28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 OCAK 1989 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Afganistori'dan kaçış LOKDRA (A A) İngiliere hükümeti, Afganistan 'daki İngilizlerden, "durumun kötüleşmesi yüzünden " bu ülkeyi derhal terk etmelerini istedi. fngiltere Dışişleri Bakanlığı 'nm açıklamasma göre, Kabil'deki büyükelçilikte 7 görevli "şimdilik" kaydıyla başkentte kalacak. Açıklamada, Afganistan'da 37 İngiltere yurttaşmın bulunduğu belirtildi. Dışişleri açıklamasında, Afganistan 'daki durumun . bozulduğu ifade edildi ve Kabd'de yiyecek ve yakıt sıkmtısı başgösterdiği kaydedildi, İnsan hakları baş sorun Olur mu Olur ALISIRMEN Dış Haberler Servisi Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand'ın Bulgaristan'a yaptığı ;iyaret öncesinde Bulgaristan Komünist Partisi Genel Sekreteri ve Devlet Başkanı Todor Jivkov. Fransız Le Monde Gazetesi'ne uzun bir demeç vererek özellikle iç politika \e insan hakları konulanndaki soruları yanıtladı. Macaristan ve Polonya'da son sıralarda siyasal düzenle ilgili tartışmalar ornek verilerek çok partili bir sosyalist düzen konusunda ne düşündüğü şeklindeki bir soruya Jivkov şu yanıtı verdi: "Bu kavram beni kızdırmıyor. Araa merak etmeyin duruma hâkim olacağız. Bulgarislan'da iktidarda bizden başka parti olmayacaktır. Tarih bunu böyle istedi; aynı sekilde kapitalist ülkelerin ve sosyalist ülkelerin olması da tarihin eseridir." Son yıllarda uluslararası arenada "insan hakları" kavramının boy göstermesi ve bunun DoğuBatı ilişkilerine etkisi konusundaki bir soruya da Jivkov'un yanıtı şöyle oldu: "İnsan hakları temel bir sorundur; sorunlann sorunudur. Bu konuyu soyut bir şekilde konuşmak yerine, gelişmesi için ne gibi koşullar gerekliğini arayıp bulma zaraanıdır. Bu bakış açısından ve sosyalizm koşullarında saydamhk gereklidir. Ama bir demagojiye dönüşmemeli ve halkta ber islediklerini yapabilecekleıi hayali yaratılmamalıdır. Biliyor musunuz ki Bulgaristan'da ortalama gelir 4 bin dolardır. Oysa Fransa'da bu rakam 20 bin dolar! Bulgaristan lideri Todor Jivkov, £t Hîondc 'da Helsinki Anlaşmasını savundu DUNYADA BUGUN ANAP iktidannın tükenmişliği her adımda kendini belli ediyor artık. Her gün, her yeni olay bu tükenmişliğin yeni bir göstergesi oluyor. Bakmayın siz atılan nutuklara, verilen demeçlere. ANAP'ı iktidara getiren güçler ve genelde tüm sağın akıl hocaları bitmişliğe tam koymuşlar. Artık herkes biliyor ki ne yapılırsa yapılsın ANAP ile Türkiye'yi yönetmek olanaksız. ANAP'ın tükenmişliği, kör topal yürümeye ve demokrasiye doğru yönelmeye çalışan toplulukların desteğine sahip rejimin de sonu mu olacak? Rejimler bunalımlara ancak kendi içlerinde çözüm bulamadıkları, o bunalımları kendi kurallarına uyarak aşamadıkları zaman ytkıhrlar. Bugün için böyle bir durum yok. Tüm eksikliklerine, kusurlarına, yanlışlarına, topuz gibi "garaj kovboylarına" karşın SHP rejimin içindeki seçenektir. Bu seçenek tükenmeden rejim yıkılmaz. Demokrasinin ve toplumbilimin kurallarını az çok bilenler bu gerçeği görüyorlar. Ama sağın akıl hocaiarı için sosyal demokratın da ılımlısı SHP'nin iktidar olması, solun işbaşına gelmesi anlamını taşıyor ve onlar bu sonucu ne pahasına olursa olsun önlemeye çalışıyorlar. Son günlerde sağ çevrelerde, ANAPDYP birleşmesi gündeme gelmiş bulunuyor. Sağın gazetelerinin yazarlan konuyu iştemeye, kamuoyu oluşturmaya çoktan başladılar bile. Aracılar değilse bile nabız yoklayıcılar Süleyman Bey ile Turgut Bey arasında gidip geliyorlar süreklı. İlk bakışta, dünün usta ile çırağı günümüzün iki düşman politikacısı arasında bir anlaşma güç, hatta olanaksız gibi görünüyor. Bu görünüş aldatıcıdır. Politika duyguların değil, çıkarların ve hesapların arenasıdır. Tutarlı olan ve zamanla devlet adamı nıteliğini kazanabilecek yeteneği gösteren politikacı ise duygu ve çıkarların sınırlarını ilkelerle çizebilen kişidir. Ama ne Süleyman Bey ne de Turgut Bey bu son ilkeye önem verirler. Onların ikisi de Bülent Ecevıt'in tam tersine duyguların tutsağı olmadan, günü geldiğinde çıkarların hesaplarını büyük bir soğukkanlılıkla yapabilirler. Bu durumda Özal Çankaya'ya, Demirel Başbakanlık koltuğuna formülü hiç de yabana atılır bir formül değildir. Eninde sonunda, Sayın Demirel ile Sayın Özal ne sınıfsal irdelemelerinde ne de demokrasiye yaklaşım açılarında birbirlerinden ayrılmaktadırlar. Günün en önemli konularından biri olan laiklik sorununda da yaklaşım hem liderler katında hem de bazı militanlar düzeyinde aynı olduğuna göre temelde büyük bir ayrılık söz konusu değildir 24 Ocak Kararlan'nın, bir DemirelÖzal yapıtı olduğu da unutulmamalıdır. Görülüyor ki ÖzalDemirel uzlaşması hiç de santldığı kadar uzak bir olasılık değil. Yerel seçimler öncesi oluşacak büyük kapışma kimseyi aldanmaya sürüklememeli. Demirel yerel seçimler sırasında bütün gücüyle Özal'a yüklenecek, oy oranını elinden geldiğince arttırmaya çalışacaktır. Birleşme ya da uzlaşma bu aşamanın gündeminde değil. Yerel seçimlerden SHP'nin birinci parti olarak çıkması ve Süleyman Bey'in kaçınılmaz bir erken seçimde iktidarı ele geçiremeyeceğini görmesi halinde, iki sağ partinin seçim sistemini değiştirerek erken seçtmlere yönelmeleri olasılığı büyüktür. Gerçekte böyle bir gelişmeden sonra da uzlaşma hemen gündeme gelmeyecek, Süleyman Bey ile Turgut Bey ayn ayn seçime girerek birlikte girmiş olsalardı alabilecekleri oyun çok üstünde oy toplayacaklardır. Büyük topluluklar, "Kurtar bızi baba!" diye peşinden koşacakları Süleyman Bey'i, Turgut Bey'e karşı seçenek olarak görürlerken aslında Demirel'in gelecekteki bir uzlaşmamn ilk adımlarını atan "şike muhalefet" olduğunun ayırdına varamayacaklardır. Oyların yuzde 50'sinden çoğunu toplayacak olan DYP ile ANAP yeni seçim sistemi ile parlamentoda çoğunluğu sağlayacak ve yeni bir beş yıl kazanacaklardtr. Şimdi oluşturulmaya çalışılan formül budur. Bu formül tutmasına tutar, Türkiye'deki seçmenın eğilimi de aritmetik olarak çözümün geçerliliğini gösteriyor. Ama böylesi bir iktidarın gerçekte yeni bir seçenek olmadığı, Türkiye için