14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
\1 EYLÜL 1988 KÜLTÜRYAŞAM KİM KÎME DUM DUMA uanyana, olacakşey BEHIÇ AK CUMHURÎYET/5 Bir bardak günahta fırtına Uaftalardır kopanlan fırtmalardan sonra Martin Scorsese'nin "Günaha Son Çağn"sı Venedik Film Şenliği'nde olaysız gösterildi. Scorsese'nin özenli ve düzeyli yapıtı, aslmda Hıristiyanhğa ve tsa'ya saygılı bir fılm. MEHMET BASUTÇU ~ VENEDİK Evet, "Günaha Son ÇagrTyı da gördük. Sıcak bir günttn sivrisinekleri bol, boğucu geceyarısında başlayan ilk gösteride, olağan olarak bir tek boş yer kalmamıştı. Günlerdir fılme karşı olanların, Şenlik Sarayı'nın önünde toplanmalarını bekliyorduk. Ancak hiç kimse gelmemişti. Yargı organlannın karanna saygıdan mıdır, yoksa başka nedenlerle midir, bilemiyoruz... Bazı tannsızlar göstericilerin ashnda sivrısineklerden kaçtıklanru ileri sürdüler... Gösteri bitiminde, filmi ne ıslıklayan çıktı ne de uzun uzun alkışlayan. Biz, Isa Peygamber'in karabasanlarla dolu yaşamını ve son düşünü izlerken, dışanda güçlü bir rüzgâr çıktnış, sivrisinekleri de bulutları da dağıtmıştı. Herkes hafiflemişti... Haftalardır kopanlan fırtınalar, açılan davalar, yapüan yürüyüşler, dağıtılan bildiriler, toplanan paralar, seferber edilen Hıristiyanlar; bu fümde çarmıha gerilen tsa'ıun ölmeden önce Maria Magdalena Ue seviştiğini, böylece çoluk çocuğa kanşarak sıradan bir insan gibi mutlu bir yaşam sürdüğünü, batta kansını bile aldattığıru bir an düşlediği içinse eğer bu, sonuç olarak bir bardak günahta kopanlan bir fırtınadır. Martin Scorsese'nin filmi ashnda son derece klasik, özenli, düzeyli bir yapıt. Hatta, Hıristiyanlığa ve tsa'ya saygılı bir film. Peci, bu gürültü patırtı neden kopanldı? Kanımızca asıl sorun, bu bardağın içindeki suyun nereden geldiği. Asıl günah o kaynakta yatıdilerim. sizlere bir öykü antatmak istiyonım..." diye kekeliyor... Sonra, sevgiden söz ediyor, kotulerin bağışlanmasını diliyor. Ancak onu hakh bulanlar bile "Romalılara ölnm" diyerek çığhk çığlığa koşuyorlar... Evet, tsa sevgiye ve hoşgöruye susamış, anlaşılamamış olmanın acısını surekli çeken, kolayca karar veremeyen, Tann'nm oğlu yerine onun sıradan bir kuluna daha çok yaraşan zavallı bir gorünüm içinde yansıyor beyazperdeye. Dinsel öğretinin yuzyıllar boyunca iletmeye çalıştığı kutsal imge ve simgeler birbiri ardına sarsıüyor... "Günaha Son Çağn", Venedik'te ne ıslıklandı ne de alkışlandı H(r fvrib nane haifalfı / Filmin biçimine gelince, çocukluğunda dini eğitim görmüş, hatta 14 yaşlanndayken papaz olmayı bile düşünmuş olan Martin Scorsese, tüm aşınttklardan kaçınmış. Yirmi yüzyıl öncesinin Kudüs'ünü olabildiğince sadık bir biçimde yansıtmaya çalışmış. Eski res P İ K N Î K PİYALE MADRA samlann tablolarından esinlenrniş. Çarmıha gerilen insanlann ayaklarırun ne biçimde kıvnkhğjna kadar bırçok aynntıyı araştırmış... Telaşsız kamerası tsa'nın yüzündeki (Willem Dafoe) tum mimikleri, hareketlerindeki tüm anlamı yakalamaya hazır. Zaman zaman sanki tsa'yı Tann'mn gözleriyle izlermişçesine yükseliyor, yan i R n m GÖZLERİY11 I » "Günaha Son Çaörfda Martin Scorsese'nin kınlaşıyor, uzaklaşıyor... Aynca, telaşsız kamerası. Wıllem Dafoe'nun canlandınjıjjı İsa'nın yüzündeki butun müzik öğesl de çok iyi kullanümış. mimikleri, hareketlenndek) bütün anlami her an yakalamaya hazır Hatta Girişteki birkaç çağdaş ezgi dışınIsa'yı Tanrı'nın guzleriyte izlermişçesıne yukseliyor. yakınlaşıyor, uzaklaşıyor. da tümüyle içeriği besİeyen Arapça jnistık şarkılardan, dinsel içeyor çünkü. Fahişe Magdalena ile zancakis ve Scorsese, İsa'nın iç çe rikli bestelerden otuşan bu zengin sevişmek, evlenmek ya da evlen lişkilerini, Tann'yla şeytan arasın mUzik bandı keyifle dinleniyor... fflZU GAZETECİ NECDETŞEI* memek değil önemli olan. Olayın da gidip gelen ruhunun dalgalan"Günaha Son Çagn", dine ve kamuoyuna yansıyan bu çarpıcı malannı anlamaya, açıklamaya yanını, "tsa nasıl olur da bir so çalışıyorlar. Hıristiyanlan en çok Tann'ya dil uzatmak için çekilmiş, kak kadınıyla sevişmeyi düşleye rahatsız eden de bu yaklaşım za kışkırtıcı bir film değil. Tersine, büir?" diye, dinine bağlı insanla ten. lsa, "Ben ikiynzlü, valancı, içeriği ve biçimiyle dinsel ve feln zayıf noktalanndan yakalayıp günab işlemeye yatlun bir insa sefi sonınlan irdeleyen başanlı bir etkilemek kolaylığına kaçanların nım. Şeytan benim içimde... Her yapıt. bir oyunu olarak değerlendirme şeyden korkuyorum" diyor. Daba Bu arada, söz aramızda, lsa liyiz... Evet, dünya kiliselerini da kötüsü, tsa'nın kendine, inanç peygamberin gönlunde yatan, yüScorsese'ye karşı ayağa kaldıran lanna bile güveni yok. Hep ikir reğini yakan Maria Magdalena'yı gerçek neden, Isa'yı için için ke cikli, kuşkulu. Tann'nın elçisi olup yorumlayan Barbara Hersbey, hernıiren kuşkulan ve korkuyu göz olmadığıru bir türlü kestiremiyor. kese her şeyi duşundurebilecek bir ler önune seren yönetmenin, pey Başka bir "haberci"ye kendini dişi... Biraz günaha gireceğiz, ama gamberin, aslında kararsız, çekin vaftiz bile ettiriyor... Dağa çıktı oğlu aracılığıyla, sakın ola ki TanS02ME gen, zayıf bir insan olduğunu apa ğında köylulere vaaz etmeye baş n düşlemiş olmasın Maria Mag . 0£Ni KAStHTı.pğ t KAPAR çık ortaya koymuş olraası... K« larken öylesine çekingen ki, "Özür dalena'yı? OLPu&U < tçı'N Mi * J ilhkltardo renk mı tcrvtiu c^matılor reKh kJ adamın fiili OLSA &ANA O KAPAR MKTıN ÂCAŞ4 &EHİ 6ÜZ£L &ULUYO ) Yeni s e z o n d a 6 yeni oyıın çtZGlL jK KAML MASARACI Londra'da bulunan Uluslararası Af Orgütü'nün, hakJanuğrundayCırüttuğüçalışma!anduyurmakvegelirsaâlamak amacıyla düzenledifli konser tumesi, Londra ve Paris'ten sonra Italya'nın Torino kentnde devam ettı. Sting ve Bruce Spnngsteen gıbi ünlü rack yıldıztannın da katıldıgı İtalya konserr Torino'dakı Comunale Stadyumu'nda gerçekleştirildı. (Fotoğraf. AP) Mertezı ÂNKÂÜÂ (AA) Ankara Devlet Tiyatrosu 19881989 tiyatro sezonuna 6 sahnede 6 yeni oyunla giriyor. Perdelerini 1 ekimde Şinasi Sahnesi'nde Eugene O'Neil'in "Buzcu Geh'yor" adlı oyunu ile açacak olan Ankara Devlet Tiyatrosu yeni sezonda 18 oyun sergileyecek. İlk tur oyunları arasında yer alan Turan Oflazoğlu'nun yazdığı, Ruştu Asyah'nın yönettiği "Sinan" 1 ekimde Büyük Tiyatro'da, F. Karinthy'nin "Peynirli Yumurta" adlı oyunu 4 ekimde Oda Tiyat AĞAÇ rosu'nda izlenebilecek. Recep Bilginer'in yazdığı, Dinçer Sümer'in yönettiği "Kıskanç" 4 ekimde Küçük Tiyatro'da, Peter Ustinov'un "Ellerimin Arasındaki Hayat" adlı oyunu 5 ekimde Yeni Sahne'de başlayacak. Yeni sezonda Altındağ Tiyatrosu'nda bir müzdkaJ sergilenecek. Erman Canatan'ın "Batakhane Güzeli" müzikali 7ekimdeeörülebilecek. YAŞKEN EĞtlİR KEMAL GÖKHAN GÜRSES Mtfeflini h b Işu Yucesoy yenıden tiyutroda Kiiltur Servisi Uzun yülardır hafıf Batı müziği sanatçılığj yapan Işıl Yucesoy, on beş yıllık bir aradan sonra tiyatroya döndu. Yucesoy, bu mevsim Devlet Tiyatrosu'nda Bertolt Brecht'in "Üç Kuruşluk Opera"sında oynayacak. "Tiyatro benim öğrenimini yaptığım öz mesleğimdi. Bir gun mutlaka dönecektim" diyen Işıl Yucesoy, Devlet Konservatuvan'nı bitirdikten sonra bir süre tiyatro yaptığını ve tiyatrodan özel nedenlerle ayrıldığım belirterek şunları söyledi: "Üç Kuruşluk Opera gibi tiyatronun evrensel boyutlu başyapıtlarından biriyle tiyatroya döndüğüm için mutluyum." MÜZİK S E T İ BURAK ELDEM Ç«ok Alanetler Belir4i / birinden ayn durmadığı sezinleni Aretha / Aretha FraaklİM yor. Tüm kasetin belki de (Arista / MMY) (Ada) Üç yıl kadar önce yayımlanan "Ardından" adlı kasetten beri stüdyo çahşması yapmayan Grup Mozaik, aynı kadroyu aşağı yukarı muhafaza ederek geçen aylarda oldukça ilginç isimli yeni kasetini piyasaya çıkardı. "Kadroyu muhafaza etmek" üzerinde durraamın nedeni, Mozaik'in alışılmadık düzeyde kalabalık bir ekip olması. Öyle ki, özeUikle Türkiye gibi müzik endüstrisinin son derece yetersiz kaldığı ülkelerde, hele uzun süreli suskunluklar söz konusuysa, on kişiyi bulan bir topluluğun kadrosunu koruması ger' çekten çok zor. Üstelik Mozaikin bir önemli özelliği de topluluk elemanlarının birbirinden farkh müzikal eğilimlere sahip olması; yani üzerinde anlaşılmış bir tür de söz konusu değil. Ama geriye donüp bakınca, 1983 yıhndaki "Ölümden Önce Bir Hayat Vardır" adlı konser ve kasete ka"anahtan" kabul edilebilecek olan Bülenl Soma> bestesi "Sappho ile Konuşma"; Ayşe Tötüncii'nun "Oniki Adım" adlı enstrümantal bestesi ve Saruhan Erim inuasını taşıyan "Bir Bisiklet Gezintisi", Mozaik'in geleceği ile ilgili olumlu sinyaller veriyor. Diğer besteler (belki "Kurşun Asker" ve "Alametler" biraz dışta tutulabilir) eşdeğer bir yetkinliği hissettirmese de kaseti dınlemekte yarar var. Blues ve soul müziklerine ilgi duyanlar için Aretha Franklin adı, "Kraliçe" nitelemesiyle birlikte anıhyor yülardır. Altmışlı yılların sonlanna doğnı ABD'de başlayıp hemen sonra Avrupa'ya sıçrayan "black mask" salgını sırasında adından bir hayli söz ett.ren Aretha, hemen tüm önemli siyah müzisyenleri çatısı altında toplayarak değişik bir ekol yarat TARÎHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN // Eylül 1919'DA8USUN,SlVASKONGRE$i SOHA £££>/'. MUSTAPA KEMAL, ULUSAL Ka/miLUf S4 VA$I IÇ/AJ, ÖRGİJTIJENMEYİ VE 8UNUM DA SELU BİR MES/CEZDEM rÖNETlMlNI SASLAMAtC IÇİAJ S/VAS'TA &e MILÜKONGeB TüPLAMlÇTI. 38 DBLB&ENİN KATILDlSI, KAP&AM Y£ NİTEÜK BAKIUINÜAN EZZURUU KONG££Sİ <A'TEKLE/&J SİVAS KONGOESl, YÖNETİMlNPEN AY& KUtÜJLACAK 'TEMS1L HEYETT'AJİN D£RMAL OLOfrueaUM SIN/ ONAYUYOfiDli BU AfZAÛA, MUSTAPA AT£ KMLjAMEIİlKAN MANPASINA S/RMEYt OAtER.ENLERB ItA&ŞIÇJKJYOIZ,BA6llıJSt21.t§lSA I/UNU YOEDÜ.fyAHDA,MUSTAFA KEMAL, Sİ ' I/A£ KON£8£Sl SWA&KONGRESI TAMAMLAHDI. Sur La Mer / The M*odv B l u e s (Polygram / Yonca) Moody Blues da rock tarihinin deneyci niteliğe sahip unutulmaz topluluklarından biri. Altmışlı yıllann ortalarından itibaren klasik British Rock'a senfonik esintiler taşıyan ve sonradan senfonikrock olarak amlacak olan turün oncüleri arasına giren Moody Blues, yirmi yılı aşkın bir süredir varlığını koruduğu gibi ticari çarklara ödün vermeden kendini yenilemeyi büdi. Geçen süre içinde "Melancholy Man"in bestecisi Mike Pinder'ı ve Denny Laine'i yitirdi belki, ama en ufak bir sarsıntı da yaşamadı. tki yıl kadar once yayımlanan "The Other Side Of Life", Moody Blues'un "Days Of Future Passed"daki duzeyinin gerisine asla duşmediğini ortaya koyduğu gıbı gerektiği zaman "Nights In VVhite Satin" ben'zeri hit parçaları da (orneğin "Your VVildest Dreams") hâlâ uretebileceğini gösteriyordu. 1988 tarihli "Sur La Mer", yetmişlerdeki Moody Blues'u sevenlerin buyük bir keyifle dinleyeceği bir kaset. Pinder'den sonra topluluğun onderliğini Ustlenen Justin Hav>vard, klavyeci Patrick Moraz ile birlikte yine ağırlığını hissettirirken, nefis vokal duzenlemeler eşliğinde o bildiğimiz yumuşak sounddan doyumsuz örnekler sunuyor. Ozellikle, ilk yüzdeki "Want To Be With You" ve "Here Comes The Weekend"i dinlerken, kırk yaşını çoktan geride bırakan delikanhların hâlâ o eski Moody Blues lezzetini (belki daha da yetkinleşmiş biçimde) verebildiklerini hissedlyorsunuz. 50 YIL ONCE Cumhuriyet Melek sinemasında yeni mevsim Açıldığı gunden beri îstanbulun en kibar sinemau isminı muhafaza eden ve daima sinema dünyasının en güzel, en pahalı filmlerini gösteren Melek ma çabası içindeki ünlü Motown sineması önümuzdekı çarşamba plak şirketinin de gözdelerinden günü akşamı yeni sinema biri oldu. Olağanüstü rahathkla mevsimine başlıyor. Melek kullarıdığj gırtlağı ve blues için bi sineması senelerdenberi çilmiş kaftan denebilecek sesiyle kazandığı "en gtizel fuimler olduğu kadar, fiziksel özellikleri gösteren sinema" şöhretini bu ile de insanlan etkiledi o zaman sene de muhafaza etmek için lar. Şimdi Aretha kırkını çoktan hiçbir fedakârlıktan geride bırakmış durumda. Son çekinmemiş. Amerikanın Metro olarak John Bdushi ile birlikte iz Goldvyn, Ünited, Paramount ve lediğimiz "Blues Brothers" Tıl Foks gibi en büyük fılim mınde görduğumüz kadanyla da şırketlehnin en muazzam eski fıziği kalmanuş pek. Ama ses filimlerinı saîm almıştır. Bu yine aynı ses. MMY etiketiyle çı filimler arasında şu büyük kan son kasetinde de hâlâ "Que ısimleri şimdiden en Aretha" olduğunu kanıtlarca kaydedebilihz: sına güçlü vokal tekniğinden ör 1 Kontes Valevska: Charles nekler sunuyor. Kasette, bir sure Boyer Greta Carba once ortak çalışma içine girdiği ve 2 Marıe Antoinette: Norma birlikte konserler verdiği George Shearer Tyrone Potver. Michael'ın katkısım içeren " I 3 Kasırga: Dorothy Lamour. Knew You VVere VVaiüag" de yer 4 Marko Polo: Gary Cooper. alıyor. Aynca parçaların seçimi 5 Senohta: Jeanette Mac oldukça özenli; hele "Jimray Donald Nelson Eddy. Lee" ve "An Angel Cries"da, 6 Şahane Çılgınlıklar. Aretha yine dornklarda. "Black 7 Rosalie: Eleanor Povell music" merakiılarına önerilir. Nelson Eddy. Margerite Suliavan. 8 Manon: Martha Eggerth • Jean Kiepura. 20 Buyuk Ateş; Charles 9 Fena Yol: Danielle Darrıeu. Laughton. 10 Süt kardeşler Henry Garat 21 Taş Bebek Jean Cravford Meg Letnonnier. Spenoer Tracy. 11 Delikanlılar Robert Taylor 22 Kır çiçeği: Shirley Temple. Maureen O'sullivan. 23 Paris Bulbülu: Simone 12 Manuella: Dorothy Lamour. Simone. 13 Napolt geceleri: Jean 24 Kadın oyunlarv Loretta Kiepura Gladys Swarthour. Young. 14 Kazanova: Hans Albers. 25 Şantoz Josette: Simone 15 Suveyş Kanalı: Annabella Simone. Tyrone Power. 26 Verther (Gothe'nin meshur 16 Kadınlar Hapisanesi: eseri) Pıerre Rıchard Wilm. (Venedik fılim musabakasında 27 Altın mabud Mireille birinciliği kazanan fılim.) Ballin. 17 Anaların günahv Gladıes Hükumetimizin sinema Georges. vergilerini indirmesi üzerine 18 Barones ve Uşağu Melek sineması müdiriyeti bu •. Annabella William Powell. 19 Üç arkadaş: Robert Taylor sene fiatlanm herkesi şasırtacak bir surette kırmıştır. Hususi koltuklar: 50 kuruş. Kumbara sahiplerı "Balkon ve birinci koltuklar: 1 Eylul 934 . . tarıhine 35 kuruş, ikınci 25 kuruş kadar Banka>a asgari yîrmi beş Kra îatırmış Localar 250 kuruş olarak tesbit olmalısınu! edilmiştir. Aynca Melek sineması şehrimizde ilk defa olarak, sesli ınakine terııbatını, Amerika ve Avrupanın yalnız en lüks, en pahalı sinemalarında kullandığı Western Electric şirketinin en son sistem tertibatile teçhiz etmeğe başlamıştır. Bu yeni tekâmulü on beş yirmi güne Senede 10,000 lira mükâlal kadar hazır bir şekilde görüp • T l r M t * I f •«•* • • • • d'tleyebileceksiniz. // EYLÜL 1938 Efes'te konser Kültür Servisi 23 eylül cuma günü tarihi Efes Antik Tiyatro'da Theodorakis, Livaneli ve Farandouri ortak bir konser vere. cekler. Yunan müziğini uluslararası boyutlara taşıyan, birçok plak ve kaseti ülkemîzde de bilinen ve dinlenen Mikis Theodorakis ile yine Yunanistan'ın yetiştirdiği en önemli şarkıcılardan biri olan ve Avrupa'daki başanlı konser ve plak çahşmalanyla ununün doruğunda bulunan Maria Farandouri ve besteci, söz yazarı, yoruracu, yazar ve yönetmen Zülfü Livaneli Efes Antik Tiyatro'da bir araya gelecekler. Ege'nin iki kıyısında yaşayan halklann müziklerinin buluşacağı konser, TürkYunan dostluğunun geliştirilmeye çalışıldığı bugünlerde önemli bir etkinlik olarak niteleniyor. Mikis Theodorakis ve Maria Farandouri Efes Antik Tiyatro'daki konsere özel orkestralan ile katılacaklar. Adalardan da pek çok turisuk gelmesimn beklendiği konser için Izmir ile Efes Antik Tiyatro'ya gidiş gelişler için otobüs seferleri düzenlendi. Konser 21.30'da başlayacak. Atatürk Istanbul 10 <a.a.) Reisicumhur Atatürk, bugün Ankaradan gelen Dahiliye Vektli Şükrü Kaya ile Budapeşteden gelen elçimiz Behiç Erkini Dolmabahçe saraymda kabul buyurmuş ve bir müddet görüsmüsierdir. lstanbul 10 (<ua.) Hariciye Vekili doktor Tevfık Rüştü Aras, dün akşam Cenevreye hareketinden evvel Dolmabahçe sarayına giderek Reisicumhur Atatürk tarafından kabul buyurulmuştur. VENi BİR İHTİRA. tılanların çok az kayıpla beş yıl sonra yine bir arada olduğunu görüyoruz. Yamız bu kez (galiba) önemli bir farklılık var: Yeni yapıt, "ArdiDdaıTdaki gibi geııiş bir müzik yelpazesi içermiyor. Folk, rock, caz gibi eğilimlerin artık yavaş yavaş değişik bir tarz içinde eriyip Mozaik damgası taşıdığına dair "alametler" seziliyor yeni kasette. Birbirini izleyen sekiz beste tema olarak bir iç butunlük taşıdığı gibi müzikal anlamda da parçalann "ArdındarTdaki kadar bır MARCONi Radyotannın, ••tatyonlan liyo il* ayar «tm««idir
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear