Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
15 EYLÜL 1988 KÜLTÜRYAŞAM HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ CUMHURtYET/5 Duşundıırucıı oyküler Sontag / Çeviren: Gökçin Taşkın / Can Yayınları / 260 sayfa. FÜSUN AKATLI Susan Sontag'ın kuramsal yazılarında yansıyan kimliği, edebiyatçılığına görc daha bir ön planda yer alır. Ya da o yanıyla daha çok tanıntr. Oysa kendisi, kurmaca ürünlerine de biı o kadar öneın veriyor. Dilimize çevrilen iki yapıtının biri bir inceleme (Bir Metafor Olarak Haslalık/Çcv. Ismail Murat BFS Yayınları, 1988) öbürü ise bir öyküler kitabı olduğu1 na göre, belki Türkiye'de Sontag ın yazar kişiliğinin iki cephesi eş ağırlık taşıyacaktır. Gökçin 'Iaşkın çevirisiyle Türkçe'de yayımlanan öykü kitabının adı Ben, Vesaire. Doğrusu, oldukça ilginç bir öykücüyle karşı karşıyayız. Ben, yazarın, anlatı tUrUndeki yapıtlarından hiçbirini daha önce okumadım. Anıa Ben, Vesaire; düşünür Sontag'la sanatçı Sontag arasında kjmi bağlantılar kurabilmem için yeterli oldu sanıyorum. Kemikleşmeye, değişmezliğe hep meydan okuyan ve bu meydan okuyuşu bizzat kendi düşünsel ve sanatsal etkinliğine de yüzde yüz bir dürüstlükle uygulayan biri Sontag. Bu izlenimimi tabii ki olumlu değerlendiriyorum. Ne var ki, öykulerini okuduğumda, aynı özelliğin kimi zaman onun kusurlarına da kaynaklık ettiği kanısına vardığımı söylcmeliyim. Denemeyanılmaların ve arayışlarını öykülerde yansıyış biçimi, çizgisi oturmuş ve yazın alanında adımlarını güvenli atan bir yazardan çok, kurmacayı "hobi" edin Y4Y1N DÜNYASENDA SANAT/EDEBİYAT Sontag'ın yazar kişiliğinin ikinci cephesi: "Ben, Vesaire" Ben, Vesaire / Susan Sıısaıı SonUin vesaire BEN" Kem ikleşmeye, değişmezliğe hep meydan okuyan ve bu meydan okuyuşu bizzat kendi düşünsel ve sanatsal etkinliğine de yüzde yüz bir dürüstlükle uygulayan biri Sontag. larından iyice sıkılanlar için geçici bir ferahlık bile sağlayabilen düşündürücü bir fantezi. ö t e yandan, Sontag'ın ancak bir "pazar günleri yazarı"nın aklına esiverince kullanmakta duraksamayacağı türdcn "buluş'Mar, yakıştırmalar ve pastişlerlc kurulu öyküleri, adlarını andığım diğer Uçünün başarı çizgisinden oldukça uzak. örneğin Ur. Jekyll adlı öykü, öz olarak, ilginç bir çalışmayı yakalamışken ve çok iyi bir öykü olabilecekken, yazar tarafından Dr. JekyllMr. Hyde me, taforuna kurban edilmiş gibi geldi bana. Amerikan Ruhları'ndaki "ruh"lar öyküye hiçbir şey katmadıktan başka, "Bayan Yassıyüz, "Bay Müstehcen" tiplemelerindeki sembolizm, Sontag'ın düzeyinde bir yazar için, yavanlığın ötesinde, şaşırtıcı bir banallik içeriyor. "Çin'e Bir Gezi Tasansı ile Kılavuzsuz Yolculuk'u, açık söyleyeyim, hiç anlayamadım. Bu eleştirilerime karşın, Ben, Vesaire'yi zaman zaman çok eğlenerek, zevkle okuduğumu söylemeliyim. Anlayamadığım ilk ve son öykü hariç, diğerleri kadar başarılı bulamadıklarımda bile, çok zekice toplum taslamaları, düşündürücü çözümleme ve eleştiriler yakaladım. Kitabın sonuna eklenmiş olan Susan Sontag'la Söyleşl de, yüzyılımızın ikinci yarısının bu önemli duşünuryazannı tanımak için yararlı ipuçları veriyor. Türkçe'de yeni yayımlanan yazarların biraz olsun tanıtılması için, bu kitapta olduğu gibi "Sunuş"ların, "Söyleşi"lerin, hatta daha kapsamlı incelemelerin yapıtla birliktc sunulması, yaygınlaşmasını umduğum, çok yararlı bir uygulama. KtM KİME DLM DUMA ımıtç AK $oaj(jorffioyum? y miş bir "pazar günleri yazarı"nı çıkarıyor adeta karştmıza. Gökçin Taşkın'ın Sunuş yazısında Gore Vidal'dcn alıntıladığı şu satırlar, benim Ben, Vesaire hakkında düşündüklerimle neredeyse bire bir çakışıyor: "Yahudi kökenli bir Amcrikalı olan Susan Sontag, öleki Amerikan yazarlarından baştan sonra farklı olmak ister. Kendisini Joyce, Proust ve Kafkanın varisl görmek egilimindedir... Yazar olarak benimsemek Istedl£i imajla, yapıtları arasında garip çelişkiler sözkonusudur./.../ Düşüncesindeki hız, kendlne özgü mizahı ve saçmalıyor gibi algılanmaktan hiç çekinmcmcsi, Miss Sontag'ın nitelikleri arasında sayılabilir. Ne yazık ki zeki ve kültiirlii oiduğu ölçüde yetenekli değildir. Ama Susan Sontag'ın Avrupa ve Amerika yazını arasında bir köprii oluşturdııgunu kabul etmek gerekir." (s.6) Kitapta seıcız öykü yer alıyor. Dünyayı (ya da biraz daraltalım, kişilerinin içinde yaşadığı toplumu) ve insanı panayır aynalarında seyreden ve seyrettiren bir yazarın kaleminden çıkmış bu öyküler. Robot, Tazelenen Eski Yakınmalar ve Yavrucak adlı üç öykü, gerçekten derinlikler taşıyan, çözümleyici yanları ağır basan, düşUndürücü ve yer yer enikonu hoş öyküler. Özellikle Yavrucak, birbirini izleyen psikoterapi (ya da analiz) seanslarının, tek taraflı ve zaman kaymalarıyla yansıtılması üzerine kurulu özgün söylemi, ince humoru ile Sontag'ın en sevdiğim öyküsü oldu. Tazelenen Eski Yakınmalar, "örgüt ruhu" üzerinde düşünmesi özellikle gereken, "kişi olma" süreci sürekli bir tehdit altında bulunan "68'liler" için çok ilgi çekici ve uyancı bir metin. Robot ise, loplumsal rolleriyle örülmüş kılıf P İ K N İ K PİYALEMADRA /^LJJTfE^ BI'R "Sığınak Hikâyeleri" yeniden yayımlandı Olüme karşı hayata ve insana sığınmak ZEKİ COŞKUN demektir." İşte böyle, II. Dünya Savaşı Sen hem Türk ol hem de tut in Londrası, ölüm ortamıyla başlasanlardan mekânlara, tümüyle yan, ölüme karşı hayatainsana sı"ecnebi" öyküler yaz! Bugün bel ğınmayla tamamlanan, birbirine ki pek garipsenmez. Ama ekli altı öykü. 19541956 yılların1950'Ierde "Müslüman mahalle dayazılmış, 1962'de kitaplaşmış. sinde salyangoz satmak"tan baş (Ara Yayıncılık 26 yıllık bir araka bir şey değildir bu. Feyyaz Ka dan sonra bu ilginç kitabı bize yeyacan da Sığınak Hikayeleri'yle işte bunu yapar. " O sıralarda Forest Hill'de ak Hikâyeleri / oturuyorduk" diye başlar söze. Iğreti adıınların arşınladığı Dart Feyyaz Kayacan / Ara mouth caddesinin Manş'a, "har Yaytncılık / Haziran 1988, be döküldüğü"nü, ölümüıı "ta 128 sayfa. ahhütlü" olarak gönderildiği Londra'daki yalnızlığı söyleyerek girer Sıgınak'a (ilk öykü). Sonra dünyada hiç savaş yokmuş gibi bahçesi, çiçekleriyle meşgul Mr. Ellis'ı, ölUm yokmuş gibi kahkahalar atıp poğaçalar pişiren Mrs. Valley'ı, upuzun saçlarının altına gizlenen Şair Alvin'i, "çıplaklığında bile en aşınmaz, en aşılmaz biçitnlere doğıu giyinik" Vera'yı, rafları tütünden, sigaradan çok kitapla dolu, Çanakkale'de savaşmış Tiitiincü (îareth'i hep o sığınakta buluşturur. niden sunuyor). Peki, "sığınak" niye Londra'Sığınağın Son Agzından adlı altıncı (vc son) öyküdeyse Mrs. Val da? Oysa o sıralar Türk edebiyaley'in sözleriylc "Savaş bitti tında patlayan bombanın adı "Biartık" der Kayacan. "Bugüne ba zim Köy"dür. Bu "ekol"den peş kıp da daha deminki geçmişi peşe ürünler yayımlanır. Sığınak unutmayın, yeni baştan öleyim Hikflyeleri'nin dergilerde boy gösdeıneyin sakın. Unutmak, ölmek terdiği sıra köy gerçeğinin önemli yazarlarından Fakir Baykurt da Çilli'yi yayımlar (1955). Ama bu genel gidiş içinde ayrıksı duran tek isim de Feyyaz Kayacan değildir. Gerçi yabancı diyarlar, yabancı insanlar ondaki gibi adıyla sanıyla açık açık kalcme ahnmaşa da 1950'lerde "yerll" ve "gerçekçi" eğilime kentte "birey" öne çıkar. Birey, biraz da yazann, sanatçının konumudur: DP iktidarıyla birlikte loplumsal öncülükten memurluğa, tekilliğe itilen aydının konumu. ö t e yandan kırsal kesimin kente akışı yaşanan çevreyi, insan tipini köklü değişimlere uğratır. Tüm bunlar, Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet övgüleriyle yetişen bir kuşağın içine düştüğü "hiç"lik ve "var olus" sorusunun ipuçlarıdır. Şiirde II. Yeni, öyküde Batı'daki adlandırmasıyla "varoluşçuluk" (bizde "bunalım edebiyatı"!) damgasıyla anılan ürünler işte bu evrede belirir. Alışılagelen öykü kalıbı, olay örgılsü, tiplemedcn çok düşünce düzeyinde seyreden, iç söyleşiyi öne çıkaran bir dizi öykü 1950'lerin ikinci yarısında pek de rastlantısal olmayan bir biçimde arzı endan eder: Demir özlii'nün Bunaltı, Feyyaz Kayacan'ın Şişedeki Adam (1958), Ferit Edgü'nün Kaçkınlar, Onat Kutlar'ın tshak (1959) adlı kitapları ilk akla gclenler. HIZLI GAZETECİ NECDETŞEN RVUU, YENİPEN PERLE/JMS, BUEM, ~' ..PÖRTAİ ÖNCE 8UNLARI KONUfURPUK • • fİMPl'YSE ERİU FROM, MUZLU £ PAffl, KÖPZÜALTl, AŞK,MEŞK KOHUSUrORUM' .'• TAUUVE OIPU6ÜM W NASIL PA TBR5TAMHI, "âEÇM ÇEPİ P'ıYBEYLVUST M OLU/ORUM YoKSA Kayacan feyyaz ^»w ^ r S / ^ / ? â Sığınak Hikâyeleri, II. Dünya Savaşı Londrası ölüm ortamıyla başlayan, ölüme karşı hayatainsana sığınmayla tamamlanan, birbirine bağlı altı öyküden oluşuyor. ÇfZGtLtK KÂMtL MASARACl YAYIN RAPORU nan 3. romaru. Aralık 1924Eylül 1925 tarihlcri arasında tstanbul'da yayımlanan haftalık "Meslek" gazetesinde bir süre tefrika edilen Miras, ilk kez kitap olarak yayımlânıyor. Bilgi Yayınevinin M.Şevkel Esendal'ın Bütün Eserleri dizisinin 13. kitabı olan Miras'ta Silahtar Ali Paşa Ailesi'nin belirli bir aşamadan sonra yozlaşıp çözülüşü konu ediliyor. Romanın arka planında II. Abdulhamil Uönemi ve bu dönem tstanbul'unun yaşamı ve fikir çalkantıları görülüyor. Bazı kaynaklaragöre, yarım kaldığı anlaşılan romanı, Esendal sonradan yeniden yazmış ve lamamlamış. Ö L Ü M H Ü C R E S İ / Arthur Koestler / Çeviren: Çetin Altan / Can Yayınları / 230 sayfa / K o d N o : . . . Macar asıllı ünlü yazar Arthur Koestler, 1937 yılında gazeteci olarak tspanya'da bulunuyordu. Daha sonra solcular tarafında savaşa katılan Koestler, Frankocuların eline tutsak düştü, idama mahkunı edildi. Elimizdeki kitap Koestler'in idama ınahkum olduğu ve henüz 32 yaşında bulunduğu sıralarda tuttuğu notlardan yola çıkarak yazdığı ilginç bir roman. Yazar 1937 yılında Londra'da kitabını yazdığı "Başlangıç" Kll l'l \l(l Aluııcl Ra.sını ROMANYA MEKTUPLARI Rasim / Yayına Rıdvan Yakın / Yayınları / 168 / Ahmet Hazırlayan: Arba Sayfa. 18651932 yılları arasında yaşamış olan Ahmet Rasim, edebiyatımızın ve basın dünyamızın en özgün yazarlarından biri olarak biliniyor. Yazı hayatına çeviriler yaparak başlayan Ahmet Rasim'in "Romanya Mektupları" adlı kitabı gezi izlenimlerini anlatan bu türdeki tek ya'pıtı. Ahmet Rasim'in I. Dunya Savaşı yıllarında Tasviri Efkâr Gazetcsi'nin yazarı olarak gittiği Romanya cephesinde, çeşitli uluslardan askerlerin ilişkilerini anlattığı kitabındaki yazılar yine o yıllarda Tasviri Efkâr Gazctesi'nde yayımlanmış, 1917 yılında da kitap halinc getirilmişti. Türünün en başarılı örneklcri arasında gösterilen "Romanya Mektupları" Arba Yayınlan'nın yayımladığı Ahmel Rasim Bütün Eserlerı dizisinin 5. kitabı. Kayacan, kuşağın en yaşlısı. karşı bir "yabancı", "yeni öykii" 1919'da doğmuş. ilk kitabı Şişeortaya çıkar. Denebilirse, yalın deki Adam, ama ilk ürünlerı "köy gerçeği" karşısında, karma 19551956'da Yeditepe, Yenilik şık ve yeni yeni beliren, hisscdi dc'rgilcrindc yayımlanan Sığınak len "kent gerçeği" gündeme ge Hikâyeleri. Kitaplaştığı yılın Türk lir bu "yeni öykü"yle. Dil Kurumu ödülünü almış. Geleneksel dokusunu sürdu< Dil, Kayacan için önemli. Bir ren köydeki " c e m a a f ' e karşılık anlatım aracından öte, çoğunlukla amaç niteliği taşır. Daha açığı, işlenecek bir nesnc. örnekse savaşı, ölümün sardığı bir ortamı ifayazısında şöyle diyor: "Bu hikâ delendirirken "zaman öldürme" yenin hiçbir kişisi hayali değildir. deyimini "dünya dolusu öldüreBugün birçoğu ölmüş bulunuyor. cek boş zamanım vardı"ya çeviYazarı, Londra'nın liberal gaze rir. Kütüphaneyi "günlerin tesi News Chronicle'ın Ispanya mezbahası" olarak niteler. Ya da muhabiriydi. Birçok olaydan son "can sıkıntısının satırıyla günlera milliyetçiler tarafından tutuk rin kellcsini vurup uçurur"... " ö l ü m konusunun kırtasiyeciliğini yapıyo.rdum" der. Kahramanlarından Vera için yapılan "sokak gibi kadın" benzetmesinin hcnıen ardından "herkesin üstündcn geçtiği" söylentisi ızler. Nihayct Aıihur Koestler son öykudeki itiraf: "Elimin sözlüğiinde konuşuyor gene sığınagın içindekiler". Evet, ortada yaşananla biçimlenen özel bir dil, "sözlük" var. Buradan çıkan, dil kullanımının Kayacan için "süsleyicisanatsal" bir öğeden öte içselliği, işlevselliğidir. Sanırım "Sığınak nerede" sorusunun yanıtını da burada aramak gerekir: Birey değışık zorlayan koşullarla karşı karşıya olsa da her yerde aynı soruyla cebelleşır dıyor Kayacan: Var olmak, Dil de bulanıp idama mahkum edildi. Dört nun bir biçimi. aya yakın bir /aıuaıı hükınün uyTam bu noktada Tuğrul Tangulanmasını bekledi ve öteki mah yol'un "Sığınagın Girişi" adlı sukum arkadaşlannın nasıl kurşu nuş yazısına değinmek gerekiyor. na dizildiklerini seyretti. (...) Bu Tanyol, önsözlerin okunmayacağı ncdcnledir ki, Endülüs'teki bir gcrçeğinden hareketle Sığınak Hidilsiz ölümevinden yazılan bu not kâyclcri'ni "hikâyc ediyor" bu lar, savaşın yüzünü cepheden çe yazısında. Biraz sonraki sayfalarkilen telgraflardan belki dc daha da okuyacağımız öyküleri •Vetleçok yunMlmaktadır." meyc, anlatmaya ncdcn gerek AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN GÜRSES OLCTVl TARİHTE BUGÜN MIMTAZ ARIKAN 15 Eylül £/?WĞRUL FİRKATEYN! BATT/f 1B89'M 8U6UN, ERTU6RUL FMX/\rSYNI,TAPONYA yAKlMlARINPA BATTI. PADIŞAH) ZİYABET ETMl$ OLANJAPON IMPARATD&JNUN AMÇASI.SlCAK&İK DOSn.UKUAVASl VA&trM/Çr/,ZİyAg£7E KARÇlUK VERMEM İÇIN, E/lTUĞfiUL FİRKATEyNİ MIRALAY(AIBAV)O£MANBEY •/ONETİMIUPEJAPONYA'VA YOUAUDt. IMPARATOR M£T/'y£,SULTAN JT. ABDüLHAimir'rEN ARMASAUIARSUNUL • PU. BİR SuR£ OBAC* KALAN 6£/U/O£/ BİR SALGthl HASTAUK 8AflAM/ŞT/. HE.MEM OÖNÜŞKA RARl VBRİLVİ. FAKAT.DAHA yÇLOjUjğufil BAÇIHDA Fl8n*/A ÇlKMlÇ,BSk:i OLAN GEMİYÎ KAYAlARA PO5R.II SURÜfOEUİşri. İkiyE AYRILARAK MrAU SEMİPEN 63 Klfl KueTUlABltMİŞ.kAPTAMLA BlRL İHT£ S3O Ayp'uLMÛfn/. 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet 15 EYLÜL 1938 eden bütün tedbirleri almıştır. kabulüne devam Şimdilik boş bulunan bazı olunnıakladır. Bu yıl, talebenin kaydolunmak iîzere doçentlik ve profesörlüklere davet olunan salâhiyettar ilim ekseriyeıle müracaal ettiği adaınları teşrinievvel şubeler, tktisad, Hukuk ve bidayeıine kadar vazifeleri Tıb Fakultelehdir. Dığer başına geleceklerdir. fakıiltelere müracaal edenlerin sayısı nisbeten KUUONLU \A0tLl NIA UU azdır. Liselerde eylul devresi olgunluk imtihanlannın nihayete ermesile Üniversitenin muhtelıj fakültelerine yapılacak müracaatlerin şiındikine nisbetle iki misli olacağı tafinün edilmektedir. Bu yıl Üniversitey? lise mezun/arı tarafından yapılan memnuniyetbahş tehacümü nazarı itibara alan Üniversite idaresi, tedris ve umumî ihtiyaclar bakımından icab Yağ mur ve soğuk CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ'NDEN HABERLER HAFTAIMIN EN ÇOK SATAN KİTAPLARI 6.9.198813.9.1988 Sıra 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Kod Kitabın Adı/Vuarı Türu 011.054 Anneme Reklamcı Olduğumu SOylemeyin/Jacques Seugöla Anı 021.318 Gulüşün ve Unutuşun Kitabı/Milan Kundera Roman 072.083 MİT Raporu Olayı İnceleme 021.316 Hıroşımalar Olmasın/Oktay Akbal Gezi 066.066 Sosyalizm ve Parlamenter Demokrasi/Geoff Aodgson lncqjeme 011.050 Bütün Filmlerıyle Yılmaz Güney/Agâh uzgüç Sinema 027 072 Zıverbey Köşkü/llhan Selçuk Anı 021 314 Ayrılık Valsı/Mılan Kundera Roman 066.071 Yeşıller ve Sosyalızm/Der Tanıl Bora İnceleme 124 289 Yönetmenler Fılmler Ülkelerll/Atillâ Dorsay Sinema duyduğunu anlanıak gcrçekten güç. Ama Tanyol'un anlatımdaki "irngeler, ınctai'orlar vc söz sanatları"nı (!) şiirsel tat olarak yorumlamasına katılmak da yukarıda değindiğım ncdenlerlc güç. Altı öykülük Sığınak Hikâyclcri'ni "yedi essiz öyku"yc çıkaran Tanyol sözlerini bitirirken "Şişcdcki Adam, Hivoğlu'nuıı Serüvcnlcri ve öteki kitaplarının da yeni basımlarıyla Kayacan'a yeniden kavuşmak hiç kuşkusuz Tıırk edebiyatı ve Türk dili için bııyuk biı mutluluk olacaktır" diyor. İyi de, Hiçoğlu'nun Scrüvenleri, Şişedeki Adam'ın üç yeni öykuyle yeniden basımı değil nıi? MİRAS / Memduh Şevket Esendal / Bilgi Yayınevi / 246 sayfa / Kod No:... "Miras" Memduh Şevket F.sendal'ın kitap olarak yayımla sona er/nıs bulunuyor. Dün, hava, Kocaeli, orla Anadolu, cenub ve cenubu şarkî mıntakalarmda yağışlı, Hava/ar anî surelte diğer bölgelerde kapalı soğumuştur. Termometre, geçmiştir. Rtizgârlar dun otı derece bırden düşrnüş umutniyetle şimalî ve sabahtan akşama kadar, istikamelten orta kuvvette, kısa fusılalarla yağmur Eğe mıntakasmda kuvvetli yağmışlır. esmiştir. Dün, takvimlerin güz faslmın lstanbulda hava tamamen iptidası olarak kaydettikleri kapalı ve yağışlı geçnıiş, 24 eski 1 eyluldit. Havaların saat zarfındaki yağışın nıetre soğuması devam ederse, kış, murabbama bıraktığı su kendini gösiermekte miktarı 4 kilo 500 granı gecikmiyecektir. Birçok olarak lesbil edilmislir. kimseler, pardesü ve lâstikle dolaşnıuğa bablamışlardır. Geçen pazar, h'lorya plâjına yapılan akınırt, son olduğu anlaşılmaktadır. Yağınurlann Üniversiienın ınuhtelif başlamasile plâj mevsimi de şubelerinde talebe kayıd ve Universitede kayıd