yeni alternatif politikalar getiremeyeceği gün gibi açıktır. Ne var ki Türkiye'yi bugünlere getiren sağ, daima kendini kurtarmak için yarattığı büyük çıkmazlarla rejimi tehlikeye sokmuş ve yıkıma itmiştir. Bu kez de öyle olacağa benziyor. Üzücü, ama gerçek. Bulgaristan Türklerine değinmeyen Jivkov, "insan hakları" konusunda "uluslararası normlar" ile Helsinki Anlaşması'na uyduklarını iddia etti. Jivkov, çok partililiği reddederek, "İktidarda bizden başka parti olmayacaktır" dedi. " Yeniden yapılanma SSCB'de başlamasaydı başka yerde mümkün olmazdı" diyen Jivkov 1992'den itibaren daha üç dönem lider kalmaya hakkı olduğunu ve 95 yaşından önce çekilmeyeceğini söyledi. Papandreu Vı un evhliği A TİNA (Cumhuriyet) Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu'nun otuz yedi yıllık eşi Margaret Papandreu, bir an önce boşanmak istediğini söyledi. Başkanı olduğu Yunan Kadınlar Derneği'nin bir toplantısında konuşan Margaret Papandreu, boşanma konusu hakkında bugüne kadar konuşmamasımn, kişisel sorununu halletmek için siyasi bir lutum üstlendiği yolunda şahsına yöneltilen suçlamalar karşısmda en iyi savunma yolunun susmak olduğu duşüncesinden kaynaklandtğım belirtti. Margaret Papandreu, "Özel problemim kapanmıştır. Geriye kalan sadece resmi olarak boşanmamdır. Bunun da en kısa sürede gerçekleşmesine çalışıyorum" dedi. TüRKASILLI «BUIBAR BENAZÎR BUTIVSU" Dış Haberler Servisi Fransa Cumhurbaşkanf tun ziyareti dolayısıyla özei olarak Sofya'ya giden iki Le Monde muhabiri geçtikieri haberde muhalif çevreierle de bağlantı kurduklarını anlatırlarken bunlardan bazılarının Mitterrand'ın gelişinden birkaç gün önce Dürüst olmak ve halka hakikati söylemek gerekir." Le Monde yazarlarının bu konuda kendisini sıkıştırıp Gorbaçov'un insan haklarıyla ilgili olarak "uluslararası normlar"dan soz etmesini nasıl karşıladığım sormaları üzerine Jivkov şu yanıtı veriyor: "Bu konuda onunla tamamen aynı nkirdeyim ve Helsinki anlaşmalan çerçevesinde kararlaştınlan her şeyle de aynı fikirtucukiandıklannı, daha sonra da evlerinde göz hap&ine alındıklarım belirtiyorlar. "İnsan H a k l a n İçin Bağımsız Dernek" adlı gayri resmi bir "fikir kulübü"nün uyeleri oldukian kaydedilen bu kişiler arasında "arkadaşlarıruıı 'Bulgar Benazir Buttosu' olarak andıklan Türk asıllı deyiz. Zaten uluslararası sorunlar ve yeni bir zihniyet sergilemek gereği konusunda SSCB ile hiçbir görüş aynlığımız yok. Ayrıca biliyonız ki kapitalizm de degişti ve yeni bir içeriğe sahip oldu, bizim toplumumuzu da etkiliyor." Todor Jivkov'a daha sonra Bahık, Kafkas cumhuriyetleri ve •Yugoslavya'daki etnik çatışmalar anımsatılarak bu olayların kendisini kaygılandınp kaygılandırma arttı. Bu halklar artık durgunluğu daha fazla çekmek istemiyorlar ve biitün bu halalara tepki gösteriyorlar." Soyleşide daha sonra yeniden yapılanma konusuna geçiliyor. Jivkov'un yanıtı şöyle: "Önce şunu belirteyim ki bu bizden çıkmadı. Sovyetler Birliği ilk kez bunu ortaya attı ve diinyayı sardı. İyi biliyoruz ki eğer SSCB'de başlamamış olsaydı ne Bulgaristan'da ne de herhangi bir başka sosyalist ülkede yeniden yapılanma yapmak mümkün olmazdı." 77 yaşında olan Jivkov'a yöneltilen son soru, 1954'ten beri sürdurdüğü görevini bırakıp emekliye ayrılmayı düşünüp düşünmediğine ilişkin. Yanıt aynen şöyle: bir genç kadın, Zayner "Biliyor musunuz ki uzun süre İbrahiroova'dan d a söz aynı mevkide kalma uygulamasıediliyor. Ancak Fransız nı sınırlama konusunu ilk kez biz gazetecilerin, Jivkov'u insan gıindeme getirdik. Sorumluların haklan ve etnik sorunlar aynı mevkide beşer yıllık iki dökonusunda çok sıkıştırdıklan nem ve istisnai olarak bir üçüncü halde neden 1.5 milyon Türk dönem görev yapmalannı önerkökenlinin durumunu ağıza dik. Önerimiz bulun sosyalist ülaimadıkları merak kelerin yönetimlerince kabul ediluyandırıyor. di. Dolayısıyla kimse benim öliinceye dek iktidarda kalmak istedidığı soruluyor. Bulgaristan lideri ğimi düşünemez. bu soruyu da şöyle yanıtlıyor: Şaka yapmama izin verirseniz "Gorbaçov'un yerinde olmak istemezdim. Bunu ona da söyledim: benim durumum şoyle: İlkin parti Bu milliyetler sorununu çözmek tüzüğünü değiştirmek gerekecek. için çok uğraşmak zonında. Vu Bu da ancak 1992'deki parti goslavya da keza. Ama Bulgaris kongresi sırasında olabilir. O antan'ın bu sorunu yok. Bu sorun dan itibaren beşer yıllık, ancak iki lar geçmişteki hatalann birikimi ya da üç dönem iktidarda kalabisonucu ortaya çıktı. Ekonomik leceğim. Yani anlayacağınız gelişme ve ceşitli milliyetlerin egi emekliliğimi ancak 95 yaşında istim düzeyinin yüksdişiyle daha da teyebilirim." Avusturynh bakanın istifası VtYANA (AA) A vusturya tçişleri Bakanı Karl Blecha, istifa etti. Blecha, kendisine karşı yöneltilen, bir sigorta skandalına kanştığı yolundaki iddialar ile "mücadele edeceğini" söyledi. Başbakan Franz Vranitski, dün yaptığı basın toplantısında, "tçişleri Bakanı Blecha'nm istifasım kabul ettim. Yerine kimin getirileceği konusunda henüz karar vermedik" diye konuştu. 5 yıldır tçişleri Bakanı olan ve Vranitski ile basın toptâttttsında yetatan v Blecha da "görevime son vermediler, sorumluluktan da kaçmıyorum. Bana karşı ileri sü'rülen iddialar ile savaşacağım" dedi. KohPün bası dertte Federal Alman Parlam en tosu 'nun önceki gece yapılan olaylı oturumunda, muhalefetteki sosyal demokratlar, Başbakan Helmut Kohl'ü yaylım ateşine tutarak, bazı fırmaların Libya'ya yardımı olayında kişisel ve siyasal düzeyde sorumlu olduğunu belirttiler. Alman hükümeti dertli Federal Almanya'nın Libya bağlantısı olayı, kabineyi düşünceye sevketti. Önceki gece Federal Parlamento'nun tartışmalı oturumunda muhalefet, kabine üyelerini yaylım ateşine tutarken, Başbakan Helmut Kohl başta olmak üzere Ekortomi Bakanı Helmut Hausmann (solda) ve Malıye Bakanı Gerhart Stoltenberg oldukça karamsar yuz ifadeleriyle konuşmacıları dinlediler. Libya bağlantısı için Alman hükümetine muhalefetten tepki Mittermnd, Jivkov'u demokrasiye çağırdı SOFYA (AA) Fransa Cumhurbaşkam François Mitterrand, Avrupa'nın, kimsenin kimseyi tehdit etmediği, bireylerin haklarının korunduğu, özgür insanların yaşadığı bağımsız devletlerden oluşması gerektiğini söyledi. İki günlük resmi bir ziyaret için Bulgaristan'da bulunan Mitterrand, önceki gun akşam Bulgaristan Devlet Başkanı Todor Jivkov'un onuruna verdiği yemekte yaptığı konuşmada, özellikle insan hakları konusunu vurguladı. "Llusal Egemenlik, parlamenter demokrasi, güclerin aynmı, özgüriük ve kisiye saygı... Bu değerler bâlâ güncellikleriııi konıvor" diyen Mitterrand, "Doğu Avrupa'da da, Batı ülkelerinde olduğu gibi bu mirasın bölünmez bir bürun olduğu göriişü paylaşılıyor mu?" sorusunu getirdi. Mitterrand, "Kimsenin, bu kavramlardan işine geleni kabul edip. işine gelmeyeni g ö z ardı edemeyecegini" söyledi. Mitterrand, Avrupa'nın tümünde seyahat özgürlüğü sağlanması çağrısında da bulunarak, bunun "fikir alışverişi için hayati önem taşıdığını" belirtti. Dış Haberler Servisi Libya'nın Rabta kentinde kimyasal silah ürettiği öne sürülen tesise yardımcı olan Alman firmaları, Federal hükümetin başını ağrıtmaya d e v a m e d i y o r . "Libya bağlantısı" olayı Federal Almanya'nın bir numaralı iç politika sorunu haline gelirken bir ABD'li yetkili, uluslararası kamuoyundan Almanya'ya karşı eleştirilerde " a r t ı k ölçülii davranılması gerektiğini" söyledi. Bundan üç hafta önce ilk kez ABD'den gelen ve o günlerde Federal Alman yetkililer tarafından kesin bir dille reddedilen, bazı firmaların Libya'daki tesisin kurulmasına yardımcı olduğu yolundaki iddialar giderek doğruluk kazanırken, Federal Alman Parlamentosu (Bundestag)'nun önceki geceki oturumu olaylı geçti. AP'nin haberine göre hükümet sözcüsü Wolfgang Schaeuble'nin Yugoslavya'da yeni Başbakan BELGRAD (AA) Yugoslavya'nın kolektif liderliği, Başbakanlık görevine Ante Markoviç'i getirdi. Reformcu olarak tanınan 64 yaşındaki Markoviç, 30 aralıkta Branko Mikuliç'in istifa etmesi üzerine ülkenin ciddi ekonomik sorunlar ile karşı karşıya bulunduğu bir dönemde görev başma geliyor. Ülkenin ikinci büyük cumhuriyeti olan Hırvatistan'ı kolektif liderlik içinde temsil eden Markoviç, aynı zamanda, Yugoslav Komünist Partisi Merkez Komitesi'nin üyesi. parlamentoya konuya ilişkin bilgi verirken, hükümetin sorundan ilk kez haberdar olduğu tarihi 18 Mayıs 1988 olarak açıklaması gerilimi daha da yükseltti. Muhalefet üyeleri, birkaç gün arayla yapılan üç değişik hükümet açıklamasında üç değişik tarihin yer almasına şiddetle tepki gösterirken, hükümet sözcüsü ve iktidar partisi temsilcilerinin konuşmalarını protesto ettiler. Muhalefetteki sosyal demokratlar adına konuşan Norbert Gansei, hükümetin soruna eğiliş biçimini eleştirirken, "Önemli olan, ne bildiğini/ ve şimdiye kadar ne tedbir aldıgınızdır" dedi. Muhalefet milletvekillerinin Baş bakan Helmut Kohl aleyhindeki protesto gösterileri arasında konuşan Gansei, Başbakan'a dönerek, "Siz Sayın Kohl, hem Alman kamuoyunu hem de uluslararası kamuoyunu yanıltmak nedeniyle kişisel ve siyasi olarak bu olaydan sorumlusunuz" diye bağırdı. Bu arada hükümetin, şu aşamada üç firma hakkında açılan soruşturmaların sürmesi nedeniyle aynntılı açıklama yapmaktan kaçındığı bildirildi. Libya'ya yardım olayının ortaya çıkmasından bu yana ImhausenChemie, I.B.I. ve Intec firmaları hakkında savcılıkça soruşturma açılmış bulunuyor. Bazı basın organları d a olayın içinde Frankfurt civarında faaliyet gösteren 50 ayn fırmanın bulunduğunu öne sürüyorlar. Öte yandan, Sosyal Demokrat Parti Milletvekili Wilfried Penner, Alman bilim adamlarımn Irak'ta, halk arasında "mikrop bombası" olarak bilinen biyolojik silah uretimine katkıda bulundukları yolunda şüpheler oldu|unu öne sürerek Parlamento Kontrol Komisyonu"nu olağanüstü oturuma çağırdı. Penner, Alman bilim adamlannın, Irak'ta biyolojik silah uretimi projesine katkıda bulundukları yolunda bilgiler edindiklerini ve konunun vakit geçirilmeksizin incelenmesini istedi. YAŞIYORLAR YAŞATACAĞIZ. ÇEKOSLOVAKYA Gösteriler durmuyor PRAG (Ajanslar) Çekoslovakya'nın başkenti Prag'ta, universite öğrencisi Jan Palach'ın anısına dün öğleden sonra yeni bir gösteri daha yapıldı. AP'nin bildirdiğine gore yaklaşık 2000 gösterici pazardan bu yana süren olaylar sırasında tutuklanan 15 arkadaşlarının serbest bırakılması ve Çekoslovakya'da insan haklarına daha fazla önem verilmesi yönünde sloganlar attı lar. Gösterilerin başlamasından yaklaşık 30 dakika sonra polisin saldırması üzerine ise gostericiler, " G e s t a p o , gestapo" diye bağırarak olayı protesto ettiler. Dünkü gösterinin, son 5 gun içinde Palach'ın anısına yapılan 5'inci miting olduğu kaydediliyor. DeMita hükümeti büyüyen toplumsal gerginlikten endişeli Melın Adil TORAMAN Ali AKTLRK Italya, genel grevin eşiğinde NİLGÜN CERRAHOĞLU ROMA Bu yıl haziran ayında yapılması beklenen Avrupa Parlamentosu seçimleri şimdiden ağırlığını ttalyan politikası üzerinde hissettirmeye başladı. Sendikaların 31 ocakta yapmayı kararlaştırdıkları genel grev gerginliği de buna eklenince 5 partili koalisyon hükümetinin baş aktörleri Hıristiyan Demokrat Ciriaco de Mila ve Sosyalist lider Bettino Craxi arasındaki beraberlik "limoni" bir havaya büründü. Diğer koalisyon ortaklarını arka plana iten ve ttalyan siyaset jargonunda bir süredir "Diarşi" deyimiyle anılan CraxiDe Mita işbirliğinin renk değiştirmesine yol açan temel neden ülkenin üç büyük sendikasının hükümete meydan okuyan bir genel grev kararı alması oldu. Bunun üzerine, genel politika çizgisi itibarıyla şimdiye dek tutucu eğilimdeki ortağı De Mita'ya hiçbir itirazı bulunmayan Sosyalist lider Craxi, sendikaların desteğini kaybetmemek için mensup olduğu hükümetin sosyal politikasını yüksek sesle eleştirmeye başladı. Cnaco 0e Mita Ne mutlu sömürüye, zulme boyun eğmeyip direnenlere. Ne mutlu mücadele yolunda yürüyenlere. Sekiz yıl önce öldürüldüler, anılarını mücadelemizde yaşatacağız. Aileleri ve arkadaşlan adına HÜSEYİN .VRLIER ÎSlkenin üç büyük işçi sendikasının 31 ocakta genel greve gitmesine kadar varan gerginlik, İtalyan hükümetinin ortaklarından Hıristiyan Demokrat Parti ile sosyalistlerin arasını açtı. FWlar Yunanistari'da ATİSA (AA) Yunanistan'm, ABD'ye sipariş ettiği 40 adet F16 savaş uçağından ilk partinin bugün Yunan Hava Kuvvetleri'ne teslim edileceği bildirildi. Savunma Bakanlığı 'ndan yapılan açıklamada, uçuş eğitim amaçlı dört F16'nm bugün öğleden sonra Anyaloş Hava Üssü 'ne getirileceği belirtildi. platformuna indiler. Geçen haziran ayında genel sekreterliğe seçilen Achille Occhetto, ilk kez önüne çıkan bu "varlık gostermek" endişesiyle sendikaların davasına sıkı sıkı sarıldı. Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Craxi'nin partisi tarafından "sollanmaktan" çekinen Occhetto, yıllardır Komünistlerin göstermediği bir dinamizmle sendikalara tam destek, hükümete de tam muhalefet bayrağını açtı. Occhetto bu bağlamda, İtalyan kapitalizminin kalesi Fiat'a da bir darbe indirmekten kaçınmadı. Fiat'ın sendikal hakları ihlal ettiğini ve faaliyet gösteren işçiler üzerine antiBu arada çoktandır İıalyan politikasında sendikal baskı koyduğunu belirten Occhetto, ağırhğı hissedilmeyen Komünistler de seçim böylece genel grev kararı ile zaten bozulan havasının koklanmaya başlamasıyla siyaset sosyal barış ortamını büsbütun sarstı. Öte yandan, geçen hafta Napoli civanndaki Bagnoli DemirÇelik yüksek fınnlarında, AT politikası çerçevesinde bu sektörde gerçekieştirilmesi kararlaştırılan "daralma" politikasına karşı ilan edilen 4 saatlik grevin ardından, pilotların İtalyan semalarında hafta sonundan itibaren başlattıklan grevler hava yolculuğunu da sekteye uğratmaya başladı. Seksenli yıllarda İtalya'da az görülür bir dengeye kavuşmuş olan sosyal barış ortamının, son aylarda yeniden bozulmasının bir nedeni de sendikaların bir süredir gücünü arttıPalach, "Prag Bahan"n:n Sovran COBAS (taban komitesi) karşısmda etyet birliklerince ezilmesini proteskilerini yitirmekten çekinmeleri. Bu endişe ile işçi sınıfı üzerinde kontrolü to etmek için, 19 Ocak 1969'da nü kaybetmekten korkan üç temel sendika kendini yakmıştı. (Sosyalist ve Komünist eğilimli CG1L, ıhmlı U1L ve Hıristiyan Demokrat CS1L) hükümetin, yıllardır değişmeyen mali politikasını bahane ederek, uzun süredir ilk kez ortak bir platformda buluştu ve 31 ocak genel grev kararını aldı. Tum vergi yükünün maaşlı ve ücretliler kesimi üzerinde olduğunu ileri süren sendikalar, büyük olçüde vergi kaçıran ticari kesimi ve serbest meslek sahiplerini hedef alan vergi politikasında ve hükümetin bu bütçe yılı için hazırladığı mali pakette ciddi değişiklikler talep ediyorlar. AV. ERDOĞAN ÇİĞDEMOĞLU Sen yoksul halkın davasının yılmaz savunucusuydun. Bilincin yaşıyor yaşayacak. KARDEŞİ SİNAN ÇİĞDEMOĞLU YALOV.VDAJN AİLESİ \RK\h\M.\R] PöLONYA Ifhlesa'dan "ihtiyatlı iyimserük" DR. ŞEFİK HÜSNÜ DEYMER'İ ANMA ETKİNLİKLERİI BİLSAK TOPLAHTILARI: 1 Prof. Toktamış Ateş Doğu Halkları Kurultayı ve Dr.Şefik Hüsnü 21 Ocak 1989Cumartesi 17.00 2 Tevfik Ç a v d a r Kurtuluş Savaşı ve Or. Şefik Hüsnü 25 Şubat 1989 Cumartesi'l7.00 3 Kemal Sülker İşçi Örgütlenmesi ve Dr.Şefik Hüsnü 25 Mart 1989 Cumartesi 17.00 Dr. şeflk Husnu Dcymeri Anma Komlsyonu BİLCİ İÇİN: Hale Kiyıcı: 527 04 15 M.Emin sert: 522 37 56 Vet Sırasclvıler Soğancı Sok No 7 BılSâK ClHANGlR tdi Amin yer bulamıyor KtNŞASA (AA) Uganda'mn 1979 yılır,da devrilen eski diktatörü tdi Amin Dada, önceki gün Zaire'den yeniden sınırdışı edilerek, yıllardan bu yana surgünde yaşadığı Suudi Arabistan'a gitti. Kinşasa 'daki yetkili kaynaklar, Zaire Devlet Başkanı Mobutu Sese Seko'nun "büyuk bir dostunun" aracıltğı sayesinde, Suudi Arabistan'ın, tdi Amin'i yeniden kabul ettiğini bildirdiler. IsraiVin "dahafazla şiddet"politikasına karşı FKÖ lideri bir mesajyayımladı Arafat'tan ^direnîşi yükseltin^ çağrısı FKÖ lideri "Ayaklanmanm Birleşik Liderliğine" hitaben bir mesaj yayımlayarak, "daha fazla şiddet" politikasının geri tepmesi için elden gelenin yapılmasını istedi. Dış Haberier Servisi FKÖ lideri Yaser Aralat. İsrail'in, işgali altındaki topraklarda daha sert onlemlere başvurması üzerine "demir vumruga karşı direnişin giiçlendirilmesi" çağrısında bulundu. AP'nin haberine göre Filistin Haber Ajansı WAFA, dün FKÖ liderinin "Ayaklanmanm Birieşik Liderliği'ne" hitaben yayımladığı mesajı dünyaya duyurdu. Arafat, halk komitelerine, okullardaki öğrencilere ve mülteci kamplarında yaşayan Filistinlilere seslendiği mesajında İsrail'in salı günü açıkladığı "daha fazla şiddet" politikasının geri tepmesi için elden gelenin yapılmasını istedi. "Halkımızın Filistin direnisini. zaferc ulaşana dek sıirdürmekleki kararlılığım unutan İsrail, demir yumruğunu göslermiştir" diyen FKÖ lideri Arafat, "O halde biz de Siyonist işgale ve yerieşim bölgelerindeki Yahudilerin faşisl uygulamalarına karşı daha fazla karşı koyalım" diye konuştu. israil işgali allındaki topraklarda 13 aydır suren ayaklanma (intifada) guvenlik kuvvetleıiniıı, kendılerine taş atan Filistinlilere ateşle karşılık vermesi nedenıvle 400'e yakın cana mal olmuş bulunuyor. İsrail Savunma Bakanı İzak Rabin tarafından salı günü yapılan açıklamada, ayaklanmanm bastınlması anıacıyla daha sert önlemlcre başvurulacağı duyurulmuş ve bu önlemler arasında, taş atanlann evlerinin yıkılması, plastik mermi kullanımının artması, hapis ve para cezalarının ağırlaşlınlmasımn da yer alacağı açıklanmıştı. Öte yandan AP'nin haberine göre ABD'nin, FKÖ tarafından son hattalarda yapılan açıklamalan "endişeyle" izlediği bildirildi. GDA1NSK (AA) Polonya Komünist Parti Merkez Komitesi'nin Dayanışma Sendikası'nın "koşullu ve aşamalı olarak" tanınması kararı, sendika lideri Lech W'alesa tarafından "ihtiyallı bir iyimserlik"le karşılandı. VV'alesa, kararın, "parti için büyük, ancak toplumsal lalep ve beklentiler için çok küçük bir ilerleme olduğunu" söyledi. NV'alesa, karardan sonra dün Gdansk'ta yaptığı ilk basın toplantısında, kesin luıumunu belirlemck için kararın resmi metninin yayımlanmasını beklediğini belirtti. Polonya lideri General Wojciech Jaru/elski ise dün basın mensuplarıyla yaptığı olağan görüşmcsindc, "Önerimiz samimi ve ciddidir" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear