28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET//O HAVA DLRUMU eteofcıoı. Ge'iel Vudurtoöü nden atınan brtgıye göre. yurdun lujjey vç doflu tesımten parça. tx* tulutıu. Bat: Karadenc toyriarı Oia re Doija Katadenız * Doği; •? Guneyöoğu Anadolu Mgf'«r; ya绺i geçecefc Yağışar Karademz k.'vila/.nıia »açreuf ve Jarta tenş* >30mur. ötekı yenerde <^ar setdtnde olacah Marrura ,le yuroun ıç tesmlennds yeryeyogun olmak usre sıs görülecek HAUV SICAK UĞ! Yurdun do0u tesmfefflnte aalacalc Bat kesımlerirKle değişmeyecek RUZGÂR Kujey ve do0u yönlerden orta kuıwne yet >er ku*velt ve kısa suıe* tırtına şeMınde esece» Demz!enmİ2ite ru^gâr yıkltz ve karayeWen. Do$u Akdemzde gündcğusu ve lodostan 46 Ege ve Aköencde 73 kuvve&nde saatffi 1627 Ege ve Akdemzde 3310 dmız mîlı hızta esecek HABERLERIN DEVAMI TÜRKİYE'DE BUGÜN Adana Adapazan Adjyaman Alyon Ağn Ankara Anfa<ya Antaıya Arlvin Aydın Balıkpsrr Bılecık DENIZ: Mtıiedıi Ege ve Atalenızde kaba. açiklaraa çok kaba dalgal! olacak. Dalga yüteeıiıfl 12 metre Ege ve Akdenade 34 metre görus uzakiıgı 510 «r> yağış annda 35 km. dolayında bulunacak Van Gdlünde havs: çok bulutlu ve kar yagısiı geçecek. Ricgâr kuzey ve doflü yönlerden ona kuvverre esece*. goi kuçuk dalgalı olacak Göruş uaklığı 510 km yağış anmda 13 u n . delacında hulunaca* g,&s Bo»b BiKsa Canalrtale C"1™ Devzt 13° 1° DıyarteSRiı 6° 0°Ednne 4° 6° Erzıncan 0° 4° E r M u m 1° 14 Eskışetlrr 0° 6° Gazıanlep 12° 3°Gifestın 14° 3° Gumusliane K ?> 10°Hakfca;ı K 10° 2°lspart3 B 5"1° Istanöul S B 2° 4° lznw K 1° 6° Kar: 2" 2° 5° 8° 2° 9° 7° Kasamonu 3° Kayserı T° Kırklarfiı 2°K«ıya lCKMahya 2° Malatya • öD 5° 2° K Maras 0° 10°Mçrsın 4° 20°Mu9ia 1° 4° Muş 5° 5° Nığöe 8° T°Ordu 0° 8° Rıze 2" ^ S a T s u n 6°1° Sıırt 7° 1 Sinoo 10° 3°Suas 3° 18° Tek rdağ 9° 2° 2°3° :z° 4" 12° 0° 16 OCAK 1989 DÜNYA'DA BUGÜN Amslerrjam 3 Ammarî B Alma A Bagâat B Barcelona B Basel S Selgrad K Berım B Bonn 5 Bruksel B Budapeşle S Cenevre S Cezayr V Code B Dubal B Frankfı..! S Gırr.e V Helsınto B Kahıre B Kopenhag B K6ln' S Lefkosa V Me 6° 12° 0° 10° B K B S 6° 6° e° 2° 8°5° 0° 2° 2° 16° 12° 6° 2° 6° 7° 7° 4° 12° 13° 10° 6° 14° 4° 15° 8° 6= 15° 8° 8° 6° B 1° 5" Trahzon B 1° 12°Tunceli B 6° t° Usa» S 1° 9° Yan B 3° 3° Vozgat K 3° 6° Zorçbld. 30 14° /?«2" 2° 12° 2° 10= 7° 1° 2° 9° 4° 2» r y 5° 0° Lenıngrad Lond'a Uadnd Müano Montreal Moskova Munn New York Osto Pari5 Prag RıyaC Roma Solya Sam K V B B B 2° 10° 10° 4» 4° 2° 5° 4° 6° 4° 3° POLITIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Tehlikeli Değilse... Türlü aralarla tartışmayı Sayın Özal tazelemekte, hiçbir zaman da gerekli çözümü getirmemektedir. Komünist ve dinci partilerin kurulabilmesi, çalışması için kendince sakınca görmüyor, şöyle diyor: "Komünist parti ile dinci partilerin kurulması bir numaralı sorun değildir. Bu partiler yüzde 3'ten fazla oy alamaz. Benim için tehlikesi yoktur. Bu konu referanduma gider. Bizim seçim sistemimizde bunlar parlamentoya giremez. Bunları yaparsak Ortak Pazar'a alınacağız diye bir garanti yok. Böyle yazılı bir garanti getirirseniz düşünürüz." Komünist partisi ile dinci partinin kurulup kurulamaması kimin için bir numaralı sorundur, kimin için değildir? AT olsun, Ortak Pazar olsun her türlü düşünce özgürlüğünün bir ülkede bulunmasını ister En az koşuldur bu! Bir ülkede düşünce özgürlüğü yoksa, AT'ye göre orada demokrasinin en az koşulu yoktur. Komünist ve dinci partilerin kurulmasını bunun için isterler. Bunun pazarlığı yoktur. Sayın Özal ise uzun bir süreden beri bunu pazarlık konusu yapmaktadır. 'Yazılı bir garanti getirirseniz düşünürüz" diyor. Bu bir pazarlık değil midir? Oysa AT ülkeleri için demokrasinin baş koşulu düşünce özgürlüğüdür. Düşünce özgürlüğü sağlandı mı, her iki partinin kurulması sorun bile değildir. Şimdi düşünelim. İki siyaset adamı yurtdışından ülkemize komünist partimizi kurmak üzere geldi. Gelirlerken de bütün dünyaya. "Biz, şu program içinde bir parti kurmak üzere geliyoruz" dediler Gelecekler, partilerin» kurmaları için gerekli ortamı yoklayacaklardı. Çünkü kurulacak parti, programında AT'ye karşı değildi, NATO'yu dışlamıyordu. Biz gelenlere ne yaptık? Daha havaalanına iner inmez gözlerini bantlayıp işkence evine soktuk. Adamlar daha sözlerini söyleyemediler, bildirilerini yayımlayamadılar. Gelsinler, konuşsunlar, parti kurmak için girişimde bulunsunlar, ondan sonra bir kovuşturmaya geçilsin... Madem tehlike yok, neden bunları tehlikeli gösteriyorlar? Referanduma gelince, düşünce özgürlüğü için halk oylamasına gidilmez Düşünce özgürlüğü insanların temel hakları arasındadır. Temel haklar üstüne referandum yapılmaz. Temel haklar insanın doğuştan kazanılmış haklarıdır Bir askeri cuntanın yaptığı. birçok temel hakkı kısan bir anayasada bunlar oylama ile gelir sanılmıştır. Düşünce özgürlüğüne sınır konur mu? Nitekim komünist ve dinci partilere yasak koyan general de, yıllar sonra "Komünist parti kurulsun" diye demeçler vermedi mi? Beş, altı yıl içinde bu değişiklikler oldu. Aradan beş, altı yıl daha geçse neler olmayacaktır. Komünist ve dinci parti kurulsun diye savaşanlar hapislere atılıyor. Birkaç yıl sonra komünist ve dinci partiler kurulursa hapiste yatanların acılarını kimler ödeyecektir? Hiçbir AT ülkesinde düşünce özgürlüğü isteyenler hapislere atılmıyor. Madem, "Benim için tehlikesi yoktur" diyorsunuz, bunu herkes için tehlikeli olmaktan çıkannız! Çünkü yıllardır resmi görüş bunu tehlikeli saymış, sorumluları tehlikeli oluşuna ısındırmıştır. Komünist denince hemen yakaya yapışılıyor. Önce düşünce özgürlüğü de, sonra komünist ya da dinci parti... "Bunları yaparsak Ortak Pazar'a alınacağız diye bir garanti yok" deniyor Düşünce özgürlüğü. karşılığı var mı diye kuşkuya düşülen bono ya da çek midir? Düşünce özgürlüğü, her şeyi para sayan zihniyetin beklediği karşılıksız çek değildir. Bu gözle bakanların demokrasi anlayışından kuşkuya düşülür W Avu A ac«6 öujutiu KlariiS»st v ysjrru'k. Kahire • Tgnus \/a/şova Vened* Vıyana VVashngton V ZurıO S B S B B B B K S A 10° 6° 3° 12° 16° 18° 3° 6° 8° İşçi ve Piyasadaki Durgunluk. (Baştarafı l. Sayfada) Mersin formülüne tepkî (Baştarafı 1. Sayfada) yeni bir koz kazanmaya çalışıyor. O açıdan. üç günde yaplıkları manevra aley himize sonuçlanmışlır. Hiç roktan Vuııanislan'a yeni bir koz verilmiştir. Bunun niçin verildiği meselesine gelince; işte bu. yıllardır uygulanan yanlış ekonomi polilikasının. ANAP iktidannı bu çeşit oyunlara karşı savunmasız. raukavemelsi/ bırakmış olmasından kaynaklanıyor. Yoksa. Batılı üikelere karşı daha sağlanı durabilirdik. Gereksiz jere kendi meselelerimizi görüşme konusu yapmalarına engel olabilirdik. O açıdan gelişmeyi aJeyhimize yeni bir olay diye görüyorum. Gelişmeleri kaygıyla \ıleyeceğim..." SHP lideri, bir gazetecinin gelişmelerin yeni kozların verilmesini de beraberinde getirip getirmeyeceği yolundaki bir sorusuna da "İşte görüyorsunuz, temel sorunların hepsini birden ele alacak bir görüşme zamanı bulunmadıkça. her fırsalta yeni bir ödün alma yolundadırlar. Bu de\am edeceklir. Bu yeni bir şey değildir. Değerli komşumuzun yıllardır politikası bu. Bunu bilerek çalışmamız gerekir. Dinlediğini de söylemiyorum kimsenin. Ancak buna bile bile karşı çıkamamaları, ekonomi polilikasımn temel yanlışlanıtdan kaynaklanıyor. Eğer Sayın Özalın dış borçlanmaya dönük politikası de\am ederse. bu ilişkilerden olumlu bir gelisme bekleyemey iz" diye yanıt verdi. Inönü, yüzeysel yarariar sağlanacağı düşüncesiyle yapılan dış borçlanmaların ve sürdürülen politikanın. sonunda, Türkiye'nin temel çıkarlarının korunmasmı olanaksız hale getirdiğini de bildirerek şöyle devam etti: "Dışişleri, elinden geleni yapma>a çalışıyor. Burada hata Özalın, ANAP'ın, temel politikasının yanlışlığından kaynaklanıyor. l>ediğim nedenle. izlenen ekonomi polilikası, ANAP'ı, ba^ta Sayın Özal'ı bu şekilde, haskılara karşı dayanacak gücü elinden çıkartmıştır. Mesele oradan kaynaklanıyor. Ne olurdu, 'Kabul etmiyoruz. Hiç gereği yokken Mersin'in silahsızlanma görüşmelerine katılıp katılmaması bizim bileceğimiz bir şeydir. Karışamazsınız' diye keslirip atsalardı atabilirlerdi... Ama o zaman ABD'ye karşı bir güçlük, onların istediği bir anlaşmaya engel olmuş bir ülke haline gelecektik. Ve bu Sayın Özal'ın ABD ile ilişkisinde zayıflatıcı bir nokta olarak göriilecekti. Aslında böyle görülmez. Oevletlerin arasındaki ilişkilerde her devlet kendi çıkarlannı korur. Bundan normal bir şe> yoktur. Ekonomi polilikasının bugün vardığı açmazda, yeni borç almak için sürekli ABD'deki çevrelerin yardımına muhlaç olduğu için, onların h<ışuna gitmeyecek bir mukavemel göstermeye de gücü yetmiyor. Mesele o..." gunculan mı? Herhalde. Bu zümrenin kâğıl sektöründe üretimin durmasmdan çok memnun kaldığı biliniyor. Acaba Ozal iktidarı da basını "cezalandırma" ya da "hizaya sokma" gibi yakışıksız bir düşünceden yola çıkarak SEKA grevinin bu denlı uzamasına katkıda bulunmuş olabilir mi? Buna ihtimal vermek istemiyoruz. Ancak, SEKA grevinde kamu işvereninin başlangıç noktasıyla bugün geldiği yere baktığımız zaman, olayı belirleyen mantığın hiç de rasyonel olmadığı ortaya çıkıyor. Altına imza attığı sözleşme koşullannı, bundan aylar önce 3e kabul edebilirdi; bunun işaretini de zaten vermişti. O zaman, dört aylık inadın ardında yatan nedir? Başbakan Ozai'ın artık o çok iyi bilinen "inat adamlığı" mı? Geçelim. Ancak, ekonominin bugünkü koşullarında inatlaşarak olumlu bir yere vanlabileceğini sanmıyoruz. 10 bin SEKA işçisiyle aileleri çok güç gtinler yaşamışlardır. Bugün geldıklerı noktada toplusözleşmelerinden hoşnut kalmadıklan da bir gerçek. Ama şunun da altı çizilebilir: işlerini m j hafaza ediyor olmaları belki de gözardı edilemeyecek bir husustur. Çünkü işçi çıkarma ları gündemdedir ve bu açıdan işçileri daha da güç günler beklemektedir. Piyasadaki durgunluğun dalga dalga yayıldığını gösteren belirtiler gittikçe çoğalmaktadır. Satışlardaki düşme kış ortasında tenzilatlı satışların birdenbire patlak vermesine yol açmıştır. Ekonomi Servisimizin saptamalarına göre son iki ayda tekstil, metal ve deri işkollarında 10 bin işçi işten çıkanlmıştır. İşçi çıkarmaları özellikle tekstil sanayiinde dikkat çekicidir. işverenlerle birlikte sendikalar da gelişmelerden kaygılıdır. Acaba piyasada yaşanan durgunluk enflasyonla mücadelenin bir sonucu mu? Sık/Imaya başlanan para muslukları, yükseltilen faizler giderek etkisini mi gösteriyor? Fazla abartmadan, bu sorulara evet karşılığı venlebHir. Ancak durgunlukla birlikte enflasyonu da yaşamaya devam edeceğiz: zira yüzde 75'lik enflasyon, dört beş puan inse bile yine yerli yerinde duruyor oiacaktır. Bir yaridan enflasyon... Öte yandan durgunluk... Yüksek finansman maliyetlerinden ötürü stoktan kaçan işletmeler ve düşürülen üretim... Bunun anlamı, işçi çıkarmalarının yogunlaşarak sürmesi ihtimalidir. 1980'lerin başında bu poiitikalar "işçi çıkarma"yasağıyla birlikte uygulanmıştı; bugün doğal olarak böyle bir engel de yok... İşçiyi güç günler bekliyor. DYP'nin tepklsj DYP Grup Sözeüsü Hatay Milletvekili Murat Sökmenoğlu, Türkiye'nin kabul ettiği ara formulü "ödün vermek" olarak niteledi. Sökmenoğlu şunları söyledi: "DYP'nin 37. sıraya düşen *Dışişleri politikasıyla' ilgili Meclis araştırması önergesinin güncelliği ve haklılığı ortaya çıkmıştır. Cumhuriyet hükümeti ödün üzerine ödün vermektedir. Sayın Başbakan'ın (Dışişleri patronu benim) demesi ve daha sonra bu haberin gazeteciler tarafından uydurulduğunu söylemesine rağmen, son u>gulama dış politikada Türkiye'nin ilk defa çelişkiler manzumesi içinde olduğunu göstermekledir. Super güçlerin Sayın Başbakan'dan almış olduğu ödünden sonra Sayın Vilma/'ın Beıı bizzat Dışişleri bakanlarıyla görüştüm' demesi, Türkiye'den verilen ödün derecesini değiştirmez. Maalesef ikinci Özal hükümeti, Yunanistan'a gereği anlaşılmaz şekilde ödün vermeye devam etmektedir. Sayın Başbakan'ın ABD'deki Ermenilere ödün verdiği yolundaki iddia ise cuma günü Cumhuriyet Gazetesinde yayımlanan ABD'deki Ermeni sözcüsünün ifadesiyle doğmlanmıştır. Ermeniler. Başbakan'ın ödün verdiğini, oysa VVashington Büyükelçimizin ödünsüz tutumunu yerme cesareti göstererek devletin dış politika anlayışıyla hükümetin dış politika anlayışmın çelişkilerini ortaya koymuştur." Hazır giyimde indirim fııryası (Boştarafı 1. Sayfada) diriminin tüm hızıyla devam etmesi, mağazaların yılbaşı satışlarından da beklediklerini bulamamalanndan kaynaklanıyor. Osmanbey, Beşikiaş, Kadıköy ve Aksaray'da yaptığımız araştırmalarda mağazaiarın çoğunlukla boş olduğunu gözledik. Alışverişin en yoğun olduğu akşam saatlerinde bile satış yapamadıklarından boş durmamak îçin sa>ım yapan mağazalar, birbirlerine komşuluğa giden dükkân sahipleri gördüklerimizden sadece birkaçıvdı. Vitrinleri süsleyen "yüzde 80 indirim'", " 3 gömlek 27 bin S00 lira" gibi tabdalara karşın hâlâ satış yapamayan dükkânlann yetkilileri, bu yıl "ayakta kalabiime mücadelesi" vereceklerini söyliiyorlar. Yılbaşı öncesi ve yılbaşında beklenen satışlann yapılmaması mağazalan indirime zorlarken, mağaza sahipleri indirimli fiyatlar üzerinden de indirim yaptıklannı belirtiyorlar. "İndirimli olsun olmasın, fiyaüara pazarlık payını yansıtlıklarını" belirten mağaza yetkilileri, "Vaıandaş. artık pazarlığa alıştı. Biz maliyeline de satsak, inanma>ıp indirim istiyor. Biz de bu nedenle etiket fiyatlarını en az yüzde 10'luk bir pazarlık payını hesap ederek belirliyoruz" dediler. Önce "san etikel'Merle başlayan indirimler, daha sonra vitrinlere "ucuzluk" sloganlarmın yazılmasjyia sürüyor. Satışlarda canlanma sağlanmadığı taktirde indirim oranlarının yükseleceğini söyleyen yetkililer. "Bunlardaha birinci indirimler. Salışlara göre ikincileri, üçüncüleri de gelir" dıyorlar. İndirimli satışlarda 1988'in son günlerinde indirimlere başlayan ÎGS'den sonra son iki gün içinde neredeyse "topJu harekete" geçen mağaza zincirlerinde ise en çok yüzde 50'lik indirimlerden söz ediliyor. Önceki günden itibaren yoğun indirim kampanyalanna girişen mağaza zincirlerinden bazıları, hangi malın fiyatının nereden nereye indirildiğini belirtirken, diğerleri yalnızca "indirimli satışlarını başlattıklanm" çeşitli sloganlarla ilan ettiier. Fiyat verenlerden Yeni Karamürsel Mağazalan 119 bin 900 liralık bayan kabanlarının 69 bin 450 liraya, 95 bin liralık erkek montlarının ise 59 bin liraya dıisürüldüğünü duyurdu. Çarşı Mağazası ise 247 bin liralık paltoların 195 bin liraya, 98 bin liralık pantolonların 59 bin liraya, 140 bin liralık ceketlerin 89 bin liraya kadar indirildiğini duyurdu. tndirimli satışlara başlayan Benetton, "biiyiik indirirnin başladığım" duyuran ilanlar verirken, KİP de "KİP moda merkezlerinde mevsim sonu indirimi başladı" sloganını kullandı. Diverese Ayakkabı Mağazası, indirimli satışları önceki gün başlattıklanm, Derin Mağazalan da indirimleri yüzde 50'ye kadar yaptıklarını belirten ilanlar verdiler. Mudo Mağazalan da indirimli satışları bugünden itibaren tüm mağazalarında başlattıklanm belirten ilanlar verirken, Pabetland ve Karaca şirketleri de indirimli satışları başlattıklarını duyurdular. CÜNEYT ARCAYÜBEK yazıyor Türk dış politikasındaki ana ilkeleri. alınan kararları, yabancı devletlere anlatan, söyleyen, kabul ettirmeye çalışan insan Dışişleri Bakanı koltuğunda oturuyor Bakanın uluslararası platformlarda öteki devletlere söyledikleri, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin ve Türk devletinin kesin karandır. Bu kararda Başbakan da vardır, tüm hükümet üyeleri de. Mesut Yılmaz'ı açmaza düşüren konu, Mersin konvansiyonel silah alanına giriyor mu girmiyor mu. girecek mi girmeyecek mi? Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz. baştan sona Batılılara, "Girmez " diyor. ABD'ye ve tüm Batılılara daha önce bu karara vazryet almayan, sonra karşı çıkan Yunanistan'ı gösteriyor, gidin çözümü Atina'da arayın, kararımızı değiştirmeyeceğiz diyor. ABD ne yapıyor? Bakıyor Mesut Yılmaz'dan hayır yok. Shultz, Mesut Yılmaz'ı bir güzel solluyor. Daha önceki tarihlerde örneklerini gördüğümüz kimi kararlarda olduğu gibi Özal'ı anyor. Yani Dışişlerinin "gerçek patronunu." Başbakana Shultz telefon ediyor, Özal da verin güvenceyi, Mersin'i bu alandan çıkarıp çıkarmayacağımızı daha sonra görüşelim diyor, kimi güvenceler alarak Dışişleri Bakam'nı sıfır altı dokuz derecede açıkta bırakıyor. Olay uluslararası siyaset bakımından kimi irdelemelere ve tartışmalara açık. Ancak demokratik gelenek ve görenekler açısından bakılınca, iç siyasette çok rahatsız edici bir görüntü sergiliyor. Bir dışişleri bakanı kenara itilmiş, başbakan patronluğunu yapmış ve sonra hükümette ikinci sırada önem taşıyan dışişleri bakanı yerinde, Başbakamn istifa etmesi söz konusu değil. (Baştarafı I. Sayfada) 55 mîlyon dolarlık hayali,yargıönünde (Baftarafı 1. Sayfada) dosyadan ayn tutuldu. DGM Savcı Yardımcısı Lütfi Şenafın hazırladığı 1988/51 hazırlık, 1988/59 esas nolu iddianamede hayali ihracat olayı tanımIandıktan ve bu işin nasıl gerçekleştirildiği anlatıldıktan sonra hayali ihracata adı karışan firma ve kişilerin durumu lek tek konu ediliyor. Buna göre hayalici 15 şirket de paravan ya da çok küçük kuruluşlar. 1918 sayılı Toplu Kaçakçılık Yasası'nın 45. ve 27/1. maddeleri uyarınca hakiarında 515 yıl hapis cezası istenen tutuklu sanıkların adları şöyle: trtan Sert, Necdet Ulucan, Oya Demir, Mustafa Necati Er can, Sabri Karaoğlu, Haydar Onay, Mchmet Muttalip Öker. ÖzkuJ Arkadaş, Mithat Çetegin, Ahmet Haşlaman, Osman Hekimoglu, Ersan Onar, Mustafa Esay, Remzi Polat, Mehmel Öner, Tevfik Özer K.rim, Yakup Bavrakçı, Bedri Deniz Çiçek, Ruhi Akalın, Yıldınm Giiney, Mahir Yıldınm. Davada Fatih Aşkın, Bedrettin Düz, Saltuk Tatu, Hakkı Coskun da tutuksuz yargılanacak. Davada yargılanacak 26 sanığın yanı sıra olayla ilişkisi olan, ancak bugüne kadar yakalanamayan 42 kişi daha bulunuyor. Bunlann başında halen "kokain bulundurmak" suçundan Atina' Oybîrliği ile onay (Baştaraft 1. Sayfada) resmen onaya sunulacak. Helsinkı, Madrid ve Stockholm konferanslanndan sonra "Dördiincü AGİK Süreci" olarak adlandırılan ve yarın Viyana'da başlayacak olan yeni dönemin en belirgin özelliği, DoğuBatı ilişkilerine kısmi bir "si>asi yaptınra" ilkesinin getirilmiş olmasından kaynaklanıyor. Diğer bir deyişle, otuz beş Doğu, Batı ve tarafsız ülke başkentinin, yann imzalanacak "AGİK Nihai Belgesinden" sonra, özellikle insan hakları konusunda birbirlerine geniş bir "göz atma marjı" doğuyor. Bu durumun Türkiye açısından en çok Bulgaristan'ın özümleme siyasetini engelleyebilmek için önem taşıdığını kaydeden gözlemciler, ,Ankara'nın, yeni AGİK sürecinde Sofya'yı sürekli olarak denetleyebileceğini kaydediyorlar. Nitekim Türkiye, daha dünden itibaren, Bulgaristan sorununu gündemden düşürmeyeceğinin de işaretini vermiş bulunuyor. Dün sabah Viyana'da gerçekleşen AGİK daimi temsilciler oturumunda, Ankara Sözcüsü Ali Hikmet Alp, Sofya'nın tüm azınlığa karşı uyguladığı özümleme siyasetinin devam ettiğini belirterek, bunun değişmemesi durumunda, 1989 ekiminde Bulgaristan başkentinde yapılması öngörülen "çevre koruma loplanlısına" Türkiye'nin katılmayabileceğini çağrıştırdı. Bulgar delegesi Petrov'un. "Ülkemizde Turk a/ınlık yoktur ve Ankara bize karşı şanlajda bulunmasın" tepkisine yol açan bu "çıkışın", Türkiye'nin orta vadeli jiyasetinden kaynaklandığını ifa de eden gözlemciler, aslında Ankara'nın yer almaması durumunda Sofya "çevre koruma loplantısının" gerçekleşemeyeceğini ve bunun da Bulgaristan'ı çok zor durumda bırakacağını belirtiyorlar. Diğer taraftan 'AGİK Nihai Belgesinde' yer alan ve Türkiye açısından önem taşıyan diğer bir noktayı da, yabancı işçilere ilişkin bölüm oluşturuyor. TürkYugoslav "dirsek temasıyla" nihai belgeye giren bu paragrafta, yabancı işçiler sorununan insani bir veche taşıdığı vurgulanıyor ve aile bütünlüğü, anadilde eğitim gibi konuların yabancı işçi barındıran ülkeler için bir yükümlülük olduğu vurgulanıyor. Kendi topraklanndaki Macar azınlık sorunundan dolayı, otuz beş ülke içinde bir tek Romanya'nın "ciddi çekinceleriyle" kabul edilen AGİK nihai belgesinin yarın imzalanmasından sonra, Paris, Kopenhag ve Moskova'da insan hakları konusunda üç ayrı konferansın toplanması öngörülüyor. Bu bağlamda, Viyana'daki siyasi gözlemcilerin, üzerinde dikkatle durduğu diğer bir noktayı ise Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'un, Birleşmiş Milletler'de yaptığı konuşmada, insan haklanna ilişkin olarak hukuki bir yaptırım mekanizmasmdan söz etmiş olması oluşturuyor. Gözlemcilere göre bu açıklama, bem Moskova'nın insan hakları konusunda ciddi bir yaklaşım içinde olduğunun işaretini veriyor hem de "dördiincü AGİK sürecinin" öncekilerden çok daha fazla önem taşıyacağının göstergesini oluşturuyor. da Koridellos Cezaevi'nde tutuklu bulunan Turan Çevik ile İsviçre'de olduğu bilinen Yaşar Aktiirk de bulunuyor. DGM Savcı Yardımcısı Lütfi Şenat yargılama sırasında en önemli sorunu, "resmi belgelerde adları geçmeyen sanıkiar"ın oluşturacağını söyledi. Şenat 109 sayfalık iddianamesinin bu konuya ilişkin bölümünde şu değerlendirmeyi yaptı: "Kanuna uygun olmayan işlemler yasadışı yollarla elde edilen dövizin temini, olayda kanun dışı himaye gnıbu diyebileceğimiz gruba mensup kişilerin de haksız kazanç amacıyla hayali ihracat olayında yer almasına neden olmuştur. İşte olayın bu vönu soruşturma aşamasında ve yargılama sırasında sorun teşkil edccek konulardan biridir. Resmi kayıtlarda görünen kişiieri tespit elmek çok kolay işlir. Ne yazık ki olayda kullanılan paravan kişilerden bir böliimü konunun açığa çıkmasında yardımcı olurken bir diğer grup yaşantılannın temini için borçlu olduklan perde arkasındaki şahısların eylemini saklama gayreti içindedir." Denizli muhabirimiz Ömer Yurtseven'in bildirdiğine göre Denizli'de Atatürk parkı ve Sümerbank mağazasıyia yeni düzenlenen Vatan, Almelo, Tokat ve Bursa caddelerinin açılışını yapan Ulaştırma Bakanı Pakdemirli hayali ihracat yasa tasarısı için şunları söyledi: "Bu konu çok hassas bir konu. Bu aşamada bir yorum yapamam. Özal'ı yerinden kimse kıpıtdatamaz. Öyleyse? Böyle bir müessesenin olduğunu kim düşünmeli ve gereğini yerine getirmeli? Bilindiği gibi Özal'ın birgazeteye verdiği demeci gazete, Dışişlerinin patronu Özal diye yorumlayınca küçük bir kıyamet kopmuştu. Sonradan Özal bu yayını kınamış, başlayacağı sezilen patırtı tatlıya bağlanmıştı Son olay o patırtıyı solda sıfır bırakıyor. Bu kez açık seçik. somut biçimde Dışişleri Bakanı hem dışlanıyor hem de dış politikanın ana ilkelerinde bakanın söylediğinin tersini bir Başbakan gerçekleştiriyor. Demokrasilerde, hele laf söylemeye gelince ingiltere ve ABD gibi ülkeleri örnek göstetenler şimdi ne düşünüyorlar acaba? Öra\aröa bir dışişleri bakanı. bir başbakan ile veya başkanla bu denli somut biçimde ters düşerse daha o saat istifa eder. Bizde ise Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz ın böyle bir saygın davranış göstereceğinin ipucu öğle saatlerinde ve sonra henüz görülmemişti Herhalde Mesut Yılmaz görevindeydi, gelerı giden evrakı okuyordu. istifa beklentileri de esasen boştu. Çınkü Mesut Yılmaz dün uçak tarifelerine uygun bir rotayla önce istanbul'a, bugün de Viyana'ya uçuyordu. SHP lideri Erdal inönü, Mersin konusunu hükümetin ödün ver diği biçimindeyorumluyor. Ödün vermerim ötesinde bir gerçek durum ortada oysa. Mesut Yılmaz, Dışişlerinin gerçek patronunun Özal olduğunu son olayla görerek istifa edecek mi etmeyecek mi? ibret verici bir olay. Ders alıp gereğini yerine getirecek bir Dışişleri Bakanımız var mı, olacak mı göreceğiz. Inönü'den başvurdular ve yürütnıeyi durdurma karan almışlardı. Bebek halkı, buradaki bozulmaya karşı iradesini göstermelidir" şeklinde konuştu. İnönü. protesto gösterisine katılanların, "Başbakan İnonü" tezahüratlan karşısında el sallayarak, '•V'aşasın Bebek'in denizi" diye karşıhk \erdi. SHP İstanbul Anakent Belediye Başkanj adayj Prof. Dr. Nurettin Sözen ile birlikte protesto çelengini denize bırakan İnönü. "Bu protestonun gerçekçi olması için ben çelenkle birlikte denize atlayabilirim de" diye espri yaptı. Açık Deniz Turizm A.Ş. tarafından yapımı sürdürülen kazıklı marinanın durdurulması amacıyla düzenlenen protesto gösterisinde konuşan SHP îstanbul İl Başkanı Mustafa Özyürek de kazıklı marina yapımının Boğaziçi Yasası'na da aykırı olduğunu scyledi. Özyürek, Boğaziçi Yasası'na aykırı uygulamayı, doğa katlini SHP olarak protesto etmeve. karardan vazgeçilinceye kadar devam edeceklerini de kavdetti. SHP'den Belediye Başkan adayı Prof. Dr. Nurettin Sözen de yaptığı konuşmada. "Bebek Koyu'nun Tahribine ve Talanına Hayır" kampanyasmın aralıksız sürdüruleceğini yineleyerek "İstanbullular bu hareketimize sahip çıkacaktır inancındayız" dedi. Konuşmalardan sonra SHP Genel Başkanı Erdal İnönü ile birlikte SHP'den İstanbul Anakent Belediye Başkan adayı Prof. Dr. Nurettin Sözen çelengi tutarak alkışlar arasında denize bıraktılar. (Baştarafı l. Sayfada) ÇALIŞANLARIN SORULARl/SORUNLARI YTL3L4Z ŞİPAL "7 ay çabştım" SORU: Askerlikten sonra, 19761977 yılları arasında SSK'ya bağh olarak 7 ay çalıştım. Şu an, hiçbir sosyal güvenlik kuruluşu ile ilgili değilim. İslege bağlı sigortalı olabilmem için, şari olan gün sayısını tamamlaraada katkıda bulunması amacıyla, 6 ay yedek subay okulu devresini borçlanabilir miyim? Borçlanabilirsem. 1. Ödenecek tutar ve ödeme şekli nedir? 2. Sigortalılık başlangıç tarihinde bir değişiklik olur mu? 3. İslege bağlı sigortada, ödenecek aylık prim tutan nedir? 4. Başvuru nereye yapılacak? S.G. Gazete kâğıdına (Baştarafı I. Sayfada) liradan 1 milyon 390 bin liraya yükseltildi. Kâğıt zamları bugünden itibaren uygulanmaya başlanacak. Gazete kâğıdı fiyatları 1986 yıİ! aralık aymdan itibaren tırmanışa geçmişti. Bu tarihte 266 bin lira olan gazete kâğıdının toııu, ekim 1987'de 410 bin 500'e, aralık 1987'de 600 bine, ocak 1988'de 636 bine ve 17 Nisan 1988'de 859 bin liraya yükseltilmışti. Böylece gazete kâğıdına aralık 1986'dan bu yana yapılan zam oranı yüzde 422.5'i, ocak 1988'den bugüne kadar da vüzde 118.5'i buluyor. İşbaşı bugün Türkiye'deki toplam kâğıt üretiminin yüzde 60'ını sağlayan SEKA'nın 8 fabrikasında bugün işbaşı yapılırken bir hafta ile 15 gün arasında değişen bir sürede taın kapasite ile üretime geçilebileceği bildiriîdi, SEKA'nın Afyon Çay. Kastanıonu Taşköprü, Şilifke Taşucu, İzmit. Zonguldak Çaycuma, Muğla Dalaman, Balıkesir. Giresun Aksu müesseseleri ile, Genel Müdürlüğü ve Ankara, İstanbul Izmir Alım Satım Müdürlüklerinde çalışan 10 bin 200 Geri adım sini önlemek için teminat karşılığı uzlaşma sağlandığını kavdetti. Mesut Yılmaz, "Bizim açımudan esas itibarıyla atılmış bir geri adım söz kunusu değildir" dedi. Dışişleri Bakanı Yılmaz, uzlaşma formülünün, ABD Dışişleri Bakanı George Shult/'un Başbakan Turgut Özal'ı araması üzerine kabul edildiği yolundaki haberler için de "Gerek Shull/, gerek Genscher (Almanya Dışişleri Bakanı), once oenı aradıiar. lurkiye'nin. teminal meklubuna gerek kalntaksızın bu formülü kabul etmesini istiyorlardı. Kendilerine görüşlerimizi iletlik, daha sonra Başhakanı da uradılar, ancak aynı cevabı aldılar " dedi. Mesut Yılmaz, bir soru üzerine, "l'zlaşı formülü önerisi bizdtn geldi" dedi. (Başlarufı 1. Sayfada) işçi vardiya saatlerine göre bugün işbaşı yapacaklar. SEKA'da üretim 3 vardiyada yapılıyor. SEKA'nın İzmit Müessesesi'nde çalışan işçilerin toplusözleşmeye tepkileri sürüyor. İşçiler Selülozİş Sendikası yöneticilerinin "Üyelere sormadan ve onaylannı almadan toplusözleşme imzalamayacaklan" konusunda kesin güvence verdiklerini, ancak "uyelerin iradesi hiçe sayılarak" toplusözleşmenin imzalandığını söylediler. Sendika şube binasında topluca bckleyen işçiler grevin amacına ulaşmadığını savundular. Sendika Genel Başkanı İsmail Önay'ı sert bir dille eleştiren işçiler, "Toplusözleşmeyi anlatmak için bakalım karşımıza çıkabilecek mi? Bu koşullarla toplusözleşme imzalamak işçiye ihanellir. Sorumlularından bu ihanetin hesabını soracağız" dediler. YANIT: 1. "Sigortalılık süresi en az 5 yıl olan ve en az 750 gün malullük, yaşlılık veölüm sigortaları primi ödemiş bulunanların" yararlanabildiği isteğe bağlı sigorta hükümleri, 3395 sayılı yasa ile değiştirilmiş ve yerini SSK'ya "tescil edilmiş olmak" almıştır. Kısaca isteğe bağlı sigortalı olabilmek için, başvuru tarihinden önce, sigortaya giriş yapmış olmak yeterlidir. İsteğe bağlı sigortadan yararlanabilmeniz için, askerlik sürenizj borçlanmanjza gerek yoktur. Ödediğiniz 7 aylık prim bu haktan yararlanmanız için yeterlidir. Askerliğe ilişkin süreyi borçlanmak isteyenler, başvuru günündeki sigorta primine esas alınan asgari ücret üzerinden, eğer İş Yasası'na göre saptanan asgari ücret sigorta primine asas alınan ücretten fazla ise o zaman günün İş Yasası'na göre saptanan asgari ücretinden borçlanabilirler ve borçlannı da 2 yıl içinde taksitle ya da bir defada öderler. 1. Ocak 1989'dan geçerli aylık süre için ödenmesi gereken askerlik borçlanması primi 25.200 TL.dir. (126.000 TL. (İş Yasası asgari ücret + ^o 20 malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranı) = 25.200 TL. (1 ay karşılığı) 2. Askerlikten sonra sigortalı bir işte çalışmanız nedeniyle borçlanacağınız askerlik süresi, sigortalılık başlangıç tarihini etkilemez. 3. İsteğe bağlı sigortalı olmak isteyenler, 700 ile 1400 gösterge sayısından oluşan gösterge tablosu ile 1700 ile 6400 gösterge sayısından oluşan üst gösterge tablosundaki derece ve kademelerden dilediklerini seçebilirler. Derece ve kademe seçme hakkı, sigortalıya bırakılmıştır. 4. Başvurular, oturulan ildeki Sosyal Sigortalar Kurumu il müdürlüklerine yapılır. Büytik gözaltı (Baştarafı I. Sayfada) rildi. Güneydoğu'da son haftalardaki yoğun gözaltılar üzerine harekete geçen Uluslararası AfÖreütü hazırladığı "acil başvuru metni"ni İçişleri Bakanı Mustafa Kalemli ile Siirt Valisi Atilla Koç'a gönderdi. Örgütün mektubunda gözaltındakiler arasında Petrolİş Batman Şube Başkanı Ahmet Timurtaş ve SHP Batman İlçe Başkanı Salih Aktan ile Mehmel kara, Şükrıi Ekinci, Mehmel Şirin Ay lekin. Be>ir Kurt \e Şükrü Gök gibi SHP yönetici ve üyelerinin bulunduğunun örgüt taraundan bilindiği belirtilerek gözaltı süreleriııin uzunluğuna dikkat çekildi. deşi Nevaf Bilek'in de bulundu ğu 7 sanık polisteki ifadeleri sa\cı tarafından incelendikten sonra mahkemeye sevk edildi. Mahkeme, sanıklardan Abdülbari Kapalıgöz'ü tutuklarken imam Ahmet V'aş, Eruh'un Ekinyolu muhtarı Resul Nas ile SHP üyeleri Nevaf Bilek, Ali Ok(a>. Sıtkı Batur \e Mehmel Ali Akın'ı salıverdi. Böylece son bir hat'ta içinde salıverilenlerin sayısı 20'yi buldu. 180 kişi kaldı Son üç hafta içinde yapılan ve çoğunluğu SHP üyesi ve yöneticisi olmak üzere 200 dolayında kişinin gözaltına alındığı Batman başta olmak üzere Siirt merkez ve öbür ilçelerinde savcılığa sevk edilen 20 kişiden sadece biri tutuklaııdı. Bilindiği gibi, hatfa başında Siirt ve Batman'da mahkemeye çıkarılan 14 SHP üyesinin tümü serbest bırakılmıştı. Bu durumda Siirt ve Batman'da halen 180 kişinin gözaldnda olduğu sanılıvor. SEKA işçilerine Mektupta ayrıca hava sıcakiıbugün 200 biner lira dağıtılacağı ğının Batman'da eksi oıı derece belirtildi. olduğuna ve Türkiye'nin her türSelülozİş Sendikası, SEKA lü kötü nıuamele ve işkeııceye grevinin ardından Adana'da kuru karşı sözleşmeyi imzaladığına diklu Kâğıt Torba Fabrikası'dan 200 kat çekilerek şöyle denildi: gündür grevdc bulunan 120 üyesi "İşkence iddiaları 1983'le >öiçin sürdurdüğü toplusözleşme gö netimin sivil hukümete geçmesinrüşmelerinde de anlaşma sağladı. den beri devam edegelmekledir. 'İşkence görüyoruz' (îöıaltındaki kişilerin sağlıklarıBu arada, gözaltına alınanlarnın iyi olduğu ve iskenıc görme dan Kozluk Gameda Bayii ve KAGIT FIYATLARINDA SON DURUM dikleri ailelerinc \e avukatlarına Hürriyel Haber Ajansı muhabiri Cinsi Eski Fiyat Veni Fiyat Zam Oranı % garanli ediimelidir." Sabri Daş, dışarıya ulaştırdığı mektubunda işkence ıc kötü nıu1. hamur 1.590.000 2.800.000 76.1 6 kişi salıverildi amele altında surgulaııdıklarını 2. hamur 859 000 2.050.000 138.6 Go/.altına alınanlardan 7'si da onc sürdü. Das, nıektubunda. Gazete kâğıdı 859 000 61 8 1.390.000 Kromo karton ha önceki akşam Siirt Cumhuri "Bıırası çok soğuk. Go/allmda 2ü 677 000 1 850.000 173.2 Kuşe kromo karton 871 000 1123 1850.000 yet Savcıhğı'nagetirildi. Araların günümüzü doldurduk. Buradaki Kraft tcrba kâğıöı 864 000 1 630 000 886 <ia Siirt Belcdiye Başkan aday durumlan yazın ki sucsuz >ere >aGrı karton 520 000 63.4 850.000 adayı doktor Ekrem Bilek'in kaı şadığımız kâbus bir an önce bit sin" dedi. Yetkililer gözaltına alma eerekçesi hakkında açıklama yapmazken gözaltındakilerin "PKK'ya yardım ve yalaklık" gerekçesiyle sorgulandıkları bildiriîdi. Ancak, gözaltına alınan SHP üyelerine sorgulamaları sırasında "SHP'ye niçin üye olduklan, kim tarafından üye kaydedildikleri ve ne lür çalışmalarda bulunduklan" gibi sorular sorulduğu da öğrenildi. Yoğun gözaltılar üzerine ABD'nin Adana Konsolosluğu yetkililerinin de incelemelere başladığı öğrenildi. Konsolosluk yetkililerinin gözaltındaki SHP İlçe Başkanı Salih Akıan ile Petrolİş Sendikası Şube Başkanı Ahmet Timurtaş'ın Batman'daki yakınlarını arayarak gözaltı olayları hakkında bilgi istedikleri, daha sonra valilik ve emniyet müdürlüğune telet'on ettikleri bildiriîdi. Diyarbakır'ın Silvan ilçesindeki yoğun gözaltılar üzerine SHP Milletvekili Fuat Atalay dün Diyarbakır'a gelerek incelemelere başladı. Atalay bugün, İçişleri Bakaııı Mustafa Kalemli'nin yaıııılaması istemiyle de TBMM Başkaniığı'na bir soru önergesi vereceğini »öyledi. SHP Mardin Milletvekili Adnan Ekmen başkanlığındaki İstanbul Milletvekili Ali Haydar Doğan ile Mardin Milletvokili Ahmeı Türk'ten oluşacak SHP heyetinin de yarın Batman'a giderek incelemelere başlayacaâı öğrenildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear