28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 OCAK 1989 • • ** CUMHURİYET/13 Eyfel yüz yaşında Fransa, Avrupa'da en fazla turistin ziyaret ettığt ülke durumunda. Kuşkusuz Eyfel Kulesi hemen hemen her turistin fotoğraflarını süsluyor. 100. yaşında ışıklandırılan kule şimdi daha buyuk ilgi görüyor. (Fotoğraf: AP) Pirî Reis dünya dillerinde ÎSTANBUL (AA) Ünlü Türk denizcisi ve haritacısı Piri Reis'in 1521 yılında tamamladığı en onemli eseri "Kitabı Bahriye"nin tam metni ilk kez Turkçe ve Ingilizce olarak yayımlanıyor. Finansmanı Kültur ve Turizm Bakanlığı'nca karşılanan ve "Tarihi Araştırmalar ve Dokümantas>on Merkezkri Kurma ve Gelistirme Vakfı"nca hazırlanan eserin ilk cildi ocak ayı sonunda tüm dunyada satışa sunulacak. Öteki üç cildinin ise beş ay içinde tamamlanması planlandı. 4 cilt olarak yayımlanacak olan "Kitabı Bahriye" adlı eserle ilgili olarak bilgi veren Vakıf Başkanı Erluğrul Zekâi Ökte, daha önce eserin bazı bölümlerinin Türkiye ve dunyanın çeşitli ülkelerinde yayımlandığını bildirdi. İspanyol keki Noel kutiamaları çerçevesinde ispanya'nın başkenti Madrıd'deki Puerta del Sol Meydanı ilgınç bir olaya sahne oldu: Büyük bir kamyon uzermde meydana getirilen dev kek, burada dilım dilim kesilerek halka dağıtıldı. Kekin hazırlanmasında 250 yumurta, 80 kg. un, 10 kg. da yağ kullanıldı. (Fotoğraf: Reuter) Rahmi Saltuk: Türkülerimi engelleyemezler Haber Merkezi Ses sanatçısı Rahmi Saltuk, "konser izni" için sabıka kaydı istenmesinin çağdışılık olduğunu savundu. Rahmi Saltuk, 14 Ocak 1989 günü Kartal Belediye Sineması'nda saat 15.00 ve 20.30'da iki ay1 rı konser vereceğini belirterek şu açıklamayı yaptı: "Tiyalro ve gösteriler için 48 saat önceden yapılan bildirimi yeterli gören 25.9.1985 tarihli genelgeyi uygulamayıp benden cumhuriyet savcılığından sabıka kaydı isleyen uygulama demokratik midir? Bir kez daha soylüyorum; polis devleti uygulamalannı anımsalan bu uygulamalara ve önume konulan biitün engellere rağmen tıirkülerimizi hep beraber söyleyebileceğimize inanıyorum. Hiçbir güçlük beni engelleyemez." HABERLERİN DEVAMI ARDENDAKI r j GERÇEK (Başrarafı 1. Sayfada) "hanedan" devlet yaşammm kurallarım hiçe sayıyor; ama halkın çoğunluğunca destekleniyor. Böyie bir sav da geçersizdir. Halkın çoğunluğunca desteklenen bir iktidarm, yasal kuralları hiçe sayarak "de facto" bir yönetim biçimi kurınası da onaylanamaz: ama "Özal ailesi"nin halk çoğunluğunca desteklenmediği açıktır. Halk kesimindeki hoşnutsuzluk ve tepki genişledikçe Özal1 ın eırafındaki muhalefet çemberi elbet daralmaktadır. İşin kötüsu, Sayın Özal hem bürokraside hem halk kesi/ninde daralan çemberleri yarıp geçınek için gözü kara bir gidişi benimsemiş gorünmektedir. İşin başmdan beri "altematifsiz" olduğuna kendisini öylesine inandırrnıştır ki doğal devleı kuruıv ve kuruluşlanyla çalışmayı "tenezzül", nnıhalefetle diyaloğa girmevi "güçsüzlük " saymaktadır. Cumhuriyet Türkiyesi'nin tarihinde ilk kez böyie bir olay yaşanıyor. Sayın Özal, hükümet, parti ve Meclisle birlikte çalışmanın erdemine inandığı gün etrafmdaki aile çemberini kırmış olacaktır. Ama boyle bir şeyi yapabilmesi için artık çok geç olduğunu düşünenler gün geçtikçe çoğalıvor. * • • (Baştarafı 1. Sayfada) kü her ne kadar "Ermeni polilikamız değişmedi" diyorlarsa da sanki gelecek yönetimin bu konuda değişiklik yapması mümkunmüş gibi bir açık kapı bırakıyorlar, beklenti içine giriyorlar, yani Amerikan dışişleri bürokrasisi de 20 ocakia işbaşına gelecek kişilerin bu konuda ne getireceğinden emin değil. Kongre, mustakbel Başkan Bush'un yemin töreninin yapılacağı 20 ocağa kadar tatile girdi. Tasarımn hazırlayıcısı Tony Coelho, Kongre uyeleri Toriçelli ve Bonior ile birlikte Ermenistan'a hareket ediyor. Böylece 20 ocağa kadar zaman var. Bu, tasarınm yeni yönetim zamanında gündeme geleceği anlamına geliyor. Bu ayrıntı, şu bakımdan önemli: Eğer 20 ocaktan once gundeme gelseydi, ABD Başkanı Bush, henüz yemin etmemiş olacağı için seçim kampanyası sırasında verdiği sözlerin baskısı altında kalmazdı. Oysa şimdi tasarı kesin olarak onun doneminde ele alınacak \e dolayısıyla Amerikan yonetimi Bush'un parametreleriyle konuya yaklaşacak. Halen yonetimde olan bir yetkili, "Bildigim kadarıyla biz karar tasansına karşı raücadele vereceğiz, fakat boyle söyleyerek henüz atanmamış yeni kadroyu da bağlamak istemem" dive konuşuyor. O halde, önümuzdeki günlerde Türkiye iki unsuru dikkatle izleyecek. Birincisi, ABD dışişlerinde mustakbel Başkan Bush'un ekibinin nasıl bir kompozisyon alaeafı. İkincisi de bu ekibin alt kadroya Ermeni konusunda ne talimat vereceği. Mustakbel ABD ™ e m Dışişleri Bakanı Baker'dan daha şu ana kadar bu konuda bir görüş çıkmış değil. Fakat yeni yönetimin dışişleri kadrosu da tam olarak oluşmuş değil. Ote vandan Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, bilimsel olarak ispatlanmamış olan sözde soykınm iddialanna dayanılarak hazırlanmış olan Ermeni karar tasarısının ABD Kongresi'nden buna rağmen geçmesi halinde bunu "Bilimselliklen uzak salt siyasi bir karar olarak niteleyeceklerini" söyledi. Bu arada Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi İnal Batu, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Osmanlı arşivleTİni açma karanyla iyi niyetini gösterdiğini vurgulayarak, "Ciddi ve taraf sız çalışroalara böylece zemin hazırlanmış bulunurken. tarihi gerçekler saptmlmak sureüyle ABD Kongresi'nden bir karar geçirtmeye çalışmak en azından talihsiz bir davranıştır" dedi. Güneşin oğlu (Baştarafı 1. Sayfada) lesi saraya cağnldı. Bu strada hukümet sözcüsü Keizo Obuchi de televizyona çıkarak imparatorun durumunun ağırlaştığını. Japon halkına duyurdu ve "Vapabileceğimiz, imparatorumuzun sağlık durumunun düzelmesi için tıim kalbimizle dua etmektir" dedi. Ancak imparator Hirohiıo'nun bir süre sonra öldüğü açıklandı. Japon lmparatoru, bundan üç ay kadar önce ağırlaşınca, yetki ve görevlerini oğlu Akihito'ya de\retmişti. Japon halkı da imparatorun durumunu uzüntüyle izliyordu. Ölüm haberinden sonıa Japonların sokaklara dokülduğu ve ağladığı gozlendi. tarafı Sayfada) (Baştarafı l. Sayfada) Kurulu toplantısında da olayı gundeme getirmesi bekleniyor. Özal'a yakınlığı ile tanınan "kıdemli" bir bakan, Erdem'in istifasına üzulduğunu kaydederek neden tepki göstermediği sorusunu, "Şemiler meselesinde Kaya Bey'den yana tavır aldık. Başka türlii olması da mümktın değildi zaten. Kaya Bey Başbakanvekili konumundaydı. Şimdi ne yapalım. uzüldük hepimiz. Beklemiyorduk. Elimizde kuvvet kudret yok ki ne yapalım, ne edelim? Herkesin bir tarzı var. Üzerimize diişen görevi yerine getirmeye gayrel edecegiz" şeklinde yanıtladı. Partideki ittifakçılar, Erdem'in ANAP içinde "sevilen, ama destegi olmayan bürokrat nitdikli bir kişi" olduğunu belinerek, sadece Şemiler çekişmesinde Erdem'i koruduklannı belirtiyorlar. Bu nedenle Erdem'in istifasına bir tepki göstermeyi düşünmeyen ittifakçılann yanı sıra liberaller olaydan çok etkilendiler. Aralannda toplanarak değerlendirmeler yapan liberaller de önümüzdeki hafta TBMM'nin açılmasını, Erdem'in Ankara'ya dönmesini ve kendisiyle gorüşerek ona göre tavır almayı planlıyorlar. Ayrıca ANAP'ta her iki taraf da Başbakan Turgut Özal'ın bugun yapılacak MKYK toplantısında yapması beklenen açıklamaya göre tepki göstermeyi düşünüyorlar. Erdem'in önü kesildi Cumhurbaşkanlığı hesapları ANAP Istanbul Milletvekili Doğancan Akyürek, Erdem'in istifası için, "Gayet onurlu birdavranış, saygıdeğer bir davranış" dedi."Herşeye rağmen bakanlık yapılmaz" diyen Akyürek, Erdem ile pazartesi gunu Ankara'ya dö ANKARA'dan YALÇIN DOĞAN (Baştarafı 1. Sayfada) ekonomik. gidişte iyımserliğe sevketmiyor Bu kaygılarımıza şimdi bir yenisı eklendi. Hazine Müsteşarlığı'ndakı kadro değışikliğinin nedenlenni öğrenmeye çalışıyoruz. Ekonomik politikada bir değişiklik beklemiyoruz. Ama acaba ekonomik kadrolardaki değişıklikler, bürokraside ve hükümette yeni dengeleri beraberinde mi getiriyor?" Bu arada bazı uluslararası bankalar; IMF. Dünya Bankası ve OECD gibi Türkiye'nin çok yakından bağlantısı bulunan ekonomik kuruluşları arayarak, "Türkiye'deki değişikliğin nedenlerini" öğrenmek istiyor. Orneğin, bir Japon bankası VVashington'u ararken, bir Amerikan bankası IMF ile temasa geçerek, "Bunun altında ne var?" sorusunu yöneltiyor Canevi'nin ayrılma kararı, sonuçta uluslararası banka ve kuruluşlarda kaygıyla karşılanıyor. Aslında, başkentte de çok başka bir kaygı doğuyor. Sadece Kaya Erdem ile Yavuz Canevi'nin ayrılmaları değil, ama bir bütün olarak, "Bu işler nereye gıdiyor?" sorusunun yarattığı bir kaygı ANAP'lılarda elle tutulur gözle görülür hale geliyor. Örneğın, her zaman çevresı kendı partisinden siyasilerle dolup taşan Başbakan Özal'ın son birkaç gündür "yalnızlığı" gözleniyor. Buna ek olarak, Yusuf Özal'ın davranışlannı hiçbir zaman onaylamayan ANAP'lılar birbirlerine şu espriyi yapıyor: "Başbakanın iyi ki sadece iki kardeşi var. Bir de daha fazla kardeşi olsaydı acaba o zaman bizim halimiz ne olurdu?" Ama işin bir "espride kalmayan" yönü olabilir. O da ANAP grubunda belirmeye başlayan bir eğılimle ilgili. SHP Horzum olayının "Meclis araştırmasıyla" gün ışığına çıkartılması amacıyla geçenlerde bir önerge verıyor. Ancak bu önerge "Meclis araştırma önergelerinin" 37. sırasında bulunuyor. Yanı boyle bir araştırmanın Mecliste gundeme alınabilmesi için, Meclisin bugünkü çalışma temposu dikkate alındığında en az altı ay beklemek gerekiyor. Işte ANAP'taki eğilim bu noktada önem kazanıyor. Bu eğilime göre. ANAP içinde değişik kanatlarda yer alan milletvekilleri duydukları rahatsızlığı dile getirerek "Meclis araştırması bir an önce açılmalı, bız de bunu istiyoruz" biçimde bir tavra girıyor. ANAP1 lıların son anda nasıl bir manevrayla bu işten vazgeçecekleri bilinmez. Son anda aniden böyie bir eğilim yok oluverır! O ayrı. Ancak bugünkü hava ANAP'ta büyük bir tedirginliğin yaşanmaktaolduğu. Artık bu tedirginlıği zaten kimse saklarnıyor Belki de bu nedenle "Horzum olayı ile ilgili Meclis araştırmasının açılmasından yana1' bir tavır her geçen gün güçleniyor. Horzum olayı ile başlayan olaylar bir çığ gibi büyüyor. Hıç umulmadık sonuçlar yaratıyor. Bir bakıyorsunuz, Horzum olayının yol açtığı değişıklikler uluslararası bankaları bile rahatsız ediyor, ekonomik kuruluşlarda çok çeşitli soru işareti yaratıyor; bir bakıyorsunuz. Özal'ın en yakınında bulunan. ona her zaman "evet efendim" karşıhğını veren milletvekilleri "eee, artık bu ış çok oluyor" havasına giriyor. Ozetlediğımız havanın özeti şu: "Kaya Erdem'in vermediği zararı ANAP'a Yusuf Özal veriyor" Başbakan Özal Türkiye'yı yönetırken artık ipleri elinden kaçırıyor. Kardeşi de "ipleri toplama" becerisine sahıp olmadığı için olaylar birbırinın içine giriyor ve karışıyor. Nükleer indirim yalnızca (Baştarafı I. Sayfada) Orgeneral Torumtay, Savunma ve Havacılık Dergisi'nin son sayısında ABDfile SSCB arasında \arılan anlaşmalar ve yapılan görüşmelerin Türk Silahlı Kuvvetleri'ni nasıl etkileyeceğini değerlendirdi. Orgeneral Torumtay, bu konudaki soruya şu yanıtı verdi: "INF Antlaşması nükleer silahlar envanterinde bazı azalmalar meydana getirmesi nedeniyle gelecekteki müzakereler için ümit verici bir başlangıç olmuştur. Bunu nla beraber ve buna paralel olarak konvansiyonel silahlarda da dengeli bir indirim yapılmadıkça güven ortamının yaraUlması kolay olmayBcaktır. Bu bakımdan Türkiye, dengeli kuvvet indirimi ve karşılıklı güven arttıncı önlemler tatmin edici bir seviyeye ulaşıncaya kadar konvansiyonel gücüne dayanmak zorundadır. Bu gücün kendi güvenliğini sağlayacak yeterli bir seviyede bulundurulması gayretlerinin temelini teşkil elmektedir." demecinde Türkiye'nin jeostratejik açıdan büyük öneme sahip olduğunu da belirterek, olası bir savaşta Akdeniz'de meydana gelecek deniz harekâtında Turk boğazlarının bu deniz harekâtının kaderini tayin eder derecede "hayati" onem taşıdığını da belirtti. Orgeneral Necip Torumtay, Savunma ve Havacılık Dergisi'nin, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri bazındaki modernizasyon programlan ile ilgili şu yamtı verdı: "Kara Kuvvetleri için ateş ve zırh gücunün geliştirilmesi, piyadenin harekel kabiliyetinin arttırılması. hava savunmasının geliştirilmesi, keşif ve gözetleme imkânlarının aniırılması. komuta kontrol muhabere ve elektronik lıarp fonksiyonlarının güçlendirilmesi, İşte ;beş milyar'der (Baştarafı 1. Sayfada) nın aynısr. kaç lira veriyor diye üzerine baktım, güldüm. 'Bu kadar para bana çıkar mı yaV dedi m. İzmir'e geldim, Piyango Müdürlüğiı'nden bankaya geldim. Adıma hesap açtılar." Bunca parayı ne yapacağı konusundaki sorumozu ise şöyle ya Deniz Kuvvetleri için, su üstü gücünün geliştirilmesi, mayın karşı tedbirleri imkânlannın geliştirilmesi, denizaltı modermzasyonu, keşif ve gözeüeme imkânlannın Orgeneral Torumtay, dergideki arttınlması. hava savunma, komuta kontrol muhabere ve eleklronik harp fonksiyonlarının güçlendirilmesi. nıtladı Salih Gümüşçay: Hava Kuvvetleri için, muharip "10 yıl spor yaptım. Beşiktaş ve uçak yapımı, keşif ve erken ihbar Altay'ı tutuyorum. Bizim sporcu kabiliyetinin arttınlması, hava lar çok cıkz, beslenemiyoriar. Av ulaştırraa imkânlannın geliştirilrupa'ya gidip yenilip geliyorlar. mesi, komuta konlrol muhabere Bol bol sUt içsinler, besiensinler ve elektronik harp kabiliyetinin diye onlara yardım edecegim. güçlendirilmesi, hava savunma imkân ve kabiliyetinin geliştirilBaşka da bir düşüncem yok." mesi hedef alınmıştır." Gerçek ücret inişte ANKARA (ANKA) Hükumetin 1989 yıh programında yer alan veriier ve Devtet Istatistik Enstitüsü'nün açıklamasıyla kesinleşen 1988 yılı fiyat artışı, geçen yıl i$çi ücretlerinin kamu kesiminde yiizde 27.6, özel kesimde de yüzde 28.7 oranında gerilediğiıii ortaya koydu. Jşçi öcretlerinin reel düzeyi hesapiamrken, fiyat artışı olarak DfE'nin tuketici fiyat mdeksınde gecen yıl ortaya çıkan yüzde 75.4'lük oran kullanıldı. Ücret serisi olarak da, Bakanlar Kurulu uyeierinin imzasını taşıyan 1989 yıü programırun 322' nci sayfasındaki 271 numaralj tabloda yeı alan verileTden yararlanıldı. Hükümetin resmi makaıniarına gore, kamu kesimi jşçilerimn 1987 yıbnda vergi iadesi de dahil günlük net 5 bin 9!0 lira olan ucretleri, 1988 yıiında yüzde 27'lik arUşla 7 bin 504 liraya çıktı. Özel kesim işçilerinin vergi iadesi dahil günliık net ücretleri de yüzde 26.9 artarak 4 bin 596 liradan 5 bin 832 liraya yükseldi. Ücretler yuzde 2? artarkcn. fiyaı artışının yüzde 75.4 olması, ücrederin reel olarak yüzde 28 geritemesi sonucunu doğurdu. Beş yılhk dnrum 1983 yılı 100 kabul edilerek yapılan' hesaplama, kamu kesımi işçilerinin ücretlerinin beş yıllık özal hükümetleri doneminde yüzde 46.2 geriiediğini gösterdi. Özel kesim işçilerinin reel ücretleri de aym donemde yüzde 22.8 oranında azaldı. Kamu kesımindc çalışan işcikr, son beş yılda sadece I984'te enflasyonun Uzerinde Ucret alabildiler. Özel kesim işçilcri ise ücret yönünden daha şanslı bir dönem yaşadılar. Hükümet kaynaklt verilere göre ise, özel kesimde çaiışan i&çilerin ücretleri 1987 yılı sonuna kadar süıekli olarak enflasyonun üzerinde oluştu ve son beş yıliık donemde ilk kez I988*de tOO'ün altma indi. Difc'nın tükenci fiyat endeksinin 1988 yılınm ikinci yansmda yuzde 33 oramnda artması, 1 Temmuz 1988'de yükseltifcn asgari ücretitı dörtte birini eritti. Halen aylık net 83 bin 766 liıa olarak uygulanan asgari ücretin, belirlendiği 1 Temmuz 1988'deki ahm guoinde olabilmesinin, 111 bin 408 liraya yükseltiimesiyle mümkün olduğu hesaplandı. Asgari ucretle çahşaniann dine geçen ytl ortalama olarak ayda 66 bin 430 lira geçti. Bu rakam, yılın ilk altı ayında 49 bin 94, ikinci alu ayında ise 83 bin 766 lira olan ucretin ortalamasi olarak bulundu. 1987 yılında ek geçen ortaiama asgari ücret ise 38 bin 4$3 lira olmuştu. Bu rakamlara göre asgari Ucret ortalamasi 1988 ynlında vözde 72.8 arttı. Asgari ücret, yüzde 75.4'lui fiyat artışı karşısmda ise reel olarak yüzde 1.5 azaldı. nüşünden sonra konuşmayı düşündüğünü söyledi. "Erdem'in istifası partide ve hükümette dengeleri değiştirdi mi" sorusuna Akyürek şu yanıtı verdi: " O şuradan kaynaklanıyor. Bu ittifakçılar ne kadar 'yokuz' derlerse desinler, bunlann planlı programlı hareket ettikleri belli. Ona karşılık da liberal dediginiz insanlann da aklı selimle hareket ettigimiz, gnıplaşmaya gitmediğimiz belli. Organize olmasak bile aynı fikrin savunuculugunu yaptığımız ortaya çıkıyor. Bu işin altında biraz bunlar da yatıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi zamanı yaklaştıkça bunlar biraz daha belirgin şekilde su yüzüne çıkıyor. Bunlar sürecek galiba öyle görüniıyor. Böylece en azından cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında Kaya Bey'in muhtemel bir öne geçmesi ne set çekildi. Yani muhtemel adaylan önleme gibi olabilir. Bundan sonra da benzer şeyler gelebilir. Ama bence en azından şu safhada böyie şeyleri düşünmemek lazım. Parti içi çekişmeleri dondurmak lazım." Akyürek, "Erdem'in harcanması Yusuf Bozkurt Özal'ı ön plana çıkarma planımn parçası olabilir mi?" sorusuna, "Onlar tarafından düşünülmesi mümkün. Ama yanlış yapıyorlar. En azından yerel seçimler bitene kadar bunlann durdurulması lazım" yanıtını verdi. Akyürek, ittifakçılara yakın kişilerin "empoze edilmeye başlanmasının işleri daha da kanştıracagım" savundu ve "Mücadele açarlarsa biz de hazınz. Ama şimdi bunun yapılmaması lazım" dedi. ANAP Grup Başkanvekili Haydar Özalp ise Erdem'in istifasına "üzüldüğünü" söyledi. "Erdem'in istifasının parti için iyi olmadığmı" savunan Özalp, "Kaya Bey, yapılan tasarrufu benimsemedi. Bunu onur meselesi yaptı" dedi. Özalp'e yöneluiğimiz sorular ile yanıtları şöyle: " Erdem'in istifasının nedenlerinden biri Yusuf Özal ile aralannda ekonomik yönetimden dolayı süren çekişme olabilir mi? ÖZALP Aralarında bir çekişme vardı. Bunlar biliniyordu, yeni şey değil bunlar. Ama bu cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında Kaya Bey'in ön plana çıkmasımn önlenmesi anlamına gelmiyor mu? ÖZALP Olabilir. Bunlar hep tahmini şeyler değil mi? Bu hesaplar olur, başka hesaplar olur. Ama şu muhakkak ki ekonomide bir geri plana itilme hadisesi vardı. Ekonomik meseleleri Kaya Bey yürütüyordu ya Yusuf Özal birinci safa geçti. Kaya Bey ikinci safa geçti. Tabii bütün bunlar birikim. Bu birikimler bir an gelir bir duyarlılık kazanır, o zaman da insanoğlu istifa eder, ağlar, sızlar. İntihar eder. Yani Kaya Bey'in istifası sizce de cumhurbaşkanlığı hesaplarının uzantısı olabilir. ÖZALP Olabilir tabii, olabilir. Ama bilemiyorum. Tahmini soylüyorum." Adının yazılmasını istemeyen ittifakçı bir milletvekili de Erdem'in istifasından dolayı kendilerinin suçlanamayacaklarını belirterek, "Erdem'in istifası cumhurbaşkanlığı ya da Özal'dan sonra başbakan adaylığını önlem j s değildir. Tam tersine güçlendirmiş de olabilir" dedi. İttifakçı milletvekili, "Ben zaten ocak ayından itibaren cumhurbaşkanlığı seçiminin yaklaşmasından dolayı bazı hesaplann ortaya çıkmasını bekliyordum. Erdem'in istifasının altında yatan şeyler de cumhurbaşkanlığı seçimiyle alakalı. Bundan sonra bazı adaylan safdışı etmek için başka bazı oyunların ortaya çıkması beklenebilir" şeklinds konuştu. Erdem'in sohbet günleri İstanbul Haber Servisi De\let Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı'ndan istifa ettikten sonra Maçka Oteli'ne yerleşen Kaya Erdem, günlerini ziyaretçi kabulleri ve telefon göruşmeleriyle geçiriyor. Erdem, konuşmama kar. rını sürdürüyor. Kaya Erdem ve eşi Sevil Erdem önceki gece eski CHP milletvekili olan Tarhan Erdem'in Le\ent'teki evine gittiler. Burada uç kardeş; Kaya, Tarhan ve Turgut Erdem ve eşleri yemek yediler. Önceki gece otele dondüklerinde, kendilerini bekleyen gazetecilerin yeniden sorularıyla karşılayan Erdem, "Hâlâ burada mısınız. Size söz veriyorum. Hiç kimseye bir şey soylemedim. söylemeyeceğim. 15 gün beklemenizi iste^ dim. Ben de bu süreye sadık kalacağım. Kendinizi yormayın" dedi. Soruların yoğunlaşması üzerine Sevil Erdem, "İyi geceler diliyonız, anlamıyor musunuz? Yani şöyle: İyi geceler çocuklar" diyerek eşiyle asansöre çıktı. Erdemlerin, daha sonra aynı otelde kalan Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz ve eşiyle görüştukleri belirlendi. la asansöre yürüdü. Akarcalı, sorulara karşılık, "Benim verecek bir beyanatım yok. ANAP gayd iyidir. Tek vıicut olarak sağlamdır" diye konuştu. Erdem'e "geçmiş olsun"a geldiğini söyleyen Akarcalı, çıkışta, "Ne görüştünüz?" sorusuna "Aslında ben Kaya Bey'in burada olduğunu bilmiyordum. Mesut (Yılmaz) Bey'e bir şey söyleyecektim, onun için gelmiştim. Lsulen geçmiş olsun dedim" diye konuştu. Gazeteciler, "Kaya Bey hasta mı ki gecmiş olsun diyorsunuz?" deyince Akarcalı, "Yok vallahi, usulen geçmiş olsun dedim. Yani istifadan sonra öyle denir" dedi. Öğleye doğru, Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, önceki gece birlikte olduğu kardeşi, Giyim Sanayicileri Dış Ticaret AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Yılmaz'la otel lobisinde yeniden bir araya geldi. Bazı yakınlarıyla, bu arada ANAP Rize Milletvekili Şadan Tuzcu ile göruştu. Yılmaz, sorular üzerine önceki gece Kaya Erdem'le gorüştüklerini doğruladı. Saat 16.00'da Fransa'ya giden Mesut Y'ılmaz, gazetecilerin çeşitli sorularına muhatap oldu. Y'ılmaz, "Özal'la Erdem arasında bir mesaj teatisi oldu mu?" sorusuna, "Hayır olmadı" dedi. Yılmaz, çarşamba gecesi yapılan Bakanlar Kurulu toplantısından sonra, gazetecilerin "Aydınlandınız mı?" sorusuna "Siz ne kadar aydınlandıysanız biz de o kadar aydınlandık" biçimindeki yanıtıyla ne demek istediğini, ve ayrıca "Erdem'den önce Vuralhan'ın istifasının gerekip gerekmediği" konusunda ne düşündüğünü sordular. Yılmaz, her iki soruya da gulerek, " N o coment" karşıhğını verdi. Dışişleri Bakanı. "Paris'te îsrail Dışişleri Bakanıyla yapacağım göriişmede ikili ilişkilerden ziyade Filistin meselesi ne ilişkin göriişlerimizi söyleyeceğiz"*dedi. Filistin konusunda bir arabuluculuk ve zemin yumuşatılması rolü oynamayacaklannı söyledi. Daha sonra Erdem'le 55 dakika suren bir görüşme yapan eski bakan ve Elazığ Milletvekili Cahit Aral çıkışta, eski bakan arkadaşını "çok iyi gördüğünü" belirtti. Erdem'i daha sonra İzmir Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi ANAP'lı Hüseyin Özdilek ziyaret etti. Özdilek, Suha Baykal'ın görevden alındığı sırada Konak Belediye Başkanlığı'nı yurütmüştü. Bu arada Derborsa Yönetim Kurulu Başkanı Derviş Temel'in otele gelmesi de dikkati çekti. Erdem'i ziyarete değil, otele tıraş olmak için geldiğini söyleyen Temei, gazetecilere Erdem'in istifasını ve Hazinedeki değişiklikleri değerlendirirken, "Bana kazık attılar. İkinci bir karamameyle ÇayBank'ın canına okudular. Başkaları tepişti, kazığı ben yedim" diye konuştu. Dun bazısı bakan 30'dan fazla telefon görüşmesi yapan Erdemler, saat 17.30 sıralarında odalarından çıktılar. Lobideki gazetecilerin sorulaıım gulerek "Yine yemeğe gidiyoruz, yine iyi akşamlar" sözlerini tekrarlayıp yanıtsız bıraktılar. Ancak bu sırada Sevil Erdem'in "Çocuklar siz de bekliyorsuniH biz de" demesi dikkat çekti. Erdem çifti daha sonra Osman Naci Endem adlı Endem Inşaat'ın sahibine ait 34 EKL 33 plakah Ford marka otomobille önceki gece olduğu gibi 4. Levent'teki kardeşi Tarhan Erdem'in evine gitti. Kaya Erdem'in otelden çıkışından birkaç dakika sonra ANAP Grup Başkanvekili Mukerrem Taşçıoğlu ile Devlet Bakanı Sudi Türel otele geidiler, ancak resepsiyon gorevlisinden Erdemler'in birkaç dakika önce çıktığını öğrendiler. Türel ve Taşçıoğlu çeşitli sorulara "Yorum yok. Kaya Bey'in istifasına üzüldük" diyerek resepsiyona yine geleceklerini belirten bir not bıraktıktan sonra otelden ayrıldılar. Önceki gun Erdem'le görüşen ANAP Izmir Milletvekili Ramiz Sevinç, "Odalarında kaldığım iki saat içinde 5 bakan aradı, dostları aradı. Salı günü Ankara'da buluşacağız" dedi ve Erdem'in ANAP içinde aktif politikaya devam edeceğini bildirdi. Sabah 09.00'da uyanan Erdem çifti, kahvaltıyı odalarına getirttiler. Otel santralı bu saatten sonra Erdem'i telefonla arayanları bağladı. Saat 10.15 sualannda eski Sağlık Bakanı ve tstanbul Milletvekili Bulent Akarcalı, otele geidi ve gazetecileri gorunce koşar adımlar Bürokraside deprem (Baştarafı 1. Sayfada) ne getirilecek kişinin hem Özal ailesi ile hem de mevcut ekonomi yönetimiyle uyumlu çalışabilmesi gerektiğine işaret ediliyor. Bu arada Canevi'ni görevden ayrılmaya iten gelişmeleri yorumlayan bir ekonomi kurmayı şu değerlendirmeyi yaptı: "Sayın Canevi hiçbir zaman Sayın Özal'ın yakın ekibi içine giremedi. Erdem krizi ile birlikte Canevi'ne bu bir kez daha anımsatıldı. Kendi alt kadrosuna el atılınca müsleşar görevden aynlma zamanı geldiğini anladı. Zaten başka bir seçeneği de yoktu." Bu nedenle Canevi'nden boşalan görev için adı geçen Müsteşar Yardımcısı Namık Kemal Kılıç'ın gerek Konut'a, gerekse Yusuf Özal'a yakınlığına işaret ediliyor. Bu yönden şanslı olduğu, ekonomi kurmayları ile de iyi ilişkisi bulunduğu belirtilen Kılıç'ın tek dezavantajının Hazine kökenli olmayışı gosteriliyor. Bir başka aday Toplu Konu: Kamu Ortakhğı İdaresi Başkanı Bulent Gültekin ise finans konusundaki geniş bilgisi ile tanınıyor. Ancak Gültekin'in ABD'de görevli bulunduğu üniversiteden aldığı iznin de sonuna geldiği kaydediliyor. • Devlet Planlama Teşkilatı: Müsteşar Ali Tigrel gunü makamında çalışarak geçirdi. Tigrel'in adı da Hazine Müsteşarlığı için geçti. Ancak Yusuf Özal'la uyumlu bir çalışma içinde olan Tigrel'in DPT Müsteşarlığı'ndan Hazine'ye kaydırılması önemli bir ekonomik birimde yeni sorunlar yaratacağı açısından pek olası görülmüyor. DPT bürokratlan Hazine krizinin kendilerine yansımayacağından eminler. Teşkilatın üst düzey bir yöneticisi, "Bu kriz artık dunılmalı, Hazine'ye diğer ekonomik birimlerte uyumlu çaltşacak bir arkadaş atanmalı. Ama hemen soyleyeyim, Yavuz Bey'in yerinin doldurulması son derece güçtür" dedi. • Merkez Bankası: Hazine'deki gelişmeler çalışma alanı bu kurumla iç içe olan Merkez Bankası bürokratları tarafından yakından izlendi. Uzun süredir birlikte uyum içinde çalıştıkları ekibin değiştirilmesi Merkez Bankası'nda şaşkınlık yarattı. Merkez Bankası yoneticileri de DPT gibi krizin kendilerine yansımayacağı goruşunu taşıyorlar. Başkan Riişdü Saracoğlu, dün sabah saatlerinde bankada çalıştı, öğleden sonra TRT'de Başbakan Özal'a verilen brifingi izledi. Ekonomik konularda faaliyet gosteren diğer bazı bakanhklarda belirsizlik yaşamyor. Maliye ve Gümrük Bakanı Kurtcebe Alptemoçin ile Bayındırlık ve Ukân Bakanı Safa Giray'ın Kaya Erdem'in istifasıyla birlikte başgösteren ortamdan dolayı duydukları rahatsızlıklan yakın çevrelerine aktardıkları belirtiliyor. Petrolden sorumlu Devlet Bakanı Kâzım Oksay'ın da yakın çalışma arkadaşı Erdem'in istifasından büyuk rahatsızlık duyduğu kaydediliyor. Henüz bir tepki göstermeyen bu üç bakanın burokrasi krizinin alt kadrolara yansımaması yönünde çaba harcadıkları bildirildi. Maliye Müsteşan Biltekin Özdemir ile Gelirler Genel Muduru Altan Tufan'ın gorevlerinden alınacakları yolundaki haberler dun kesin bir ditle yalanlandı. Başkent burokrasisinde dun yaşanan ilginç bir gelişmede, Külıur ve Turizm Bakanlığı Müsteşan eski Gümrükler Genel Müdüru Ertan Cireli'nin görevinden alınması oldu. Cireli'den boşalan göreve Bakanlık Müsteşar Yardımcısı Gültekin Özkan getinldi. Bakan Tınaz Titiz, bu operasyon sırasında bir süre önce bağlı bulunduğu Devlet Bakanı Kâmran tnan ile anlaşmazlığa duşen Etibank Genel Müdüru Süha Nizamoğlu'nu Müsteşar Yardımcılığı'na atadı. Öte yandan Etibank Genel Mudürluğü için Fethi Agalar'ın düşünüldüğu öğrenildi. Ayrılmalar.birleşmeler Bürokraside doğan belirsizlik ortamı bir ölçüde yakın gelecekte beklenen bakanhklar arası yetki ve sorumluluk transferlerinden de kaynaklanıyor. Başbakan Özal'ın basın toplantısında açıkladığı bazı gelişmeler bu huzursuzluğu körükluyor: • Bakanlık parçalanması: Genel seçimlerden sonra uzun çabalar sonucunda Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığfnın ikiye ayrılması onlenebilmişti. Özal'ın bu bakanlığın Milli Eğitim ile Gençlik Spor Bakanlıkları olarak ayrılacağını haber \ermesi, ust düzey bürokratlarda tedirginlik uyandırdı. Benzer bir gelişme, yine ayrılmaları duşünülen Kültur ile Turizm Bakanlıkları konusunda da gundeme geldi. • Yeni bakanhklar AT ile ilgili Devlet Bakanlığı'nda geniş bir örgütlenmeye gidileceği beklentisi hem Dışişleri hem de DFT'de bir yetki karmaşasının doğacağı endişesini uyandırdı. Yeni bakanlığın 2 bine yakın personelle işe başlaması planları, burokrasi kadrolarında yeni kaydırmalar olacağı söylentilerine yol açtı. Benzer biçimde aile bakanlığı kuruluşu hazırlıkları bu konuda faaliyet gosteren İçişleri, Sağlık ve ilgili devlet bakanlıklannı da yakından ilgilendiriyor. • Yetki devirleri: Uzun bir süredir uzerinde çalışılan KİT'lerin tek bir Devlet Bakanlığı'nda toplanması görüşunun giderek ağırlık kazanması fiilen sadece bazı KtT'leri yöneten devlet bakanları arasında huzursuzluk yarattı. SaracoğluÖzal karşı karşıya Devlet Bakanı Yusuf Özal ile Merkez Bankası Başkanı Ruşdü Saracoğlu arasındaki sürtuşme yabancı basına da konu oldu. "Institutional Investor" adlı derginin son sayısında yer alan Türkiye ekinde bu konuda şu görüşler dikkati çekiyor: "Görevjnin daha ilk günlerinde kiıçük Özal'a rapor vermemekte direndiği bildirilen Saracoğlu ekonomiden sorumlu bakanla anlaşmazlıklarını abartmıyor, ama yalanlamıyorda. .Merkez Bankası Başkanı 'Merkez Bankası bağımsız olmalıdır. Bağımsız bir Merkez Bankası düşük enflasyon garantisidir' diyor. Saracoğlu, rakibi bakan için 'Kişisel olarak çok iyi dostuz ve çok iyi dostlann zaman zaman goruş ayrılığına düşebilecekleri kanısındayız' diye konuşuyor." Dergide Yusuf Özal'ın aynı konuda şu göruşlerineyer veriliyor: "Saracoğlu'na karşı değilim. Kendi işini yapmava çalışıyor. Bana rapor vermiyor, ama benimle koordinasvon içinde olmak zorıında. Kendi işini kendi başına yapabileceğini düsunüvorsa yanılıyor." Bu arada Reuters'in istanbul çıkışlı haberyorumunda yabancı bankacıların Hazine \e Dış Ticaret Müsteşarlığı'nda üst duzey 55 yonetıcinin gorev verlerinin değiştirilmesi emrinin Yusuf Özal tarafından verildiği kanısında olduklan belirtiliyor. Yorumda son gelişınelerin Başbakan Özal'ın iktidara geldiği 1983'ten bu yana en ciddi krizlerden biri olduğu, gelecek mart aymda yapılacak verel seçimler oncesinde kabinede değişikliğin mümkün görunmediği savumıldu. Bakanlar Kurulu'nda değişiklik beklentisi Erdem'in istifasından sonra Başbakan Özal'ın yurtdışına çıkması halinde Başbakan'ın yerine Devlet Bakanı Kazım Oksay vekâlet edecek. Oksay, Cumhuriyet muhabirine, "Şimdiye kadar Basbakana beş kez vekâlet ettim. Herhalde Başbakan'ın olmadığı /amanlarda vekâleti yürutür. emaneti götürürüz" dedi. ANAP'lı milletvekillerinde Bakanlar Kurulu'nda değişiklik beklentisi doğdu. Bazı milletvekilleri, Özal'ın Bakanlar Kurulu'nda değişiklik yapması için bir fırsat ele geçirdiğini belirterek bir değişikliğin söz konusu olması halinde bunun onumüzdeki hafta gerçekleşebileceğini savundular. Sungurlu'nun sözleri ANAP Teşkilat Başkanı Oltan Sungurlu, Ankara'dan Erdem'le dün telefonla görüştüğünü belirterek, "Neşeleri yerindeydi. Pszartesi günü Ankara'ya gelecek ve parti faaliyetlerine yine eskisi gibi birlikte devam edeceğiz" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear