan ve barbar tskender ordularının karşısında direnen, ama canlarını hiçe sayarak kalelerini ve kentlerini saldırganlara teslim etmeyen Halikarnas, Xanthos, Termessos kentleri, gücunü biraz da kentlilik bilinci gelişmiş insanlann varlığından almış sayılmazlar mı? Ülkemizde de 1984 sonrası ortaya çıkan ve 26 Mart yerel seçimleriyle birlikte büyük bir tırmanışa geçen; şu yakın günlerde de dorukta olan "kültür ve sanat şenlikleri"ni, işte bu açıdan degerlendirmek gerekiyor. PENCERE U EKİM 1989 Geriye Doğru Sayma... Kentlilik bilinci llk örnekler olarak 1984'teki yerel seçimler sonrasında ortaya çıkan Muğla, Salihli, Dikili şenlikleriyle bir yandan insanlarda "kentlilik" bilinci oluştunılmaya çalışılmış; öte yandan yüzyülar sonra dikkatler yine bilimin beşiği Batı Anadolu uzerine kaydınlmıştır. Zaten şenliklerin kökenini de yine bu topraklarda aramak gerekmiyor mu? Gerçi Mezopotamya'da ana tanrıça tştar'la Sümer tanrısı Tamrauz'un geleneksel evlenme torenleri, elbette bir şenlik boyutundadır ve yuvarlana yuvarlana, etkiler oluştura oluştura Batı Anadolu'ya dek gelmiştir. Ancak bu şenliklerin bir dizgeye oturması; kültürel anlamda boyutlar kazanması ve kök salması yine ilkin Batı Anadolu' da mümkün olmuştur. Nitekim Dionvsos şenliklerinin kökenini ve buna bağlı olarak tiyatro sanatının ortaya çıkışını da Anadolu'da aramalı! Efes'in komşusu antik Magnesia kentinde, iki bin beş ytiz yıl önce incir ve tahıl şenliklerinin yapılıyor olrnası ilginçtir. Daha düne dek ülkemizin hemen yer yerinde, bir açıdan "ilkel" sayılabilecek bu tür şenliklerin varhğmı surdürmesi insanımıan, Anadolu'da bin yıllardır süregelen bu geleneklerin ardılları olduğunu apaçık bir biçimde göstermiyor Çağımızın buluşlarından birisi de geriye doğru saymadır. Eskiden böyle bir moda yoktu. Çocukbüyük, bir yarışa başlarken ileriye doğru sayardık. Şimdi uzaya uydu fırlatan bilginlere döndük. Geçenlerde bir gazete başlık atmıştı: "Cumhurbaşkanı adayının açıklanması için geriye doğru sayma başladı." Bildiğiniz gibi geriye sayma sıfırda noktalanıyor: ... 6, 5, 4, 3, 2, 1, 0... Günleri sayarak sıfıra doğru yaklaştığımız için büyük olasılıkla cumhurbaşkanı adayımız Tonton'dur. Yaşasın Tonton!.. • Kimileri Tonton'u Çankaya'ya yakıştıramıyorlar. O da kızıyor; kendi kendini övüyor: Cumhurbaşkanlığına en çok ben layığım; diyor, telefonu açıp ABD Cumhurbaşkanı Bush'la görüşebiliyorum. Eh, artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı olabilmek için bir koşul daha kondu: Kim ki ABD Başkanı'na ters düşer, Çankaya'ya çıkamaz. Pekı, adaylığın öteki koşulları nedir? 1) Cumhurbaşkanının göruntüsü yerli yerinde olmalı... Tonton'un göruntüsü yerli yerindedir, okkalıdır, göz doldurur, kimi kadın dergilerinde "En beğenilen 10 erkek" yarışmalarında kaç kez dereceye girdi. Bakışları çekici, konuşması sıcak, davranışları alımlı, mimikleri sevimli, bütünüyle albenilidir; yakışıklı ve fiyakalı adamdır. 2) Sözüne güvenilir olmalı... Bizimkinin sözüne güvenebilirsiniz? Enflasyonu indireceğim diye on kez söz verdi, sözünü tutmadı mı? Halkın güvenini kazandı Tonton, televizyonda konuşrna yaptı mı herkes ağzının içine bakıyor; ona inanıyor, güveniyor. Son sınavını Bulgarlar ve soydaşlarımız karşısında verdi: Bulgar'ın ümüğünü sıkarım, hepsini göndersin, bütün soydaşlarımıza kapımız açıktır... Sözünü tutmadı mı Tonton? 3) Yasalara, hukuka saygılı olmalı... Tonton, seçim yasasını 11 kez değiştirecek ve "Anayasayı bir kez de biz ihlal edelim" diyecek kadar yasalara ve hukuka saygılı değil mi? 4) Milliyetçi olmalı... Ohooo... Bizimki tam milliyetçidir. Bütün ulusal kuruluşları haraç mezat yabancılara satıyor. Ülkede yurttaşlanmız arasında tartışma, sürtüşme, çelişki çıktığında: Hepiniz, diyor, Müslümansınız... Türkiye'nin bütün ulusal değerlerini, doğa kaynaklarını, taşını, toprağını, fabrikalannı, şirketlerim, kuruluşlarını yabancılaştırmaya hazırdır. Konuşurken de laf arasına İngilizce sözcükler katmaya bayılıyor Tonton... Özal'dan daha milliyetçisi var mı? 5) Cumhurbaşkanı adayının üstünde, yakınlannda, yakın çevresinde yolsuzluk gölgesi olmamalı... Amap efendim, Tonton'un ailesi, biraderleri, yakın çevresine ne söylenebilir!.. En küçük bir "sa/be"den uzaktadırlar; hısım, akraba, biraderler üstüne gölge düşmüş müdür? Korkut Özaldan başlayarak son yıllarda parasal patlamalar yapanlara bakınız; mübarekler tertemiz, her yıl hacca gidip yunuyorlar. 6) CumhurbHŞkanı adayı halkın desteğini saglamış olmalı: Peki, Özal'dan iyisini nereden bulacaksın?.. Son seçimde iktidar partisi yüzde 21.8 oy aldı. Son yapılan anketlerde yüzde 20'nin altına duştü. Halkın en çok yüzde 10'u Özal'ı seviyor, bağrına basıyor. • Demek ki Özal'a Çankaya yolu açık. Tonton'un da cumhurbaşkanlığına "ihtiyacı" var. Partisi çökmüş, ilk genel seçımlerde ANAP bir varmış bir yokmuş olacak Çankaya'ya atladı mı Özal'ın da iktidar partısıne "ihtiyacı" kalmayacak. Ondan sonra gel keyfim gel... ANAP'lılar Tbnton'a bu iyiliği yapsınlar, genel başkanlannı cumhurbaşkanlığına seçsinler, sonra da yüzde 1520 oy tabanı üzerinde yeni bir genel başkan bulmak için bırbirlerirve girsinler... Geriye doğru sayma başladı: ... 7,6,5,4,3,2, 1, 0... "Sıfır" dedin mi, Tonton cumhurbaşkanıdır. Diyorlar ki: Uygarlaşmanın kavgası Hemen her gün kullandığımız, dilimizden düşmeyen şu "oygarlık" sözcuğunun kökenine bir bakalım. Batı dillennin çoğunda uygarlık karşüığı olarak kullanılan sivilizasyon, kent anlamındaki Latince "dvita" sözcüğünden geliyor. Civita, sivil demek. Sivil ise kentli. Yunanca "potis" de öyle. Kent anlamına geliyor. Hani ünlü "insan politik bir varlıktır" özdeyişi var ya, aslında bu özdeyiş, bir anlamda "insan, kentli bir yaratıktır"a ya da "insan, uygar bir yaratıktır"a geliyor. Islam dünyasında da Kureyş Oğullarının saldır Önemli bir uyan Ne var ki bu noktada, yerel yönetimleri bekle( OKTMAKBAL EVET/HAYIR Bilim Uyarıyor Özal ve Sayın Özalsağlık hizmetlerine öncelik vermiş olsaydı, yapacağı ilk iş, kamu kesiminin bütçelerinde sağlığa ayrılan payı arttırmakolmahydı. Sayın Özal sağlık hizmetlerini geliştirmek için kamu kaynaklı harcamaların arttırıîması gerektiğini bilmektedir. Bu nedenle bulduğu sözde çareyi, Genel Sağlık Sigortası kurulmasım, sık sık tekrarlamaktadır. Genel Sağlık Sigortası niçin kurulamaz? "PETKİM'in özelleştirilmesini amaçlayan girişimin kritik bir aşamaya ulaşmış olması nedeniyle görüşlenmizi kamuoyuna açıklamayı gerekli bulduk." istanbul Universitesi'nin İktisat ve Siyasai Bilgiler fakültelerinde görev yapan 26 profesör ve doçent yayımladıkları basın açıklamasında Teletaş, USAŞ ve çimento fabrikalarının örneklerinden sonra uygulanan özelleştirme politikasının amacı, kapsamı ve yönteminin aydınlığa çıktığını belirterek şöyle diyorlar: "PETKİM, Erdemir ve benzeri kuruluşlar Türkiye ekonomisinin temel direkleridir. Bu tür kuruluşların yabancılara satılması Türkiye'nin bugüne kadar oluşturmuş bulunduğu sınırlı sanayinin bite zayıflamasına yol açacağı gibi, ülke sanayiinin gelecekteki gelişmesini de yönlendirecek ve frenleyecektir. Ayrıca ülke ekonomisinin dışa bağımlılığını ciddi biçimde arttıracaktır. Yabancıların modern teknoloji getireceği kabul edilse bile bu teknoloji gelirken tesisin kendisi elden gitmiş olacaktır. Yarın başka bir hükümet bu kuruluşları geri almak istese de Türkiye'nin uluslararası ekonomik ilışkilerdeki zayıf konumu buna pek olanak vermeyecektir." SHP liderleri ikide bir "Biz iktidara gelince yabancılara satılan ya da özelleştirilen bu tesisleri geri alacagız" diyorlar Uzmanların görüşü ise uluslararası kuruluşlara satılmış bu tesisleri kurtarmanın pek de kolay olmayacagıdır Böyle bir geri alma girişimi dost ülkelerle ararnızın bozulmasına, türlü zorlukların patlak vermesine yol açabitecektir. Kısacası, SHP'lilerm 'kurtarma' girişimleri kolaytıkla sonuç vermeyecek, verse bile bu, ülkemize ağır yükler getirecektir. 26 üniversite üyesinin açıklamasını tarihsel bir belge saymak gerekir. Bu, bir uyarıdır. Bu uyarı iktidarın gözünde bir önem taşıyor mu, taşıyacak mı, onu bilemem. Ama bilim sorumluluğu taşıyan her kişınin böyle girişimlere karşı sesini yükseltmesi bir görevdir. istanbul İktisat ve Siyasai Bilimler Fakültesı'nin 26 profesör ve doçenti bu görevi zamanında yapmışlardır. "Çokuluslu şirketlerin fiyatlama, yatırım, kâr transferi gibi konularda global çıkarlarını göz önüne alarak davrandıkları ve kritik durumlarda az gelişmiş ülkelerin içişlerine müdahale ettikleri herkesçe bilinen bir gerçektir. Bu gerçek özelleştirme politikası uygulayan gelişmiş ülkeleri bile dikkatli davranmaya ve önlem almaya itmiştir. Yabancıların alabileceği pay oranı Fransa1 da ve İngiltere'de bile yüzde 20'yi aşmayacak biçimde sınırlandırılmıştır. PETKİM örneğinde ise ana amaçlardan biri, yönetimin devredilmesi ve üstelik mümkün olduğu kadar az sayıda kuruluşa devredilmesıdir. PETKİM'in tekel niteliği sorunu daha da ağırlaştırmaktadır. Türkiye'deki özelleştirme politikasının en sakat yönlerinden biri de bu kadar önemli değişikliklerin aceleye getirilmesi ve toplumdan kaçırılmasıdır. Üstelik bunun, toplumdaki desteği hayli zayıf bir hükümet eliyle yapılmasıdır. Türkiye ekonomisinin bugününü ve yarınını bu denli etkileyecek bir stratejinin tüm toplum kesimlerinde tartışılması ve belki de bir halkoylamasına konu olması çok daha doğru ve demokratik olurdu." 26 uzman böyle diyor. Özelleştirme, yabancılaştırma konusunda işte bu denli kesin konuşuyor iktisat ve siyasai bilim profesör ve doçentleri... Şimdi Bay Ozal kalkıp 'sizler bir şey bilmiyorsunuz, her şeyi ben sizden daha 1yi biliyorum' mu diyecek? Diyebilir de, baksanıza 'Ben cumhurbaşkanı olmaya layığım' dediğine göre niye 26 bilim adamının görüşlerinı elinin tersiyle itmesin! Bugunler geçer, yannlar gelip çatar, geleceğin kuşakları Özal1 lann hesabını görür. Yerinde, zamanında doğruları, gerçefcleri dile gotirenler de tarih yapraklarında onurlu bir yer alırlar. istanbul Universitesi iktisat ve Siyasai Bilimler fakültelerinin 26 üyesi bu açıklamayı yayımlamakla hem kendilerine düşen bilim adamlığı görevini yerine getirmişlerdir, hem de körsağır durumuna düşmüş, halktan desteğini yitirmiş bir iktidara gereken uyarıyı yapmışlardır. Önder An, Toktamış Ateş, Ülkü Azrak, Bengü Dereli, Toker Dereli, Esin Ergin, Nihat Falay, Mehmet Genceli, Sevim Görgün, Sevgi Güren, Ersan llal, Merih Ipek, Gülten Kazgan, Gülten Kutal, Metin Kutal, Nazif Kuyucuklu, Necati Mumcu, Cemil Oktay, (Arkası 17. Sayfada) Prof. Dr. NUSRETFİŞEK Bir ülkenin sağlık düzeyi, o ülkede zenginlerin ameliyat için yurtdışına gitmek gereğiıu duymayacakları hastaneler bulunması ile ölçülmez. O ülkedeki ortalama yaşam süresi ile ölçulür. Türkiye'de doğuşta ortalama yaşam suresi 68 yıldır. Bu sure gelişmiş ülkelerde 75, gelişmekte olan ülkelerde 50 yıl dolayındadır. Sağlık çok faktörlü bir sistemdir. Her faktörun sonuca etkisi vardır. Bu faktörler arasında en önemlisi, ülkeyi yönetenlerin tüm halkın sağlığına verdikleri önem, güttükleri sağlık politikasıdır. Bu nedenle konunun incelenmesine Başbakan Sayın Özal'ın sağlık politikası ile başlamak gerekir. Bu tümceyi okuyanın aklına "Ne için ANAP hükümetinin politikası değil de Başbakan Sayın özal'ın politikası?" düşüncesi gelebilir. Sayın Özal'ın politikası; çünkü Anavatan Partisi devlet görevlerinde etkili bir örgiıt gibi görunmemektedir. Butün işler Sayın Özal'ın uygun gördüğıi şekilde yümtülmektedir. Ban kişiler de sağlık politikasım Sağlık Bakam'nın kişiliğine bağlarlar. Özal hükümeti için bu da söz konusu değildir. Sayın özal 6 yılda 5 kez Sağlık Bakanı değıştirmiş, sağlık alanında hiçbir şey değışmemiştir. Uygulamalar ve Sayın Özal'ın beyanlarına bakarak Özal'ın sağlık politikasım şöyle özetleyebilirız: "Sağlık hizmeti, ondan yararlananlann karşılığını ödeyerek yararlanacağı bir hizmettir. Parası olan isterse yurtdışında, isterse Türkiye'de istediği hastanede tedavi olur. Parası olmayana tedavi masraflannı karşılama için yardım edecek bulunuK' ~~ önemli gelişme olmadığını gösterdiğine göre Sayın Özal'ın bu politikası sağlık yönünden halka hiçbir şey vermemiştir. Sayın Özal'ın şeytana pabucunu ters giydirecek kadar zeki olduğu kuşkusuzdur. Bu yeteneğinden yararlanarak, sağlığa çok önem verdiğini göstermek için her fu^atı kullanmakta, sağlık bakanlarından da bu reklam propagandasına katkıda bulunmalarını beklemektedir. Ancak sağlık bakanları, hükümetin sağlık hizmetlerine çok önem verdiği konusunda halkı inandırmakta başanlı olamadıklan için Sayın Özal sık sık sağlık bakanı değiştirme zorunda kalmaktadır. Sayın özal sağlık hızmetlerıne öncelik vermiş olsaydı, yapacağı ilk iş, kamu kesiminin (genel bütçe ve sosyal güvenlik kurumlarınııı) bütçelerinde sağlığa ayrılan payı arttırması gerekirdi. Sayın özal sağlık hizmetlerini geliştirmek için kamu kaynaklı harcamalann arttınlması gerektiğini bilmektedir. Bu nedenle bulduğu sözde çareyi Genel Sağlık Sigortası'nın kurulmasım sık sık tekrarlamaktadır. Sayın Özal, Türkiye'de Genel Sağlık Sigortası sisteminin geliştirelemeyeceğini bilecek kadar deneyimli olduğuna göre bunun bir avutma, oyalama siyaseti olduğu bilinmelidir. Genel Sağlık Sigortası niçin kurulamaz? Genel Sağlık Sigortası demek, köylüden sağlık primi bir başka deyişle sağlık vergisi almak demektir. Halk Partisi'ni, kırsal bölgede Yol Vergisi yıkmıştır. Köylüleri sağlık sigortası primi ödemeye zorlayan partileri de Genel Sağlık Sigortası kanunu yıkar. Genel Sağlık Sigortası kurulacağı vaatleri inandıncüığını kaybedince, ortaya yeni bir formül atıldı. Sağlık Bakanı Şıvgın Tarabya Oteli'nde gazetecikr ile yaptığı bir toplantıda, sağlık hizmetlerininfi'nansmansorununu çözmek için özel sağlık sigortası hizmetlerinin geliştirileceği ve devletin sağlık haıcamalanna, iddia edildiği kadar az ödenek ayırmadığı haberini verdi. Özel sigortacıhğı geliştirerek sağlık hizmetlerinin fınansman sorununu çözmeyi Hastanecilik ağırlıkta Sayın özal'ın örgutlenme politikasında yaptığı bir yanlış da hastaneciliğe verdiği ağırlıktır. Uç yıl önce TBMM'ye sevk ettikleri kabul edilen ve üç yıldır uygulayamadıkları Sağlık Hizmetleri Temel Yasası da bu politikaıun ürtinjidür. Bu yasa, hastaneleri kendi kendini fınanse eden ve kâr getiren kuruluşlar olarak geliştirmeyi öngörmektedir. Sağlık hizmetlerinin geliştirilmesinde doğru model, birinci basamağın sağlık ocaklannın, dispanserlerin ve muayenehanelerin geliştirilmesine ve kullanılmasına öncelik veren modeldir. Gelişmiş ülkelerde hastalann yüzde 95'i birinci basamak kuruluşlarında, evde ve ayakta tedavi edilir. Tele\izyonda Sayın özal'ın sağlık hizmetleri ile ilgisini görüntülemek için bir hastanede kalp merkezini ziyaretini izledik. Gönül isterdi ki Sayın Özal'ı bir sağlık ocağında, bir hastane polikliniğinde hastalar ve hekimler arasında görelim. Türkiye'de en çok yaptığımız iş dert yanmaktır. Bu yazıyı çoğunluğun bildiği soruıılan tekrarlamak için yazmadım. Çozüm aramak için yazdım. Tıp fakültelerinde biz hekimlere bir hastanın tedavisi için hastalığın doğru teşhis edilmesi ve hastalık nedenini etkisiz hale getirmek için önlem almması gerektiğini öğretirler. Bu yöntem, sağlık yönetimini geliştirmek için de geçerlidir. Ülkemizde herkes için sağlıklı yaşam hakkının sağlanamamasının nedeni Başbakan Sayın özal'dır. Sayın Özal değişmeden Türkiye'de herkesin sağlık hizmetinden yararlanabileceği bir düzen kurulması beklenemez. TEŞEKKÜR Çok kı>Tnetli eşım, babamız ve aile büyüğümüz Sn. ÖMER FARUK ÇİĞDEM'in anı ölumu üzerine, ailemize yakın ılgı gösteren s.. DZ. K.K. orini ORHAN K A R A B U L U T a , SaKuzey Dz.S.h, KKonuninü YILMAZ DOĞRl SÖZC TMMOB'ye, ELEKTRİK MÜHE.NDİSLERİ ODASI ile bajb birım yön. kur. üyelerine, tsl. Şb. çalışanlarına, İNTERMED Sajhk Kontrol Merkezi ve çaiışanlarına. aynca vefaıı dolayısıyla cenaze törenine kaıılan, çelenk gönderen, mekıup, telefon, telgrafla veya bizzal evimize kadar gelerek acımızı paylaşan tüm dost, akraba ve arkada$larımıza sonsuz teşekkurlerimizi sunanz. Genel Sağlık Sigortası Gerçekten her hasta kendisine yardım edecek bir kimse, bir kurum bulabiliyor mu? Devlet lstatistik Enstitüsü'nün 1975 yılında yaptığı bir araştırmaya göre ölenlerin üçte biri hasta iken hekim görmemiş. Sağlık endeksleri o gunden bugüne ülkemizin sağlık düzeyinde 1 1727 Ya»ında Bayanlare ÇİĞDEM AİLESİ INGILTERE'de INGILIZCE'yi ucuza ögrenmek için güvenilir tek yol AU PAİR lık yapmaktır. Banbarot Bul Mazharpasa Sok. 2/9 BeflMaata Ttl: 161 43 8687 Ankara213M67 ixmlr : 22 38 86 HOTEL ARIES flRIES... CENNET FETHİYE'NİN İLK • • • • • OTELİ... KONFORU VE ÇAĞDAŞ HİZMETİ İLE, RAHAT BİR DİNLENCE İÇİN... ANCAK YAŞANARAK ANLAŞILABİLEN... ÇalışFethiyeTURKEY Telefon: (615) 31100 10 Hat Telefax: (615) 31200 Telex: 50807 acph tr. İstanbul Irtıbat Bürosu Tlf: 16685781670364 Fax: 1730405 A* *** * örtur turizm sunar Geleneksel DERİN LİMİTED ŞTİ. ÛHGÜP, GÖRME.IHLARA gezisi TİWRODA DEVRİM Zehra İpşiroğlu 2fXX) lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınları Türkocağı Cad. 3941 Cağaloğluhtanbul Ödemeli gönderilmez. 2629 ekim tam pansiyon 265.000 TL. Profesyonel rehber eşliğinde özel otobüslerle gidişdönüş. Barbaros Bulvarı 35 Besıktas 158 49 27 161 10 74 158 90 65 Kadıkov Tel: 336 16 60 Tüm deri sanayicileri ve yeniliğe açık meslek mensupları, 60 Yerli ve 54 Yabancı firmanın, deri, deri konfeksiyonu, ayakkabı, çanta, kemer ve deri aksesuarı, bunlarla ilgili tüm makine, alet, gereç ve aksesuarlarındaki en son yenilikleri ve gelişmeleri tanıttığı 9.Deri Fuarı'na mutlaka zaman ayınn. 1115 T E P E B A Ş I Ekim 1989 • İ S T A N B U L TÜYN> İSTANBUL SERGİ SARAYI Ziyaret saatleri: Hergün 11.00 20.00 AĞ06RSANDEROUKSANAY1VETICAHETAŞ . AKDAG DERI SAN VE TIC A Ş . ALAMAV OABÇALI RULMANLAP VE TICARET LTO ŞTİ . ALBEKO (Balı Aknanya) . AMF (Ingırtefe^. AMIETLTD ı l s v ç r s ı . APEXDERIC'LIKSANAV I V E T C LTD STl .APS ARPEL,l«ıyaı.ASTPA(B Alnanyaı . BARATTO Belçikaı . BODOROĞLU D€RI TICARET VE SANAYI A Ş . aODUROulU SARACIYE 3ANAYI VE TICARET LTD ŞTİ . BORCE DERİ SANAYI VE TCARET LTD STl . BfllLKA IBalı Almanval . BUJISAN BUJITERI SANAYI VE TICARET A § . CAMCOGLU BILDIREN ELEKTROTEKNIK VE MAKİNE SAN LTD ŞTİ . CAM PAZARLAMA A 5 . CASTIGLIONl (Hatyai . CERNITALıA (Italyal. C N M SCHON ,hotıaıdaı. CONF AR C ıltalyal . COOPER ROLLER BEARINGS CO LTD (Ingılterel . DAEWOO P U 'Tayvanl . DERMAKSAN A KOM STl . DERSAŞ DERICILIK TICARET A 5 . DERIMAKSAN SANAYl w'E TIC LTD Ş T I . DERISET DERı SAN VE TIC LTD ŞTİ . DESA DERİ SANAYI VE TICARET A Ş . DETAY DANIŞMANLIKTICARET . DETAY DERI KONFEKSIYON SANAYI VE TICARET A Ş . DRAECO SCHABLONER (Batı Almanyai . DOĞUMAK OTOMOTIV SANAYI VE PAZARLAMA A Ş . ERGİN DERİ AKSESUAR SANAYI A Ş . EZGI AJANS REKLAMCILIK YAYINCIUK LTD ŞTi . FAMOX ıMollantJal.FAVORI DERİ KEMER . FLOCK & SERIGRAF |Balı Almanya) . FIT CONTAINER (Isvıçfe . FOPTUNAVVERKE MASCHINENFABRIK G i i b H (Satr Almanya) . GAŞI MOC€ DERİ KONFEKSIYON . GRAF KARD GARNITURLER! SANAYI VE TICARET A Ş . GULERYLPZ MAKİNE SANAY1I . GUVENIŞ ELDIVEN SANAYI . HATUN EL SANATLARI EVI . HAVRAN D€RI SANAYI VE TCARET LİMİTED ŞIRKETI . HOFFMAN IBalı Almanya) . HUNI DERİ MAKINELERI IMALAT VE TIC A Ş . CRONOVA (Italyal . ISTAN8UL DERİ SANAYI VE TICARET A Ş . KAMPANA DERİ VE KÖSELE SAN VE TIC A Ş . KEZBAN BUTIK . KlPSAN KILITÇILIK SANAYI VE TICARET A Ş . LA NOUVA ITALMODA < Ita yal . MATRAŞ DEFtl MAMULLERI SANAYI VE TPCARET A Ş . MAUSER LOCK (Batı Almanya). MET D E R İ . MINK KURK . MIKRON KOLL ŞTİ . MMM GIYIM SANAYI VE TCARET A Ş FUARI . MOTINIIsveç I .MOSTARDIMI llalya) NEEBS KUHN ı Balı Almanya». OBIıllalya). OKLARITHALATVETIC LTD ŞTİ . OMIP I Italya) . ORGANIK KIMYA SAN VE T C A Ş . OZDERSAN DERİ MAKIMELERl SAN VE TIC LTD ŞTİ . PAK KUPK . PANDA KURK DER' SAN VE TIC A Ş . PERFECTA (Isvıçrel . PFAFF ,Batı Almanya) . PM PIEMME SRL (Halya). POLAT MAKİNE DERİ MAKINELERI SANAYI. RIZZIRM (Italya). SAOOMAT ;lsvıçre ı . SANOT ıBatı A l m a n y a l . SCHNEIOERFILZ SCMNEIDER GmbH CO Ban Almanya) . SE8ASTIAN (Ispaıyaı . SERVET DERı SANAYI VE TCARET UMITED ŞIRKETI . SETECTRICO T [Batı Almanya ı . SEVERIN HEUSCH GmbH CO KG (Balı Seçkin fuarlar... Seçkin ziyaretçiler. TEMA Batı Almanyaı. YILDIRIM MAKİNE SANAYı • ZSK ıBa'ı Almanyaı • EMRE DERI MAMULLERI SAN VE T C A Ş • CHAIGNAUO Fcansa) . ETABUSSEMENTS LEON VVEIL ıFfasa • MONDIAL SUOLE S R L lltalya) • G A l VAN e HUOS S L ılspanya) • S)Sl S R L (lialyaı . ROGGW1LL£R (Fransaı • A T KINSVVOOD & CO ımgıltere) • SEOUEL FABRICS LTD (Ingıltereı A S C (AMERICAN SUPPLV CORPORATION) ( U S A | . PLOVIER iFransaı . FISCAGOMMA S P A SO GE TEC ııtalya) . ÇAĞTEKS TEKSTIL EGITIM HİZMETLERİ SAN TIC LTD ŞTİ • ESER MAKİNE MUHENOSLIK MUŞAVIRUK SAN VE TIC A Ş Almanya) . STEFAN lllalyaı . SUOHAUS ıBatAlma">a . ŞAHIN MAKİNE HIDROUK DERİ MAKİNE IMALAT SAN VE TIC . SAM METAL KAPLAMA VE TOKA SANAYI . TEMEL DER SANAYI VE TCARET UMITED ŞIRKETI . TERGAN DERı UFtUNLERI SAN V E T C LTD STl . TJNCAY KEMER . T U L P KURK . TUMAK TICARET . TüPK HENKEL KIMYEVI MAD06LER SANAY! VE TIC AS . TURKHOECHST SAN VE TIC A Ş . UNITAS Bat. Almanyal . UNION SRL llalya' . UM1T KURKÇULUK TICARET VE SANAY! A Ş . VALENTE EOTORELA MCROMOTIZIA lltalyal . VATIS MAKİNE SANAYll DERI ETIKET VE ÇIT CIT BASMA MAKINELERI IMALAT1. »VAS