Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
OCAK 1989 * * * * CUMHURİYET/15 Fazıl Küçük anıtı LEFKOŞA (AA) Kıbrıslı Turklerin özgürhık mücadelesi lideri Dr. Fazıl Küçük'ün anısına Lefkoşa tnönu Meyiam'na dikilen anıt, KKTC Cumhurbaşkam Rauf Denktaş tarafından ddn torenle açıldı. Denktaş, konuşmasında Dr. Küçük'un ölunceye kadar Türk halkının özgürluk mucadelesini sırtında taşıdığını belirtti. Denktaş daha sonra Rumlara taviz vermeyeceklerini ifade ederek "Taviz vermemek demek banş istememek anlamına gdmez. Taviz vermemek demek. eşit şartlarda banşa hazınm demektir" dedi. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel ve Seramik bölümleri öğretim üyesi Prof. Tankut Öktem tarafından bronzdan yapılan anıt 2.40 metre yüksekliğinde. Kıbrıs Rum tarafı 'önerilerini hazırlıyor tZZET RIZA YALIN ~~ LEFKOŞA Rum Ulusal Danışma Konseyi, dün biri sabah, biri öğleden sonra olmak üzere iki toplantı yaparak, Turk tarafına sunulacak Rum önerilerini göruştu. Kıbrıs Rum Başkanlığı'nın oluşturduğu çalışma grubunun, Rum yonetimi başkanı Vasiliu'nun, Rum Danışma Konseyi'nin daha önceki toplantüarda verdiği kriterler üzerine hazırladığı öneriler, pazartesi gunu iki toplum lideri arasında yapılacak görüşmede, KKTC Cumhurbaşkam Rauf Denktaş'a verilecek. ABD'yi protesto kreasyonlarıni sergitediğı bır defileye katılanlaria sohbet ett. Guzelliği kaöar aksesuarlarıyia da ilgı çeken ve model olduğu bıldırilen arkaciaşı kendisini bir an olsun yalnız bırakmadı. (Fotoğraf: Reuter) İsviçrtfde balon ç rmdakı karlı dağların eteklerinde uluslararası balon haftası dolayısıyla 16 ülkeden 60 ayn balon uçunjldu. Birçok buyukfirmanınreMamlanylakaplı çeşitii renklerdekı balonlar bir anda masmavi gökyüzünü renklendirdı. S İtalyanlann çtplak milletvekili llona Staller, ABD'ye gıris tcmvize alamayınca olayı protesto etmek ıçindunRoma'da ABO Konsolosluğtı önünde soyundu. 37 yaşındaki pomo yıidıa Ciccıolina, ABO Konsolosluğu önünde, gazeteciierin fotoğrat makinelerinin karştsında btuzunu açarak "Amenka niçin Cicciolina'nın göğüslerinden korkuyor anlamıyorum. Daha bıtmedi. Henuz pes etmedım" diye bağırdı. HABERLERİN DEVAMI KabiTde panik Dış Haberler Servisi Sovyet birliklerinin tamamen çekilme hazırlıklannın hızlandığı Afganistan'da yabancıların ülkeden "kaçışV1 surerken F.Almanya, ABD'den sonra Fransa, Japonya ve tngütere de Kabil'deki büyükelçiliğini "geçici olarak" kapatma karan aldı. Mücahitlerin Kabil'e saldırısında 1 çocuğun öldüğü bildirildi. Ülkede başgösteren yiyecek ve yakıt Sikıntısı ise ciddi boyutlara ulaştı. BM sağlık, gıda ve çocuk örgütlerini harekete geçiriyor. Cenevre'de geçen yıl 14 nisanda imzalanan anlaşma uyannca 15 şubatta Afganistan'tan tamamen çekilmesi gereken Sovyet birlikleri hazırhklarını hızlandırdı. AA'nın haberine göre, daha çok başkent Kabil ve ulkenin kuzey kesiminde ustlenrtıiş bulunan Sovyet birliklerinin 15 şubat tarihini beklemeden ayın ilk günlerinde çekilmeleri bekleniyor. Diplomatik kaynaklar çekilme operasyonunun son aşamasının 31 ocak 5 şubat tarihleri arasında gerçekleştirileceğini tahmin ediyorlar. Bu kaynaklar, çekilmenin 15 şubattan önceye alınmasım başlıca iki nedene bağlıyorlar. Bunlardan birincisi şubat ayında ağırlaş.ması beklenen kış şartları, ikincisi de Kabil'i SSCB'ye bağlayan ve stratejik önemi büyük Salang Geçidi'nden geçen yolda mücahitlerin saldırılanna hedef olma endişesi. Afganistan'dakı BM gozlemci heyetine yakın kaynaklara atfen verilen bir başka haber de, çekilme ile ilgili resmi duyurunun gözlemci heyetine verilmiş olduğu doğrultusunda. Sovyet Silahlı Kuvvetleri'nin en son olarak 600 kişüik bir paraşutçü taburunu Kabil Havaalanı'nda bırakacakları ve bu birliğin, çekilme işlemi tamamen sona erene dek kalacak son birlik olacagı da kaydediliyor. Batılı diplomatik gözlemçiler, Sovyetler Birliği'nin 15 mayısta çekilme işleminin başlamasında yaptıkları gibi bir tören düzenlemekten kaçındığını ve "işi" 15 şubattan önce "sesâz sedasız" bitirmek arzusunda olduğunu bildiriyorlar. SSCB Savunma Bakanı Dimitri Yazov, diın Afganistan'm başkenti Kabil'e ani bir ziyaret yaptı. AA'nın haberine göre Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Kabil Büyukelçisi Yuli Vorontsov'un bir daruşmanı, Yazov'un bir "çalışma ziyareti" nedeniyle Kabil'e geldiğini açıkladı. Açıklamada, Yazov'un Afgan meslektaşı Şannavaz Kanai ve Devlet Başkanı NecibuUah ile görüşmeler yapacağı da kaydedildi. SSCB Savunma Bakanı'nın, Afganistan'daki Sovyet birliklerinin çekihneleriyle ilgili hazırlıklan denetlemek ve hızlandırmak amacıyla bu ziyareti yaptığı bildiriliyor. SSCB Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze'nin de 4 şubat tarihinde Pakistan'ın başkenti Islamabad'a giderek temaslarda bulunacağı bildirildi. 20 yıldan bu yana Pakistan'a gidecek en üst düzey Sovyet yetkili olan Şevardnadze'nin, Devlet Başkanı Gulam tshak Han, Başbakan Benazir Butto ve Dışişleri Bakanı Şahapzade Yakup Han ile yapacağı görüşmelerin odak noktasını Afganistan'daki durumun oluşturacağı belirtiliyor. Başkent Kabil' in giderek mücahit tehdidi altına girmesi üzerine haftalar önce başlayan panik giderek artıyor. Önceki gece ABD Dışişleri Bakanı James Baker'ın kararıyla bu ülkenin Kabil Büyükelçiliği'nin kapatılması, zaten uzun süredir "göderini ABD misyonnna çevirmiş" bulunan diğer ülkeleri de kaygılandırdı. Dün de Japonya, Kabil'deki Büyükelçiliği'nı kapatma karan aldı. Fransa da Kabil'deki büyükelçiliğini "geçki" kapatma karan aldı. Bu karann güvenlik nedeniyle âlındığı, ülkede uygun koşullar oluştuğu takdirde büyıikelçiliğin yeniden açılacağı bildirildi. Ingiltere de diplomatlarını aynı gerekçeyle geri çekiyor. Diplomatlann önümuzdeki hafta sonunda Kabil'den aynlmasırun beklendiği belirtildi. Kabil'deki Türk diplomatik misyonundaki Türk personelin tahhyesi için henüz bir karar alınmadığı bildirildi. Dışişleri Bakanhğı Sözcüsü Büyukelçi İnal Bahı, konuya ilişkin bir soru üzerine T.C. Maslahatgüzan Ahmet Zeki Karaca, ikinci kâtip ve iki idari memurumuzun halen görevleri başında bulunduğunu söyledi. Söz konusu görevlilerin aileleri daha önce Türkiye'ye gönderilmişlerdi. Dd kentte bombalı gün (Baştarafı 1. Sayfada) düzeni" sloganlarını yazarak her sloganın altına "Devrimci Sol" örgütünün imzasını attılar. Görgü tanıklannın "parkalı ve yüzleri atkıyla örtülii" olarak tanımladıkları kimliği belirsiz dört kişi, İKV Genel Sekreteri Haluk Ceyhan'ın odasının girişine ses gücu yuksek bir bomba bırakarak kactılar. Saldırganlann, asansörle yedinci kanan aşağvya indikkri sırada bombarun büyük bir gürultüyle patladığı bildirildi. İKV bürosundaki masalar ve duvarlar önemli ölçüde hasar göriirken, binanın hemen hemen bütun camlarının kırıldığı gozlendi. Patlamadan kısa bir süre sonra buroya giren ve İKV'de sekreter olarak çalıştığı öğrenilen Nermin Çayır. saat 08.30 sıralannda buroya girerken bir patlama duyduğunu, patlamanın salonda meydana geldiğini söyledi. Aynı saatlerde, TurkAmerikan İşadamlan Derneği'nin (TABA) Etiler Çamlık Sokak, Fulya Apartmanı'ndaki ofisine giren ikisi kadın silahlı altı kişi, içeride temizlik yapan Muhittin Ünal'ı bağlayarak duvarlara "Devrimci Sol" imzalı çeşitii sloganlar yazdılar. Demek burosuna bomba koyduktan sonra olay yerini terkeden saldırganlann hemen ardından patlayan bomba, büyuk hasara yol açtı. TürkAmerikan İşadamlan Derneğı Başkanı Erdal Kabatepe, olaydan sonra şunlan söyledi: "Bana verilen bilgiye göre silahlı ve maskeli altı kişi, temizlik işlerine bakan arkadaşı bağladıktan sonra toplantı odasına bomba koyarak kaçmışlar. Büroda hasar büyük. Saldırganlann yakalanacağını umuyoruz." tstanbul Emniyet Müdürlüğu yetkilileri, tktisadi Kalkınma GUNEYDOGIPDAN INOTLAg (Baştarafı 1. Sayfada) gesi'nde SHP'lilerin gözaltına âlındığı yolundaki savları incelemek üzere parti genel merkezinin 17 ocakta yöreye bir heyet göndermesiyle başladı. Heyetin Cizre"de çalışmalarını surdürdüğü, 19 ocaktan yaklaşık altı gün önce, Yeşilyurt köylülerine "değişik" bir yöntem uygulandığı, köylulerin de bunun üzerine Cumhuriyet Savcılığı'na şikâyet düekçesi yazdıklan, bu dilekçeyi Cumhurbaşkanlığı'na, tçişleri Bakanlığı'na, Genelkurmay Başkanhğı'na, parti genel merkezlerine gönderdikleri anlatıldı. Köylulerin avukatı Hasip Kaplan. o anda Cizre'de bulunan köy muhtan Abdurrahman Müştak ve yanındaki köyliiler olayı doğrulamış, binbaşının kendilerine nasü "bok yedirdiğini", dayak yediklerine ilişkin devlet hastanesinden nasıl rapor aldıklarım anlatmıştı. Zaten köyluler dilekçelerinde tüm bu savlannı dile getirmişlerdi. Olay Cumhuriyet'te 22 ocak pazar günü yayımlandı. Ancak anlaşıldı ki şikâyetin uzerinden bir hafta geçmesine karşın, savcıhk hiçbir soruşturma başlatmamıştı. Yayınlar sürdü ve şikâyetten ancak tam on gün sonra, beş er ile bir astsubayın ifadesi ahndı Cizre Cumhuriyet SavcılığYnca, olayda taruk ve şikâyetçi olan köylulerin ifadesi de tam on bir gün sonra, ancak önceki gun alındı. Köylulerin ifadesini Cizre Cumhuriyet Savcısı önceki gün 13.30'dan sonra almaya başladı. Daha köyluler ifade vermeye başlamışlardı ki, Başbakan Ozal Ankara'daki basın toplantısında "araşürma yapmadan yazüması üziicıi" dedi. Başbakan Özal'ın açıklama yaptığı ana kadar sivil ya da asker tek bir devlet görevlisi, bile köylülere boyle bir şey olup olmadığını sormamıştı. Ancak önceki gün ifade alırken köylülere bu soruyu yonelten ilk devlet görevlisi Cizre Savcıs^olmuştu. Oysa gazeteciler köylülere defalarca bu soruyu sormuşlar ve hep aynı yanıtı almıslardı: "Evet bize bok yedirdiler". Köyluler savcıya da aynı ifadeyi verip, binbaşının kendilerine bok yedirdiğini anlattılar. Içişleri Bakanı Kalemli de şikâyetçi olanların ifadelerini hiç göz önüne almadan, hatta dun Binbaşı Cafer Çağlayan Cizre Cumhuriyet Savcılığı'nda ifade verirken kendine göre soruşturmayı sonuçlandırmış, "Yeşilyurt Köyü olaylan ile ilgili iddialann doğru olmadığı saptamnışür" diyebilmişti. Köylulerin avukatı Hasip Kaplan ise dün bakana "Müşteki olanlann hepsinin savcılıkta ifadesi vardır. Içişleri Bakanı Sayın Kalemli şayet böyle bir şeyin olup olmadığını merak ediyorsa savcılıktan ifadeleri alıp öğrenebilir, asayis kolordu komutam ile bölge valisi tahkikat açıldıgını söylüyor. Her gun gazeteciler köyde. Kendileri gelip bir tek müştekiyle görüştüler mi" diye sordu. lşin bir başka yanı da iki polisin öldürülme olayının Yeşilyurt Köyü'nde planlanmasma ilişkin. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği ve Mardin Emniyet Müdürü Aydın Genç dun yapılan açıklamalarda, teröristlerin toplantıyı Yeşilyurt Köyü'nde yaptığıru söyluyorlardı. Yeşilyurt Köyu de bu yüzden basılmıştı. Mardin Emniyet Müdürü Aydın Genç'in düzenlediği basın toplantısında gazetecilere gosterilen kişilerden Abdülhakim Güven, "Poİislerin oldurulmesini planlayan dört kişiden biri" olarak tanıtıhyor. Toplantının Yeşilyurt Köyü1 nde yapıldığı anlatılıyordu. Ancak, Abdülhakim Guven adb kişi onca gün gözaltında kalrruşken ve daha da kalacakken "Hayır biz Yeşilyurt'a gitmedik, toplantıyı Cizre'de bir evde yapak" diyerek "Yeşilyurt Köyii'ne bir şeyler mi yamanmak isteniyor" sorusunu akla getiriyordu. Bakanın dunku açıklamasıyla köylülere böyle bir şey olup olmadığını sormadan, Cizre Cumhuriyet Savcılığı'na verdikleri ifadeler beklenmeden ve sonrasında da bu ifadelere bakmadan olay yalanlanmış oldu. Bu "bok yeme" olayında bir araşuıma yapmayan var ama... Vakfı ile TürkAmerikan İşadanıları Derneği'ne bomba koyan kişilerin yakalanması için kent içinde geniş güvenlik önlemleri aldılar. Havalimanı, otogar ve önemli kavşaklar tutularak kuşkulu görülen kişiler üzerinde yapılan aramalardan bir sonuç çıkmadığı oğrenildi. lstanbul'daki bombalama olayları ile hemen aynı saatlerde bir bombalama da Ankara'da gerçekleştirildi. Türkiye Madeni Eşya Sanayicileri Sendikası (MESS) Ankara Bölge TemsilciliğYnin Ataturk Bulvarı üzerindeki Engürü Pasajı'nın birinci katmdaki bürosuna dört kişi geldi. Resmi açıklamalara göre MESS burosuna gelen dört kişiden biri polis üniformah ikisi buroya girerken, diğer iki saldırgan büro dışında kaldılar. MESS burosuna giren saldırganlar, büro personeli dört kişiyi silah tehdidiyle etkisiz hale getirdiler. İkisi kadın dört MESS personelini bir odaya götürüp bağlayan saldırganlar, daha sonra büronun duvarlanna, "Zamlara hayır, Devrimci Sol" yazdılar. Bu arada dinamit lokumuna bağladıkları saniyeli fıtili ateşleyen saldırganlar, buroda toplam 15 dakika kaldıktan sonra kactılar. Fitili ateşlenen dinamitin saat 09.10 sıralannda büyük bir gürültüyle patladığı bildirilirken, buronun içindeki eşyalar büyük hasar gördü. Patlamanın etkisiyle parçalanan camlar, çok sayıda Ankarahmn dolaştığı Engüru Pasajı'nın önüne dağıldı. Saldırganlar tarafından bağlanarak bir odaya kapatılan dört kişinin, olaydan yara almadan kurtuldukları açıklandı. Patlamanın olduğu sıralarda, havaalanına gitmek üzere makam otomobiliyle Bakanlıklar'daki kavşaktan geçmekte olan Içişleri Bakanı Mustafa Kalemli, olayı gözleriyle görüp hemen arabasını durdurdu. MESS Bölge Temsilciliğinde ilk incelemeleri yapan Kalemli, şunlan söyledi: "Olay yerinden tesadüfen geçiyordum. Patlamayı duydum ve geldim. Eylemi yapanlar dort kişiymiş. Tahminimize gore saniyeli fıtilli bomba atmışlar. Olayla ilgili soruşturma başlamıştır." ABD'den ambargo (Baştarafı 1. Sayfada) kin geniş açıklamalarda bulundu. Önceki geceki oturumda ittifakın Güneydoğu kanadından soz ederken Türkiye'ye de konuşmasmda geniş yer ayıran John Tower, bu konuda şunlan söyledi: "Türkiye, NATO savunma hattının Güneydoğu kanadının çok önemli bir noktasında bulunmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin savunmasını guçlendirmesi y önünde gerekli olan modernizasyonu için elimizden gelen her şeyi >apmaya devam etmeliyiz. 1970'li yıllarda Türkiye'ye karşı uyguladığımız silah amhargosu korkunç bir hata idi ve biz bunun bedclini hâlâ ödüyonız. Ankara'ya uygulanan ambargo, Kongre'nin, akılsız bir şekilde siyaset belirleyicilerin işine kanşmasıydı." ABD Kongresi, 1974 Kıbns Banş Harekâtı'run ardından 1975 yılında Türkiye'ye silah ambargosu uygulamaya başlamış, ancak ambargo daha sonraki yıllarda aşamah olarak kaldınlmıştı. landınlması, F16'lara nükleer yetenek kazandınlması, Fl 1 l'ierin İngiltere'deki yoğunluğunun Avrupa'ya dağıtılması ve nihayet "havadan yere" taktik seyir füzesinin kabulü. Modernizasyonun Türkiye bakımından hassas bir boyutu var: Yukarıda sayılan sistemler, özellikle havadan yere taktik seyir füzesi, Sovyetler için Türkiye'de konuşlandınldığı zaman Avrupa'da konuşlandırıldığından daha fazla tehdit arz ediyor. Çünkü bu füze, uçaktan ya da denizaltıdan atılabiliyor ve taşıyıcının hedefe 400 mil kadar yaklaşması gerekiyor. Dolayısıyla da ateşlenmeden önce taşıyıcının tespit ve imhası mümkün olabiliyor. tşte, işin Türkiye açısından "tehlikesi" burada. Çünkü aynı füze, Türkiye sınırlanndan çıkmadan ateşlense dahi Sovyetler'deki stratejik hedefleri vurabiliyor. Oysa Avrupa'daki orta menzilliler kaldırıldıktan sonra müttefik topraklarından bu deıecede tesirli vuruşu ancak stratejik füzeler yapabiliyor. Zaten orta menzilliler bir bakıma stratejik füzeler ile kısa menzilliler arasındaki "kayıp halka" idi. Böylece Türkiye'nin coğrafi konumu nedeniyle kısa menzilli bir silah, "tehdit menzilini" arttınyor ve Sovyetler'i can damanndan vurabüecek füzelere dönüşüyor. Yani Türkiye, kısa menzilli seyir füzelerini kabul ederse tüm Avrupa'nın orta menzilli füzelerden kurtulduğu bir dönemde, adına "kısa menzilli" de dense, aslında Sovyetler nazarında "orta menzilli" nükleer kapashcyefcavuşmuş oluyor. Yani INF Antlaşması'yla ortadan kaldırılan orta menzilli silahlann işlevi, Turkiye1de kısa menzilliler tarafından yerine getirilebiliyor. Dolayısıyla da tüm dunya bu tür silahlardan kurtulurken ve hele Sovyetler Avrupa'da tek yanlı silah indirimleri karan alırken Türkiye'nin neden bu kapasitede silah kabul etmesi gerektîğini anlamak güçleşiyor. Ancak Tower'ın sözlerine bakılırsa ABD "çevresel koşnllan" dikkate almayarak Almanya'mn isteksizliğini görmezlikten gelerek, ya da en azından öyle davranarak modernizasyonun tamamlanmasını istiyor. Vali Bedük: Ankara Valisi Saffet Ankan Bediik, bomba atan dört kişiden birinin polis kimliği kullandığını belirterek eylemin yaklaşık 15 dakika içinde gerçekleştirildiğini söyledi. UBA'ya bir açıklama yapan Bedük, şunları söyledi: "tnsanlanmız 12 Eylul öncesinde gördukleri bu davranışlan bir daha görmek istememektedirler. Herkesin Türk polisine yardımcı olacağına inanıyorum. Örgütün adı var, ama söylemek istemiyorum. Deliller toplanıyor. Bu hainleri, alçak herifleri en kısa siirede yakalayacagımıza inanıyorum." Olay yerine gelerek incelemeler yapan Emniyet Genel Müdürü Sabahattin Çakmakoglu da Ankara Emniyet Mudürluğu ekiplerinin saldırganları en kısa surede yakalayacağına inandığını söyledi. SHP Genel Başkanı Erdal Inönü olaylan şiddetle kınarken sorumlularm bir an once yakalanmasını istedi. lnönü, "Seçimler öncesinde bu gibi tahrikleri önlemenin en etkili yolu olaylann üzerine büyük ciddiyetle gidip sorumlulan bir an önce bulraaktır" dedi. DYP Başkanlık Divanı da olaylan kınadı. Bildiride terör istismarı ile siyasi sonuç alma heveslerinin geçersiz ve ömürsüz olduğuna işaret edildi. Nükleer modernizasyon Yeni Savunma Bakanı Tower, NATO ittifakı içinde son yıllarda en önemli tartışma konularından biri olan nukleer modernizasyon konusunda da muttefiklere "kararlıhk mesajı göndermeye" özen gösterdı. Kısa menzilli nükleer silahlardan söz ederken "kara^ı" sözcükler kullanan Tower'a göre Sovyetler Birliği'ndeki gelişmeler NATO'nun modernizasyon girişimihi etkilememeli, "Çünkü bu, Sovyetler'de Batı'nın ulusal güvenükle ilgili kararlannı etkileyebildikleri izlenimi uyandınr." Oysa Avrupalı bivçok NATO üyesi Sovyetler'deki gelişmelere çok duyarlı. Tower'ın tutumundan, ABD'nin yeni bır i\me>le takipçisi olacağı anlaşılan modernizasyon, geçen günlerde NATO Müttefik Kuvvetleri (SACEUR) Komutanı Orgeneral John Gal^in tarafından müttefik başkentlerine bildirildi. Galvin'in raporunda yer alan sistemlerin her birisi daha önce basına sızdığı için sürpriz niteliğiııde değıl. Özetle; nukleer topçunun 155 mm.'de standardizasyonu, yeni jenerasyon Lance füzeleri konuş BEYAZGUNLER SURERKEN... UGURMUMCU GOZLEM Hl Selam olsun apaydınhk günlere Kazmayla kurekle yürüyenlere Selam olsun halk için ölenlere toprağa düşenlere bin selam Ölümünün 1. yılında saygıyla anıyoruz KI Ş İNDİRİMİ . . . b u g ü n b a ş l ı y o r . Bekliyoruz. MANLEL DEMİR DOSTLARI VE ARKADAŞLARI ADESA CAFER CANGÖZ . Eskişehir Özel Tip C.Evi Sevgili Ferhan ve Derya BEYMEN/BM CLUB FERHAN ŞENSOYjrvse Mert Ali, Şenay, Anna ve diğerleri "Ferhanötesi bir yaşam" diler, genctikscl hesapkitabınıza müdahale gibi olmasın, ama daha nice nice Ferhaniar beklcriz. (Bajtarafı 1. Sayfada) 12 Eylül öncesi kargaşanın ardında kimler olduğu bugün bile anlaşılamadı. On yıl öncesinin kanlı senaryosunun karanlık aktörleri yeni bir oyun için yavaş yavaş sahneye mi çıkacaklar? Türkiye'yi 12 Eylül öncesi kanlı kargaşaya sokanlar, belki de bu tür eylemlerı yeniden tezgâhlıyorlar. Evet dikkat, teröre dikkat... Bu terörün ardında kimler varsa, bunlara dikkat... Piyonlara ve aktörlere dikkat... Öyle anlaşılıyor ki, cumhurbaşkanlığı seçimlerıne kadar bu tür eylemler ile karşılaşacağız. Birtakım karanlık çevreler terör pazarına yatırım yapacaklar.. Bu plan açık seçik görünüyor. Terör eylemleri yavaş yavaş uç verirken, düşünce suçları ile ilgili uygulamalar da yoğunlaşıyor. Son günlerde basın suçları nedeniyle kimler gözaltına alındı? Kimler tutuklandı? Aklımızdakileri sayalım: Avukat Ibrahim Açan ve DevYol davası sanıklarından Tayfun Mater... Avukat Açan ve Materin tutuklanma gerekçeleri, savunma metinlerini kitap olarak basmak... Materin tutuklanma gerekçesi biraz daha değişik: Suç: Savunmaları toplayan kitabı basma teşebbüsünde bulunmak... Polis, DevYol sanıklarının savunmalarını ıçeren kitabı, henüz dağıtılmadan, basıldığı basımevinde toplamış ve yayınevi sahibini gözaltına almış... Mater de daha sonra tutuklanmış... Avukat İbrahım Açan eski bir subay. Emekli Albay Açan, yıllardır siyasal nitelikli davalarda avukatlık yapıyor. Avukat Açan, İstanbul'daki "Türkiye Ihtilalci Komünistler Birtiği Oavas/"ndaki savunma metinlerini, "Yargılanan Savunma" adlı bir kitapta bir araya getirmişti. Daha geçenlerde avukat Halit Çelenk ve yayıncı Muzaffer İlhan Erdost, ABC dergisinde yayımlanan yazıları nedeniyle bir gece gözaltına alınıp sorgulanmışlar, daha sonra DGM'de aklanmışlardı. "Özgür Gelecek" adlı derginin Genel Yayın Müdürü Mehtnet Bayrak ve aynı derginin Yazı İşleri Müdürü Bekir Kesen de tutuklandılar. Nihat Behram'm iki kitabı hakkında da toplatılma karan verildi. Yayınevi sahibi Ünsal öztürk de gözaltına alındı. "Toplumsal Kurtuluş" dergisi yazarı Doc. Dr. Yatçın Küçük de Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde gözaltmda tutuluyor. Völçm Küçük, neredeyse her ay bir yazısı nedeniyle gözaltına alınıyor. Bu arada TKP davası nedeniyle aranıp da bulunamayan sanıklar birer ikişer, geceyarıları evlerinden gözaltına alınarak poliste sorgulanıyor. 12 Eylül öncesinde binlerce insan öldürüldü, yüzlercesi sakat kaldı. Bu kargaşa sonunda gelen askeri yönetim, temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldırdı, kısıtlı ve yasaklı bir rejimi yerleştirdi. "Terör" denilince dikkat etmek gerekir, çünkü terörün ardından ne geleceği bellidir. Evet, soruyoruz: İstanbul'daki bombacılar kimler? Kim bunlar?..